Cuma Zayıflama Yarışması 2. Takım

Menüm
Sabah
1 haşlama yumurta
2 dilim peynir
2 dilim ekmek

ara
1 elma
form çayı

öğle
1/2 simit
1/2 bardak süt

ara
nescafe
ıhlamur

akşam
1 kase brokoli çorbası
1 dilim ekmek
salata
 
kızlar bende menümü paylaşayım,

kahvaltı
1 poaça minik
yumurta
peynir

ara
elma

öğlen
ezogelin çorba
2 lahmacun
yeşillik
domates


ara
mandlina

akşam
sadece yoğurt içine meyveler üzerine tarçın(öğlen yediğim lahmacun beni kötü eetti)

spor olark 20 dk eliptik bisiklet su ve bitli çayı dün yeşilçay hariç 3 litreye yaklaştı yeşilçay tarçınlı ,karanfilli çay
tarih çalıştım dün ben inkilap kadın haklarının çoğu avrupa ülkesinden daha önce aldık arkadaşlar siyasi hakları ise 1930 da belediye seçimlerine 1933 yılın muhtarlık 1934 yıllında vekillik seçme seçilme (bmv den aklıma geliyor 1930-1933-1934):)))
 
Menüm
Sabah
1 haşlama yumurta
2 dilim peynir
2 dilim ekmek

ara
1 elma
form çayı

öğle
1/2 simit
1/2 bardak süt

ara
nescafe
ıhlamur

akşam
1 kase brokoli çorbası
1 dilim ekmek
salata

yine katı bir menü gördüm bu hafta çok iyi sonuçlar alacağını düşünüyorum canım
 
biraz geçmişi okudum da ne kadar güzel şeyler paylaşılmış ne kadar güzel dileklerde bulunulmuş tüylerim diken diken okudum hepsini ve tekrar çok mutlu tekrar aranızda olmaktan sizlerle paylaşmaktan gurur duydum ve ne kadar doğru bir yerde olduğumu tekrar hatırladım. hiç tanımadığım hepinizi çok ama çok seviyorum iyiki sizlerleyim
 
Grip ya da nezle olan kişiler, soğuktan korunmak için ağızlarına sardıkları atkıları her gün yıkamalı.
Sakarya Özel Ada Tıp Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Cevdet İzmirli, yıkanmayan atkının grip mikrobunu barındırdığı için iyileşmeyi geciktirdiğini ve yeniden hasta edebileceğini belirtiyor. "Geçmeyen gribinizin sebebi atkınız olabilir." diyen İzmirli, ağza bağlanan atkıların her gün yıkanması gerektiğini söylüyor. İzmirli, "Özellikle okula giden çocukların çok sık kullandığı atkıların temizliğine dikkat edilmeli." diyor
 


bomba gibi dönmeni bekliyorummmm bu arada çok güzel düşüncelerin var -Zaten kendimi korumak, mutlu olmak için geçmişi unutmaya programladım kendimi, hiç bir kötü olayı kayıt etmiyorum, kin tutmuyorum, ertesi gün hatırlatılmadıysa hemen unutuyorum-keşke bende uygulayabilsem

bu arada bir yığın işim var demişssinn bugün kendine kendini dinlemek adına ayırdığın zamanda çok önemli aslında enbüyük işimiz kendimizin mutluluğu çünkü biz mutlu değilsek çevremiz i çocuklarımız dahil nasıl mutlu ederiz
 
dünkü menüm

sabah:2 su bardağı ılık su, 4 yemek kaşığı kfleks ve bir su bardağı süt

ara:vakit olmadığı için yok

öğle:2 su bardağı su ,ton balıklı salata

ara:1 tane portakal

akşam:2 su bardağı su, 4 tane zeytinyağlı sarma ve yoğurt

ara: 10 tane fındık ve 2 tane kestane

spor yapamadım 3 lt su ve 2 fincan yeşilçay
 

amaninnnnn hiç düşünmemiştim yani çok doğru valla iyiki paylaştın
 
hnmlar işe gitmeden önce cvp almak istiyorummmm

1 fincan yağsız süt ile 1 çay kaşığı bal karıştırıp içsem çok mu kalorili olur
 

afiyet olsun canım
 
Hastalık döneminde özellikle kızım hastaysa hergün kıyafetlerini çıkarırım ben. ve yıkamaya atarım.
Mont ve atkı falanda buna dahil. Yastık kılıfınıda hergün değişirim böyle dönemlerde.
İyileşme süresi kısalıyor bu şekilde kızlar.

Sütün içine bal yerine tarçın koyun derim eğer amaç tatlı krizini önlemekse.
 
GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL DUALARMIŞ BUNLAR HARİKASINIZ KIZLAR

cümlemizden canım cümlemizden inş.
 
Akrepciğim acil cevap.


Hedefe ulaşınca mezunmu oluyorum ama ben burdan ayrılmak istemiyorum.

canım benimmm

tatlım mezun olursun ama burda kalmaya devam edersin yine..mezun olunca buraları terk ediceksin diye bir kural yokki şekercik
 
hnmlar işe gitmeden önce cvp almak istiyorummmm

1 fincan yağsız süt ile 1 çay kaşığı bal karıştırıp içsem çok mu kalorili olur

canım bal yerine tarçını şiddetle tavsiye ederim..uzun süre tok kalmanı ve daha enerjik olmanı sağlar..
 
Evlilikte 'biz' olabilen eşler, mutluluğu yakalıyor



GÜLAY ATASOY - 02.01.2012
Evlilikler canlı bir organizma gibidir. Beslenmek, bakılmak ister. Eşinize baskı yapmadan, evde hükümranlık kurmaya çalışmadan ortak yollar bulunabilir. Evlilik ona değer vermek, saygı göstermek, 'ben' yolundan çıkıp 'biz' olmayı başarmak demektir. Aile ilişkilerinde gönül aynasını kırmayın.Evliliğinizde mutlu olmak mı istiyorsunuz? "Acaba eşime nasıl davranırsam onu mutlu ederim?" sorusunun cevabını mı arıyorsunuz?

İşte size yardımcı olacak cevaplar:

Eşinize değer verin. Hayatınızdaki ilk sırayı eşinize verin ve bunu, ona hissettirin. Böyle yaparsanız eşiniz kendini değerli görür. Değerli olduğunu anlayan eş, eşinin hatalarına değer vermez. Değersiz olduğunu düşünen eşse, eşinin hatalarına değer verir. Bu da aile içindeki huzursuzluğa netice verir.

"Ben" yolundan çıkıp "biz" yoluna girin. Evlilik mutluluğunu baltalayan, mutluluk gemisini yalpalayan şey bencilliktir. Kendi doğrularını karşı tarafa kabul ettirmek için evliliği savaş alanına döndürmektir. Evlilik 'ben' yolundan çıkıp 'biz' yoluna girmektir. Ancak o zaman güzeldir. 'Ben yine yolumdan giderim' denilirse o evlilikte mutluluk yakalanmaz.

Kendinizi komutan yerine koymayın. Eşinizi, komutlarınızı "emredersiniz komutanım" diye yerine getirecek bir er gibi görmeyin. Siz üs, eşiniz as değil, yol arkadaşısınız.

Eşinizin duygularına kilit vurmayın. Eşinizin duygularını ve hatta kızgınlıklarını rahatça ifade etmesine izin verin. "Acaba bunu söylersem eşim ne der? Kavga çıkar mı? İyisi mi ben içime atayım." dedirtmeyin. Unutmayın, düdüklü tencerenin havası alınmazsa patlar. Fay hattı yavaş yavaş kırılmazsa yer kabuğu depremle çatlar.

Eşinizin hatalarına göz yumun. Kurulmuş robot gibi sizin her istek ve arzunuza boyun eğmesini istemeyin. Robotlar da bozulabilir, bilgisayarlar da virüs kapabilir.

Sözünüzü dinletmeye çalışmayın. "Bu evde ben ne dersem o olmalı. Çünkü ben yanlış yapmam." düşüncesiyle, "şunu şöyle yap, bunu böyle yap, sözümü dinle" demeyin. Onun kararlarına saygı gösterin.

İnsaf çıtanızı yükseltin. Kendi isteklerinizin olmasını eşinize dayatmayın. "Ben bunu böyle seviyorum, sen de seveceksin. Bunun böyle olmasını istiyorum, sen de kabul edeceksin. Buraya gideceğim, sen de geleceksin vb." demeyin. Sadece kendi mutluluğunuzu düşünüp karşı tarafa hayat hakkı tanımayarak "ne yapayım, o da benim yanımda olsun; olmuyorsa cezasını çeker" düşüncesiyle vicdanınızı susturmayın. Her insafsız davranışın bir karşılığı olduğunu, İlahi adalette de yer bulacağını aklınızdan çıkarmayın.

Eşinizi suçlamayın. "Yine ne yaptın? Bir şeyi de doğru yaptığını görmedim. Senin yüzünden başım dertten kurtulmuyor." demek yerine "Bir sıkıntın mı var? Problemini çözelim. Senin problemin benim problemim sayılır." deyin.

Bilhassa aileniz için eşinizin gönül aynasını kırmayın. "O da benim anneme-babama veya ablama-ağabeyime iyi davranmıyor." demeyin. Çünkü böyle davranış, eşinizin hem size hem de akrabalarınıza karşı kin tutmasına sebep olur. Aralarına kin tohumu serpmek yerine sevgi köprüleri kurun. Bunun için de eşinizi herkesten çok sevdiğinizi ona hissettirin.

Mazi kitabını kapatın. Geçmişe ait kötülükleri bohça gibi açıp durmayın. Onları derleyip toplayıp çöp kutusuna atın. Nasıl olsa o sıkıntıların elemi gitmiş, lezzeti kalmıştır.

Çöpten çıkardığınız kirli şeyler nasıl evinizin havasını kirletirse geçmişe ait kötü hatıralar da mutluluğunuzun havasını bozar.
 
Son düzenleme:
TV'yi iştah açıcı veya bakıcı yapmayın



05.01.2012
Çocuğunuz özenerek yaptığınız sebze çorbasını nazlanmadan içsin, durmaksızın ağlıyorsa bir an önce sussun, işlerinizi bitirirken oyalansın ya da misafir gelecek aman evi dağıtmasın diye televizyonu kurtarıcı olarak mı kullanıyorsunuz?
O halde bugün ekranın karşısında saatlerce oturttuğunuz çocuğunuz; ileride miskin, asosyal, konuşamayan, yeme bozukluğu ve iletişim eksikliği olan, odaklanamayan biri olarak karşınıza çıkarsa sorumlusunu uzaklarda aramayın!
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Nöroloji uzmanı Dr. Gülten Özdemir, televizyon izlemenin çocuk üzerindeki etkilerini "Beyin gelişimini yavaşlatıyor." şeklinde açıklıyor.
Özdemir, yapılan bir araştırmada; televizyon izleyerek vakit geçiren 6-8 aylık çocukların, izlemeyenlere göre günde 6-8 kelime daha az öğrenebildikleri ve beyin gelişimlerinin izlemeyen çocuklara göre yavaşladığının saptandığını, 2 yaş altı çocuklarda konuşma becerisini zedeleyip, iletişim, öğrenme ve konsantrasyonu olumsuz yönde etkilediğini belirtiyor.
Özdemir, annelerin ve bebek bakıcılarının televizyonu kendi yerlerine bakıcı, susturucu ve yemek yedirirken dikkat dağıtıcı olarak kullanmalarının erişkin yaşamda potansiyel miskinlik, hareketsizlik, egzersiz kısıtlılığı ve yeme bozukluklarına sebep olduğunu söylüyor.
AİLE-SAĞLIK
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…