Onkoloji - Kanser ve Türevleri Meme kanseri olanlar, burada paylaşalım

arkadaşlar hepinize çok geçmiş olsun..benimde yıllardır takipte olan kitlelerim var su an 8 tane kitlem var her usg takibi sonucunda sayı 1 tabne arıyor ve su an bir tanesinde büyüme oldugundan tru cut biyopsi önerildi bunu yaptıran var mı nasıl acı hissdiliyor mu cok .ve şu an çok endişeliyim..doğru adresdemiyim ondan da emin değilim ..sizlerin önerebileceği iyi isimler var mı .

merhaba öncelikle geçmiş olsun , ben 2 kere yaptrdım. göğüslerimde kistler vardı ve anne tarafımda kanser ırsi olduğundan dolayı garanti için yaptırdım. ikisinde de acı hissetmedim işleme başlamadan önce uyusturuyorlar ve sonrasında uyuşukluktan dolayı hiç bişey hissetmiorsun. sonrasında uyusukluk geçince çok az bi sancı gibi bişey oluyor ama korkulacak hiç bişey yok.
 
merhaba öncelikle geçmiş olsun , ben 2 kere yaptrdım. Göğüslerimde kistler vardı ve anne tarafımda kanser ırsi olduğundan dolayı garanti için yaptırdım. Ikisinde de acı hissetmedim işleme başlamadan önce uyusturuyorlar ve sonrasında uyuşukluktan dolayı hiç bişey hissetmiorsun. Sonrasında uyusukluk geçince çok az bi sancı gibi bişey oluyor ama korkulacak hiç bişey yok.

çokkk teşekkür ederim sudenaz ..inan iyi geldi yorumun bana.seninde tru cut sistemiyle mi yapıldı. Ve nerde yaptırdın .takiplerini falan nerde hangi hocada yaptırıyorsun önereceğin isimler var mı bana bundan sonrası için.
 
çokkk teşekkür ederim sudenaz ..inan iyi geldi yorumun bana.seninde tru cut sistemiyle mi yapıldı. Ve nerde yaptırdın .takiplerini falan nerde hangi hocada yaptırıyorsun önereceğin isimler var mı bana bundan sonrası için.

iğne biyopsisiydi. ben 20 ve 21 yaşında oldum düşün korkudan ölecektim ve yanımda kimseyi götürmedim :) şöyle tarif edeyim göğsümü uyuşturmak için bıyık alırken ip acısı olurya öle bi acı hatta sivrisinek ısırığı gibiydi sonrası zaten hiç hissetmiyorsun. iğneyi içeri sokuyorlar ultrason eşliğinde bakıyorlar kist e gelince düğmesine basıp çıkartılarlar örneği. bi kiste 2 kere girip örnek alıyorlar farklı açılardan. ben istanbulda yaşıoyurm ilkini özel tanı merkezi olan Betemar şişli orada yaptırdım 2 yıl önceydi 1000 Tl ye yaptırmıştım. 2. si kasım ayında yaptırdım oda sonradan çıkan bir kisti nişanlımın arkadaşı genel cerrah doktoruydu özel bi hastanede çalışıor o çok uyguna yapmıştı ama oranın normal fşiyatı nedir bilmiyorum. artık aile ahbabımız olduğu için ben ona muayane oluyorum 6 ayda bir ultrason çektirip büyüyüp büyümediğne bakıyoruz o şekilde takip ediyoum dedidim gibi ne korkulacak bişey ne acı hiç bişey olmuyor. tabi özelllerden bahseiyorum devlet veya unv nasıl onu bilmiyorum. geçmiş olsun sana da . benim göğsüm patates tarlsı gibi kist dolu ama takip altındayım :)
 
ben yarın öğlen saat 13 de iyitem diye bir tanı merkezinde olucam fiyat 1500 tl imiş.
bende de ay7nen senini gibi durum.9 tane kitle var.her gidişimde sayı artıyor.allah yardımcımız olsun dualarınıza ihtiyacım var
 
ben yarın öğlen saat 13 de iyitem diye bir tanı merkezinde olucam fiyat 1500 tl imiş.
bende de ay7nen senini gibi durum.9 tane kitle var.her gidişimde sayı artıyor.allah yardımcımız olsun dualarınıza ihtiyacım var

betemar a bence git bi görüş ben 2. için konuştuğumda yine aynı fiyatı vermişti yani 1000 TL . inşallah en iyi şekilde atlatırız
 
İlginiz için teşekkür ederim hülya hanım söylediklerinizde çok haklısınız bir şey daha sorabilirmiyim? annem 1999 yılında rahim ameliyatı olmuştu ve rahmi alındı patalojisi temiz gelmişti şimdi bu hafta herceptin almaya gittiğinde yumurtalıkların alınması durumu gibi bir konu geçmiş alınmalımı acaba yada alınsa bir faydası olurmu? annemin hormonları, pr, her-2 hepsi pozitif geldi. annem ilaç olarak amiritex. temoksifen ikisini beraber kullanıyor sizde durum böylemi? kusura bakayın sizide sıkıyorsam ama inanın doktorlardan daha ferahlatıcı geliyor verdiğiniz cevaplar sağolun.

özür dilerim konuyu açanın hülya hanım olduğunu şimdi farkettim sayın Marjinalfaydalı.

Onemli degil,yanlislik oldugunu farketmistim :) Konuya gelirsek,yumurtaliklari alma sebepleri hormonlarin calismasini durdurarak hormona bagli nuks etmeyi onlemek olabilir.annemin yumurtaliklar alinmadi ama o da ilacla menopoza sokuldu.o da arimidex kullaniyor.
 
betemar a bence git bi görüş ben 2. için konuştuğumda yine aynı fiyatı vermişti yani 1000 TL . inşallah en iyi şekilde atlatırız
canım çok sağol özelden msj yazmışsın ama benim msj sayım henüz yeterli değilmiş.dediğin gibi korkulacak bişey yokmuş.çok rahat geçti.cerrahpaşa dan ayrılan doç.halit yılmaz yaptı ve çok olumlu geçti..3 güne kadar da sonuçlar çıkacak inşallah ondanda olumlu sonuçlar gelir.senin yazdığın msj beni çok rahatlattı.sana çok teşekkür ederim
 
canım çok sağol özelden msj yazmışsın ama benim msj sayım henüz yeterli değilmiş.dediğin gibi korkulacak bişey yokmuş.çok rahat geçti.cerrahpaşa dan ayrılan doç.halit yılmaz yaptı ve çok olumlu geçti..3 güne kadar da sonuçlar çıkacak inşallah ondanda olumlu sonuçlar gelir.senin yazdığın msj beni çok rahatlattı.sana çok teşekkür ederim

hadi geçmiş olsun inşallah sonuçta temiz çıkar iyi düşünelim 3 gün boyunca :)
 
Kanser bizleri en çok korkutan hastalıkların başında geliyor. Oysaki erken dönemde tespit edildiğinde, bazı kanser türleri için hastalığın tedavi edilmesi ve tam iyileşme sağlanması da mümkün olabiliyor

Emsey Hospital’dan Prof. Dr. Mustafa Yaylacı; dünyada kadınlarda en yaygın görülen kanser hastalıklarının başında meme kanserinin geldiğini belirterek, bu hastalığa bir kez daha dikkat çekiyor.

Meme kanserinde erken dönemde tanı konulmasıyla birlikte uygun teknikler de kullanılarak, hastalığa hızlı ve etkin müdahale edilebiliyor.

Erken tanı hayat kurtarıyor
Tümörler solid ve hematojen tümörler olarak ayrılıyor. Solid tümörler; katı, sert ele gelebilen tümörler olarak belirtiliyor. Hematojen tümörler ise akışkan tümörler olarak adlandırılıyor. Bunlar dokunun, vücudun her tarafında olabiliyor ve belli bir yumru yapması gerekmiyor. Tümörlerin çoğunluğunu yani % 90’ını solid tümörler teşkil ediyor.

Bu tümörlerde bir kitle oluşumu söz konusudur. Prof. Dr. Mustafa Yaylacı, erken tanı ile kanser kitlesi saptanıldığında, derhal müdahale ederek, kitlenin yayılmasına fırsat vermeden o bölgeyi tamamen temizleyip, hastanın tümüyle kurtulmasının sağlanabildiğini belirtiyor.

“Meme tümörleri erken yakalanmışsa ve başka yere sıçramamışsa, bu dönemde erken tanıyla temizce çıkarırsanız tam bir sağlık hali yakalanmış olur ve biz buna kür diyoruz” diyen Prof. Yaylacı, “Buradan da anlaşılacağı üzere erken tespit ve tedavi çok önemlidir. Tümörlerin %95’i erken tespit edilememiş ve yayılmaya başlamış ise kür şansı yani tümörün tamamen yok edilme şansı ortadan kalkar. Bu nedenle erken tanı kanser tedavisinde çok önemlidir” şeklinde açıklamalarda bulunuyor.

Erken teşhis nasıl sağlanır?
Meme taramaları çok önemlidir. Ancak bu taramalar prodüktif yani hastaya faydalı olabilecek bir dönemde ve sık görülmeye başladığı risk dönemlerinde yapılmalıdır. Prof. Dr. Mustafa Yaylacı, hemen hemen tüm kadınların bu konuda son derece dikkatli davranmak zorunda olduklarını belirtiyor.

Yaylacı, “Zira bu hastalık 9’da 10’da 1 oranında sıklıkla görülür. Bu kadar sık rastlanılmasına rağmen erken teşhisle, göğüsün küçük bir bölümü alınmak kaydıyla hasta iyileşebiliyor. Meme kanserini teşhis için mamografi, ultrason, kendi kendine muayene ve doktor muayenesi yöntemleri kullanılır. Belli periyotlarla yapılacak olan bu kontrol yöntemleri ile meme kanserini teşhisi ve tedavisi yapılarak yüksek oranda fayda sağlanacağı aşikardır. Biz 40 yaşından itibaren taramalara başlamalarını öneriyoruz ve bu düzenli kontrollerin kesinlikle yapılması gerektiğini söylüyoruz. Çünkü hastalığın sık görüldüğü yaş grubu 40 yaş üstüdür. Meme kanseri kişinin ailesinde sık görülen bir hastalık ise, daha erken yaşta kontrollere başlaması en doğrusu ve sağlıklısı olacaktır” diye belirtiyor.

Mamografinin her yıl çektirilmesi doğru mudur?
Mamografinin zararlı ışın oranı yok denecek kadar azdır. Prof. Dr. Mustafa Yaylacı, “Hatta diyebilirim ki akciğer filminden bile daha azdır. Dolayısıyla tomografiye kıyasla çok asgari düzeyde bir radyasyon vardır ve bu konudaki görüşler de yanlıştır. Şu noktadan da bakarsak, erken tanı açısından sağlayacağı fayda %100, maruz kalınan radyasyon nedeniyle uğranılacak zarar %1’dir. “ diyerek sözlerini noktalıyor.
 
İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen ve Europa Donna Meme Hastalıkları Koalisyonu Derneği işbirliğiyle gerçekleştirilen “Meme Kanserinde Yeni Yaklaşımlar Eğitim Toplantısı 2013” kapsamındaki halka açık oturumda, meme kanseri hakkında doğru bilinen yanlışlar açıklandı. Acıbadem Meme Sağlığı Merkezi Başkanı Prof. Dr. Cihan Uras, Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Nil Molinas Mandel, Meme Vakfı Genel Koordinatörü Violet Aroyo’nun oturum başkanlığı yaptığı sempozyumda, meme kanserinde yanlış bilinen 25 konu hakkında açıklamalar yapıldı.
Halkın yanlış bildiği 25 nokta hakkındaki sorulara akademisyenler Prof. Dr. Nuran Beşe, Prof. Dr. Gökhan Demir, Doç. Dr. Fatih Aydoğan, Prof. Dr. Haluk Sayman, Prof. Dr. Ümit İnce, Prof. Dr. Levent Çelik ve Doç. Dr. Şükrü Yazar yanıt verdi:
1-Her 6 ayda bir meme ultrasonografisi yaptırıyoruz. Mamografiye gerek yok, mamografi ışınları kanser yapıyor!
Meme kanserinin erken teşhisinde ana yöntem mamografidir, diğer yöntemler mamografinin yardımcısı olabilirler.
2-Kadınlara 40 yaşın altında mamografi çekilmesi yanlıştır!
Eğer kişinin şikayeti yoksa tarama mamografisini 40 yaşın altında yapmıyoruz. Ancak kişinin ailesinde risk varsa, meme başından akıntı geliyorsa, memede kitle gibi bulgular varsa erken yaşta da olsa mamografi yapılabiliyor.
3-Meme MR’ı çektirince mamografi çektirmeye gerek yoktur!
Meme MR’ı çok hassas bir tetkiktir. Ancak meme MR’ı ve mamografi birbirini tamamlayan, birbirinin yerine geçmeyecek tetkiktir. Bu nedenle her yıl mamografi yaptırılmalıdır. Çünkü meme kanserinin birden fazla türü vardır. Meme kanserini 9 mm’nin altında yakalarsak tedavi etme şansımız yüzde 98 oranındadır. Meme kanserinin erken teşhis edilmesi çok önemlidir.
4- Meme kanseri tek tiptir, yaşlılarda daha yavaş seyreder!
Herkesin kanseri kendisine özeldir, kendisine aittir. Yapılan araştırmalara göre meme kanserinin yeni tipleri bulunmaktadır. Yaşlılarda yavaş seyrettiği doğru değildir, yavaş seyreden türleri de vardır, hızlı seyreden türleri de.


5-Meme kanseri ameliyatı sırasında yapılan incelemede lenf bezi temizse sonuç kesindir!
Az miktardaki kanser hücresi ameliyat sırasındaki incelemede yüzde 10-15 oranlarında görülemeyebilir. Ameliyat sonrasında yapılan patolojik inceleme sonucunda kesinleşir.
6- Mamografi ve biyopsideki tümör boyutları aynıdır!
Mamografi kanserin bulunduğu bölgeyi gösterir. Biyopsiden elde edilen sonuçla mamografiden elde edilen sonuç aynı olmayabilir. Mamografide elde edilen sonuçların çoğu zaman kanserle ilgisi olmayabilir.
7-Şeker kanser dokusunu büyütür!
Kanser hücreleri vücuttaki normal hücrelere göre daha fazla şeker tüketir, bu bilimsel açıdan bir gerçektir ve doğrudur. Ancak şeker tüketmek, kanseri tetikler veya hızlandırır diye bilimsel bir gerçeklik yoktur.
8- Kemoterapi bağışıklığı çökertir!
Vücudun bağışıklık sistemi ikiye ayrılır:
1-Kanserle savaşan asıl hücrelerin bulunduğu sistem.
2-Basit bağışıklık hücrelerinin bulunduğu sistem.
Kemoterapi kanserle savaşan asıl hücrelerin bulunduğu bağışıklık sistemine zarar vermez. Basit bağışıklık hücrelerine zarar verir.
9- Bağışıklık sistemini iyi beslenerek güçlendirmek mümkündür!
Bağışıklık sisteminin ilaçlarla baskılanmasına karşı yapılabilecek fazla bir şey yoktur. Mantar yesek bağışıklığımız güçlenir mi diye sorular soruluyor. Bu alanda besinlerin etkisiyle ilgili birçok bilimsel çalışma yapılıyor. Ancak tek başına bir besinin bağışıklığı güçlendirdiğine ilişkin bilimsel bir veri yok.
10- Kemoterapi sonrasında çıkan saçları boyatmak kanserin nüks etmesine yol açar!
Bu alanda çok bilimsel araştırma yapıldı. Ancak saç boyatmanın nüksü artırdığına ilişkin bir sonuç bulunamadı.
11-Meme kanseri olanlar doğuramaz!
Eğer bir kadına meme kanseri tanısı konulmuşsa erken dönemde doğurmasına izin verilmiyor. Ancak uzun bir dönemi hastalıksız olarak geçirebildiyse, bu yapılan testler ile de doğrulandıysa doktorunun izniyle gebeliğe izin veriliyor. Ya da genç hastalar sözkonusu olduğunda, yumurta hücreleri ve yumurta dokusu saklanabiliyor.
12-Memenin tamamen çıkarılması kanserin sıçramasını önler!
Bilimsel araştırma sonuçlarına göre, meme koruyucu cerrahi ve memenin tamamen çıkarılması arasında, hastalığın nüksü bakımından fark yok. Meme tamamen çıkarılsa da hastalık nüksedebiliyor. Göğüs duvarında ya da başka organlarda nüks oluyor.
13-Ailesinde kanser yoksa meme kanseri görülmez, ailesinde varsa görülür!
Ailesinde meme kanseri bulunan kişilerde görülme riski vardır, ancak ailesinde meme kanserli bir kişi olmaması o kişide de hastalığın olmayacağı anlamına gelmez. Bazı kadınlar meme kanseriyle ilgili gen mutasyonunu taşıyor ama hastalanmıyor. Bazıları hastalanıyor. Bunun garantisi yok.
14-Tamamlayıcı tıptan fayda görülmez!
Tamamlayıcı tıp ot, çöp kaynatmak değildir. Yoga, meditasyon, sanatla uğraşmak, hobi edinmek hastalar için son derece faydalıdır. Kanseri yenmiş kişilere biz daima uğraş edinlerini öneriyoruz. Spor yapmalılar, beslenmelerine dikkat etmeliler. Kilo almak, östrojeni artırıyor, bu da kanser riskini artırıyor. Kiloyu korumak için günde tempolu olarak 45-60 dakika arasında spor yapılmasını öneriyoruz. Unutmayın ki vitrin bakarken yürümek spor olmuyor, tempolu olması gerekiyor.
15- Kanser taramasında PET-BT yüzünden fazla radyasyon alınıyor!
BT nedeniyle radyasyon ışını verildiği doğrudur. BT kanserin yerini belirlemede kullanılıyor. PET – BT gerçekten gerekliyse radyasyondan korkmak gereksizdir.
16- Radyoterapi süresince banyo yapılmamalıdır!
Yıkanmanın hiçbir olumsuz etkisi yoktur. Aksine duş almaya devam edilebilir. Ancak tahriş edici ürünler kullanılmamalı, lif, kese yapılmamalıdır. Bebe sabunu veya bebe şampuanı kullanılmalıdır.
17- Radyoterapi süresince küçük çocuklarla temas etmek radyasyon bulaştırır!
Radyoterapi sırasında radyasyon belirlenmiş bir hedefe yönelik olarak veriliyor. Örneğin ışını göğüs duvarına veriyorsak yumurtalıklara etkisi olmuyor. Radyoterapi bitince korkmadan çocuklarınıza, torunlarınıza sarılabilirsiniz. Çünkü radyasyonu eve götüremezsiniz.
18- Silikon taktırmak kanser riskini artırıyor!
Uzun yıllardır silikonun etkileri üzerinde bilimsel çalışmalar yapılıyor. Bunların sonuçlarına bakıldığında, memeye estetik amaçlı olarak silikon taktırmanın kanser yaptığına ilişkin bir bulguya rastlanmadı.
19- Meme kanseri ameliyatından sonra iki yılı tamamladım, risk geçti!
Meme kanseri aslında çok farklı klinik seyri olan bir hastalıklar grubudur. Aksine ameliyattan sonraki ilk 2 yıl tekrarlama riski yüksektir. Bu nedenle üç ayda bir kontrol yapılmalıdır. İlk 2 yıl yapılan takip çok önemlidir, aksatılmamalıdır.

20- İleri yaşta tüp bebek yaptırmak meme kanseri riskini artırır, psikolojik travmalar hastalığa yol açar!
Eğer kişide meme kanseri riski varsa, birden fazla tüp bebek denemesi nedeniyle alınan ilaçlar ve yoğun psikolojik zorlanmalar hastalığa zemin hazırlayabilir. Büyük acılar çekmek tek başına kanser için neden değildir. Öyle olsaydı deprem enkazında çocuklarını kaybeden tüm kadınların kanser olması gerekirdi. Bu tür olaylar direkt etkili değildir.
21- Paraben içerikli kozmetikler, antiperspirant deodorantlar kanser yapar!
Paraben içerikli kozmetiklerin kanser yaptığı ya da terlemeyi önleyici antiperspirant deodorantların kanser yaptığıyla ilgili bilimsel bulgular yoktur. Talk pudrası içeren deodorantları deneyimsiz hekimler, memede mikrokalsifikasyon olarak değerlendirebilir. Ama alanında deneyimli hekimler bunun kanser odağı olmadığını kolaylıkla anlar.
22- Her yıl mamografi yaptırmaya rağmen kanser çıkar!
Meme kanseri eğer ele geliyorsa 8-10 yaşındadır. Yani 15-17 mm civarındadır. Tüm bu taramalarla ana amaç, ele gelmeden yakalamaktır. Bu nedenle tutabileceğimiz balıkların peşinden koşuyoruz. Tümör mamografinin görüntüleme alanı dışında kalıyorsa atlanabilir. Ancak hekim böyle bir şüpheyle ek incelemeler yaparak kesin bir sonuca ulaşmaya çalışır.
23-Kemoterapi sırasında saç boyatılmaz, zararlıdır!
Eğer kötü bir saç boyası kullanılırsa saçlar dökülebilir. Çünkü sindirim sistemi tümörleri ve metastazlarda kullanılan bazı ilaçlar vardır. Bunların etkisiyle zaten saçlar dökülür bir de kötü boya bu dökülmeyi artırır. Kına yapılmasını önerebiliriz, besleyici etkisi vardır. Organik boyayla boyayabilirler.
24- Lazer epilasyon kanser riskini artırır!
Lazer epilasyonun kansere yol açtığı ya da riski artırdığına dair bilimsel bir araştırma sonucu yoktur.
25- Meme alındıktan sonra silikon takılması zararlıdır!
Artık tüm dünyada meme kanseri nedeniyle tüm meme alınırken (mastektomi ameliyatı yapılırken) aynı seansta meme silikonu da takılabilir. Hastaya bir zararı yoktur.
 
10 ülkeyi kapsayan detaylı bir araştırmaya göre Türkiye'de meme kanserli hastaların tedaviye başlamaları ortalama 3.5 ay. Gecikmenin üçte biri hastaların şahsından kaynaklanırken, gerisi sistemin kurbanı oluyor.

Meme kanseri, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde en sık görülen ve en sık ölüm nedeni olan kanser türü. Günümüzde ABD ve Batı Avrupa'da her 8 kadından, ülkemizde ise yaklaşık 10 kadından birinde gelişiyor. Gelişmiş ülkelerde mamografik tarama ile erken tanı konulup etkin modern tedaviler uygulandığı için meme kanserinden ölümlerin ciddi oranda azaldığı görülüyor. ABD'de hastaların yüzde 25'ine evre 0, yüzde 50'den fazlasına ise evre I'de (erken evre) tanı konuluyor ve bu hastaların dörtte üçünde memenin korunması sağlanıyor.

Meme Sağlığı Merkezi Direktörü Prof. Dr. Vahit Özmen, yaptıkları bir çalışmada, Türkiye'de evre 0 meme kanseri oranının yüzde 5, evre I meme kanseri oranının yüzde 27 olduğuna dikkat çekiyor. Çözümün, kendilerinin Meme Sağlığı Derneği olarak İstanbul'da yaptıkları toplum tabanlı taramaların ülke çapında yaygınlaştırılması olduğunu söyleyen Özmen, bu yolla kadınlarda ve sağlık çalışanlarında meme kanseri farkındalığının artırılacağına inanıyor.

ERKEN TANI HAYAT KURTARIYOR

Erken tanı, tümörün henüz kapsülünden çıkmaması, komşu lenf bezlerine gitmemesi, uzak organlara (kemik, karaciğer, akciğer vs.) ulaşmaması anlamına geliyor. Bu aşamada yeterli tedavinin sadece tümörü etrafındaki sağlıklı doku ile çıkarmak olduğu belirtiliyor. Bu operasyonu geçirenlerin çoğuna kemoterapi bile gerekmediği için hastalar yaşamlarını sağlıklı ve memesi korunmuş şekilde sürdürebiliyor.

Prof. Dr. Vahit Özmen, Türkiye' de meme kanserli hastaların tedavilerinin oldukça gecikmeli gerçekleştiğini söylüyor ve "Ülkemizde kanserli kitleyi farkeden bir kadının tedaviye başlaması için geçen süre yaklaşık 14 hafta (3.5 ay) " diyor. Özmen'e göre bunun 4.8 haftası hastaya bağlı nedenlerden, bu sürenin 2 katı ise sisteme ait gecikmelerden kaynaklanıyor.

Geçtiğimiz yıl Orta ve Doğu Avrupa'yı kapsayan 10 ülke ile birlikte toplam 6.588 meme kanseri tedavisi gören hastada yaptıkları araştırmanın sonuçlarını ABD'deki 2 önemli toplantıda sunduklarını belirten Prof. Dr. Özmen, bu çalışmaya Türkiye'den katılan meme kanserli hasta sayısının 1.031 olduğunu söylüyor.

Bu kadınlarda ilk belirti farkedildikten sonra tedaviye başlayıncaya kadar geçen en kısa sürenin Polonya'ya (11.5 hafta), en uzun sürenin ise Romanya'ya ait olduğu görülüyor (25.5 hafta) Bu sürelerin Danimarka'da 7, İngiltere'de ise 6 hafta olduğuna dikkat çekiliyor. Bu durum, ülkemizde uygulanan tedavinin daha başarılı olması için, tedaviye başlama süresinin kısaltılması gerekliliğini ortaya koyuyor.

HASTA DA SUÇLU

Meme kanserinde, tedaviye başlama konusundaki gecikmenin üçte birinin hastaya ait olduğuna dikkat çekiliyor. Buradaki en önemli faktörler; eğitimsizlik, başarılı bir tedaviye inanmamak, hastalığı ve belirtilerini kabullenmemek şeklinde sıralanıyor.

Kadınlarımızın yaklaşık yarısı ilkokul mezunu veya okur yazar düzeyinde bir eğitime sahip" diyen Prof. Dr. Özmen, kendi kendilerini düzenli muayene etmeyenlerin de tedavide gecikmeye neden olduklarını söylüyor. Araştırma, ilk muayenelerini genel cerrahi uzmanına yaptıranlar ve büyük şehirlerde yaşayanların tedaviye daha erken başladıklarını gösteriyor.

Sistemdeki gecikmelerin en önemli nedenlerinin sağlık sistemine ve başarılı bir tedaviye inanmamak olduğu belirtiliyor. Bu konunun, uzman bir hekime muayene olamamak, eğitimsizlik, ailede kanserli hasta bulunmaması ve bir kamu sağlık kuruluşunda tedavi olmak gibi nedenleri bulunuyor.

Periyodik muayene yaptırıp, mamografi çektirenler ve 60 yaşının üzerinde olanlar daha erken tedavi alıyorlar. Eğer tanı ve tedavide gecikmeler olmazsa meme kanseri tanısı konulan hastaların neredeyse tamamında meme korunabiliyor, uzun ve sağlıklı yaşam mümkün olabiliyor.
 
Meme Sağlığı Merkezi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Nuran Beşe, meme kanseri nedeniyle ameliyat olmak durumunda kalan ve meme koruyucu cerrahi uygulanan hastalara, Intra Operatif Radyoterapi (IORT) yöntemi sayesinde tek doz ışın tedavisiyle yeni bir umut doğduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Beşe, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de ''ilk kez'' merkezlerinde hayata geçirilen IORT yönteminin, ameliyat sırasında ışın tedavisi sağlayan, hareket edebilen ve ışın üreten bir radyoterapi cihazıyla uygulandığını belirtti.

Beşe, yöntemin tek doz olarak uygulanıp hastayı dışarıdan verilen radyoterapiden tümüyle kurtarabildiği gibi, bazı durumlarda ek doz olarak uygulanıp toplam tedavi süresinin kısalmasını sağladığını ifade etti. Prof. Dr. Beşe, yöntem sayesinde hastanın radyoterapi tedavisi görebilmek için günlerce hastaneye gelmek durumunda kalmadığını da kaydetti.

IORT yöntemiyle yapılan tek doz uygulamanın, geleneksel radyoterapide olduğu gibi linear hızlandırıcıyla yapıldığını aktaran Beşe, şu bilgileri verdi:

''Bu yöntem hareket edebilen, sadece elektron enerjisi üreten, geleneksel linear hızlandırıcılar gibi personel açısından çok fazla koruma gerektirmeyen bir cihazla ameliyathanede yapılıyor. Ameliyatı gerçekleştiren cerrahi ekip ile birlikte radyasyon onkolojisi uzmanı ve tıbbi fizik uzmanı da ameliyathanede hazır bulunuyor. Operasyonda memedeki tümör çıkarıldıktan sonra cihazdaki özel aplikatör tümörlü bölgeye yerleştiriliyor. Gerekli ölçümlerin ardından yüksek doz ışın sadece bu bölgeye veriliyor. Bu yöntemde sağlam dokular tamamen korunuyor ve lokal tedavilerin tümü operasyon sırasında tamamlanmış oluyor. Gösterilmiş ve beklenen önemli bir yan etki riski de yok. IORT uygulaması sırasında verilen ışın akciğer ya da kalp gibi diğer organlara kesinlikle zarar vermiyor. Ayrıca radyoterapi sırasında ciltte meydana gelen kızarıklık, soyulma ya da renk değişimi gibi sorunlar da IORT yönteminde yaşanmıyor.''

Prof. Dr. Beşe, geleneksel radyoterapi yönteminde genellikle uzun süreli tedaviye ihtiyaç duyulduğuna işaret ederek, ''Bu yöntemde tüm meme ışınlamasının ardından tümör bölgesi ışınlanıyor. Tedavi hafta sonları hariç 25 ile 28 iş gününde tamamlandıktan sonra memenin tümü yerine, tümörün alındığı bölgenin ışınlaması yapılıyor. Bu da hastaya bağlı olarak değişmekle birlikte 5 ile 8 iş günü kadar sürüyor'' ifadelerini kullandı.

Meme koruyucu cerrahi tedavinin bazı hastalar için uygun olmayabildiğini, bu durumda memeyle birlikte meme ucu ve çevresindeki koyu renkli halkanın da alınmak zorunda kaldığını anlatan Nuran Beşe, şunları kaydetti:

''Meme kanseri nedeniyle ameliyat olmak durumunda kalan ve meme koruyucu cerrahi uygulanan hastalara yeni bir umut daha doğuyor, IORT yöntemiyle tek doz ışın tedavisi. Bu yöntem, tedavi süresini kısaltmak gibi önemli avantajının yanı sıra aynı zamanda memenin tümünün alınması gerektiği durumlarda meme başının korunmasına da imkan tanıyor. Bu sayede meme estetiği rahat gerçekleşiyor ve çok daha mükemmel kozmetik sonuç elde edilebiliyor.''

AA
 
Brokoli özellikle kadınların göğüsünde oluşabilecek kistleri önlüyor.
Brokolinin faydasız olduğu ileri sürüldükten kısa bir süre sonra FDA, brokolinin faydalarını açıkladı ve “Safsatalara inanmayın” dedi. Özellikle kadınların göğüslerinde oluşabilen kistlere karşı da brokoliyi önerdi.

Hazırlanışı

Taze ve koyu yeşil renkli olan brokoliden yaklaşık 200-250 gr. alın ve kaynamakta olan yarım litre klorsuz suyun içerisine atın. Ağzı kapalı olarak kısık ateşte altı dakika haşlayın. Altıncı dakikadan sonra ocaktan indirin ve ağzı açık olarak ılımaya bırakın.Yarısını sabah kahvaltısından yirmi dakika önce aç karnına, diğer yarısını da öğlen yemeğinden yirmi dakika önce aç karnına için. Yirmi bir gün boyunca her gün taze hazırlanıp içilmesi gerekir. Haşlama suyu içerisindeki haşlanmış brokoliyi tüketme zorunluluğu yoktur. Arzu edilirse tüketilebilir. Duruma göre zaman zaman kür tekrar edilebilir.
 
selam hanımlar ben 38 yaşındayım 2 çocuk annesiyim 6 yıl önce akciğerlerde başlamış olan kanseri yendim 15 gün öncesine kadar iyiyidim ama 1 hafta önce meme kanseri teşhisi kondu şimdi bir ameliyat geçirmem gerekiyo ameliyattan tabiki korkuyorum ama benim merak ettiğim ameliyat sonrası tedevi dönemi bu konuda bilgisi olan hanımlar bana yardımcı olurmusunuz ? hepinize şimdiden teşekkür ederim:sm_confused:

Merhaba Hülya hanım..Aynı hastalığı 2011 senesinde bende yaşadım..Şimdi Rabbime binlerce şükür iiym..İlk duyduğumda dünya başıma yıkılmıştı..Dedim tamam sona geldim ben..Ameliyat olduktan 15 gün sonra kemoterapi tedavisi başladı..Zorlu bir süreç bunu hafife alamayacağım..Ama bilinçli kişilerle iletişim kurduğunuz zaman çok kolay atlatabiliyorsnuz.İlk kemotrpim çok zor geçti..Bulantı,halsizlik 7 kilo verdim bir haftada...diğerleri birincisine göre daha hafif geçti...Yakınlarım sağolsunlar her konuda bana destek oldular..saçlarım döküldü tamamen ikinci kemterapide...Sonra ışın tedavisi gördüm 1.5 ay kadar..saçlarım tekrar eskisinden gür ve kıvırcık olarak çıktı..Önmeli olan sağlığın tekrar yerine gelmesi..Şu an 3 aylık kontrollerim devam ediyor...size her konuda yardımcı olmak isterim...Geçmiş olsun...
 
Sakın kendinizi bu kadar yıpratmayın. BU HER + olayına ben de canımı çok sıkmıştım, sanmıştım ki annem 6 ayda vefat edecek.Ama 3 yıldır testleri temiz çıkıyor. O yüzden kendinize eziyet etmeyin. Ben etmiştim, siz etmeyin. Ben çok karamsardım, kendimce gerçekçi... AmA dediğim gibi , her +++ olmasa herceptin gibi mucize bir yeni nesil kemoterapi ilacı kullanılamıyor olurdu. östrojen, progesteton ve her, 3ü de eksi çıktığı ihtimalini düşünün, o çok daha zor olurdu, çünkü hastalığın neye cevap vereceği belirsiz olurdu. Ama her + olması en azından tedavinin şeklini belirliyor. Bir de nacizane tavsiye, her +++ olan hastaların daha çok bağışıklık sistemiyle ilgili sıkıntılardan kaynaklanabileceği gibi bir intiba edinmiştim ben.ZATEN TRASTUZUMAb içerikli ileçların (herceptin) çalışma prensibi vücudun bağışıklık sistemini aktive ederek tümörlü hücreyi vücudun kendisinin yok etmesi üzerine dayalı. o yüzden bağışıklığını güçlendirici şeyler yemeli, kırmızı sebzeler özellikle.Bir de ingilizceniz varsa: Breastcancer.org - Breast Cancer Information and Awareness adresindeki forumu tavsiye ederim.
Sevgili marjinal faydalı uzun zamandır okuyup takip etmeye çalışıyorum ama bir türlü yazmak kısmet olmadı nedendir bilmiyorum korkudan mı ihmalkarlıktan mı zamansıztan mı ben de bilmiyorum gelelim bizim duruma sizinkiyle çok benzerlik gösteriyor anneme eylül ayında meme kanseri teşhisi koydular ilk başta ameliyat etmeyi falan düşündüler sonra kitle çok büyük olduğu için önce kemoterapiyle küçültüp ameliyat edelim falan derken kemoterapiye başlamadan yapılan en son pet çekiminde annemin karaciğerinde de olduğunu ya da sıçradığını öğrendik sonra ilk ilk kemoterapisini italtan hastanesinde aldı ardından ben ve biz annemi ilk hastanemiz olan çapaya götürdük orda götürdüğümüz onkolog karaciğerden emin olmak için emar istedi çapada emar çektirdik malesef emardada karaciğerdeki olay çıktı sonra annem üç tane daha 21 günlük kemoterapi aldı toplam dört olunca doktor tekrar emar istedi o emarı çapanın emarı çok yoğun olduğu için başka bir hastanede çektirdik yalnız emarı çekip raporu alınca ben kahroldum çünkü bu sferki emarçok daha anlaşılır bir dille yazılmıştı ve birimler santim olarak verilmişti ve sonuçta karaciğerinde 4çarpı6 santim ayrıca yanında da küçük mesastatik kitleler sonuç karaciğerde yaygın mesastatik kitleler yazıyordu ben öldüm o raporu aldığımda raporu doktora götürdük doktor iki emarın karşılaştırılmasını istedi radyolojiden bu arada annemin ilacı değişti ve haftalık kemotarapiye girmeye başladı o arada kanı düşük olduğu için iki ünite de kan adı ,iki emar karşılaştırma raporunu aldık ve sonuca çok sevindim çünkü raporda ilk emarla ikinci emar arasında karaciğerde ki kitleler arasında büyüklük ve sayı bakımından pek bir fark yokmuş yani 4 tane 21 günlük kemoterapi sonucunda annemin karaci,ğerinde kitlelerde küçülme olmamış ama teselli olarak da büyümede olmamış neyse ardında geçen hafta cuma günü yani nisanın 26 sında annem 21. kemoterapisini gördü bunun 4 tanesi 21 günlük ondan sonraki17 tanede haftalık kemorapi gördü doktor bu hafta artık vücudunu tarama için pet verdi mayıs ayının 10 da pet çekimimiz var ve ben çok çok heyecanlıyım ve korkudan öüyorum bu arada gögsündeki kitle ilk 21 günlük kemotaride neydeyse yarı yarıya küçülmüş ardında değişen ilaç ve haftalık kemotarapilerle de gögsündeki kitle çok çok küçüldü yapıştı neyseyde kayboldu ama dediğim gibi karaciğeri bilmiyoruz inş. ondan da iyi sonuçlar alırız bu arada sizin annenizin karaciğerine b,iyopsi yapılmış benim annemin karaciğerine biyopsi yapılmadı aslında bir kez doktorun bir tanesi biyopsi yapıldı mı diye sordu ben de hayır demiştim ama diğer doktor biyopsiyi istemedi biz çapa onlojide tedavi oluyoruz orda her zaman aynı doktor denk gelmiyor
bu arada şu sizin +++ olayına pek emin değilim sizin kadar bilgili değilim ve korkularımın etkisi var galiba bizde de +++ neyse artık bunu daha sonra düşüneceğim ve raporlara daha sonra tam bakarım bu arada ben ve biz annemin moral motavisyonunu düşündüğümüz için karaciğer olayının ona söylemedik o sadece gögsünü biliyor karaciğerini bilmiyor
 
Sevgili marjinal faydalı uzun zamandır okuyup takip etmeye çalışıyorum ama bir türlü yazmak kısmet olmadı nedendir bilmiyorum korkudan mı ihmalkarlıktan mı zamansıztan mı ben de bilmiyorum gelelim bizim duruma sizinkiyle çok benzerlik gösteriyor anneme eylül ayında meme kanseri teşhisi koydular ilk başta ameliyat etmeyi falan düşündüler sonra kitle çok büyük olduğu için önce kemoterapiyle küçültüp ameliyat edelim falan derken kemoterapiye başlamadan yapılan en son pet çekiminde annemin karaciğerinde de olduğunu ya da sıçradığını öğrendik sonra ilk ilk kemoterapisini italtan hastanesinde aldı ardından ben ve biz annemi ilk hastanemiz olan çapaya götürdük orda götürdüğümüz onkolog karaciğerden emin olmak için emar istedi çapada emar çektirdik malesef emardada karaciğerdeki olay çıktı sonra annem üç tane daha 21 günlük kemoterapi aldı toplam dört olunca doktor tekrar emar istedi o emarı çapanın emarı çok yoğun olduğu için başka bir hastanede çektirdik yalnız emarı çekip raporu alınca ben kahroldum çünkü bu sferki emarçok daha anlaşılır bir dille yazılmıştı ve birimler santim olarak verilmişti ve sonuçta karaciğerinde 4çarpı6 santim ayrıca yanında da küçük mesastatik kitleler sonuç karaciğerde yaygın mesastatik kitleler yazıyordu ben öldüm o raporu aldığımda raporu doktora götürdük doktor iki emarın karşılaştırılmasını istedi radyolojiden bu arada annemin ilacı değişti ve haftalık kemotarapiye girmeye başladı o arada kanı düşük olduğu için iki ünite de kan adı ,iki emar karşılaştırma raporunu aldık ve sonuca çok sevindim çünkü raporda ilk emarla ikinci emar arasında karaciğerde ki kitleler arasında büyüklük ve sayı bakımından pek bir fark yokmuş yani 4 tane 21 günlük kemoterapi sonucunda annemin karaci,ğerinde kitlelerde küçülme olmamış ama teselli olarak da büyümede olmamış neyse ardında geçen hafta cuma günü yani nisanın 26 sında annem 21. kemoterapisini gördü bunun 4 tanesi 21 günlük ondan sonraki17 tanede haftalık kemorapi gördü doktor bu hafta artık vücudunu tarama için pet verdi mayıs ayının 10 da pet çekimimiz var ve ben çok çok heyecanlıyım ve korkudan öüyorum bu arada gögsündeki kitle ilk 21 günlük kemotaride neydeyse yarı yarıya küçülmüş ardında değişen ilaç ve haftalık kemotarapilerle de gögsündeki kitle çok çok küçüldü yapıştı neyseyde kayboldu ama dediğim gibi karaciğeri bilmiyoruz inş. ondan da iyi sonuçlar alırız bu arada sizin annenizin karaciğerine b,iyopsi yapılmış benim annemin karaciğerine biyopsi yapılmadı aslında bir kez doktorun bir tanesi biyopsi yapıldı mı diye sordu ben de hayır demiştim ama diğer doktor biyopsiyi istemedi biz çapa onlojide tedavi oluyoruz orda her zaman aynı doktor denk gelmiyor
bu arada şu sizin +++ olayına pek emin değilim sizin kadar bilgili değilim ve korkularımın etkisi var galiba bizde de +++ neyse artık bunu daha sonra düşüneceğim ve raporlara daha sonra tam bakarım bu arada ben ve biz annemin moral motavisyonunu düşündüğümüz için karaciğer olayının ona söylemedik o sadece gögsünü biliyor karaciğerini bilmiyor

Çok geçmiş olsun deniz.deniz.im. Evet, annnelerimizin hikayeleri neredeyse birebir aynı. Karaciğer metastazı vs. Allah sizin de şifanızı versin. Ama annenizden karaciğerdekini saklamanız doğru olur mu bilmiyorum. Sonuçta karaciğerdekinin takibi için karın ultrasonu isteyecek doktor sürekli olarak. Eğer çok yaşlı değilse mutlaka farkına varacaktır orada da birşeyler olduğunun. Çok kolaylıklar diliyorum, Allah herkese şifa versin, bu hastalıkla mücadele edenlerin yakınlarına da sabır versin.
 
Çok geçmiş olsun deniz.deniz.im. Evet, annnelerimizin hikayeleri neredeyse birebir aynı. Karaciğer metastazı vs. Allah sizin de şifanızı versin. Ama annenizden karaciğerdekini saklamanız doğru olur mu bilmiyorum. Sonuçta karaciğerdekinin takibi için karın ultrasonu isteyecek doktor sürekli olarak. Eğer çok yaşlı değilse mutlaka farkına varacaktır orada da birşeyler olduğunun. Çok kolaylıklar diliyorum, Allah herkese şifa versin, bu hastalıkla mücadele edenlerin yakınlarına da sabır versin.
Amin canım inş bizim de sizin gibi acil şifamızı verir ve tüm acil şifa bekleyen hastaların verir bunu tüm kalbimle diliyorum ve sürekli dualar ediyorum.Karaciğer olsyını söylememi olayına gelince annem ilk teşhis sonunda ameliyat olmak için çapaya yatınca annnemi ameliyat edtmeyi düşünüpte sonra kitle çok büyük olup önce kemoterapiye karar verdikleri dönemde annem ufak çapta bir depresyon geçirdi çünkü ameliyat olmak istiyordu sonra da zaten çekilen başka yerde çektirdiğimiz pette karaciğer mesastası ortaya çıkkp peti ağbim alıp italtan hastanesine gidince orda doktor karaciğer mesastası olduğunu durumunun iyi olmadığını 4. evre olduğunu ağbime söylemiş ve annem ilk kemoterapisini orda gördü ben ve biz bunları ağbimden öğrenince karaciğeri söylememe kararrı aldık üzülür kendini kötü hisseder kemdini bırakır mı acaba diye düşündüm düşündük zaten annem devamlı iyi ki benim gögsüümde varmış iyi ki benim akciğetimde yok karaciğerim de yok midem de yok diyordu bunlardan dolayı söyleyemedik ben doktorlara rica ettim annem 60 yaşlarında sanırım senin annen 50 yaşlarında ilaçla menopoza sokulduğuna göre ,aslında annem dosyasını pet raporunu emar raporunu okusa anlayacak ama Allah'tan okumuyor meraklı davranmıyor.Karaciğerin takibi için hiç karın ultasonu istemediler.Tedaviye yani kemoterapiye başlamadan önce genel vücut taraması için pet çekildi orda karaciğer mesastası çıkınca tekrar çapaya gelince ordakiçapadaki doktor karaciğerden emin olmak için karın emarı çekildi o emarda karaciğer çıktı ardından 4. 21 günlük kemotapi ardından karaciğeri takip için 2.karın emarı çekildi o kinci emarda küçülme olmadığı ortaya çıktı ve 1. ve 2.karın emarının karşılaştırılmasına karaciğer kitlelerin büyüklük ve sayı bakımından aynı kaldığı raporu verildi be biz buna da çok sevindik kötünün iyisi diye düşündük ondan sonra iki ünite kan verilen annemin ilacı değişti ve haftalık kemoterapi almaya başladı toplam17 tane de haftalık kemortapi genel toplam 21 kemotrapi aldı
 
Çok geçmiş olsun deniz.deniz.im. Evet, annnelerimizin hikayeleri neredeyse birebir aynı. Karaciğer metastazı vs. Allah sizin de şifanızı versin. Ama annenizden karaciğerdekini saklamanız doğru olur mu bilmiyorum. Sonuçta karaciğerdekinin takibi için karın ultrasonu isteyecek doktor sürekli olarak. Eğer çok yaşlı değilse mutlaka farkına varacaktır orada da birşeyler olduğunun. Çok kolaylıklar diliyorum, Allah herkese şifa versin, bu hastalıkla mücadele edenlerin yakınlarına da sabır versin.

Gögsündeki o büyük kitle kemoterapiler sayesindesöndü gitti çok şükür son 21.haftalık kemoterapisini en son 26 nisanda aldı şimdi yaklaşık 15 gün sonrası için 10 mayıs için vücut ve karaciğer taraması için doktor pet çekimi verdi onu çektireceğiz çok çok heyecanlıyım ve korkuyorum bu arada biz tedavimiz çapada oluyoruz siz nerde tedavi oldunuz nerde kontrollere gidiyorsunuz
 
Son düzenleme:
Merhaba,
Ayrıca konu mu açmam gerek bilmiyorum.
Tüm kol için Lenf ödem bası eldiveni kullanan varsa

hangi durumdaydınız,
ne kadar süre kulandınız ve
ne kadara aldınız ürünü,

paylaşabilir misiniz? Teşekkürler.
 
X