Bana da kızıp saydırmayacağınızı umut ederek açıkca yazacağım.
1. Sapla samanı karıştırıyorsunuz, eşinize habersiz misâfir kabul ettiği için kızıp, sinirinizi başka yerden çıkarıyorsunuz.
2. İletişim konusunda kendinizi geliştirmeye ihtiyacınız var.
3. Çok fevrisiniz.
4. Eş ailesine karşı art niyetlisiniz.
5. Ağzınızdan çıkanı kulağınız duymuyor ama eşinize gelince 'benimle öyle konuşamaz'
6. Eşiniz sizi darp etmemiş daha da fevrileşmeyin diye durdurmak zorunda kalmış.
7. Meseleleri benmerkezci bir bakış açısıyla değerlendiriyorsunuz.
8. ''Sevmem ama sevmeyeni hiç sevmem'' kuralından habersizsiniz ki eşinizin yüzüne ailen hırsız diyebiliyorsunuz. Adama ailesini alenen, yüz kızartıcı bir sebeple kötülersiniz adam da heyheylenip onları savunur.
Eşim, bana, 'ailen hırsız' dese, bırak onu durdurmayı, ben çıkar giderim o evden.
9. Bir bitki çayı içip sakinleşin lütfen.
Benim eşim de afaki suçlasaydı ailemi sen kimsin be ağzını topla haddini bil derdim. Bence çuvaldızı kendinize de batırın.
Benim de görümce gezmeden duramayan bir tip bi orda bi burda, kaynanamlara gelip kaldığı sürece de zırt bırt bizi de çağırıyorlar. 2çocukla hele ki şu zamanda mecburum sanki gidip gelmeye... Acayip sinir oluyorum ama hergün olmasa da haftanın bir günü illa toplaşmak zorundaymışız gibi davranıyorlar. Laftan da anlamıyorlar. Bıktım gerçekten, hayır demekten tiksindim.
En iyisi ayrıntısıyla tartışmayı anlatmak. Sinirliyken anlatma ve iletişim problemim var kabul ediyorum. Bu açıklamamı da okuyup baştan yargılarsanız sevinirim. Gerçekten hatalıysam özür dileyeceğim çünkü.
Yüzüğü aradık bulamadık onun gerginliği üstümüzdeydi. Pes edip oturduk konuyu ben açtım. +Çat kapı geldiler uyuyorduk en azından arayabilirlerdi bu zamanda gezme mi olur. Bana danışmadan ev sahibi gibi misafir davet etmeleri de yanlış, bir de annen bana resmen ayıp etti sofraya oturacakken sigara böreği kızart diye emir verdi. Dedim
-beni bir gün önceden arayıp haber verdiler ben gelin dedim çok abartıyorsun bu zaten herkese yayılacak kaçarı yok. Annem de bazen düşünemez ayıbı falan büyütme hem bence sen yanlış anlamışsındır" dedi.
+Nasıl bu kadar sorumsuz olabilirsiniz hadi davet ettin bana niye söylemiyorsun neyim ben bu evde boşuna mı haftalardır eve tıkılıyorum ben. Hem her zaman beni de arayan kadın neden beni de arayıp söylemiyor geleceklerini. Yanlış falan anlamadım ablan da annen de ayıp etti. Dedim biraz ses tonum yükseldi.
-Bundan sonra sülalenden kimseyi koymam bak tepemin tasını attırma (masa yumruklamalar)
+Bu eve virüs girdiyse bunun suçlusu da sensin yüzük kaybolduysa onun da suçlusu sensin bu zamanda bir ton insan getirdin eve. dedim.
Ondan sonra da haddini aşma sen kimsin vs dedi.
Sinirlenmemin sebebi sap yerine konuyorum bu ev benim de evim değil bu evin temizliğini hizmetini yapan gelecek olan misafirleri ağırlacak olan ben değilim sanki. Bir bardağı alıp bir yere koymayan adam hanımından rızasız kimseyi eve davet edemez ve sen kimsin diyemez anlatabiliyor muyum hislerimi?
Üstelik bir de gelen misafir beni hizmetçi yerine koyuyor ev sahibi sanki kendileri. Yemek kurulmuş sofraya oturacağım "sigara böreği getirdik onu kızart da yemekten sonra çayla yeriz" diyor kayın validem. Ayıp değil mi bu?
Görümcem ayrı alem eve başka misafir davet edip getirtiyor ve bana soran yok. Bunların gerginliğinin üzerine yüzük kayboluyor yüzüğün derdine düşüyorum, üstüne aslında misafirlerin çat kapï değil eşimin kabul etmesiyle geldiğini öğreniyorum. Onca gerginliğimin sinirimin üstüne yine ben haksız görülüyorum sülalemden kimseyi koymazmış eve. Ben de susamadım kapatamadım çenemi. Hayır zaten psikolojim altüst durumda virüsten dolayı. Kafam felaket senaryolarıyla dolu. Hırpalanïp fırlatılan da ben oldum.