- 29 Mayıs 2021
- 3.103
- 6.094
- 108
- 40
- Konu Sahibi mercandedee
-
- #221
Çok doğru özetlemişsiniz. Bu arada 1. Grup 2. Grubu hiç sevmiyor, Türkiye’dekiler ikisini de sevmiyor vs vsşurada da soru sahibinin bahsettiği bir durum var:
"kabaca" iki farklı göçmen (gurbetçi) grubu var.
1. 1960lı yıllardan sonra ailesi herhangi bir ülkeye kapak atmış ve kendisi de orada doğup büyümüşler. Bu grup genelde eğitimsiz oluyor. hatta bu grubun içinde genelde eğitim illegalmiş gibi eğitimden kaçınma grubu var. Ama anadil düzeyinde ülkenin dilini konuştukları için çok vasıf gerektirmeyen işlerde çalışabiliyorlar. sosyokültürel ve sosyoekonomik olarak toplumun dibini kazıyan katman oldukları için zaten vizyonlarında başka bir ülke görüp kültürlenmek gibi bir durum pek yok. onlar ait olmak istiyorlar çünkü bulundukları ülkenin de insanı asla olabilmiş değiller. Türkiye'ye geldiklerinde ceplerindeki dövize istinaden el üstünde tutulduklarından kendi vatanlarının Türkiye olduğunu sanıyorlar.
2. Yeni göç dalgası ile giden expatlar. Bunlar yüksek nitelikli göçmen olarak adlandırılır ve adından anlaşılacağı gibi iyi eğitimli ve kariyerli oldukları için Avrupa'daki herhangi bir ülkede kendilerine yaşam kurabilmişlerdir. Birçoğunun zaten göç etmekteki amacı, "daha iyisi" olduğundan tatil planlarken de aynı motivasyonla seçim yapıyorlar. bu seçim de çoğu zaman başka ülkelerden yana oluyor. Türkiye ancak aile ziyareti ya da aile ile yapılacak tatiller gibi sebeplerle oluyor.
soru sahibi kendini hangi gruba ait görüyor bilemiyorum.
Aslında ABD yi bilmiyorum ama örneğin benim bulunduğum ülkede sosyolojiyi dili ile birleştirip göçmenler üzerine çalışan yapılarda güzel işler bulabilir. Benim konu sahibinde gördüğüm şey harekete geçmek istemiyor, sadece şikayet. Uyumlanmak istemiyor, çocukları da uyumlamıyorMesleği yok işte...Sosyoloji mezunu , uluslararası hatta ulusal bir geçerliligi bile yok okuduğu bölümün, dil bilse n'olacak?
Gayet iyi aciklamissiniz. Ikinci grubun bir parcasi olarak yerlestim Hollanda'ya. Dolayisi ile ilk gruptan gelen insanlarla da iletisimim oluyor zaman zaman. Vizyonlarinin bir parcasi degil evet baska ulke gormek, yeni nesillerinde yavas yavas degisiyor gibi bu durum. Ama ben artik Turkiye'ye gelince el ustunde tutulduklarini da sanmiyorum.şurada da soru sahibinin bahsettiği bir durum var:
"kabaca" iki farklı göçmen (gurbetçi) grubu var.
1. 1960lı yıllardan sonra ailesi herhangi bir ülkeye kapak atmış ve kendisi de orada doğup büyümüşler. Bu grup genelde eğitimsiz oluyor. hatta bu grubun içinde genelde eğitim illegalmiş gibi eğitimden kaçınma grubu var. Ama anadil düzeyinde ülkenin dilini konuştukları için çok vasıf gerektirmeyen işlerde çalışabiliyorlar. sosyokültürel ve sosyoekonomik olarak toplumun dibini kazıyan katman oldukları için zaten vizyonlarında başka bir ülke görüp kültürlenmek gibi bir durum pek yok. onlar ait olmak istiyorlar çünkü bulundukları ülkenin de insanı asla olabilmiş değiller. Türkiye'ye geldiklerinde ceplerindeki dövize istinaden el üstünde tutulduklarından kendi vatanlarının Türkiye olduğunu sanıyorlar.
2. Yeni göç dalgası ile giden expatlar. Bunlar yüksek nitelikli göçmen olarak adlandırılır ve adından anlaşılacağı gibi iyi eğitimli ve kariyerli oldukları için Avrupa'daki herhangi bir ülkede kendilerine yaşam kurabilmişlerdir. Birçoğunun zaten göç etmekteki amacı, "daha iyisi" olduğundan tatil planlarken de aynı motivasyonla seçim yapıyorlar. bu seçim de çoğu zaman başka ülkelerden yana oluyor. Türkiye ancak aile ziyareti ya da aile ile yapılacak tatiller gibi sebeplerle oluyor.
soru sahibi kendini hangi gruba ait görüyor bilemiyorum.
Mezun olduğu okulun denkliği yok büyük ihtimalle, küçük bir anadolu üniversitesini bitirmiş, 2 dil biliyorum dediği de büyük muamma zaten, o yüzden o ihtimali elemistim ben. Çocuklarla ilgili de ciddi sıkıntıları var belli ki ama sorunun kaynağının kendisi olduğunu görebilecek durumda değil maalesef, çok haklısınızAslında ABD yi bilmiyorum ama örneğin benim bulunduğum ülkede sosyolojiyi dili ile birleştirip göçmenler üzerine çalışan yapılarda güzel işler bulabilir. Benim konu sahibinde gördüğüm şey harekete geçmek istemiyor, sadece şikayet. Uyumlanmak istemiyor, çocukları da uyumlamıyor
Aynisini yazmaya gelmistim. Konu sahibi en azindan 2 yilligina bi donsun nasilsa vatandaslik almis. Ayda 100 binle gecinsin ustune BES ne onu da ogrensin is imkanlarini da ogrensin. 3. ayda hangi markette domates daha ucuz onu takip etmeye baslar.Konu sahibi Tr de eviniz var mı?
Varsa süper yoksa da sorun değil. 50.000 siz alsanız 50.000 de eşiniz eder 100.000. Kira çıkın 30.000. Kalan 70.000 le gül gibi geçinirsiniz. Toplam 6 kişilik nüfus yeme içme dığal gaz telefon su elektrik vs çıkar kalanla Çocuklara özel okul da okuma imkanı bile olur. Ha özel okulda okumazlarsa da sorun değil imam hatiplerimiz var orda okurlar. Siz gelin orda durmayın, orda alacağınız 5000 dolar ne ki burdaki 50.000 tl nin yanında
Baslikta bile “Yol bulmak” diye yazmis. Hani at bir beslik de yolumuzu bulalim diyen belesciler olur ya onun gibi hissettiriyor.Ama kendisi, kendini gelistirmeden bir seyler icin cabalamadan meslek sahibi olma derdinde.
Bu konuyu özellikle önemsediğim bir dönemdeyim. Siz evde bozuk aksanınızla o bölgenin dilini konuşsanız ya da kendi dilinizi konuşsanız ama, çocuğu 1.5- 2 yaşındayken kreşe gönderseniz nasıl bir gelişme görürsünüz çocuğun dilinde? Çocuğum yetersiz olsun istemiyorum okulda. Hayırlısıyla doğarsa tabi.Diğer konulara yorum yapmak istemiyorum ama dil konusunda çaba sarf etmek zorundasiniz.
Benim ailemde 3 dil konuşuluyor.
Oğlum ülkenin dilini anadili seviyesinde ögrenebilsin diye 12 aylikken kreşe verdim.
Diğer ailelerden daha fazla üstüne düşmek zorundayim.
Odak alanimiz dil öğrenimi.
Benim 17 aylık oğlum bize önerilen evde tamamen kendi dilimizi konuşmamız, onun kreş ya da okulda native speakerlardan dili öğrenmesi. Gördüğüm kadarıyla çabuk kapıyorlarBu konuyu özellikle önemsediğim bir dönemdeyim. Siz evde bozuk aksanınızla o bölgenin dilini konuşsanız ya da kendi dilinizi konuşsanız ama, çocuğu 1.5- 2 yaşındayken kreşe gönderseniz nasıl bir gelişme görürsünüz çocuğun dilinde? Çocuğum yetersiz olsun istemiyorum okulda. Hayırlısıyla doğarsa tabi.
Çok sevindim yeterliyse.Türk aksanım var. Yine konuşurum onunla ama okulda eksik kalmasına sebep olmak istemem. Aklımda sesli kitap dinletmek vardı benim konuşmamla birlikte. İşe yarar o da değil mi?Benim 17 aylık oğlum bize önerilen evde tamamen kendi dilimizi konuşmamız, onun kreş ya da okulda native speakerlardan dili öğrenmesi. Gördüğüm kadarıyla çabuk kapıyorlar
Bu konuyu özellikle önemsediğim bir dönemdeyim. Siz evde bozuk aksanınızla o bölgenin dilini konuşsanız ya da kendi dilinizi konuşsanız ama, çocuğu 1.5- 2 yaşındayken kreşe gönderseniz nasıl bir gelişme görürsünüz çocuğun dilinde? Çocuğum yetersiz olsun istemiyorum okulda. Hayırlısıyla doğarsa tabi.
Şimdi Türkiye'deyiz. Doğumdan sonra gidicez inşallah. 3 kişi benzer şeyler yazdı. Yaşanmış, denenmiş. Öyle devam edeyim ben de. Teşekkür ederim.Ben şöyle söyleyeyim. Eşim de ben de Türküz, ingilizcemiz var işte ODTÜlü Boğaziçili İngilizcesi.
Bu yılı anadili bambaşka olan bir ülkede geçirdik. Oğlum da orada İngilizce eğitim yapan uluslararası bir kreşe gitti, öğretmeninin anadili de İngilizce idi.
Öğretmen bize evde Türkçe konuşmaya devam etmemizi, çocuğu İngilizce konuşması için zorlamamamızı filan söyledi.
Bir okul yılı sonunda nerdeyse sıfır İngilizcesi olan oğlum arkadaşlarıyla iletişim kurup oyun oynayabilecek, öğretmenin komutlarını alıp ona cevap verebilecek seviyeye geldi. Tabi grammar vs öğrenmedi, zaten kreş çocuğu ve okuma yazması da yok. Ama çocuklar maruz kalarak çok rahat öğreniyor.
Okula ilk başladığı dönem evet biraz zorlandı ama çocuğun karakterine de bağlı olarak yetişkinler kadar sıkıntı yaşamiyorlar. Zaten çocukların evrensel dili oyun.
Eğer siz bulunduğunuz ülkenin dilini çok iyi şekilde konuşmuyorsanız anadilinizden devam edin bence evde.
Tatil anlayışı çok yok, sadece aile ziyareti çoğunlukla tanıdıklarımın.Bence gurbetçilerin tatil için TR’yi seçme sebepleri ucuz olmasından çok yaşadıkları ülkenin dilinden başka dil bilmemeleri. Örneğin Almanya’da yaşıyorlarsa Almanca, Türkçe biliyorlar ve İngilizce konuşmaları gereken ülkelere gitmiyorlar.
Burası o açıdan iyi. Kapsamı geniş bir özel sigortayla direkt uzman doktorla görüşebilmek, yakın zamana randevu bulabilmek güzel. Devlet hastaneleri hala zor.Kesinlikle oyle, saglik sigortasinin anlasmali oldugu klinigi bulmak mesele, uzman bir doktorsa bekleme suresi mesele (en az 4-6 ay arasi), doktor bir ilac yazdiginda saglik sigortasinin karsiladigi muadilini bulmak apayri bir mesela. Biz baska bir ulkeden buraya tasindik ve daha 1 sene bile olmadi, hamileydim bebegim burada dogdu. Kendimizi guvensiz hissettigimiz tek nokta saglik hizmetine ulasma konusu ve bebek olduktan sonra bu benim icin ciddi bir anksiyete sebebi olmus durumda.
Ben bunu inkar ettim mi oy verdim pişman oldum dedim mi defalarca kez yazmanızı da anlamıyorum demek ki seçimin gizli oy seçeceği bu yüzdenmiş demek ki sinsi olmak gerekiyormuş işte sinsilik maalesef bende yokYani niloya yazmayayım konu dışı, banlanmayayim diyorum ama her seçim zamanı azılı bir hükumet savunucusu olarak sence ülkenin bu kadar yaşanmaz hale gelmesinde hiç emeğin yok mu???????
Konu dışı olmasın yorum yazayim.
bizim ülkede şöyle bir yanılgı var; Biz çok kötü durumdayız, biz ve ortadogu bataklığında ulkeler haric bütün ülkeler aşırı rehaf içinde yaşıyor.
Bu doğru değil. Her ülkenin çekilmez tarafi var. Abd abd Evet güzel, Evet birkaç ayda araba alabiliyorsun ama suç oranı çok yüksek, bireysel silahlanma inanılmaz seviyede, sağlık hizmeti desen paran yoksa yok, eğitim desen cocuk doğduğu gibi aileler başlıyor üniversite parası biriktirmeye , çocuğun üstün zeka değilse - sportif bir basarisi yoksa okusun diye tomarla para döküyorsun . Durumun cok yoksa göçmen mahallesindeysen İngilizce duymadan günlerin geçiyor, bürokrasi çok yavaş...
Her Amerikalı filmlerdeki banliyolerde yaşayıp sabah koşusuna çıkmıyor ki. Benim çok arkadaşım abd'ye göçtü, yüksek lisans için giden bilgisayar mühendisliği mezunu kişi bile is bulamadı uzun yıllar benzincide çalıştı. Ha tabii ki dönmeyi dusunmedi cunku o haliyle bile bizim mevcut şartlardan daha iyiydi. Ama amerikan rüyası falan da yaşamadı. Eski sevgilim kaç göbekten abdliydi, okul aşırı pahalı diye burs kazandığı ortadogu ülkesinde doktoraya gelmişti. Asla cocuk yetistirilmeyecek bir yer olduğunu iddia ederdi.
Belçika deseniz orada tanıdığım oralı biri yazılım okudu bir senedir işsiz. Esi dostu, onunla mezun olanlar falan da işsizmis dediğine göre. Ülkede üç dil konuşuluyor, aynı ulke insanıyla konusamiyorsun (Fransızca konuşan tarafta arkadaşım)
İspanya desen işsizlik oranı aşırı fazla, İspanyol arkadaşım uni mezunu ama iş bulamayınca duvarlara yalıtım yapmaya başladı, Fransa'ya üzüm hasadı ameleligine gidiyordu.
vs vs vs
Orada yaşayan insanlara da her gün bayram değil. Ha tabii ki biz de kötü durumdayız, en azından onların parası başka ülkede değerli, az kazanip daha fakir ülkede rahatça tatil yapabilir , en azından orada guzelce yaşayabilirler, bizde o da yok.
ama bizim daha kötü durumda olmanız bizim dışımızda kalan herkesin harika imkanlarla yaşadığını göstermez
Ben bunu inkar ettim mi oy verdim pişman oldum dedim mi defalarca kez yazmanızı da anlamıyorum demek ki seçimin gizli oy seçeceği bu yüzdenmiş demek ki sinsi olmak gerekiyormuş işte sinsilik maalesef bende yok
İyi de iste eleştirdiğiniz bunca berbatlik sizin oylarınızla oldu, dediğiniz göçmen dolu sokaklar sizin oylarınız yüzünden böyle, yazdiginiz tereyağı geç margarin alamayan insanlar sizin oylarınız yüzünden alamıyor, yeşilden çok beton olması da, 4 kişilik ailenin aç kalması da, sikayet ettiğiniz tarım ülkesi olduğumuz halde sebzenin 100 lira olması da...Ben bunu inkar ettim mi oy verdim pişman oldum dedim mi defalarca kez yazmanızı da anlamıyorum demek ki seçimin gizli oy seçeceği bu yüzdenmiş demek ki sinsi olmak gerekiyormuş işte sinsilik maalesef bende yok
Gurbetçiler bile artık ne kadar pahalı vs demeye başladı. Eskiden ülke cennet cennet deniyordu. İyi oldu, herkes farkında artık. Elektrik zammı oldu, doğalgazda olur artık en az yüzde 50. Kiraları hiç düşünmek istemiyorum. 100 milyonu geçen bir ülke için hiçbir şey artık yetmiyor.
Son iki bucuk yılda on vizesiz ülke gezdim. İstisnasız hepsinde (yilbasi falan değilse) geceligi 20-30 euro arasında, şehir merkezinde, banyosu icinde odalar buldum. Hatta içlerinde doldurmali küveti olanlar bile vardı. TL'ye cevirince 700-1000 tl yapıyor. İki kişi için hiçbir şey. Turkiyede de sıralamami ucuzdan pahalıya yapıyoruz ama en dandik, şehir merkezinden bayağı yürüyeceğim oteller bile 1400den başlıyor.Pahalı çünkü, benim de elimde ABD doları var yine de son 2 yıldır mağazaya markete ilk gidişimde şaşatım kaldım arkadaşım bir şey almadan çıktım. 1 düz tişört 1000TLden başlıyor, 1 kutu peynir 200 TL civarı bunları dolara vursan da pahalı. Bir kutu peynir 5-6 dolar/euro civarı yapıyor, eee Almanyada 2 euroya en kralından peynir var, 5 dolara ABDde de peynir var ama yıllık kazancın kat kat fazla ... Türkiye lirayla kazanıp dolarla euroyla harcıyor, elimde TLL varken ben de malaşıyorum ne yapayım.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?