Blog

  • Paraziter hastalıklar

    Paraziter hastalıklar

    Paraziter hastalıklar özellikle küçük yaşdaki çocuklarda sık sık rastlanıyor. Erken tedavi edilmediği takdirde çocukların gelişimlerini önemli ölçüde etkiliyor.

    Kapalı ortamlar, kreşler, okullar, toplu taşıma araçları ve sağlıksız beslenme gibi nedenler paraziter hastalıklarına yakalanma riskini artırıyor. Özellikle bağırsak parazitleri tedavi edilebilen ancak bazen de tekrarlayabilen bir hastalık olduğundan ebeveynlerin oldukça dikkatli olması gerekiyor. Central Hospital’dan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Öznur Yılmaz Gondal, çocuklarda görülen parazit enfeksiyonları hakkında aileleri bilgilendiriyor.

    Parazit enfeksiyonları çocukluk çağında sıklıkla görülen bir enfeksiyon hastalığıdır. Gelişmekte olan tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de önemli sağlık sorunlarının başında geliyor. Özellikle çocukları olumsuz yönde etkileyen bu parazitler, tedavi edilmediği takdirde çocukların gelişimlerini büyük ölçüde engelleyebilir.

    Örneğin bağırsak parazitleri çoğunlukla gözle görülemeyen yumurtaların ağızdan alınarak, gözle görülen kurtçuklara dönüşmesiyle oluşur. Daha sonra bur kurtçuklar sindirim sisteminde yaşamaya başlar. Bağırsak parazitleri tedavi edilebilen ancak bazen de tekrarlayabilen bir hastalık olduğundan ebeveynlerin oldukça dikkatli olması gerekir.

    Çocuklarda görülen parazit çeşitleri
    Çocuklarda görülen başlıca parazit çeşitleri; kıl kurdu (oksyuriasis), yuvarlak solucanlar (askaris), amip, giardia, çengelli kurtlar (ankilostomiyazis), kamçı kurdu (Trikuriyazis) ve halk arasında şerit olarak bilinen tenyadır (tenya saginata).

    Küçük çocukların bağırsak parazitlerine yakalanma oranı yüksek
    Çocuklarda bağırsak parazitlerinin birçok nedenden dolayı oluşabildiğini belirten Central Hospital’dan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öznur Yılmaz Gondal, “Aile, çevresel faktörler, sağlıksız beslenme, yiyeceklerin yıkanmadan tüketilmesi, toplu taşıma araçları, alışveriş merkezleri ve okul bu sebeplerin başlıcalarıdır. Bağırsak parazitleri kapalı ortamlarda bir başkasıyla çok yakın temasta bulunulduğunda vücuda geçebildiği gibi hava yoluyla dahi bulaşabilmektedir.

    Ayrıca bilindiği gibi küçük yaştaki çocuklar birçok şeyi karıştırıp ellerine ve ağızlarına götürürler. Bu nedenle de paraziter hastalıklara yakalanma oranları daha yüksektir. Bu tarz hastalıklar, büyüme çağındaki çocuklarda sık rastlansa da tüm yaş gruplarını da etkilemektedir.” diyor.

    Karın Ağrısı, iştahsızlık ve vücutta kaşınma varsa dikkat
    Bağırsak parazitleri tiplerine göre farklı belirtiler gösterebilir ancak genel olarak değerlendirildiğinde sıklıkla karında ağrı-kramp, şiddetli gaz, dışkıda yumuşama, anüste kaşıntı, diş gıcırdatma ve yastığa salya akıtma gözlemlenir. Bunların haricinde ağızda koku, dilin kenarında kabarmalar, sabahları bulantı, iştahsızlık ya da yemeğe fazla eğilim ve vücutta beliren kaşıntı hastalığın diğer semptomlarıdır.

    Tedavi edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir
    Paraziter hastalıkların tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyleyen Central Hospital’dan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öznur Yılmaz Gondal, “Tenya benzeri bazı parazitler anüsten dışarı dökülebilirler.

    Ayrıca makat ağzında kıl şeklinde hareketli ve açık krem renginde parazitler de görülebilir. Bu durum da kıl kurdu teşhisi için yeterlidir. Bağırsak parazitleri erken tedavi edilmediği takdirde çocuklarda ciddi sağlık problemlerine sebep olabilir. Parazitin cinsine bağlı olarak; astım, bağırsakta tıkanma, kansızlık, karaciğer ve dalakta büyüme, deride döküntüler, büyümede gecikme ve ayrıca ağır organ hasarları bile yaşanabilir. Bu sebeple çocukta hastalık ile ilgili belirtiler görülüyorsa gecikmeden uzman bir hekime başvurulmalıdır.” dedi.

    Tedavide öncelikle parazit türü belirlenmeli
    Bağırsak parazitlerinin tedavisinde parazitin türünün belirlenmesi öncelik taşır. Çünkü kullanılacak ilacın dozu da parazite göre farklılık gösterebilir. Parazitlerde direnç değişikliği görülebildiğinden tedavi süreci de bu duruma bağlı olarak uzayabilir.

    Tedavide çoğunlukla çocukla birlikte diğer aile üyeleri de tedaviye alınır. Özellikle kıl kurdu gibi parazitler söz konusu olduğunda ailede herhangi bir bulgu görülmese dahi tedavi edilmelidir. Kullanılan ilaçların bir kısmının yan etkileri ağır olabilir. Bu nedenle bebeklerde görülen bağırsak parazitleri tedavisi daha zor geçebilir.

    Önlem alarak parazitlerden korunmak mümkün
    Alınabilecek bazı önlemlerle bağırsak parazitlerinden korunmanın mümkün olduğuna dikkat çeken Central Hospital’dan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öznur Yılmaz Gondal, “Öncelikle parazit enfeksiyonu sürecinde özel bir beslenme tarzı yoktur.

    Ancak tüketilen yiyeceklerin temizliğine, son kullanma tarihine ve katkı maddesi içermemesine dikkat edilmelidir. Kirli sebze ve meyveler yumurta, larva, kist ve parazitleri kolayca üzerinde barındıracağından çok iyi yıkanmalıdır. Aynı durum içme suları için de geçerlidir. Temizliğinden emin olunmayan sular asla tüketilmemeli, cam şişede muhafaza edilen güvenilir bir marka olmasına özen gösterilmelidir. Çiğ ya da iyi pişmemiş etler yenmemeli, sakatatlardan uzak durulmalıdır.” diyor.

    Düzenli olarak paraziter taraması yapılmalı
    Paraziter testlerinin düzenli yapılması gerektiğini belirten Central Hospital’dan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öznur Yılmaz Gondal, “Ayrıca okul, kreş, yurt ve Oyun alanlarındaki tüm araç ve gereçlerin temizliğine dikkat edilmelidir. Çocuğun gün içinde yoğun olarak temasta olduğu tüm araç gereçler sıcak su ile dezenfekte edilmelidir.

    Çocuğa ellerini gün içerisinde sık sık yıkaması gerektiği bilgisi de mutlaka verilmelidir. Evcil hayvan besleniyorsa da düzenli olarak sağlık kontrollerinin yaptırılması gerekir. Çocukta hiçbir şikayet ve bulgu olmasa dahi 6 ayda bir paraziter testlerinden geçirilmesi gerekir. Yetişkinlerin ise en az yılda 1 defa bu testleri yaptırması önerilir.” dedi.

  • Şal Bağlama Modelleri 2016

    Şal Bağlama Modelleri 2016

    Şal Bağlama Modelleri 2016 resimli ve videolu olarak sizlere sunacağız. Havanın gittikçe soğumaya başladığı bugünlerde bizi sıcak tutan ve şık gösteren aksesuarlardan biri de şallardır. En güzel şal bağlama modelleri 2016 resim galerimiz kışın vazgeçilmez giysilerinden olan şalları kullanma şekilleri hakkında size fikirler vecektir. Şal bağlama modelleri 2016 son trend şal tekniklerini size sunacaktır.
    Şallar çeşitli stillerde ve boyutlardadır, bu durum onları çeşitli şekilde kullanmamızı kolaylaştırır. Resim galerimizi inceleyip en kolay şal bağlama tekniklerini öğrenebilirsiniz.

    Şal bağlarken dikkat edilecekler… Şal bağlarken nelere dikkat etmeliyiz? Kendilerine özgü renkleri ve dokuları sayesinde şalları etollere göre farklı şekillerde bağlayabilir miyiz? Şal bağlarken dikkat etmemiz gereken noktalar nelerdir? Kıyafete uygun şala karar verdikten sonra modele nasıl karar vermeliyiz? Şala uygun bağlanış şekline nasıl karar verelim? Şalın uç kısımlarının dağınık mı duracağına yoksa elbisenin altına mı alınacağına neye göre karar verebiliriz? Pratik bir şekilde bağlayabileceğimiz şık modeller var mı? İş kıyafetlerimize uygun bağlama şekline nasıl karar verebiliriz? Şal ile kullanacağımız aksesuarlara nasıl karar vermeliyiz? Şala istediğimiz şekli vermek için hangi aksesuarları kullanabiliriz?

    Şal Bağlama Modelleri 2016

    Şal Bağlama Teknikleri 2015
    Şal Bağlama Teknikleri 2016
    şal bağlama modelleri 2015
    şal bağlama modelleri 2016
    sal_baglama_modelleri (4)
    2016 şal bağlama modelleri
    sal_baglama_modelleri (5)
    2016 şal bağlama modelleri
    sal_baglama_modelleri (7)
    Şal Bağlama Modelleri 2016
    sal_baglama_modelleri (9)
    Şal Bağlama Modelleri 2016

    sal_baglama_modelleri (6) sal_baglama_modelleri (8) sal_baglama_modelleri (10) sal_baglama_modelleri (11) sal_baglama_modelleri (12) sal_baglama_modelleri (13) sal_baglama_modelleri (14) sal_baglama_modelleri (15)

     

  • Arınma diyeti

    Arınma diyeti

    Arınma diyeti Gerek evde gerek dışarıda kutlanan yılbaşı akşamının ertesi günü baş ağrısı, yorgunluk, mide bulantıları, kusma, vücutta şişlik problemleri yaşanabilir. Bu tür şikayetleri daha az yaşamak istiyorsanız İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya’nın yılbaşı sonrası arınma diyetini uygulayın…

    Yılbaşı akşamı bir çoğumuz için çok özel bir gündür. Yeni yılı karşılarken içimizde hep bir sevinç ve umut olur. Yılbaşı gecesini dostlarımızla arkadaşlarımızla geçirmek isteriz. O gece için çok özel yemekler yaparız ve o gece günlük yeme-içme alışkanlığımızın çok dışına çıkarız. Bazılarımız da yılbaşı akşamını dışarda geçirir. Bu durumda hem çok uzun süre uykusuz kalınır hem yüksek sesli ortamlara maruz kalınır hem de çok yağlı ve çok çeşitli yemeklerle birlikte alkollü içkiler de tüketilebilir.

    YILBAŞI SONRASI İÇİN ÖNERİLER

    Yılbaşı akşamı çok geç uyunduğu için ve ertesi gün de tatil olduğu için sabah geç kalkacak şekilde önleminizi alın. Gece yatarken odanızın kalın perdelerini çekin ve mutlak sessizlik sağlayın.
    Sabah uyandığınızda ilk iş kendinize içimi hafif bir bitki çayı (papatya, ıhlamur, melisa..) hazırlayın. Aç karnına bir bardak bu hazırladığınız bitki çayını için. Bitki çayınızın içine 1 tatlı kaşığı bal ve yarım limon suyu ilave etmeyi unutmayın. Özellikle alkol çok alındı ise ertesi günü kişi yoğun bir başağrısı yaşayabilir. Bu durumda alkol nedeni ile kan şekeri dalgalanması olabilir. Bal ve limon birlikte ihtiyaç duyulan şekeri vücuda verir. Baş ağrısının geçmesine yardım eder.
    Sabah ağır bir kahvaltı yapmaktan kesinlikle kaçının. Akşam yenen ağır yemeklerin etkisini yok edebilmek için sütlü yulaflı bir kahvaltı her zaman daha iyi bir seçimdir.
    Kahvaltıdan sonra açık havada mutlaka en az yarım saatlik bir yürüyüş yapmaya çalışın.
    Bir gece önce yenilen yağlı, tuzlu yüksek kalorili yemekler ve alkol kişinin su ihtiyacını çok artırır. Vücut susuzluğunu önleyebilmek için ertesi gün 8 bardak oda sıcaklığında su için. Eğer tansiyon ve kalp probleminiz yoksa ayrıca 2 şişe de maden suyu içebilirsiniz.
    Günlük beslenmenizde o gün için daha çok sebze, meyve, çorba, yoğurt gibi hafif yiyecekleri tercih edebilirsiniz. Hazır yiyeceklerden ve pastane ürünlerinden özellikle uzak durun.
    Gün içinde ve akşamında teknolojiden kendinizi koruyun. Bilgisayar, televizyon, i-pad ve cep telefonu kullanımınızı kısıtlayın. Hafif müzikleri tercih edebilirsiniz.

    DR. AYÇA KAYA’NIN ERTESİ GÜNÜ ARINMA DİYETİ

    SABAH: 1 bardak ılık günlük süt içine 2 yemek kaşığı yulaf ezmesi ve 1 tane küçük muz.

    ARA: 1 fincan vücut dinlendirici çay

    ÖĞLEN: 1 kase ertesi günü çorbası, haşlanmış sebzeler (brokoli, karnabahar, havuç, pancar) salata ve yoğurt.

    ARA: 1 Bardak arındırıcı limonata , 2 grisini.

    AKŞAM: 1 kase ertesi günü çorbası, haşlanmış sebzeler (karnabahar, brokoli, pancar, havuç), bol limonlu salata ve 1 kase yoğurt yenir.

    ARA: 1 fincan vücut dinlendirici çay içilir.
    ERTESİ GÜNÜ ÇORBASI

    MALZEMELER: 1 patates, 1 havuç, 1 kuru soğan, 1 ince dilim balkabağı, bir tutam ıspanak, 1 çay bardağı kırmızı mercimek, bir tutam maydonoz, az taze zencefil, pulbiber, karabiber, limon, az tuz.

    YAPILIŞI: Soğan, mercimek, patates, kabak ve havuç 5-6 bardak su ile haşlanır. Pişmeye yakın ıspanak içine koyulur. Bir taşım kaynatılır ve blendırdan geçirilir. İnce kıyılmış maydanoz, az zencefil, pul biber, karabiber ve limonla servis yapılır.

    Tamamen bir sebze şöleni olan bu çorba tam bir lif deposu. Yüksek lif nedeni ile bağırsaklarda süpürge etkisi gösterir ve toksinlerden vücudu temizler. Kırmızı mercimeğin yüksek protein değeri nedeni ile de kişiyi tok tutar.

    arinma_diyeti_limonata
    Arınma diyeti

    ARINDIRICI LİMONATA

    MALZEMELER: 1 şişe maden suyu, yarım limon, 1 havuç, 1 yeşil elma, 1 kivi

    YAPILIŞI: Havuç, elma ve kivi katı meyve sıkacağı ile sıkılır. 1 şişe maden suyu ile karıştırılır, yarım limon suyu ilave edilir. İstenirse üzerine taze nane eklenir.

    Dengeli bir elektrolit kaynağı olan maden suyunun içine koyacağınız yeşil elma, kivi ve limon yüksek C Vitamini le hücrelerinizi temizleyecek, metabolizmanızı canlandıracaktır. Havucun içerdiği Beta karoten ve şeker de hem hücresel onarım yaparken hem de vücudun ihtiyacı olan şekeri vererek kendinizi daha canlı hissetmenizi sağlayacaktır.
    VÜCUT DİNLENDİRİCİ ÇAY TARİFİ

    MALZEMELER: 1 tutam ıhlamur, 3 dilim yeşil elma, ½ limon suyu, bir parça rulo tarçın,1 tatlı kaşığı bal.

    YAPILIŞI: Elmalar ve rulo tarçın birlikte 5 dakika kaynatılır, son 1 dakika da ıhlamur atılır kapatılır, içerken içine 1tatlı kaşığı bal ilave edilir.

  • Güneş lekesi olanlar

    Güneş lekesi olanlar

    Özellikle yaz aylarında koruma kremi sürmeden güneşe fazla maruz kalma sonucunda oluşan güneş lekesi olanlar kötü bir görüntüden dolayı rahatsızlardır.Ciltte güneş lekeleri yaz mevsimi sonunda ortaya çıkıyor. Genellikle sonbaharda lekelerin arttığı ve cildin kuruduğu görülüyor.

    İzmir Üniversitesi Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Ceylan Emir, fraksiyonel lazer yöntemi ile yapılan kırışıklık ve leke tedavilerinin kış aylarında daha etkili sonuçlar verdiğini söyledi.

    Akşam’da yer alan habere göre güneş ışınlarından korunmanın önemini vurgulayan Dr. Emir, “Güneş lekeye neden olan en önemli faktörlerin başında geliyor. Bu nedenle tedavi süresince güneşten korunmak gerekiyor. En iyi sonuç için tedavi kış aylarında yapılmalıdır” dedi.

    Kırışıklıklardan, sivilce izlerinden, lekelerden ve gebelik sonrası çatlaklardan şikayet eden kişilerin bu tedavi yöntemini seçtiğini kaydeden Uzman Dr. Ceylan Emir şunları kaydetti:

    Kırışıklık, sivilce ve leke tedavisinde fraksiyonel lazer tedavisi yöntemini kullanıyoruz. Tedavilerimiz 3 ila 5 seans olarak uygulanıyor. Her seans arası 1 aydır. Bazı ciltlerdeki sorunların çözümü için tek seans dahi yeterli olabilmektedir. Tedavi sonrasında uygulanan bölgede güneş yanığı gibi bir kızarıklık oluyor. Kızarıklık sonrası ciltte hafif koyulaşma ve ardından soyulma başlıyor ve 1 hafta devam ediyor. Bir hafta sonunda daha canlı parlak yeni bir cilt oluşuyor.”

    Güneş lekesi olanlar
    Güneş lekesi olanlar

    ‘KIŞ AYLARINI İYİ DEĞERLENDİRİN’

    Tedavinin başarısı için güneşten korunmanın çok önemli olduğunu belirten Uzman Dr. Emir sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Uygulama sonrasında 1 ay yüksek faktörlü koruyucularıyla cilt korunmalıdır. Bu kremler cildi kış aylarındaki güneşin etkilerinden korur ve lekenin koyulaşmasını engeller. Kış ayları tedavi için en uygun zamanlardır. İzmir’de kış ayları kısa sürdüğü için cilt tedavisi yaptırmak isteyen hastalarımız bu süreyi iyi değerlendirmeliler. Hastanın uygulama öncesindeki bir aylık sürede güneşlenmesi veya solaryuma girmesini istemiyoruz. İşlem süresi 15- 20 dakikadır. Tedavi uygulanan bölgeye 24 saat kadar su temas etmemeli. Soyulma süreci tamamlanana kadar sık sık nemlendirici kullanılmalıdır. 24 saat sona makyaj yapılabilir. Lazer cildi zedelemiyor, korkmaya gerek yok.”

  • Normal Doğum Yapanlara Öneriler

    Normal Doğum Yapanlara Öneriler

    Normal yani vajinal yolla doğum gerçekleştiren anneler, herhangi bir risk faktörü söz konusu değil ise, 24 saat içerisinde taburcu edilmektedir. Ancak anne ve bebek için doktorun gözetim altında olması gerektiği durumlarda bu süre uzayabilir. Fakat başarılı bir şekilde gerçekleşen doğumun ardından, herhangi bir risk durumu söz konusu değil ise, anne ve bebeği 24 saat içerisinde hastaneden ayrılabilir.

    Kadınların gebelik sürecindeki yaşadığı fizyolojik değişimlerin gebelikten sonraki dönemde tekrar normal fonksiyonlarına dönmesi için vücudun yapmış olduğu çalışma süreci lohusalık dönemi olarak adlandırılmaktadır. Özellikle annenin bu dönemlerde dikkat etmesi gereken birkaç önemli nokta yer almaktadır. Annenin bu 40 günlük süreç içerisinde hem kendi hem de bebeğinin sağlığı için daha rahat ve keyifli zamanlar geçirmesi açısından dikkat etmesi gereken birkaç tavsiye yardımcı olacaktır. Ayrıca bu öneriler, bağışıklık sisteminin korunmasını ve annenin bu süreçte ihtiyacı olan psikolojik desteği sağlamaktadır.

    Normal doğum yapan anneler için 9 tavsiye

    • Normal doğum sırasında eğer herhangi bir kesi işlemi uygulanmış ise annenin bu bölgedeki dikişlerin bakımına çok dikkat etmesi ve ihmal etmemesi gerekir. Özellikle epizyotomi (doğum kesisi) dikişlerinin açılmaması ve zarar görmemesi için annenin hareketlerine çok dikkat etmesi gerekir. Ani hareketlerden, ağır eşya kaldırma ve zorlayıcı fiziksel aktivitelerden uzak durması dikişlerin daha hızlı ve sorunsuz bir şekilde iyileşmesini sağlayacaktı Ayrıca annenin yaraları iyileşene kadar uzun süreli ayakta durmamaya özen göstermesi gerekir. Epizyotomi dikişleri genellikle estetik dikiş olarak, kendiliğinden erime özelliğine sahiptir. Bu nedenle doktorunuz aksini belirtmediği sürece dikişlerin alınmasına gerek olmadığı için, doktor dışında dikişlerinize müdahale etmemeniz gerekir.
    • Normal doğumdan sonraki ilk 24 saat sonra taburcu olan annelerin, doğumdan 1 hafta sonra mutlaka kontrole gitmesi gerekir. Yapılan bu kontrollerle doğum kesisin de oluşabilecek komplikasyon riskinin, anormal kanama durumunun, emzirme problemlerinin ve göğüs çatlarının giderilmesi açısından gerekli önlemleri iç
    • Anne sütü bebeğin fiziksel ve zihinsel gelişimi açısından dünyadaki tartışmasız en önemli besin maddesidir. Bu nedenle bebeğin ihtiyacı olan vitamin ve minerallerin ilk 6 ay boyunca anne sütünden karşılanması Ayrıca annenin emzirmesi, gebelik sürecinde aldığı kiloların verilmesinde etkili olduğu, bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir.
    • Annenin uzun ve yorucu gebelik sürecinden ve doğum eyleminden sonra, fiziksel ve psikolojik olarak dinlenmesi gerekir. Çoğu anne bebeğinin bakımı ile ilgilenirken, kendi sağlığını tehlikeye atmaktadı Bu nedenle annenin dinlenmesi ve vücut direncini kazanabilmesi için uyku ihtiyacını bebeğinin uyku saatleri ile karşılayabilir. Bunun dışında doğumdan sonraki 1 ay boyunca yoğun ve aşırı efor sarf ettirecek ev işlerinden uzak durması gerekir. Eğer anne beslenme ve uyku ihtiyacını yeterli düzeyde karşılayamaz ise, bağışıklık sistemi olumsuz yönde etkilenerek ciddi sağlık problemleri neden olabilir. Ayrıca bu durum bebeğin ihtiyacı olan sağlıklı gelişim sürecini de olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle annelerin doğumdan sonra dinlenmesi ve vücut direncinin arttırılması için beslenme alışkanlıklarına çok dikkat etmesi gerekir.
    • Doğumdan sonra doktor tarafından önerilen ilaçların mutlaka düzenli bir şekilde kullanılması Bu ilaçlar anne sütünün kalitesini ve miktarını etkilememektedir. Bu nedenle anneler bir an önce sağlığına kavuşmak için endişe duymadan, ilaçlarını düzenli bir şekilde kullanması önerilmektedir.
    • Doğumdan sonra vücut hızlı bir şekilde iyileşme sürecine girerek, eski sistematik döngüsüne kavuşmaktadı Annelerin en çok şikayet ettiği fazla kilolar ise, hafif tempolu yürüyüşler ile giderilebilmektedir.
    • Normal doğum yapan annelerde löşi kanamaları meydana gelmektedir. Doğumdan sonra 1 ay kadar görülen vajinal kanamalar için tampon yerine hijyenik pedlerin kullanılması ö
    • Yeni doğum yapan annelerin düzenli adet döngüsü yaklaşık 6 ay ile 1 yıl arasında gerçekleş Genel olarak 6. Ayla birlikte adet gören anneler, düzensiz bir şekilde bebeğini emziriyor ise, bu süreç 3 aya inmektedir.
    • Normal doğumdan sonra cinsel hayatın yeniden başlaması için ortalama süreç yaklaşık 1 aydı Ancak epizyotomi dikişlerinin iyileşmesine bağlı olarak bu süreç uzayabilir.

    Kaynak: http://jinekoloji.com/normal-dogum-yapanlara-oneriler

  • Makyajınızı saç renginize göre belirleyin!

    Makyajınızı saç renginize göre belirleyin!

    Saç rengimiz en belirgin özelliklerimizden biridir ve saç rengimiz kıyafetlerimizde ve makyajımızda renk seçiminde önemli bir rol oynar. Ten renginiz, göz renginiz ne olursa olsun saçınız sizin için geçerli olan tüm kuralları yıkmanızı gerektirebilir.

    KAŞLARINIZI TARAYIN

    Platin saçlarda saç çizgisi yumuşayarak dağılıyor gibi görünüyor. Yani normalde saçımız yüzümüzü çerçevelediğinden bu etki tamamen yok oluyor ve alından sonrası sanki yumuşayarak yok oluyor. Bu yüzden saç rengi ne kadar koyuysa yüz hatlarınız o kadar ön planda demek. Saç renginiz açıldıkça da yüzünüzün var olduğu yere dikkati toplamak için siyah maskara kullanabilirsiniz. Ten rengine yakın hafif allık tercihinde bulunun. Kaşlarınızı tarayın, mümkünse çok koyu olmayan bir renkle doldurun. Fondöten sürerken alın çizgisine fazla yaklaşmayın. Çünkü sarı saç çok kolay bir şekilde renk alacağından alın çizginiz çok daha geriden başlıyor gibi görünebilir ve aynı zamanda yakından bu detay dikkat çekebilir.

    MAKYAJLA UYUMLU MU?

    Sarı saçlılar güneşin tonları ve şeftali tonlarıyla istedikleri kadar oynamak da serbest. Bronzer kullanacaklarsa her zaman ışıltılı olanları tercih edebilirler. Sarı saçlarıyla ahenk içinde olacaktır. Yine toprak tonları kahvenin her tonu çok yakışacaktır. Ancak bunun yanında diğer renkleri de kullanmaları serbest. Gri, mavi gibi tonlar mümkünse son tercih olsun.

    KAHVE TONLARI OLMALI

    Bakır saçlılar için renkler iyi kullanılırsa mükemmel sonuç verebilir. Saçların o mükemmel rengini vurgulamak için kontrast bir renk olan yeşilin transparan ve parlak tonlarıyla oynayabilirsiniz. Elbette kahve tonları çantanızda olmalı. Dudak ve yanaklarda şeftali saçınızın sıcaklığıyla uyum sağlayacaktır. Parlak bitişli rujlar dikkati saçınızdan dudaklarınıza çekmekte yardımcı olacaktır.

    KIRMIZI RUJ MU? ASLA!..

    Ateş kızılı çok iddialı bir saç rengidir. Yüzdeki herhangi bir kırmızılıkla yakışmaz. Bu yüzden kırmızı rujdan kaçınmalıdırlar. Yoğun pigmentli rujlar yerine transparan renk veren rujlar tercih ederlerse dudaklarında sağlıklı bir görünüm yakalarken makyajları da daha dozunda duracaktır. Göz makyajında siyah, füme gibi tonlar kullanabilirsiniz ama ten rengine yakın tonlar ya da sade bir şekilde çekilmiş yumuşak bir yeşil kalem kullanırsanız aklınız makyajınızda kalmaz. Allık da yalnızca elmacık kemiklerinizi belirginleştirmek için olsun.

    HER RENK SERBEST

    Kumral ve kahve tonları renk konusunda çok şanslı. Başta toprak tonlarının tamamı olmak üzere her rengi kullanabilir. Gözler ve dudaklarda her renk serbest. Ancak saçınızın küllü mü dore mi olduğu bu renklerin uyum oranını belirler. Bu kural tüm saç renkleri için geçerlidir. Saçınız ya da teniniz ne kadar sıcaksa o kadar sıcak renkler ne kadar soğuksa o kadar soğuk renkler sizinle uyumlu olur. Sıcak soğuk kuralı bazen değişebilir.

    DUDAKLARDA BORDO

    Koyu kahveler siyahtan daha şanslılar. Yüzleri biraz da olsa daha yumuşak göründüğünden daha koyu makyajları kaldırabilir. Kaşlar doldurulabilir ama yine çok da sert yapmamak gerekir. Koyu göz makyajını ve her rengi çok iyi taşır. Özellikle metalik sıcak renkler, mürdüm, bronz tonlar deneyin. Dudaklarda bordo gibi iddialı renklerden çekinmeyin. Teniniz açıksa koyu renk saçta soluk durmamak için bronzerla cildinizi ısıtabilirsiniz.

    KONTUR YAPARKEN DİKKAT!

    Siyah saçlılar dikkat! Yüze ifade veren kaşlarınız en ön planda olan bölge. Kaşlarınıza şekil vermek için onları doldurmayı düşünüyorsanız iki kere düşünün. Aşırı sert bir ifadeniz olsun istemezseniz kaş jeli ile idare edin. Kaşlarınız çok seyrekse saç renginizden açık tonlar kullanın. Renklerin en cesurunu kullanmak size serbest. Dikkati saçlardan gözlere çekmek için koyu renkler dumanlı göz makyajı veya göz içine alta ve üste sürülmüş kalem en yakın dostunuz. Teniniz koyu değilse hatalarınızın da çok daha dikkat çekebileceğiniz unutmayın. Yüzünüzdeki gölgeler açık renk
    saçlılara göre kendini daha belli eder ki bu da sert bir ifade katabilir. Kontur yaparken dikkatli olmanızda fayda var.

    (SEBİLE ÖLMEZ / AKŞAM)

  • Mutlu evlilik kuralları

    Mutlu evlilik kuralları

    Mutlu evlilik kimine göre bir hayal,kimine göre gerçek… Evliliğinizde veya ilişkinizde sorunlar mı var? Sorunsuz ilişki olmaz ama kronikleşirse korkulan son kaçınılmaz olabilir. Oysa uzmanların tavsiye ettiği birkaç basit ve etkili kurala uymak sizi mutluluğa kavuşturabilir.
    Mutlu ve sorunsuz bir evlilik, bu kuruma adımını atmış çiftler için en önemli tercihtir. Ancak ister evlilik olsun ister beraberlik, başarılı bir ilişki göründüğü kadar kolay değildir. Karmaşık bir yapıya ve hassas dengelere dayalı olan kadın-erkek ilişkisinin başarısıysa, uzmanların tavsiye ettiği bir takım basit ama önemli kurallara uymakla mümkün.
    İnsan doğuştan yarım ve yalnızdır. Evlilik aslında kişinin kayıp olan yarısını bulma arayışıdır. Evlilik tamamlanmak, bütünleşmek ve bütünlenmek demektir. Evlilik kurumunu kişilerin kendini güvende hissetmek amacıyla oluşturduğu bir olgudur. Bu kurumun amacı bütünleşme arzusudur. Çünkü insanoğlu annesi ile bir bütün olarak ana rahminde gelişir. Bu bütünlük duygusu anneyle bir olma isteğidir. Anne rahminde kişi kendini güvende ve cenneteymiş gibi hisseder. Fakat annenin rahminden çıktığında insan o duyguya yeniden kavuşmak ister. İşte sağlıklı ve mutlu bir evlilik, bu bütünlük duygusunu verdiği için kişiye güveni hissettirir. Ama güven yoksa bu takdirde hırçın ve çaresiz hissettirir. Bu yüzden evlilikler çoğu zaman insanı ya hırçın ve çaresiz ya da huzurlu ve mutlu kılar.
    Peki evlilik nasıl çatışmaya dönüşüyor?
    Bir insanı iki olgu rahatsız eder. Biri kendi iç sesidir. Diğeriyse başkalarının onun hakkında söyledikleridir. Bunu evliliklere de uyarlayabiliriz. Evliliklerde de kişiler eşleri hakkında iç seslerine ve eşlerinin kendilerine sarf ettiği sözlere ve yaptıklarına kafalarını çok takarlar. Bununla birlikte hem kendilerini hem de eşlerini suçlamaya başlarlar. Bir insanı mutlu eden de iki olgu vardır: Anlatmak ve anlaşılabilmek… Eğer evlilikte çatışma başlamışsa karı-koca ne dertlerini birbirlerine anlatabilirler ne de anlaşıldıklarını düşünebilirler. Bu nedenle kendilerini güvende hissetmezler. Demek ki iç seslere kulak vermek ya da düşüncelerinizi içinize hapsetmek yerine anlatabilmek ve de doğru bir şekilde anlaşılabilmek çok önemli.
    Evliliğin yolunda gitmemesinin en önemli nedenleri; birbirini suçlayıcı tavır alma, küçümseme, saygısızlık, sürekli kendini savunma, iletişimsizlik ve saldırganlıktır.

    mutlu_evlilik
    mutlu evlilik kuralları

    Peki mutlu evlilik kuralları nedir?

    1- Bankada bir hesap açtığınızı düşünün. Bu hesaba ne kadar mutlu an yatırırsanız ilişkiniz de o kadar mutlu ve uzun ömürlü olur. Amacınız hesabınızı mutlulukla doldurmak olmalı.
    2- Birbirinize olan ilgisizliğinizin nedenini bulun. Kıskançlıklar, hep bir arada olma, ilginin çocuklara kayması, maddi sorunlar, evlilik sorumluluklarının ağır gelmesi ve gerçekçi olmayan beklentiler çiftin birbirlerine olan ilgisini azaltabilir.
    3- Aklınızda bir anahtarlık hayal edin. Anahtarlığınıza koşulsuz sevme, anlayış, hoşgörü, arkadaş olabilme, samimiyet, şefkat, emek, sabır ve fedakarlık anahtarlarını takın. Anahtarlığa takılan tüm bu olgular mutlu evliliğin kapılarının altın anahtarlığını barındırır.
    4- Sevgiliyken yaptıklarınızı tekrarlayın. Çiftler her nedense evlenince, toplumun onlara yüklediği roller doğrultusunda evlilik sürecine sevgililiği birbirlerine yakıştıramazlar. Böylece kısa süre önce sevgiliyken yaşadıkları güzel paylaşımları evliliklerine taşıyamazlar. Hatta flörtü evliliğin doğal süreci olarak görmeme eğilimi hâkim olur. Oysaki insanları değiştiren evlilik değil evliliğe bakış şekilleridir. Evlilikle birlikte sevgiliyken yaptıkları davranımlardan uzak duran çiftler zaman içerisinde hayatın onlara sunduğu monotonluğu yaşar ve sevgilerini, paylaşımlarını sorgulamaya başlarlar. Halbuki sevgiliyken yapılan küçük paylaşımların devam etmesi ilişkiyi ateşler. Kişilerin kendilerini daha iyi hissetmesi ve tutkularının devam ettiğini görmek kişileri birbirine bağlar. Eski tutku ve sevgilerinin devam ettiğini görmek ayrıca yeni paylaşımların artmasına da neden olur.
    5- Eşinizin bir konu hakkındaki fikirlerine ya da hayallerine değer verin. Katılmasanız dahi onun ortaya koyduğu fikirlere saygı duyun ve sonuna kadar dinleyin.
    6- Evliliğinizi monotonluktan kurtarmak için yenilikler yapın. Kaliteli zaman geçirmek için olanaklar yaratın. Ona beklenmedik küçük sürprizler yapın. Özel bir gün olmasa dahi ona küçük bir hediye alın. Birlikte vakit geçirmek için fırsat kollayın. Ortak zevklerinize uygun paylaşımlar yaratın.
    7- İlgi çekmek için ilişkinize gizem katın.
    8- Narsisistik gereksinimlerinizi karşılayın. Kendinizi sevin ve beğenin.
    9- Eşinizi fark edin. Onun saçını boyadığını, zayıfladığını, sizin için yaptığı küçücük de olsa özel bir şeyi görün ve takdir edin.
    10- Öfkelendiğinizde asla şiddete başvurmayın. Mola verin, ortamı terk edin, duş alın ve uyuyun. Müzik dinleyin. Kavganızın dozajının yükseldiği anda nefes alıp vererek gevşeyin. Çatışmalarınızı yıkıcı değil yapıcı olarak ele alın. Kişisel eleştiri değil davranışsal eleştiri yapın. Kendinizi onun yerine koyun ve empati yapın.

  • Mide küçültme ameliyatı kimlere yapılır?

    Mide küçültme ameliyatı kimlere yapılır?

    Türkiye’de bir yıl içinde 8 bin kişinin tüp mide küçültme ameliyatı olduğunu aktaran uzmanlar, herkesin bu ameliyatı olamayacağını söyledi.

    ‘Mide küçültme ameliyatıyla bir yılda 50 kilo verdi’, ‘Mide ameliyatından sonra hayatını kaybetti’ gibi haberlerin hızla artış göstermesi uzmanları harekete geçirdi. Uzmanlar, bu ameliyatın risklerinin yeterince anlatılmadığını belirtti. 2014’te 8 bin kişinin tüp mide ameliyatı olduğunu söyleyen Türkiye Obezite Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Taşkın, zayıflamak isteyen herkesin ameliyat olamayacağını belirtti. Prof. Dr. Taşkın, özellikle özel ameliyat merkezlerin denetlenmesi gerektiğini vurguladı.

    Mide Küçültme Ameliyatı Hakkında Herşey için tıklayınız!


    “ÖNÜNE GELEN HASTAYI AMELİYAT ETMİYORLAR”

    Türkiye genelinde 300 cerrahın, şişmanlık ya da metabolik hastalıkların ameliyatlarını yaptığını aktaran Taşkın, şunları söyledi:

    Toplam 30 büyük sağlık merkezi bu ameliyatlarla uğraşıyor. Bu büyük merkezler ameliyatlarla ilgili organize olmuş yerler. İçinde psikiyatristi, dahiliyecisi, kalp damar cerrahı olan yerler. Önüne gelen hastayı ameliyat etmiyorlar. Bir sağlık kurulundan geçirilerek ameliyatlar yapılıyor. Devletin para vermediği, yani kendi parasıyla gelip ameliyat olan hastaları denetlemek de zor.

    mide küçültme ameliyatı
    mide küçültme ameliyatı

    50’DEN FAZLA YÖNTEM
    Fazla kilosundan kurtulmak isteyen herkesin ameliyat olamayacağını vurgulayan Prof. Dr. Taşkın, şöyle devam etti:
    Tüp mide ameliyatı bir yöntem ama, bununla ilgili 50’den fazla yöntem var. Sadece tüp mide ameliyatı yapılacak diye bir kural yok. Ameliyatın şekline bilimsel kurullar karar verir. Tek çare ameliyat değildir ve herkes ameliyat olamaz. Vücut kitle endeksi 40’ın üzerinde olanlar ameliyat edilir. Bunun dışındakilerin diyetisyene, dahiliyeciye gitmeleri önerilir.

  • Çikolata güçlü antioksidan

    Çikolata güçlü antioksidan

    Çikolata yiyerek antioksidan kazancınızı artırmak kalbinizi, beyninizi güçlendirip gençleştirmek, cinsel iştahınızı artırmak ya da moralinizi düzeltmek, hele hele yüksek LDL kolesterolü çikolata ile düşürmek hiç de akılcı bir yaklaşım gibi görünmüyor.

    Batı Afrika ile Orta ve Güney Amerika’da yetişen kakao ağaçlarının meyvesi olan kakao çekirdeklerinden elde edilir. Hemen hemen tüm insanlar tarafından zevkle tüketilen çikolatanın içerdiği biyoaktif maddeler nedeniyle sağlık üzerine olumlu, yüksek yağ ve enerji içeriği nedeniyle de olumsuz etkileri günümüzde çok konuşulan konulardandır. İsterseniz hep birlikte çikolatayı geniş olarak ele alalım…

    cikolata_antioksidan (2)

    Çikolata güçlü antioksidan özelliktedir.

    Çikolata şaraptan daha güçlü bir antioksidandır ve bu özelliğiyle bağışıklık sistemini artırır ve kanserden korur. Yapılan çalışmalar çikolatadaki antioksidan moleküllerin beyindeki kan akışını artırıp sinir hücrelerine olumlu etkilerinin olduğunu ve kan akışının artmasıyla kan basıncının düştüğünü göstermektedir. Ayrıca kakaodaki antioksidanların Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azalttığı açıklanmıştır.

    Çikolata ruh sağlığını etkiler.

    Birçok çalışma göstermiştir ki çikolata tüketimi mutluluk etkisi olan bazı hormonların salınımını artırarak stresi azaltmaktadır. Duygusal stres ve kötü ruh halinde olan bireylerin çikolata tüketmeye karşı olan istekleri buradan gelir.

    dark chocolate bars; ordered on white base; Shutterstock ID 113790286; PO: aol; Job: production; Client: drone
    dark chocolate bars; ordered on white base; Shutterstock ID 113790286; PO: aol; Job: production; Client: drone

    Çikolata kalp ve damar sağlığını korur.

    İçerdiği antioksidanlar sayesinde hücrelerin yıpranmasını önler. Bu etkisiyle yaşlanmayı yavaşlatır. LDL kolesterolün –halk arasında kötü kolesterol olarak bilinir- oksidasyonunu azaltarak damar sertliğinin oluşmasını önler ve kanın pıhtılaşmasında ve kalp hastalıklarında önemli rol oynayan trombositlerin etkinliğini azaltarak kalp sağlığını korur.

    cikolata_antioksidan (5)

    Çikolata saf şekere oranla çinko, magnezyum potasyum, fosfor gibi minerallerden zengindir.

    Yararlarını öğrendikçe insanın çikolata yiyesi geliyor değil mi? Bu noktada eklemek istediğim bir şey var. Lütfen çikolatanın içerdiği yüksek kaloriyi göz önüne alalım ve etiket okumaya özen gösterelim.

    Bitter çikolata diğer çikolatalara göre daha az kaloriye sahiptir. Canınız çok çikolata istediğinde tercihinizi bitter çikolatadan yana kullanırsanız daha az kalori ancak daha fazla antioksidan almış olursunuz…

  • Doğal kirpiklerinize zarar vermeden takma kirpik nasıl çıkartılır?

    Doğal kirpiklerinize zarar vermeden takma kirpik nasıl çıkartılır?

    Takma kirpikleri çıkarırken zorlanıyorsanız ve de dikkatli değilseniz doğal kirpiklerine kolaylıkla zarar verebilirsiniz. Takma kirpik çıkarma süreci oldukça hassas bir süreçtir. Sizde takma kirpiklerden rahatlıkla kurtulmak hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz okumaya devam edin.

    Doğal kirpiklerinize zarar vermeden takma kirpik nasıl çıkartılır?

    Buhar Ve Yağ

    1)Maskara ya da eyeliner silmek için kullandığınız yumuşak bir göz makyajı temizleyici kullanın. Böylelikle kirpiğini nazikçe silebilir, takma kirpiklerden de kurtulabilirsiniz.

    2)Sıcak buhar takma kirpiklerin gevşetmesine yardımcı olacaktır. Şu adımları takip ediniz;
    • Öncelikle sıcak suyu bir kaba yeteri kadar koyunuz
    • Kaba yüzünüzü yaklaştırın etrafına havlu ile kapatın
    • 10 dakika kadar bekletin.

    takma_kirpik_nasil_cikartilir
    Doğal kirpiklerinize zarar vermeden takma kirpik nasıl çıkartılır?

    3)Pamuğa sürdüğünüz zeytinyağı gözünüze nazikçe uyguladığınızda takma kirpiklerden kurtulabilirsiniz. Ardından yağ sürdüğünüz kirpikleri ılık su ile durulayın.

    Kirpik Tutkalı Sökücü

    1)Kirpik tutkalı sökücü ile kirpiklerinizi kaldırmayı deneyin. Çoğu eczanelerde kirpik tutkal sökücü bulabilirsiniz. Tutkal sökücü asetona benzer bir koku ile hafif çözücüdür.

    2)Yapacağınız uygulama hassas bir işlem olduğu için bakarak yapmalısınız. Aşağıdakileri yaparak uzantıları kaldırmak için hazırlayın:
    • İyi aydınlatılmış bir banyoda ayna önünde durun. Gerekirse, kirpiklerinizi görmek için ekstra aydınlatma kullanın.
    • Göz makyajınızı nazikçe sildikten sonra takma kirpiklerinizden kurtulur ve gerçek kirpiklerinize kavuşursunuz

    takma_kirpik_cikartma
    Doğal kirpiklerinize zarar vermeden takma kirpik nasıl çıkartılır?

    3) Tutkal sökücü uygulamak ve uzantıları gevşetmek için aşağıdaki adımları uygulayın:

    • Pamuğu güzelce ıslatın. İyice nemli olduğundan emin olun.
    • Yavaşça üst göz kapaklarında birinin dış köşesinden aşağıya doğru hareket ettirin.
    • Kirpik çizgisinin üzerinden pamukla nazik hareketlerle iç köşesine ve dış köşeye uygulayın.Takma kirpikleriniz çıktığını net bir şekilde görebilirsiniz.

    takma_kirpikten_kurtulma
    Doğal kirpiklerinize zarar vermeden takma kirpik nasıl çıkartılır?

    4) Kirpiklerinizi ılık su ile durulayın. Bu işlem tutkalı daha kolay giderilmesine yardımcı olacaktır.

    Profesyonel Temizleme

    1)Takma kirpiklerinizi uygulayan salon teknisyeninin yardımıyla da kurtulabilirisiniz. Takma kirpiğin içinde bulunan siyano akrilat içeren yapıştırıcıyla yapıştırılmıştır. Bu tip yapıştırıcıları kimyasal çözüm olmadan kaldırmak için son derece zordur.

    2) Eğer uygulama hakkında endişeleriniz varsa, farklı bir salona gidin. Kirpik uzantıları uygularken bazen eğitim olmadan yapılmıştır ya da bir hata yapılmıştır. Aşağıdaki sorunları yaşıyorsanız eğer takma kirpikleri kaldırmak için farklı bir salona gitmelisiniz

    Adım adım kirpik uzatma yolları için tıklayınız!

    • Takma kirpikleriniz, profesyonel görünmüyor, çarpık, yamalı, ya da sabit değilse güvenebileceğiniz bir başka yere gidin. Yanlışlıkla doğal kirpiklerinize zarar vermeyin.
    • Eğer kirpik etrafında acı hissediyorsanız. Takma kirpik uygulamak için kullanılan tutkal yanlış uygulanmış ise göz çevresindeki şiddetli ağrıya neden olabilir.

    Takma kirpiklerinizi çıkarmanın basit birkaç yolu

    Takma kirpikler, özellikle özel bir gece için kullanıldıklarında mükemmel bir görünüm sağlarlar. Ancak, doğal kirpiklerinize zarar vermeden takma kirpiklerin nasıl çıkarılacağı konusu, birçok kişi için bir sorun olabilir. İşte takma kirpiklerinizi çıkarmanın basit birkaç yolu:

    1. Islatın: Pamuğu sıcak suya batırın ve göz kapaklarınızın üzerine koyun. Yaklaşık 30 saniye bekleyin. Bu, takma kirpik yapıştırıcısını yumuşatır ve çıkarmayı daha kolay hale getirir.
    2. Yağ kullanın: Bebek yağı, zeytinyağı veya hindistan cevizi yağı gibi bir yağı bir pamuklu çubuk üzerine dökün ve kirpiklerinize uygulayın. Yaklaşık 1-2 dakika bekleyin. Yağ, yapıştırıcıyı çözer ve kirpikleri kolayca çıkarmayı sağlar.
    3. Kullanılan araçları: Takma kirpiklerinizi çıkarmak için, kirpiklerinizi nazikçe çekerek çıkarabileceğiniz özel bir kirpik tutucu aracı kullanabilirsiniz. Bu, kirpiklerinizi doğal olarak çıkarmanın en güvenli yoludur.
    4. Doğru temizleyici kullanın: Kirpik kaldırıcılar, takma kirpik yapıştırıcısını çıkarmak için özel olarak formüle edilmiş ürünlerdir. Bu ürünler, doğal kirpiklerinize zarar vermeden takma kirpikleri çıkarmaya yardımcı olur. Bunları kullanmadan önce, ürünün kullanım talimatlarını dikkatlice okuduğunuzdan emin olun.
    5. Yumuşak bir fırça kullanın: Takma kirpiklerinizi çıkarmak için, kirpiklerinize yumuşak bir fırça ile hafifçe fırçalayabilirsiniz. Bu, yapıştırıcıyı gevşetir ve kirpikleri daha kolay çıkarmanıza yardımcı olur.

    Takma kirpikleri çıkarmak için herhangi bir yöntem kullanmadan önce, gözlerinizin hassasiyetine dikkat edin. Eğer herhangi bir rahatsızlık veya ağrı hissederseniz, işlemi hemen durdurun ve göz doktorunuzla konuşun.

    Takma kirpiklerinizi çıkardıktan sonra, göz kapaklarınızı nazikçe temizleyin ve doğal kirpiklerinizi korumak için birkaç gün boyunca makyaj yapmaktan kaçının. Doğal kirpiklerinize zarar vermeden takma kirpiklerinizi çıkarmak için bu basit yöntemleri kullanabilirsiniz.