38 Yaş Üstü Genç Hanımlar Buraya

herkese merhaba

yoğunluktan bende yazamıyorum kızlar.bayram sonrası ilk pazartesi işe başladım.ilk günler sabah uyanmak biraz sıkıntıydı ama şimdi alıştım.Umut'u özlemek dışında bir sıkıntım yok şükür.

deniz, alabama, umut paşayı merak etmişsiniz.şükür iyi.henüz dişimiz yok.emeklemeye 1 haftadır başladık.ama sürekli ayağa kalkıp adım atmak istiyor.sıralıyor.yürüteçte her yere saldırıyor.ben genelde herşeyi yedirmeye başladım umut'a.bakıcımızda şükür çok iyi ve bilinçli.darısı arayan herkese olsun.

deniiz, ben akupunktur yaptırdım ve faydasını gördüm.ben izmir'de yaşıyorum.

tek tekyazamıyorum özür dilerim hepinizden.hepinizi sımsıkı sarıyorum.......
 
Merhabalar arkadaşlar ben de geçen ay tüp bebk denedim 39 yaşındayım maalesef tutmadı ekimde donmuş embriyolarımı deneyecek doktor daha umutlu konuşuyor .Aslında daha önce iki kere kendiliğnden hamile kaldım ama maalesef kucağıma almak nasip olmadı bebişlerimi. İkinci tüp bebk denemesinden önce ne yapılmalı bilen varsa yardımcı olursa çok sevinirim
 
arkadaşlar denizverdi ile konuştum. kızı da kendi de çok iyi. selamları var. evdeki pc bozulduğundan ve halen bir pc alınamadığından hiç giremiyormuş. şu ara alınacak gibiymiş. alınınca eskisi gibi uzun uzun olmasa da girip kendi de yazar.
 
selam

Toana soğan kürünün ardından incir kürüne başlayabilirsin yumurtalıklar için faydalı olduğunu düşünüyorum
bende hem kilo vermek ve sağlıklı olmak adına yürüyüşler yapmıştım.

Deniz Bulut Batuya Maşallah Allah nazarlardan korusun, her şeyi yemeye başlamasına sevindim Enes gündüzleri 2-3 kez 30 dk uyuyor çok dakik ve sürekli ilgi oyun masal vs bunlarla uğraşıyorum hala yalnız kalmak istemiyor

Altınyunus senin yakışıklıda emeklemeyle zaman kaybetmeden yürüycek annesi Maşallah oğluşuna.

Enes çok şükür iyi yoğurtlu meyveleri hüpletiyor, birkaç kez çorba girişimimiz oldu ıspanağı hiç sevmedi akşamları uzun uykuya geçmeden önce ne vermeliyim acaba ?

Merye geceleri emerken aynen senin süslü gibi bizimkide. Gündüzleri çok ısrar etmiyor emzirip ayağımda sallıyorum

Tedaviye başlıycak arkadaşlar inşallah hazırlıklarınız sağlıkla devam eder, bebişlerinize en kısa zamanda kavuşursunuz

Denizverdi, Zarpdeniz, Patikler, Maiumut, Cans, Kangurum, Kartopu, Herada, Tayf, Akideciknane, Yağmursesi, Riuse, ( hatırlayamadığım yoktur inşallah) İnşallah sizlerde iyisinizdir herkese sevgiler...
 
Son düzenleme:

dün kızm bizi çok yordu gece sürekli uyanık tı ve ağlıyrdu ya kucakta uyuyacak y ada meme ağznda olacak çıkarınca hemen uyanıyrdu çok yorgnm iyice dinlenmem lazm anlamadm ne oldu sabahta pek uyumadı şimdi zor bela yatrdım
 
iyi geceler

Merye kızının diş çıkarma durumları nasıl diş çıkarken bebğin uyku düzeni bozuluyor sanırım az önce diğer topikte bu durumu okudum...
 
iyi geceler

Merye kızının diş çıkarma durumları nasıl diş çıkarken bebğin uyku düzeni bozuluyor sanırım az önce diğer topikte bu durumu okudum...

kk nün bir çok topiğine giriryor ve yazılanları sessiz sessiz okuyorum.Acaba daha fazla ne öğrenebilirim,çocuk sahibi olmak için neler yapabilirim,en iyi merkezi nasıl bulabilirim .yumurtalık rezervinde azalma topiğine zırt pırt girip çıkıyorum bilgi almak için.Gelsin soğan suyu gitsin incir kürü,üstüne hayıt öğğğğh..yapıyorum içiyorum napiim umut dünyası işte...sonra kendim de 40 yaş üstü olduğum için doooğru 40 yaşında anne olan varmı topiğine.ordan da bir kaç umut topluyorum kendime.Ama en çok buraya takılıyor özellikle de geçmişi okumaya çalışıyorum çünkü burada zafer kazanmış kadınların sayısı öyle çokki.denizverdi,denizbulut,tayf yağmursesi...ve daha nickleri aklımda kalmayan arkadaşların bebeklerine kavuşma öykülerini okuyor onlararın sevincine ortak olurken kendim içinde umutla doluyorum.Sonra tıpkı bu gün olduğu günümdeki gibi hüzünlü oluyorum.tam da tedaviye başlamak üzere dr a gidip ilaçlarımı almak üzereyken drun kist olmuş bekleyelim bu ay demesiyle umutlar dibe vuruyor.ama drcum subatta 43 bitiyor benim bekleyecek zamanım yokki diyorum.Maşallah maşallah genciz üzülme diyor ama sevinemiyorum.Haydi bakalım hoooop yumurta donasyonuyla hamile kalanlar topiğine.okuyorum kendime yakın hissetmeye çalışıyorum ama olmuyor nedense hissedemiyorum kaçıp gelip yine şu an yazmış olduğum topikte buluyorum kendimi.Hayat güzel biliyorum,dışarıda hava da çok güzel bugün ama hiiiç çıkasım yok. içimdeki renkler griye dönüşmeye başladı sanki.Bilmiyorum işte.Renklerimin solmasını istemiyorum.40 yılda bir 41 yaşımda evlendim o da bu bebek sevdası yüzünden haram olacak gibi görünüyor:)))Oysa ben kocamı herşeyden çoook seviyorum hatta kendimden bile...Neyse azıcık saçmaladım arkadaşlar mazur görün...Güzel günlerde yazışmak üzere sevgiyle kalın...
 
alkan59...

içindeki renkleri griye döndürme arkadaşım, İnşallah sende bebeğine kavuşacaksın, tedavilerini ve farklı drlara yönel istersen, Allahımdan diliyorum kimsenin kucağını boş koymasın, sende müjdeli haberi bizimle paylaşırsın İnşallah.
 

canın epey sıkkın vallahi sırf sana moral olsun diye yatmadan yazmaya karar verdim. belki biliyorsundur bende 3 yıl 9 ay uğraştım gerek doğal yolla gerek yumurta takibi ve tedavinin taşlı yolları. evet bence de doğru topiktesin ben bu topiğin amacına ulaştığı için bugünlerde sessiz kaldığını düşünüyorum. bizler bebeklerimiz büyüdükçe işimiz zorlaştığı için ve aynı zamanda işe güce de entegre olmaya çalıştığımız için gelemiyoruz. ardımızdan gelen henüz anne adayı olamamış arkadaşlara tavsiyem konuşun arkadaşlar sadece isim listesi yapıp herkese iki satır yazmayın kendinizi yaptıklarınızı anlatın. hangi merkeze gittiniz ne konuştunuz miyomunuz kaç cm kist mi var doğum kontrol hapı mı kullanıyorsunuz preseed mi kullanıyorsunuz ne biliyim soğan kürü mü yapıyorsunuz buğday çimi mi vs vs vs. çabalarınızı görüşmelerinizi neye kaç para verdiğinizi yazın empati kurun karşınızdakinden sizi okumasını yani sizi kuru kuru sormasını beklemeyin sorsa nolcak ki zaten paylaşım olmaz ki bu şekilde topikte ölür gider. neyse ben sana kendimi özetleyeyim haa unutmadan zarpdenizin bi yazısı vardı şimdi o aklıma geldi tüm yaptıklarını yazdığı uzuuun bir yazı vardı geçmişte onu bulun çıkartın okuyun derim.
gelelim bana ben ve eşim en az beş altı doktora muayene olduk kaçar defa sperm testleri hormon testleri yapıldı hatırlamıyorum rahim filmini kendi isteğimle doktora reçete yazdırarak çektirdim. herşey normal dediler. eşimde de sorun yoktu. eşim takıntılı doğal olsun niye olmuyo madem herşey normal diye beni çok geciktirdi. 3 yıl sonra yada 3 yılın dolmasına birkaç ay kala rezerv azalıyo yaş geçiyo diye diye en sonunde aşılamaya ikna oldu. ben 35 yaşında evlendim yaş 38 olmuştu. olmayacak benim çocuğum diye yüzde 80 kendimi ikna etmiştim. bu arada fosur fosur sigara içiyordum. kilo almıştım. çok olmasada hayatımızda alkol de vardı. aynen biz de eşimle birbirimizi çoook seviyoruz orda problem yok. geziyoruz tozuyoruz bi taraftan da olmasa da olur düşüncesi var savunma mekanizması işte. ama ben hayatım boyunca anne olmayı istedim ve hep gözüm çoluk çocuktaydı. hamile kalamadıkça ve hamile gördükçe nasıl içimin ezildiğini ancak sizler anlarsınız. arkadaşlarımın profillerine bile bakarken hep çocukluların bebeklilerin profillerinde gezerdim. bir aşılama negatif bir tüp negatif yaşadım diyeceksin ki nedir ki bi çok insana göre bişi değil. evet belki öyle belki de her bir nefatif kendi içinde 9 dan büyük deprem. insan yaşadıkça anlıyor. ama ben iki depremi yaşayınca ya kendimi değiştircem ya bu sevdadan vazgeçicem dedim. çünkü çok gergindim. ben defalarca yaşanan negatif aşılamaları ve tüp denemelerinin verdiği o depresyonu 3 sene 36 ay her ay regl olarak yaşamıştım aslında onlar da benim için hep negatifti. bir gün gecikse acaba hamilemiyim regl olursun üstüne mi gördüm. rüyalardan medet ummalar. sağın solundaki insanların bitmez beklentileri soruları bakışları. kendince saçma sapan yorum yapmaları. niye olmuyor demeyi bıraktım. neden olmasın dedim. allahın hepimiz sevgili kullarıyız ben hayırlısını istiyorum bu arada hiç olsun illede olsun demiyorum hayırlısıyla olsun ömürlü sağlıklı mutlulukla olsun derdindeyim. bi sıkıntı üzüntü yaşayacaksam hiç olmasın diyorum allahla konuşuyorum. son kararım ikinci tüp denemesini yapcam hiç kendimi germicem. sonra madem bu iş beşlere onlara varıyor. bende anasını satiyim param oldukça denicem bi yaş sınırı koycam kendime o yaşa gelene kadar oldu oldu olmadı hayatımı yaşıcam napim. ha sigara bırakıldı ikinci denemede ve hersabah baltarçınçörekotu yedim bir çorba kaşığı. aç karna her sabah. opu işlemine kadar. eşime de sperm morfolojisinde ufak bir sıkıntı olduğu için e vitamini vermişti doktor onu ihmal etmedim içirdim. bide kendime dedimki doktora gitcem alcam kitabı elime beni bi saat bile bekletseler kızmıcam germicem orda beklicem eşimi götürmedim sadece opuda ve transfer günü geldi o kadar. çünkü o da beni geriyordu. son bişi bi uğurum vardı onu da hep yanımda taşıdım başından sonuna kadar. doğum yaptığım gün de dahil. ve tüm sonuçları kabullendim en baştan. çok şükür oldu. 40 olmadan anne oldum. transfenden sonra inandığım birşey yaptım ne olduğu önemli değil. ben ananas yedim çekirdek çıtlattım belki fasa fisoydu ama ben işe yarayacağına inandım. hayatımda ilk ve tek kez hamile kaldım. Merti doğurdum allahıma binlerce kez hamd olsun. hep dua ediyorum sadece size sizin gibi anne olmak isteyen tüm kadınlara allah yardım etsin. allahla konuşun. içten değil dışınızdan sesli sesli ona dönerek söyleyin. ve kendinizi yargılayın temizleyin kimseye mana bulmayın kimsenin çoluğunu çocuğunu kıskanmayın kötü düşüncelerden tamamen arının. içinizde hiç negatiflik barındırmayın. hakkınızdan fazlasını istemeyin oburluk yapmayın gönlü zengi gözü tok olun. bunları laf olsun diye söylemiyorum hiçkimse üstüne alınmasın. saf olmaya çalışın in cin olmaya çalışmayın kimseyi değil kendinizi kandırmayın. şeffaf olun. yazdıklarınız paylaştıklarınız gerçek olsun olmak istediğiniz gibi yazmayın olduğunuz gibi yazın. demagoji yapmayın kendinizi acındırmaya çalışmayın. kendi çapınızdan bişiyleri çözdüm sanıp insanları kategorize etmeyin falan falan falan.

niye senin nezlinde yazıyorum bilmiyorum bana yazdıkların duyguların çok içten ve samimi geldi arkadaşım inşallah hamile kaldığında seninle sevineceğim inanıyorum ki her kadın birgün anne olacak.

telli babaya gidin istanbuldakiler kısacık bi tel alıp adak adayın dileğini zolsun.

lafla peynir gemisi yürümez bişiler yapın. biri bişi söylüyosa süzgecten geçirin payınıza düşeni yapın. armut piş ağzıma düş olmuyo işte napalım uğraşıcaz uğraşcaksınız.

ha bu arada denizbulut ben kimsenin nazarından korkmuyorum aslında biraz o düşüncenin altını çizmek istedim ben bi müsahit zamanımda resim koyacağım merak etme ama görenler olacak göremeyenler olacak. herkes göremeyecek. uzun lafın kısası meryenin yazıdığına ben biraz bozuldum. bi dünya insan kuyrukta bizim çocuklarımızın resmini takip etmiyor burda etse nolur ne nazarı canım. oku üfle kalbin temiz olsun kimse senin çocuğuna nazar etmes. ayrıca bu dünyada bi sen misin anne. kızmaca yok meryecim o zaman beben yokken buraya niye geldin kimbilir senin kimlere nazarın değdi dimi ama.?
 
Merhaba,

Yaklaşık bir haftadır bu başlık altındaki paylaşımlarınızı okuyorum. Deneyimlerinizden faydalanmak, son zamanlarda giderek bulanıklaşan düşüncelerimi netleştirebilmek için.
Bir hesapladım da, 37 yaşım bitmiş bu yıl. Okuldu, işti, aileydi, arkadaşlardı, oraya buraya koşuşturmaktı derken nasıl geçmiş anlamamışım bunca zaman. Yıllardır doğumgünü kutlamayı da sevmediğimden doğru dürüst hesap etmemişim bazı şeylere çok geç kaldığımı…

Bu yıl tesadüflerle dank ediyor aklıma. Demek farkına varmanın zamanı şimdiymiş diyorum her şeyin bir zamanı olduğuna inandığımdan. Bazı şeyler geç de gelse elde edilen mutlulukta azalma olmuyor. Hayıflanıyor insan en fazla, neden daha önce yaşamadım ki diyerek…Ertelememenin önemi kavranıyor acı da olsa kimi zaman. Zararın neresinden dönülürse kardır hesapları yapılıyor. Yine de çoğu zaman hesaplara uygun gitmiyor işler.Her şerde bir hayır vardır deniyor.

Eşimle uzun yıllar öncesinden tanışıyor olmamıza rağmen 3 yıldır birlikteyiz. Bu birliktelik 1 yıl önce yaptığımız evlilikle aynı evde yürütülmeye başladı. İkimiz de çok seviyoruz çocukları. Ama bir çocuk sahibi olmak, daha doğrusu ikimizin bir çocuk yapmamız konusunda tutarsız düşüncelere sahiptik. Hep dünyaya yeni bir birey getirmek yerine evlat edinmek ya da koruyucu aile olmak gibi düşünceler geliştirip işimize gücümüze koşturmaya devam ettik. Zaman zaman benim “kadınlığım” tutarak, “ama bir tane doğursam mı, sonra pişman olmasak” dediğim zamanlar oldu. Sanki çok kolaymış gibi. Düşününce zor geldi sorumluluk.

Geçenlerde tayf’ın da yazdığı gibi zamanında annelerimize söylediğimiz ''ben mi istedim beni doğurmanı,doğurmasaydın'' sözlerini duyma olasılığıydı saçma da olsa bu sorumluluktan kaçınma sebebimiz. Kendim için, ben istediğim için bambaşka bir hayatı dünyaya getirecek olmak ürkütücü bir gerçeklikti. Ama hormonlarım söz dinlememeye başlamıştı artık. Bilinçaltım bana oyunlar oynamaya başlamıştı bile. Çocukluğunu bildiğim eşimin tombik, esmer, her daim bir yaramazlık peşinde koşan hallerini getirip duruyordu aklıma. Oturup ilkokul günlerimizi anıyorduk birlikte. Çocukluğumdaki o sevimli çocuğa benzeyen bir çocukla ortayaşımda aynı evde yaşasam fena mı olurdu sanki?

Zamanın pek çabuk geçmekte olduğunun ayırtına varmıştım. Planlar yapmaya başladım kendi kendime. Eşimle kararımız çok netti. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüyle görüşüp kimsesiz çocuklardan birini evlat edinecek ya da koruyucu aile olarak başvuruda bulunacaktık. Bu, ikimizin de ayrı ayrı gençlik yıllarımızdan beri istediği bir şeydi. (Geçmiş zaman kipinde yazıyorum ama bu düşüncemizden asla vazgeçmedik, mutlaka bir gün yapacağız bunu) Planım doğrultusunda yaz dönemi sigarayı bıraktıktan sonra aldığım kiloları vererek işe başlayayım düşüncesiyle (az buz değil 20 kilo kadar) diyetlere başladım. Başarı kaydetmeye başlarken kısa bir tatil molası girdi araya.

Tatil dönüşü ha bugün gideyim bir muayene olayım yumurtalıklarımdaki kistler duruyor mu durmuyor mu, ha yarın giderim doktora, önce kime gideyim arkadaşlara sorayım derken ağustos ayında adeti pas geçtiğimi bile fark etmemişim. Zaten son dönemlerde gecikmeli adetler gördüğümden çok da üstünde durmamıştım açıkçası. Dönem dönem yumurtalıklarımda oluşup kendiliğinden yok olan doktorların “normal, olur, geçer” dediği kistlere yordum gecikmeyi. Ta ki, göğüslerimdeki olağandışı şişlik ve ağırlığı hissedip kasıklarımda hafif sancıların adet sancısı dışında bir şey olduğunu anlayana kadar. Gecenin bir yarısı evde son adet tarihimi kaydettiğim ajandayı açtım. Günlerden 24 ağustostu ve ajandada son adet başlangıç tarihim 17 temmuz olarak görünüyordu. Ertesi sabah ilk iş eczaneden bir gebelik testi satın alıp uygulamak oldu. Testin referans çizgisi mavileşirken neredeyse eş zamanlı olarak ikinci çizgi de belirmeye başladı. Sonunda her iki çizgi de ayan beyan karşımda duruyordu ve ben şaşkın, bir o kadar da mutlu hissediyordum kendimi. Bu sefer bayram ertesini mi beklesem, hemen bir doktora gidip muayene mi olsam ikilemi girdi hayatıma. Neyse, çok sabredemeyip 3 gün sonrasına hiç tanımadığım bir doktordan randevu alıp gidip muayene oldum. Muayeneye gittiğim gün de hafif bir lekelenme oldu. Doktorda keseyi gördük. Daha 5 haftalık olduğundan içinde ne olduğunu şimdi göremeyeceğimizi biliyordum. Lekelenme nedeniyle doktor bayram tatilinde yatmamı, riskim olduğunu, bu arada 2 gün arayla beta HCG baktırmamı istedi.

3 günlük sırrımı doktor dönüşü gözyaşları içinde eşimle paylaştım. “hamileyim ama düşük riskim varmış”… Beraber sevinip beraber ağladık. Hiç düşünmediğimiz bir anda tesadüfen olan henüz bu “şey”e. Şey diyorum çünkü alabildiğine belirsizlikti bizim için her şey. Kahreden iki günlük bekleme sonucu tahlil sonucu doktora götürüldü. Son derece mekanik bir şekilde hamilelik devam ediyor cevabı alındı doktordan.. Yine sevinçten ağlayarak eve döndük eşimle birlikte.

Bu arada benim 10 yıl önce 6 haftalık hamileyken yaşadığım bir düşük var. (İkimizin de ikinci evliliği; ilk evliliğimde hiç istemezken nasıl olduğunu anlamadan hamile kalıp birkaç hafta sonra düşük yapmıştım. Herkese erkenden söylediğim için çok pişman olmuştum sonrasında. Zaten yürümeyecek bir evlilik olduğundan bu bebeğin hiç doğmaması her taraf açısından hayırlısı oldu diye düşünürüm geçen yılların verdiği sükunetle.) Çok yakınımız, annem ve kardeşim dışında kimseye söylememeye karar verdik bu nedenle. Bayram boyu yattım, minimum hareket ve dikkatle geçti bayram tatili.

Ve o haftasonu, Pazar sabaha karşı kanamam başladı. Düştü, dedim. Doğumevine acile gittik. (O uzun tatilden sonra başka bir yerde hem de Pazar günü nöbetçi jinekolog olacağını tahmin etmemiştim) Kese bozulmasına rağmen hala ordaydı. Progesteron takviyesiyle o günü geçirip pazartesi başka bir hastaneye gidip yine yeni bir doktorla tanıştık. O gün yoğun hasta programına rağmen acilden gelen hastayı kabul eden doktor, tesadüfen yakın arkadaşlarımdan birinin ısrarla tavsiye ettiği “hiç başkasını aramana gerek yok” dediği doktordu. Gerçekten çok ilgilendi. Progesteron günde 300 mg.dan 600’e çıkarıldı. Kesintisiz yatağa bağlı olarak geçirdiğim devreye başladık. İki günde bir gidip ultrasonla durum kontrolü yapıyorduk.

Doktorumuz, ilk günden itibaren son derece sağduyulu davranarak bize gerçeklerden bahsetti. Kesenin şekli bozulmuştu. İçinde 5-6mm boyutunda bir embriyo vardı. Çok az da olsa kalp atışı denen kıpırtı gözlemlenebiliyordu. Ama normalde 130-140 olması gereken atış, 60-70lerdeydi. Doktor, bu gebeliğin çok büyük bir ihtimalle sonlanacağını, ama kalp atışı gözlemlenmeye devam ettiği süreç boyunca hiçbir işlem yapmayacağını, atış sona ererse sonlandırma yapacağını anlattı. “Sonra da bundan sonrasına bakacağız. Kan tahlillerinizi yapıp bir sorun olup olmadığını inceleyeceğiz. Gerekirse genetik test yürütüp inceleyeceğiz ve bir sonraki gebeliğin sağlıklı olmasını sağlayacağız” dedi, 2 hafta boyunca her gidişimizde. Biraz güçlenmeye başlar gibi oldu kalp atışları sondan bir önceki kontrolde. Doktor şaşkındı, “seninki, senle birlikte direniyor. Devam et” dedi. 4 gün sonra ise kese ve embriyo kıpırtısız, gelişimi son ultrasonla aynı olduğu şekilde duruyordu öylece. Bu süreçte o kadar çok yıkılıp yeniden toplanmıştım ki, “ama ben hiçbir olumsuzluk hissetmiyorum” diye saçmalıyordum ultrasondaki görüntüye bakarak. Radyaloji uzmanının ayrıca yaptığı tarama sonucu bana rahimde diğer bölgelerdeki kan akışı renklendirilerek gösterildi, kese ve civarında ise hiçbir renk yoktu. Gelişi gibi ani oldu gidişi de.. SAT’a göre 9. haftaya gireceğimiz gün ultrasonun belirlemesine göre 17 eylülde 6+3de veda ettik sevincimize..

Sonrası, doktorumuzun gösterdiği özen ve inceliklerle dolu hastaneye günübirlik yatış. Yapılan sonlandırma (kürtaj kelimesini kullanmamasına sevinmiştim dokturun, ben de kullanmıyorum)… Cuma günü kontrolde her şeyin normal olduğunu öğrendik. Kalan parça ya da herhangi bir olağanüstülük yok. Kanamam az az devam ediyor. Doktoruma göre 1 hafta daha sürebilirmiş. Sonrasında adet olacağım ve kurban bayramı sonrası bahsettiği testleri yapmak üzere tekrar görüşeceğiz. Ha, bu arada kilo vermeye gayret edeceğim ki, yeni hamilelikte şekerle, tansiyonla boğuşmayacağız.. Yaklaşık olarak Ocak ayından sonra yeni gebeliği düşünebilirsiniz dedi bir de…

İyi de doğru dürüst düşünmüyorduk ki.. Hani bencillikti, sırf ben istiyorum diye bilinci dışında bir varlığı dünyaya getirmek? Kaybedince mi değer artıyor bazı şeylerin? Bu hissettiklerim de böyle mi? Ya yine olmazsa, çok mu yıkılırım? Yeniden denemeye gücüm var mı ki???

Sorular.. sorular.. sorular.. Kafamda dönüp duruyorlar. Cevap versem de vermesem de; verdiğim cevap mantıklı gelse de gelmese de benimleler..

Sonra oturdum son birkaç yıldır bu başlık altında yazılanları okudum. Çoğunuzla yaşıtız. Çok güzel anlatmışsınız duygularınızı. Sevinçlerinizi, hayalkırıklıklarınızı, sorunlarınızı, ürettiğiniz çözümleri, sitemlerinizi, umutlarınızı biliyorum artık. Siz de beni bilin istedim.

Ve itirafım şu ki; tayf; evet aynen senin söylediğin gibi zaman zaman ''neden anlamsızca bebek istediğimi bilmiyorum'' diyordum.. Ama itiraf edeyim; bencilce gibi görünse de tamamen kendim için bir bebeğim olsun istiyorum ben de… Bir daha denemek için bütün gücümü toplasam o dev beni ve bebeğimi de korur mu?
 

canım yok batu herşeyi yemiyor, sadece tadıyor. sabah biraz yumurta ve peynir yemeye yeni başladı. sonra sebze çorbasını zor içiyor. meyve şükür yine biraz yiyor. bitti ama kayısı muz kavun üzüm gibi tatlı meyveler favarilerimiz. olgun tatlı armutlar da bazen yenebiliyor. tabii bazı gün yarım meyve yese ertesi gün tadına bakıp geçiyor ama şükür yiyor yani. yeme konusunda doktoru ne yiyorsa onu verin yeni tatlara yavaş alıştırın dedi. onlar bizim gibi değillermiş. zaten 6 ay anne sütü (ve veya mama) aldıklarından yeni tatlara yavaş alışıyorlar ve sıkılmıyorlarmış. yani 1 hafta kabak-patates-pirinç-havuç püresi versen sıkılmıyormuş. hatta normali de bu sanırım. bazı bebekler yeni tatlara açık oluyorlar. ama yemiyorsa ısırar etme. yediğini ver 2 hafta sonra başka birşeyi denersin.
1,5-2 yaşında bebekleri olanlar bile uyumadan önce süt veriyorşar. bebekler için de hazmı daha kolay gaz yapmaz rahat uyur diye genelde mama öneriliyor. anne sütü alıyorsa biraz uzun uyusun diye mama veya 6 aydan sonra kaşık mamalarından verebilirsin. batu ya 2 kaşık filan eklediğimde uyku süresini uzatmadı. zaten mama da yese kaşık maması da uyuyacağı için uyuduğundan fazla kiloya da ihtiyacı olmadığından ben mama veriuorum. tüm öğünlerini güzel yese de uyumadan önce mama vereceğim.

merye büyüdükçe memeyi daha çok isteyecek. meme olmadan kalkmayacak. diş çıkarma döneminde genelde çok sık uyanıyorlar. meryem devamlı meme isteyecek. hamile hamile başetmek zor bence biran önce mamaya dön memeyi kes.

alkan yaşın için sınırda diyeceğim. panik olma ama 44 bitene kadar elinden geleni yap. hayıt tohumu buğday çimi tabletleri eşinin sperm sayısı iyi değilse e vitamini ve çinko ile destekleyerek tedavi olmadığın aylarda yumurta takibi ve preseed kullanarak denemeye devam et. sigara kullanıyorsanız acil bırakın. sağlıklı beslenmeye cafeini az tüketmeye çalışın. spor yapamıyorsan düzenli yürüyüş yap. yağmursesi bir topik açmıştı nasıl hamile kaldığını yazdığı. onu bul oku. neler yaptığına bak uygulayabildiklerini uygula. eğer her yol kapanırsa yaşın 45 olursa bu yaştan sonra işin mucizeye kalır ama eşin de kabul ederse donör yumurta deneyebilirsiniz. erverdiye bak böyle hissedeceğimi düşünmemiştim yoksa çok daha önce alırdım kızımı diyor. bebek doğduğu gün başlamıyor sevgisi. tabii bir sevgi oluyor ama zaman geçtikçe artıyor. hele 9 aydan sonra tavan yapıyor. annelik doğurmakla olmuyor emekle oluyor.

valla ben de meryenin o lafına bozuldum ve belki buraya yazmam diye düşündüm.
niye birşeye kızdınız diye gideceksiniz ki? herkesin kendi düşüncesi. ben batu nun resmini tekrar paylaştım mesela.


canım yaşın burada birçok kişiye göre çoook genç. benim doktorum dediği gibi ne var 1 düşük yapmakta, o bebeğin yaşamasındansa yaşamaması çok daha hayırlı (çok büyük çoğunluğunda bebekte genetik bir bozukluk olduğu için doğal seleksiyon oluyor vücut atıyor) sokağa çıkıp sorsan her dört kadından biri ya düşük yapmıştır ya bir tanıdığı yapmıştır, doğacak bebek doğar. senin ve eşinin bir genetik bozukluğunuz kanda pıhtılaşma sorunun vs yoksa yine hamile kalır ve sağlıkla kucağına alırsın inşallah. doktoruna de. aslında yaşın genç ve sadece 1 düşüğün var anladığım ama istersen genetik testlerinizi ve pıhtılaşma testinizi yaptırın içiniz rahat bebeğinizi bekleyin. sanırım hepimiz benciliz. öncelikle kendi çocuğumuz olsun istiyoruz. halbuki sevginin emekle geldiğini biraz vicdanlı ve sevmeyi bilen biriysen baktığın her bebeğe aynı hisleri duyacağını biliyorum. ama yine de hemen herkes benim bir parçam olsun diyor. tedavi görüp hamile kalan bir kadının yazdıklarını hatırlıyorum. çocuğum benim gözlerimle baksın istedim diye yazmıştı. bana bencilce gelmişti. aklımda kalmış. şimdi oğlumun gözleri aynı benimkilere benziyor ve evet benim gözlerimle bakıyor. hatta ona baktığımda komik geliyor bu durum. peki benim gibi bakmasaydı sevmeyecek miydim? aman işte kendi gözlerin sevdiğinin gözleri kaynanın gözleri veya x in gözleri. önemli olan minik bir varlığı büyütmen ve ona sevgini vermen. inşallah bundan sonrası istediğin gibi olur.

alabama madem mert in resimlerini yine paylaşacaksın neden avatarındakini çıktın? allah herkesin çoluğunu çocuğunu korusun
 
valla ben de meryenin o lafına bozuldum ve belki buraya yazmam diye düşündüm.

bişiyleri evet herkes görüyo ve benden başka kimse altını çizmiyo sonra muhabet olmuyo burda ille iyileri kötüleri konuşcak değiliz kimse kusursuz değil ama sanal da olsak biz birbirimizi çok iyi anlayan tanıyan insanlarız. yazın o zaman niye yazmıyorsunuz hep ben asabi kabadayı oluyorum çünkü çenemi tutamıyorum duygularımı açıkça yazıyorum. neyse uzatmıyım haklısın bozulmakta ama beni anlamışsındır umarım. çünkü buraya hep mertin resimlerini üçer beşer her daim önce ben koydum. kimsenin nazarından da korkmadım ama nazarımdan korkanın nazarından korkarım arkadaş bilmem anlatabildim mi?
 

ama alabama canım mert in resimlerini koyduğun dönemde de merye vardı allah korusun birşey olsa olurdu ben inadına okur okumaz koydum. içimizi ferah tutalım. bu arada güya takip ediyorum ama merye nin nazardan korkuyorum dediğini ben senden okudum. kaçırmışım orayı.
 
denizbulut senin yazını görmeden yazmış oldum cevabı basit eğer ben sayfa sayfa resim koyarken biri çıkıp nazar lafı ederde hiçbiriniz ben yazana kadar laf etmesseniz ben hayret benden başka kimse ayar olmadı heralde diyorum. sebebini yazdım biri benim nazarımdan korkarsa ben işte onun nazarından korkarım anlıyo musun beni ve avatarı da o yüzden kaldırdım amacım dikkat çekmekti. ve ben resim koyacağım koyduğumda arkadaş listemdekiler resimleri görebilecek listemde olmayanlar bana arkadaşlık yollarlarsa kabul ederim onlarda görebilirler
 

avatarımdaki resimde çok beni anlatıyo aaa niye öyle diyosun ben kafayı yemiş bi anne oldum ne iş yapcamı şaşırdım ve hemen bakıcı buldum yoksa tırlatacaktım anacım.. gördün gibi şimdi işdeyim artık herkese laf yetiştirebiliyorum :76:
 

arkadaşım sen içini ferah tut hayırlısıyla allahtan istemeye devam et. kötü bir tecrübe yaşamışsın ama bi dostumun düşen bebeğine müdahale etmek adına doktorunu aradığında doktoru başka ülkede olduğu için ona sakın kurtarmaya çalışmayın düşecekse düşsün üzülme dediğini hatırlıyorum bu tabi dışardan kolay söylenen yaşayanın ne kadar kahrolduğunu göz ardı edemeyeceğimiz bir durum ama her kalan işte bir hayır vardır diyip önümüzdeki maçlara bakıcaz. sende yumurta olduğu sürece her ay umudun var dimi ayrıca ben bu cümleyi söyleyenlerin alayına karşıyım "TAMAMEN KENDİM İÇİN BİR BEBEĞİM OLSUN İSTİYORUM" dünyada kendi için bebek istemeyen mi varmış kimmiş onlar ya yemesinler beni. herkes kendi için bebek istiyor ben bebeğimi kendim için yaptım tüm hatunlarda doğası gereği kendi için bebek yapar. kaynanama anneme kardeşime halalarına yapmadım ben çocuğumu kendime yaptım ohhhhh iyiki de yapmışım. çok isteyen yapsın kendine bebek. rahat ol bu dünya üstünde başkkası için bebek yapan yok ki. bi de kendimizi egoist mi hissedeceğiz. 55 inde doğuran da var 15 inde doğuranda var. kimse kimseye karışamaz yargılayamaz. sen gücünü topla kendi devini uyandır. aşkın metafiziğinde kadının türünü devam ettirebilmesi için doğurma güdüsü doğuştan var anlamsız değil hiçbirşey. ama sebepleri araştır birdaha ki denemende aynı şeyleri yaşamamak adına araştırmalarını yap gerekli soruları doktoruna sor derim naçizane.
 

aferin ben daha önce işe başla demiştim değil mi? evden hiçbirşeye vakit olmuyor. ben de batu nun daha yeni bir rsmini koyayım diyorum vakit yok. hatta işe bile resim getiremedim. özleyince açıp facebook dan bakıyorum. istek üzerine zorlan da olsa oraya biraz ekleyebiliyorum
 

evet de işte ben bi türlü o adımı atamadım demek zamanı şimdiymiş çok şükür şimdiki halimize. ben o kadar çok foto çektim ki canım kameram bozuldu o kadar diyim sana ve şu an tamirde olduğu için sadece diğer video kamerayla videolarını çekebiliyorum. bi de cep telimle çekmeye çalışıyorum ama müsade etmiyor kesinlikle telefonu görünce direk tırtıl gibi üstüme çıkıp elimden almaya çalışıyo ve ben çekemeden saklamak zorunda falan kalıyorum. feysten ben seni bulurum o zaman
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…