30undan sonra evlenmemiş olan sıkıntılı tiptir???!!

Sizin de arkadaşınız gibi düşünmeniz normal. Çünkü bu gelenekçi toplum içinde yaşıyoruz ve doğrudan, farkında olmadan toplumun inançlarını, kendi yarattıımız bir inançmışcasına benimsiyoruz. Bu kopyaladığınız inancı, bir sorgulayın önce. Ne kadar mantıklı, ne kadar gerçekçi, ne kadar rasyonel acaba?

Mutlaka sorgulayın ki, mahallenin baskısına kendinizi kurban etmeyin. Toplum, her ne kadar boşanmalar hızla artıyor olsa da, evlendirmeye, evlenmemiş olanları karalamaya pek meraklıdır. Bunun gazına gelmeyin sakın. Aksi takdirde hayatınızın hatasını yapabilirsiniz.

Bunları kendi örneğimden yola çıkarak yazdım. 4-5 yıl süren, ama bol kavgalı gürültülü süren bir ilişkiyi, nerdeyse zorla evliliğe taşımıştım. 27 yaşında, artık evlenmem gerekir, bütün arkadaşlarım evlendi, diye düşünerek, evlenmiş olmak için evlendim. Sonuç; 1 yıl sürmeyen bir evlilik oldu. Nasıl böyle bir saçmalık yaptığıma şimdi inanamıyorum.

Evli olmak bir hayat amacı değil ki. Amaç sadece, sevgi, sadakat dolu bir beraberlik olmalı. Nikah sözleşmesi, çocuğun soyu sopunun belli olması, miras işleri gibi durumlar için gerekli. Yoksa o sözleşme, mutlu bir beraberliği garanti eden, üzerine yüce anlamlar, duygular yüklenecek birşey değil.

Sadece kendinizi kapatmayın, hayatın tam ortasına dalın, kendinizi, kişiliğinizi insanlara gösterin, kendinizi saklı, gizli tutmayın. Amacınız sadece sevmek ve sevilmek olsun. Elbette, sevmeye layık bir adamla..Eğer, artık evlenmem gerek, kaygısıyla hareket ederseniz, seçtiğiniz adamın sorunlu ve sizi mutsuz edebilecek özelliklerini gözden kaçırabilirsiniz.

Yaş aldıkça, yani yaşadığımız her türlü hayat tecrübesi arttıkça hepimiz tahammülsüz oluyoruz. Bu gayet insani, normal bir şey. Keşke öyle olmasaydı. Ama böyle bir gerçeğin bilincine varıp, insan kendisini bir ölçüde daha rahat, daha sakin, daha hoşgörülü tutabilir.

Bu konunun tek tatsız yanı şu olabilir; yaş aldıkça, yani evlilikler, üzücü ilişkiler, üzen, hırpalayan insanlarla yaşanmışlıklar artınca, artık 20 yaşındaki gibi saf, iyiniyetli, saf romantik, kaygısız, umutlu kalamıyoruz. Travmalar gittikçe birikebiliyor. Nispeten ilerlemiş yaşlarda, bu birikintiler yeni bir ilişkide çok yıpratıcı olabiliyor. Ama bunlar kesin kurallar değil tabii ki. Sadece doğru insanı isabet ettirmek, biraz daha zor hale geliyor. (Hani Yeni Türkü'nün şarkısında var ya; biz büyüdük ve kirlendi dünya...işte onun gibi)

Son olarak, henüz çok gençsiniz. Toplumumuzun bazı çok ezici, yıkıcı yargıları var ama siz bunlara kanmayın lütfen.
 

Arkadaşınız 1950li yıllarda mı kalmış? Artık evlilik yaşı giderek daha da ileriye gidiyor. Çünkü insanlar kariyerlerine odaklanıyorlar, belli bir düzenlerini oturtuyorlar evlenmeden önce. Ya da o olmasa bile gezmek tozmak istiyorlar; hayatlarında evlenmeye değecek birini bulduklarında evlenmek istiyorlar. Eskiden kadınlar çalışmazmış, eve gelip görücü usülü kız isteyerek "Verdik gitti"ler yaygınmış, e haliyle daha erken evlenirlermiş. Yani şuna düşünüp kendinizi üzecek ne var ben anlamıyorum. Ne zaman istiyorsanız, ne zaman gönlünüze/kafanıza uygun biri çıkar karşınıza o zaman evlenirsiniz. Bu kimisi için 25 yaşında olur kimisi için 45. 25 yaşındaki 45 yaşındakinden daha üstün değildir, ya da ondan daha harika bir evlilik yaptığı anlamına gelmez.

Herkesin sorunları var bu arada. Evli olanın da var, bekar olanın da var yani. Kime göre, neye göre sorunlu?
 
Bence insanların ne dediğine okadar önemsemeyin. Kendisi antropolog-sosyolog-piskolog muymuş da böyle bir kanıya varabiliyormuş??
Size böyle şeyler söyleyip morelinizi bozan kişilerden de uzak durun derim.
 
Simdiki aklim olsaydi 30umdan sonra evlenirdim. Kucuk yasta evlenenler duygusal yaklasiyor evlilige ve gormeleri gereken seyleri goremiyorlar ne yazikki. Keske bekarligimi doya doya yasadiktan sonra mantik evliligi yapsaydim diyorum bende.
 
Evlenmeyi ciddi bir statü olarak gören kesim için evet, nedense 30 bir milat gibi. geçende bir konu vardı. konu sahibi eski nişanlısını eşiyle görmüş, yıkılmış. nedeni "ben evlenilmeyecek biri miyim?". beni unuttu mu, sevdi mi, kişiliği nasıl biri, ben ne hissediyorum kısımları atlanmış. tek sorun onunla evlenilmemesi. yani evlenmek kadına bir paye statü veriyor. enteresan düşünceler. ama tabi bu 1. level daha. bir de doğuran hele hele normal doğuranlar var ki onlara hiç girmiyorum. insan ötesi varlıklar. düşünsene kadın evlenmiş, doğurmuş, emziriyor aman allahım. sen? 30 ve bekarsın skandal :):)
 
Kısmet çıktı da biz ki evlenmedik bizre isteriz elma yanaklardan bizde isteriz kiraz dudaklardan öksüz miyem yetim miyem
Çok iyiymiş..
Bir daha akbabalardan ehem akraba diyecektim yanlış olmuş beni sıkıştıran olursa bu şarkıyı söyleyeceğim..

Bence hemen susarlar..Bir süre rahat ederim..
 
Ben de arkadaşınız gibi düşünüyorum;
Çoğunlukla sıkıntılı insanlar oluyor.
 
Şu durumda kendisi de 30 üstü bekar..

Çünkü ortada sıkıntılı bir tip varsa... o kişi ta kendisi oluyor.

Bana kalırsa; bir kız 30dan önce evlenmemişse ne mutlu ona. Şanslı ve aklı başındadır . Ince eleyip sık dokur.

Size düşen bu kişi ile arkadaşlığı kesmeniz.

Böyle vizyonsuz tipler pozitif enerjiyi sömürür.
 
Bu tezin hiç bir dayanağı yok. Bu teze göre 30 öncesi evlenenler sorunsuz 30 undan sonra evlenmemiş olmak sadece 30 undan sonra evlenmemiş olmayı ifade eder
 
30unda evlenen sıkıntılıdır, 20sinde evlenen koca meraklısıdır, 25inde evlenen hayatını harcamıştır şöyledir böyledir derler de derler... kadın kadının en büyük düşmanı diye boşuna demiyorlar gerçekten insanlar zehir saçmaya bayılıyor. (26 yaşında evliyim, 31 yaşında ablam bekar gayet normal insanlarız )
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…