2010 Ekim Bebekleri Büyürken...

Geldi, gelecek, geliyor derken gelip gitti Harvey Karp. Ardında mutlu çocuk yetiştirmeyi umut eden birçok anne-babayı bırakarak…

Harvey Karp ile Acıbadem Maslak’ta verdiği seminer öncesinde yaptığım röportajı bir önceki yazımda yayınlamıştım. Aşağıda da seminer notlarını toparladım.

Baktım da, seminer aslında Karp’ın Türkçeye henüz çevrilmeyen Happiest Baby on the Block ve önce Mahallenin En Mutlu Yumurcağı ismiyle çevrilen, yeni baskısı ise Başarılı Çocuk Yetiştirmenin Sırları gibi alakasız bir başlıkla Türkçeye giren Happiest Toddler on the Block kitaplarının da hızlı bir özetiydi. Karp’ın yaptığı slayt şov DVD’lerinden görüntülerle bezenmişti.

Baby ve Toddler kitapların çok fazla detaya girdiği doğru. Dolayısıyla ben özellikle Baby kitabını yakın zamanda hatmetmiş biri olarak seminerde anlattıklarını adım gibi biliyordum. Çoğunu da geçenlerde kitabın analizini yaptığım bu yazıda anlatmıştım. (Harvey Karp ile ilgili yazdığım tüm yazılara da buradan ulaşabilirsiniz)

Seminere katılan birçok anne blogcu da bloglarında seminer notlarına yer verdiler. Ayça hızır gibi yetişerek aç bir şekilde seminer notlarını bekleyenleri doyurdu. Ardından Yeşim yazdı. Nurturia annelerinden (aynı zamanda ben Harvey ile röportaj yaparken Derin’e manevi annelik yapan) Özge de büyük itinayla aldığı notlarını blogları olan annelerle paylaştı, Başak da onları kendi blogunda yayınladı.

Kısacası enine boyuna anlatıldı seminerin detayları… O yüzden ben çok fazla detaya girmeyeceğim.

Özetlemek gerekirse: seminerin, daha doğrusu Dr. Harvey Karp’ın konsepti mutlu çocuklar yetiştirmek. Fiziksel bir problemi olmayan bebeklerin aslında ağlamak zorunda olmadıklarını, iki yaş sendromunu engellemek mümkün olmasa da o dönemleri daha az travmayla atlatmanın mümkün olduğunu anlatmaya çalışıyor Harvey Karp.

Bebekleri hayatlarının ilk yılında mutlu etmek için şunlara dikkat çekiyor:

- Kolik, genellikle karın ağrısı, gaz sancısı, süt alerjisi gibi sebeplere bağlanmaya çalışılıyor. Ama koliğin asıl sebebi bebeklerin üç ay erken doğmaları.

- Bebekler üç ay erken doğuyorlar, çünkü beyinlerinin –ve dolayısıyla kafalarının- daha fazla büyümeleri halinde çıkabilmeleri mümkün değil. Bugüne kadar da sırf bebeği 3 ay erken doğmasın diye onu 12 ay taşımış olan bir anne de görülmüş değil!

- Bebeklerin, işte bu hayatlarının ilk üç ayında hala ana rahmindeymiş gibi hissetme ihtiyaçları var. Bunu yapmanın da 5 basamağı var: Kundaklama, bebeği yan ya da karın üstü yatırma, kulağına şşşşhhhh diyerek beyaz gürültü yapma, bebeği ufak ufak hareketlerle sarsmadan ama hızlı bir şekilde sallama, ve emme ihtiyacını gidermek için emzirme ya da meme verme.

- Bunlar bu sırada yapılırlarsa şöyle bir etki doğuyor: bebek, kundaklandığı zaman kollarını hareket ettiremediği için kendisini korkutmuyor. Kendini yine ana rahmindeymiş gibi hissediyor, ve “sakinleşme refleksi” tetikleniyor.

- Kundağın ardından gelen şşşşhhh’lama, sallama, ve emzirme/emzik verme de onun sakin kalmasını sağlıyor.

- Ebeveynlerin en çok korktuğu şey olan Ya alışırsa, ya şımarırsa? türünden korkular da aslında yersiz. İlk üç ay bebeğin şımarması mümkün olmadığı gibi odasında beyaz gürültü dinletmek bütün bu “alışkanlıklarını” atlatmasında yardımcı oluyor. Kundaktan vazgeçmeyi düşündüğünüz 4-5 ayda, mesela, beyaz gürültü sık sık uyanmasını engelliyor, ya da uyandığında kendi kendine uykuya dalmasına yardımcı oluyor.

- Bebeğin ilk bir sene, ve hatta daha fazla, odasında gece boyunca beyaz gürültü dinlemesinin hiçbir sakıncası yok. Ondan vazgeçme zamanı geldiğinde iki hafta boyunca sesini her gün biraz daha kısarak bu alışkanlığını törpüleyebilirsiniz.

Toddler (1 yaş-4 yaş) arası çocukları mutlu etmeye gelince:

- Bu çocukların aslında ilkel insanlardan hiçbir farkı yok. Tıpkı onlar gibi, beyinlerinin sözel iletişim kuran tarafı değil de, duygusal iletişim kuran tarafı daha gelişmiş olduğu için bu çocuklara laf anlatmaya çalışmak, hele de mutsuz ve sinirli oldukları zaman, işe yaramıyor. Onun yerine “çocukça” (Toddler-ese) diyebileceğimiz, bol tekrardan ve fiziksel dışa vurumdan oluşan bir dili tercih etmek lazım.

- Karp’ın “Fast food kuralı” olarak tanımladığı bu yaklaşım, Burger King ya da McDonalds gibi bir restorana gittiğinizde sipariş vermeye benziyor. Nasıl sizin “iki hamburger-biri bol ketçaplı olsun, iki kola-birinde buz olmasın” iletinizi aynen tekrar ediyorsa sipariş verdiğiniz kişi, siz de çocuğunuzun “kurabiye isterim, isterim de isterim” yakarmalarını “kurabiye istiyorsun. İstiyorsun, biliyorum, istiyorsun” şeklinde tekrar etmeniz lazım. Kurabiyeyi vermeyecek olsanız bile onun isteğini anladığınızı bilmesi sinir krizini her iki tarafın da minimum hasarla atlatmasını sağlıyor.

- 1-4 yaş arası çocuklar sürekli kaybediyorlar. Ağızları beyinlerinin hızına yetişemediği için istedikleri gibi konuşamıyorlar. Hızlı koşamıyorlar. Tartışmaları kazanamıyorlar. O yüzden ara sıra onların da “kazanmasına” izin vermeli ebeveynler. Hafif “salak” gibi davranmalı. Ayaklarına bakarak “senin burnun burada mı?” diye sormalı mesela… Çocuk da “Deli mi ne? Bunu ben bile biliyorum!” diyerek kendini iyi hisseder böylece…

Kısa özeti böyleydi seminerin.

“Magazin” kısmına gelince:

- Seminer bence çok büyük bir kazanımdı. Katılma fırsatı yakaladığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Keşke Türkiye’de daha çok şehirde benzer seminerler verseydi de birçok ebeveyn izleme fırsatı bulabilseydi.

- Zaten Harvey bu işi sertifikalı bir eğitim programına dönüştürmüş. Amerika’da şu anda 1000’den fazla sertifikalı Happiest Baby eğitimcisi sağlık çalışanlarına, ebeveynlere eğitim veriyorlarmış. Belki Türkiye’de de olur, belli mi olur…

- Harvey Karp’ın öğretilerini dinlemenin de ötesinde, birçok arkadaşla yeniden bir araya gelmek, ya da henüz birbirimizin yüzünü görmemiş olsak da çok yakından tanıştığımız arkadaşların isimlerine yüz kondurmak açısından da harika bir fırsattı.

- Acıbadem’in daha önceden düzenlediği benzer konferanslarda tam olarak dolmadığını duyduğum salonda oturacak yer kalmadığından birçok katılımcı ayakta seyretmek durumunda kaldı.

- Basının büyük ilgisi vardı. Hürriyet, Milliyet, Newsweek, Show TV ve daha birçok medya kuruluşu oradaydı. Zaten akşam Show TV ana haber bülteninde de yer verildi. Şu linkte izleyebilirsiniz:

- Emziren Anneler grubunun çokça üyesi oradaydı. Sadece anne ve gebe üyeler değil, baba üyelerimizden de gelen olmuştu. (Tekrar bravo!)

- Derin yine yapacağını yaptı. Ben tuvalete gidip de kendisini Tuğçe’ye emanet ettiğim sırada konferans salonunu birbirine kattı. O kadar ki salona döndüğümde Harvey uygulamalı olarak nasıl susturmam gerektiğini gösterdi. Bu da Show TV’nin akşam haberlerinde yerini aldı.

- Seminerin sonundaki soru-cevap kısmı da oldukça bilgilendiriciydi. Gönül isterdi ki sabah kadar sürseydi. Ancak yine de birçok anne sorularına cevap bulabildi.

Ben özellikle iki soruyu sordum ve şu cevapları aldım:

(1) İsteyenler kitaplarını ve DVD’lerini nereden temin edebilirler? Tabii ki internet üzerinden (mesela Amazon) alabilirler. Ayrıca Happiest Baby sitesinde de her ikisinin de satışı yapılıyor.

Ayrıca Toddler kitabı, orada da satıldığı gibi Mahallenin En Mutlu Yumurcağı adıyla Yakamoz Yayınları’ndan Türkçeye çevrilmişti. Onun baskısı tükenmiş, yeni kitap Anne Babalar için Başarılı Bir Çocuk Yetiştirmenin Yolları adıyla bulunabilir. Bebek kitabı henüz çevrilmemiş, ama inşallah çevrilecekmiş. DVD’lerin çevrilmesi gibi bir plan henüz yokmuş ancak keşke çevrilseymiş, ne güzel olurmuş.

(2) Kilo alımı normalin altında olan ama sağlıklı görünen, gece uzun uyku uyuyan bebeklerin gece memesi için uyandırılması hakkında ne düşünüyorsunuz? (Tanıdık geldi mi bu senaryo?) Harvey’nin cevabı: Eğer bebek sağlıklıysa, mutluysa, karnı doyuyorsa, gün içinde yeteri kadar çiş-kaka yapıyorsa, ağlamıyorsa, o zaman gerek olmadığını düşünüyorum.

Oldukça keyifli ve neşeli geçen seminerin bir kırılma noktası vardı ki, oradaki birçok annenin boğazını düğümledi. Soru sormak için söz alan bir anne, 6 yaşında bir oğlu, 2 yaşında da bir kızı olduğunu söyledikten sonra ekledi: “Kızımda serebral palsi var.” Salon sessizleşti. Anne yaşadığı sıkıntıları, oğluna yeterince vakit ayıramadığını, kızının hastalığının onu ne kadar üzdüğünü anlatırken, oğlunun, “Arkadaşlarımın kardeşleri yürüyor. Benim kardeşim ne zaman yürüyecek?” diye sorduğunu anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Ben de mahvoldum. Hele anne “burada diğer annelerin sorduğu soruları dinledim de… Hepsi o kadar basit dertler ki…” deyince duvara çarpmış gibi oldum. Neymiş, bebeğimi gece beslenmesine kaldırsamıymışım? Neymiş, 7 aylık bebek geceleri 2 saatte bir uyanıyormuş. Neymiş, iki yaşındaki abla, 2 aylık kardeşini kıskanıyormuş. Bunlar hakikaten dert mi yani?..

Ne denebilir ki…
 
kelebek muhteşem bş yazı gerçekten... ben kitapları varsa bu Dr. Harvey Karp'ın hemen incelemek istiyorum... bayıldımmmmm
 
iyiyim canım, bende daha bişii yok bir kaç aya inşallah haberleri alırsınız? sen nasılsın bebiş nasıl?:asigim:

inşallah canım, az kalmış serbest kalmana o zaman :) inş. istediğin gibi olur bu sefer sağlıkla... ben iyiyim bebiş de iyi çok şükür :)) perşembe görceğiz bakalım, doğum tarihimiz belli olacak opuyorumnanaktan
 

sağsalim kucağınıza alında... az kaldı artık... bütün ekim bebişleride bir güzel bir güsel maşallah hepsine!!!
 
taze anneler bebegınızı kac gun sonra saglık ocagna goturup topuk kanı aldrdınz .sonucu kac gunde cıkıyormus ve ılk asısı ne zaman mıs merak ettımde
 
ben 2 sene öncesini söylelyeyim beylemur...

sağlık ocağına 5. gün gittik kan aldırmaya.bir sorun varsa (allah korusun) 10 güne kadar arıyorlar..sorun yoksa aramıyorlar..

ilk aşısı hastanede doğar doğmaz hepatit b

diğeri sanırım 1 ay sonra ..zaten sağlık ocağı sizi çağıracak..hatta rayacaklaradır bile
 
bırde ekstra yapılan asılar varmı devletın karsılamadıgı saglık ocagında yapılmayıp dısarda parayla yaptırılan
 
bırde ekstra yapılan asılar varmı devletın karsılamadıgı saglık ocagında yapılmayıp dısarda parayla yaptırılan

beylamurcum türkiyede devletin karşılamadığı tek aşı pnömökok..en son 140 küsürdü..2 kez yapılıyor..

diğerlerini devlet karşılıyor..
zaten sağlık ocağı aşı kartı verecek..aman kaybetmeyin onu..heryerde onu sorarlar..

bir de 1 yaşından önce su şiçeği var özel..

canım bence düşünme aşılarını sen sadece çağırdıklarında götürüyorsun o kadar
 
Emzirme düzeni :
Ilk haftalarda emzirme düzensizdir ve bebek her istediğindeemzirilmelidir. Her iki göğsü de eşit sürelerdeemzirtmek idealdir. Ancak bu her zaman gerçekleşmez. Bebek bir seferdetek göğsü emerse birsonraki sefer diğer taraftan emzirmek gerekir.


Ilk 10 dakikadan sonra
gelen süt daha yağlıdır;bebekte doygunluk hissi uyandırır. Bir göğsü emmesi bu nedenle yeterliolabilir. Günde yaklaşık 10-12 kere emmesi ve ilk 4-6 ay gecebeslenmesi normaldir.
Emzirilen bebeğe su vermek gerekmez. Meyve püresi ve pirinçli mamabenzeri ekbesinler 6 aydan sonra
verilmelidir.

Dışkı
ve idrar
sıklığı : Bebeğinizin ilk ayında dışkı sayısı
fazladır (günde 6-8 kez). Anne sütüyle beslenen bebeklerin dışkıları
cıvık olur. Dışkı ilk günler yeşilimsi daha sonra altın sarısı renk
alır. Mama ile beslenen bebeklerin dışkıları daha kıvamlı ve sıklığı
daha azdır. Bu bebeklerde kabızlık da olabilir.
Bebeğin günde en az 6-8 kez idrar yapması gerekir.Bu beslenmenin
yeterli olduğunu
gösterir. Bir iki ay sonra bebek 2-3 günde bir de dışkılıyabilir buda
normaldir.

Alt değiştirme : Bebeğinizin altını sık değiştirin. Beslenme öncesi altı
kirli ise veya bebek huzursuz ise bebeğinizin altını değiştirin. Beslenme
ile barsak hareketleri artacaktır; bu nedenle beslenme sonrasıda bebeğinizin
altını değiştirmeniz gerekebilir. bebeğin altını ıslak pamukla
silebilir çok kirli ise yıkayabilirsiniz. hazır silme bezleri yolculuklarınızda
pratik olacaktır. bebeğin cildi çok hassastır. Islak veya kirli bez
uzun süre ( 3-4 saat ) kalırsa PİŞİK olur. Bu durumda bebek cildine uygun
pişik kremi uygulayabilirsiniz. Unutmayın kız bebeklerin altları önden
arkaya doğru temizlemek gerekir.

Göbek bakımı : Göbeğin ve çevresinin temiz ve kuru kalması gerekir. Göbek bağı kullanmayın. Günde
2-3 kere göbek kordonunu dibinden alkollü pamuk ile silin. Göbeği bezin dışında
bırakmaya dikkat edin. Göbek 7-14 gün içinde düşer. Düştükten sonra
yerinde hafif bir kanama olması normaldir. Bu durumda alkol ile silebilirsiniz.

Bebek banyosu :
Göbek düştükten 1 gün sonra banyo yaptırabilirsiniz. Göbek düşene kadar
yumuşak bir bezle bebek cildini uygun bir sabunla silin ve daha
sonra durulayın. Gün aşırı banyo yeterli olacaktır. Ancak
ağzını çenesini ve genital bölgesini sık sık ıslak sabun- suz
yumuşak bir bezle silmeniz gerekir. Banyolarında içme suyu
kullanmanız gerekmez.

Ancak cildinde yara varsa veya ameliyat geçirdiyse kaynamış ve ılıtılmış
su kullanmanız gerekebilir. Bu konuda DOKTORUNUZUN TAVSİYELERİNİ almalısınız.
Suyun ısısını kolunuzun iç kısmını suya daldırarak test etmelisiniz.
Banyo sonrasında cildi durulamak son derece önemlidir. Sabun bebek cildini
tahriş edebilir

Cilt
bakımı : Her banyo sonrası krem veya yağ sürmek gerekmez. Bebek cildi çok hassastır.
Krem ve yağlar sürerek cildin terlemesi önlenirse ufak sivilceler ve isilik
tarzında döküntüler ortaya çıkabilir. Eğer cildi kurur ve çatlaklar gelişirse
bir bebek losyonu veya nemlendiricisini günde 2 kere sürebilirsiniz.Bebeğin
cildi kuru ise çok banyo yaptırmayın.Banyonun suyuna bebe
yağı eklemek de işe yarayabilir.

Tırnak bakımı : Bebeğin tırnağını ona özel bir
bebek tırnak makası ile kesebilirsiniz. Uzamış tırnaklarıyla bebek yüzünü ve gözünün kornea tabakasını çizebilir. Bebek tırnak
makasıyla tırnağın keskin ve sivriköşeleri de ince bir törpüyle yumuşatın. Bu işlemi yaparken ya- nınıza bir yardımcı a
lmalısınız.

Hapşırık
ve
hıçkırıklar : Hapşırık genze kaçan damlacıkları
temizlemek üzere bir reaksiyon hıçkırık ise solunum kası olan
diyaframın uyarılması sonucu ortaya çıkan bir
reflekstir. Hıçkıran bebek kısa süre ile emzirilirse bu refleks yavaşça
kaybolur.

Yatma pozisyonu : Bebeğinizi sırtüstü yatırın. Son
yıllardaki araştırmaların sonuçlarına göre sırtüstü yatış en güvenli
yatma şeklidir. Bebeğin başını uyurken her iki
yana çevirebilirsiniz. Bebek uyanıkken yüzükoyun yatırarak kollarının
kuvvetlenmesine yardımcı olabilirsiniz. Yastık ve kuştüyü yorgan
kullanmayın. Yorganını göğüs hizasına kadar örtün başına çekmeyin.
Bebeği fazlaca ısıtmayın. Yatağında yumuşak oyuncaklar bırakmayın. Bu
önlemler SIDS denilen nedensiz beşik ölümlerini önlemek
amacıyla tüm dünya bebeklerine önerilmektedir.

Oda ısısı : Sizin rahat ettiğiniz oda ısısında bebeğiniz de
rahat edecektir. Zamanında doğan bebekler için 21 derece uygundur. Eğer
klima kullanıyorsanız
bebeğin üzerine üflememek koşuluyla bebeği odada tutabilirsiniz.
Unutmayın bebek kapı veya pencerenin
aralanmasıyla çok soğuk olmayan bir ortamda hemen üşümez. Üşüse de
hasta olmaz. Aşırı ısıtma beslenmeye
isteksizlik ve uyku haline neden olur. Bebeğin elleri ve burnu soğuksa
ortam ısısı yetersiz demektir. Bu durumda vücut ısısına da bakılabilir.
Uzerine bir battaniye örtülerek bebek ısıtılmalıdır. Devamlı soğuk olan
bebekler iyi büyüyemezler.

Araba Koltuğu : Hastaneden
evinize giderken ve bundan sonraki yolculuklarınızda yeni doğan bebekler için
olan araba koltuğu kullanın.

Ziyaretler : ilk haftalarda yorucu ziyaretlerden kaçının. Bebek bakımı
zor da olsa en kolay biçimde
evde yapılır. Bebeği kalabalık gurupların
içerisine
sokmayın.
Unutmayın özellikle kış aylarında kapalı ortamlarda virüslerin
neden olduğu üst solunum yolu enfeksiyonlarına çok sık rastlanır. Bebeğin hastalanmaması için öptürmeyin
kalabalıklara sokmayın
ufak çocuklardan uzak tutun. Annenin de lohusa döneminde kendini iyi koruması
gerekir.

Eve giderken gerekenler :

Hastaneden çıkarken : Alt bezi body (iç tulum) tulum battaniye (tercihen delikli).

Evde : Pişik kremi burun aspiratörü (gerekebilir) serum fizyolojik burun damlası pamuk pansuman alkolü tırnak makası bebek
fırçası.

Diğer araç ve gereçler : Araba
koltuğu (aynı zamanda ana kucağı gibi kullanılabilir) beşik alt değiştirme masası bebek banyosu.

Bebeğinizin ilk kontrolü : Taburcu olduktan bir hafta sonra
yapılır. Bundan sonraki kontrol ve aşılar için doktorunuza danışınız.
bebğiniz doktorunu ziyerat ettiğinde tam bir tıbbi muayeneden geçer.
Yaşına göre büyüme ve gelişmesi izlenir. Her ay için beslenmesi
değerlendirilir ve gerekli diyet önerileri verilir. Belirli dönemlerde
kansızlık ve idrar yolu enfeksiyonu taraması verem testi yapılır;
işitme ve görme fonksiyonları değerlendirilir. Gerekli görüldüğünde
ilgili uzmanlık alanlarına yönlendirilir. Zamanı geldiğinde ev
kazalarından korunma disiplin tuvalet eğitimi okula hazırlık
öğrenme güçlüğü dikkatsizlik davranış bozukluğu cinsel ve sosyal
gelişim konularında da aile desteklenir.

Şu durumlarda derhal doktorunuzu aramalısınız:

- Bebek 6-7 saat uyanmazsa

- Kasık bölgesinde ağrılı şişlik olursa

- Ateş popodan 38°Cnin üzerindeyse (Fazla ısınmış olabilir. Önce üzerini açın. 15 dakika bekleyin ve
sonra derece ile ölçün. Ateşi hala 38′in üzerindeyse hemen doktorunuzu arayın)

- Tüm vücuda yayılmış sarılık varsa

- Bezlerinin dışına kadar taşan sıvı tarzında dışkılama (günde 3-4 defa) oluyorsa
 
kelebek muhteşem bş yazı gerçekten... ben kitapları varsa bu Dr. Harvey Karp'ın hemen incelemek istiyorum... bayıldımmmmm

Kitabının ismi Mahallenin En Mutlu Yumurcağı. Birde Prof Dr. SABİHA PAKTUNA KESKİN'nin kitaplarını tavsiye ediyorum. Hatta bir röportajını ekleyeyim.

Anneler! Bu röportaj sizin şerefinize! 5 dakikanızı ayırın, okuyun. Nevi şahsına münhasır bir profesörle karşı karşıyayız. “Yarım Kalan Hayatlar 4” için, Prima'nın dokunma konulu sergisinde sahne röpü gerçekleş-tirdim onunla. Ve “Oleyyy, oleyyy!” dedirten şeyler anlattı bana. Tanışmasay-mışım, eksik kalırmışım...

* Sabiha Paktuna Keskin... Siz tam olarak nesiniz?
Bir şeyi sonuna kadar öğrenmek isteyen biriyim. Hem çocuk doktoruyum hem nörolog. İki diplomam var yani. Aslında matematik okumak istedim, gerçekleştiremeyince, “Madem öyle, nöroloji okuyayım” dedim. Çünkü beyin de bir matematik. Ama beni sadece nöroloji de kesmedi. Noröpsikiyatriyle de ilgilendim.
* Normal bir çocuk doktoru yerine, çocuğumu size getirsem bana ne faydası olur?
Ben çocuk davranışlarını anında görüyorum. ‘Bu çocuk bunu neden yapıyor, bu davranışının altında ne yatıyor' küt diye söyleyebiliyorum.
* Normal çocuk doktoru bunu yapamaz mı?
Hayır. Ben aynı zamanda çocuk doktoru yetiştiren bir fakültede öğretim üyesiyim. Ne çocuk doktorluğu ne de nörolojinin kitaplarında bu soruların cevabı var. Ben aradığımı nöropsikiyatri kitaplarında buldum. Ve davranış bilimi okudum. Aynı zamanda obsesif biriyim, bu da mükemmeliyetçi olmamdan kaynaklanıyor. Bana bir ansiklopedi ver, A'dan Z'ye bitiririm, bitirmezsem rahat edemem. Normal dışı bir durum ama ben böyleyim.
* Kocanız size nasıl tahammül ediyor?
(Gülüyor) 28 seneden sonra alıştı! Ya da “Gördüm deli, dön geri!” gibi bir tutum içine girdi. Çok mutluyuz bu arada. En büyük üzüntümüz, artık kavga edemiyoruz! Ah ah eskiden ne güzel kavgalar ederdik, şimdi birbirimizi özlüyoruz, o yüzden kavga yok.
* Sizinki nedir: Çocukların beynini de merak etmek mi?
Evet öyle. Zihin okumayı seviyorum. Bugün, internete olan bağımlılığımızın altında da, diğerlerinin zihnini okumaktan kaçmanın yattığını düşünüyorum. İnternet karşısında kişi, ne öğretmenini ne arkadaşını tanıyor. Başka birinin zihnini çözmesi gerekmiyor.
* Kendi zihnini çözmeye çalışıyordur belki...
Beyin, şu üç şeyi yapmak üzere kodlanmıştır: Gerçeği algılamak, kendini algılamak ve diğerlerini algılamak. Ve zannettiğimizin aksine, insan homo sapiens'ten değil, sapiens sapiens'ten gelişmiştir. Yani ‘farkında olduğunun farkına varmak'... Şöyle izah edeyim: Her kurt köpeğini evcilleştiremezsiniz, ancak sizin bakışlarınızı takip eden köpeği evcilleştirebilirsiniz. Bir balinayı eğitebilirsiniz ama evcilleştiremezsiniz. Çünkü o sizin beyninizi takip edemez. Ben diğer beyinleri takip etmekten keyif alıyorum. Hele çocuksa. Çok mu konuştum, susayım mı?
* Hayır hayır, müthişsiniz! İlgi ve şaşkınlıkla dinliyorum. Sizin gibi kaç tane var bu ülkede?
Bilmiyorum, ilgilenmiyorum, ben sadece kendimle uğraşıyorum. Kendimi methetmek için de anlatmıyorum bunları. Özel bir insan olduğumu da söylemiyorum. Ben böyleyim, biraz farklı.
* Siz Robert Kolej'de okurken de mi farklıydınız?
Tabii tabii, her şeyi merak eden bir çocuktum.
* O okulda öğrendiğiniz en önemli şey nedir?
Amerikan eğitimi çocuğu kalıba sokmaz. Yapmamız gereken de budur: “Soru sormasına izin ver. Serbest bırak ve izle. Asla şekle sokma.”
* Siz çok güçlü bir kişiliksiniz, maniple eden bir anne olmadınız mı?
Hayır, sadece çok seven bir anne oldum. Çok dokundum, hep dokundum. Bu serginin açılışına gelmeyi kabul etmemin nedeni de, teması: “Dokunmak”. Dokunmamın hayattaki en önemli şeylerden biri olduğuna inanıyorum. Eğer beni buraya çağırmasalardı, beni bir gün bir elektrik direğine çıkmış, “Dokunmak çok önemlidir!” diye bağırırken bulacaklarına eminim!
* Tamam çocuğa müdahale etmemek gerekiyor ama ben mesela boyama yaparken Alya'ya “Keşke dışarı taşırmasan...” filan dediğimi fark ediyorum. Yapmamam mı lazım?
Evet, yapmamak gerekiyor. O sizi gözler ve öyle öğrenir. Öğüt, geçerli değildir. Geçerli olsaydı 120 bin yıldır buradayız, 120 bin yılda, bütün insanlığın mum olmuş olması lazımdı.
* Peki, sınırı nerede çekeceğim? Korkunç kıyafetlerle dışarı çıkmak istiyor bazen...
Bırakın çıksın. Siz de çocuğunuzu takip edin, davranışlarını izleyin. Bir filin doğumunu izlediniz mi? Müthiştir. O kocaman fil, yavrusunu ayağa kaldırdıktan sonra yürür, ama bir bebek fil nasıl yürüyebilecekse öyle. Ve bebeğinin kendisini taklit etmesini sağlar.

İşe giderken kızıma çakıltaşı bırakıyordum

* Mutlu bir çocuk büyütmenin olmazsa olmaz şartları neler?
0-3 yaşı söyleyeyim mi? Tek bir kelime: Emniyet. Çocuk, kendini güvende hissetmeli. 0-3 yaşın oyuncağını söyleyeyim mi? Mimikleriniz ve jestleriniz: “Neredeymiş benim bebeğim? Gel babası gel, bir, biir, biiir...” Bu tür sevgi sözcükleri sarf etmek. Ve dokunmak çok önemli. Bebek, 10 buçukuncu günden itibaren anne karnında sıvılara dokunarak kendi motor sistemini geliştirir. Orada dokunma duygusunu hissedemiyorsa, gelişemez.
* Hamileyken de babanın annenin karnına dokunmasını hisseder mi?
Tabii tabii...
* Peki, bir çocuğa hiç dokunulmazsa ne olur?
Fena olur. Sevgiyle dokunulan çocuğun zihni gelişir, etrafı açılır. Zekanın ve zihnin gelişmesi için kitabi bilgi değil, inceleme ve araştırma kabiliyetini öğretmek gerekir. Bu da dokunmakla, sevgiyle sağlanır.
* Bir çocuğa gereğinden fazla dokunmak zarar verir mi? Hani sürekli anne-çocuk yapış yapış...
Çok güzel bir şey bu. Ama tabii dikkat etmek lazım çocuğu sıkabilir de. Oğlum kız arkadaşıyla geldiğinde, ona çok dokunmamam lazım.
* İdeal olanı ne?
İçinizden geldiği gibi davranmak.
* İçime sokmak istiyorsam çocuğumu...
Sokun...
* Çalışmıyorsak, çocuğumuza sürekli dokunabilme şansımız var. Ama çalışıyorsak...
Ben kadın çalışmalı diyorum. Çünkü bizler de kendi üretken dönemimizi yaşamalıyız. Benim beynimin içi durdurulamaz, bunu tabii ki yaşayacağım, tabii ki çalışacağım, kendimi gerçekleştireceğim ama çocuğuma da dokunacağım. Ben mesela işe giderken kızıma bir çakıltaşı bırakırdım her sabah. “Bu benim” derdim, “Beni temsil ediyor”. Çünkü onu beraber bulmuştuk, kimseye göstermiyorduk, aramızda bir sırdı, cebine koyuyordum. Geldiğimde ilk iş, kızım taşı gösteriyordu, “Bak burada, hiç yanımdan ayırmadım”. Oğlumla da bir bağ çubuğumuz vardı. Aslında bu doğada da var, çocuk battaniye emiyor, annesinin tülbentini emiyor. Orada bir duyu daha var, özellikle de 0-3 yaşta çok önemli: Koku. Kokunuzla kalın. Bazen çocuklarımız bir oyuncaklarına bağımlı olur, o oyuncağı yıkamaya, temizlemeye çalışırız. Yapmayın, onu kokusuyla, dokusuyla bırakın.
Bu dünyayı
çaktırmadan kadınlar
yönetiyor
* Biz yokken bakıcı ya da ona bakan kişi daha çok “dokunan” oluyor. O zaman “anne” o mu oluyor?
Biraz öyle maalesef. Yıkayan, temizleyen, besleyen ve uyutan çok önemli. Ben 0-3 bebeklerinin ailelerine “Aynı odada uyuyunuz” derim. Ama seks yine devam etmeli. Cinsellik için başka odalara taşınınız.
* Bazen şöyle örneklere rastlıyorum, kendi işinin patronu, 2 yaşından sonra da devam etse çok bir şey kaçırmayacak. Ama ne oluyor, çocuk 3 aylıkken bırakıp, haldır haldır işe gidiyor. Bu doğru mu, değil mi?
Bu tür şeylerin doğrusu yanlışı yok. O, onun üretken beyninin sonucudur. Hem gidebilir hem evde kalabilir. Ben de yaşadım böyle bir şeyi. Kızım 3 yaşındayken Amerika'ya gittim, 4 yaşına kadar yoktum. Tam bir yıl. Ama bir sürü dokunmatik şeyler bıraktım.
* Offff bir yıl çok uzun bir süre...
Evet ama mecburdum gitmeye. Babası sağ olsun, her şeyiyle ilgilendi. Ben de daha önce anlattığım gibi beni temsil eden objeler bıraktım. Giderken farkında olmadan demişim ki: “Senin saçlarının uzadığını göremeyeceğim!” Ve çocuk, bir yıl boyunca saçını kestirmemiş. Keselim demişler, ciyak ciyak bağırmış: “Annem gelmeden asla!” Tabii ki çok sancılı tarafları var ama yapılabiliyor.
* Bir gün derse ki, “Sen beni bir yıl bıraktın”...
Bugünler için derim. Çocuk da canlı ama anne de canlı. Anne de kendini gerçekleştirmek zorunda, çocuk da. Bunları yapacak ama aynı zamanda yavrusuna en az zarar vermenin yollarını da arayacak. Kadın olmak zor ama çok güzel bir şey. Ve ben bu dünyayı kadınların yönettiğine eminim. Fakat burada ince bir şey var tabii, erkekler de dahil her şeyi biz yönetiyoruz ama çaktırmıyoruz.
 

canım dr.karl ın yayınlarını bulup çeviri yaptırıcam. çok etkilendim. ben çocuklarla çok rahat iletişim kurarım... arkadaşlarımın çocukları uyumaya ble benimle giderler ... ama tek eksiğim tecrübesiz olmam. anaokulu öğr. olmayı, okumayı çok isterdim...keşke diyorum..oyunlar masallar açısından geliştirmek istiyorum kendimi... henüz hamişde değilim ha... sadece ilgi benimki opuyorumnanaktan sağol canım vallahi dünden beri enerji doldum hihoyyythihoyyyt
 
merhaba arkadaslar bebeklerımızı kucağımıza bi alalım konusarak butun herseyı ögrenırız işallah.bende gebelik eğitimine gittim arkadaslar çok sey ögrendım yarın doğurmazsam gee gtcem gecen hafta doğum la ilgiliydi yarında değişmediyse pedogog gelıcek ve anestezi uzmanı gelcek bagzen program değişebiliyor.şuana kadar öğrendıklerımın aynısnı baylemurda yazmış saolsun..yarın eğitimden snra yazarım:)ilerde lağzım olucak bu bilgilir.güzel günler bizi bekliyor işallah a.s.
 
Yeni anneler okuyun.Bebek bakımı ile ilgili her türlü soru ve cevabı. Mesaj Linki

--------------------------------------------------------------------------------

Gaz sancısı neden olur?
Bebeklerin erken dönemde sindirim sistemi gelişmemiş olduğundan, bazı bebeklerde özellikle ilk 4 ay gaz sancısı olması doğaldır. Anne sütü ile beslenen bebeklerde gaz sancılarına daha seyrek rastlanır. İnek sütü, şekerli su, nişastalı şekerli bebek mamaları, emziklerin bala veya pekmeze batırılması, ek besinlere erken başlanması, bebeğin kundaklanması, altının sık değiştirilmemesi gibi durumlar gaz sancılarını arttırır.

Gaz sancısını önlemek için ne yapılabilir ?
Her beslenmeden sonra bebek, gaz çıkarıncaya kadar omuza doğru yatırılıp hafif hafif sırtı ovalanmalıdır. Karın masajları yapmak gaz sancılarını hafifletir. Bebeğin yatış pozisyonunu sık sık değiştirmekte önemlidir.

Sütüm yeterli değil, arttırmak için ne yapabilirim ?
Bu dönemde stres, yorgunluk ve gerilimden uzak durmak da son derece önemlidir. Anne sütünü artırmak için, öncelikle beslenmenize dikkat etmelisiniz. Et, meyve, sebze, tahıl tüm besin gruplarından oluşan karma beslenme ve anne sütünü artırmak için bol sıvı tüketimi düzenli ve sık sık emzirmek, anne sütünün artırılmasında en önemli unsurlardandır. Beslenmenizi doktor kontrolü altında devam ettirmeniz sizin için en uygun olanıdır.

Sütüm yeterli gelmiyor, bebeğin gelişimi yeterli seviyede değil. Mama verirsem bebeğim anne sütünü bırakır mı ?
Piyasada mevcut pek çok ithal ürünün arasında, GÜVENİLİR Ülker Hero Baby Biberon Mamaları SUKROZ, NİŞASTA, AROMA içermediğinden ve anne sütüne adapte edilmiş olduğundan, bebeğin anne sütünü bırakması olası değildir.

Sadece anne sütü ile beslenme bebek için yeterli midir ?
Genelde erken dönemde tek başına anne sütü ile beslenme bebeğin büyüme ve gelişmesi için yeterli olmasına karşın, doktorunuzun bebeğinizin aylık kontrolleri sırasında, onun gelişimini ve kilo artışını değerlendirerek vardığı karar asıl önemli olandır.

Sağlıklı bir bebekte kilo artışı nasıl olmalıdır ?
Yeterli anne sütü alan bir bebeğin, ilk 3 ay haftada ortalama 200-250 gr. alması gerekir. 4. aya kadar aylık kilo artışı ortalama 800 g. olmalıdır. 4. aydan sonra bebeğin kilo artış hızı yavaşlar.

Anne sütü ile besliyorum. Çok sık kaka yapıyor, normal mi ?
Anne sütü ile beslenen bebekler sık ve hafif sulu dışkı yapabilirler. Genellikle altın sarısı renginde olan bu dışkı, günde 5 'den fazla değilse endişelenmenize gerek yoktur.

Anne sütünün yanında hangi ek gıdalara başlayabilirim ?
Anne sütü alan bebeklere ilk 4 ay ek gıda vermeye gerek yoktur. 4. ayın sonunda başlayabileceğiniz ek gıdalarla ilgili, doktorunuza veya beslenme uzmanınıza danışmalısınız.

Anne sütü veriyorum, su vermeme gerek var mı ?
Hayır. Anne sütü, ilk 4 ay, bebeğin su ihtiyacı da dahil olmak üzere bütün besin ihtiyaçlarını karşılar.

Anne sütünü nasıl kesebilirim ?
Bunun en iyi yolu öğün sayısını zaman içinde azaltmak ve en son, gece öğününü de kesmektir. Zaten öğünler atlandıkca süt oluşumu da azalacaktır.

Anne sütü alan bebeklere ayrıca vitamin ve mineral takviyesi gerekir mi ?
Sadece doktorunuzun önerisi vitamin ve mineral kullanabilirsiniz.

Pişiği nasıl önleyebilirim ?
Bebeğinizin altını sık sık değiştirin. Hazır bebek bezleri kullanmıyorsanız, bezlerin yıkanmasında sabun tozu kullanmayı, bezleri kaynatmayı ve ütülemeyi unutmayın. Bebek altını kirletmişse, sadece ılık suyla temizleyin. Cilt kıvrımlarına özel önem gösterin. Kesinlikle pudra kullanmayın ve her alt temizlendikten sonra pişiği önleyici bir krem kullanın.

Ek besinlere ne zaman başlamalıyım ?
Beslenme otoritelerinin ortak görüşü, ek besinler için en uygun dönemin en erken 4. ay; en geç 6. ay olduğudur. Ek Besinlere geçiş döneminde, başlayacağınız ilk katı gıdalar tahıllar ve meyve suyu püreleridir. Tahıllardan pirinç ve mısır içerenleri, düşük allerjeniteleri nedeni ile ilk başlanması gereken ürünlerdir.

Ek Besinleri verirken nelere dikkat etmem gerekir ?
İlk başlayacağınız besini az miktarlarda ve bebek açken vermelisiniz. Bu arada bebeğinizde farklı bir reaksiyon görürseniz (ishal, kusma, alerji vs..), doktorunuza danışmalısınız. Bu dönemde vereceğiniz bütün gıdaları kaşıkla vermeniz, çiğnemeye ve yutmaya alışmasını sağlayacaktır.

Devam maması ile muhallebi ve yoğurt nasıl hazırlanabilir ?
Devam Maması ile Muhallebi Yapımı:
100 ml. (1 çay bardağı) su ile 1 tatlı kaşığı pirinç ununu pişirip ocaktan indirdikten sonra içerisine 3 ölçek devam maması ilave ederek hazırlayabilirsiniz.

Devam Maması ile Yoğurt Yapımı:
100 ml. devam mamasını hazırlayıp ılık iken (45°C) içerisine 1 çay kaşığı yoğurt ilave ederek mayalayın. Üzerine bir bez örterek oda ısısında 3-4 saat bekletin.

İlk kez kaşık maması kullanacağım. Bebeğim henüz 4 aylık, hangisiyle başlamalıyım ?
Bebeğin katı gıdalara geçişinde teorik olarak her zaman pirinçli ürünlerden başlanması daha doğrudur.

Biberon mamaları ile kaşık mamaları arasındaki fark nedir ?
Biberon mamaları sıvı suyla hazırlanan besinlerdir. Kaşık mamaları ise yarı katı kıvamda, suyla veya devam maması ile hazırlanan ürünlerdir.

Gluten içermeyen kaşık mamaları hangileridir ?
Ülker Hero Baby Pirinçli, Mısırlı-Muzlu.

Evde hazırlanan katı mamaların daha doğal olduğuna inanıyorum. Hazır kaşık mamalarının, evde hazırlanan ürünlerden bir üstünlüğü olduğunu düşünmüyorum…
Ülker Hero Baby Hazır Kaşık Mamaları daha besleyici, dengeli, doğal ve sağlıklı beslenme olanakları sunmaktadır.

Ülker Hero Baby Kaşık Mamalarında kullanılan tüm hammaddeler, bebek için özel olarak seçilmiş ve uygunluğu belgelerle tanımlanmış ürünlerdir. Dışarıdan satın alınan sebze-meyveler, kimyasal maddeler, hormon ve pestisit kalıntısı (tarım ilacı artıkları) riski içeren ürünlerle mukayese edildiğinde, Ülker Hero Baby Kaşık Mamaları %100 doğallık garantisi sağlayan; hormon, katkı maddesi, aroma içermeyen, güvenilir besinlerdir. Bir diğer önemli husus ise "dengeli beslenme" dir. Dengeli beslenme, bebeğe herhangi bir besin verilmesi değil, doğru besin çeşitlerinin doğru oranda ve doğru miktarda verilmesi demektir. Hiçbir evin mutfağında bebeğe kaç mg. demir, kaç gr. sodyum veya ne oranda protein, karbonhidrat verildiği kesin olarak bilinemez. Ülker Hero Baby Kaşık Mamaları'nda, beslenmede en önemli unsur olan dengeli beslenme sağlanmıştır. Bebekler evde hazırlanmış tahıl mamalarını sindirmekte zorlanabilir. Ülker Hero Baby Kaşık Mamaları'nda kullanılan Hero'ya özgü gerçek (ileri teknoloji - maksimum hijyen) Enzimatik Hidroliz yöntemi sayesinde besinlerin sindirimleri son derece kolaylaştırılmış olduğu gibi, besinlerden sağlanan biyoyararlanım da maksimuma çıkarılmıştır. Ülker Hero Baby Hazır Kaşık Mamaları'nın hazırlanışı çok pratik olup kullanım kolaylığı sağlarken, bileşimleri bebek için %100 biyoyararlanım sağlar. Evde hazırlanan yiyecekler zaman kaybına neden oldukları gibi, pişme sırasında oluşabilecek besin kayıpları nedeni ile biyoyararlanımları düşüktür.

Ürünlerinizin açık kutu ömürleri ne kadardır ? Açık kutular nerede saklanabilir ?
Bütün mamaların açık kutu ömürleri kutu üzerinde yazmaktadır.
Kaşık mamalarımızın açık kutu ömrü bir aydır. Açık kutular serin ve kuru bir yerde saklanmalıdır. Buzdolabında saklamaya gerek yoktur.

Kavanoz mamalarını günde kaç öğün verebilirim ?
Günde 2-3 öğün, ara veya ana öğün olarak verebilirsiniz.

Mamalar katkı, koruyucu madde ilavesi olmadan nasıl bu kadar uzun kullanma süresine sahip oluyorlar ?
Ülker Hero Baby'nin Kavanoz/Püre Mamaları yüksek teknoloji ile sterilize edilmiştir. Mamalar önce ani olarak çok yüksek sıcaklığa çıkarılıyor, yine ani olarak oda sıcaklığına düşürülüyor ve düşürülür düşürülmez de vakumlu makinelerle hava almayacak biçimde kapatılıp emniyet halkasıyla sabitleniyor. Bu yöntem sayesinde, mama kapağı açılana dek ilk günkü tazeliğini koruyor. Eskiden büyükannelerimizin evlerde özenle hazırladığı katkı maddesiz konservelerin doğallığına, yüksek teknoloji sayesinde büyük çaplı üretimlerde de ulaşılabiliyor.

Hammadde Kontrol Sistemi'nin anlamı nedir ?
Ülker Hero Baby ürünlerine özgü "Hammadde Kontrol Sistemi" her bir ürünün yüksek kalitesini, güvenilirliğini, tazeliğini ve lezzetini kontrol eder.
Hero tarafından geliştirilen bu yöntem sayesinde, tamamen doğal yollarla yetiştirilmiş meyve, sebze ve tahıllar sadece üretim yeri kontrolünden değil; bio sertifikalı üretim yapan üreticinin ürünleri olarak, hem üretim aşamasında tek tek analitik laboratuvar testlerinden, hem de üretim sonrası kontrolden geçer. Bu titiz çalışma sayesinde Hero 116 yıldır, sizin gibi bebeğine en iyisini vermek isteyen milyonlarca annenin güvenli tercihidir.

Kavanoz mamaları benim evde hazırladığım yiyeceklerin yerini tutar mı ?
Ülker Hero Baby, evde hazırlanan besinlere göre daha sağlıklı bir alternatif oluşturmakta, birçok açıdan evde hazırlanan yiyeceklerden daha besleyici, dengeli, doğal ve sağlıklı beslenme olanakları sunmaktadır. Ülker Hero Baby Püre (Kavanoz) Mamaları üretiminde kullanılan tüm hammaddeler, birinci kalitede ve bebeğiniz için özel olarak seçilmiş hammaddelerdir. Katkı maddesi, toksik madde, kimyasal madde, aroma, esans içermezler ve bebeğinizin ihtiyaçları doğrultusunda demir, kalsiyum ve vitaminle zenginleştirilmişlerdir.

Bebeğim bir Püre/Kavanozun tamamını bir öğünde tüketmezse geri kalan kısmı saklayabilir miyim ?
Bu mamaların bir kavanozu tek öğünlüktür. Ama bebeğiniz tamamını bir öğünde tüketemezse, kavanozun kapağını sıkıca kapatarak, buzdolabında 48 saat saklayabilirsiniz.

Satın alırken dikkat etmem gereken bir özellik var mı ?
Kavanoz mamalarını satın alırken son kullanma tarihine ve mamanın hava alıp almadığına dikkat etmelisiniz. Vakumun bozulmadığından emin olmalısınız. Ürünü satın almadan önce kapağına parmağınızla bastırdığınızda tık tık sesi geliyorsa ürün hava almış demektir. Hava almış kavanozları satın almamanız gerekir.

Hazırlanmış mamayı ne kadar sürede tüketmeliyim, artan mamayı muhafaza edebilir miyim ?
Mamayı hazırladıktan sonra, taze olarak yarım saat içinde tüketmelisiniz. Bu süre, bebeğin emme süresi çok uzuyorsa en fazla 1 saate çıkabilir. 1 saatten sonra mamayı kesinlikle muhafaza etmemelisiniz. Her beslenme için taze mama hazırlamalısınız.

Suyu ne kadar süre kaynatmam gerekir ?
Mama hazırlamada kullanılacak su, en az 10 dakika kaynatılmalıdır.

Biberonları her beslenmeden sonra kaynatmaya gerek var mı ?
Evet. Mama, protein içeren bir ürün olduğundan, mikroorganizmaların üremesi için ideal bir kaynaktır. Bu nedenle biberon önce bir fırça ile sabun kullanarak temizlenmeli, daha sonra mutlaka kaynatılmalıdır. Kaynak:mynet-kadınca
 


kızşar bakın biboranlarımız düşmesin bunu yapmışlar paylaşayım dedim
 
bend bu zamana kadar öğrendiklerimi yazayım:)

emzirme dönemi
gelen süt ilk 3 gün kolostrum (protein)
olgun süt yağ ve şeker vardır içinde
*ön süt ve arka süt olarak ikiye ayrılıyor
bir göğsü emzirmeye başladıysan 10 dakka emdirip diğer göğse geçememek gerekir o ğöğüsle devam edip yarım saat boyunca emzirilmeli doyup uyandığında diğer göğse geçilmeli .doğru emmesi için ğöğsünüzün ucu ve bebeğin ağzı eşit durmalıne siz göğsunuzu çekiştirmeli nede tutmalısınız göğsunuzun koyu reng olan yerden ağzına almalı sadece ucunu emerse tam cekemeyebılır ve göğsunuz yara olur.40 gün boyunca asla emzik yada biberon verilmemeli.emzik diş yapısını bozduğu için riskli
emzirdiğinizde huzur çok önemli
AYRICA SULU ALTIN SARISI KAKA YAPARSA SÜTÜNÜZ GELMİŞ DEMEKTİR.
bol sütünüz olması için BOZA ISIRGAN OTU tuketebılırsınız ve günde 3 litre su içilmelidir.
EN AZ 4 çiş 1 KAKA YAPIYORSA PROBLEM YOKTUR.
İLK 2 AY GAZI OLMAZ GAZI OLDUĞUNDA SIRTINI HAFİF VURMALI KARNINI VE AYAKLARINI UZAKTAN FÖN MAKINESIYLE ISITMALISINIZ KARNINA MASAJ YAPMALISINIZ DAHA SONRA KOLLARINI SADECE KUNDAKLAYARAK UYUTMALISINIZ.


ÇALIŞACAK ANNELER İŞE BAŞLAMADAN İKİ AY ÖNCEDEN HAFTDA 2 KEZ BİBERON VERMELİDİRLER.
SAKLADIĞINIZ SÜTLER DERİNDORUCUDA 6 AY SAKLAYABILIYORSUNUZ
ISITDIĞINIZ SÜTÜ EN GEÇ 2 SAATDE TÜKETİLMELİ.
HİÇ DONDURDUMADIĞINIZ SÜTÜ 24 SAATDE TUKETEBILIRSINIZ.

PİŞİK OLMAMASI İÇİN
ALTINI BOL BOL NEMLENDİRİLMELİ AMA POPOSUNU PUDRA SÜRMEMELİSİNİZ.
BEZLERİN BİRAZ DAHA BÜYÜK OLMASI DAHA İYİDİR.
BAĞZEN POPOSUNU AÇIK BIRAKMALISINIZ HAVA ALMAZSA O YUZDEN PİŞER
AYRICA SEÇTİĞİNİZ BEZ PAMUK OLDUĞU TAKDİRDE HİÇ BİR PROBLEM OLMAZ.
GÖBEK BAĞI DÜŞENE KADAR BANYO YAPILMAMALI.
ISLAK PAMUKLA TEMİZLEYİP VUCÜDUNA NEMLENDİRİCİ SÜREBİLİRSİNİZ.

İLK 1 AY SIRT ÜSÜT YATIRILMALI GÜNDÜZ YÜZ ÜSTÜ YANINIZDA ÇEVİREBİLİRSİNİZ.
2 YAŞINA KADAR YASTIK KULLANILMAMALI.
HERGÜN BEBE YAĞI SÜRMELİ HAFTADA EN FAZLA 2 KEZ ŞAMPUAN SÜRMELİSİNİZ DAHA FAZLA YIKANABİLİR AMA ŞAMPUAN 2 KEZ SADECE
BANYO İÇİN BEBEĞİN KARNI NE AÇ OLMALI NEDE TOK OLMALI
BANYODAN SONRA BEBE YAĞINI SÜRERKEN MASJ YAPARAK SÜRMEMELİ 4 AYDAN SONRA MASAJ YAPILIR
BEBEKLERİN EN ÇOK BAŞLARI ÜŞÜR EN SON BAŞINI YIKAMALISINIZ.İLK BAŞINI KURUTMALISINIZ.
ENSESİ SOĞUKSA BEBEK ÜŞÜMÜŞ DEMEKTİR.
BURUN TIKANDIĞINDA 3-4 DEFA SERUM FİZYOLOJİK SELÜZYONU SIKABİLİR.
İLK TIRNAKLARI KENDİLİĞİNDEN KIRILIR DAHA SONRA EMERKEN YADA UYKUSUNDA KESMELİSİNİZ VE KAĞIT TÖRPÜYLE DÜZELTMELİSİNİZ.
BEBEĞİN ATEŞİ 38 DERCEYİ GECERSE DOKTORA HBR VERILMELIDIR
BİZ NE KADAR GİYİNİYORSAK BEBEKDE ÖLE GİYİNİLMELİ FAZLADAN BİR YELEĞİ OLABİLİR.


YARDIMCI OLDUYSAM NE MUTLU BANA :)a.s.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…