Aslında konum yasaklanması değil, iyi olan besinde ulasabilmek çok zor yada pahalı. Gidaya güven yok. (hos içkinin yasaklandigi bir ülkede hersey yasaklabilir :) sigara bağımlıksa benim için cipste bağımlıktır..)Ben o kadar çok gida firmasına girip çiktim ki...en büyük marka dediklerimiz hele çok daha vahim. Bu zararlı hammaddelerin denetimi olmadigi sürece bu durum büyüyecek. Söyle söyliyim, 90li yillarda toz içecekler çok popülerdi, ilgili bakanlık önce bu ambalajların üzerine gerçek meyve resimlerinin konulmasını engelledi ve paralelinde bu toz içecelerin zararı gündeme geldi ve tükeci bu gidadan elini eteğini çekti ürünler satılmaz oldu. Şimdi bu toz iceklerin afrika ülkerine ihtacatı yapılıyor... Aynen gelismis ülkelerde kendi ülkelerinde tüketemedğini bizim ülkemize ihrac etmesi gibi... vs vs.. Herşey insanın kendisinde bunu çok iyi biliyorum.. ama çocukları korumak çok zor.
Bunun disinda kaçamak yapıp depresyona girmiş değilim... Buradaki pembe - kendimizi kandıran bizleri görmenizi istedim. ama sanki diyet desresyonundaymışım gibi anladınız...Hata obsesyon kelimesi benim için fazla biraz... Ben dünkü kaçamağımın pişmanlığı yaşamıyorum. Uzun süredir burada olup bir ileri bir geri giden insanları var onları gözlemliyorum ve hatayı arıyorum. Yazdiklarim değerlendirime neden sonuç ilişkisiydi. Burada birbirimize acaba fazlamı musamma gösteriyoruz? iyi niyet sevgi adı atında bundan birşey olmaz kelimeleri ile zarar mi veriyoruz?
Örnegin, acaba, clutch, bazı kaçamakları diyete zarar verecek ölümcül görümüyorum diyorsun ya, irade olarak başaramadığın için bazı şeyleri kendine kılıf çekiyor olabilir misin? diye düsünüyorum. Bagımlılık ya hep ya hiçtir... Alkol tedavisi görenlere yillar sonnra birkez bile alsalar sorunları yeniden başlıyor. iste bizim kilo alip vermelerimiz bunun gibi değil mi? İnternette biraz aradim taradim karbonhidrat eksikliği gerçekten depresyon yaparmi diye merak ettim. bulamadım... Sağlikli bir çok gidadan hamur isi yemeden vucudun ihtiyaci olan karbonhidrati alabiliyoruz. (bulgur- patates gibi). Sanırım kapı gene şu bizim moralimiz bozulunca yeme isteğimize geliyor.
Aslında konum yasaklanması değil, iyi olan besinde ulasabilmek çok zor yada pahalı. Gidaya güven yok. (hos içkinin yasaklandigi bir ülkede hersey yasaklabilir :) sigara bağımlıksa benim için cipste bağımlıktır..)Ben o kadar çok gida firmasına girip çiktim ki...en büyük marka dediklerimiz hele çok daha vahim. Bu zararlı hammaddelerin denetimi olmadigi sürece bu durum büyüyecek. Söyle söyliyim, 90li yillarda toz içecekler çok popülerdi, ilgili bakanlık önce bu ambalajların üzerine gerçek meyve resimlerinin konulmasını engelledi ve paralelinde bu toz içecelerin zararı gündeme geldi ve tükeci bu gidadan elini eteğini çekti ürünler satılmaz oldu. Şimdi bu toz iceklerin afrika ülkerine ihtacatı yapılıyor... Aynen gelismis ülkelerde kendi ülkelerinde tüketemedğini bizim ülkemize ihrac etmesi gibi... vs vs.. Herşey insanın kendisinde bunu çok iyi biliyorum.. ama çocukları korumak çok zor.
Bunun disinda kaçamak yapıp depresyona girmiş değilim... Buradaki pembe - kendimizi kandıran bizleri görmenizi istedim. ama sanki diyet desresyonundaymışım gibi anladınız...Hata obsesyon kelimesi benim için fazla biraz... Ben dünkü kaçamağımın pişmanlığı yaşamıyorum. Uzun süredir burada olup bir ileri bir geri giden insanları var onları gözlemliyorum ve hatayı arıyorum. Yazdiklarim değerlendirime neden sonuç ilişkisiydi. Burada birbirimize acaba fazlamı musamma gösteriyoruz? iyi niyet sevgi adı atında bundan birşey olmaz kelimeleri ile zarar mi veriyoruz?
Örnegin, acaba, clutch, bazı kaçamakları diyete zarar verecek ölümcül görümüyorum diyorsun ya, irade olarak başaramadığın için bazı şeyleri kendine kılıf çekiyor olabilir misin? diye düsünüyorum. Bagımlılık ya hep ya hiçtir... Alkol tedavisi görenlere yillar sonnra birkez bile alsalar sorunları yeniden başlıyor. iste bizim kilo alip vermelerimiz bunun gibi değil mi? İnternette biraz aradim taradim karbonhidrat eksikliği gerçekten depresyon yaparmi diye merak ettim. bulamadım... Sağlikli bir çok gidadan hamur isi yemeden vucudun ihtiyaci olan karbonhidrati alabiliyoruz. (bulgur- patates gibi). Sanırım kapı gene şu bizim moralimiz bozulunca yeme isteğimize geliyor.
Nuhancığım gıda sektörü konusunda dediklerine katılıyorum canım, gerçekten bu ülkede sağlıklı beslenmek çok pahalı, ya köyde yaşayacaksın ya da şehirde yaşıyorsan hormonlu gıdaları yemeye mecbursun
Karbonhidratsız diyeti ben düşünemiyorum, ama karbonhidrat derken pasta börek değil tabii tam buğday unu yani ekmek, pastaneden aldığımız hamurişinin ya da evde beyaz unla ve katı yağla yaptığımız hamurişinin yararından çok zararı olduğu için onları tükettiğim zaman sonrasında bir mutsuzluk yaşıyorum, ama evde daha sağlıklı şekilde yaptığımız kek, poğaçanın arada sırada da olsa soframızda olması gerektiğini düşünüyorum,sen ise hayatın boyunca ben bu gıdaları tüketmiycem dediğin için yediğin o poğaçanın sana zarar verdiğini hatta kilo vermeni engellediğini düşünebilirsin,bunu alkol bağımlılığına benzetmek yanlış olur, mesela ben bitter dışında çikolata asla yemiyorum uzun zamandır ama olur ya yılda bir kez de olsa yemişimdir, yedikten sonra ah veh da etmenin insanı daha da çok strese sokacağını düşünüyorum.
Nuhan ablacım sonuna kadar haklısın bence bu yazdıklarında biz kaçamka yapmak için sadece kendimizi kandırıyoruz başka bişey değil bende burya geldiğimden beri 9 kilo verdim ve ben geleli tam 4 ay oluyo aslında ben bu 4 ayda çok daha fazla kilo verebilirdim ama irademe sahip olamadım aslına bakarsanız ben toplamda tam 20 kilo verdim çünkü doğum yaptıktan sonra tam tamına 117 kilo oldum ama vermem gereken an az bi 20 kilo daha var ve ben bunu artık başaracağıma inanıyorm çünkü bu haftadan itibaren kendime ve çocuğuma söz verdim önce kendim sonra evladım için yapıcam ben zayıflıcam zorda olsa bunu başarıcam inşallah
Ayrıca benide sonuna kadar eleştirebilirsiniz hayatta darılıp gücenmem tersine çokta mutlu olurum bu durumdan
Sabredemedim cepten yazıyorum :)
efemcigim, ocak ayında, 2.5 kilo vermişsin. subat ayinda 2.6 vermisin... mart ayında 0.5 almışsın. 20 kilo vermek çok büyük bir başarı ama birseyler yanlis gidiyorki... hemen duraklamaya geçtik...birde ocak subat mart ölçülerin aynı.
Bende söyle birsey oluyor..önce kilo gidiyor bel kalça 1-1.5 ay sonra inceliyor...herkesde aynı olurmu bilemiyorum. sanırim sende kilo düsüsü olmadiği için ölçülerde değismiyor.
Bence sen suanda mola dönemindesin... kendini hazir hissetiginde hardiski resetleyip starti yeniden vermen gerek...diye düsündüm . tabi ben bilir kisi değilim fikirimi sey ettim..
Sabredemedim cepten yazıyorum :)
Canım şişmanlık tedavisi madde bağımlılığı gibi değerlendirilemez. Çünkü sigara, alkol ya da uyuşturucu bir kez temizlendiğinde vücuda bi daha girmesi gerekmeyen şeyler. Oysa toplum olarak biz yiyecekler üzerinden sosyallesiyoruz. Yani bi yiyeceği hayatından sonsuza dek çıkarmak rasyonel bir çözüm değil bence. Kesinlikle porsiyon kontrolünü öğrenmeniz gerekiyor. En azından zevkle sevdiğin şeyleri hep yiyebilmek için.
Açıkçası ben diyet yaparken irademi kullanma gereği duymuyorum. Çünkü hayatından ömür boyu uzaklastiramayacagim şeyleri şimdi de çıkartmıyorum. Bu şekilde ideal kiloma indiğimde gözü dönmüş bir şekilde yiyeceklere saldırmayacağım kesin. Evde hamur işi yapmamaya çalışıyorum. Bu düzeni seviyorum ben canım. Ha cok zorlanirsam 60larda çıkarabilirim bazı şeyleri hayatımdan. Öbür türlü yol uzunken zor. Çoğumuz senin kadar şanslı değiliz canım, 20 kg vererek değil ideal kiloya, yarı yola bile zor geliyoruz.
Kaçamak yaptiginda kendini suçlamak diyet moduna dönmeye engel oluyor. Bozmusken az daha yiyeyim pazartesi baslayayim diyor insan. O yüzden hoşgörmekten yanayım ben. Ama birbirimize fazla kibar olduğumuz gerçek. bu da damdan düşmekle alakali bence. Yeme demek en kolayı. Niye yediğini, asıl sorunu çözmeyi hedeflemeliyiz hepimiz bence
konu ben kendimden örneklendirme yaptigim için poğaçaya geliyor :))) alkole benzettigim boğaça değil, iradeye hakim olayip yedigimiz şeker yada sağlıksız karbonhidratlar not: poğaçayı tam buğday undan yaptım... beyaz un değildi..
Bunun dusunda hayatım boyunca hiç karbonhidrat tüketmiyecim diye bir iddam yok.. iddam şu; karbonhidratı sağlıklı olan besinden alma isteği ve bunu irdeyle başarmak.
ve yeniliyorum.Pogaca için bir ah vah stesi yapmiyorum. Depresyonda değilim..sizleri ve kendimi, kendimi örneklendirerek kendi yaptigim hatalar üzerinden elestiriyorum.
efemcigim, ocak ayında, 2.5 kilo vermişsin. subat ayinda 2.6 vermisin... mart ayında 0.5 almışsın. 20 kilo vermek çok büyük bir başarı ama birseyler yanlis gidiyorki... hemen duraklamaya geçtik...birde ocak subat mart ölçülerin aynı.
Bende söyle birsey oluyor..önce kilo gidiyor bel kalça 1-1.5 ay sonra inceliyor...herkesde aynı olurmu bilemiyorum. sanırim sende kilo düsüsü olmadiği için ölçülerde değismiyor.
Bence sen suanda mola dönemindesin... kendini hazir hissetiginde hardiski resetleyip starti yeniden vermen gerek...diye düsündüm . tabi ben bilir kisi değilim fikirimi sey ettim..
Bağımlılık, bir maddenin ya da bir etkinliğin ruh ve-veya fiziksel sağlığı kötü yönde etkilemesine karşın kullanılmasın devam etmesi denebilir. Cola, hazir çorba, bisküvi, çikolata gibi bir çok gıdanın içine bağımlığı artıran emülgator denilen bir madde koyuluyor... İçerik yazdigim için biliyorum.
Birçok diyet kitabinda söyle yazar. Hayatinizidan çikartmanız gerekenler: maddeler... işte ben de tam oradayim bunları ya çikartacağız ya çikartacağız. çikartamiyorsakta bunlar masum şeylermiş gibi gösterip başkalarinida olumsuz etkilemiyeceğiz...
Mesele senin tam buğdaylı poğaça ndi, ye dedik. Kimse kola için demedi ki birbirine. Kola zaten hiçbir besinle ikame edilemeyecek kadar zararlı. Hepimiz yetişkin insanlarız canım, yemeye niyeti olmayan kimseye sormadan yemez zaten. Kaçamak fotosu ekleyip olumsuz etkilenmekten, etkilemekten bahsetmek ayrı bir paradoks. Bütün bunları inkar ettigin kendine kızgınlığına bağlıyorum
Mesele senin tam buğdaylı poğaça ndi, ye dedik. Kimse kola için demedi ki birbirine. Kola zaten hiçbir besinle ikame edilemeyecek kadar zararlı. Hepimiz yetişkin insanlarız canım, yemeye niyeti olmayan kimseye sormadan yemez zaten. Kaçamak fotosu ekleyip olumsuz etkilenmekten, etkilemekten bahsetmek ayrı bir paradoks. Bütün bunları inkar ettigin kendine kızgınlığına bağlıyorumOptum hepinizi.
Mesele senin tam buğdaylı poğaça ndi, ye dedik. Kimse kola için demedi ki birbirine. Kola zaten hiçbir besinle ikame edilemeyecek kadar zararlı. Hepimiz yetişkin insanlarız canım, yemeye niyeti olmayan kimseye sormadan yemez zaten. Kaçamak fotosu ekleyip olumsuz etkilenmekten, etkilemekten bahsetmek ayrı bir paradoks. Bütün bunları inkar ettigin kendine kızgınlığına bağlıyorumOptum hepinizi.
Neyse, konu mantiği anlamak yerine egosal savaşa doğru dönüyor olay.. Tatışmak öğretici birşeydir. Hataları düzeltmeye yarar. Kaçamak fotosu eklemek doğru değildi fakat yazdiklarım ise, bambaşka bugunun konusuydu... Ben burada ki canım cicimden sıkıldım sanırım...vaktinizi aldim özür dilerim.
Nuhancığım alınganlık ediyosun, ne demek vaktinizi aldım, birbirimizi yanlış anlamadan herşeyi açıkça konuşuyoruz, senin eklediğin de kaçamak değildi aslen sağlıklı bir yiyecekti sadece yanlış saatte yendi diyelim
Kişisel algılama bunu canım (canım yazınca sıkıcı oluyor gerçi), herkes birbirine bir şeyler öğretmek istiyor. Oysa hepimiz akli başında insanlarız. Aramızda kimse tüm gün sadece elma ya da patates yiyerek zayıflamaya çalışmıyor. Bki 30un üzerinde olan insanlar in zayıflama yolu 25in altındakilere saçma gelebiliyor.
Peşine de göz kırpmıstım ama bundan sonra direk büyük harflerle ironi yapiyorum yazacağım sonuna. Konuyu kapamak için sana takilmistim ama ifade edememisim kendimi. Kusura bakma nuhan.
Peşine de göz kırpmıstım ama bundan sonra direk büyük harflerle ironi yapiyorum yazacağım sonuna. Konuyu kapamak için sana takilmistim ama ifade edememisim kendimi. Kusura bakma nuhan.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?