40 derece ateş mi daha kötü ailem mi bilemedim.

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Vicdan azabi bizde otomatik yuklenmis. En ufak seyde kendimizi suclamaya meyilliyiz. Normalde mantikli insanlariz ama aile konularinda neden sonuc iliskileri bulaniklasiyor. Basim agriyor gel demis mesela, nereden bilebilirdiniz anevrizma olacagini? Kardesiniz yanindaymis zaten. Yarim saat arkadasla kahve icmek gibi masum otesi bir eylem bile suc kapsamina girmis kafanizda, bu tesadufle. Ben ucakla ailemden 7 saat uzaklikta yasiyorum ama kardesim yanlarinda. Her zaman cat diye yanlarinda olamayiz, Allah degiliz her seyi bilemeyiz. Her sey icin kendimizi suclayamayiz.

Bana psikiyatrist su telkin/mantrayi ogretmisti:

Hak etmedigim suclulugu istemiyorum.

Ne zaman suclu hissetsem (ki cok ama cok sik suclu hissederim) bunu tekrarliyorum. Sanki etrafimda suclulugu gecirmeyen bir duvar oluyor o an ve carpip geri donuyor sucluluk.

İşte o zamanlar aşırı suçlu hissettim. Neyse ki annem suçluluk duygumu hamilelik haberimi duyduğunda vediğö tepkiyle bir nebze azaltmıştı. "ben hasta olmuşum sen o işi mi yaptın ne gerek vardı şimdi hamile kalmaya tamam neyse hadi kapat" diyerek karşıladı torun haberini ahsjsjs. Valla gülüyorum ama telefon elimde kalmıştı, donmuştum. Yıllar geçtikçe ilk hamileliğimde bana verdiği bu tepkiyle üzülür pişman olur sandım, hani o zaman hastaydı bilinçsiz yaptı sandım ama daha geçen ay bir konu arasında gülerek, sözde espri yapıyor. "valla kızım bana çok düşkündür. Ben hastayken hamile kalmayı başardı ahahs nasıl içi aldıysa a ahhaha" dedi. Sinirden dişimi kırdım. Ki bunu diyen de babaannemin cenazesinden üç gün sonra babamla sevişen insan. Ay neler yazıyorum tövbe ya. Evde durmaktan iyice açıldı çenem.
 
"valla kızım bana çok düşkündür. Ben hastayken hamile kalmayı başardı ahahs nasıl içi aldıysa a ahhaha" dedi. Sinirden dişimi kırdım. Ki bunu diyen de babaannemin cenazesinden üç gün sonra babamla sevişen insan
:KK70:
 
Ben sadece şunu anlamıyorum burada kendinizi bu denli haklı görebiliyorken (ki öylesiniz), her şeyin bu kadar farkındayken neden annenize "gerçek" bi tepki vermiyorsunuz ? Belki bunun için bana kızacaksınız ama bu yönünüzü annenize benzetiyorum ben. Anneniz aslında anneliği sevmeyen (çocuklarını değil, anneliği) ama sırf "kötü anne" olmamak için de "sorumluluklarını kendi elinde olmayan sebeplerle yerine getiremeyen" rolünü çok iyi oynuyor. Bu yüzden de her hatasını, eksiğini sizi suçlayarak bastırmaya çalışıyor. Her konuda haklı çıkabiliyor. Mesela bugün yapmanız gereken şeyi olur da ilerde yapar ve "hastayken benimle ilgilenmedin" diyecek olursanız "ben geleyim dedim sen istemedin" diye tokat gibi cevap yapıştıracak suratınıza. Sonuç: anne haklı, annenin vicdanı rahat, anne görevini yapmak istedi ama kızı izin vermedi... Anneniz mükemmel bir manipülatör. Her durumu asla haksız bulunmadan idare edebilir. Sizi annenize benzettiğim konu ise şu; annenizin kızı olmayı sevmiyorsunuz, ama "kötü evlat" olmamak için siz de anneniz gibi her durumu idare etmeye çalışıyorsunuz. Çünkü annenizin müthiş bi üste çıkma yeteneği var ve bununla baş edemeyeceğinizi biliyorsunuz. Misal, anneniz aradı ve geleceğini söylediği, neden burada yazdıklarınızı ona da söylemediniz ? Kötü evlat olmamak için mi ? Anneniz asla haklısın demeyecek evet. Sizi her türlü suçlu çıkaracak tamam. Peki bu sindirilişi nereye kadar sürdüreceksiniz. Sizin gibi güçlü biri için "sindirilmek" acı bi itham olabilir. Ama anneniz oynadığı oyun ile, belki merhametinizi, belki olgunluğunuzu kullanarak sizi ustaca sindiriyor, susturuyor. Burada attığınız çığlıkları, ona fısıldıyor bile değilsiniz. "Hastalığım bulaşır belki gelme" bahanesi bile size değil, annenize ait. Onun ikna olmak için duymak isteyeceği şey buydu ve size söyletti. Sonradan gösterdiği telafi ilgisi bile size biçtiği sus payı. "Sus, sakın açıklarımı dile getirme. Bak nasıl da ilgileniyorum senle. Eğer konuşursan haksız duruma düşersin. Sus yoksa herkesi kendi tarafıma toplar seni kötü evlat ilan ederim"

Annenizin hikayesinden çıkıp, içinizdeki kız çocuğuyla barıştığınızda, kadınlığınızı sevdiğinizde eşinizle olan sorunlarınızın da çözüleceğini düşünüyorum. Belki de pembe sevdiğin bi renktir. Belki mum ışığında yemek yemek çok da saçma değildir. Belki kalpli ayıcıkla mutlu.... şaka şaka o kadar da değil :)) İçinde, kız olduğu için sindirilmiş bi çocuk, küstürülmüş bi kadın var. Barış onunla.

Ne desem şimdi bilemedim ki :) dondum azıcık. Mum ışığı olmaz aydınlık seviyorum ben ve peluş oyuncaklardan gerçekten nefret ederim. Dünyanın en manasız nesneleri. Düşününce bile tüyler diken diken. Konuyu dağıtmayı başaramadıysam hala, çok çok haklısınız.

Annemin son iki kozu vardır köşeye sıkışınca. Sondan bir önceki, haklısın ben çok kötüyüm affet senin kadar zeki olamadık biz, aptalız biz tabi sen profesörsün tabi deyip konunun orta yerine sçmak. Bu da işe yaramazsa hastanelik olmak :) işte o son kozda yapacağım hiçbir şey kalmıyor. Hop idrak koş hastaneye. Nasıl başarıyorssa tansiyonu da yükseltiyor. Müthiş yetenekli.

Bir şey daha ekleyeyim annemle tanışıp ay ne kadar sempatik, içten, canayakın merhametli bir insan demeyen bir kişi bile yok. Tanısanız siz de böyle dersiniz.
 
Eğer öyleyse tedavi ettirseniz keşke. Çünkü farkında bile değil. Ben de tedavi olmadan önce herşeyimi normal saniyodum. Annenize bı bezmislik, bir umursamamazlik, ölsem de bitse çaresizliği gördüm. Yoksa siz de annesiniz evladı kaybetme korkusu hicbiseye benzemez

Her anne ayni degil. Tonlarca anne çoçuklarina fiziksel siddet uyguluyor. Ebeveyn tarafindan psikolojik siddet neredeyse kültürümüz ile harmanlanmis.

Bir insan sirf anne diye, masum olmuyor. Sirf anne diye hakli olmuyor. Idrak hasta, kadin sormuyor bile. Amelyattan sonra bir çorba yapmiyor bile. Hiçbir sekilde idrakin yaninda degil annesi. Tam tersi psikolojik siddet uyguluyor, manipüle ediyor. Ve herseyin farkinda. Eger bir anneysen, kaybetme korkusu degil, çoçugun için dogru olani yapman lazim. Cocugun sagligini düsünmen lazim.

Annesi çaresiz degil yani. Herseyi gayet bilerek, isteyerek yapiyor.

Idrakyollariiltihabi Idrakyollariiltihabi Evet 30 yil hapisten sonra, o kelepçeleri atmak çok zor fakat yapiliyor. Ben senden daha az seyler yasadim ve 1 aydir annem ile konusmuyorum. Ve benim içinde zor. Ömrüm boyunca becerksiz, ise yaramaz gibi his ettim. Anneme bagli degil, bagimliydim. Ve bende kendimi psikolojik siddetine razi olarak gördüm. Cünkü bagimliydim.

Ancak degiliz, gerçekten degiliz. Asil güç bagimsiz olmakta. Kendi kararlarini uygulamakta. Onlara rest çekmekte. Evet biolojik olarak bir nebze programlandik, anne ve aileye bagli olmayi fakat bu bagli olmak, bagimli olmak degil. Hayat o kadar kisa ki, psikolojine iyi gelmeyen insanlari neden insan hayatinda barindirir? Bu anne bile olsa, dur demek lazim.

Evet ilk basta huzursuz ve mutsuz olacaksin fakat sonrada bu duruma alisacaksin. "Ben niye yillardir birsey demedim, rest çekmedim" diye kendine kizacaksin. Bunu kendinden daha çok, çekirdek ailen için yapmalisin.
 
Ne desem şimdi bilemedim ki :) dondum azıcık. Mum ışığı olmaz aydınlık seviyorum ben ve peluş oyuncaklardan gerçekten nefret ederim. Dünyanın en manasız nesneleri. Düşününce bile tüyler diken diken. Konuyu dağıtmayı başaramadıysam hala, çok çok haklısınız.

Annemin son iki kozu vardır köşeye sıkışınca. Sondan bir önceki, haklısın ben çok kötüyüm affet senin kadar zeki olamadık biz, aptalız biz tabi sen ptofesörsün tabi deyip konunun orta yerine sçmak. Bu da işe yaramazsa hastanelik olmak :) işte o son kozda yapacağım hiçbir şey kalmıyor. Hop idrak koş hastaneye. Nasıl başarıyorssa tansiyonu da yükseltiyor. Müthiş yetenekli.
Belki annenizin hikayesinden çıkmak için onunla yüzleşmek ve hatalarını ona kabul ettirmek dışında yapabileceğiniz başka şeyler de vardır. Her ne kadar o size aksini kabul ettirmeye çalışsa da, onun "haksız" olduğunu, hataları olan biri olduğunu kabullenebilir ve tüm bunları affetmeyi deneyebilirsiniz. Evet onu affetmek. Asla "hak verin, vardır kendine göre sebepleri" demiyorum. Burada ki bağışlama anneniz için değil, kendiniz için. Annenize hala kırılabiliyorsanız, sebebi; hatalarını kabul edip değişeceği umudu ve onu affederek erişeceğiniz huzuruna olan arzunuz olabilir. Fakat onun değişmesi, bi şeyleri kabul ve telafi etmesi çok zor gibi görünüyor. Onu affetmek demek aslında, kendi kusurlarını görmemeniz için size ördüğü duvarları yıkıp "hayır ben değil sen hatalısın ve ben bunu sana asla kabul ettiremeyeceğimi biliyorum. Kendim için, bu yükten kurtulmak için seni usulca affediyorum, böyle kabulleniyorum" demek olabilir. İçinizdeki küçük kız çocuğuna "senin bi suçun yoktu, kendini sev, kendinle barış" demenin bir yolu da olabilir. Yanılıyor da olabilirim elbet fakat denenebilir :)
 
Yalnız istemsizce güldüm kusuruma bakma :) yok şimdi haksızlık etmeyeyim annemin telafi safhası var. Seninkinden farklı olarak son anda telafi etmeye çalışır yetiştiği ölçüde. Bak mesela cumartesi gelecek sağolsun. Canım kızım diyecek, annesi kurban olsun yat yat sen çay neredeydi çocuklar da acıktı ne yapsak ki acaba diyecek. Ay dur kalkma tamam ben bulurum tencereyi diyecek. İyileşince geliyor Allah bin kere razı olsun :)

Yalnız senin anneni şu an boğmak istedim kusuruma bakmazsan. Benzer anneleri görünce çok aşırı sinirleniyorum.

Bak mesela benimki şöyle ameliyat konusunda. Kötü değil ama sinir bozucu. Böbrek ameliyatı oldum. Tek gelmesini rica ettim çünkü oğlan küçüktü birinin bakması gerekiyordu. Abim, babam, kardeşim, yeğenlerim ve kendisi geldi :) sabah beşte ameliyata gitmem gerek evde duş alıp çanta falan hazırlıycam. Dedi ki gel ben ananene geldim orada oturalım sonra sen dönersin oğlanı bırakıp. Dedim anne çocuk zaten huysuz benden ayrı ilk kez uyuyacak kendi evinde olsun burada rahat durmaz. Yok dedi ben burada kalıcam teyzen de yardım eder bakmaya. Peki dedim. Oturduk gece saat 12 oldu tam kalkıcam çünkü daha hazırlık var. Bu arada ben oğlanı yedirip uyuttum. Dediler ki burada yer yok babanla kardeşin sende kalsın :) çünkü dört saat sonra ameliyathanede olmak zorunda değilim ben. Peki dedim hadi gidelim. Eve geldim aaa acıkmışlar :) bir şeyler hazırla yatak aç pijama ver duş almak isteyen kardeşe hazırlık yap. Duş al çanta hazırla oldu mu sana saat 4. Neredeyse uyumadan yola çıktım.

Neyse ameliyat oldum çıktım iki gün kalmam gerek hastanede. Akşam oldu baktım bir grup insan odaya doluştu. Geçmiş olsun kızım iyisin iyi. Bir sıkıntı yok değil mi deyip gittiler ahsjsjs. Oğlum nasıl demiştim ki narkozluyken de yemek yedi mi oğlum demişim. Artık nasıl güveniyorsam.

Eve geldim annem ortada yok. Evde bir gram besin yok. Benim midem havalandı zaten sarhoş gibiyim. Sağolsun eltim bir sürü yemek yaptı salatasına kadar. Annemler gelecek çünkü hazırlık lazım. Yanlış anlama bana bakmaya geldi. Akşama doğru geldi annemler. Acıkmışlar kıyamam. Sofra hazırladım annem dedi ki e çorba az ahsjsjs. Çorba yaptım ama dünya hala dönüyor. Narkozu bir şekilde çıkarmam lazım. Neyse daha fazla dinlenmeden koşturmaya dayanamadım koştum banyoya. İçim dışıma çıktı. Annem kapıya vuruyor ben de sandım ki beni soracak.

-yeğenin yetim onunla biraz oyna ilgilen hiç merhamet etmiyorsun.

Oldu. Kusmam bitince oynarım anne.

Söyleyeceklerim bu kadar.
Biz 40 kişiyiz,birbirimizi biliriz diye bir söz var ya,biz de az çok tanıdık burada birbirimizi.
Benim bir mesajimda"Ben içimdeki küçük kızı iyileştirdim artık"gibi bir şey yazmıştım da demistin ki,ben de iyileşmek istiyorum.
İyilesememenin 2 nedeni var bence.
1cisi,annen manipulelerine hala devam ediyor,benim annem ben el altından kayıp gidince baltaları gömdü.
Yeni bir sayfa açtı tabii hemen olmadı bu.
Ben uzun yıllar sonra senin gibi sorunun bende olmadigini anladığında sağlam durdum.

2cisi O her durumu annesinin lehine çeviren,yollarına kaldırım taşı döşeyen,her sorunu kendinden bilen Deniz'e "sen bir çekil"dedim.
Ben ben oldum zamanla.Kendime alan bıraktım.
Haklılık alanı.
Örneğin çocuklarım küçük,annem komşularıyla oturmaya gelecek,evim eski ve elverissiz.
Üstelik asla hayatımda gamsız ve rahat olmamışken beni uyarıyor"bak komşularım bir kusurunu görürse affetmez,hazırlığını iyi yap,evin temiz olsun"o_O
Ki biz adeta çerkeslerin bir alt versiyonu gibi disiplinli yetistirilmisiz,hazırlıkta olsun,ağırlamakta ve değer vermekte olsun.
Bu yükü üzerimde uzun yillar hissettim,o da bunun farkında olduğu için evimde müfettiş gibi gezerdi.
Sonra sonra kenara köşeye baktığında,toz mu var,e vardır,almadım epeydir diyebilmeye başladım.
Baktım ben boyle yaptıkça,tabi ya,yapamazsın,telâşın çok senin,olsun olur arada demeye başladı.
O manevi ağırlık çok yoruyor insanı,bırak yere hafifle,inan nasıl taşımışım bunca zaman diyeceksin.
 
Belki annenizin hikayesinden çıkmak için onunla yüzleşmek ve hatalarını ona kabul ettirmek dışında yapabileceğiniz başka şeyler de vardır. Her ne kadar o size aksini kabul ettirmeye çalışsa da, onun "haksız" olduğunu, hataları olan biri olduğunu kabullenebilir ve tüm bunları affetmeyi deneyebilirsiniz. Evet onu affetmek. Asla "hak verin, vardır kendine göre sebepleri" demiyorum. Burada ki bağışlama anneniz için değil, kendiniz için. Annenize hala kırılabiliyorsanız, sebebi; hatalarını kabul edip değişeceği umudu ve onu affederek erişeceğiniz huzuruna olan arzunuz olabilir. Fakat onun değişmesi, bi şeyleri kabul ve telafi etmesi çok zor gibi görünüyor. Onu affetmek demek aslında, kendi kusurlarını görmemeniz için size ördüğü duvarları yıkıp "hayır ben değil sen hatalısın ve ben bunu sana asla kabul ettiremeyeceğimi biliyorum. Kendim için, bu yükten kurtulmak için seni usulca affediyorum, böyle kabulleniyorum" demek olabilir. İçinizdeki küçük kız çocuğuna "senin bi suçun yoktu, kendini sev, kendinle barış" demenin bir yolu da olabilir. Yanılıyor da olabilirim elbet fakat denenebilir :)
Böyle yazınca da sanki anneniz çok kötülük yapmış gibi olmuş ama kesinlikle kastettiğim bu değil. Neyse siz beni anlamışsınızdır.
 
Belki annenizin hikayesinden çıkmak için onunla yüzleşmek ve hatalarını ona kabul ettirmek dışında yapabileceğiniz başka şeyler de vardır. Her ne kadar o size aksini kabul ettirmeye çalışsa da, onun "haksız" olduğunu, hataları olan biri olduğunu kabullenebilir ve tüm bunları affetmeyi deneyebilirsiniz. Evet onu affetmek. Asla "hak verin, vardır kendine göre sebepleri" demiyorum. Burada ki bağışlama anneniz için değil, kendiniz için. Annenize hala kırılabiliyorsanız, sebebi; hatalarını kabul edip değişeceği umudu ve onu affederek erişeceğiniz huzuruna olan arzunuz olabilir. Fakat onun değişmesi, bi şeyleri kabul ve telafi etmesi çok zor gibi görünüyor. Onu affetmek demek aslında, kendi kusurlarını görmemeniz için size ördüğü duvarları yıkıp "hayır ben değil sen hatalısın ve ben bunu sana asla kabul ettiremeyeceğimi biliyorum. Kendim için, bu yükten kurtulmak için seni usulca affediyorum, böyle kabulleniyorum" demek olabilir. İçinizdeki küçük kız çocuğuna "senin bi suçun yoktu, kendini sev, kendinle barış" demenin bir yolu da olabilir. Yanılıyor da olabilirim elbet fakat denenebilir :)

Af edince bu bir ödül olmuyormu anneye? Af etmek, susmak ile aynisi degil mi? Ki hatasini kabul etmeyen insan, sürekli kendini magdur gören bir insani nasil af edeceksin? Ortada suç yok :)

Ben rest çekmek, küsmek ve hayattan men etmekten yanayim. Bu sekildede annenin degismeyecegini kabul ediyorsun. Asla kendini hatali olarak görmeyecegini kabul ediyorsun fakat ayni zamanda, görmedigin ve duymadigin için artik yaralanmiyorsun. Yargilanmiyorsun.
 
Af edince bu bir ödül olmuyormu anneye? Af etmek, susmak ile aynisi degil mi? Ki hatasini kabul etmeyen insan, sürekli kendini magdur gören bir insani nasil af edeceksin? Ortada suç yok :)

Ben rest çekmek, küsmek ve hayattan men etmekten yanayim. Bu sekildede annenin degismeyecegini kabul ediyorsun. Asla kendini hatali olarak görmeyecegini kabul ediyorsun fakat ayni zamanda, görmedigin ve duymadigin için artik yaralanmiyorsun. Yargilanmiyorsun.

Aslında affetmekten kastım karşındakini haklı bulmak ve bunu ona bildirmek demek değil. Ki sizin de dediğiniz gibi karşısında kendini suçlu gören biri yok zaten. Eğer İdrak'ta annesini hayatından çıkarabilme gücü olsaydı bunu çoktan yapardı galiba. Bunu yaptığında mutlu olacağının da bi garantisi yok. Belki "affetmek" yerine "kabullenmek" kelimesi de kullanılabilirdi. İdrak bunu kendi içinde kabullendiğinde de, beklenti içinde olmamayı, gördüğü yada duyduklarından yara almamayı öğrenebilir belki. İlk yorumumda ben de neden rest çekmiyor diye sorguladım fakat hasta olduğunda dahi merhamet edip kendini suçlayan birinin, annesini tümden hayatından çıkarmasının zor olacağını düşündüm. O sebeple böyle bi öneri de bulundum.
 
Aslında affetmekten kastım karşındakini haklı bulmak ve bunu ona bildirmek demek değil. Ki sizin de dediğiniz gibi karşısında kendini suçlu gören biri yok zaten. Eğer İdrak'ta annesini hayatından çıkarabilme gücü olsaydı bunu çoktan yapardı galiba. Bunu yaptığında mutlu olacağının da bi garantisi yok. Belki "affetmek" yerine "kabullenmek" kelimesi de kullanılabilirdi. İdrak bunu kendi içinde kabullendiğinde de, beklenti içinde olmamayı, gördüğü yada duyduklarından yara almamayı öğrenebilir belki. İlk yorumumda ben de neden rest çekmiyor diye sorguladım fakat hasta olduğunda dahi merhamet edip kendini suçlayan birinin, annesini tümden hayatından çıkarmasının zor olacağını düşündüm. O sebeple böyle bi öneri de bulundum.

Ben kendi anneme resti çektim anacak bu yazdigin sey asla gerçeklesmiyor. Gerçekleseceginden umudumu kestim. O beklentiyi kesemiyor insan. Ne kadar çokta bilsem annem suçunu kabul etmezdiye, yine en çok istedigim seylerden biri. Suçunu görüp, gerçekten özür dilemesi ve yeni bir sayfa açmasi.

Bunu psikologumda bana dedi "sen daha halen annenin onayini bekliyorsun, ve ne yazikki o hiç gelmeyecek". Dedigim gibi en azindan mesafe aldigim ve rest çektigim için, sürekli onun negatifligi, onun yargilamasi ile ograsmiyorum. Ondan dolayi rest çekmek gibi bir radikal karar önerdim.

Cünkü rest çektiginde bile kabullenmesi zor, kalmis ki o kisiyi halen hayatinda tutarsan. Ancak kisir döngü ve depresyona yol açar.
 
çok geçmiş olsun
allahtan eşiniz yaninda izin alip gelmiş senin için müdürü ile tartişmiş bence seni çok seviyor.
o yüzden kendi ailenizi birinci siraya tutun.
annenizi hergün ariyormusun kızım hasta bi bakayım diyip hiç düşünmeden eve gelmeleri lazim...
nasıl bir anne nasıl bir aile ...
sende onlarin hasta olduğunda gidersin. onlar gelmez.. sen igdersen utancindan yüzüne bakamazlar.
en kötüsü bu:KK43:
çok üzüldüm:KK43:
Allah şifalar versin en kısa zamanda iyileşirsin inşaallah.
 
Çok geçmiş olsun iyi mi şimdi kızınız,? Şükredin ama babanız iyi bir insanmış en azından o var.

Benim oğluma çok düşkün değiller zaten. O yüzden öyle endişe etmezler fazla. Dün gece sabaha kadar kustu oğlum. Hasta oldu o da ama şükür boğazları temiz şimdilik. Hasta olduğum halde sabaha kadar uyumadım endişeden. Allah bir şekilde güç veriyor evlat söz konusu olunca :)
1 aydir hastayiz bizde inanin. Önce gida zehirlenmesi. Sonra havale... Simdi ben hastayim ve hamileyim. Çok zorlaniyorum ama Allah guc versin hepimize. Sizede cok gecmis olsun. Ateş denilince cok endiseleniyorum artik sizin yada oğlunuzun atesi yukselirse sakin ihmal etmeyin
Bu arada kizim havale gecirdigi gun sabah 7 idi. Ve kaynanam o gun ise gitti, telefonda arayip ağlayıp durdu.. kotu gunler asla unutulmuyor oz anne babalar ne yaparsa yapsin unutulmuyor
 
Ben geç kalınmış pişmanlıktan ölesiye korkuyorum. Hayatta neredeyse hiçbir korkum yok evlat acısından başka. Fobilerim, endişelerim yok normal hayatta. Ancak elimden bir şey gelmediği noktada olup pişmanlıkla ve vicdan azabı ile baş başa kalmaktan çok korkuyorum.

Üç Aylık evliydim. Annem o kadar bencildi ki, aylardır görmediğim arkadaşlarıma gitmek istesem bana gel şuram ağırıyor buram ağırıyor derdi. O gün de annemlerin yanına gidecektim. Önce arkadaşıma uğradım ve anneme söylemedim. Söylesem yine azarlayacak gel diyecekti. Neyse bir telefon geldi. Kardeşim arıyor. Nerede kaldın annemin başı çok ağırıyor yolda mısın dedi. Evet yoldayım geliyorum dedim. Arkadaşım dedi ki "idrak bak yine aynı şeyi yapıyorlar bu kez kendini düşün az otur sohbet edelim" onu dinledim ilk kez. Oturdum. Yarım saat sonra falan kalkıp gittim ki annem hastanede. Anevrizma. Baloncuktan lan sızmaya başlamış ambulansla sevk gerekli ameliyat için vs. Ben o pişmanlığı tam üç yıl yaşadım. Panik atak oldum, emziriyorum ilaç içemedim. Ömrümün en berbat zamanlarıydı.

Korkuyorum. Benim yüzümden, benim sebep olduğum herhangi bir şey olsun istemiyorum. Çünkü annem çok zayıf. Hep zayıftı, hala zayıf. En ufak üzüntüde bayılır hastanelik olur. İdrak toparlar her şeyi. "senin yüzünden" cümlesi ile yaşayamam ben.
Anlıyorum hissettiğiniz duyguyu haklı da buluyorum o zaman sizde biraz zayıf olun sadece biraz kimseyi kırmadan ama kendini düşünerek yaşamaya çalışın bence .. hersey gönlünüzce olsun
 
İlk kolunda sigara söndürdüğünde nefret etmen gerekiyordu.ilk defa nefret ettim demişsin. Takma kafana. Nötr ol artık yaptıkları yapacakları seni şaşırtmasın. Acil şifalar dilerim. Rabbim sıhhat versin. Doktorla tekrar görüşmeyi ihmal etme. Eşinle yakınlaşmana da çok sevindim. Rabbim sana güç kuvvet feraset versin.
 
Geçmiş olsun,acil şifalar dilerim.
Ben ailenin senin hep güçlü ve dik durmandan dolayı,durumunun ciddiyetini anlamadıklarını düşünüyorum ama anlamadığım şu,eşin neden arayıp haber vermedi "idrak hastanede "diye.
Bilemedim,eşim ambulansla hastaneye kaldırılırken,önce kendi annemi(gelip kızımı alsınlar eve gitsinler,çocuk sürunmesin hastanede diye)sonra eşimin ailesini aramıştım,haberleri olsun diye.
Acaba arayıp durumun aciliyetini anlatsaydı eşin farklı olurmuydu herşey diye düşündüm.
Başka durumlar varsa bilemem tabi.
 
Dedim bu sefer sizi ve eşimi dinledim doğru yaptım gibi. Ameliyat anısından daha vahim anılarım var o ne ki :) ama ben suçluyum tabi. Aman neyse artık gerçekten düşünmek istemiyorum bunları. Benim derdim yıllarca ailemin müthiş manipülasyon yeteneği sayesinde kendimi suçlamam ve acaba gerçekten hata bende mi, onlar normal de ben mi anormalim diye düşünmek oldu. Uzun bir müddet de buna inandım aslında.

Aykırı, normal olmayan, normal davranmayan, normal düşünmeyen, kafası farklı çalışan, biraz da deli olan bendim. Öyle inandırıldım. Onlar normal ve vicdanlı insanlardı. Benim kafam onlar gibi çalışmadığı için de ben vicdanın nasıl gösterildiğini bilmiyordum dolayısıyla anormaldim.

Uzun bir süre bir düşünceye ikna olmuş ve inandırılmışken bundan vazgeçmek kolay olmuyor. Hep zihnin bir yerinde "acaba haklılar mı bak yine anormal düşünen benim" düşüncesi oluyor. Benim sıklıkla konu açma sebebim de bu. Hep olduğu gibi yazarım olanı ve diyalogları ki yıllarca inandığım gerçek objektif olarak yorumlansın. Çok şükür ki artık anormal olanın ben olmadığımı görmeye başladım ki bugün de sizleri ve eşimi dinleyip bir adım attım.

Bu yeni bir durum değil ki kurtulmak öyle kolay olsun. Bak 28 sene öncesine gidelim. Abim ilkokula başlamış okuma yazma öğretmeye çalışıyorlar. İsteksiz, annem uğraşıyor babam uğraşıyor. Ben de 4 yaşındayım o zaman. Bir kenarda oturmuş izliyorum onları. İki haftanın sonunda okuma ve yazmayı öğrenmiştim uzaktan izleyerek. Sence bana aferin mi dediler? Hayır aksine bastırmaya çalıştılar. Aman çok da şaapmasın kız çocuğu sonuçta diye. Oradaki tek görevim abimi ezmek için "bak bu bile bu yaşında izleyerek sessizce öğrenmiş" cümlesinin öznesi olmaktı.

Ben "bu bile" olduğum için, çünkü vajinam var afedersin. Suçlu bendim işte. Kafam çalışmasaymış, canım sıkılmasaymış, abimden bir adım önde olmasaymışım ne haddime.

Kolayca kızıp eleştiriyorsunuz ama 28 yıllık düşünce ha deyince değişir mi?

Haklısın ama sırf bunlar için uzak durmalısın işte

Ya Cidden uzak ol ve huzurlu ol
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X