Japonya’ya gittim ben. Osaka, kyoto ve Tokyo’ya. Sakura diye kiraz çiçekleri var. Nisan ayında onlar açıyor. O zaman her yer pembeye dönüşüyor. Geyşa kültürünü yaşatmaya çalışıyorlar bazı bölgelerde. Yöresel kıyafetler giyip, tahta terlikle dolaşıyorlar. Zamanında Amerika onları bombaladığı için müthiş Amerikan ezikliği yaşıyorlar. Çekik gözlü Ülkelerin çoğunda olduğu gibi komplekstiler. İntihar oranı çok yüksek bir ülke. Hatta bir bölgede intihar ormanı var. İntihar etmek isteyenlere ağaçlar üzerinde talimat vermişler. Tapınakları meşhur. Teknolojiyle kafayı bozmuşlar. Tokyo’da herkes metronun altında çekirge sürüsü gibi yaşıyor. Hayat aşırı pahalı. Elmayı tane ile, karpuzu dilimle alıyorsun. Hızlı trenleri meşhur. Cidden çok hızlı ve hiç fark etmiyorsun o hızı.Türkleri İlhan mansız’dan ve Barış Manço’dan biliyorlar. Kısaca değişik bir ülkeydi Japonya.
yani işte mesela 3-5 gün gezmek için böyle
ben çalışma için düşünüyordum bir ara ve şu tür yorumlar aldım:
bu adamlar iş konusunda manyak.
evli kadınların daha çok evde oturup çocuk bakması bekleniyor, kadın kariyerini önceliyorsa eskiler buna iyi bakmıyor. (benim tanıdığım japon kadınların hepsi şeker gibi insan ama gidip ülkelerinde yaşamıyorlar mesea, bildiğiniz mahalle baskısı)
erkeklerin ise robot gibi çalışması bekleniyor
evli-çocuklu erkeklerin evine gitmeyip işyerinde yatıp kalkması normal görülüyor (o çok övülen günde 2 saa ekstradan, devleti için mesai yapan adamlar genelde bunlarmış).
o geyşa kültürü bu işkolik adamların stres atması mantığıyla gelişmiş bir müessese. eskiden her zengin adamın bir geyşası olurmuş ,geyşalar illa seks için değil kültür müzik filan gibi olayları da var ama esas olay şu: evdeki çocuğunun annesi olan kadın"kutsal" onunla rahatlayamıyor, o iş geyşalarda. yani cinsel konularda farklı farklı uçlar çok.
yeni nesil ise tüm bunları boşvermiş onlar da tamamen teknolojiye aktarmış bu aşırı takıntılı olma halini.
dışarıya karşı da fazla soğuk bulunuyorlar. yani başka milletlere kolay adapte olabilen bi yapıları yok, öyle bir kültürleri yokmuş. bu yüzden benim patronum gitme, sen çok konuşkan ve dışa dönüksün, kafayı yersin minvalinde konuşmuştu
evet intihar olayını herkes bilir, hatta hayat sigortalarının intiharı da kapsadığı ülke diye hep örnek verilir. çünkü intihar kötü bir olay değil onurlu bir davranış olarak görülüyor
hatta bir türk arkadaşımdan şunu duymuştum:
japonlar sahibi intihar eden evi kiralamazmış, inançları varmış o yönde.
o yüzden fiyatı düşermiş
genelde intihar edenlerin evini bizim türkler tutuyormuş
sonuç olarak ben gitmedim, o işi de unuttum. ama gezmek için gitmeyi hala düşünüyorum.
Şu an Hollanda da değilim. İstediğiniz evde yaşama hakkını anlayamadım. Evi beğenip kiralarsınız yada satın alırsınız. Tabi aynı eve birden fazla talip varsa evsahibi karar veriyor. Erkek arkadaşınız oranın vatandaşıysa yanılmıyorsam sizinde dil öğrenip gitmeniz lazım. Biz expat olarak gittiğimiz için dil mecburiyeti yoktu. Ama ingilizceniz varsa hiç zorlanmazsınız. Oraya yerleşince dil kursuna gidersiniz. Geçen sene bir arkadaşım taşındı eşiyle. Bir senedir kursa gidiyor ve memnun.Hollanda hakkında bilgi verir misiniz şuan orda mısınız?
istediğimiz evde yaşama hakkımız var mı orda?
erkek arkadaşım Hollanda da evlilik düşünüyoruz dil konusuda beni korkutuyor
Eşiniz hangi meslek grubunda? Ne is yapıyor? Yurtdışında aranan bir meslek olmali,hemde yabancı dil, eğitim olarak iyi de bir seviyededir diye düşünüyorum. Yoksa normal bir işçiye yurtdışı firmaları bu imkanları sunmuyor. Esimde eğitimi olsun, yabancı dili is tecrübeleri olsun iyi. Ama yine de is konuşu yurtdisinda oyle kolay olmuyorNeden herkes birikim var mı demiş anlayamadım. Bizim hiç birikiminiz yoktu, eşim iş buldu, şirket taşınma paketi olarak bize bir bütçe verdi, ve neredeyse cebimizden harcamadan yurtdışına taşındık. Sonra ülke değiştirdik orada da herşeyi yeni şirket karşıladı hatta taşınma yardımından cebimize para bile kaldı. Yurtdışında iş bulup taşınmak çok avantajlı oluyor.
yurtdışımda yaşayabilmek ise çok kişisel. Bunu ne kadar istediğiniz ile alakalı. Geride bıraktıklarınız ile ne kadar bağlı oldugunuz ile alakalı.
Ama bence kesinlikle denenmeli. Sonrasında pişmanlık yaşamaktansa zamanında fırsat bulup gidilmeli
Batı kafasında yasamiyoruz biz. Çok yakın olan aileme ayda bı giderim. Hatta koranadan beri üç ayda bir. Akrabaları annemde gorursem görüşmüş olurum. Akraba gezmesi çok sevmiyoruz. Haa misafirperver bı aileyiz. Evde yaşamayı severiz. Ama yurtdışında yaşamayı hiç düşünemiyorum. Dilim olsaydı imkan olsaydı belki dusunebilirdim ama. Müslüman bı ülkede yaşamak isterim ben. Türkiye'den daha modern müslüman ülke olmadığına görebu tamamen görceli bir durum
ülkede nasıl yaşadığınız, neleri öncelediğiniz, neleri önemsediğiniz ve ne beklediğinizle alakalı
mesela siz işteyken evi silen süpüren bir de tencere yemek yapıp koyup giden bir hatice hanım varsa, çocuğunuz anneniz bakıyor, okula gitse okuldan ablanız alacak vs. ise
kurunuz tarhananız memleketten gelip, siz de yazın 1 ay memlekete gidip yaylaymış, obaymış fadime teyzenin kızının nişanı ali abinin oğlunun asker uğurlamasıymış kopup çoşup geliyorsanız, babanız mangalı yakarken siz söğüş hazırlıyorsanız
ne biliyim aynı mahallede doğdu, büyüdü tüm esnaf tüm mahalleli tanıdık sabah evden çıkıp akşam dönene kadar 29579286 kişiye selam vererek günü geçiriyorsanız
nebahat teyzeler akika kurbanı ya da "araba kuyruğu doğrultma"sı kesip size de kavurup getiriyorsa
görümcenizin kızının gelinlik provasına kayınvalidenizle eltinizle birlikte gidiyorsanız
hacı uğurlamaya, bayram temizliğine, diş buğdayına, mezuniyete, ve daha aklıma gelen gelmeyen her bahaneye bir arada iseniz, bir arada olmasanız ölüyorsanız. ezan sesi duyunca seviniyor, bayram sabahı aile görmeden o bayramı bayram saymıyorsanız
.....
böyle yaşıyorsanız zor. gitmeyin daha iyi.
ama sadece kendi eşiniz-çocuğunuz yaşıyorsanız
daha batılı denecek türdeyseniz. bayramda aile yanına değil otel tatiline gidiyorsanız mesela
çocuğa kendiniz bakıyoranız, evinizi kendiniz idare ediyorsanız
kurbanı memlekette değil büyükşehirde kesiyor, veya kesmiyor bağışlıyor belki görmüyor bile iseniz
AVM'ye gitmeyi aktivite saymıyorsanız
işten çıkıp spora gidip, doğa yürüyüşüne gidip, az tüketip, çok okuyup her işinizi kendiniz yapıyorsanız, 35 yaşında dil öğrenmek ya da yüksek lisansa başlamak gibi şeyler yapmak isteseniz bu yaştan sonra delirdin mi otur ourduğun yerde " değil de "evet insan her yaşta gelişmeli öğrenmeli" kafasında iseniz...(çünkü belli düzeni olan insanlar başka ülkeye gidince en çok b konfor alanından çıkma sorununu yaşıyor, esnek ve gleişmeye çaık olmak önemli)
trafikte harcadığınız zamana üzülüyor
çocuğunuz hele ki kızsa giydiğine yediğine kimse karışmasın istiyorsanız
hayatınızı planla programla geçiriyor mesela son dakika değil 2-3-4 senelik planlar yapıyor ; sonra memlekette her gün bi olay olmasından dolayı sıtkınız sıyrılıyor ise
durduğunuz kabahat.
Almanya’da yım 2. sınıf insan muamelesi yapıldığını düşünmüyorum.Yapılıyorsa da bu göç eden insanlardan kaynaklanıyor aslında kendi ülkemizde şahid olduklarımızla aynı gibi mesele elit kesimin daha düşük kesime yukarıdan bakması,herhangi bir kamu kurumunda dış görünüşe göre daha ilgili yada ilgisiz davranılması gibi.Türkiye son 3 senedir devletin kötü politikaları yüzünden çok kötü durumda. Ben ihracat yaptığım senelerde yurtdışına iş amaçlı çok çıktım ama 1 aydan uzun süre kalmadım. Almanya sistemli bir ülke ama orda hala Türklere 2. Sınıf insan yapıyorlar. Gözümün önünde Türk çocuğunu dövmüşlerdi. Türkler Almanlar ile çok entegre bir hayat yaşayamıyor. İngiltere’yi havası yüzünden tercih etmezdim. Yılın çoğu kapalı bir hava Beni depresyona sokar. Uzak doğunun zaten hali ortada. Uçan kaçan herşeyi yiyorlar. Bu lanet koronanında sorumlusu Çinler. Japonlar yine içlerinde medeni bir ülke ama insanları çok mesafeli. Bir de zamanında Amerika onları bombaladığı için kendilerinde Amerikan ezikliği var. İmkanım olsaydı bir gün bile durmaz Amerika’da yaşamayı isterdim. Dedikleri gibi özgürlükler ülkesi. Tabii ki Amerika’da da zaman zaman bir psikopat çıkıp okul basıyor, katliam yapıyor. Ama her yerin belli bir riski var. belli etnik kimlikleri olmadığı için göçmenlik doğal. Ben hakkımı Amerikan’dan yana kullanmak istiyorum
Hayırlısı olsun. Amerika kıtasını düşünüyorsanız benim de fikrim hayat şartları bakımından yaşanacak en iyi ülkenin Kanada olduğu. Amerika’ya kıyasla en önemli özellikleri ise insanların politikadan anlıyor olmaları. Bu günlük hayatta da kendini belli ediyor. Trump gibi birinin seçildiği ve ikinci kerede de seçimi kıl payı kaçırdığı bir ülkeye komşu olduklarına inanmak zor.Biz de eşimle kanada ya gitme planları yapıyoruz hem doğası çok güzel hem de dünyanın en güçlü pasaportlarından biri aklımızda 2 seçenek var avusturalya ve kanada. Ama kanada daha yakın diye ona daha yakınız. Gelecek planlarımız ve hedefimiz bu yönde.. çünkü türkiye de çocuklarımız için mutlu bir gelecek öngöremiyoruz maalesef ilk fırsatta gideceğiz ve bunun için çalışmalarımıza başladık. Hakkımızda hayırlısı olsun
ben de sizinle ayni sayilirim ama tabi cocuk vs yok ve ben amerikadayim. benim geri donecegimi duyanlar da “deli misin, ne guzel okulda okuyorsun, git silikon vadisinde calis” diyorlar. ama yok yani ben gercekten donecegim. ve ben zaten abd vatandasiyim, istedigim an geri donerim. buyuk konusmayayim ama dunyada istedigim her yerde de yasayabilirim o yuzden master bitince amerikayi birakmak bana korkunc gelmiyor.Ben ne edeyim ne diyeyim bilmiyorum. İngilteredeyim. İki tane çocuk var. Eşim şu an doktora yapıyor. Meşhur üniversitelerden birinden iş teklifi aldı. Çocuklarımın eğitimini, doğayı, sakin yaşamayı, dertsiz olmayı çok seviyorum. İnsanlar trafikte markette sokakta o kadar sakin ki mesela Türkiye’de markette işlem yaparken biraz elim ağır olsa arkadan homurtular gelir elim ayağıma dolaşır kalp hızım yükselerek marketten çıkardım. Burada bir kez arabamız ışıklarda arıza yaptı. Onbeş dakika çalıştıramadık. Arkada yığınla araba bir kişi bile kornaya basmadı. Burayı aşırı seviyorum herşeyin farkındayım ama gözüm Türkiye’de. Anneme babama kardeşlerime yakın olmak, çocuklarımın büyüdüklerine şahit olmalarını istemek gibi basit isteklerim var. Orda da burda da maddi sıkıntım yok ama ne yapacağımı bilmiyorum.
Bu düşüncelerimi bir kısım insanlara açtığımda nankörlük olarak görülüyor. Bendeki imkanlar onda olsa bir dakika durmayacak çoğusu. İngilterede her zaman yaşama şansım var yani dönsem yakmıyorum gemileri acaba buna mı güveniyorum bilmiyorum .
merak ettim hangi ülkede yaşıyorsunuz? almanyada kira destek parasi+ cocuk parasi ve minimum 1500-1700€net ile gayet yasayabilirsiniz.yani durumunuz pekte iyi degilse sosyal yardimlar ile ayakta durabilirsiniz en azından duzeninizi kurarsınız, adapte olursunuz. alim gücü malum zaten cok iyi. maasi dah iyi olan 2500-3000€ aylik ilede cooook rahat edersiniz. arkadasimin esi informatiker yni ne oluyor bilgisayarla ilgili bir meslegi var 2300net aliyordu inanin hicbiseyden geri kalmazlr simdilerde patronu maasini yükseltmisEve minimum 4500euro girmesi gerekiyor , bu parayla orta sinif bir hayatiniz olur.Disarda yemekler , kiyafet alisverisi ,kuaforler,guzellik salonlari vs biraz zor.Tum bu parayla sadece kira+elektrik+su oderseniz rahat olur bence.Ama yeni gelen olarak pek cok eksiginiz olacak,mobilya, ivir zivir birde araba almadan olmaz bence.Bu eksikleri maasdan oderseniz duze cikmaniz 3 4 yili bulur ve zorlanirsiniz.
İsviçreye nasıl gidebiliriz acaba yolu yöntemi nedir araştırdım da daha iyi ülkeye benziyorJaponya’ya gittim ben. Osaka, kyoto ve Tokyo’ya. Sakura diye kiraz çiçekleri var. Nisan ayında onlar açıyor. O zaman her yer pembeye dönüşüyor. Geyşa kültürünü yaşatmaya çalışıyorlar bazı bölgelerde. Yöresel kıyafetler giyip, tahta terlikle dolaşıyorlar. Zamanında Amerika onları bombaladığı için müthiş Amerikan ezikliği yaşıyorlar. Çekik gözlü Ülkelerin çoğunda olduğu gibi komplekstiler. İntihar oranı çok yüksek bir ülke. Hatta bir bölgede intihar ormanı var. İntihar etmek isteyenlere ağaçlar üzerinde talimat vermişler. Tapınakları meşhur. Teknolojiyle kafayı bozmuşlar. Tokyo’da herkes metronun altında çekirge sürüsü gibi yaşıyor. Hayat aşırı pahalı. Elmayı tane ile, karpuzu dilimle alıyorsun. Hızlı trenleri meşhur. Cidden çok hızlı ve hiç fark etmiyorsun o hızı.Türkleri İlhan mansız’dan ve Barış Manço’dan biliyorlar. Kısaca değişik bir ülkeydi Japonya.
İsviçre’yi araştırdım çok güzel daha iyi gibi ekonomi olarak ta nasıl gidebiliriz ki İsviçre’de yaşayan var mı bilen orayı yapmamız gerekiyor
arkadasim orda yasiyor,dis doktorunda hemsire gibi asistan yani ayligi 4bin maasi var ama hersey cok pahali oldugundan o parayla almanya sinirina gelip orda tüm alışverişlerini yapiyorlar. yeme icme giyim kusam herseyi almanyadan aliyorlarİsviçre’yi araştırdım çok güzel daha iyi gibi ekonomi olarak ta nasıl gidebiliriz ki İsviçre’de yaşayan var mı bilen orayı yapmamız gerekiyor
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?