Bende hep bu dusuncedeyim canımcok acıttı ıcımı yıne aktı gozyaslarımeskıden ınsanların ıcınde gozyaslarım akmazdı kendımı gucsuz hıssederdım sımdı ıse hıc umrumda olmusyor gercekten oyle bende en cok ben olursem kımse bır fatıha gondermeyecekmı dıyıp kotu oluyorum Ne dıyelım rabbım neylerse guzel eyler
(ALINTIDIR)
Çocuksuz olmak, dünyada başka hiçbir yoksunluğa benzemiyor. Çünkü diğer bütün yoksunluklar bu dünyaya ait. Bir tek çocuk, bir tek evlat başka… O, çok ötelerde seninle yaratılmış, seninle doğmuş, seninle yaşıyor.
Çocuk sahibi olma isteği; Allah Teala’nın bizi yaratırken, tabiri caizse toprağımızın harcına kattığı, ruhumuzun en derinlerine işlediği bir içgüdü, insanoğlunun soyunun devamı için. Bu nedenden ötürü çocuğu olmayan kadın, eksik hissediyor, tam olamıyor, yarım kalıyor sanki.
NEDEN BEN?
Bu gerçekle ilk yüzleştiğinde hastane köşelerinde oluyorsun genelde. Gönül ister istemez isyan ediyor önce. Kurumuş bir dal gibi oradan oraya savruluyorsun. Bir dönem inanmıyorsun, kabul etmiyorsun, başka başka doktorlara gidiyorsun. Ama sonuç hep aynı oluyor, ‘belki de çocuğunun hiç olmayacağı’ gerçeğini kabul ediyorsun sonunda. Yüzünü Allah’a çeviriyor, neden bu imtihanı sana yaşattığını anlamaya çalışıyorsun. Teslim oluyorsun O’na. En güzelini en doğrusunu bilen O’dur diye. İşte o zaman gücünü topluyor, inancını yeniden diriltiyor ve mücadeleye başlıyorsun. Bir yandan doktorlar, tedaviler, ilaçlar devam ediyor, bir yandan da hayat akıp gidiyor.
Bunun bir imtihan olduğunu en çok şöyle düşününce idrak ediyor insan: Zina edenlerin çocuğu oluyor, cami avlusuna bırakanların çocuğu oluyor, maddi ve manevi olarak çocuğa sahip çıkamayacak olanların çocuğu oluyor, Allah’a inanmayanların çocuğu oluyor, herkesin çocuğu oluyor, bir tek benim olmuyor. Neden? Allah onları senden çok mu seviyor ki, onlara veriyor da sana vermiyor, bir evladı senden mi esirgiyor? Tabii ki hayır…
Herkesin hikayesi başka... Herkes acılar çekiyor, çeşit çeşit imtihanlardan, hatta bazen neredeyse iğne deliğinden geçiyor insan bu dünyada. Çocuğu var diye özendiğin bir kadınla biraz sohbet ettiğinde, aslında ne sıkıntılar içinde olduğunu öğreniyorsun. Senin yerinde olmak isteyen ne kadar çok kadın var kim bilir? Senin imkanlarına sahip olamayan, ama 3-5 çocuğu olan nice anneler var…
Herkese her istediği verilmiyor burada, insan bir açıdan eksik bırakılıyor ki acziyetini ve kulluğunu bilsin. Hiçbir şeyden yoksun olmayan ve her şeyin sahibi olanın sadece “Allah” olduğunu unutmasın diye.
HÜZÜNLENDİREN HABERLER
Aile ve dost çevresinde, sıkça hamile hanımların haberlerini alıyorsun. Bazen kardeşlerinin, arkadaşlarının, eşinin yakınlarının anne olacağını duyuyorsun. Önce kendi yoksunluğunu hatırlayıp, kendine ağlıyorsun. Sonra da, doğan bebekleri en çok sen seviyorsun. Onlara kendi çocuğun gibi bağlanıyor, hasretini gideriyorsun. Şanslı olduğun durumlar da oluyor tabi. Mesela, bebekler en çok senin kucağında kalıyor. Herkes çocuğunu doya doya sevesin istiyor. Bütün çocuklar senin oluyor; sıkıntılarını anneler çekiyor, sana sevmek kalıyor.
En çok da sana yaşlı gözlerle bakarak dua ettiklerinde üzülüyorsun. Bazen hiç aklında yokken; yoksunluğunu, bebek hasretini hatırlatıyorlar sana. “Allah sana da versin evladım” diyerek vahlanıyorlar. İyi niyetli olduklarını biliyorsun ama istemeden de olsa seni üzüyorlar. Yeni doğum yapmış hanımları ziyarete gitmediğinde, sana darılanlar bile oluyor. Özelikle bu meclislerde seni görüp de acıyan gözlerle sana bakıldığında, için lime lime oluyor.
ŞAŞIRTAN TEKLİFLER
Senin için çocuk doğurmayı teklif eden yakınlarının karşısında şaşkınlık içinde kalıyorsun. Senin için doğuracak ve doğduğu gün senin kollarına bırakacak. Minnettar kalıyorsun bu kadar sevildiğin için, nasıl teşekkür edeceğini bilemiyorsun. Fakat “Nasıl kabul ederim bunu” diye düşünüyorsun. “Bu kadar bencilce nasıl davranabilirim?” İsteklerimin kölesi olup sadece anne kokusuyla avunan bir bebeği annesinden nasıl ayırabilirim diyorsun.
SEBEPSİZ HİÇBİR ŞEY YOK
Yaşadığımız her anın, attığımız her bir adımın manasının olduğu bu fani dünyada, anne olamamanın sana neler katacağını anlamaya çalışmak düşüyor insana belki de. Kim bilir, belki bir gün sen de anne olursun. Biliyorsun, Allah’ın kudreti engin ve hazinesi çok geniş. Sana bu isteği veren de, istediğini vermeyen de O. İşte bunun adı İMTİHAN oluyor.
Bir de merak duygusu seni hiç terk etmiyor. Acaba nasıl bir insan olurdu, kime benzerdi diye düşünüp duruyorsun. Ve şu soruların cevabını tam olarak alamıyorsun: İyi bir anne olur muydun? Sana “Anne” dendiğinde ne hissederdin? Bebeğine sarılıp uyumak nasıl bir duygu?...
TESELLİ BULMAK KOLAY DEĞİL
Ne kadar teslim olursan ol Allah’a, ne kadar kabullendim alıştım dersen de, dönem dönem depreşiyor duyguların. Teselli olamıyorsun bir türlü. Kendinin ve başkalarının bu yöndeki çabası yeterli olmuyor, gönlüne söz geçiremiyorsun. Gece uykuya dalmadan önce, hayaller kuruyorsun. Anne olduğunu, yanında bir meleğin uyuduğunu görmeye çalışıyorsun gözlerin kapalı… Hazreti Ayşe Validemizin de çocuğunun olmadığını hatırlayıp teselli bulmaya çalışıyorsun.
“Dua edin, icabet edeyim” ilahi hitabına sığınıp sabırla, ümitle, inançla bekliyorsun. Hz. Zekeriya’nın çocuk isteğine verilen karşılığın Hz. Yahya olduğunu düşünüyorsun. Hz. İshak ve Hz İsmail’in, Hz İbrahim’e verilen müjdeler olduğu geliyor aklına. Ve Allah’tan istemeye devam ediyorsun
Benim tüp bebek negatifinden sonra değilde aşılama yaptırmıştım o zaman hem regl ağrım hem akıntım çok olmuştu yıllar geçmiş üstünden hala net hatırlıyorum çok fenaydı kesin içimden bişiler sökülüyor dedim..Sorduğumda olabilir denmişti ağrı kesici almıştım..kizlar sizinde negatif denemenizden sonra kasik agriniz ve akintinoz cok oldumu ben regl oldum ama cok fazla akinim ve kasik agrim var neden oluyorki
regl agrım cok degıldı ama ınanılmaz akıntım var goguslerımde hala agrı var anlamadımBenim tüp bebek negatifinden sonra değilde aşılama yaptırmıştım o zaman hem regl ağrım hem akıntım çok olmuştu yıllar geçmiş üstünden hala net hatırlıyorum çok fenaydı kesin içimden bişiler sökülüyor dedim..Sorduğumda olabilir denmişti ağrı kesici almıştım..
CANIM günaydınGüüüünnnnaaayyyddııınnnnnnn Kızlaaarrrrr....
Hayırlı Cumalar..
Bugün gözümü açar açmaz foruma geldim burnumda tütüyor resmen...
Biraz daha toparlanayım gelip eski günlerdeki gibi hepinizi bir araya getirecem güzel muhabbetlerimize devam edecez inşallah...
ilacın etkileri bir süre daha devam ediyor ondan canım, 4 defa negatif tüp denemesi olarak yazıyorum, aşılamaları hiç saymayım iyice moralim bozuluyor....neyse adetlerim artık hiç kırmızı değil koyu kahverengi oluyor vede akıntım çok oluyor, bir süre devam edecek maalesef, çizgi çizgi dediğin kanda ip şeklindemi genelde benimde öyle oluyor..regl agrım cok degıldı ama ınanılmaz akıntım var goguslerımde hala agrı var anlamadımAfedersınız ama dun ılıskıden sonra sabah uyandım hafıf kan var cızgı cızgı neden oldu bılemedım
evet canım aynen oyle ıp seklındeilacın etkileri bir süre daha devam ediyor ondan canım, 4 defa negatif tüp denemesi olarak yazıyorum, aşılamaları hiç saymayım iyice moralim bozuluyor....neyse adetlerim artık hiç kırmızı değil koyu kahverengi oluyor vede akıntım çok oluyor, bir süre devam edecek maalesef, çizgi çizgi dediğin kanda ip şeklindemi genelde benimde öyle oluyor..
Aminnn.... inşallah...evet canım aynen oyle ıp seklındeınsallah rabbım evlatlarımıa kavusmamızı saglar
kendimden çok şeyler buldum.Rabbim bizlere kolaylık versin...
(ALINTIDIR)
Çocuksuz olmak, dünyada başka hiçbir yoksunluğa benzemiyor. Çünkü diğer bütün yoksunluklar bu dünyaya ait. Bir tek çocuk, bir tek evlat başka… O, çok ötelerde seninle yaratılmış, seninle doğmuş, seninle yaşıyor.
Çocuk sahibi olma isteği; Allah Teala’nın bizi yaratırken, tabiri caizse toprağımızın harcına kattığı, ruhumuzun en derinlerine işlediği bir içgüdü, insanoğlunun soyunun devamı için. Bu nedenden ötürü çocuğu olmayan kadın, eksik hissediyor, tam olamıyor, yarım kalıyor sanki.
NEDEN BEN?
Bu gerçekle ilk yüzleştiğinde hastane köşelerinde oluyorsun genelde. Gönül ister istemez isyan ediyor önce. Kurumuş bir dal gibi oradan oraya savruluyorsun. Bir dönem inanmıyorsun, kabul etmiyorsun, başka başka doktorlara gidiyorsun. Ama sonuç hep aynı oluyor, ‘belki de çocuğunun hiç olmayacağı’ gerçeğini kabul ediyorsun sonunda. Yüzünü Allah’a çeviriyor, neden bu imtihanı sana yaşattığını anlamaya çalışıyorsun. Teslim oluyorsun O’na. En güzelini en doğrusunu bilen O’dur diye. İşte o zaman gücünü topluyor, inancını yeniden diriltiyor ve mücadeleye başlıyorsun. Bir yandan doktorlar, tedaviler, ilaçlar devam ediyor, bir yandan da hayat akıp gidiyor.
Bunun bir imtihan olduğunu en çok şöyle düşününce idrak ediyor insan: Zina edenlerin çocuğu oluyor, cami avlusuna bırakanların çocuğu oluyor, maddi ve manevi olarak çocuğa sahip çıkamayacak olanların çocuğu oluyor, Allah’a inanmayanların çocuğu oluyor, herkesin çocuğu oluyor, bir tek benim olmuyor. Neden? Allah onları senden çok mu seviyor ki, onlara veriyor da sana vermiyor, bir evladı senden mi esirgiyor? Tabii ki hayır…
Herkesin hikayesi başka... Herkes acılar çekiyor, çeşit çeşit imtihanlardan, hatta bazen neredeyse iğne deliğinden geçiyor insan bu dünyada. Çocuğu var diye özendiğin bir kadınla biraz sohbet ettiğinde, aslında ne sıkıntılar içinde olduğunu öğreniyorsun. Senin yerinde olmak isteyen ne kadar çok kadın var kim bilir? Senin imkanlarına sahip olamayan, ama 3-5 çocuğu olan nice anneler var…
Herkese her istediği verilmiyor burada, insan bir açıdan eksik bırakılıyor ki acziyetini ve kulluğunu bilsin. Hiçbir şeyden yoksun olmayan ve her şeyin sahibi olanın sadece “Allah” olduğunu unutmasın diye.
HÜZÜNLENDİREN HABERLER
Aile ve dost çevresinde, sıkça hamile hanımların haberlerini alıyorsun. Bazen kardeşlerinin, arkadaşlarının, eşinin yakınlarının anne olacağını duyuyorsun. Önce kendi yoksunluğunu hatırlayıp, kendine ağlıyorsun. Sonra da, doğan bebekleri en çok sen seviyorsun. Onlara kendi çocuğun gibi bağlanıyor, hasretini gideriyorsun. Şanslı olduğun durumlar da oluyor tabi. Mesela, bebekler en çok senin kucağında kalıyor. Herkes çocuğunu doya doya sevesin istiyor. Bütün çocuklar senin oluyor; sıkıntılarını anneler çekiyor, sana sevmek kalıyor.
En çok da sana yaşlı gözlerle bakarak dua ettiklerinde üzülüyorsun. Bazen hiç aklında yokken; yoksunluğunu, bebek hasretini hatırlatıyorlar sana. “Allah sana da versin evladım” diyerek vahlanıyorlar. İyi niyetli olduklarını biliyorsun ama istemeden de olsa seni üzüyorlar. Yeni doğum yapmış hanımları ziyarete gitmediğinde, sana darılanlar bile oluyor. Özelikle bu meclislerde seni görüp de acıyan gözlerle sana bakıldığında, için lime lime oluyor.
ŞAŞIRTAN TEKLİFLER
Senin için çocuk doğurmayı teklif eden yakınlarının karşısında şaşkınlık içinde kalıyorsun. Senin için doğuracak ve doğduğu gün senin kollarına bırakacak. Minnettar kalıyorsun bu kadar sevildiğin için, nasıl teşekkür edeceğini bilemiyorsun. Fakat “Nasıl kabul ederim bunu” diye düşünüyorsun. “Bu kadar bencilce nasıl davranabilirim?” İsteklerimin kölesi olup sadece anne kokusuyla avunan bir bebeği annesinden nasıl ayırabilirim diyorsun.
SEBEPSİZ HİÇBİR ŞEY YOK
Yaşadığımız her anın, attığımız her bir adımın manasının olduğu bu fani dünyada, anne olamamanın sana neler katacağını anlamaya çalışmak düşüyor insana belki de. Kim bilir, belki bir gün sen de anne olursun. Biliyorsun, Allah’ın kudreti engin ve hazinesi çok geniş. Sana bu isteği veren de, istediğini vermeyen de O. İşte bunun adı İMTİHAN oluyor.
Bir de merak duygusu seni hiç terk etmiyor. Acaba nasıl bir insan olurdu, kime benzerdi diye düşünüp duruyorsun. Ve şu soruların cevabını tam olarak alamıyorsun: İyi bir anne olur muydun? Sana “Anne” dendiğinde ne hissederdin? Bebeğine sarılıp uyumak nasıl bir duygu?...
TESELLİ BULMAK KOLAY DEĞİL
Ne kadar teslim olursan ol Allah’a, ne kadar kabullendim alıştım dersen de, dönem dönem depreşiyor duyguların. Teselli olamıyorsun bir türlü. Kendinin ve başkalarının bu yöndeki çabası yeterli olmuyor, gönlüne söz geçiremiyorsun. Gece uykuya dalmadan önce, hayaller kuruyorsun. Anne olduğunu, yanında bir meleğin uyuduğunu görmeye çalışıyorsun gözlerin kapalı… Hazreti Ayşe Validemizin de çocuğunun olmadığını hatırlayıp teselli bulmaya çalışıyorsun.
“Dua edin, icabet edeyim” ilahi hitabına sığınıp sabırla, ümitle, inançla bekliyorsun. Hz. Zekeriya’nın çocuk isteğine verilen karşılığın Hz. Yahya olduğunu düşünüyorsun. Hz. İshak ve Hz İsmail’in, Hz İbrahim’e verilen müjdeler olduğu geliyor aklına. Ve Allah’tan istemeye devam ediyorsun
Slm canim sende mi sulu usg yaptiracaksin banada haftaya carsamba gun verdi doktorum sulu usg icin simdiye kadar hic yaptirmadimEvet bu olacakti sanirim ama ertelediler birdaha tup bebege baslamadan 1 ay once yapilacakmis birde cizik atilacak dediler ne diyeyim hayirlisi olsun
Bende yaptirmadim malesef 1. Deneme oncesi yapilmadi 2. Den once yapilacak onuda ne zaman yapturirim bilmiyorum insallah sen Olumlu sonucla donersinSlm canim sende mi sulu usg yaptiracaksin banada haftaya carsamba gun verdi doktorum sulu usg icin simdiye kadar hic yaptirmadim
6 olgun yumurtadan 4 ü döllendi. 3ü diğerine göre daha iyiymiş. 3 tanesi 3. güne geldi ve donduruldu.TATLIM SIKMA CANINI HEP IYI SEYLER DUSUN. BIRSEY SORCAM BENIMDE 5 OLGUN YUMURTADAN 3Ü DOLLENDI 3 EMBRIYOM OLUSTU . ONLARDA DONDURULDU. KASIM GIBI DUSUNUYORUM TRANSFERIMI DE. SENIN 4 EMBRIYON OLUŞTU 3 DONDURULDU 1İ NE OLDU ONU AGUSTOSA KADAR BEKLETIYORLAR MI
6 olgun yumurtadan 4 ü döllendi. 3ü diğerine göre daha iyiymiş. 3 tanesi 3. güne geldi ve donduruldu.
Embriyolog ile oturdum ayrıntılı anlatmasını sorularımı cevaplamasını istedim. Yurtdışındaki kongrelerde hep embriyoların erken sürede rahime transfer edilmesi gerektiği konuşuluyormuş. en uygun ortam rahimdir, laboratuvar ortamı değil dedi. Çok yumurta varsa 5. güne beklenir fakat 2-3 embriyo varsa 5. günü beklemenin ne mantığı var zaten bunlar transfer olacak beklese ne olur beklemese ne olur başka seçenek yok dedi. ikna etti beni. çözdürünce sıkıntı yaşarmıyız diye sordum. 5-6 sene öncesine kadar dondurmaya karşılarmış ama artık bir yöntem söyledi adını hatırlamıyorum.. o kullanıldığı için çözünürken embriyonun ölmesi yüzde 7-8 miş. o yuzden dondurulmusların tutma oranı daha yuksekmıs. bılmıyorum oyle baya ayrıntılı konustuk bende saglıkcıyım ıkna oldum. ıstersen cozunce 5. gune beklerız dedı. ama rahım daha ıyı bır ortamdur dedı.
drum 2. adetınle gel tarnsfere dedı. oda agustosun basınja denk gelıyor
canım doktorum beni de 19. gün çağırdı rahim yatağına bakıcam dedi senin de bi sonraki adette tüpe başlancaksa o sebebten çağırmıştır...çok tşk ederim canım bir kaç topiğe sormama rağmen hiç cvp alamadım ilk deneme olduğu için hem heyecan hemde bilinmezlik yaşıyorum önümü biraz olsun görmek istiyorum tekrar çok tşk ederim
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?