Sonuna kadar katildigim bir yazi..
'Annenin nefes verirken ağzından çıkan karbondioksit gazı çocuğunu teskin edecek bir etki oluşturur. Bu yüzden çocukların, kendi kendini sakinleştirme becerisine sahip olmadığı ilk yıllarında annesiyle yatması, annenin nefesinin çocuğun nefesine akması büyük önem taşır' der Kaliforniya Üniversitesinde yapılan bir araştırmanın sonucunda.
Oysa biz hızla çocuklarımızı bağrımızdan ayırmaya çalışırız. Aman bağımlı olmasın, özgüvenli olsun, şımarmasın diye ayrışma telaşına düşeriz. Annesinden ayrılan çocuk korktuğunda, heyecanlandığında, strese girdiğinde ağlayınca da, teskin olsun diye ağzına plastik memeler, biberonlar veririz. Teskin olma kanalı annesi olan bir canlıyı, suni araçlarla huzur bulmaya mecbur ederiz.
Keşke korkmasak evlatlarımızın nefesine akmaktan. Bizim nefesimizdeki 'zehir' i bile zayi etmeyip bebeğe 'şifa' kılan Rabbin sistemine teslim olabilsek. Kolay olanı zorlaştırıp, yükümüzü arttırmasak. Bebeğimizle yan yana, ten tene olsak.... Nefesimizdeki şifayı bebeğimizin nefesine emanet bıraksak. Hemen, bu gece