Saçlarınıza güç ve parlaklık verecek doğal bir yağ arayışı içindeyseniz saça parlaklık veren yağlar hangileridir? Saça ışıltı veren yağlar nelerdir?
Yazın gelişi ile ışığını güneşten almış gibi duran parlak saçlara sahip olmak kadınlar için önemlidir. Saçlarınıza doğru yağ tedavisini uyguladığınızda saçlarınızdaki değişime inanamayacaksınız. Yazın güneş yada denizin etkisiyle çok fazla yıpranan saçlar için yağ tedavisi gereklidir. Doğal yağ tedavileri hem saçın kurumasını hemde kırılmasını engellemenize yardımcı olacaktır.
En çok bilenen saç bakım yağları arasında yer alan badem yağı fiyat ve kullanım açısından uygundur. Doğal ve katkısız olan badem yağı maskelerini haftada 2 defa uygulayabilirsiniz.
Hindistan Cevizi Yağı
Son yıllarda popülerliği artmış olan bu yağ saç yapısına uygundur. İşlem gördükten sonra sertleşmiş olan saçları yumuşatma ve parlatma konusunda başarılıdır.
Jojoba Yağı
Saç kırılmalarını önler ve yumuşak saçlara sahip olmanıza yardımcı olur. İçerisinde saça doğal ışıltı vermenizi sağlayan moleküller barındırır.
Saf Zeytinyağı
Zeytin yağının saç için bir çok faydası olduğunu biliyoruz. Fakat evdeki yemeklik olarak zeytinyağlarını kullanırken dikkatli olun saça iyi gelebilmesi için kesinlikle saf zeytinyağı kullanmalısınız.
Fındık Yağı
Hem saç derisinin yumuşamasına hemde saç tellerinin parlamasına yardımcı olur. Tıpkı zeytinyağı gibi saf içerikli olan yağları tercih etmelisiniz.
Zayıflamak için birbirinden farklı yöntemler tercih edilmek ile birlikte diyet yapma seçenekleri de artmıştır. Daha fit, genç ve sağlıklı bir görünüme sahip olmak isteyenler içine paleo diyeti son dönemde oldukça popülerdir. Paleolitik çağlardaki beslenme düzenini temel alan diyet yönteminde, et, balık ve sebze tüketimine ağırlık verilmektedir.
Diğer diyet yöntemlerinden farklı olarak paleo diyetinde, et ve balık tüketimi yaygındır. Bu noktada diyen yapan kişilerin sebze, meyve, kuruyemiş ve yumurta tüketilebilecek yiyecekler arasındadır.
Belirtilen diyet yönteminde yüksek protein, düşük karbonhidrat alımı vurgulanmaktadır.
Bu tür bir diyete başlamadan önce uzman doktorlardan yardım almak ve gerekli tüm testleri yaptırmak önemlidir.
Diyette öğünler değil de yalnızca yenilecek besinler sınırlandırılmaktadır.
Hızlıca Kilo Vermek Mümkün Mü?
Paleo diyetinde karbonhidrat alımı az olduğu için kilo verme süreci de hızlanır. Ancak birkaç gün içerisinde 5 ya da daha fazla kilo vermeyi hedeflemek yanlış olacaktır. Diyet ile birlikte aynı zamanda spora da yönelmek daha sağlıklı kilo verebilmek açısından önemlidir.
Kimlerin Uygulaması Sakıncalıdır?
Taş devri diyeti uygulama konusunda kronik rahatsızlıkları olanların dikkatli hareket etmeleri gerekir. Tansiyon, şeker gibi problemleri olanların doktor kontrolünde uygulamaları daha sağlıklı olacaktır.
Protein Tüketimine Dikkat
Paleo diyeti ile birlikte başarı sağlayabilmek adına protein tüketimine dikkat etmekte fayda vardır. Çok fazla protein tüketenler, hızlı bir şekilde diyet sayesinde kaslı ve atletik bir yapıya sahip olabilirler.
Su kullanımı: Metabolizmanın hızlanması ve diyetin işe yaraması adına su kullanımı önemlidir. Aynı zamanda sık su tüketmek bağırsaklarında daha iyi çalışmasına yardımcı olacaktır.
Paleo Diyeti Sağlık Açısından Zararlı Mıdır?
Yalnızca paleo diyeti değil diğer tüm zayıflama yöntemlerinin sağlık açısından zararlı olmaması adına dozunda uygulamakta ve bir problem yaşanması durumunda hemen doktora danışmakta fayda vardır.
Fibromiyalji tanımı, neden kaynaklandığı ve tedavisinin nasıl yapılacağı son dönemlerde oldukça artan bir rahatsızlık olan Fibromiyalji için sıkça yapılan araştırma başlıkları olarak göze çarpmaktadır.
Fibromiyalji nedir sorusuna verilecek yanıt, kişinin geceleri yeterli miktarda (8-9 saat) uyumasına rağmen sabah kalktığında kendini oldukça yorgun hissetmesine ek olarak bu yorgunluğa romatizmal iskelet ve kas sistemi ağrılarının eşlik etmesi olarak verilebilir. Bir diğer adı yumuşak doku romatizması da olan Fibromiyalji kronik ağrı sendromu ve yorgunluk hastalığı olarak da nitelendirilebilir.
Fibromiyaljiye
neden olan ağrıyı arttıran bazı nedenler şunlardır:
Stres
Kaygı
Depresyon
Verimsiz
uyku
Romatizmal
hastalıklar
Hormonal
hastalıklar
Fibromiyalji Belirtileri Nelerdir?
Çok kolay belirti veren bir hastalık olan Fibromiyalji belirtileri, sabahları yataktan kalkamama olarak başlayan kronik yorgunluğun yanında;
Fibromiyalji, kas ve iskelet sistemi hastalıklarından biridir. En sık görüldüğü yaş aralığı 30-60 yaş arasıdır. Kadınlarda görülme olasılığı erkeklere oranla daha fazladır. Fibromiyaljinin belirtileri şunlardır:
Halsizlik
El ve ayaklarda karıncalanma
Vücudun bazı noktalarında aşırı hassaslık
Çarpıntı
Nefes almakta zorluk yaşama, nefes darlığı
Kulak çınlaması olarak ortaya çıkmaktadır.
Yoğun ağrı
Yorgunluk
Sabah tutukluğu
Yumuşak dokularda şişkinlik hissi yaşanması
Baş ağrısının görülmesi
Fibromiyaljinin Yol Açtığı Olumsuzluklar
Fibromiyaljinin yol açtığı en yoğun sıkıntı hastanın yaşam kalitesinde ortaya çıkan olumsuzluklardır. 2017 verilerine göre her 100 kişiden 3’ünü etkileyen Fibromiyalji hastaları yaşadıkları sıkıntılara ek olarak vücutlarının bazı noktalarında oldukça hassasiyet de yaşayabilmektedir. Aynı zamanda hastalık ortaya çıktığı andan itibaren hastadaki stres faktörü de hastalık için en olumsuzluklar yaratmakla beraber Fibromiyalji görülme sıklığı kadınlarda erkeklere göre dört kat daha fazladır.
Stres Faktörü Hastalığı Tetikleyebilir!
Fibromiyalji tedavi edilse dahi kişinin yoğun stresli olduğu dönemlerde tekrarlama gibi kötü bir özelliğinin de unutulmaması gerekmektedir. Bu nedenle Fibromiyalji tedavisi için, hastaların ruhsal anlamda tedavi edilmesi de oldukça önemli bir başlık olacaktır.
Fibromiyalji tedavisi için hastanın yaşam tarzının değiştirilmesi yanında, doğru teşhis, ilaç tedavisi ve hastayı stresten uzak tutma gibi hususlar oldukça önemli ayrıntılar olacaktır. Hastalığın tedavisi yanında tekrar etmemesinin sağlanması da çok önemlidir.
Fibromiyaljinin Bitkisel Tedavisi, Doğal Çözümü
Fibromiyaljinin
bitkisel tedavisinde kullanılan
bazı bitkiler şunlardır:
Kırmızı Biber: 1 çay kaşığı biber ile 1 bardak sıcak suyun karıştırılarak çay yapılması şeklinde tüketilir.
Sarı Kantaron: Kapsül olarak veya çay şeklinde tüketilebilir. Fibromiyaljinin belirtileri olan depresyon, uykusuzluk ve yoğun ağrı gibi durumları ortadan kaldırmada etkilidir.
Harpagopitum: Diğer adı şeytan pençesidir. Bitkinin kendisi de doğrudan ağrılı yere uygulanabilir. Direkt olarak bitkiyi uygulamak istemeyen ise çayını yapabilir veya kapsülünü tüketebilir.
20 lik diş belirtileri 17 – 21 yaş arasında ağızdaki en büyük 3. azı dişinin çıkması sırasında görülmektedir. Bu azı dişleri 20’li yaşlarda gelişimini tamamladığında halk arasında yirmi yaş dişi olarak bilinirler.
Çene ve diş yapısına bağlı olarak bu diş bazı durumlarda sorunsuz çıkabilirken bazı durumlarda gömülü veya yarı gömülü olarak kalabilir. 20 lik diş çekimi sadece ağrıya neden olan, diş veya çene yapısını bozan durumlarda yapılır.
Eğer 20 lik diş gömülü veya yarı gömülü iken sorun yaratmıyorsa diş çekimi yapılmaz. 20 lik dişlerinizi düzenli kontrollere giderek çıkışını gözlemlemeniz iyi olacaktır. Dilerseniz forum sayfamızda 20 lik dişler ile ilgili paylaşım alanına göz atabilirsiniz.
20 Lik Diş Çıkardığınızı Nasıl Anlarsınız?
20
lik diş nasıl çıkar belirtileri
şu şekilde sıralanabilir;
Ağzı kapamada zorluk ve kapatıldığında çıkan 20 lik dişe baskı
20 Lik Diş Belirtileri
20 Lik Diş Ne Zaman Çıkar?
20 lik diş genellikle 20’li yaşlarda çıktığından bu adı almasına rağmen farklı yaşlarda da çıkabilir. Hatta 20 lik diş kaç yaşında çıkar sorusuna uzmanlar tarafından 16 ile 70 yaş arası çıkabileceği söylenmektedir. Adı 20 lik diş olsa da genetik ve çevresel faktörlere bağlı olarak yirmilik dişin tamamen çıkması 20 yaşlardan önce veya sonra olabilir. Bir önceki yazımız olan Diş Ağrısından Kurtulmanın Doğal Yolları nelerdir göz atabilirsiniz.
Kadınlarkulübü editörleri olarak araştırdık hamilelikte çatlakları önlemenin yolları yazımızı sizler için hazırladık, burda bildirilen tavsiyelere uyarak çatlak oluşumunu önleyebilir, sağlıklı bir hamilelik geçirebilirsiniz.
Hamile kadınların en çok korktuğu şeylerden biri göbeğinde ve kalçalarında oluşabilecek çatlaklardır. Gebelikte bebeğin rahim içinde büyümesine bağlı olarak annenin karın derisi gerilir. Derinin katmanlarında meydana gelen hasar sonucunda ise gözle görülebilen çatlaklar oluşur. Bu çatlaklar hemen hemen her hamile kadında görülebiliyor. Fakat her derdin devası olduğu gibi çatlakları önlemekte mümkün.
Doğum
nedeniyle oluşan çatlakların tedavisi
erken dönemde uygulanacak krem ve kürler, spor ve dengeli beslenme
ile geçebilmektedir. Eczanelerde doğum
sonrası çatlaklar için kremler
satılmaktadır ancak bu kremler, çatlakların henüz kırmızı
lekeler halinde görülmeye başladığı dönemde uygulanmalıdır.
Ayrıca doğum sonrası
çatlaklar için yağlar da
doktor tavsiyesi ile kullanılmalıdır.
Doğum Sonrası Neden Çatlak Oluşur?
Doğumda,
normal halinin 10 katı genişleyen rahim, karın duvarına baskı
yaparak karnın da genişlemesine neden olur. Genişleyen karın
yüzeyindeki deri, rahim kadar esnek olmadığından; rahim doğumdan
sonra tamamen eski haline gelebilirken, rahim ile birlikte 10 katı
genişleyen karın dış derisi eski haline dönemez. Bu kadar
gerildiğinden dolayı deri yüzeyinde şimşek işareti benzeri
çatlaklar oluşur.
Doğum Çatlakları Geçirme Yolları
Doğum çatlakları için bitkisel çözümler bulunabilmekle birlikte en sağlıklı çözüm doğru beslenme ve sporla çatlakları oluşmadan önlemektir. Spor sayesinde karın derisi daha esnek hale getirilerek çatlaklar önlenebilmektedir. Bunun yanında çatlakların henüz oluştuğu, tam anlamıyla belirginleşmediği dönemde uygun kremler, vazelin ve yumuşatıcı yağlar kullanılarak karın derisi yumuşatılmalıdır. Ancak kullanılan bu ürünlerin absorbsiyon (deri emmesi) yoluyla plasentaya, oradan bebeğe geçebileceği unutulmamalı, doktor tavsiyeleri dikkate alınmalıdır. Ayrıca çatlakları önlemek için çok geç kalmışsanız, güzellik merkezleri bazı hastanelerde uygulanan lazerle çatlaklardan kurtulma yöntemini de deneyebilirsiniz. Bunun yanında arada soğuk su ile alınacak duşlar derinin toparlanmasına yardımcı olur.
Hamilelikte Çatlakları Önlemenin Yolları
Öncelikle gebelerin, karın bölgesi derisinde bu hasarın meydana gelmesini engelleyebilmek için sağlıklı, elastik ve nemi istenilen düzeyde olan bir cilde sahip olmaları gerekmektedir. Şüphesiz ki bunda genetik yatkınlığın büyük rolü vardır. Ancak sağlıklı, dengeli beslenme ve diğer faktörlerde sağlıklı bir cilde kavuşmak için bir kural olduğu da gerçektir.
Hamilelikte Çatlakları Önlemenin Yolları
Egzersiz
APA yani Amerika hamile sağlığı araştırma merkezinin yaptığı çalışmaya göre, hamilelikte hafif çapta yapılan egzersizler, kan dolaşımının düzenli çalışmasını sağlayarak, cildi esnek tutuyor bu da hamilelikte oluşabilecek çatlakları önlüyor.
Hamilelikte Çatlakları Önlemenin Yolları
Cildinizi Besleyin
Vitamin E, C ve Çinko, vitaminleri sağlıklı bir cilt için çok önemlidirler, kolajen üretimini artırarak ciltte oluşabilecek sorunları önlerler. Turuncu meyve ve sebzeler, narenciye, fındık , yağsız et ve mercimek türleri bu vitaminlerin kaynaklarındandır.
Esansiyel Yağlarla Masaj Yapın
Gebelikte kakao yağı, shea yağı vb yağlarla göbek bölgesine günde 3-4 kez masaj yapmak çatlarkların oluşumunu engelleyecek, var olan çatlakların görünümünü de hafifletecektir.
Yavaş Yavaş Kilo Alın
Gebeliğin başından doğuma kadar normalde alınması gereken kilo 9-12 kilo kadardır. Hızlı kilo almak cildi gerip, çatlaklara davetiye çıkarır. Dengeli kilo almak için bir diyetisyenden yardım alabilir, böylece gebelikte günlük beslenme planınızı oluşturabilirsiniz.
Stresle Mücadele Edin!
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki hamilelik dönemi stresli geçenlerde çatlak oluşumu daha fazla. Stres hücrelerin kendini yenilemesini engelleyerek, cildin çatlamasına neden oluyor. Stresle mücadele etmek için sevdiğiniz insanlarla birlikte bulunun, yürüyüşe çıkın, spor yapın, mutlu olduğunuz yerlerde bulunun.
Hamilelikte Çatlakları Önlemenin Yolları
Yulaf Ezmesi İle Peeling
Yulaf ezmesi hamilelikte kabızlığı gidermekle kalmaz cilde uygulandığında onu ölü hücrelerden arındırarak, pürüzsüz hale getirir. Bu sebeple size önerimiz karın bölgenize yulaf ezmesinden maske yapıp sürün. Maske çatlamalarının oluşumunu engelleyecektir.
Hamilelikte Çatlakları Önlemenin Yolları
Su İçin
Su içmek, gebeliğinizin sağlıklı geçmesine etki etmesinin yanı sıra hidrasyonunu sağlayarak cildinizin elastikiyetini korumasına yardımcı olur. Ne kadar elastik cilt o kadar çatlakların az oluşumu demektir. Bu sebeple, doktorunuz bir problem görmediyse günde 2-2,5 litre su için.
Evde bacak egzersizleri ile bacaklarınızı fit güzel hale getirebilirsiniz. Spor salonuna gitmeden evde bacak inceltme hareketlerini sizlerle paylaşacağız. Evde de yapabileceğiniz hareketlerle bacaklarınızı inceltmek ve sıkılaştırmak mümkün. Her ne kadar beslenmenin önemi büyük olsada güçlü ve şekilli bacak elde etmek için doğru egzersizleri yapmak önemlidir.
Egzersiz kas kütlemizi korumamıza yardımcı olur. Vücudumuzu sıkılaştırır ve selülitleri engeller. Egzersiz kan dolaşımını hızlandırdığından varisli damarların oluşmasını da engeller. Düzgün bacaklara sahip olmak için kaslarınızın çalışmasına odaklanan egzersizleri programınıza ekleyin ve bunları düzenli olarak uygulayın. Bu bacak inceltme hareketlerini mutlaka yürüyüş ve koşu ile desteklemek gerekir.
45 dakikalık koşu ve yürüyüşler yapabilirsiniz. Bacakların incelmesi için uzun süreli ve devamlılık gerektiren egzersizlere yönelin. Bacak kaslarımız vücudumuzun en büyük kas kütlelerinden biri olduğu için her ne egzersizi yaparsak yapalım yağ yakımında etkisi çok büyüktür. Sizlere bacak incelten egzersizleri paylaşalım…
Doğum sonrası kaşıntı başlaması, birçok kişinin başına gelmekte olan normal bir durumdur. Gebelik sırasında birçok fizyolojik değişiklikle karşı karıya kalan anne vücudu, hamiliğin belirli dönemlerinde ve doğum sonrasında ufak kaşıntılarla reaksiyon gösterebilmektedir. Doğumdan sonra kaşıntı ve kabarmaların normalden daha fazla olması, bir hekimden yardım alınması gerektiğini göstermektedir.
Annelerin uyumasına ya da oturmasına dahi müsaade etmeyecek kadar rahatsızlık oluşturabilen doğum sonrası kaşıntılar, genel olarak belli süre içerisinde kendiliğinden yok olmaktadır. Safra sebebiyle kaşıntı olmasının yanında, lohusalıkta alerjik kaşıntılar görülebilir.
Genel manada ne anne ne de bebek için hiçbir problem teşkil etmeyen kaşıntılar, dayanılmaz bir hal aldığında farklı problemlerin habercisi olabilmektedir.
hamilelik sonrası kaşıntı
Doğum Sonrası Kaşıntı Oluşmasının Sebebi
Doğumun ardından kaşıntı başlamasının sebebi, karaciğerdeki safra tuzlarının hamilelik boyunca normal seyrinden şaşması ve derinin altında birikmesidir. Özellikle hamileliğin son dört ayında başlamakta olan bu kaşıntılar, genel olarak doğum sonrasında geçmektedir. Ancak bazı durumlarda doğumdan sonraya da aksederek, hafif kaşınmalarla kendisini gösterir. Gayet doğal bir tepkime sayılan bu durum, oldukça basit tedbirlerin alınması sayesinde ortadan kaybolmaktadır.
Gebeliğe bağlı olarak, karaciğerdeki safra akışında yavaşlama başlar ve karaciğerden derinin altına kadar ilerleyerek, derinin altında birikir. Bu duruma verilen isim, hamilelik kolastazıdır. Doğumdan sonra vajinada kaşıntıoluşmasının yanında başka bölgelerde de kaşıntıların başlaması, normal olarak değerlendirilen olaylar arasında sayılmaktadır. Dilerseniz Vajinada Kaşıntı İçin Doğal Tedavi Yolları göz atabilirsiniz.
Lohusalıkta kaşıntı
Doğum Sonrası Kaşıntıları Azaltmanın Yöntemi
Doğumun ardından başlayan kaşıntıların iyileşmesi için oldukça basit olan bazı yöntemlerin uygulanması gerekmektedir. Hamilelik sonrası normal bir reaksiyon olarak değerlendirilen bu durumun azalması için izlenmesi gereken yollar şu şekilde sıralanabilir:
Kıyafet seçimine dikkat
edilmelidir. Kaşıntıyı arttıracak yünlü ve sentetik kumaşlar
yerine, yüzde yüz pamuk ya da keten gibi doğal ve sağlıklı
kumaşlardan yapılmış kıyafetler seçilmelidir. Ayrıca dar
kıyafetlerden de uzak durulması gerekir.
Kişinin bulunduğu ortamın
her daim serin kalması gerekir.
Sık sık ılık banyolar
yapılmalı, böylece deride rahatlama oluşturulmalıdır.
Duşun ardından, kaşıntıyı
azaltıcı etkiye sahip olan nemlendirici ve kremlerin kullanılması
gerekir.
Bu uygulamalara rağmen
azalmayan kaşıntılar için, bir uzmandan yardım almak
gerekmektedir.
Doğal krem tarifi ile yüz temizlemek, evde hazırlanabilen ve basit tariflerle mümkün olmaktadır. Cildinizin temiz, sağlıklı ve parlak görünmesini istiyorsanız krem kullanmanız gerekmektedir. Her daim kozmetik ürünler satın almak mümkün olamamaktadır. Kimi zaman maddi olarak çok pahalı olurken kimi zaman her ürün cildinize uygun olmamaktadır.
Evde kendi imkanlarınızla hazırlayabileceğiniz, doğal yüz temizleme ürünleri ile cildinizi hem temizleyebilir hem de güzelleştirebilirsiniz.
Evde Doğal Krem Yapımında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Kreminizi ister kendiniz yapın ister hazır olarak alın dikkat etmeniz gereken en önemli nokta cilt tipinizdir. Cilt tipinize uygun olarak kullandığınız kremler doğru şekilde kullanılmış olacak ve etkili sonuçlar gösterecektir. Evde hazırlayacağınız krem için cildinize göre dikkat etmeniz gerekenler şu şekildedir;
Kuru cilt tipleri için; evde yapacağınız kreme kakao yağı ekleyebilirsiniz. Kreminize ekleyeceğiniz yarım kaşık kakao yağı, cildinizi nemlendirecektir.
Yağlı cilt tipleri için; evde yapacağınız kreme aloe vera jeli ekleyebilirsiniz. Aloe vera jeli cildinizin yağlanmadan nemlenmesine yardımcı olacaktır.
Normal cilt tipleri için; evde yapacağınız kreme ekstradan 2 yemek kaşığı gül suyu ekleyebilirsiniz. Böylece cildinize herhangi bir zarar vermemiş olursunuz. Gül suyunun içerisinde bulunan vitaminler cildinize tüm zararlı etkenlerden koruyacaktır.
Doğal krem tarifi
Evde Doğal Krem Hazırlığı Nasıl Yapılır?
Doğal yüz temizleme yöntemleri için evde hazırlayacağınız doğal krem tarifini kullanabilirsiniz. İhtiyacınız olan malzemeler;
Çeyrek fincan Hindistan cevizi yağı
Çeyrek fincan kakao yağı
Çeyrek fincan shea yağı
1 çay kaşığı kadar tatlı badem yağı
1 yemek kaşığı aloe vera jeli
5 ila 10 damla kadar jojoba yağı
Kakao shea ve Hindistan cevizi yağını ısıttığınız bir kabın içerisinde iyice karıştırın. Eridikten sonra içerisinde aloe vera jelini, jojoba ve tatlı badem yağını ekleyin. İyice karıştırdıktan sonra istediğiniz bir kaba yerleştirin. Dilediğiniz zaman kullanıma hazır hale gelmiş olacaktır.
Size vereceğimiz3000 kalorilik diyet listesi ile hızlı kilo alabilirsiniz. Kilo alma diyeti ile 2 haftada 6 kilo almanız mümkün. Kilo alamamak konusunda pek çok kişi muzdarip. Bazı insanların genetik özellikleri nedeniyle metabolizması hızlı çalışıyor ve yediklerini yakıyorlar, bunun sonucunda da kilo alamıyorlar.
Kilo
almak için diyet yapmak
isteyen kişilerin en dikkat etmeleri gereken öğün kahvaltıdır.
Kahvaltının doğru yapılması sağlıklı bir şekilde kilo
alınmasının da formülüdür. Kilo
almanın yolları arasında
kahvaltıda en az bir yumurta yemek vardır. Bunun yanı sıra da bir
ya da iki dilim ekmek yemek yine kilo almak için önemlidir. Akşam
yemeğinde ise bol karbonhidratlı bir yemek tercih edilmelidir.
Ara
Öğünleri Atlamayın
Kilo
almak isteyen kişiler için diyetisyenlerin verdiği tavsiyelerden
birisi ara öğünlerin atlanmadan yenmesidir. Bu ara öğünlerde
badem, fındık gibi kuruyemişlerin yanı sıra boza gibi kilo
aldıran yiyecekler
tüketilmelidir. Bu ara öğünler sabah, öğle ve akşam yemekleri
aralarında yenmelidir. Ayrıca akşam yemeğinden sonra da yine
kuruyemişli ara öğün beslenme listesine konmalıdır.
Pekmez, Bal Gibi Besinleri Tüketin
En hızlı kilo aldıran yöntemleri arasında öğünlerde bal ya da pekmez gibi kalorisi yüksek besinlerin tüketilmesi vardır. Düzenli olarak bu besinlerin tüketilmesi kolay şekilde kilo alınmasına da yardımcı olacaktır.
Kilo Aldıran Diyet Listesi
3000 Kalorilik Diyet Listesi
Kişilerin günlük kalori ihtiyacı ortalama 2000’dir. Bildirdiğimiz listeye uyarak kısa sürede arzunuza kavuşabilirsiniz.
Sabah 06:00 Kahvaltı
6 Yumurtalı omlet Omletin yapılışı: 6 yumurta Mantar 1 su bardağı, ince dilimlenmiş Soğan 1/2 su bardağı, ince dilimlenmiş Yeşil dolmalık biber 1 su bardağı, ince dilimlenmiş Zeytinyağı 1 tatlı kaşığı Tuz ve karabiber Düşük yağlı çikolatalı süt 2 su bardağı
09:00 Atıştırmalık:
Muz ve Yulaftan oluşan kahvaltı gevreği Yapılışı: 2 su bardağı az yağlı süt 1tatlı kaşığı vanilyalı protein tozu 1/2 su bardağı yulaf ezmesi (kaynar suda haşlanmış) 1 küçük muz 1 yemek kaşığı bal
12:00 Öğle yemeği
1 pişmiş patates Konserve ton balığı 150 gram Düşük yağlı soslu salata Portakal suyu 1 bardak
15:00 Atıştırmalık:
Izgara Tavuk Sandviç Yapılışı 2 ızgara tavuk göğsü 2 dilim tam buğday ekmeği 1 muz
18:00 Akşam Yemeği
Pişmiş beyaz pirinç 2 su bardağı Izgara balık 100 gram Pişmiş sebze 1/2 bardak 1 bardak su
21.00 Akşam Atıştırması
2 su bardağı beyaz pirinç pişmiş Izgara tavuk göğsü, 100 gram 1 su bardağı brokoli
Kilo Almak İçin Yapmanız Gerekenler
Her öğünde az da olsa protein tüketin. Protein içeren gıdalar şunlardır; Et, balık, yumurta, kümes hayvanları ve süt ürünleri. Bedenimiz bir öğünde yalnızca 60 gram proteini sindirebilir, bu nedenle proteini birden çok tüketmek hızla kilo almanızı sağlamaz. Mümkün olduğunca doğal, taze meyve ve sebze yiyin.
Sağlıklı sinirler ve cilt için yararlı olan bakliyuat,ve fındık gibi bitkisel yağ içeren gıdalardan yiyin. Her gün vitamin takviyesi alın. Günde en az 3 kez yemek yiyin. Hafif yemekler iyi sindirilir ve vücut tarafından daha etkili kullanılır. Çok su içiniz. Dilerseniz 1 Ayda 10 Kilo Almanın Yolları İçin Tıklayınız göz atabilirsiniz.
Bu Gıdalardan Uzak Durun
Yüksek şeker ve yağ içeriğine sahip kızartılmış cips ve fast food gibi yüksek işlenmiş gıdalar.
Hayvansal yağ aşırı miktarda içeren yiyecekler yememelidir (çok yağlı etlerden uzak durun ).
Bal, mucizevi besinler arasında olup, cilt güzelliğinde ilk sıralarda yer alıyor. Kurumuş ve nem dengesini kaybetmiş dudaklara, bal sürerek yeniden nemlenmesini ve doğal rengine kavuşmasına yardımcı olabilirsiniz.
Bakteri temizleme özelliği olan bal, dudak yüzeyindeki mikropların temizlenmesi için de idealdir. Ayrıca daha pürüzsüz ve canlı görünmesini sağlar.
Ruj Yerine Bal Sürün
Dudaklara bal sürmek, kozmetik ürünler nedeniyle veya farklı faktörlerle doğal rengini kaybetmiş, solgunlaşmış dudakların yeniden canlı ve doğal rengine bürünmesini sağlar. Özellikle sigara kullanan kişilerde oluşan dudak cildi sorunlarında etkilidir.
Doğal yöntemlerle dudakları nemlendirmek için haftada 2- 3 kez bal sürmek, üst tabakanın soyularak, yepyeni bir doku örülmesini ve dudaklarınızın tazelenmesini hızlandırır. Balın, dudağa faydaları arasında;
Sağlarken, peeling etkisi ile cilt yapısının temizlenmesini ve öpüşme gibi faktörlerle cilt dokusuna yapışan bakterilerin arındırılması için idealdir.
Dudak Bakımı İçin Bal Maskesi
Dudak bakımı yapmak için bal ve şeker karışımıyla nemlendiren maske hazırlayabilirsiniz. Kuruluğun giderilmesi, doğal bakımının yapılması, ölü hücrelerin arındırılması için doğal formüllerin başında gelir. Maske için;
1 çorba kaşığı esmer şeker
1 çay kaşığı doğal zeytin yağı
1 çay kaşığı doğal bal
Karıştırılır ve temizlenmiş dudaklara sürülür. 10 dakika sonra yıkanır ve dudak nemlendirici sürülür.