Valla oku oku içim şişti öncelikle korkunun acele faydası yok malesef evlenince sorunlar iki kat artıyor benim evliligim de her şey denk şükür ama yine mutsuzum hayat sizinki de yaşayıp görmen lazım inşallah mutlu olursunHerkese merhabalar,
Uzun yıllardır okuyorum yazdıklarınızı, sizinle üzülüyor, sizinle seviniyorum. Kayıt olmak ve bir şeyler yazmak bugüne kısmetmiş. Öncelikle, pek derdini anlatabilen biri olmadım hiçbir zaman, beni tanıyan herkes süper mutlu, keyifli bir insan olarak bilir bu yüzden. Artık canıma tak etti sanıyorum, biraz uzun olabilir bu yüzden paylaşacaklarım, okumaya yüreği yeten olursa şimdiden çok teşekkür ederim :)
2010 yılında İstanbul'da üniversite hayatımı bitirince, baba mesleğini yaptığım için döndüm kürkçü dükkanına. Aslında sadece meslekten değil benimki, anne-baba aşkım, onların yaşlılığında yanlarında olmam gerektiği vs gibi vicdani düşüncelerle 1 gecede topladım evimi ve 7 yıllık İstanbul macerama son verdim.
7 yıldır da ailemle birlikte yaşıyorum. 1986 doğumluyum, bir ay sonra 31 bitiyor anlayacağınız.
Bugüne kadar erkek arkadaşlarım oldu, hiç kısa süreli olmadı, alışkanlıklarına bağlı bir insanım, uzun ilişki adamıyım sanıyorum. En kısası 1,5 yıl süren 3 ilişkim oldu. En sonuncusunu da İstanbul'da bırakıp geldim bu şehire. Olmayacağı belliydi, sonu yoktu, uzatmaları oynuyorduk zaten. Ama alışkanlıklarımdan vazgeçemediğim için o ayrılık konuşmasını yapamıyordum, tası tarağı toplayıp gelince de bitti kendiliğinden.
Uzunca bir süre hem mesleğe alışmak, hem yeni bir şehirde aileyle yaşamaya alışmak derken yalnız kaldım. Hayatıma kimseyi almadım. Küçük şehir, babam tanınan bir adam, çok gelen giden arayan soran oldu ama kısmet değilmiş, hiçbiri ile ilgilenmek dahi istemedim, ailem de tutucu olmadığından hep saygı duydular düşüncelerime.
Evlenmek benim için bir dönemin sonu gibiydi hep, hala da öyle. Yani şanslı doğanlardanım ben, iyi bir aile, ilgili, eğitimli anne-baba, şımartmadan ama her istediği yapılan kız çocuklarıydık biz. Mesleğimizi elimize aldığımız an maddi anlamda ayrıldık aileden hepimiz de ama iyi eğitimler aldık, sonucu da iyi meslekler, iyi kazançlar olarak döndü bize. Allah'ıma bin şükür, maddi manevi hiçbir sorunum olmadan bu yaşıma kadar geldim. ( Bu kısmı anlatmamın tek nedeni, aile durumum, maddi durumum ve korkularımın sebepleridir. Lütfen başka şekilde anlayıp linç etmeyiniz :)
Sonra... Sonra bir gün, hiç olmayacak bir yerde, hiç olmayacak bir şekilde bir adamla tanıştım. Ama ne adam. Adamı tanıyalı 1 ay olmamıştı ki, ne güzel adamsın sen, senin adın güzel adam olsun demiştim. Daha 1 kez bile yemeğe çıkmışlığımız yoktu, yoğun bir mesajlaşma-telefon trafiği içindeydik.
Sonra bir gün nasıl olduysa beni ikna etti, buluştuk, oturduk, konuştuk ve o günden bugüne tam 3 yıl geçti.
3 yıldır hayatımın merkezinde, işimde gücümde her sorunumda, hayatımın her yerinde bu adam.
Hala da güzel adam benim için, bu konuda da değişen bir şey yok. Şartlar farklı olsa idi, 2 buçuk yıl önce evlenmiştim ve belki şuanda size kaynanamı anlatıyordum :) 2,5 yıl önce biz henüz 5 aydır tanıştığımız anda evlenme teklifi etti ve hala da bekliyor evlenmek için.
Sorunumuz şu ki; hayatta huzursuzluktan başka bir şeyden korkmayan ben, huzursuzluk dolu bir ilişkinin içindeyim. Sevdiğim adam evlenmiş, boşanmış ve dünya güzeli bir kız çocuğu var. 10 yaşında. Velayeti annede, ama sadece mahkeme nezdinde bu velayet işi. Velayet babada sayılır, hafta içi her gün çocuk babada, yatmadan yatmaya anneye gidiyor, çünkü anne nikahsız bir birliktelik yaşıyor ve bu adam da evinde kalıyor, dolayısıyla çocuk da sanıyoruz ki bu durumdan mutsuz ve bunu dile getirmese de bir şekilde her fırsatta kaçıyor. Velayetin değişmesini de çocuk istemiyor, bu defa annem beni tamamen unutur benden vazgeçer diye düşünüyor sanırım.
Az önce de dediğim gibi, küçük bir şehirdeyim, beni ileride neler bekliyor diye düşündüğümden azıcık bir araştırma içine girdim ve malesef ki sevdiğimin eski eşi ile ilgili duyduklarım, şahit olduklarım bugüne kadar tanıdığım/çevremde olan hiçbir insanın hayatına benzemiyor. Sevgilime olan aşkım aslında onun babalığını görünce arttı. Çevrenizde ne kadar da iyi bir baba dediğiniz babaları düşünün, size yemin ederim 10 katı iyidir. O derece ilgili, o derece deli oluyor kızını mutlu edebilmek için. Kadın da bunu fırsat bilip "kız senin yanında mutlu ne yapayım" diyip işin içinden sıyrılıyor.
Sevgilim de kızının mutsuzluğunu görüp eski eşiyle 2 ay önce bir konuşma yaptı, kendi hayatında istediğini yapmakta özgür olduğunu ama kızının hayatını artık daha fazla düzensizlik içinde geçirmesine izin vermeyeceğini söyledi. Kadın çıldırdı, sevgilime ve hatta ailesine ağza alınmayacak, hayal gücünüzün yetmeyeceği küfürleri etti, bana kadar küfretti, kızını sevgilime göstermemekle tehdit etti, çocuğa oturup baban evlenecek ondan dolayı artık seni istemiyor bile dedi, çocuğun psikolojisini alt üst etti. Sevgilim de tüm sabrıyla diretti, mahkeme kararı olan 2 haftada bir haftasonu çocuk babada kalır hükmünü uygulayacağını, haftaiçi zaten çocuğunu görmediğini ve çocuğun artık annesi ile vakit geçirmek istediğini ve bundan dolayı da 2 haftada bir haftasonu çocuğu alacağını söyledi. Kadının cevabı da " Benim de hayatımda biri var, cumartesi akşamları onu götüremeyeceğim yerlere gidiyoruz, alamam." oldu.
Her cumartesi de çocuğun bize söylediği kadarıyla barlara, canlı müziklere vs gidiyorlarmış.
Çocukla benim aram çok iyi, bana daha adımla hitap ederken abla demez, ablam der. Babasıyla olan ilişkimizi destekler, beni ayrı sever bilirim.
Ama ben korkuyorum. Deliler gibi korkuyorum.
Hiç evlenmemiş, anne olmamış biri olarak, birinin 2. evliliği olmaktan korkuyorum.
Bencil olduğu 3 yıldır her hareketiyle bariz olan bir kadının hayat boyu hayatımın istesem de istemesem de içinde olacağından korkuyorum.
Şimdiki hayatımı deliler gibi özlemekten korkuyorum.
Ama hiç olmadığım kadar aşık olduğum bir adamı, sırf geçmişi yüzünden bırakıp gitmekten ödüm kopuyor.
31 yaşında yeniden birini tanımak, anlamak, sevmek fikri ödümü koparıyor, sanki bu sonmuş gibi hissediyorum.
Sevdiğim adam evlendiğimizde çocuğun 2 haftada bir haftasonu bizimle olacağını, geri kalan zamanlarda annesinin buna alışmak zorunda olduğunu söylüyor. Şimdiden de bunun için mücadele veriyor ve baya bir yol da kat etti hır gürle de olsa. Zaten sevgilimin annesi babası da hep üstünde torunlarının, yani o konuda asla bir sorun olmayacağını, karı koca olarak 2li hayatımızın da olacağını, ama 3lü olduğu zamanların da olacağını söylüyor. Bunun dengesini de 2 haftada 1 olarak kuracağını söylüyor. Bu konuda da beni tanır ve keşke bu kadar vicdanlı olmasaydık ikimiz de, her şey daha kolay olurdu der hep. Çocuk mutsuzken onu mutlu edebilmek için 2miz de deliye dönüyoruz, çocuğu bırakınca konuşacak halimiz kalmıyor o derece.
Onun haricinde de, linç edilebilirim evet ama yine de söyleyeceğim, sevgilimin durumu da iyi ama yine de baba evinde yaşadığım maddi rahatlığı yaşayamayacak olmam da beni korkutuyor.
Evlenip boşanmaktan da deli gibi korkuyorum.
Bu korkuları nasıl yeneceğim? Nasıl bir yol izlemem lazım? Daha baştan bu kadar sorunlu gelen bir ilişki sonrasında ne olur? 2li olarak hiç bir kavgamız gürültümüz yok. Bazen eski eşi yüzünden geriliyoruz, ettiği küfürler vs beni benden alıyor, sevgilim de çocuk zarar görmesin diye alttan alıyor. Ya da haftaiçi deli gibi yoğun çalışıyoruz 2miz de, 3 yıldır 1 cumartesi akşamı başbaşa yemeğe gidemedik çünkü her hafta çocuk sevgilimde. Bazen bunalıyorum bu yüzden. Bunlar dışında hiç kavgamız yok diyebilirim.
Sizden ne istediğimi, ne beklediğimi dahi bilmiyorum. Yalnızca yazıp rahatlamak istedim.
Aranızda benzer ilişkiler yaşamış/yaşayan birine tanıklık etmiş olanlar varsa paylaşabilirse sevinirim.
İyi ki varsınız, şimdiden biraz da olsa rahatladım.
Ben boyle bir sey istemezdim. Ama en başından istemezdim. Yani direkt boyle birine hic sans vermezdim ama oldu ki asik oldum o zaman da terk etmezdim tabii ki.
Herkese merhabalar,
Uzun yıllardır okuyorum yazdıklarınızı, sizinle üzülüyor, sizinle seviniyorum. Kayıt olmak ve bir şeyler yazmak bugüne kısmetmiş. Öncelikle, pek derdini anlatabilen biri olmadım hiçbir zaman, beni tanıyan herkes süper mutlu, keyifli bir insan olarak bilir bu yüzden. Artık canıma tak etti sanıyorum, biraz uzun olabilir bu yüzden paylaşacaklarım, okumaya yüreği yeten olursa şimdiden çok teşekkür ederim :)
2010 yılında İstanbul'da üniversite hayatımı bitirince, baba mesleğini yaptığım için döndüm kürkçü dükkanına. Aslında sadece meslekten değil benimki, anne-baba aşkım, onların yaşlılığında yanlarında olmam gerektiği vs gibi vicdani düşüncelerle 1 gecede topladım evimi ve 7 yıllık İstanbul macerama son verdim.
7 yıldır da ailemle birlikte yaşıyorum. 1986 doğumluyum, bir ay sonra 31 bitiyor anlayacağınız.
Bugüne kadar erkek arkadaşlarım oldu, hiç kısa süreli olmadı, alışkanlıklarına bağlı bir insanım, uzun ilişki adamıyım sanıyorum. En kısası 1,5 yıl süren 3 ilişkim oldu. En sonuncusunu da İstanbul'da bırakıp geldim bu şehire. Olmayacağı belliydi, sonu yoktu, uzatmaları oynuyorduk zaten. Ama alışkanlıklarımdan vazgeçemediğim için o ayrılık konuşmasını yapamıyordum, tası tarağı toplayıp gelince de bitti kendiliğinden.
Uzunca bir süre hem mesleğe alışmak, hem yeni bir şehirde aileyle yaşamaya alışmak derken yalnız kaldım. Hayatıma kimseyi almadım. Küçük şehir, babam tanınan bir adam, çok gelen giden arayan soran oldu ama kısmet değilmiş, hiçbiri ile ilgilenmek dahi istemedim, ailem de tutucu olmadığından hep saygı duydular düşüncelerime.
Evlenmek benim için bir dönemin sonu gibiydi hep, hala da öyle. Yani şanslı doğanlardanım ben, iyi bir aile, ilgili, eğitimli anne-baba, şımartmadan ama her istediği yapılan kız çocuklarıydık biz. Mesleğimizi elimize aldığımız an maddi anlamda ayrıldık aileden hepimiz de ama iyi eğitimler aldık, sonucu da iyi meslekler, iyi kazançlar olarak döndü bize. Allah'ıma bin şükür, maddi manevi hiçbir sorunum olmadan bu yaşıma kadar geldim. ( Bu kısmı anlatmamın tek nedeni, aile durumum, maddi durumum ve korkularımın sebepleridir. Lütfen başka şekilde anlayıp linç etmeyiniz :)
Sonra... Sonra bir gün, hiç olmayacak bir yerde, hiç olmayacak bir şekilde bir adamla tanıştım. Ama ne adam. Adamı tanıyalı 1 ay olmamıştı ki, ne güzel adamsın sen, senin adın güzel adam olsun demiştim. Daha 1 kez bile yemeğe çıkmışlığımız yoktu, yoğun bir mesajlaşma-telefon trafiği içindeydik.
Sonra bir gün nasıl olduysa beni ikna etti, buluştuk, oturduk, konuştuk ve o günden bugüne tam 3 yıl geçti.
3 yıldır hayatımın merkezinde, işimde gücümde her sorunumda, hayatımın her yerinde bu adam.
Hala da güzel adam benim için, bu konuda da değişen bir şey yok. Şartlar farklı olsa idi, 2 buçuk yıl önce evlenmiştim ve belki şuanda size kaynanamı anlatıyordum :) 2,5 yıl önce biz henüz 5 aydır tanıştığımız anda evlenme teklifi etti ve hala da bekliyor evlenmek için.
Sorunumuz şu ki; hayatta huzursuzluktan başka bir şeyden korkmayan ben, huzursuzluk dolu bir ilişkinin içindeyim. Sevdiğim adam evlenmiş, boşanmış ve dünya güzeli bir kız çocuğu var. 10 yaşında. Velayeti annede, ama sadece mahkeme nezdinde bu velayet işi. Velayet babada sayılır, hafta içi her gün çocuk babada, yatmadan yatmaya anneye gidiyor, çünkü anne nikahsız bir birliktelik yaşıyor ve bu adam da evinde kalıyor, dolayısıyla çocuk da sanıyoruz ki bu durumdan mutsuz ve bunu dile getirmese de bir şekilde her fırsatta kaçıyor. Velayetin değişmesini de çocuk istemiyor, bu defa annem beni tamamen unutur benden vazgeçer diye düşünüyor sanırım.
Az önce de dediğim gibi, küçük bir şehirdeyim, beni ileride neler bekliyor diye düşündüğümden azıcık bir araştırma içine girdim ve malesef ki sevdiğimin eski eşi ile ilgili duyduklarım, şahit olduklarım bugüne kadar tanıdığım/çevremde olan hiçbir insanın hayatına benzemiyor. Sevgilime olan aşkım aslında onun babalığını görünce arttı. Çevrenizde ne kadar da iyi bir baba dediğiniz babaları düşünün, size yemin ederim 10 katı iyidir. O derece ilgili, o derece deli oluyor kızını mutlu edebilmek için. Kadın da bunu fırsat bilip "kız senin yanında mutlu ne yapayım" diyip işin içinden sıyrılıyor.
Sevgilim de kızının mutsuzluğunu görüp eski eşiyle 2 ay önce bir konuşma yaptı, kendi hayatında istediğini yapmakta özgür olduğunu ama kızının hayatını artık daha fazla düzensizlik içinde geçirmesine izin vermeyeceğini söyledi. Kadın çıldırdı, sevgilime ve hatta ailesine ağza alınmayacak, hayal gücünüzün yetmeyeceği küfürleri etti, bana kadar küfretti, kızını sevgilime göstermemekle tehdit etti, çocuğa oturup baban evlenecek ondan dolayı artık seni istemiyor bile dedi, çocuğun psikolojisini alt üst etti. Sevgilim de tüm sabrıyla diretti, mahkeme kararı olan 2 haftada bir haftasonu çocuk babada kalır hükmünü uygulayacağını, haftaiçi zaten çocuğunu görmediğini ve çocuğun artık annesi ile vakit geçirmek istediğini ve bundan dolayı da 2 haftada bir haftasonu çocuğu alacağını söyledi. Kadının cevabı da " Benim de hayatımda biri var, cumartesi akşamları onu götüremeyeceğim yerlere gidiyoruz, alamam." oldu.
Her cumartesi de çocuğun bize söylediği kadarıyla barlara, canlı müziklere vs gidiyorlarmış.
Çocukla benim aram çok iyi, bana daha adımla hitap ederken abla demez, ablam der. Babasıyla olan ilişkimizi destekler, beni ayrı sever bilirim.
Ama ben korkuyorum. Deliler gibi korkuyorum.
Hiç evlenmemiş, anne olmamış biri olarak, birinin 2. evliliği olmaktan korkuyorum.
Bencil olduğu 3 yıldır her hareketiyle bariz olan bir kadının hayat boyu hayatımın istesem de istemesem de içinde olacağından korkuyorum.
Şimdiki hayatımı deliler gibi özlemekten korkuyorum.
Ama hiç olmadığım kadar aşık olduğum bir adamı, sırf geçmişi yüzünden bırakıp gitmekten ödüm kopuyor.
31 yaşında yeniden birini tanımak, anlamak, sevmek fikri ödümü koparıyor, sanki bu sonmuş gibi hissediyorum.
Sevdiğim adam evlendiğimizde çocuğun 2 haftada bir haftasonu bizimle olacağını, geri kalan zamanlarda annesinin buna alışmak zorunda olduğunu söylüyor. Şimdiden de bunun için mücadele veriyor ve baya bir yol da kat etti hır gürle de olsa. Zaten sevgilimin annesi babası da hep üstünde torunlarının, yani o konuda asla bir sorun olmayacağını, karı koca olarak 2li hayatımızın da olacağını, ama 3lü olduğu zamanların da olacağını söylüyor. Bunun dengesini de 2 haftada 1 olarak kuracağını söylüyor. Bu konuda da beni tanır ve keşke bu kadar vicdanlı olmasaydık ikimiz de, her şey daha kolay olurdu der hep. Çocuk mutsuzken onu mutlu edebilmek için 2miz de deliye dönüyoruz, çocuğu bırakınca konuşacak halimiz kalmıyor o derece.
Onun haricinde de, linç edilebilirim evet ama yine de söyleyeceğim, sevgilimin durumu da iyi ama yine de baba evinde yaşadığım maddi rahatlığı yaşayamayacak olmam da beni korkutuyor.
Evlenip boşanmaktan da deli gibi korkuyorum.
Bu korkuları nasıl yeneceğim? Nasıl bir yol izlemem lazım? Daha baştan bu kadar sorunlu gelen bir ilişki sonrasında ne olur? 2li olarak hiç bir kavgamız gürültümüz yok. Bazen eski eşi yüzünden geriliyoruz, ettiği küfürler vs beni benden alıyor, sevgilim de çocuk zarar görmesin diye alttan alıyor. Ya da haftaiçi deli gibi yoğun çalışıyoruz 2miz de, 3 yıldır 1 cumartesi akşamı başbaşa yemeğe gidemedik çünkü her hafta çocuk sevgilimde. Bazen bunalıyorum bu yüzden. Bunlar dışında hiç kavgamız yok diyebilirim.
Sizden ne istediğimi, ne beklediğimi dahi bilmiyorum. Yalnızca yazıp rahatlamak istedim.
Aranızda benzer ilişkiler yaşamış/yaşayan birine tanıklık etmiş olanlar varsa paylaşabilirse sevinirim.
İyi ki varsınız, şimdiden biraz da olsa rahatladım.
korkularında haklisin bence , hic evlenme deneyimin olmadığı halde gelecekte olanları tahmin ediyorsun ve emin ol bu korkuların yarısı da gerçekleşecek .Herkese merhabalar,
Uzun yıllardır okuyorum yazdıklarınızı, sizinle üzülüyor, sizinle seviniyorum. Kayıt olmak ve bir şeyler yazmak bugüne kısmetmiş. Öncelikle, pek derdini anlatabilen biri olmadım hiçbir zaman, beni tanıyan herkes süper mutlu, keyifli bir insan olarak bilir bu yüzden. Artık canıma tak etti sanıyorum, biraz uzun olabilir bu yüzden paylaşacaklarım, okumaya yüreği yeten olursa şimdiden çok teşekkür ederim :)
2010 yılında İstanbul'da üniversite hayatımı bitirince, baba mesleğini yaptığım için döndüm kürkçü dükkanına. Aslında sadece meslekten değil benimki, anne-baba aşkım, onların yaşlılığında yanlarında olmam gerektiği vs gibi vicdani düşüncelerle 1 gecede topladım evimi ve 7 yıllık İstanbul macerama son verdim.
7 yıldır da ailemle birlikte yaşıyorum. 1986 doğumluyum, bir ay sonra 31 bitiyor anlayacağınız.
Bugüne kadar erkek arkadaşlarım oldu, hiç kısa süreli olmadı, alışkanlıklarına bağlı bir insanım, uzun ilişki adamıyım sanıyorum. En kısası 1,5 yıl süren 3 ilişkim oldu. En sonuncusunu da İstanbul'da bırakıp geldim bu şehire. Olmayacağı belliydi, sonu yoktu, uzatmaları oynuyorduk zaten. Ama alışkanlıklarımdan vazgeçemediğim için o ayrılık konuşmasını yapamıyordum, tası tarağı toplayıp gelince de bitti kendiliğinden.
Uzunca bir süre hem mesleğe alışmak, hem yeni bir şehirde aileyle yaşamaya alışmak derken yalnız kaldım. Hayatıma kimseyi almadım. Küçük şehir, babam tanınan bir adam, çok gelen giden arayan soran oldu ama kısmet değilmiş, hiçbiri ile ilgilenmek dahi istemedim, ailem de tutucu olmadığından hep saygı duydular düşüncelerime.
Evlenmek benim için bir dönemin sonu gibiydi hep, hala da öyle. Yani şanslı doğanlardanım ben, iyi bir aile, ilgili, eğitimli anne-baba, şımartmadan ama her istediği yapılan kız çocuklarıydık biz. Mesleğimizi elimize aldığımız an maddi anlamda ayrıldık aileden hepimiz de ama iyi eğitimler aldık, sonucu da iyi meslekler, iyi kazançlar olarak döndü bize. Allah'ıma bin şükür, maddi manevi hiçbir sorunum olmadan bu yaşıma kadar geldim. ( Bu kısmı anlatmamın tek nedeni, aile durumum, maddi durumum ve korkularımın sebepleridir. Lütfen başka şekilde anlayıp linç etmeyiniz :)
Sonra... Sonra bir gün, hiç olmayacak bir yerde, hiç olmayacak bir şekilde bir adamla tanıştım. Ama ne adam. Adamı tanıyalı 1 ay olmamıştı ki, ne güzel adamsın sen, senin adın güzel adam olsun demiştim. Daha 1 kez bile yemeğe çıkmışlığımız yoktu, yoğun bir mesajlaşma-telefon trafiği içindeydik.
Sonra bir gün nasıl olduysa beni ikna etti, buluştuk, oturduk, konuştuk ve o günden bugüne tam 3 yıl geçti.
3 yıldır hayatımın merkezinde, işimde gücümde her sorunumda, hayatımın her yerinde bu adam.
Hala da güzel adam benim için, bu konuda da değişen bir şey yok. Şartlar farklı olsa idi, 2 buçuk yıl önce evlenmiştim ve belki şuanda size kaynanamı anlatıyordum :) 2,5 yıl önce biz henüz 5 aydır tanıştığımız anda evlenme teklifi etti ve hala da bekliyor evlenmek için.
Sorunumuz şu ki; hayatta huzursuzluktan başka bir şeyden korkmayan ben, huzursuzluk dolu bir ilişkinin içindeyim. Sevdiğim adam evlenmiş, boşanmış ve dünya güzeli bir kız çocuğu var. 10 yaşında. Velayeti annede, ama sadece mahkeme nezdinde bu velayet işi. Velayet babada sayılır, hafta içi her gün çocuk babada, yatmadan yatmaya anneye gidiyor, çünkü anne nikahsız bir birliktelik yaşıyor ve bu adam da evinde kalıyor, dolayısıyla çocuk da sanıyoruz ki bu durumdan mutsuz ve bunu dile getirmese de bir şekilde her fırsatta kaçıyor. Velayetin değişmesini de çocuk istemiyor, bu defa annem beni tamamen unutur benden vazgeçer diye düşünüyor sanırım.
Az önce de dediğim gibi, küçük bir şehirdeyim, beni ileride neler bekliyor diye düşündüğümden azıcık bir araştırma içine girdim ve malesef ki sevdiğimin eski eşi ile ilgili duyduklarım, şahit olduklarım bugüne kadar tanıdığım/çevremde olan hiçbir insanın hayatına benzemiyor. Sevgilime olan aşkım aslında onun babalığını görünce arttı. Çevrenizde ne kadar da iyi bir baba dediğiniz babaları düşünün, size yemin ederim 10 katı iyidir. O derece ilgili, o derece deli oluyor kızını mutlu edebilmek için. Kadın da bunu fırsat bilip "kız senin yanında mutlu ne yapayım" diyip işin içinden sıyrılıyor.
Sevgilim de kızının mutsuzluğunu görüp eski eşiyle 2 ay önce bir konuşma yaptı, kendi hayatında istediğini yapmakta özgür olduğunu ama kızının hayatını artık daha fazla düzensizlik içinde geçirmesine izin vermeyeceğini söyledi. Kadın çıldırdı, sevgilime ve hatta ailesine ağza alınmayacak, hayal gücünüzün yetmeyeceği küfürleri etti, bana kadar küfretti, kızını sevgilime göstermemekle tehdit etti, çocuğa oturup baban evlenecek ondan dolayı artık seni istemiyor bile dedi, çocuğun psikolojisini alt üst etti. Sevgilim de tüm sabrıyla diretti, mahkeme kararı olan 2 haftada bir haftasonu çocuk babada kalır hükmünü uygulayacağını, haftaiçi zaten çocuğunu görmediğini ve çocuğun artık annesi ile vakit geçirmek istediğini ve bundan dolayı da 2 haftada bir haftasonu çocuğu alacağını söyledi. Kadının cevabı da " Benim de hayatımda biri var, cumartesi akşamları onu götüremeyeceğim yerlere gidiyoruz, alamam." oldu.
Her cumartesi de çocuğun bize söylediği kadarıyla barlara, canlı müziklere vs gidiyorlarmış.
Çocukla benim aram çok iyi, bana daha adımla hitap ederken abla demez, ablam der. Babasıyla olan ilişkimizi destekler, beni ayrı sever bilirim.
Ama ben korkuyorum. Deliler gibi korkuyorum.
Hiç evlenmemiş, anne olmamış biri olarak, birinin 2. evliliği olmaktan korkuyorum.
Bencil olduğu 3 yıldır her hareketiyle bariz olan bir kadının hayat boyu hayatımın istesem de istemesem de içinde olacağından korkuyorum.
Şimdiki hayatımı deliler gibi özlemekten korkuyorum.
Ama hiç olmadığım kadar aşık olduğum bir adamı, sırf geçmişi yüzünden bırakıp gitmekten ödüm kopuyor.
31 yaşında yeniden birini tanımak, anlamak, sevmek fikri ödümü koparıyor, sanki bu sonmuş gibi hissediyorum.
Sevdiğim adam evlendiğimizde çocuğun 2 haftada bir haftasonu bizimle olacağını, geri kalan zamanlarda annesinin buna alışmak zorunda olduğunu söylüyor. Şimdiden de bunun için mücadele veriyor ve baya bir yol da kat etti hır gürle de olsa. Zaten sevgilimin annesi babası da hep üstünde torunlarının, yani o konuda asla bir sorun olmayacağını, karı koca olarak 2li hayatımızın da olacağını, ama 3lü olduğu zamanların da olacağını söylüyor. Bunun dengesini de 2 haftada 1 olarak kuracağını söylüyor. Bu konuda da beni tanır ve keşke bu kadar vicdanlı olmasaydık ikimiz de, her şey daha kolay olurdu der hep. Çocuk mutsuzken onu mutlu edebilmek için 2miz de deliye dönüyoruz, çocuğu bırakınca konuşacak halimiz kalmıyor o derece.
Onun haricinde de, linç edilebilirim evet ama yine de söyleyeceğim, sevgilimin durumu da iyi ama yine de baba evinde yaşadığım maddi rahatlığı yaşayamayacak olmam da beni korkutuyor.
Evlenip boşanmaktan da deli gibi korkuyorum.
Bu korkuları nasıl yeneceğim? Nasıl bir yol izlemem lazım? Daha baştan bu kadar sorunlu gelen bir ilişki sonrasında ne olur? 2li olarak hiç bir kavgamız gürültümüz yok. Bazen eski eşi yüzünden geriliyoruz, ettiği küfürler vs beni benden alıyor, sevgilim de çocuk zarar görmesin diye alttan alıyor. Ya da haftaiçi deli gibi yoğun çalışıyoruz 2miz de, 3 yıldır 1 cumartesi akşamı başbaşa yemeğe gidemedik çünkü her hafta çocuk sevgilimde. Bazen bunalıyorum bu yüzden. Bunlar dışında hiç kavgamız yok diyebilirim.
Sizden ne istediğimi, ne beklediğimi dahi bilmiyorum. Yalnızca yazıp rahatlamak istedim.
Aranızda benzer ilişkiler yaşamış/yaşayan birine tanıklık etmiş olanlar varsa paylaşabilirse sevinirim.
İyi ki varsınız, şimdiden biraz da olsa rahatladım.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?