Okuduklarımdan sonra çocuğa çok üzüldüm bencil ve çocuğunu yük gören bir annesi var ve siz her ne kadar çok iyi deseniz de kendini daha çok düşünen bir baba. Çocuk da iki tarafın da kendisini ittirdiğini hissedip anneme ihtiyacım var diyor olabilir. Siz de bu şekilde vicdanınızı rahatlatıyorsunuz ama aslında siz de o çocuğu ittirmiş oluyorsunuz sanki. Kaç yaşına gelmiş ve anne olan bir insanı eğitemezsiniz. Bu inatlaşmak oluyor eğitmekten çok, kusura bakmayın adaletten bahsetmeniz de bana bunu düşündürdü. Önemli olan adil olması değil çocuğun hissettikleri ve ihtiyaçlarıdır. İhtiyaç duyduğu şeyleri siz yapamaz mısınız mesela hiç bunu düşündünüz mü? Pikniğe birlikte gitmeyi teklif etseydiniz nasıl olurdu? Siz velayeti almak isteseniz annenin itirazı olur mu? Eğer olmaz ise velayeti sizde olsa ve bir haftasonu sizde birini annede geçirse hem içiniz daha rahat olmaz mı?
Bir kaç kişi değil hanım efemdicim benim o kişi ben, alıntı yapın, atıf yapmayın ya da alıntı yapmayın isterseniz, ben başlığı okuyorum yine cevap veririm. Içe dönüklük vs ne alaka? Küçük bebek olsa dahi ağlayarak ifade eder ki bu kız 10 yaşında 7 yaşı örnek diye verdim, konuştuğu her an kendini ifade etmiştir öyle ya da böyle. Adamın senelerce bekleyip, şimdi anneye sahip çıksın, zaman geçirip, ilgilensin diye velayeti kurallarına göre kullanmaya başlamak istediğini iddia ediyorsunuz; ama adam sizle evlenebilmek için istiyor bunu, yoksa bunun için senelerdir uğraşır. Ben 4 yaşıma kadar olan kısmı hatırlıyorum çocukluğumun, babama çok düşkündüm, işe giderken bırakmak istemezdim, beni defalarca iş yerine götürmek zorunda kaldı, düşünün ki yaş 4 daha. Bu çocuk bu yaşa kadar en az elli bin kez dile getirmiştir, anne vakit geçirmek istemiyorsa yine geçirmez, siz velayeti kurallarına göre kullanınca bundan tek fayda sağlayacak sizsiniz, çocuk değil. Cidden kadın çocukla ilgilensin isteniyorsa ona göre adımlar atılmalı, kadının veyaleti kullanımı ile ilgilenmesinin bir alakası yok, hani cidden derdiniz çocuksa ki derdiniz çocuk değil bu bahane ile vicdan rahatlatmaya çalışmak.Bir kaç kişi çocuk 10 yaşında olabilir ama 7 yaşında da kendini ifade edebilirdi gelişimini tamamlamışsa vs demiş. Çocuk bu, 1 yılda bile nasıl değişir anne olanlarınız çok iyi bilir. Eskiden daha içe dönük, daha ketum bir çocuktu. Sorduğun her soruya tamam, olur, derdi, artık kızıyor, bağırıyor, sesini çıkarıyor. Annesi de bundan dolayı biraz düzene giriyor mecburen.
O kadar güzel düşünceleriniz var ki, ama hepsini denedik.
Anne velayeti asla vermek istemiyor, zaten çocuk da istemiyor. Arkadaşlar çocuğa mı sorulur demiş ama hukuk sisteminde 10 yaş ve üstü çocukların da fikri alınıyor eğer ortada ciddi bir psikolojik etken yoksa, ki zaten öyle bir durumda nikah kıyar annesi evdeki adamla, sorunu ortadan kaldırır, yani velayet konusu mevzu bahis olamaz.
Ben pikniğe değil, çocuğun ne kadar hayali varsa yapmak için canla başla uğraşıyorum zaten, piknik olayı benden önce olmuş anaokulunda yaşanan bir olaydı, örnek olsun diye yazmıştım. Ama şuan olsa, koşa koşa giderim, hiç de dert etmem elalem kısmı beni hiç ilgilendirmez.
Burda bencillik aslında kesinlikle yok, keşke sesli görüntülü anlatabilsek ama olmuyor işte, yazılanlardan bu kadar çıkıyor. Burda aslolan çocuğun psikolojisi, mutluluğu. Ama hayat da devam ediyor elbette, annesinin ve babasının ayrı ayrı hayatları da var, kimse kimseden fazlasını bekleyemez, herkes kendine yakışanı, vicdanına sığanı yapar. Ama çocuk artık bağırıyor annesine, "seninle olmak istiyorum, gel beni al" diyor, telefonu kapatıyor. Bu durumda da artık kadın da koşa koşa gelmeye başladı son zamanlarda, yani ilk baştaki o sert hallerinden eser kalmadı, çünkü çocuk artık yırttı kendini.
Bir kaç kişi çocuk 10 yaşında olabilir ama 7 yaşında da kendini ifade edebilirdi gelişimini tamamlamışsa vs demiş. Çocuk bu, 1 yılda bile nasıl değişir anne olanlarınız çok iyi bilir. Eskiden daha içe dönük, daha ketum bir çocuktu. Sorduğun her soruya tamam, olur, derdi, artık kızıyor, bağırıyor, sesini çıkarıyor. Annesi de bundan dolayı biraz düzene giriyor mecburen.
Her hangi bir c.tesi gecesi yada hafta sonu için yaptığını bir planı o çok düşündüğünüz, sevdiğiniz küçük hanımefendi bozduğunda konuşalım bence.
Çocukla tatile çıktığında havuz kenarında iki kadeh içip kafa dineyemediğinde, otur çocuğum, dur kızım, düşersin, soğuk içme ateşlenirsin diye telkin delisi olduğunda konuşalım bence.
En süslü halinle en doğal hakkın olan baş başa kalma anında babaaaa beni alın, baba ben sende kalacağım diye kapıyı çaldığında, aradığında konuşalım bence.
Aynı kanepede sarmaş dolaş don külot yatma lüksünden vazgeçtiğinde konuşalım bence.
Eski eş inatla ve sebatla çocuğu kullandığında, sırf gıcıklık olsun diye çocuğunu ayda 1 aldığında konuşalım bence.
Sürekli hayatının merkezi o olduğunda, kocan bölündüğünde konuşalım bence.
O çocuk evlenirsen senin evine yerleştiğinde ve annesi hiç arayıp sormadığın da, (ki bunu bile isteye yapacak) o günü gün edip gezerken sen evde çamaşır, bulaşık, okul, ders, kitap, veli toplantısı, çocuğun olmayan bir çocuğa hiç alıştırması olmadan annelik cabasına girdiğinde konuşalım bence.
Bugün oynamaktan çok zevk aldığın çocuğun pisliğini temizlemeye başladığında sana batacak hemde öyle bir batacak ki pişmanlıklarını tahmin dahi edemiyorum. (Banyoya dökülen saçı, yere döktüğü ekmek kırıntısı, temizlediğin mutfağa bıraktığı kirli bir bardak, toplamadığı odası,)
O çocuk ömrünün sonuna kadar senin için sorun bunu bilerek yola çık, ama bana sorarsan çıkma
Çünkü evreler yukarıda yazdığım gibi ilerleyecek
O çocuk senin evine yerleşecek sanma ki 15 günde bir gelecek hallederim. Eski eşin içindeki bütün pislik sen evlenince ortaya çıkacak ve biricik aşkın mükemmel baba sevgilin şuan suyuna gidiyor o da çocuğu almak istiyor
Evladımı atayım mı gelsin yiyeceği bir kap yemek aile olalım laflarını nişanlandıktan sonra duymaya başlarsın.
herseyden önce evladı gelmeli, adamsa gelir zaten !!!
cocuktan sıgıntı gibi bahsetmişsiniz ama o evin ESAS bireyi evladı.
Eve gelecek olan, bu adamı maddi kaynak olan gören ve maddiyatı kaybetmekten korkan bu ''hanfendi'' dış kapının mandalı.
yazık be bir çocuğu ne anası ne babası eve sığdıramamış.
yazıklar olsun.
bunun 10 yıl sonrası da var hele bu cocuk büyüsün de herkes görsün.
herseyden önce evladı gelmeli, adamsa gelir zaten !!!
cocuktan sıgıntı gibi bahsetmişsiniz ama o evin ESAS bireyi evladı.
Eve gelecek olan, bu adamı maddi kaynak olan gören ve maddiyatı kaybetmekten korkan bu ''hanfendi'' dış kapının mandalı.
yazık be bir çocuğu ne anası ne babası eve sığdıramamış.
yazıklar olsun.
bunun 10 yıl sonrası da var hele bu cocuk büyüsün de herkes görsün.
Şimdiden onların sorunlarına dahil olmuşsun, daha evlenmeden üstelik. Oysa bunlar senin sorunun değil, onların sorunu. Bir de evlendiğinde ne kadarına dahil olacağını düşün.
Burada çocuklu boşanmış adamla ilk evliliğini yapmış kızlarımızın açtığı bir sürü konular var, onları okuyabilirsin. Yaşayacaklarını şimdiden görebilmek için.
Şimdi 10 yaşında olan bu çocuk bir kaç sene sonra ergenlik dönemine girecek ve asıl problemler o zaman başlıyor. Benim de evladım var 12 yaşında ve ön ergenlik böyleyse asıl ergenliği düşünemiyorum.
Çocuklu biriyle evlenenlerin yaşadıkları problemleri aklıma geldiği kadarıyla aşağıda sana aşağıda sıralamak isterim, bunları sen de yaşayacaksın diye bir şey yok ama yardımcı olması için aklıma gelenleri yazmak istedim:
1- Senin ilk evliliğin, onunsa ikinci olacağı için evlilik sırasında ve evliliğiniz süresince seninle aynı heyecanları yaşamayacaktır. Çünkü daha önce bunları çoktan yaşadığı için.
2- Çocuk olduğu sürece ilk eş hayatınızda hep olacaktır. ve tabi sorunları da...
3-Sen annelik duygusunu yaşamak ve çocuğunuzun olmasını isterken, o daha önce bu duyguyu yaşadığı için tekrar baba olmak istemeyebilir.
4- Boşanmayı daha önce yaşadığı için ve çocukların arada kaldığını bildiği için de çocuk yapmak istemeyebilir, ola ki boşanırsanız diye.
5- Çocuğunuz olduğunda da ilk eşten çocuğa davranışıyla sizin çocuğunuza davranışı nedense hep kıyas ediliyor. Bunu formda açılan konularda çok okudum. Örneğin bir üyenin açtığı bir konu vardı; ikinci eş, babanın ilk çocuğunu ingilizce kursuna yazdırmasını problem etmişti, kendi çocuğuna aynı ilginin olmadığından şikayetçiydi. Hatta ilk eşin babasıyla iletişim kopmasın diye çocuğa açtığı facebook hesabını da problem etmişti....
6-O kız büyüyecek ve bir gün evlenecek. Düğüne gidip gitmemen bile problem olacak...
Bunun gibi bir sürü problemler... Yani anlayacağın evliliğine 1-0 başlamış olacaksın. Karar senin, hayat senin....
Boşanmış ailelerin çocukları hep yüreğimi yakıyor. Tenis topu gibi bir annede bir babada... en güzel anlarını (doğum günleri, mezuniyetleri, vb) doya doya yaşayamıyorlar...
Çocuklara üzülüyorum. Geride kalanlar bir şekilde devam ediyorlar. Keşke hiç böyle olmasa...
Özür dilerim üzdüysem, bugün biraz duygusalım. Oğlumun doğum günü ve o bugün babasında.
Çocuğu olan biri ile evleniyorsan evlenmeyi kabul ediyorsan eğer 15 günde bir gelecek babanne büyükbaba var bunlarla kendinizi hafifletmeyin. ölümlü dünya bir sene içerisinde hepside (en kötüsünü düşünün) ölebilir ve baba çocuğunu ki ne yapsın bu durumda sürekli sizinle yaşamak için getirebilir. Ama sürekli bölünecek sizinle birlikteyken aklı çocuğunda olacak. Çocuk ergenliğe girdiğinde babayı belkide sizden uzaklaştırma çabasına düşecek. Kabül mü?
Iyi niyetli ve vicdan sahibi oldugunuz yazdiklarinizdan belli.Yorumunuzla beni hiç üzmediniz, zira aynı görüşteyim sizle. Ama oğlunuzun doğumgününde ondan ayrı olmanıza çok üzüldüm. Ama babasında en azından, bu şekilde düşünüp mutlu olmalısınız, hayatta ve onunla ilgilenen bir babası var en azından.
Bu da benim imtihanım diyorum çünkü en ufak bir sorunda çocukla alakalı bir şey olduğunda herkesten çok kahroluyorum, fazla hassasım bu konuda. Bundan dolayı zaten tüm korkum, bazı arkadaşların düşündüğü gibi vicdansız olsaydım ezer, yıkar geçer, kendi hayatımı kurar, babasını kızından koparır, 2li hayat kurardım, buraya da ben değil eski eşi konu açardı "eski eşimin yeni karısı kızımla görüştürmüyor" diye.
Elbette ki sizde haklısınız. Ama hani diyorsunuz ya çocuk 15 de bir gelecek diye sürekli de gelebilir diyorum. Sonra ama böyle konuşmamıştık durumu olur. Her durumu kabul ediyorsanız devam edin demek istedim. Yoksa tabi ne akşamımızın ne sabahımızın garantisi yok.Haklısınız ama evlendiğim gün ben de ölebilirim :) Bu şekilde düşünerek her şey daha da zorlaşır sanki.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?