Beslenmek canlı olmanın temel gereksinimidir. Bu ihtiyaç yaşamımızın her devresinde ayrı özellikler taşımalıdır. Gebelik dönemi ise bebeğin ve annenin sağlığı açısından daha da önem taşır, çünkü bu dönemde annenin ihtiyaçları artar.
-Beslenme neden bu kadar önemlidir? Dengeli ve yeterli beslenmezsek ne olur? Almamız gereken besinlerin aksaması durumunda vücudumuzun çalışma sistemi olumsuz yönde değişir ve aksamalar başlar. Vücudumuzun büyümesi ve gelişmesi durur. Hastalıklara daha kolay yakalanırsınız. Hastalıklara yakalandığımızda ise iyileşme süremiz uzun olur.
-Beslenmenin önemli olduğunu belirtirken tabii ki dengeli bir beslenmeden bahsediyoruz. Peki, aşırı beslenirsek ne olur? O zaman da kilo alırız, şişmanlık oluşur. Daha da önemlisi ileriki yaşlarda şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kalp ve damar hastalıkları gibi istenmeyen durumlara da kapı açar.
-Gebelik döneminde yeterli ve dengeli beslenmeniz özellikle gebeliğin ikinci yarısında çok önemlidir. Çünkü ana rahmindeki bebek, annenin aldığı besinlerle büyür gelişir. Bunun üç açıdan önemi büyüktür: Annenin sağlığı, bebeğin sağlığı ve bebeği verilecek olan sütün yeterli olması. Bu dönemde doğru beslenirseniz bebeğinizin normal bir şekilde büyüme ve gelişmesini de sağlarsınız. Ayrıca ona vereceğiniz sütün de besleyici olmasını sağlamış olursunuz.
-İlk 3 ay içinde bulantılar veya diğer sebeplerle iyi beslenme olmasa da bu bebeği pek etkilemez. İlk aylarda kilo verilse bile bebek açısından üzülmek gereksizdir. Çünkü bebek annesinin depolarını sonuna kadar kullanır ve kendinden en ufak bir fedakarlık etmez. Aslında anne ve bebek arasında ortak bir yaşam sürülmemektedir. Ortak yaşam demek ortaya gelen besinin -örneğin %90-10 oranında paylaşımı, gerekli hallerde ihtiyaç oranında paylaşımı demektir. Halbuki hamilelik döneminde -kulağa kötü geldiğini biliyorum ama- bebek tıbbi deyim ile parazit konumundadır. Tıbbi deyim ile parazitler bulundukları -tıbbi deyim ile konağın aldığı besin içinden öncelikle tüm ihtiyaçlarını karşılarlar, karşılayamazlarsa konağın tüm depolarını sonuna kadar harcarlar, annenin ihtiyacı var mı yok mu demezler. Tam bir sömürü durumu söz konusudur. Fakat 4. vaya 5. aydan sonra anne depoları yeterli olamayabileceğinden annenin besin alımı azalır ise bebek büyümesi de etkilenir, bebek zayıflayabilir. Ancak her durumda sömürü düzeni doğum sonrasında bebeklik döneminde hatta ergenlik bitene kadar ,hatta daha da uzun süre devam eder.
-Peki ya anne yetersiz besleniyorsa ne olur? Bu durumda bebek annenin depolarını kullanır. Bu durumda bir yandan bebeğin büyüme ve gelişmesi olumsuz yönden etkilenirken diğer yandan annenin sağlığı tehlikeye girer. Özellikle genç ve ağır iş yapan gebelerin beslenmelerine özen göstermek gerekir. Çünkü genç yaştaki (19 yaşından önce) anne adayı daha kendi büyüme sürecini tamamlamamıştır. Benzer şekilde ağır iş yapan annelerin, zaten çok olan enerji harcamalarına bir de gebeliğin yükü eklendiği zaman, anne kendi dokularını kullanmak zorunda kalır.
-Yetersiz beslenmenin bebeğinize zararları nelerdir? Bu zararlar, ölü doğum, erken doğum, düşük yapma ve beyin gelişiminin tamamlanamaması şeklinde sıralanabilir. Ancak, yetersiz ve dengesiz beslenen tüm annelerde bu olayların görüldüğünü de söyleyemeyiz.
-Yetersiz ve dengesiz beslenme anne üzerinde de çeşitli bozukluklara neden olur. Gebelik süresince bebek, anne zayıf olsa bile kendisi için gerekli olan enerjiyi, proteini, demir, kalsiyum gibi mineralleri ve vitaminleri anneden alarak gelişimini sürdürür. Bu nedenle annenin bu besin öğelerine olan gereksinimi artar. Artan gereksinimlerin karşılanmaması halinde, beslenme yetersizliğinin belirtileri olan kansızlık, diş çürümesi, kemik bozuklukları gibi sorunlar ortaya çıkar. Sonuç olarak anne halsiz ve yorgun düşer.
-Gebelikte istenmeyen diğer bir beslenme bozukluğu da şişmanlıktır. Aşırı beslenmeyle ilgili enerji dengesizliği oluşur ve doğumu güçleştirir. Gebelikte kilo alışını izlemek ve aşırı kilo alışını önlemek için bilinçli bir beslenme programı yapmak gerekebilir. Bu konuda doktorunuzdan yardım almalısınız.
-Gebelik sırasında neler yemeliyiz? Yukarıdaki bilgilerin ışığında gebelikte sırasında yemeniz gerekenlerle ilgili birkaç öneri verelim:
- Kalsiyum yönünden zengin olan süt, yoğurt ve peyniri belirtilen miktarlarda düzenli olarak tüketmelisiniz.
- Her gün 1 adet yumurta ve 1 porsiyon etli sebze yemeği veya kuru baklagil yemeye özen gösterin.
- Kuru fasulye, nohut, mercimek ve bulgur karışımı yemekleri, portakal, mandalina, domates, maydanoz, yeşil biber, taze soğan gibi C vitamini yönünden zengin sebze ve meyvelerle birlikte sık olarak yiyin.
- Vitaminlerin zengin kaynağı olan taze meyve ve sebzeleri her öğünde düzenli olarak tüketin.
- Salam, sosis, sucuk gibi katkı maddesi (dayanıklılığını artırmak amacı ile eklenen) içeren besinleri mümkün olduğu kadar seyrek yiyin.
- D vitamini besinlerde bulunmaz. Ancak güneş ışınlarının doğrudan cilde yansıması ile sağlanır. Bu nedenle güneşlenmeye özen gösterin.Aksi halde D vitamini ilaç olarak alınmalıdır.
- Mutlaka iyotlu tuz kullanın. Çünkü ana rahmindeki bebeğin gelişiminde çok önemli olan, yetersizliği zeka geriliği yapan iyot, doğal besinlerle alınmaz.
- Gebe kaldığınızda, ağırlığınız normal ise her ay 1-1.5 kg. ağırlık kazanacak şekilde yediklerinizi ayarlayın. Zayıfsanız biraz daha kilo almak için yiyecek (değişik grupları temsil edecek şekilde) miktarınızı arttırabilirsiniz. Şişmansanız şekerli, unlu, yağlı yiyecekleri az yemeye çalışın.
- Kuru meyveler ve kuru yemişler yoğun enerjileri yanında, demir ve kalsiyum gibi minerallerden de zengindir. Beslenmenize uygun şekilde, ağırlığınızı kontrol ederek tüketebilirsiniz.
- Bir hastalık nedeniyle yiyeceklerinizi ciddi bir şekilde kısıtlamayın. Bu konuda doktorunuza, beslenme uzmanınıza danışın.
- Yediğiniz yiyeceklerin besleyici değerlerini korumak, özellikle kansızlığı önlemek için yemeklerle birlikte çay içmeyin. Çayı ikindi ve kuşluk gibi öğün aralarında yani yemek yedikten 1-2 saat sonra açık olarak için. İçecek olarak ıhlamur nane, papatya, kuşburnu gibi bitki çaylarını tercih edin.
- Sebzelerin, makarna ve eriştenin haşlama sularını dökmeyin. Kuru fasulye,nohut ve barbunya gibi baklagilleri iyice yıkadıktan sonra ıslatın.Bu suyu dökün.Ancak bebek için önemli olan bazı vitaminler içerdiğinden haşlama suyunu dökmeyin.
- Sebze ve meyvelerinizi iyice yıkayın. İlaçlandıkları için, böceği öldüren ilacın çocuğunuza da zarar verebileceğini unutmayın.
- Yoğurt, süt, pekmez, reçel gibi yiyeceklerinizi boşalttıktan sonra yıkanmış da olsa deterjan ve ilaç kavanozlarına koymayın.
- Yiyeceklerinizi hazırlarken ellerinizin temiz olmasına dikkat edin.
- Mümkünse, suyunuzu kaynattıktan sonra için.
- Sigara ve alkol kullanmayın. Sigara içilen odada oturmayın.
- Doktorunuza danışmadan ilaç almayın.