Önceki konuma da yazdınız, faydalı yorumlarınız oldu. Bazı düşüncelerinizde de haklısınız ama hepsinde değil. Onlara cevap vermek istiyorum.
- Eşimi inanılmaz sevdim, belki kendimi unutacak kadar sevdim. Evliliğe giderken eşim gerçekten fedakar, sevgi dolu, aşık, gözleri parlayan, merhametli biriydi. Her dakika sevildiğimi hissettim. İnanılmaz rol yapmış. Oscarlık oyunculuk oynamış. Yoksa asla evlenmezdim. Balayından sonra, eşim beni sevmeyen, açık arayan, beni küçümseyen, hakaret eden, kalbimi kıran birine dönüşmeye başladı. Ama aşama aşama oldu, bende tekrar eski haline döner diye taviz vermeye başladım. Taviz tavizi doğurdu. Sonrasında hep benim çabaladığım bir ilişki modeli oldu. Bu kısımda sınır koymalıydım, burada haklısınız.
- Eşim isterse şu an dünyayı önüme serse, barışmam. O iş bitti. Artık onu sevmiyorum, ona güvenmiyorum, ailesine güvenmiyorum. Şu an gelmesinin tek amacı, davadan feragat etmem için olur. Bunu anlamayacak kadar saf değilim.
- Siz avukatsınız, psikoloji de biliyorsunuzdur. Evlilik içinde kalma amacım olsa, boşanmamak için çabalardım. Hakimin karşısında ağlar zırlardım, öyle bir şey yok. Bu evlilik bitecek. Bende karşı dava açtım, tüm kanıtlarımı kullandım.
- Zayıf ve güvensiz biri olmama gelince, burada eleştiriniz fazla. Bu iki sıfata katılmıyorum. Ama şunu diyeyim, şu an zayıf ve güçsüz asla değilim. Alakam yok, zayıf ve güçsüz biri olsam çekişmeli boşanma davasına devam etmezdim, edemezdim. Şu an keşke davam devam etmese size dilekçeleri gösterseydim. İnsan onuruna aykırı ne iftiralar yazdılar. Hırsız, katil, dolandırıcı, malımıza çökmeye çalıştı vb. Evin giderlerinin yüzde seksini bendeydi, ortak mala para koydum, kayınpederin evinden çıkalım dedim, utanmadan bunlara rağmen paracı dediler. Ben şu an çok güçlüyüm, hayatım boyunca bu kadar güçlü olmamıştım. Şu an davaya devam edeceksem çok güçlü olduğum için devam edeceğim zaten.
- Eşim istediği ile sevgili olabilir, aşk yaşayabilir, çocuk yapabilir. Düşündüğünüz kadar umrumda değil. Umrumda olan sadece, ileride bunları yaptığı kadından, kalbini her şeyini verdiği kadından kazık yemesi. Yani bana yaptıklarının aynısını misliyle bulması. Benim gibi sinir krizleri geçirmesi, dünyasının başına yıkılması. İlahi adalet istiyorum yani. Başka hiçbir şey umrumda değil. Bana yaptıklarının bedelini ilerideki hayat arkadaşım dediği kadından bulmasını istiyorum.
- Adam zaten beni hiç sevmemiş ki, yıllarca rol yapmış, kandırmış, aldatmış. Sizce şu an beni unutmuş olması canımı yakıyor mu? Hayır. Zamanında yıllarca kandırılmak, sevilmemiş olmak canımı yaktı. Yani haksızlık yaktı. Zaten evlilikte bile beni takmamış adam, sizce şu an unutsa ne olur unutmasa ne olur? Bu saatten sonra ne önemi var ki? Ama bana yaptıklarının bedelini o da çok ciddi ödese o zaman çok şey olur. En azından yüreğim soğur.
- Şu konuda da haklısınız, şu anki duygularımın sorumluluğu bende. Kimsenin düşüncelerini, davranışlarını kontrol edemem ama birine ne tepki vereceğimi ben seçerim. Kendi davranışlarımı ben seçerim. Travmalarım var, bu konularda çalışmam gerek evet. Boşanma bir yıkım ama bundan da sağ çıkacağım. En azından hayatımın en pahalı dersini aldım, bu dersi unutmayacağım.
Önceki konumuzda belirttiğim gibi eşimizin sözlerine , fikirlerine , değer yargılarına aşırı değer veriyorsunuz. Fikir pusulanız eşiniz olmuş. Sizin için bitmiş , geçmiş, gitmiş bir adamın size iftira atmasının ne önemi var, ona sizin paracı olmadığınızı , katil , dolandırıcı olmadığınızı kanıtlamaya neden ihtiyacınız var? Onun dilekçesinde saçmalamasının ne önemi var? Onun dilekçede yazdıklarını kim önemser ki ? Aileniz mi önemser , onlar sizi zaten biliyor, arkadaşlarınız mı önemser , onlar zaten sizi tanıyor. Kim kaldı gereye , kocanızın bir dilekçede yazdıklarını önemseyen , sadece ve sadece siz. Çünkü eşinizin sözleri çok değerli, fikirleri sizin yok göstericiniz, siz katil , dolandırıcı olmadığınızı bildiğinizi söylüyorsunuz ama her cevabınızda dilekçede bana neler dedi , ne iftiralar attı diyorsunuz. Ben size açıkça sorayım , siz dolamdıcı , katil, para düşkünü müsünüz.?? Eğer cevabınız hayır ise , artık sevmediğiniz , önemsemediğiniz bir insanın sözleri fikirleri neden bu kadar değerli ?
Sakın bana mahkeme hakimine kanıtlamak için devam ediyorum demeyin, onun için bir dosya numarasından ibaretsiniz o kadar .
Size yaptıkları için acı çekmesini istiyorsunuz ama gene diyorum , semer vurmasına izin veren sizsiniz. Size kötü davrandıkça daha çok taviz veren , sizsiniz , adam sizi sevmiyorum dedikten sonra elektriğini , suyunu ödeyen sizsiniz.
Tamam size kötü davrandı , iyi bir eş değildi ama onun eline taşmanın ucunu siz verdiniz. Bunları kendinize kızın diye söylemiyorum, bunların gerekçesini bahane bulmadan kendiniz anlayın diye söyleyin diye söylüyorum. Öncekle kendinizi , bakış açınızı , değiştirmek zorundasınız, Kocanızın fikir ve düşünceleri o kadar sizin için kesin ve net olmuş ki, hala kurtulamamışsınız. Kurtulmak için çabalayıp , başardığınız an ,” aman salak adam , benim için katil demiş , çok da tın. “ ya da birisini boşanma dosyasını anlatırken “ görsen neler yazmış , ay çok komik , kim inanır ona “ diyeceksiniz. Ama siz hala bana iftira attı , benim için neler yazmış , katil demiş , şunu demiş , bunu demiş. Siz okuduğunuzda hala o sözlerden etkilenip üzülüyorsunuz , çünkü o dilekçe sizin fikir pusulanızın , kocanızın sözleri.
Şu yaşadıklarını yaşasın falan da , hala eşiniz ne yaşadı , ne yaptı , mutlu mu, değil mi , bu mu önemli olan .
Eğer dünyada ilahi adalet olsaydı ve siz de buna 100% inansaydınız , bu davayı zaten sürdürmezdiniz. İlahi adalet dünyada etkili olsaydı, mahkemelere , cezalara gerek kalmazdı. Adı üstünde ilahi bir konu , öteki dünyada artık neye inanıyorsa onunla hesaplaşır.
Artık eski eşinizi sevmediğinizi , istemediğinizi söylüyorsunuz ama bu onun hayatınızın merkezi olmasını engellemiyor, dava dilekçesinde söyledikleri sizi etkiliyor, hem de çok, başkası ile ilişkisinde mutlu olmamasını istiyorsunuz, onun açı çekmesini istiyorsunuz, yıldönümünde ağlıyorsunuz, duruşma için panik atak geçirmek üzeresiniz. Kocanızı görmüyorsunuz , istemiyorsunuz, sevmiyorsunuz ama fikirleri değerli ve adam hala hayatınızın merkezinde , böyle kazık çakmış gibi .