9 yıllık ilişkim 2 ayda nasıl bitti !

öncelikle, yazan arkadaşların hepsi haklı, bu konu başkasının olsa muhtemelen ben de aynı şeyleri yazardım.
ayrılamadığımı söyleyenler haklılar.

günlerdir düşünüyorum oturtamıyorum. "ben gideyim istiyor" oturmuyor, "sevmiyor" oturmuyor, "haa bu yüzdenmiş" diyebileceğim hiçbir şey bulamadım. eski mesajları kurcaladım, başka şeyleri de evirdim çevirdim epey. neden ayrılamadığımı bulmaya çalıştım. yalnız kalmak istemiyor değilim, evlenmek için her şeyi göze alıyor değilim, bi bahaneye sarılıp kendimi kandıracak hiç değilim.

google play'de "şafak sayar" diye bi uygulama var. sevgilim askerdeyken indirmiştim. "sülüs tarihi" diye bi kısım var, oraya sülüsün alınıp askerliğin başladığı tarihi yazıyorsun, kaç gün geçmiş kaç gün kalmış gösteriyor.

sevgilim terhis olduktan sonra uygulamayı silecektim, aklıma başka bi şey geldi. sülüs tarihine yıldönümümüzü yazdım, geçen gün sayısını göstersin diye; 3087.

üniversiteyi ankara'da okumadım ben. 5 sene. öyle il dışında tek başına okumak da kolay değil. tek başına derken aileyi kastetmiyorum, o zaten zor, pek çoğumuz yaşadık. ama benim sevgilim de burda kaldı. yurt hayatı kolay değil. gerçekten değil, her tür insanla muhatap olmak zorunda kalıyorsun, hiç muhatap olmak istemesen aynı tuvalet banyoyu kullanıyorsun, illa ki yüz yüze geliyorsun. kendince sorunların oluyor, ailene hepsini yansıtamıyorsun. sonra eve çıktım, orda ayrı sorunlar oldu, ev arkadaşlarımı kovdum tek kaldım. bazı sebeplerden 5 senelik arkadaşlarımı bi anda sildim. koymadı mı koydu, ama öyle yapmam gerekiyordu ve yaptım. eksileri artılarından fazlaydı, yürütmenin anlamı yoktu.

pek çok şey yaşadık, anlayabilirsiniz diye tahmin ediyorum. çok sık gittim geldim, devam zorunluluğum yoktu, o yüzden ayın yarısını burda geçiriyordum ama geri kalan iki haftada illa ki bi sıkıntı oluyordu. insanlarla muhatap olmak, hele hele kendi seçmediklerinle bir arada yaşamak kolay değil.

neyse çok uzattım anlatmak istediğim şey başka. ben bu adamla 5 sene çok şey yaşadım, zaman zaman tartışıp küstüğümüz de oldu. küsken bile, ben bu adamı ne zaman arasam telefonumu açtı. "sana bi şey anlatmam lazım" dedim, "pofuduk biz kavga ettik küsüz" demedi. kendi sorunumuzu sonra hallettik, ama canım sıkkınsa beni mutlaka dinledi. sabahlara kadar benimle beraber uykusuz kaldığı da oldu, çözüm aradığı da oldu, teselli ettiği de oldu. her durumda yanımda oldu. bi sıkıntım olmasa bile, çok kötü kavga etmiş olsak bile, ben her ihtiyacım olduğunda yanımda oldu. gerçekten zor zamanlar geçirdim, psikolojim ciddi anlamda bozuldu, telefona yapışık yaşadım bazen, yarım saatte üç kere aradığım oldu, hepsini açtı. ama o pek benim gibi değil o konuda. ben moralim bozukken ona yapışırım, o daha çok kendiyle kalmak ister. bi sorun varsa ben bunun ne olduğunu bilirim ama bendeki gibi öyle incesini uzununu konuşmaz. "hayır bana yapışacaksın, beni arayacaksın, bana anlatacaksın" diyemem, çünkü o zaman onun da "canın sıkkınsa kendi kendine hallet" demeye hakkı olur. birbirimizi değiştirmeye çalışmadık, ben konuşmak istediğimde o yanımda oldu, o canını sıkan şeyi anlattığında ben çok üstelemedim.

6. ve 7. seneler aynı şehirdeydik. okulu bitirdi, işe girdi. 8. sene askere gitti. 1 sene bekledim.

askerden döndü, ailesi bize gelip işi ciddiye dökmeden kaç kere buluştuk hatırlamıyorum, o ara biraz sıkıntılı bi dönemdi, aynı anda ankara'da olamadık, 2 veya 3 olabilir. ailesi geldikten sonra sıkıntılar başladı, aldı yürüdü, bitmedi, adamın ilgisi de azaldı.

"şafak sayar"a ailesinin geldiği tarihi sülüs yazıyorum, geçen gün 183.

yaşadıklarım çok ciddi sorunlardı biliyorum, benim yanımda olmadı biliyorum, istediğim veya beklediğim gibi davranmadı onu da biliyorum.

sevilmemeyi veya önemsenmemeyi kabul edecek bi kadın değilim zaten, onu da söyleyeyim. bu kadar sorun hep o yüzden çıkıyor. önemsenmediğimi düşündüğüm için. başkası olsa "aman ev veriyorlar içini yaptırıyorlar, alt kat da oluversin nolur yani" der geçer de ben fikrimin alınmamasına, bana dayatılmasına, ne istediğimin önemsenmemesine dayanamıyorum zaten burda. düğün tarihi de öyleydi, elbise de öyleydi. önemsenmediğimi hissettiğimde kazan kaldırıyorum zaten. böyle davranışa göz yumacak ya da rıza gösterecek yapıda değilim.

sevilmediğimi hissettiğimde neden gitmedim? gidemedim. bakıyorum, öyle çok belirgin bi dönüm noktası yok. azalma belirtisi yok. ocaktaki tartışmadan sonra bile yok, o zaman da aradığımda ulaşıyordum. konuşuyorduk. ben aramazsam o arıyordu. kavga ediyorduk evet, ama yine de konuşuyorduk. neye kızdığımı, ne istediğimi dinliyordu, kendi sebeplerini anlatmaya çalışıyordu. böyle değildik yani. biliyorum benim için ailesini karşısına almadı, benim arkamda benim istediğim gibi durmadı ama beni de hiç böyle bırakmamıştı. buluşmaya karar verip iptal ettiğimiz de çok nadirdir, onlar da benim onayımla oldu. unuttuğu olmadı.

cenazeden sonra bi dönemde bi şey oldu, bilmiyorum. kırk gün olmadı daha ama saymadım net. ondan sonra bu açık açık unutmalar, umursamamalar başladı. öncesinde böyle değildi.

çekip giderdim, en ihmal edilmemem gereken zamanda ihmal edildim. asla kabul edilebilir değil. sebebi ne olursa olsun, bana bu şekilde davranmamalıydı.

bakıyorum, 3000 küsür gün. biz çıkmaya başladığımızda sözlenen kuzenimin oğlu okula başladı eylülde. yengesi hamileydi, çocuğu şimdi 3e gidiyor.

bunca zaman, bunca yaşanmış şey var. birbirimize çok destek olmuşuz, benim hep yanımda olmuş. şu an normal bi süreçten geçmediğimizi biliyorum.

olay çok basit ve netti aslında, ikimizin de morali bozuk, benim ailemle onun arasında asla sorun yaşanmadı, ben onunla ve onun ailesiyle sorun yaşıyorum, ama o hem benimle hem ailesiyle sorun yaşıyor. yani bu sıradan bi tartışma değil, ikimizin de psikolojisi bozuk. birbirimize çok destek olamadık çünkü daha önce hiç böyle fikir ayrılığı sebebiyle ikimiz arasında sorun olmadı.

nasıl bağlayacağımı da bilmiyorum.

biz sorun yaşıyoruz evet, belki yapması gerekeni yapmıyor evet, bana kötü davranıyor, ilgisiz, umursamıyor.

ama terazi diye bi şey var. öyle bi anda silip atılmıyor. "konu sahibi ayrılamıyor". evet arkadaşım konu sahibi ayrılamıyor. ben bu adamı terk etmekte sonuna kadar haklıyım, hiç kimse hiçbir şey diyemez ama olmuyor. o 8 senenin hatırı var. çok sorun yaşadık, kendi içine kapanmayı seçti ama bana hiç "benden buraya kadar, eyvallah" demedi. ben de kendime bunu demeyi yakıştıramıyorum. kendini geri çekti ama gitmedi.

"çünkü pasif" kısmı da oturmuyor burda, bu adam bana pasif değil ki. anasına babasına pasif. bana çok güzel aslan kesiliyor. ayrılmak istese ayrılır. neden ayrılmasın? zaten ailesiyle sorun yaşamışım, beni bırakır gider anasının istediği kızla evlenir. kendini geri çekip de benim gitmemi neden beklesin? bunu başından beri yakıştıramadım, kabullenemedim zaten.

ömrümün geri kalan 39 yılına bakınca 9 yıl devede kulak kalıyor. ama 9 yıla bakınca da 7 ay devede kulak kalıyor. o yüzden karar veremiyorum. kesip atamıyorum. ayrılamıyorum. hiçbir şey yapamıyorum.

valla yazıyorum yazıyorum bitmiyor ama burda bitireyim artık.
 
Son düzenleme:
Daha önce de yazmıştım, arkasında duramayacağın atarlanmalara, restleşme çabalarına girişme bundan sonra.
Sana verilebilecek en doğru ( sırf senin şu tavrın ve yazdıkların için) tavsiye bu olur.

arkasında duruyorum restimin de, ne kadar doğru yapıyorum onu bilmiyorum.
 
yazıp yazıp sildim bu yazdıklarından sonra kimsenin yazdığının bir önemi yok.hakkında hayırlısı olsun

affedemiyorum evet, ama gidemiyorum da. zor günümde hep yanımda oldu sonuçta, şu an onun da zor günü, ben onun kendiyle kalmak istiyor olabileceğini göz ardı ettim.
 
affedemiyorum evet, ama gidemiyorum da. zor günümde hep yanımda oldu sonuçta, şu an onun da zor günü, ben onun kendiyle kalmak istiyor olabileceğini göz ardı ettim.
Hmm onun zor günü ...
Evet ya , kesinlikle bu noktadan bakmalısın. Bulduğun kılıftan ötürü de tebrik ediyorum seni...
( diğer mesajda da restimin arkasındayım gibi cümle kurmuşsun da gerçekle alakası yok. Adamın bir kerecik olsun kendiliğinden görüşme çabası olsa atlaya hoplaya zıplaya kollarında olursun da bu zemini dahi bulamıyorsun)
 
affedemiyorum evet, ama gidemiyorum da. zor günümde hep yanımda oldu sonuçta, şu an onun da zor günü, ben onun kendiyle kalmak istiyor olabileceğini göz ardı ettim.
Kendiyle kalması bu kadar uzun mu sürecek sevgili misiniz hala diyelim ki evlendiniz her sıkıntıda senden kaçacak mı.?sorun kendi sorunu degil ki ikinizin ortak sorunu seni unutması bu kadar süre aramamasi onca yazdığına rağmen empati kurayim diyorum yok anlam veremiyorum
 

sorun ikimizin sorunu değil ki. ev sorunu ailesiyle onun sorunuydu mesela. ben o evi kabul etmedim, ailesi o ev diye tutturdu, o arada kaldı. bunu çözecek olan ben değildim ki.
 
sorun ikimizin sorunu değil ki. ev sorunu ailesiyle onun sorunuydu mesela. ben o evi kabul etmedim, ailesi o ev diye tutturdu, o arada kaldı. bunu çözecek olan ben değildim ki.
Ay çıldıracağım...
Nasıl ikinizin sorunu olmuyor ya.
Ben pes ettim .
 
bazı sebeplerden 5 senelik arkadaşlarımı bi anda sildim. koymadı mı koydu, ama öyle yapmam gerekiyordu ve yaptım. eksileri artılarından fazlaydı, yürütmenin anlamı yoktu.

5 yıl geçirdiğiniz, belki aynı evi paylaştığınız, belki kötü gününüzde yanınızda olan arkadaşlarınızı silme sebebiniz neymiş?

Eksileri artılarından fazla imiş, yürütmenin anlamı yokmuş ki buradan çıkardığım sonuç o sırada yürüyormuş. Ama silmişsiniz.

Ancak sizin ilişkiniz yürümüyor.


Yani zaten adamın şeytan suretinde bir canavar olduğuna inanmıyorum. Ama siz de geçmişle geleceği karıştırıyorsunuz.

Olması gereken ile olmaması gerekeni karıştırıyorsunuz.

Sevgilisine destek oldu diye kimseye madalya takamayız. Destek olmayacaksa niye sevgili olsun?

Şahsen hiçbir sorunumu kimseyle paylaşmam. Ama kötü bir dönemdeyim diye birini umursamıyorsam, aslında zaten umursamıyorumdur. Bu ikisi çok farklı şeyler.

Veya gerçekten adamın kötü bir dönemde olduğuna ve yapmadığı her şeyin sebebinin bu olduğuna inanıyorduysanız, adama rest çekme numarası yapmamalıydınız. Sizi ciddiye alması için hiçbir sebebi yok şu an.

Yazdıklarınız normal bir durumda göz ardı edilebilirdi, siz ben olmadığınız için mesela, hep vurguladığınız gibi.

Yalnız bu adam bunları çok hatalıyken yapıyor, anlıyor musunuz? Yani sizi aldatıyor ve gelip bir de dövüyor gibi düşünün.

Sizi savunmaması zaten yeterince kötü iken, size ve ailenize çirkin şeyler sarfedilmişken, bu adam sizi mutlu edemediğini öne sürerek bir bakıma sizi gözden çıkarmış iken, böyle radikal bir hata daha yapamaz. İçgüdüsel olarak da yapamaz, dürtüsel olarak da yapamaz, doğru-yanlış anlamında da yapamaz.

Doğru- yanlış'ı subjektiflik kuşkusu nedeni ile geçelim. Ancak bu adam sizinle evlenmek için can atıyor olsa asla bunları yapamazdı, bunu kabul etmelisiniz.



Yazdığınız şey felaketin tanımı. Adam size aslan kesiliyor, ailesine karşı pasif.

Muhteşem bir ikilik gerçekten.

Neden ayrılmasın demenize bir şey yazamayacağım çünkü adamın üstündeki ayrılamama baskısını tam buradan hissettim, hem de sizin yazdıklarınızla. Aslan kesilmek ile de ayrılmanın hiç alakası yok, adam sizinle evlenmeyi bile göze alabilir diyorum ben. Ancak şu an karar tamamen özgür bir ortamda alınabilseydi hayır derdi bence. Davetiye, o, şu bu diye belirttiğiniz şeyleri o üstünde hissediyor işte.

Ailesine karşı pasif, ayrılmaktan o sebepten bile korkuyordur.

Bir de genel olarak yazdıklarınızla ilgili bir şey söyleyeceğim. Sizin bu mantığınızla bu adam diyelim ki yüzde 1 ihtimalle sizi sevmiyor ve ayrılamıyor olsa, siz hiçbir işareti kabul etmediğiniz için evleneceksiniz.

Çünkü sevilmemenin her işaretine geçmişle, anılarla veya başka ihtimaller ile cevap veriyorsunuz. E gerçekten sevmiyorsa bunu görme ihtimaliniz yok bu durumda, inkar edeceksiniz her türlü.

Hani yüzde 1 ihtimalle bile haksız olsanız, gönüllü olmayan biri ile evleneceksiniz. Ben de bunu anlatmaya çalışıyorum.

Hem de gönüllü olmayan kişi, ailesine karşı pasif ve size karşı aslan kesiliyor.

Harika bir evlilik hayatınız olur, eminim.
 
sorun ikimizin sorunu değil ki. ev sorunu ailesiyle onun sorunuydu mesela. ben o evi kabul etmedim, ailesi o ev diye tutturdu, o arada kaldı. bunu çözecek olan ben değildim ki.
Sorun ikinizin sorunu olmasa karşısına çıkıp neden beni sevmedin diye sormazsin pofuduk.seni sevmedigini hissettigin icin ev meselesinde ısrar ettiğini sende düşündün.sorun ikinizin sorunu çünkü adam evde oturmayi istiyor zaten sen kabul etmedigin icin böyle nazla niyazla ugrasip duruyor.ailemi ikna edeceğim dedi mi hiç tamam nasıl istiyorsan öyle olsun demeni bekledi senin.sen demedikce sessiz kaldı eger gercekten rest cekseydin yok kesinlikle istemiyor bu kiz ailemle konusup bu sorunu çözmem lazim derdi.
 

rest çekmeden önce ev alacaklarını söyledi.
 
rest çekmeden önce ev alacaklarını söyledi.
Ev alacaklarsa bütün sıkıntı bitti niye normale dönmüyor peki.niye aile arayıp nişan hakkında konuşmuyor bu alışveriş bu haftada olmadı ee oğlum niye ağırdan alıyorsunuz 1 günlük iş niye demiyorlar.ne tahlili yüksek çıkmış anlamadım kv ile meslektaşız galiba kanser paneli dışında hangi test bu kadar yasa boğdu bunları.
 

aslında tam sigaraya gidiyordum, cevapsız bırakmak istemedim o yüzden hızlıca yazacağım.

sevilmiyorsam bunu çok net görme ihtimalim var. emin olun var.

şu an sadece karar veremediğimi, bitiremediğimi söyledim. affettim evleniyorum demedim. zorlanıyorum. kesip atamıyorum.

bi de yüzde bir ihtimalden falan bahsetmişsiniz, kesin doğru diye hiçbir şey yoktur zaten.
 
nasıl ikimizin sorunu oluyor? benim tavrım net, bunu ailesiyle o halledecek. tabi ki onun sorunu.
Senin tavrının net olmadığını biz bile yazdıklarından anlamıştık bir ara tamam pofuduk olmuş eve oturmayı kabul eder kesin dedik ailem bile ikna olmuş durumda ben ne yapayım diyordun.cocugun bakımında iyi olacağını falan bile düşündün. 9 yıllık sevgili anlamadı mı bunları yani
 

dur bu uzun gelince cevaplayacağım çünkü gerçekten gitmem lazım. meslek ne ki?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…