Arkadaşlar merhaba, geçmişi okudum asayiş berkemal gibi
Yaz yaklaştıkça kaçamaklar azaldı, dikkat maksimumda.. Ya da bana öyle geldi :)
Aynur geçmiş olsun, senin kadar olmasa da bende de hafif bir nezle durumu var. Artmaz umarım
Mutlu, gözün aydın, tahliller iyi çıkmış
Yıllar önce aynı senin yazdığın gibi bir espri yapmıştı bana ilk gittiğim diyetisyen. Ben ona ilk görüşmede "metabolizma hızım da düşük sanırım" gibilerinden anlamsız bir laf etmiştim, sonraki hafta listeye tam uyup verdiğim kiloya ve yağ kaybına bakınca, "metabolizma hızınız gayet iyi, sizinki bildiğimiz oburluk" gibilerinden bir şey söylemişti. Kibar ve sevimli bir üslupla söyledi ama dediği şey buydu yani :)
Oh sevindim, seni yavaşlatacak insülin direnci vb. bir durum yok, o zaman tam gaz devam
Ben de çok ufak sapmalar dışında listeme harfiyen uydum bu hafta. Kaçamaklarımı yazmaya da gelmedim, çünküüüü kaçamağım yoktu
Yani Cumartesi sabah kahvaltıda incecik 1 dilim sucuk yemiştim, onu saymazsam. Onu da eşimi şüphlendirmemek içinyedim ama gene de anladı diyetisyene gittiğimi. Biraz da bozuldu, ne gerek var benden saklıyorsun diye
Sadece ona değil annemlere filan da hiçkimseye söylememiştim halbuki, 1-2 hafta sonra söylemeyi düşünüyordum... Neyse açığa çıktı işte :)
Yenacığım bu konuda farklı uzmanlar farklı -hatta taban tabana zıt- görüşler ileri sürdükleri için net bir şey söylemek zor. Herkes kişisel tercihini, içinin en rahat ettiği şekli uyguluyor sanırım. Ben tüm görüşler arasından sütün (ideal olan mera ineği sütünün) çiğ tüketilmesi ve çiğ işlenmesi (mayalanması vb.) görüşünü benimsiyorum. Ancak bunu uygulayacak durumum yok
Aldığım süt hastalıklardan ari sertifikasına sahip, çok aşamalı kontrollerden geçiyor ve el değmeden sağılıyor, meme ve makine sterilize edildikten sonra sağım makina ile yapılıyor ve süt direk soğutma kazanına alınıyor. Aslında ben bunların hiçbirini onaylamıyorum, hayalimde inek dediğin merada dolaşacak, insan eliyle sağılacak, farklı ineklerin sütleri karışmayacak tek inekten süt alınacak vb. Ama şu anda en iyi alternatifim bu. İdealimdeki tarzda olmasa da hastalıklar konusunda içim oldukça rahat o nedenle ben sadece 2-3 dakika kaynatıyorum, besin değerinin kaçmasını istemiyorum. Aynı sütü alan arkadaşlar arasında 15 dk kaynatan da var, hiç kaynatmadan tüketen de.. Mesela Beyza da pastorize ederek tüketiyor bildiğim kadarıyla, sütü 65 derecede 30 dakika tutarak evde pastörüze etmek de mümkün. Ben bu yöntemi çok araştırmadım ama netten pek çok bilgi var, alternatifi de var sanırım, 120 derece üstünde kısa bir süre tutarak da pastörize ediliyor.
İşte böyleyken böyle
Şimdilerde ben keçi sütü arıyorum, piyasa işi olmayan. Yoğurda da peynire de keçi ya da koyun sütü katıştırarak yapmak bizim kültürümüze, geleneksel tariflerimize daha uygun. Hem de daha faydalı. Koyun sütü daha zor ama keçi bulabileceğim sanırım