- Konu Sahibi cilek.yagmuru
-
- #1
Herkese merhaba...
Biraz uzun olacak, uyarımı yapayım baştan.
Gelecek tavsiyeleri tahmin edebiliyorum, beni psikolog paklar gibi ama içimi dökmek istedim. Çünkü orta yerimden çatlamak üzereyim.
Biraz kendimden bahsedeyim... Aslında iki farklı "ben"den bahsetmek istiyorum.
Önceden, daha ufakken çabuk öfkelenen, lafı ağzında, sıkıntısı, sorunu neyse çat çat söyleyen, hakkını yedirmeyen ve gerekirse karşıdakini perişan eden biriydim.
Aslında hep hanımefendiyimdir ama tepem atarsa çok çabuk ağlamaya başlardım ve ben ağlarsam karşımdakini de ağlatırdım. Yapardım bunu ve dönüp arkama bakmazdım bile. O halimi biraz "çirkef" olarak tanımlayabilirim.
Sonra ne oldu bilmiyorum. Belki büyüdüm, belki hayat yordu, belki çok fazla insan tanıdım... Değiştim ben.
Bir dinginlik, umursamamazlık, "bununla mı uğraşacağım" kafası geldi bana. Yüzüme sövülse "he öyle mi?" moduna geçtim.
Ama aslında geçmemişim. Yeni yeni anlıyorum bunu.
Aslında yine öyleyim ama sadece dışarıdan...
İşlerim iyi gitmiyor ve 2 cümleyi bir araya getiremediği halde kendini çok akıllı zanneden insanlardan, en ufak fırsatı kendine çevirip kazık atmaya çalışan insanlardan, sürekli g.tü kollama çabasından, hayat mücadelesinden, "ahaha ölmedim ki" diye gülücükler saçmaktan bıktım usandım. Emeklerimin karşılığını görememekten bıktım.
İnsanlardan, bu ülkeden, bu dünyadan, her şeyden bıktım. 30 yaşındayım ama kendimi çok tükenmiş hissediyorum.
Sorun yokmuş gibi davranmaktan yoruldum.
Sonuç olarak haftada minimum 2 gün ağlama krizlerine giriyorum ve durduramıyorum kendimi.
Dışarıda susup güldüğüm, hazmedemediğim ne varsa eve gelince açığa çıkıyor. Kapıları çarpıp duvarları yumruklamak istiyorum.
Aileme çok fazla yansıtmak istemiyorum, çünkü üzülmelerini istemiyorum. Filmlerdeki gibi duşta falan ağlıyorum.
Sonra "bugün de kendi kendime rahatladım çok şükür, birinin kafasını kırmadım da davalık olmadım" deyip peelingimi, saç bakımımı falan yapıp çıkıyorum banyodan. O kadar olağan bir şey haline geldi yani bu benim için.
Bazen her yerim uyuşana kadar ağlıyorum. Ağlamasam çatlayacağım çünkü.
Hayata, insanlara karşı çok zayıf hissetmeye başladım.
Geleceğime bakıyorum, pürüzsüz bir yol hayali kuramıyorum. 1 sene sonramı hayal edemiyorum. Yaşıyor olmaktan memnun değilim kısacası. Ölüm fikri beni rahatlatıyor.
Yanlış anlaşılmasın, intihardan falan bahsetmiyorum. Kesinlikle öyle bir düşüncem yok.
Ama 80 yaşında, hayatımı yaşamış, mücadeleleri aşmış, unumu elemiş eleğimi asmış olma fikri rahatlatıyor beni.
Sonra "80'i göresin varsa mücadele edesin de vardır" diyorum ama enerjim yok gibi.
Avını son anda elinden kaçırıp arkasından bakakalmış yeniyetme aslan gibi bakıyorum hayata.
Hayat herkes için bir mücadele ama ben yapamıyorum sanki. "Bu mücadele bana göre değil" diye düşünüyorum sürekli.
Şaşkınım, yorgunum ve hala ağlıyorum.
Buraya kadar üşenmeyip okuyan olduysa teşekkür ederim. Yazmak biraz rahatlattı.
Psikolog dışında aklıma gelmeyen önerisi olan, "şunu şunu yaparsan kafayı yemeden yaşayıp gidersin" diyen varsa önerilere açığım.
İyi geceler...
Kız sal ne varsa içinde. Öyle ondan gizleyeyim bundan gizleyeyim aman üzülmesinler diye düşünme. Kimseye belli etmeyeyim düşüncesi belliki seni kabuğuna çekmiş. O yüzden gizli kuytu ağlayıp sızlamalar.
O yaşamaktan soğuma isteği zaman zaman hepimize nüksediyor. Ben kendimi o anlarda deli gibi yapıyorum geçiyor bence denemelisin.
Hayatında ne eksik neyin eksikliğini yaşıyorsun sevgili para aile arkadaş bu durumunun bir sebebi olmalı mutlaka senin için doğru olmayan birşeyler mi var hayatında bu durumdasın
Forumda bir sayfa var kişisel gelişim kısmında . Düşünce gücü pozitif olumlamalar diye. Ben oraya takılıyorum. Bayağı güç veriyor zor zamanlarda işine yarayabilir canım bir bak istersen sayfaları okuyabilirsin.
Evet bugün başka bir konuda denk gelip gördüm o konuyu.
Baktım, okudum biraz ama ağlarken kafamı toplayıp tam anlayamadım. Kafamı toplayınca bakacağım tekrar. Teşekkür ederim.
Herkese merhaba...
Biraz uzun olacak, uyarımı yapayım baştan.
Gelecek tavsiyeleri tahmin edebiliyorum, beni psikolog paklar gibi ama içimi dökmek istedim. Çünkü orta yerimden çatlamak üzereyim.
Biraz kendimden bahsedeyim... Aslında iki farklı "ben"den bahsetmek istiyorum.
Önceden, daha ufakken çabuk öfkelenen, lafı ağzında, sıkıntısı, sorunu neyse çat çat söyleyen, hakkını yedirmeyen ve gerekirse karşıdakini perişan eden biriydim.
Aslında hep hanımefendiyimdir ama tepem atarsa çok çabuk ağlamaya başlardım ve ben ağlarsam karşımdakini de ağlatırdım. Yapardım bunu ve dönüp arkama bakmazdım bile. O halimi biraz "çirkef" olarak tanımlayabilirim.
Sonra ne oldu bilmiyorum. Belki büyüdüm, belki hayat yordu, belki çok fazla insan tanıdım... Değiştim ben.
Bir dinginlik, umursamamazlık, "bununla mı uğraşacağım" kafası geldi bana. Yüzüme sövülse "he öyle mi?" moduna geçtim.
Ama aslında geçmemişim. Yeni yeni anlıyorum bunu.
Aslında yine öyleyim ama sadece dışarıdan...
İşlerim iyi gitmiyor ve 2 cümleyi bir araya getiremediği halde kendini çok akıllı zanneden insanlardan, en ufak fırsatı kendine çevirip kazık atmaya çalışan insanlardan, sürekli g.tü kollama çabasından, hayat mücadelesinden, "ahaha ölmedim ki" diye gülücükler saçmaktan bıktım usandım. Emeklerimin karşılığını görememekten bıktım.
İnsanlardan, bu ülkeden, bu dünyadan, her şeyden bıktım. 30 yaşındayım ama kendimi çok tükenmiş hissediyorum.
Sorun yokmuş gibi davranmaktan yoruldum.
Sonuç olarak haftada minimum 2 gün ağlama krizlerine giriyorum ve durduramıyorum kendimi.
Dışarıda susup güldüğüm, hazmedemediğim ne varsa eve gelince açığa çıkıyor. Kapıları çarpıp duvarları yumruklamak istiyorum.
Aileme çok fazla yansıtmak istemiyorum, çünkü üzülmelerini istemiyorum. Filmlerdeki gibi duşta falan ağlıyorum.
Sonra "bugün de kendi kendime rahatladım çok şükür, birinin kafasını kırmadım da davalık olmadım" deyip peelingimi, saç bakımımı falan yapıp çıkıyorum banyodan. O kadar olağan bir şey haline geldi yani bu benim için.
Bazen her yerim uyuşana kadar ağlıyorum. Ağlamasam çatlayacağım çünkü.
Hayata, insanlara karşı çok zayıf hissetmeye başladım.
Geleceğime bakıyorum, pürüzsüz bir yol hayali kuramıyorum. 1 sene sonramı hayal edemiyorum. Yaşıyor olmaktan memnun değilim kısacası. Ölüm fikri beni rahatlatıyor.
Yanlış anlaşılmasın, intihardan falan bahsetmiyorum. Kesinlikle öyle bir düşüncem yok.
Ama 80 yaşında, hayatımı yaşamış, mücadeleleri aşmış, unumu elemiş eleğimi asmış olma fikri rahatlatıyor beni.
Sonra "80'i göresin varsa mücadele edesin de vardır" diyorum ama enerjim yok gibi.
Avını son anda elinden kaçırıp arkasından bakakalmış yeniyetme aslan gibi bakıyorum hayata.
Hayat herkes için bir mücadele ama ben yapamıyorum sanki. "Bu mücadele bana göre değil" diye düşünüyorum sürekli.
Şaşkınım, yorgunum ve hala ağlıyorum.
Buraya kadar üşenmeyip okuyan olduysa teşekkür ederim. Yazmak biraz rahatlattı.
Psikolog dışında aklıma gelmeyen önerisi olan, "şunu şunu yaparsan kafayı yemeden yaşayıp gidersin" diyen varsa önerilere açığım.
İyi geceler...
Konunuzu bir daha baştan okudumda , sanırım ailenizle yaşıyorsunuz. Bende hemen hemen sizinle aynı yaşta sayılırım. 29 yaşımdayım bende . Ve benimde sizin gibi hissettiğim özellikle son 2 yıldır falan çok oldu. Galiba insan belli bir yaşa gelip hayatın yükünü onunla beraber omuzlanacak birisi olmadığında böyle hissedebiliyor. Yani en azından ben kendimde bir kısmı buna bağladım. Doğamız gereği hayatımızın yükünü hafifletecek bir erkeğe ihtiyaç duyuyoruz sanırım.
Sürekli gülen bana birsey olmadi tarzinda insanlarin zaten sorunlari oldugu aslinda disardan belli oluyor.
Hissetmedigin gibi davranma bence.
Kendi ruhuna karsi gelmek oluyor bu.
Kötü hissediyorsan bunu disariya karsi da belli edebilirsin. Suratin asik olabilir vs..
Ben öyle yapiyorum. Ha cevrem görüyor mu tabiki görüyorbilmem bir kac ay önce böyleydin diyen var..ama banane. Modum nasilsa o yansiyabilir, gayet dogal ve insani.
Bunda birsey yok. Hepimiz insaniz ve iyi kötü günlerimiz olabilir. O yüzden kuytu kösede aglama..ulu orta agla (aile, dost cevresinde)..sevgiline anlat..arkadaslarina anlat..ferahla..buraya yazmakla da iyi ettin. Insan derdini anlatinca rahatliyor.
Isyerinde ugradigin sacmaliklari da kisisellestirmemeye bak bence.
Evet yazınca epey rahatladım. Hatta yine o "amaaan salla ya" moduna girecek gibiyim. Her yerim uyuşuk hala ama kafam pırıl pırıl olmak üzere. Ta ki bir sonraki krize kadar
Hissetmediğim gibi davranmayayım ama nasıl? Bunu çözemiyorum işte. Çünkü hissettiğim gibi davranırsam ortalığı yıkıp geçeceğim.
Mesela siz bir şeye üzüldünüz ya da sinirlendiniz diyelim, suratınız asılıyor; mutlu olunca gülüyorsunuz.
Bende ise aşırı ağlama isteği oluyor. Çünkü ben hep ağlak bir insandım. Kendimi bildim bileli böyleyim.
Üzülürüm, ağlarım; mutlu olur ağlarım; sinirden patlayacak gibi olurum, hem bağırırım hem ağlarım. Sevişirken bile ağlayabilirim. Ota bka ağlıyorum yani.
Bu konuda çok eğitmeye çalıştım kendimi ve başarılı olduğumu sanıyordum. Ama sadece bastırmışım. Şimdiyse nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum.
Sinirlerimi çok yıprattı bu durum. Her şeye sinirlenir oldum, hiçbir şeye tahammül edemiyorum.
Müşteriye sinirlenip ağlayarak bağıramıyorum mesela. Çünkü ekmek parası :)
Müşteri bana sinirlenince de ağlayarak üzülemiyorum. Çünkü yine ekmek parası.
Her duygusunu ağlayarak yaşayan bir insan olarak gün içinde duygularımla ne yapacağımı bilemiyorum ve eve gelip patlıyorum.
Sonra durup bakıyorum ki ne insanlarla mücadele edebilmeyi öğrenmişim ne kendimle.
Merhabalar
Seni çok iyi anlıyorum bunu söylemeden edemicem..mevsim geçişlerinden midir yoksa hepimizde bir depresiflik mi vardır bilemiyorum senin kadar olmasa da bende oyleyim..evliliğim cok iyi dünyalar güzeli bir kızim var kendi annem babam sagliklı iyiler esimle ben iyiyiz ama arada durup dururken bir aglama krizine giriyorum. Ya kendi aileme bisey olursa ya bana bişey olursa anneme babama bisey olursa derken hıçkira hiçkira aglarken buluyorum kendimi..
Eskiden yani bazı insanları hayatimdan çıkarmadan önce bana laf sokmalarına bakip kaliyordum evet en yakin arkadasım dedigim insan bana laf sokuyordu bense susuyordum yani yiyordum o lafı annesi annemin arkadası diye.sonra iq lerinin düşük olduğunu böyle seviyesiz insanlarin dediklerini neden taktığımı kendi kendime sorguladim yine kendime sinirlendim yine yeniden..aslinda burada yaptiğım en kötü sey kendi kendimi sinir edip daha da öfkelenmekti..onlara bisey olmuyor ama kendimi deli ediyordum..işte ondan sonra bana laf sokan o dangalakları hayatimdan çıkarttım
Görüşmüyorum ve çok rahatım..evet ara ara durup dururken aglarim ailemden sevdiklerime bisey olacak diye düsünüp ağlarım..sanki ben aglayinca ömürleri uzuycakk..Allahim bana avilarini göstermesin..ödum kopuyor bisey olucak diye..tek sıkıntim bu..tabi bunda annemle babamin ayri olması ve benim anneme cok bağlı olmam..
Inan ki durumumuz psikologluk veya psikiyatristlik değil sadece cok fazla kazik yemekten korkuyoruz bundan ibaret..
Hayatimda arkadaşım olmasın ya da olucaksa da 1-2 tane dost diyecegim bir insan olsun diyenlerdenim..ama maalesef böyle bir arkadasım hiç olmadı hepsi arkamdan kuyumu kazdı kazdılar..artık kimseye güvenemiyorum kendimi soyutladım yanimda annem olsun esim ve kızimla mutlu bir hayat tek istegim bu..
Polemiklere girecek kavga edecek yası coktan geçtim sakinlik ve mutluluk ve bolca huzur..
Sende mutlu ol sana kötüluk yapanları hayatindan cıkar ve kendini çok sev çünkü sen çok değerlisin
Evet yazınca epey rahatladım. Hatta yine o "amaaan salla ya" moduna girecek gibiyim. Her yerim uyuşuk hala ama kafam pırıl pırıl olmak üzere. Ta ki bir sonraki krize kadar
Hissetmediğim gibi davranmayayım ama nasıl? Bunu çözemiyorum işte. Çünkü hissettiğim gibi davranırsam ortalığı yıkıp geçeceğim.
Mesela siz bir şeye üzüldünüz ya da sinirlendiniz diyelim, suratınız asılıyor; mutlu olunca gülüyorsunuz.
Bende ise aşırı ağlama isteği oluyor. Çünkü ben hep ağlak bir insandım. Kendimi bildim bileli böyleyim.
Üzülürüm, ağlarım; mutlu olur ağlarım; sinirden patlayacak gibi olurum, hem bağırırım hem ağlarım. Sevişirken bile ağlayabilirim. Ota bka ağlıyorum yani.
Bu konuda çok eğitmeye çalıştım kendimi ve başarılı olduğumu sanıyordum. Ama sadece bastırmışım. Şimdiyse nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum.
Sinirlerimi çok yıprattı bu durum. Her şeye sinirlenir oldum, hiçbir şeye tahammül edemiyorum.
Müşteriye sinirlenip ağlayarak bağıramıyorum mesela. Çünkü ekmek parası :)
Müşteri bana sinirlenince de ağlayarak üzülemiyorum. Çünkü yine ekmek parası.
Her duygusunu ağlayarak yaşayan bir insan olarak gün içinde duygularımla ne yapacağımı bilemiyorum ve eve gelip patlıyorum.
Sonra durup bakıyorum ki ne insanlarla mücadele edebilmeyi öğrenmişim ne kendimle.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?