canım geçmiş olsun ya, hiç yaşamadım umarımda hiçbirimz yaşamayız..şifalar diliyorum biran öncekizlar cok cok sagolun,
doktor tek dozluk bi toz antibiyotik verdi, bu aksam icicem. o seni rahatlatir dedi.
idrar yolu enf. zormus yaa, cok sanci yapiyor :-((
Kızlar benimde bir oğlum olacak benide ekler misiniz listeye lütfen
kizlar,
az once kotu bir haber aldim.
baska bir topikten arkadasim, temmuz annelerinden biri olacakti.
20 haftalik bebegine ileri derece hidrosefali teshisi konmus, sonlandirmamiz gerek demisler. bebegini kaybetmis.
cok cok cok uzuldum
sizleri de uzmek istemem, belki bana moral verici biseyler soylersiniz diye yazdim canlarim
Allah hicbirimize boyle birsey yasatmasin.
yasayan arkadasim gibilerine de sabirlar versin
okudum, çok hoşuma gitti, paylaşmak istedim....
hamilelik 40 haftalık, bedeninizin ve ruhunuzun değiştiği-farklılaştığı uzun, upuzun bir süreç.
üç trimester olarak ayrılır:
ilk trimester:aslında reel olarak 3 aylık bir dilim bile sayılmayan(ilk ay denilen ayın ilk iki haftasında zaten hamilelik oluşmamış, sonraki iki haftada da bir hamilelik belirtisi yoktur) bu ilk üç ay en uzun en yorucu en tedirgin edici zaman dilimidir muhtemelen.bitmek bilmeyen bulantılar, halsizlik, uykusuzluk üstüne bir de anne adayının uykularını kaçıran korkunç ihtimaller eklenir.
kese görünür, kalp atışı için git bir hafta daha bekle, "haydi bakalım ya kalbi atmakza?bu kese yamuk mu ne?kalp atmazsa düşük mü olur kendiliğinden yoksa kürtaj mı yapılır?"
kalp atışı görünür, "bakalım organlar normal mi?gelişim düzgün mü?şu ikili testin sonucu güzel gelsin rahatlayacağım ama daha bir sürü hafta var önümüzde".
ikili test biter bunun üçlüsü dörtlüsü vardır önünde, sıkıntılar, kötü düşünceler... "olumlu ol herşey güzel olsun."
vücut henüz değişmediği halde anne adayının belki de en çirkin göründüğü dönemdir, soluk bir beniz, solgun zayıf görünen saçlar, sabah kusmuş olmanın verdiği sevimsiz bir surat...
yine de şu anlamda çok güzeldir:
ilk gidersin belli belirsiz bir şey gösterirler "işte kese", aa bebeğim bu mu dediğinizde doktor "bebek değil embriyo" diye düzeltir.
sonra gidersiniz, bir çizgi "gup gup" ses çıkararak kıpırdıyor, kalp atışı der doktor.
sonra tekrar gidersiniz, bir fasulye şeklinde, içinde gup gup diye atan kalp mevcut, çok dikkat edersen belki başı ve gövdeyi seçebilirsin.
sonra gidersin, işte o zaman mucizeyle karşılaşırsın.kafası, burnu, eli, kolu, bacağı belli olan minyatür bir insan, kanında taklalar atıyor, amuda kalkıyor, ordan oraya dönüyor.üstelik bu insan sadece 7 cm boyunda!
ikinci trimester:en tadından yenmeyen hamilelik dönemi.anne adayının kendine ve bebeğine olan güveni gelmiş, organ taramaları yapılmıştır.üstelik 20. haftadan itibaren bir insanın yaşayabileceği en güzel ve değişik duygulardan biri olan içindeki bebeğin tekme atışları, hareketleri hissedilmeye başlanmıştır.göbek herkesin bayılarak baktığı o sevimli top şeklini almış, anne tanıdık tanımadık bir çok insanın ekstra sempatisini kazanmıştır.
bebeğin cinsiyeti bellidir, bu üç ayda anne adayı "bebeğin odası nasıl olsun, bebek arabası ne olsun, aman mothercare'de indirim varmış, chicco yeni ürün mü getirmiş?" şeklinde hamileliğin keyfini çıkarır.
anne yavaş yavaş kendine odaklanır, "aman çatlamayım, cildim kurumasın, bacağım mı ağrıyor?lierac mı iyidir mustela mı?" gibi kendine yeni dertler edinir, kendine daha çok dikkat eder.
saçları ilk üç ayın aksine gürleşmiştir ve canlanmıştır, cilt kendine gelmiştir, anne adayı hem mutlu hem de daha güzeldir.
üçüncü trimester:hamileliğin "artık bitse de gitsek" dönemi.
ayakların belin sırtın ağrıdığı, o sevimli top göbeğin sevimlilikten "bu ne kocaman yahu!"luğa adım atışı, ince parmakların şişmesi ve yüzüklerin sıkışması, bebeğin içerde sevimli tekmeler atmayı bırakıp bildiğin uzakdoğu dövüş teknikleriyle anneyi tepelemesi şeklinde gider bu dönem.
annenin saçları gürleşmeye devam eder, bildiğin bonus saç olur toka da tutmaz.
anne adayı ilk trimesterda olduğu gibi yine tedirgindir."çok tekme atmadı, göbek kordonuna mı dolandı?" gibi paranoyaların yanı sıra doğum denilen hadisenin yaklaşması da sinirleri gerer."normal doğurursam bebek sıkışır kalır mı?sezaryen sonrası bebeğim astım mı olur?normal doğum en bir güzeli doğalı, sezaryen da bebek için en risksizi sanki.ama sezaryen de çok komplikasyon ihtimali var, hem o bir doğum yöntemi değil, ameliyat.normal doğum çok korkunç birşey ama ya!...bu çocuk bir şekilde doğacak içerde sonsuza kadar kalıcak hali yok ya, düşünmeyeyim ben bunları, normal doğurayım gitsin."şeklinde gelgitler mevcuttur.
ve sonunda 40 hafta dolar.
sonsuz bir zaman dilimi gibi görünen o süre biter, sizi aylarca hem heyecanlandıran hem tedirgin eden, yüzü görmeden hayatınızın merkezine oturttuğunuz, beslenmenizi bile ona göre ayarladığınız, haftalarca içinizde hıçkıran, tekmeleyen, içinizde mini mini kalbi atan varlığın yüzünü görürsünüz.o ilk kez ağlar, siz de sevinçten ona eşlik edersiniz.
hamilelik şanslıysanız sonu muhteşem olan hem eğlenceli hem de zor bir süreçtir, hayatınızı tamamen değiştirecek, hayatınızın en önemlisi olacak, kendinizi geri plana atmanızı sağlayacak bir varlığı size getiren...[/I][/I][/I]
okudum, çok hoşuma gitti, paylaşmak istedim....
hamilelik 40 haftalık, bedeninizin ve ruhunuzun değiştiği-farklılaştığı uzun, upuzun bir süreç.
üç trimester olarak ayrılır:
ilk trimester:aslında reel olarak 3 aylık bir dilim bile sayılmayan(ilk ay denilen ayın ilk iki haftasında zaten hamilelik oluşmamış, sonraki iki haftada da bir hamilelik belirtisi yoktur) bu ilk üç ay en uzun en yorucu en tedirgin edici zaman dilimidir muhtemelen.bitmek bilmeyen bulantılar, halsizlik, uykusuzluk üstüne bir de anne adayının uykularını kaçıran korkunç ihtimaller eklenir.
kese görünür, kalp atışı için git bir hafta daha bekle, "haydi bakalım ya kalbi atmakza?bu kese yamuk mu ne?kalp atmazsa düşük mü olur kendiliğinden yoksa kürtaj mı yapılır?"
kalp atışı görünür, "bakalım organlar normal mi?gelişim düzgün mü?şu ikili testin sonucu güzel gelsin rahatlayacağım ama daha bir sürü hafta var önümüzde".
ikili test biter bunun üçlüsü dörtlüsü vardır önünde, sıkıntılar, kötü düşünceler... "olumlu ol herşey güzel olsun."
vücut henüz değişmediği halde anne adayının belki de en çirkin göründüğü dönemdir, soluk bir beniz, solgun zayıf görünen saçlar, sabah kusmuş olmanın verdiği sevimsiz bir surat...
yine de şu anlamda çok güzeldir:
ilk gidersin belli belirsiz bir şey gösterirler "işte kese", aa bebeğim bu mu dediğinizde doktor "bebek değil embriyo" diye düzeltir.
sonra gidersiniz, bir çizgi "gup gup" ses çıkararak kıpırdıyor, kalp atışı der doktor.
sonra tekrar gidersiniz, bir fasulye şeklinde, içinde gup gup diye atan kalp mevcut, çok dikkat edersen belki başı ve gövdeyi seçebilirsin.
sonra gidersin, işte o zaman mucizeyle karşılaşırsın.kafası, burnu, eli, kolu, bacağı belli olan minyatür bir insan, kanında taklalar atıyor, amuda kalkıyor, ordan oraya dönüyor.üstelik bu insan sadece 7 cm boyunda!
ikinci trimester:en tadından yenmeyen hamilelik dönemi.anne adayının kendine ve bebeğine olan güveni gelmiş, organ taramaları yapılmıştır.üstelik 20. haftadan itibaren bir insanın yaşayabileceği en güzel ve değişik duygulardan biri olan içindeki bebeğin tekme atışları, hareketleri hissedilmeye başlanmıştır.göbek herkesin bayılarak baktığı o sevimli top şeklini almış, anne tanıdık tanımadık bir çok insanın ekstra sempatisini kazanmıştır.
bebeğin cinsiyeti bellidir, bu üç ayda anne adayı "bebeğin odası nasıl olsun, bebek arabası ne olsun, aman mothercare'de indirim varmış, chicco yeni ürün mü getirmiş?" şeklinde hamileliğin keyfini çıkarır.
anne yavaş yavaş kendine odaklanır, "aman çatlamayım, cildim kurumasın, bacağım mı ağrıyor?lierac mı iyidir mustela mı?" gibi kendine yeni dertler edinir, kendine daha çok dikkat eder.
saçları ilk üç ayın aksine gürleşmiştir ve canlanmıştır, cilt kendine gelmiştir, anne adayı hem mutlu hem de daha güzeldir.
üçüncü trimester:hamileliğin "artık bitse de gitsek" dönemi.
ayakların belin sırtın ağrıdığı, o sevimli top göbeğin sevimlilikten "bu ne kocaman yahu!"luğa adım atışı, ince parmakların şişmesi ve yüzüklerin sıkışması, bebeğin içerde sevimli tekmeler atmayı bırakıp bildiğin uzakdoğu dövüş teknikleriyle anneyi tepelemesi şeklinde gider bu dönem.
annenin saçları gürleşmeye devam eder, bildiğin bonus saç olur toka da tutmaz.
anne adayı ilk trimesterda olduğu gibi yine tedirgindir."çok tekme atmadı, göbek kordonuna mı dolandı?" gibi paranoyaların yanı sıra doğum denilen hadisenin yaklaşması da sinirleri gerer."normal doğurursam bebek sıkışır kalır mı?sezaryen sonrası bebeğim astım mı olur?normal doğum en bir güzeli doğalı, sezaryen da bebek için en risksizi sanki.ama sezaryen de çok komplikasyon ihtimali var, hem o bir doğum yöntemi değil, ameliyat.normal doğum çok korkunç birşey ama ya!...bu çocuk bir şekilde doğacak içerde sonsuza kadar kalıcak hali yok ya, düşünmeyeyim ben bunları, normal doğurayım gitsin."şeklinde gelgitler mevcuttur.
ve sonunda 40 hafta dolar.
sonsuz bir zaman dilimi gibi görünen o süre biter, sizi aylarca hem heyecanlandıran hem tedirgin eden, yüzü görmeden hayatınızın merkezine oturttuğunuz, beslenmenizi bile ona göre ayarladığınız, haftalarca içinizde hıçkıran, tekmeleyen, içinizde mini mini kalbi atan varlığın yüzünü görürsünüz.o ilk kez ağlar, siz de sevinçten ona eşlik edersiniz.
hamilelik şanslıysanız sonu muhteşem olan hem eğlenceli hem de zor bir süreçtir, hayatınızı tamamen değiştirecek, hayatınızın en önemlisi olacak, kendinizi geri plana atmanızı sağlayacak bir varlığı size getiren...[/I][/I][/I]
bir hamile kadın ve kocasına dair ..:))) kendim hariç herkesi tenzih ederek,....:)))
1. karin cikiyor, efendim hem de oyle boyle degil birdenbire hamile gibi duruyor insan, ve bunun uzerine giyecek birsey bulamiyor.
2. koca olacak degisik bir takim garip hal ve hareketlere burunuyor, misal bir gomlek giyinildi ve yakasi bir hayli acik, bundan bir sene once " illa ki gostericen biryerlerini!" yahut "kapasana kizim su dugmeyi!" seklinde deliren adam, gecen hafta gidilen bir davete gogus dekoltesi olan bir elbise giyinip "askim, cok mu acik yoksa?" sorusunu sormus bana (ki kiskansin diye giyinilmistir, bu kadar sig ve basit olunmustur), " ya birak cocugu olacak kadinsin kim bakar ki sana!!!!!!!!!" diye cevap vermiştir...........adam, oldururum ben seni!
3. tabii bu arada kendini bilmezcesine alingan olan kadin da kocanin scarlett johansson'u gorup heykel gibi kadin demesiyle gozyaslarina bogulabiliyor en azından ben boğuldum.....
4. kocada para isi ne olacak panigi yer ederken kadin daha cok buyuyen karinla birlikte gelen bir takim fiziksel degisimlerle daha bir ciddilesen hamilelik gercegini fazlasiyla algiliyor, misal bel ve kalca kemigi agrisi bazen oyle boyutlara geliyor ki uykudan uyaniyor, bunu doktora sorunca da önce kocandan "hayatim senin kemiklerin aciliyor cocugun dogumuna vucudun hazirlaniyor tabi agrir ahahahhahhaaa!" ......cevabini aliyor ve daha da beter dehsete dusuyor.
5. fakat butun bu acayipliklere ragmen (asla olumsuzluk degil) salgilanan mutluluk hormonu yuzunden suratta gevek bir gulumsemeyle dolasiyor insan, bu insana koca da dahil.
arkadaşlar bu şeker yüklemesini kime ve ne zaman yapıyorlar bana doktor hiç bahsetmedi ondan
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?