- 22 Aralık 2017
- 797
- 1.966
- 63
- Konu Sahibi cilek.yagmuru
-
- #41
En son ne zaman tatil yaptın Çilek ?
seni hiç ota bka ağlayan biri olarak düşünmemiştim.
hayallerimi yıktın dur bir ağlayıp geleyim:)
şimdi üzülünce mutlu olunca vs. ağlamak tamam ama sinirlenince ağlamak kendini istediğin gibi ifade edememekten kaynaklanıyor. seni sinirlendiren şeyler için öfkeni yönlendirme şeklin hatalı. kendini savunamadığın için gelip evde rahatlıyorsun. müşteri olsa bile bağırmadan etmeden cevap vermelisin. ben bunu şuracıkta çiğ çiğ yerim demeden. kendini zaman içinde eğitmeye çalışmışsın ama sebepleri daha yumuşak karşılamayı öğrenmen gerek.
Olur mu kiz, onlar jileti tras olmaya kullaniyoAcaba bizim gibi mi bozuluyor psikolojileri düşünsene ismi Jack ama depresyona girmiş kendini jiletliyor
"Tatil" olarak tanımlayacağım bir şeyi en son ne zaman yaşadım hatırlamıyorum.
Böyle diyorum, çünkü çok yoğun da değilim aslında bu sıralar. Ama bugün evde oturmaya karar verip kafam rahat oturamıyorum. Her an bir telefon gelebilir, her an bir yere gitmem gerekebilir.
Gecem, gündüzüm, hafta içim, hafta sonum karışmış durumda.
6 gün boş oturup bir pazar akşamı görüşmeye çağırıldığım oluyor. Normalde gitmem ama işlerim kötü ve her fırsatı değerlendirmem gerekiyor.
Her an diken üstündeyim. Kafam dolu sürekli.
Kurallarını kendim koyamadığım bir oyunun içinde, belirsizlikler içinde yaşıyorum.
İşlerim yoğun olduğunda da kafam hep dolu oluyor. Sürekli bir kriz, sürekli bir şeyleri çözme çabası...
Ama en azından "iş yapıyor olmak" iyi geliyordu.
Geçenlerde bi yabancı doktor anlatıyordu madonna'nın uyguladığı kafaya takmama yöntemi diye birşey var dedi. O an ne düşünüyorsa çat çat söylüyormuş içine atmıyormuş hiçbirşeyi ve kendisine düşünecek mesele bırakmıyormuşbu biraz şu demek gibi; içime dert olacağına söylerim karşımdakine gurt olsun
Kervan yolda düzülürmüş. Evlilik için aslında bakarsan hiç kimse tam olarak 4 4 hazır oluyor da evleniyor diyemeyiz maddi ve manevi olarak. Bence o yola bir baş koyun yolda Allahın izni ile kendinizi hazır hissedersiniz.
İnsan belli bir yaştan sonra kendi yuvasını düzenini arıyor.
Ota boka ağlayan bir insan olarak çok iyi anlıyorum sizi. Biriyle tartışacak olsam ağlamadan duramam, kendimle içsel bir hesaplaşma yapsam ağlarım.
Bazıları bunu zayıflık olarak gördüğü için bir de buna sinirlenip ağlarım.
Ama ne yapayım ben böyleyim.
Ben bu yönümü kabullenip seviyorum artık çünkü eskiden çok pasif agresiftim.
Ağlar ağlar kimseye belli etmezdim. Kimse a bu kız da üzgünmüş demezdi.
Hiçbir yararını görmedim. Bir gün işler değişti artık ağlamaktan utanmayınca rahatladım diyebilirim.
Neden böyle hissediyorsunuza gelince bilemiyorum açıkcası. Kendinize dürüst olup hayatınızda değişmesi gereken bir şey varsa onu değiştirin. Bir şeyler farklılaşsın belki etkisi olur ya da olmaz ama bir adım atmış olursunuz.
Bence de mesleğiniz size uygun değil kaldıramıyorsunuz. Keşke sorumluluğu ve stresi daha az bir işte çalışma ihtimaliniz olsa. Sinirden bende çok ağlarım. Sizi çok iyi anlıyorum. Haksızlığa uğramıssam özellikle. Biri bana kötü bir laf etse.
Duygusal insanların genel sorunu bu galiba çavuk öfkelenmek kısmı zorlasada çabuk mutlu olmak kısmı dengeliyor bizi zannımca. En küçük şeyden mutlu olup huzur bulmak en küçük sözden sinir olup öfkelenmek.
Kendi doğanıza uygun bir sektöre geçebiliyorsanız sektör değiştirin. Ya da size iyi gelen şeyleri arttırın. Evlilik de olumlu etkileyebilir ama tam tersi de olabilir. Onu siz daha iyi bilirsiniz. Sevgilinizle iyi anlaşıyorsanız uyumluysanız mutlu bir yuva dasize iyi gelebilir.
Evet zayıflık olarak görülüyor maalesef. Bir de her şeye ağlayan biri olduğum için her ortamda ağlamak hoş olmuyor.
Babam "çok ağlıyorsun, her şeye ağlıyorsun. İnsanlar bunu zayıflık olarak algılar üzerine gelirler, biraz tutmaya çalış kendini" demişti.
Bu defa biriktirip biriktirip her şeye topluca ağlıyorum. Psikolojimi bozdu adam resmen :)
Hayatımdan komple memnun değilim sanırım şu sıralar. Dağ başına gidip yerleşesim var. Sevgilim dışında kimseyle iki çift laf edesim bile gelmiyor.
Ama hiçbir yere gidemiyorum ve hayatım da hiçbir yere gitmiyor.
Doctor Who'daki gibi kulübeli biri gelse, beni alıp götürse, bütün dünyevi dertlerden uzaklaşsam ne güzel olurdu.
Hiçbir yere gidemiyorum diyerek kendinize sınır koymayın. En basitinden ayrı eve çıkarak başlayın işe. İnsan belli bir yaştan sonra ailesini ne kadar sevse de aynı evde olmuyor.Evet zayıflık olarak görülüyor maalesef. Bir de her şeye ağlayan biri olduğum için her ortamda ağlamak hoş olmuyor.
Babam "çok ağlıyorsun, her şeye ağlıyorsun. İnsanlar bunu zayıflık olarak algılar üzerine gelirler, biraz tutmaya çalış kendini" demişti.
Bu defa biriktirip biriktirip her şeye topluca ağlıyorum. Psikolojimi bozdu adam resmen :)
Hayatımdan komple memnun değilim sanırım şu sıralar. Dağ başına gidip yerleşesim var. Sevgilim dışında kimseyle iki çift laf edesim bile gelmiyor.
Ama hiçbir yere gidemiyorum ve hayatım da hiçbir yere gitmiyor.
Doctor Who'daki gibi kulübeli biri gelse, beni alıp götürse, bütün dünyevi dertlerden uzaklaşsam ne güzel olurdu.
Degisiklige ve uzak kalmaya ihtiyacin var tatlim
Ya bir tatile cik mesela yurtdisi , bodrum , datca vs
Ya da kokten degisiklik yap is degisikligi , aileden ayri eve cikma vs
Bunlari yaparsan tum bu ruh halin degisecek emin ol
İşini değiştirebilirsin bu senin elinde diğerleri senin elinde olmayabilir di aileni sen seçemezsin
Bence isini degistirebiliyosan degistir. Tebdili mekanda ferahlik vardir
Yani farkinda olmadan icten ice yemis seni bu durum patliyorsun bence.. ha ne iyi gelir dersen? Cevap bulursan banada soyle:) yani cok oluyo bi yandan aksamlari muzik esliginde laptop tepelerinde aglayip bi yandan calisip birde buraya cene yetistrdigim. Ne bilim benim hayatimin bi parcasi gibi aglamak, diger turlusunu bilmem.
İnanki o saydıklarının çoğunda bende aynı duyguları yaşıyorum. Ama dediğim gibi ağlama krizlerim geldiğinde delirmiş gibi ağlıyorum hiç de gizleyemiyorum...
Bence bunlar genel-geçer şeyler eminim herkes bir miktar bu duyguların esiri oluyordur.
O yüzden aman benim psikolojim bozuk diye düşünme eğer seninki bozuksa ülkenin yarısının da psikolojisi bozuktur bence.
Meditasyon yap. Ayşe tolga youtube Instagram takip et. Bana çok iyi geldi. Olumlamaları, meditasyonları.. 1.2. Ve 3. Seviye olmak üzere 21 günlük düzenli meditasyon şekilleri var. Ben denedim, enerjim yükseldi ve olumlu bakabilmeyi öğrendim.
Işiniz hariç diğer şeyler de bir sıkıntı yokmuş sanırım.bunun için sukredin hatta bir işiniz olduğu için de şükretmelisiniz evet zorluklar yaşayabilirsiniz insanlarla uğraşmak zor ama inanın işsiz olmak çok çok daha zor bu kadar negatif olmayın çok kötü bir durumunuz yok kendinizi üzmeyin..
Bunalıp ağlayacak gibi olduğumda aklıma gelen tek şey gözlerimin şişmesi. Kurbağa gibi oluyorum. Göz kapaklarım pörtlek pörtlek oluyorO yüzden ağlama annem, ağlama kızım, ağlama çiçeğim deyip geçiştiriyorum.
Bence de değişikliğe ihtiyacım var. Başımı alıp gidesim, bir daha gelmeyesim var.
Ayrı eve çıkma, tatil vs hep maddiyata bakan şeyler. İşlerim gerçekten kötü gidiyor. İş alamıyorum, yaptığım işlerin parasını alamıyorum, boğuldum artık. Aldığım ufak işlerle kendimi zor geçindiriyorum şu an.
Alacaklarımı alabilsem onlarla bile çok rahat geçinirim ama şu an ofisin elektriğini ödemek bile gözüme batar hale geldi.
İşim hep stresliydi ama para kazanırken gözüme batmıyordu. Şimdiyse sabah peynirle kavga edecek durumdayım.
O kadar sene emek verdim, okudum, çalıştım, kendi işimi kurdum, bir düzen kurdum. Her şeyi kenara bırakıp vazgeçemiyorum. Ofisi kapatıp çıkamıyorum. Çünkü hep bir umut var.
Bizim işte hep böyledir zaten. 10 görüşme yaparsın, 1'ini alırsın. Şimdi yine görüşmelere gidiyorum, eskisi kadar olmasa da iş oluyor. O umut var oldukça kapıyı çekip çıkamam.
Ama bir yandan da umutsuzluk var ve bu benim her şeyime yansıyor. "Bu işi almalıyım" stresine girdikçe elime yüzüme bulaşıyor her şey.
O yüzden kafam çok karışık.
Nerede pes etmeliyim, nereye kadar mücadele etmeliyim bilemiyorum. Hep bir mücadele var ama aynı zamanda her şey belirsiz.
Her şeyi en ince ayrıntısına kadar planlayan bir insan için belirsizlik kadar yıpratıcı bir şey yok.
Ben de bir ara telefon çalmasından korkar olmuştum. Ne zaman gideceğini bilmiyorsun bazen uyurken çalıyor, bazen haftasonu.. İnsan stres oluyor. Bu beni çok mutsuz etmişti. Depresyona girdim adeta. Bu duruma nasıl alışılır bilmiyorum. Ciddi bir maddi kaygı yoksa haftasonunu kendine ayır. O gün için erkek arkadaşınla gezi planı yap. Bence evlenmektense onunla güzel vakit geçirmeye çalış. :) Belki bunun bir faydası olabilir.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?