Yurt dışına yerleşme ve eş faktörü

Bizde arabayı falan satıp gideceğiz. Gözümü öyle bir kararttımki maddi kayıp hiç gözüme gelmiyor. MaHlass 'ında dediği gibi sanırım burda gözden geçirilmesi gereken şey evliliğimiz. Hatta geçen eşimle bu konuda konuşmuştuk yabanci ülkeden biri ile evlilik yapmak hiç mantıklı birşey değil diye çünkü çok derin ve asilması mümkün olmayan sorunlar çıkıyor insanın karşısina. Benim Türkiye'ye alisamadigim gibi esiminde oraya alişamama ihtimali yüksek sonuç itibariyle birimizden biri istemediğimiz bir hayatı yaşamak durumunda kalacağız.
 

sıfır ingilizceyle 35 yaşında buraya gelen ve 4 senede öğrenip gayet iyi konuşan birini tanıyorum. ama bu raddeye gelene kadar çok çalışmış ve eşinin maddi sorunu olmadığı için abimiz gayet rahat öğrenmiş iş kaygısı olmadan. eğer maddi kaygınız olacaksa daha zor. ben kreşte çalışıyorum her gün mobbing görüyorum ingilizcem yüzünden. size tavsiyem buraya taşınmadan önce eşinizin günde en az 7-8 saat ingilizce konuşma dersi alması. en azından bir tık bilerek gelirse daha iyi hisseder. burada 3 sene sonra dönenleri de gördüm 3 ayda dönenleri de gördüm 20 sene yaşayanları da. herkesin karakteri aynı değil ama eşiniz büyük ihtimalle 3 ay sonra dönenlerden olacak anlattıklarınıza göre. kararınızı iyi verin
 
Ben senın yerınde olsam o kocayı hıc goturmem valla.
Kalsın anasıyla.
Yer basının etını muhtemelen gıdınce.
 
Bende senin gibi düşünüyorum. Özellikle dil vs yoksa, daha düşük profilli bir işte calisilacaksa şu dönemde yurtdışına çıkılmaz. Zaten döviz almış başını gitmiş, 3 kuruş birikimi de ziyan etmek saçma. Kardeşim ve kuzenlerim Avrupa'nın farklı ülkelerinde yaşıyorlar, benim anladığım orda da durumların cok parlak olmadığı.
 
Eşinizin uyum sağlama ihtimali cok düşük.
Dil falan öğreneceğimiz falan da hiç sanmıyorum.
Buradan masa başı işten gidip orada zora gelecek biri de degil.
Çok olumsuz yazdım ama size gittiğiniz yerde size huzur vermeyecektir, farkındasınız bunun zaten.
Bu demek değil ki kalın gitmeyin ama evliliğiniz içinde farklı sonuçlar getirme ihtimali yuksek bu değişikliğin.
 

Kimisi öncesinde yaşar kimisi iş ciddileştikten sonra. Eşiniz bir karar vermiş ama yüzde yüz emin değil ki çok normal. Sonrası ürkütüyordur onu. Bence biraz daha anlayış göstermeniz gerek. Kayınvalideniz dahil olduğu için rahatsız oluyorsunuz bence ama siz nasıl çocuğunuzu düşünüyorsanız o da kendi çocuğunu düşünüyor. Hevesinizi kırmak asla istemem ama rahatına düşkün masa başı çalışan birinin sıfır yabancı dille yurt dışına yerleşip orda mutlu mesut hayat kurabileceğini pek sanmıyorum
 
Bizim 2 arkadaşımız evlilik sebebiyle yurtdışına gitti. Biri Almanya’da yaşıyor. Burda bir işletmede müdürken orda şu an fabrikada çalışıyor. Karısı doğma büyüme Almanya’da yaşayan bir Türk.
Diğeri İsviçreli ile evlendi. Çalışmıyor. Kadın çalışıyor. Adam evde 2 çocuğa bakıyor.
İkisi de inanılmaz mutsuz. Asla adapte olamadılar. Almanya’da yaşayan sürekli kendini teselli ediyor. Türkiye’de kalsaydım nolcaktı sanki filan diye. Ama her an pılını pırtısını toplayıp, dönecek potansiyelde. Her gün bir hayal kuruyor. Yok şu kadar kredi çekerim. Türkiye’den butik otel alırım filan diye. İsviçre’deki dönmez ama. Karısı adama çok kötü davranıyor. Geçen bir mobilyayı monte etmeye çalışmış adam. Karısına şurayı tutar mısın demiş. Kadın “Ben sabahtan beri işte çalıştım. Kendin yap” demiş.
Hayatınız için radikal bir karar. Eşiniz sizle gelirse orda sıkıntı çıkarma ihtimali yüksek. Ama çocuklarınız için en doğru karar yurtdışına yerleşmeniz.
Bende çocuklarım biraz büyüsün Amerika’ya yerleşeceğim.
 
Zaten bu durumda yapması gereken şey belli eşiyle yolları ayırmak
 
Açıkçası eşinizle empati kurabiliyorum. Kurulu düzenini bozup dilini bile bilmediği bir ülkeye hayat koşullarını dahi düşürerek gitmeye karar vermek çok kolay bir şey değil. İnsanın tereddütleri olması cok normal. Açıkçası yapamayıp dönmeye karar verirse de anlarım eşinizi. Her karaktere uygun bir şey değil bu.
 
Eşinizin yerinde olsaydım, ben de gitmezdim
Gitsem bile dönerim.
Onun için her şey -10 da.
Dil yok, eğitim seviyesi denkliği yok, maddi gücü azalacak, hiçbir tanıdığı yüz, insan, bildiği cadde yok.
Kendi başına çıkıp alışveriş bile yapamayacak, fatura yatıramayacak halde iken ve yaş genç değilken neden bunu yapayım kendime?
Ben de avrupada yaşayamam mesela ama amerika olur, asya olu, yarın atlar giderim
Belki ülke bazlı sevmiyordur, ikinizin hemfikir olabileceği bir yeri neden düşünmüyorsunuz?

Evliliğiniz büyük zarar görecek ya da bitecektir, bu ayrı mesele ama evlilik bitince de sorun bitmez.
Aslolan çocukların babası, çocuklarının avrupa(öyle düşündüm gideceğiniz yeri) kültüründe büyümeleri isteyecek, kendisinden bu denli uzakta oluşlarına izin verecek mi?
Burada ‘ne haddine annesi onları düşünüyor’ diyen olacaktır, bu fikri ben de desteklesem bile ortada bir gerçek var, ‘ikinizin’ çocukları ve tek başına kimse ‘iyilikleri’ adı altında başına buyruk karar alamaz.
 
ABD'deyim.. daha once Almanya'da uzun sure yasadik.
Adaptasyon anlaminda (ingilizce konusulmasi, insanlarin daha sicakkanli olmasi, sosyal ortama uyum saglayabilme) ABD daha rahat olmasina ragmen, belli bir yastan, yasanmisliklardan, hatiralardan, sevdiklerinden, duzenli isinden, cevrenden ayrilip gelmek oyle zor ki... Esinizin tereddutle yaklasmasina da hak veriyorum. Eslerin ortak karariyla bu yola cikilmasi cok onemli, hayirlisi olsun
 
Turist olarak değil herşeyi tam yazmadım. Kalacağımız yer belli çocukların okulu vs herşey hazır muallakta kalan tek şey eşimin oraya alışıp alismayacagi.
Alisamaz. Yurtdisi isteyerek gidenlerin bile zor alistigi bir surec. Istemedwn gidenler hic alisamiyor. Sonra hep depresif hep olumsuz bir auralari oluyor.

Arabalara duskunse falan gider gitmez cok sevecegi turkiyede kullanamayacagi bir araba falan alin. Bir hobisi varsa turkiyede sahip olamayacagi bir materyal falan alip biraz simartin bence.
 
Biraz bencil olun diyeceğim ama bencil olan eşiniz sadece kendi uyum sürecini düşünüyor siz anne olarak da çocuklarınıza iyi bir gelecek vermek için gidiyorsunuz..geri adım atmayın
 

Eşinize de size de hak verdim
Almanya doğumluyum, annem babam 68 de gidenlerden, ben 77 doğumluyum, biz küçükken döndük ona rağmen bugün gidip orada yaşayamam ya da başka bir ülkede imkanları ne olursa olsun.

Türkiye kolay bir ülke değil lakin insanın alıştığı, bildiği düzenden kopması kolay değil. Almanya'ya istediğim zaman gitme şansım var ama benim ülkem burası, şu anda sevmediğim bir düzen var diye burayı terk etmeyi hiç düşünmedim, ailem, yaşanmışlıklarım, anılarım, mezarlarım her şeyim burada, 28 yıl çalıştım bu ülkede mesele sadece dil öğrenmek değil. Bu arada kv nize de kızmayın o da evladını düşünüyor. Giderse istediği zaman göremeyecek, torunlarından uzak kalacak, onun içinde kolay bir süreç değil, büyütüp evlendirmiş olsa da evlat, kimse istemez evladını yılda bir izinlerde görsün bir anne için alışılmayacak bir durum bu

Sizin açınızdan bakınca da çocuklarınızın geleceği için kaygılısınız, orada yaşamış biri olarak buraya adapte olamamışsınız. Bu konuyu en iyi annemden bilirim öldüğü güne kadar Almanya'dan döndüğü için pişman ve depresif yaşadı, asla unutmadı orayı. Eşiniz sizinle gelir ama alışabileceğini sanmıyorum, hangi ülke olduğunu yazmamışsınız ama çokta fark etmez, belli bir yaştan sonra uyum çok zor. 30 unu aşmış insanlar için bu süreç genelde başarısız oluyor.

Hal böyle olunca evliliğinizin yürümeme ihtimalini de değerlendirin. Başka ülkelerde yaşayan ebeveynlerin çocuklarınıza etkisi ne olacak. Maddi ve sosyal gelecekleri kurtulurken manevi geleceklerinde durum ne olacak bence bunları düşünmelisiniz. Ha eşiniz giderde gayret gösterir, alışır bal börek olur ama bunun olmaması halinde ne yapacağınızı planlamanız lazım, tabi çocukların da alışma süreci var, onlarda gidecekleri yerde bambaşka bir düzene adapte olmaya çalışacaklar, bunun sonuçları ne olacak , umarım hakkınızda hayırlısı olur
 
Son düzenleme:
Geçen sene neredeyse tüm arkadaşlarımı yurtdışına ugurladim, her ay bir veda yemeğine katıldım. Kimi ABD'ye gitti, kimi polonya'ya,kimi İsrail'e, kimi Portekiz'e, kimi Belçika'ya, Yeni Zelanda'ya. İçlerinden mutlu olan da çok alisamayan da çok. Benim genel olarak gözlemim, Türkiye'de güzel standarti - iyi işi olanlar gittiği yerde yapamıyor. Ama burada orta halli hayat sürenler orada kral gibi yaşıyor.
Mesela eski iş arkadaşım Yenibosna'nin kalabalık bir gecekondu mahallesi'nde ailesiyle yaşayan, ortalama para kazanan, işinden -hayatindan çok da memnun olmayan biriydi. Şimdiyse bahçeli bir evde, eşiyle mutlu bir hayat yaşıyor, iyi kötü bir işte çalışıyor ama çok mutlu. Çünkü Türkiye'deki standartinin alasını orada buldu.
Burada atanamayip AVM'de çalışan arkadaşım mesela gittiği yerde de benzer bir iş buldu. Üstelik paylaşımlı evde birileriyle kalıyor. Ama inanilmaz mutlu.
Öte yandan burada avukat olan , düzenli temizlikcisi olan, çocuğunu bakicisiyla beraber büyüten, ayda birkaç kere kalabalık arkadaş grubuyla meyhanede eğlenen arkadaşım gittiği yerde deminki arkadaslarimdan daha güzel bir hayat yaşıyor, arabasını vs sattığı için-esi davet alıp gittiği icin kaldığı muhit çok daha nezih. Ama o mutsuz, gittiğine pişman. Çünkü Türkiye'deki çevresi orada yok. Avukatlık zaten yapamıyor, daha düşük işlerde çalışmayi da kendine yediremiyor heralde, ev hanımı oldu çocuklara bakıyor. Çevresi yok, temizlikçi vs bulunduğu ülkede yaygın olan şey değilmiş. Memlekette iyi kötü saygın biriydi, işi düşen arar bir şeyler sorardı:) orada tam anlamıyla kaybolmus gibi bir şey. Gerçi konusmayali oldu epey, belki de zamanla daha çok alışmıştır ama ilk yillarda durumu buydu.
Konu sahibin eşi için de, burada kendince standarti iyi bir hayat var. Orada çok daha düşük bir işte calisacak, üstelik göçmen diye ırkçılığa uğraması olası, belki de hayatında ilk defa birileri tarafından asagilanacak. Okumuş,memur olmuş. Bir şeyler başarmış - takdir görmüş bir insan. Oysa oraya gidince dil bile öğrenememis, cahil bir insan yerine konulacak...
Üstelik bu hislerini paylaşacağı , onu anlayan kimse olmayacak. Çünkü o yaştaki çocuklarin dili ogrenmesi bir okul dönemine bakar, 6 aya anadili gibi şakimaya başlarlar. Es desen zaten burada doğmuş büyümüş , üstelik güzel bir işe baslayacak, belki eski dostlarıyla yeniden bir araya gelecek, eskisinden bile keyifli bir sosyal hayatı olacak...
Ne bileyim, bu adamın gözünden bakınca orada yapamayacağını, bir senesi dolmadan koşa koşa memuriyete geri döneceğini görmek zor degil
 
Filmdelisi sen kimse tek başına karar veremez diyorsun ama bu hafta sonu bizim evde küçük çaplı bir kriz yaşandı. Sonrasında ben avukatımla konuştum. Benim bebeler daha küçük. Dedim “hakim bunlar daha küçük. Ek süre verelim” filan demez inşAllah. Avukatım “çocukların yararını gözetir” dedi. Boşanmada da çok aykırı bir durum olmadıkça çocukların velayeti zaten annede kalıyor. O zaman baba ne hakla “gidemezsiniz” diyebilir ki.
Ebeveynlerden biri anne ya da baba hangisinin imkanı daha elverişli ise çocukların menfaati bence esas alınmalı. Türkiye’nin hali ortada. “Yok ben alışamam, gidemem” diye bahane bulacak tarafın bence çokta söz hakkı olmaması gerekiyor. Bende bir 10 sene önce yurtdışına çıktığımda dönmeyi iple çekerdim ama artık Türkiye o eski eski Türkiye değil. Ben bu kadar umutsuzlukla dolu iken çocuklarımı bu ortamda nasıl büyüteyim.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…