Hanımlar selam! Günlerdir giremedim. Ev taşıdık. Ne yorucuymuş... Çocuktan önce taşınabilseymişiz gerçekten çok iyi olacakmış.
Özel eşyalarımızdan oluşan iki koli dışında bütün evi firma topladı. Baktığınızda büyük kolaylık gibi görünüyor. Fakat özellikle kıyafetleri tepe tepe ve karışık topladıkları için yerleştirmek ölüm gibiydi. Zaten pek de yerleştiremedik, sadece dolaplara karışık bir şekilde doldurduk diyeyim.
İlk gün eşim bizi misafirhaneye yerleştirdi. O taşımacıların başında dururken biz oğlumla emzirme-uyku-alt açma döngüsünde geçirdik günü. Çocuğum başta misafirhaneyi yadırgadı. Sonra akşam yeni eve geçince bu sefer de burayı yadırgadı ve kayış koptu. İnanılmaz huysuzlandı, ağladı, korktu

İlk gecemiz epey sıkıntılı geçti yani ama neyse ki şimdi iyi, daha bir alıştı sanki. Küçücük haliyle ortam değişikliğine tepki vermesi muazzamdı gerçekten...
Her işte bir muzır dedikleri gibi, yeni evimizin ilk bombası üst kat komşularımız oldu. Yabancı bir aile. İki çocukları var kreş yaşında. Öyle bir koşuyorlar, öyle fena atlayıp zıplıyorlar ki çocuğum uykusundan uyanıyor. Acayip canım sıkıldı bu işe. Dakika bir gol bir olmasın diye uyaramıyorum da. Belki tanışma kisvesiyle kapıdan uğrayıp alt katlarında minik bir bebek olduğu bilgisini paylaşabilirim. Bir de değil aslında, yan dairemde de henüz 1 haftalık yenidoğan var. Tepedekilerle ne yapacağız bilmiyorum...
Onun dışında bu hafta regl olmayı bekliyordum ama olmadım. Herhalde hemen düzene oturmayacak. Bir iki hafta daha bekleyip belki bir muayeneye giderim. Regl olanlar ikinciyi oldunuz mu?
Vee kayınvalidem... Taşınmaya yardımcı olmak için gelmişti. Epeydir bizde. İlk başta yemeklerle gözümüzü boyasa da kendisine zerre tahammülüm olmadığını her hareketiyle hatırlatıyor. Yani inanın elimden geleni yapıyorum iyi geçinmek için ama kültürel, entelektüel anlamda o kadar farklıyız ki aynı çatı altında çok zor oluyor. Emaye saklama kabını doğrudan ocağa koyup yemek ısıtmaya kalkmalar, kavunu çay tepsisinde kesmeler... Ama asıl dün çok canımı sıkan bir şey yaşandı. Kahvaltı sofrasındaydık. Yemeğini yemişti ama sinsi sinsi benim ne yediğimi izliyordu. Ben de yan gözle görüyorum onun beni incelediğini. Kimin ne yediğine çok bakar. Şakayla anne hayırdır neye bakıyorsun dedim. Yakalanınca panik oldu. Kinayeli bir şekilde 'güzelliğine bakıyorum' dedi. Allah'tan hazırcevap biriyim de altında kalmadım. Sen dururken güzellik bize mi kalmış dedim. Sustu, kızardı, çayını alıp sofradan kalktı. Eşime anlattım. Asla tolere etmedi. Artık yolcu edelim kendisini dedi. İki gün sonra dönüyormuş evine. Terbiyesiz...
Bizde durumlar böyle. Umarım sizler de iyisinizdir

Haa bir de haftaya memlekete gideceğiz galiba. Annem devasa bir mevlit okutacakmış. Eve sığamayacağımızı söyledim. O zaman evin yanındaki pastanede yapalım dedi. Adamlar doğum gününe filan kiralıyorlar da mevlite açarlar mı dükkanlarını bilemedim. En son camide yapalım dedik

Herhalde 200 kişi civarı çağıracak. Gelişmeleri anlatırım