9 yıllık ilişkim 2 ayda nasıl bitti !


burda artılarını eksilerini konuştuk, sevgilime hiçbirini söylemedim, "olabilir" anlamına gelebilecek hiçbir işaret vermedim. "o eve girersek asla karı-koca hayatımız olmaz, eninde sonunda boşanırız, ha bunu bile bile beni o eve sokacaksan da neden evleneyim ki" dedim.
 

Yani nasıl var, onu anlamak mümkün değil.

10 sevilmeme ibaresinin 10'unu da gösterse, hepsine başka bir bahane getiriyorsunuz.

Nasıl göreceksiniz bu durumda? Açık açık sevmiyorum dediği sürece?

Ki diyemez bana göre.

Sizin ayrılmanızdan daha zor onun işi. Şu hatayı yaptın diye bahane gösteremez. (Ev olayına falan hiç girmeyin, hata diyorum.)
 
Aslında başka bir şey yazmaya gerek yok çünkü çok basit bir sağlaması var yaptığınızın.

Siz bu adamın sizi aslında sevdiğini düşünseniz, evlenmeyi çok istediğine inansanız gerekirse 1 ay konuşmazsınız. Nasıl olsa eninde sonunda peşime düşecek dersiniz.

Ama biliyorsunuz düşmeyeceğini. Yani sevmediğini. O yüzden cesaret edemiyorsunuz rahat bırakmaya.
 


Sizin fayda/zarar ilişkileriniz o kadar birbirine girmiş ve laçkalaşmış ki, o kadar olur. Özet olarak adamı terapistin bellersen kendi alıştığın iyileşme yolunun tıkanacağından çekindiğinden şimdi o da bana derdini anlatsın, açıklasın diyemeyip korkuyorsun.

Bana göre bu durum hiç sağlıklı değil, yani elbette benimki derdimi sıkıntımı ilk paylaşacağım insandır ama ilişkinin taa en başından beri hep bölerim mesela aileyle problem mi var, kendim çözebildiğim kadarını onlarla çözerim, gerisini kaldırabileceklerini tahmin edebildiğim yere kadar, arkadaşlara, sevgiliye, en çok da bir daha okunmayacak kağıda paylaştırırım. (en çok kağıtlara ve günlüklere yazık tabi ne çektiler be benden) hala geride kalan bir şey olursa da tamamen içime atar kilitlerim.

Ama o burada, sen oradayken ve derdin varken yanında olmuş ama aslında yanında değildi, kendi yaşamadı da bunları zorluğunu görmedi, anlayışı aslında koftiden bir anlayış, ayırmış olduğu zamana zaten diyecek laf yok ama atıyorum sen telefonu kapattığında yalnız başına kalıyorken, o yine içeriki odaya gidip ailesinin dibinde hayatına devam ediyordu. Hani şu saatte onun tarafından bakarsak olaya "ulan bu Pofuduk'un dertleri de bir bitemedi." oluyor o zaman, kendince haklı mı haklı. Liseden sonra aynen devam edip; aile yanında üniversite okuyup ilk ayrılık ve yalnız kalma zamanın askerlik oluyorsa senin yaşadıklarını aynısı olmasa da çok sonra yaşamış oluyor, tabi iç dünyasını bilemiyoruz. Belki de gittiğinde ilk alternatif geleceği orada gördü, döndükten sonra geçmişten gelen bağların zoruyla devam ettirmeye çalıştı ama dert dinlemenin de bir sınırı var. Umursamazlık belki o zaman hafiften başladı, zaten dedesi falan yeterinde hayatını zorlaştırıyordu, çok ağır bir şey taşırsın da biri şunu da taşı der patlarsın ya o hesap. Kimseyi kırmamak istiyorum ama sen hala mutsuzsun şikayetlerini ben öyle anladım en azından, bir başkasının derdinin seninkine tercih edilebilir olduğunu gördükçe ona da zamanla alıştı işte. Bahaneler makul olunca, dede hastalığı, iş, uyku, dayının aptalca borcu, ebesinin tahlil sonuçları falan filan, baktı hayat sensiz de devam ediyor.

Yani Pofuduk benim de açıklamalarım tükeniyor artık, kasıyorum kasıyorum anca buraya varıyorum. Öyle olmuştur böyle olmuştur diye daha bir milyar şey yazarız burda ortak akılla ama olayın varacağı yer hepimizin az çok geldiği yer aynı; adamda heves yok, kalmamış. Göründüğü kadarıyla planı yok, umudu da yok, suçlamalara da başlamış sözüme inanmıyorsun falan diye. Ayrılmamaya devam et, dibini gör, öyle karar ver o zaman, daha ne diyim?
 

aileyi biraz tanıyorsam o "ev alalım" kısmı "madem öyle istiyorsunuz öyle olsun" şeklinde söylenmemiştir çünkü. illa ki duygu sömürüsü olmuştur. hiçbir şey demedilerse "bizim ne hayallerimiz vardı, gitti gitti hepsi gitti" falan demişlerdir mutlaka.
aramızda geçen her şeyi ailesine anlatmadığı gibi, ailesiyle arasında geçen her şeyi de bana anlatmıyor.

annesiyle babası tahlil yaptırdı ne var ne yok diye, tahlilden haberdarım. sonuçları bilmiyordum. ikisinde de şeker, kolesterol, tansiyon, guatr falan hepsi birden çıkmış. zaten velveleyi seviyorlar.
 
Kolesterol yüksek çıktıysa sevinsinler havaları olur çok et yemekten olmuş diye hava atarlar
 

"dil yalan söyler, tavrına bakın" dediniz, tavrına baktım.

onun işi çok daha kolaydı aslında, "beni sevmiyorsun, ben bu şartlarda evlenemem, ayrılmak istiyorum" dediğimde sessiz kalsa yeterdi. veya geçiştirse. veya farklı davransa.
 

düşmüş demek ki?

1 ay vaktim yok ayrıca farkında mısınız?
 

peki ben ne yapayım? "tavrına bak" dedin tavrına baktım. "sevmiyor, umursamıyor, kaybetmekten korkmuyor" işaretleri yok. ama yaptıkları affedilir şeyler değil, ben ne yapayım?
 
düşmüş demek ki?

1 ay vaktim yok ayrıca farkında mısınız?

Gercekten dalga gectiginize eminim artik.

Adami aradiniz, restinizi umursamadi ve hic aramadi, hic. Birakin isleri duzeltmeyi, adam aramadi bile.

Arayan sizsiniz, pesine dusen de sizsiniz.

Tavrina baktim diyorsunuz, tavrina bakamadiniz cunku hicbir sey yapmadi.

Adami arayip arayip ama bana soyle dedi diyorsunuz. E bir kere birakmadiniz ki kendi arasin, bir seyler soylesin.

Sizin soylediginizin gercek olmadigini, gecistirse ortaligi ayaga kaldiracaginizi, ortada su su su var, su kadar hazirlandik diyeceginizi bilmiyor sanki. Ben bile biliyorum.

Sanki gecistirse sessizce benim kararim diyip gideceksiniz.

Adama su tarihe kadar bitti dediniz, adam cevap vermedi yani dediginizi yapti aslinda. Siz ne yaptiniz? Musaade ettiniz mi bitmesine?
 

e kendi aradı kendi geldi dedim? ben mi aradım ben mi çağırdım? adam kendi geldi konuşmak istedi.
 
e kendi aradı kendi geldi dedim? ben mi aradım ben mi çağırdım? adam kendi geldi konuşmak istedi.

Adami aramissiniz telefonu kapaliymis.

Gelmedi diye de kalaylamissiniz, degil mi?

Ben uydurmuyorum yani bunlari.

Adami aradim aradim acmadi diyorsunuz.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…