Anne Olmak Neydi ?
Eğer anne olmasaydım;
Geceleri kesintisiz uyuyacak ama her kalkışımda seni öpme duygusunu tadamayacaktım.
ıstediğim her akşam, sinemaya, dürüm yemeğe, sahilde dolaşmaya gidebilecektim ama "anne bende geleyim" diye bacaklarıma yapışan minik ellerinin sıcaklığı ısıtmayacaktı yüreğimi...
Belki başım daha az ağrıyacak, daha az yorgun olacaktım ama kanepeye uzanıp minik ellerinle yaptığın o büyülü dokunuşların etkisiyle dirilemeyecektim...
Kendime ayıracak param daha çok olacaktı ama senin salça kavanozunda biriktirdiğin bozuk paraları birlikte sayıp sevinç nidaları atamayacaktık...
Kakanı temizlemek zorunda kalmayacaktım ama temizlerken kokudan dolayı minik ellerinle hem kendi burnunu hem de benim burnumu kaparken "anne burnunu kapatayım, iğrenç kokuyor" diyen uyarını bilemeyecektim...
Bir çocuk sahibi olmanın ne demek olduğunu asla öğrenemeyecektim...
Her gece bana sarılan minik kollarını, burnumun üst kısmına yerleştirdiğin o fındık burnunu duyumsayamayacaktım...
Ocak ayları bu kadar sıcak olmayacaktı...
Hastane odasında, lohusa kurdelası ile çekilmiş fotoğraflarım olmayacaktı....
Otobüse bindiğimde kimse yer vermeyecekti...
Her giyindiğimde hayran gözlerle bakıp, "tam istediğim gibi nefis olmuşsun" diyen iltifatınla coşamayacaktım...
Her gece bıkmaksızın baktığın düğün fotoğraflarıma belki yılda bir kez bakacaktım...
Annemi bu kadar sevdiğimi anlamayacaktım...
"Seni seviyorum" demeyi hep erteleyecektim...
Annelik duygusu ile donanamayacaktım...
Rujlarımı, farlarımı ve göz kalemlerimi yıllarca kullanacaktım..
Doğum izni prosedüründen haberim olmayacaktı...
38.5 derece ateş beni de yakıp kavurmayacaktı...
Hangi dişlerin ne zaman çıkacağı konusunda derin bilgilere dalamayacaktım..
Kirpiklerime kadar sıçrattığın ilk muhallebinin tadına bakamayacaktım...
Yaşanmış tecrübeleri, deneyimleri bilmiş bir tavırla reddetmeye devam edecektim...
Daha çok bildiğimi sanıp ama daha az bilecektim...
ınciklerimin, boncuklarımın, fularlarımın ve tokalarımın nereye depolandığı konusunda meraklar içinde olmayacaktım...
Yüreğim bu kadar derin atmayacaktı...
Kalbim bir ömür boyu birine ait olmayacaktı...
Baleye gitmen, bir enstrüman çalman, doktor olman, mühendis olman, v.s. konusunda sonradan edinilmiş görgüsüzlüklerim olmayacaktı...
"Anne bak dişimi fırçaladım" diye ağzını açıp koklamak için uzandığımda burnumu yanlışlıkla ısıran, kan oturtan bir çocuğum olmayacaktı...
Beni bu dünyada en çok annem seviyor sanacaktım...
Her sabah 6 da baş ucuma gelip, ses çıkarmadan yatağa girmek için benden onay bekleyen biri olmayacak ve senin geldiğini ruhani bir güçle anlama yeteneğine sahip olmayacaktım...