geçen cuma kendi isteğimle amniyosenteze gittim ve işlemi yapacak olan prof. bunu doktorunun önermesi gerekirdi,düşük riski var hele bide seninkiler ikiz, risk daha da fazla biliyorsun değil mi dedi hafiften küçümseyerek..bilirsiniz doktorlar hastaların kendi kendine karar vermesinden pekte hoşlanmazlar..şimdi bu adama alkan'a sözünü ettiğim gibi bencilce hamile kaldıktan sonra birde üstüne sakat çocuk dünyaya getirmenin taşınamaz,yıkılamaz,yokedilemez maneviyatını gelde anlat dedim ceyda...bu benim seçimim ve kimsenin kritiğine maruz kalsın istemiyorum işimize bakalım lütfen diyebildim sadece..bu diyalogtan hemen sonra öfkemin tsunamileri ile masada sırtüstü uzanmış boğuşurken doktorun elindeki dev iğnenin keskin bir hançere dönüşüp kalbime doğru uzandığını gördüm..keşke bu hançerden kaçabileceğim,sığınabileceğim bir liman olsaydı odanın bir köşesinde,keşke kalkanım olsaydı yada bir atom bombam kendimde dahil herşeyi bir çırpıda yokedebileceğim...yada atını hemen odanın kapısına bağlamış mahmuzları keskin bir kovboy olsaydım ve odadaki herkesi tek tek,hızlıca ve ustaca vurduktan sonra atımı sadece onun anlayabileceği bir ıslıkla yanıma çağırıp red kit gibi işini bitirmiş huzurlu ve yalnız bir kovboy olarak batan güneşin sakin kovuğunda kaybolsaydım...insanın aklından böylesine karmaşık ve derin hayaller bir solukta nasıl geçer diye hayrete düştüm sonra ve içimdeki vahşeti o an için oldukça sevimli buldum,kendi kendime ''hımmm,fazlasıyla kendine münhasır da olsa anne olmak böylesi duygular gerektiriyormuş demek ki ceyda'' dedim..kendimle konuştuğum bu kısacık andan sonra hayallerimin odadaki kimsenin henüz göremediği sessiz boşluğunda yoluma devam ettim..kopkoyu tepetaklak bir tünelin bütün varlığımı kaynağı azıcık ötemde duran bir ışığa akıttığını farkettim,tünel beni bir uçtan alıp diğer uca,o tanıdık ışığa savuruverdi bir anda...artık altın sarısı bir çöldeydim,bu çöle daha öncede gelmiştim kumların rüzgara dokundukça çizdiği yumuşak kavisler,kalbimin yarattığı bu ıssızlık,tepemde beynimi fokurdatan güneş benim eserimdi..ben yaratmıştım bu diyarı ve ne zaman kaçıp saklanmak istesem kendimi bulduğum tek limandı...kumlarda rüzgarın silemediği bütün eskimiş ayak izleri ,defalarca aynı susuzluktan ve aynı açlıktan ölmüş insan iskeletleri,hepsi ama hepsi benimdi..kimbilir kaç kez kaçıp buraya saklanmış ve kaç kez tam da burada ölüme terketmiştim kendimi..yüküm ne zaman ağır gelse aklımı okşayan kaçık eller bana kendimi bildim bileli hep bu çölün türküsünü söyledi,muhteviyatı değişse bile nakarat hep aynı nakarat..buraya her geldiğimde duyduğum sonsuzluk, hiçliğimi anlatan bu yorgun nakarat,kumların ters bir rüzgarla beni yok edebileğini bildiğim şefkatli tehditleri,bu kıpır kıpır çöl benim biricik sırrımdı..şimdi artık güvendeydim ve kimse kılıma dokunamazdı çünkü çöl içimdeki deve tekrar can bulaştırmış onu tekrar uyandırmıştı,dev karnımı okşuyordu ve söz veriyordu bebeklerime hiç birşey olmayacaktı..gözgöze geldik ve minnet duydum koca cüssesine,iyi ki vardı..neyse ki vardı..ben minnetimle önünde secdeye geldiğim devle tekrar karşılaşmanın heyecanı ve mutluluğuyla başetmeye çalışırken bir elin omzumda gezindiğini duydum,beni uzun uzun aradığı belliydi..omzumu tutup sallamaya başlayan bu elle birleşen ses ''ceyda hanım,ceyda hanım işlem tamam masadan kalkabilirsiniz artık'' diyordu..hemşire elinde iki ayrı tüpte duran birinde sağ birinde sol yazan amniyo sıvımla bana bakıyordu,pratisyen hekim dosyama birşeyler yazıyordu,prof.elini lavaboda yıkıyordu.. hemşire olduklarını tahmin ettiğim diğer iki kadın işlem sonrası ortalığı topluyordu...masadan kalktım,kendime çeki düzen verdikten sonra hemşirenin zarf içinde elime tutuşturduğu amniyoları genetik labaratuarına götürmek üzere hemşireden aldığım yol tarifiyle dışarı çıkmak için kapıya yöneldim,kapıyı kapatmadan önce dönüp son kez odada az önce yokettiğim ama işlerini ehli ile yapan bu insanlara baktım,okadar uzakta ve geride kalmışlardı ki daha kapıyı kapatmadan kim olduklarını hatılamakta zorlandım...kapıyı tamamen kapadım ve başımı kaldırınca odanın dışında benden sonra amniyoya girecek kadıncağızın soran telaşlı gözleri ile karşılaştım,elimle omzuna dokundum belki içeride dolaşan hayallerin bir kısmı ona da bulaşır diye...umarım bulaşmıştır...
geçen cuma kendi isteğimle amniyosenteze gittim ve işlemi yapacak olan prof. bunu doktorunun önermesi gerekirdi,düşük riski var hele bide seninkiler ikiz, risk daha da fazla biliyorsun değil mi dedi hafiften küçümseyerek..bilirsiniz doktorlar hastaların kendi kendine karar vermesinden pekte hoşlanmazlar..şimdi bu adama alkan'a sözünü ettiğim gibi bencilce hamile kaldıktan sonra birde üstüne sakat çocuk dünyaya getirmenin taşınamaz,yıkılamaz,yokedilemez maneviyatını gelde anlat dedim ceyda...bu benim seçimim ve kimsenin kritiğine maruz kalsın istemiyorum işimize bakalım lütfen diyebildim sadece..bu diyalogtan hemen sonra öfkemin tsunamileri ile masada sırtüstü uzanmış boğuşurken doktorun elindeki dev iğnenin keskin bir hançere dönüşüp kalbime doğru uzandığını gördüm..keşke bu hançerden kaçabileceğim,sığınabileceğim bir liman olsaydı odanın bir köşesinde,keşke kalkanım olsaydı yada bir atom bombam kendimde dahil herşeyi bir çırpıda yokedebileceğim...yada atını hemen odanın kapısına bağlamış mahmuzları keskin bir kovboy olsaydım ve odadaki herkesi tek tek,hızlıca ve ustaca vurduktan sonra atımı sadece onun anlayabileceği bir ıslıkla yanıma çağırıp red kit gibi işini bitirmiş huzurlu ve yalnız bir kovboy olarak batan güneşin sakin kovuğunda kaybolsaydım...insanın aklından böylesine karmaşık ve derin hayaller bir solukta nasıl geçer diye hayrete düştüm sonra ve içimdeki vahşeti o an için oldukça sevimli buldum,kendi kendime ''hımmm,fazlasıyla kendine münhasır da olsa anne olmak böylesi duygular gerektiriyormuş demek ki ceyda'' dedim..kendimle konuştuğum bu kısacık andan sonra hayallerimin odadaki kimsenin henüz göremediği sessiz boşluğunda yoluma devam ettim..kopkoyu tepetaklak bir tünelin bütün varlığımı kaynağı azıcık ötemde duran bir ışığa akıttığını farkettim,tünel beni bir uçtan alıp diğer uca,o tanıdık ışığa savuruverdi bir anda...artık altın sarısı bir çöldeydim,bu çöle daha öncede gelmiştim kumların rüzgara dokundukça çizdiği yumuşak kavisler,kalbimin yarattığı bu ıssızlık,tepemde beynimi fokurdatan güneş benim eserimdi..ben yaratmıştım bu diyarı ve ne zaman kaçıp saklanmak istesem kendimi bulduğum tek limandı...kumlarda rüzgarın silemediği bütün eskimiş ayak izleri ,defalarca aynı susuzluktan ve aynı açlıktan ölmüş insan iskeletleri,hepsi ama hepsi benimdi..kimbilir kaç kez kaçıp buraya saklanmış ve kaç kez tam da burada ölüme terketmiştim kendimi..yüküm ne zaman ağır gelse aklımı okşayan kaçık eller bana kendimi bildim bileli hep bu çölün türküsünü söyledi,muhteviyatı değişse bile nakarat hep aynı nakarat..buraya her geldiğimde duyduğum sonsuzluk, hiçliğimi anlatan bu yorgun nakarat,kumların ters bir rüzgarla beni yok edebileğini bildiğim şefkatli tehditleri,bu kıpır kıpır çöl benim biricik sırrımdı..şimdi artık güvendeydim ve kimse kılıma dokunamazdı çünkü çöl içimdeki deve tekrar can bulaştırmış onu tekrar uyandırmıştı,dev karnımı okşuyordu ve söz veriyordu bebeklerime hiç birşey olmayacaktı..gözgöze geldik ve minnet duydum koca cüssesine,iyi ki vardı..neyse ki vardı..ben minnetimle önünde secdeye geldiğim devle tekrar karşılaşmanın heyecanı ve mutluluğuyla başetmeye çalışırken bir elin omzumda gezindiğini duydum,beni uzun uzun aradığı belliydi..omzumu tutup sallamaya başlayan bu elle birleşen ses ''ceyda hanım,ceyda hanım işlem tamam masadan kalkabilirsiniz artık'' diyordu..hemşire elinde iki ayrı tüpte duran birinde sağ birinde sol yazan amniyo sıvımla bana bakıyordu,pratisyen hekim dosyama birşeyler yazıyordu,prof.elini lavaboda yıkıyordu.. hemşire olduklarını tahmin ettiğim diğer iki kadın işlem sonrası ortalığı topluyordu...masadan kalktım,kendime çeki düzen verdikten sonra hemşirenin zarf içinde elime tutuşturduğu amniyoları genetik labaratuarına götürmek üzere hemşireden aldığım yol tarifiyle dışarı çıkmak için kapıya yöneldim,kapıyı kapatmadan önce dönüp son kez odada az önce yokettiğim ama işlerini ehli ile yapan bu insanlara baktım,okadar uzakta ve geride kalmışlardı ki daha kapıyı kapatmadan kim olduklarını hatılamakta zorlandım...kapıyı tamamen kapadım ve başımı kaldırınca odanın dışında benden sonra amniyoya girecek kadıncağızın soran telaşlı gözleri ile karşılaştım,elimle omzuna dokundum belki içeride dolaşan hayallerin bir kısmı ona da bulaşır diye...umarım bulaşmıştır...
alkan meraba sanada canim..nasilsin iyimisin.
geçen cuma kendi isteğimle amniyosenteze gittim ve işlemi yapacak olan prof. bunu doktorunun önermesi gerekirdi,düşük riski var hele bide seninkiler ikiz, risk daha da fazla biliyorsun değil mi dedi hafiften küçümseyerek..bilirsiniz doktorlar hastaların kendi kendine karar vermesinden pekte hoşlanmazlar..şimdi bu adama alkan'a sözünü ettiğim gibi bencilce hamile kaldıktan sonra birde üstüne sakat çocuk dünyaya getirmenin taşınamaz,yıkılamaz,yokedilemez maneviyatını gelde anlat dedim ceyda...bu benim seçimim ve kimsenin kritiğine maruz kalsın istemiyorum işimize bakalım lütfen diyebildim sadece..bu diyalogtan hemen sonra öfkemin tsunamileri ile masada sırtüstü uzanmış boğuşurken doktorun elindeki dev iğnenin keskin bir hançere dönüşüp kalbime doğru uzandığını gördüm..keşke bu hançerden kaçabileceğim,sığınabileceğim bir liman olsaydı odanın bir köşesinde,keşke kalkanım olsaydı yada bir atom bombam kendimde dahil herşeyi bir çırpıda yokedebileceğim...yada atını hemen odanın kapısına bağlamış mahmuzları keskin bir kovboy olsaydım ve odadaki herkesi tek tek,hızlıca ve ustaca vurduktan sonra atımı sadece onun anlayabileceği bir ıslıkla yanıma çağırıp red kit gibi işini bitirmiş huzurlu ve yalnız bir kovboy olarak batan güneşin sakin kovuğunda kaybolsaydım...insanın aklından böylesine karmaşık ve derin hayaller bir solukta nasıl geçer diye hayrete düştüm sonra ve içimdeki vahşeti o an için oldukça sevimli buldum,kendi kendime ''hımmm,fazlasıyla kendine münhasır da olsa anne olmak böylesi duygular gerektiriyormuş demek ki ceyda'' dedim..kendimle konuştuğum bu kısacık andan sonra hayallerimin odadaki kimsenin henüz göremediği sessiz boşluğunda yoluma devam ettim..kopkoyu tepetaklak bir tünelin bütün varlığımı kaynağı azıcık ötemde duran bir ışığa akıttığını farkettim,tünel beni bir uçtan alıp diğer uca,o tanıdık ışığa savuruverdi bir anda...artık altın sarısı bir çöldeydim,bu çöle daha öncede gelmiştim kumların rüzgara dokundukça çizdiği yumuşak kavisler,kalbimin yarattığı bu ıssızlık,tepemde beynimi fokurdatan güneş benim eserimdi..ben yaratmıştım bu diyarı ve ne zaman kaçıp saklanmak istesem kendimi bulduğum tek limandı...kumlarda rüzgarın silemediği bütün eskimiş ayak izleri ,defalarca aynı susuzluktan ve aynı açlıktan ölmüş insan iskeletleri,hepsi ama hepsi benimdi..kimbilir kaç kez kaçıp buraya saklanmış ve kaç kez tam da burada ölüme terketmiştim kendimi..yüküm ne zaman ağır gelse aklımı okşayan kaçık eller bana kendimi bildim bileli hep bu çölün türküsünü söyledi,muhteviyatı değişse bile nakarat hep aynı nakarat..buraya her geldiğimde duyduğum sonsuzluk, hiçliğimi anlatan bu yorgun nakarat,kumların ters bir rüzgarla beni yok edebileğini bildiğim şefkatli tehditleri,bu kıpır kıpır çöl benim biricik sırrımdı..şimdi artık güvendeydim ve kimse kılıma dokunamazdı çünkü çöl içimdeki deve tekrar can bulaştırmış onu tekrar uyandırmıştı,dev karnımı okşuyordu ve söz veriyordu bebeklerime hiç birşey olmayacaktı..gözgöze geldik ve minnet duydum koca cüssesine,iyi ki vardı..neyse ki vardı..ben minnetimle önünde secdeye geldiğim devle tekrar karşılaşmanın heyecanı ve mutluluğuyla başetmeye çalışırken bir elin omzumda gezindiğini duydum,beni uzun uzun aradığı belliydi..omzumu tutup sallamaya başlayan bu elle birleşen ses ''ceyda hanım,ceyda hanım işlem tamam masadan kalkabilirsiniz artık'' diyordu..hemşire elinde iki ayrı tüpte duran birinde sağ birinde sol yazan amniyo sıvımla bana bakıyordu,pratisyen hekim dosyama birşeyler yazıyordu,prof.elini lavaboda yıkıyordu.. hemşire olduklarını tahmin ettiğim diğer iki kadın işlem sonrası ortalığı topluyordu...masadan kalktım,kendime çeki düzen verdikten sonra hemşirenin zarf içinde elime tutuşturduğu amniyoları genetik labaratuarına götürmek üzere hemşireden aldığım yol tarifiyle dışarı çıkmak için kapıya yöneldim,kapıyı kapatmadan önce dönüp son kez odada az önce yokettiğim ama işlerini ehli ile yapan bu insanlara baktım,okadar uzakta ve geride kalmışlardı ki daha kapıyı kapatmadan kim olduklarını hatılamakta zorlandım...kapıyı tamamen kapadım ve başımı kaldırınca odanın dışında benden sonra amniyoya girecek kadıncağızın soran telaşlı gözleri ile karşılaştım,elimle omzuna dokundum belki içeride dolaşan hayallerin bir kısmı ona da bulaşır diye...umarım bulaşmıştır...
tayfim merabatatlim oncelikle bana verdiyin destekten dolayi sagol kele..evet budefa tr ye dusunuyorum bakalim kaderimiz bizi nere surukliycek bebeyimi hangi merkez bana vericek..karisik duygulardayim duygusalim kotuyum yani elimde deyil iste rabbim bize hakkim iza hayirlisini kilsin insallaahh mahrum etmesin bir evlattann..canim benim sanada gecmis olsun valla roman gibi yazmissin arkadasim..insallah sonuclarinda temiz cikicak buna inaniyorum annesi hersey bebislerin icin deyilmi ..rahat ol insallah hersey gonlunce olsun rabbim senin yasadiogin duygulari biz isteyenlerde nasip etsin..guzel haberlerini bekliyorum baciimmm..sagol sekercim dualarin icin ayriceneekk..
selam kızlar ben geldim bundan sonrada daha çok gelcem inşallah.
öncelikle sondan ve bildiklerimden başlıyım,
tayf hayırlısıyla iş tamam inşallah sağlıklı bebişlerinin sağlıklı olduğundan emin olacaksın kalpten inanıyorum. ayrıca yazarlığın da varmış tebrikler.
toana negatif sonuc için çok üzüldüm ama tr ye gelmeye karar vermene de çok sevindim inşallah sen de zarp gibi tr de muradına kavuşursun cnm.
riuse senin sonucun için yazmıştım inşallah psikolojini en kısa zamanda toparlar tekrar umuda yelken açarsın herzaman takipcin olacağım.
denizverdi bir gitmiş pir gitmiş hala gelmemiş kızçesiyle sarmaş dolaş heralde bizi çoktaaan unuttu neyse ben razıyım mutlu olsun da unutsun dimi ama.
merye hayırlısıyla ikinciye hamileymişsin maşallah diyim allah sağlıkla ikinciye kavuşmanı misler gibi koklamanı nasip etsin inşallah canm. valla sen nazardan korkuyorum dediğin için artık ben de mertin resmini koymayacağım aklıma gelmeyeni aklıma soktun madem sen resim oyüzden koymuyorsun ben de artık mertin resimlerini paylaşmıyorum hatta girip privacy ayarlardan engellerimi koydum bile.
denizbulut canım umarım batu iyidir sen de iyisindir dadılarla herşey yolundadır. tatiller yapıldı eve dönüldü mü?
herada ev iş arasında mekik dokuyor heralde ne zamandır arayamadım kendisini inşallah iyisindir tatlişkom. Rena Güneş 4 ayı bitirdi 5 e yola çıktı ha güzelliğini yiyorum resimlerine bakıp bakıp bi de böyle güzel bir kızım olsa diyorum biliyo musun? maşallah ona bilyonlarca.
zarpcım sen eve dönüşünü yaptın mı herşey birazcık olsun rayına oturdu mu umarım bi sıkıntı yoktur bebeğinin tadını çıkartıyorsundur. Clarissa nın resimlerini görmek isterdim artık kimseye yayınlayın diyemiyorum özelden mözelden yollarsan ya da buraya koyarsan çok mutlu olurum.
baharcım enes sünnet olmuş hayırlısı olsun canım darısı bize dicem ama bizim çok ilerde olcak sanırım. güzeller güzeli olmuş senin de oğlun kokla benim için.
patikler sende iyiymişsin sevindim inşallah senin de umutların tekrar yeşersin inşallah tekrar denersin tatlım defteri kapatmadın değil mi?
cans tatil bitmiş tedavi planları yapıldı mı son durumlar nedir ameliyat işi nolcak ?
mai canım inşallah senin için de umutlar yeşerecek inşallah bu süreç hızla geçsin senin için hayırlısı sana çabuk gelsin.
altınyunus inşallah siz de iyisinizdir umut da kocaman olmuştur onu da kokla benim için.
mert yarın 10 ayını dolduruyor artık güzelliğinin sınırlarını zorluyor. dilli bişi oldu çok hareketli bir çocuk. yürüme yardımcısıyla resmen yürüyor. büyük adam gibi bizimle herşeyi yiyor herşeye atlıyor dolaplara çekmecelere davranıyor. her yerde tutunup ayağa kalkabiliyor. salyaları yine başladı sanırım dişler gelmeye devam edecek 6 dişten sonra bi aydır ne salya vardı ne sıkıntı durmuştu. şimdi yine sıkıntılar başladı bakalım bu ara belki diş gelir diyorum. geceleri kendi yatağında uyuyor. anne sütüne de aynı hızla devam ediyor. veeee bir haftadır artık bir dadısı var. gündüzlü geliyor ve ikinci haftasına başladı sanırım iyi bir seçim yaptık inşallah yanılmıyorumdur ve sürekliliği olur. bende geçen hafta itibarıyla işe başladım 10 11 gibi geliyorum 4 gibi eve gidiyorum. bundan sonra daha sık gelmeye çalışacağım.
hepinizi çoook öptüm umarım kimseyi unutmamışımdır.
herkese merhaba....
Tayf ... İnşallah .. Her şey gönlünce olacak ve güzel bebeklerini sağlıcakla kucağına alacaksın....
Alabama hoşgeldin.. Mert büyümüş maaşallah...
Herkese selamlar...
selam İnşallah herkes iyidir. gelmeyen arkadaşlarıda merak ediyorum.
Enesin gündüz uykuları kısa kısa birkaç kez devam ediyor, dönmeleride hızla devam ediyor, hergün parka çıkarıyorum, yoğun geçiyor zamanım o yüzden pek uğrayamıyorum
ufaktan ufaktan meyve, çorba vermeye başladım yalnız kalmaya tahammül edemiyor, pek uğrayamıyorum.
herkese sevgiler...
iyi aksamlar kizlar sukur artik yavas yavas ciktiniz ortaya boyle iyi yaa..
alabama..sagol canim evet tr yede denemeye karar verdik ama simdi deyil cunki izin yok birde maddi manevi biraz toparlanip basliycaz insallahh..canim benim guzel dileklerin icin sagol insallah amiin bende muradima erebilirim insallah tatlim benim ..massallah oglusun buyumus allah bagislasin sana insallahh
meryecim..canim evet valla yazilari okumstum ama uygulamadim ihmal ettim yani simdi ne yapicagimida bilmiyorum valla kafam okadar doliki..anlatamam..
Günaydın
Merye saol canım, bu emzirme olayını drunla görüştünmü? Merye nasıl?
Alabama hoşgeldin işe başlamışsın kolay gelsin yardımcında gelmiş İnşallah sorunsuz devam eder herşey, paşamız yürümeyede başlamış Maşallah Allah nazarlardan korusun.
Toana canım neden uygulamadınki yazılanları?
Tayf İnşallah sonucun güzel çıkacak ve sağlıkla bebeişlerini kucağına alacaksın.
sevgiler herkese
su10 ..arkadasim sagol elimde deyil iste ister istemez yikiliyo insan dusunmemek elde deyil..birdaha anne olamiycam diye dusunuyorum bazen zor bak sende yasamiissin ..bundan sonra napmam lazim tutmasi icin diyede dusunuyorum tabiki yilmiyorum..bir bebeyim olsun diye yalvariyorum umit kesmiyorum allahimdan..canim senin yasin kacti..denemelerini nerde yapmistin boyle seyler okuyunca umutlaniyorum ve bilgi almak istiyorum..sagol canim benim..seni anne eden meleyini sana veren allahim bizlerede isteyen butun arkadaslarimada versin insallah..
tayfcim..sagol canim benim tutunma kanamasi deyildi canim benim resmen adet oldum ..budefada leyleyi tavaya atamadim kele bacis..:85:
maiumutcum.. canim sagol arkadasim birsey gelmiyo elden.bidahaki denemeye bakicaz ama biraz kendimi toplamam lazim her bakimdan..canim benim aksam emsen adresimi yazdim hatta sanada gonderdim kabul etrmedin herhalde neyse k.i.b bende opuyorum tatlim
meryecim..ne uygulamami istersin sen napmistin ..yazilan yazilari unutmusum demekki birdaha hatirlat yaz bana arkadasim..
Ve akupuktur. (Amerikada çok kullanılıyormuş.)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?