- 13 Şubat 2018
- 1.231
- 2.644
- 35
-
- Konu Sahibi Papatya129
- #41
Geçen "Ne seni mutlu ederdi?" dedim, sonsuz uykuya dalmak diye cevap verdi. Her gün sabah uyandığında ölmek istiyormuş.
bu yoruma şaştım kaldım.çocuklar saygılı aklı başında psikolojisi düzgün yetişsin diye onları yoksul ve muhtaç olarak mı bırakmalıyız?mesela ben herşeyi fazla fazla yapan bir anneyim.herkesin sevdiği beni defalarca tebrik ettiği bir çocuğa sahibim.beyninden kaynaklı ya da genetik bir psikiyatırlık sorunu da olabilir çocuğun.psikoloğa da götürmeyelim aç parasız bırakırsak düzelir haa.pessss.bu arada herkes de kınadığını yaşamadan ölmezmişHayvanlar yoklukta insanlar varlıkta azarmış, senin kardeşin de böyle olmuş işte. Aşırı şımarık. Yoksulluk, muhtaçlık görmesi gerek diye düşünüyorum. Etrafınızda vardır belki öyle birileri. Psikolojik desteğin adı bile onun ekmeğine yağ sürmek olur. Kusura bakma ama nefret ettim kardeşinden. Allah yardımcın olsun.
Psikiyatriste değil psikoloğa (mümkünse çocuk ergen psikoloğu) götürün daha faydalı olacaktır. Ergenlik sonrası düzelebilir düzelmeye debilir. Bu süreçte kaybederseniz telafisi olmayan hatalar yapılabiliyor. Siz yine de onu ne kadar sevdiğinizi kendisinin sizler için kıymetli olduğunu her ne olursa olsun yanında olacağınızı hissettirin. Cinsel kimlik karmaşasından bahsetmişsiniz, eşcinsel olduğunu mu hissediyor? Bazı ergenler bu durum yüzünden (ne yazık ki) sahip olduğu bedene ait olmadığını hissedip hıncını bedeninden almaya çalışabiliyor. Ailenin kendisini kabullenmeyeceğini düşünüp aileye daha kötü davranabiliyor, anneden nefret edebiliyor vs.Herkese merhaba.
Canımı aşırı sıkan ve artık sabrımın kalmadığı bir konuyu paylaşmak istiyorum.
5 yıl üniversiteyi başka şehirde okuduktan sonra aile evine döndüm. Döndüğümden beri kız kardeşimle (16 yaşında) aramız hem uzun süredir birbirimizi görmeyişimizden hem de kardeşimin ergenliğin etkisiyle kabuğuna çekilmesinden dolayı çok iyi değildi. Ama yine de geldiğim ilk günden beri çabalıyorum, arkadaşlarımla buluşurken onu da götürüyorum, cinsel kimliği konusunda yaşadığı çekinceleri dinliyorum ve onu yargılamayacağımı hissettiriyorum vs. Çoğu şeyi paylaşır hale geldik ve şu an daha yakınız fakat kardeşim hiç iyi değil.
Biz mükemmel bir aile değiliz ama evimizde (küçükken yaramazlık yaptığımızda yediğimiz birkaç pataklama dışında) fiziksel şiddet yaşanmadı. Annemle babam arada kavga etseler de birbirlerine aşıklardır ve bize ebeveyn travması yaşatmadılar. Genel olarak da modern insanlar, giydiğimize gezdiğimize asla karışmazlar. Babam da eşekler gibi çalışıp bize orta seviye bir hayat sağladı. Hatta kardeşim doğduktan sonra ekonomik durumumuz iyiye gitti, kendisi benim gördüğüm yokluğu hiç görmedi ve istediği her şey yapıldı diyebilirim.
Ama kardeşim küçüklükten beri dünyanın en kötü hayatını yaşıyormuş gibi depresif. Hep mutsuz. Derslerine önem vermediği ve okula dahi gitmek istemediği için dersleri berbat. Kolunda jilet izleri yakaladık, zevk için yaptığını söylüyor ve "sanki kendimi mi öldürdüm abartmayın ya" gibi gevşek cevaplar verip bizi çileden çıkarttı. Annemle arası her daim kötü ve annemden nefret ediyor gibi. Evdeki tek bir şeye elini sürmez, yardım etmez, yediği tabağı bile uyarılarımıza rağmen yıkamaz.
Geçen "Ne seni mutlu ederdi?" dedim, sonsuz uykuya dalmak diye cevap verdi. Her gün sabah uyandığında ölmek istiyormuş.
Bunların yalnızca ergenlik olduğunu düşünmüyorum kardeşimin hakikaten psikolojisi iyi değil ve ben artık sabrımın son noktalarını yaşıyorum. "Ne yaşadın sanki" diyip tokatlayasım geliyor çocuğu. Yani bazılarınız kızacak hatta "korkunç abla" yaftalaması yapacak ama umrumda değil, çünkü tükeniyorum annemin perişan olduğunu gördükçe ve kardeşime daha da kinleniyorum. Hatta kardeşime baktıkça çocuk sahibi olmak istemediğimi düşünüyorum.
Kızlar çok yoruldum. Cumartesi gününe psikoloğa götüreceğiz. Daha önce psikiyatriste götürdük ama verilen ilacı kullanmadı uyuyamıyorum diye.
Lütfen bu çocuk düzelecek deyin... Artık bu evden kaçmak istiyorum.
Bence önce tahlil yaptırın vücuttaki bazı değerlerin çok düşük olması ruh halini çok etkiliyorHerkese merhaba.
Canımı aşırı sıkan ve artık sabrımın kalmadığı bir konuyu paylaşmak istiyorum.
5 yıl üniversiteyi başka şehirde okuduktan sonra aile evine döndüm. Döndüğümden beri kız kardeşimle (16 yaşında) aramız hem uzun süredir birbirimizi görmeyişimizden hem de kardeşimin ergenliğin etkisiyle kabuğuna çekilmesinden dolayı çok iyi değildi. Ama yine de geldiğim ilk günden beri çabalıyorum, arkadaşlarımla buluşurken onu da götürüyorum, cinsel kimliği konusunda yaşadığı çekinceleri dinliyorum ve onu yargılamayacağımı hissettiriyorum vs. Çoğu şeyi paylaşır hale geldik ve şu an daha yakınız fakat kardeşim hiç iyi değil.
Biz mükemmel bir aile değiliz ama evimizde (küçükken yaramazlık yaptığımızda yediğimiz birkaç pataklama dışında) fiziksel şiddet yaşanmadı. Annemle babam arada kavga etseler de birbirlerine aşıklardır ve bize ebeveyn travması yaşatmadılar. Genel olarak da modern insanlar, giydiğimize gezdiğimize asla karışmazlar. Babam da eşekler gibi çalışıp bize orta seviye bir hayat sağladı. Hatta kardeşim doğduktan sonra ekonomik durumumuz iyiye gitti, kendisi benim gördüğüm yokluğu hiç görmedi ve istediği her şey yapıldı diyebilirim.
Ama kardeşim küçüklükten beri dünyanın en kötü hayatını yaşıyormuş gibi depresif. Hep mutsuz. Derslerine önem vermediği ve okula dahi gitmek istemediği için dersleri berbat. Kolunda jilet izleri yakaladık, zevk için yaptığını söylüyor ve "sanki kendimi mi öldürdüm abartmayın ya" gibi gevşek cevaplar verip bizi çileden çıkarttı. Annemle arası her daim kötü ve annemden nefret ediyor gibi. Evdeki tek bir şeye elini sürmez, yardım etmez, yediği tabağı bile uyarılarımıza rağmen yıkamaz.
Geçen "Ne seni mutlu ederdi?" dedim, sonsuz uykuya dalmak diye cevap verdi. Her gün sabah uyandığında ölmek istiyormuş.
Bunların yalnızca ergenlik olduğunu düşünmüyorum kardeşimin hakikaten psikolojisi iyi değil ve ben artık sabrımın son noktalarını yaşıyorum. "Ne yaşadın sanki" diyip tokatlayasım geliyor çocuğu. Yani bazılarınız kızacak hatta "korkunç abla" yaftalaması yapacak ama umrumda değil, çünkü tükeniyorum annemin perişan olduğunu gördükçe ve kardeşime daha da kinleniyorum. Hatta kardeşime baktıkça çocuk sahibi olmak istemediğimi düşünüyorum.
Kızlar çok yoruldum. Cumartesi gününe psikoloğa götüreceğiz. Daha önce psikiyatriste götürdük ama verilen ilacı kullanmadı uyuyamıyorum diye.
Lütfen bu çocuk düzelecek deyin... Artık bu evden kaçmak istiyorum.
Ya yok be kuzum,Psikiyatriste değil psikoloğa (mümkünse çocuk ergen psikoloğu) götürün daha faydalı olacaktır. Ergenlik sonrası düzelebilir düzelmeye debilir. Bu süreçte kaybederseniz telafisi olmayan hatalar yapılabiliyor. Siz yine de onu ne kadar sevdiğinizi kendisinin sizler için kıymetli olduğunu her ne olursa olsun yanında olacağınızı hissettirin. Cinsel kimlik karmaşasından bahsetmişsiniz, eşcinsel olduğunu mu hissediyor? Bazı ergenler bu durum yüzünden (ne yazık ki) sahip olduğu bedene ait olmadığını hissedip hıncını bedeninden almaya çalışabiliyor. Ailenin kendisini kabullenmeyeceğini düşünüp aileye daha kötü davranabiliyor, anneden nefret edebiliyor vs.
Psikiyatriste götürünHerkese merhaba.
Canımı aşırı sıkan ve artık sabrımın kalmadığı bir konuyu paylaşmak istiyorum.
5 yıl üniversiteyi başka şehirde okuduktan sonra aile evine döndüm. Döndüğümden beri kız kardeşimle (16 yaşında) aramız hem uzun süredir birbirimizi görmeyişimizden hem de kardeşimin ergenliğin etkisiyle kabuğuna çekilmesinden dolayı çok iyi değildi. Ama yine de geldiğim ilk günden beri çabalıyorum, arkadaşlarımla buluşurken onu da götürüyorum, cinsel kimliği konusunda yaşadığı çekinceleri dinliyorum ve onu yargılamayacağımı hissettiriyorum vs. Çoğu şeyi paylaşır hale geldik ve şu an daha yakınız fakat kardeşim hiç iyi değil.
Biz mükemmel bir aile değiliz ama evimizde (küçükken yaramazlık yaptığımızda yediğimiz birkaç pataklama dışında) fiziksel şiddet yaşanmadı. Annemle babam arada kavga etseler de birbirlerine aşıklardır ve bize ebeveyn travması yaşatmadılar. Genel olarak da modern insanlar, giydiğimize gezdiğimize asla karışmazlar. Babam da eşekler gibi çalışıp bize orta seviye bir hayat sağladı. Hatta kardeşim doğduktan sonra ekonomik durumumuz iyiye gitti, kendisi benim gördüğüm yokluğu hiç görmedi ve istediği her şey yapıldı diyebilirim.
Ama kardeşim küçüklükten beri dünyanın en kötü hayatını yaşıyormuş gibi depresif. Hep mutsuz. Derslerine önem vermediği ve okula dahi gitmek istemediği için dersleri berbat. Kolunda jilet izleri yakaladık, zevk için yaptığını söylüyor ve "sanki kendimi mi öldürdüm abartmayın ya" gibi gevşek cevaplar verip bizi çileden çıkarttı. Annemle arası her daim kötü ve annemden nefret ediyor gibi. Evdeki tek bir şeye elini sürmez, yardım etmez, yediği tabağı bile uyarılarımıza rağmen yıkamaz.
Geçen "Ne seni mutlu ederdi?" dedim, sonsuz uykuya dalmak diye cevap verdi. Her gün sabah uyandığında ölmek istiyormuş.
Bunların yalnızca ergenlik olduğunu düşünmüyorum kardeşimin hakikaten psikolojisi iyi değil ve ben artık sabrımın son noktalarını yaşıyorum. "Ne yaşadın sanki" diyip tokatlayasım geliyor çocuğu. Yani bazılarınız kızacak hatta "korkunç abla" yaftalaması yapacak ama umrumda değil, çünkü tükeniyorum annemin perişan olduğunu gördükçe ve kardeşime daha da kinleniyorum. Hatta kardeşime baktıkça çocuk sahibi olmak istemediğimi düşünüyorum.
Kızlar çok yoruldum. Cumartesi gününe psikoloğa götüreceğiz. Daha önce psikiyatriste götürdük ama verilen ilacı kullanmadı uyuyamıyorum diye.
Lütfen bu çocuk düzelecek deyin... Artık bu evden kaçmak istiyorum.
oyy okuyunca bir an kendi yaşadıklarımı gördüm. ben yazmışım gibi. hepsi tamamen ergenlik bizimki atlattı ordan bildiriyorum. bu süreçte en önemli şey yargılamamak, sürekli destek olmak, sabırlı olmak ve gölge şeklinde takip etmek yani ona farkettirmeden ama hiç de yalnız bırakmadan. arkadaş çevresi inanılmaz etkiliyor bu süreci mümkünse farklı çevrelere yönlendirmek ciddi anlamda olumlu sonuçlar doğuruyor.Herkese merhaba.
Canımı aşırı sıkan ve artık sabrımın kalmadığı bir konuyu paylaşmak istiyorum.
5 yıl üniversiteyi başka şehirde okuduktan sonra aile evine döndüm. Döndüğümden beri kız kardeşimle (16 yaşında) aramız hem uzun süredir birbirimizi görmeyişimizden hem de kardeşimin ergenliğin etkisiyle kabuğuna çekilmesinden dolayı çok iyi değildi. Ama yine de geldiğim ilk günden beri çabalıyorum, arkadaşlarımla buluşurken onu da götürüyorum, cinsel kimliği konusunda yaşadığı çekinceleri dinliyorum ve onu yargılamayacağımı hissettiriyorum vs. Çoğu şeyi paylaşır hale geldik ve şu an daha yakınız fakat kardeşim hiç iyi değil.
Biz mükemmel bir aile değiliz ama evimizde (küçükken yaramazlık yaptığımızda yediğimiz birkaç pataklama dışında) fiziksel şiddet yaşanmadı. Annemle babam arada kavga etseler de birbirlerine aşıklardır ve bize ebeveyn travması yaşatmadılar. Genel olarak da modern insanlar, giydiğimize gezdiğimize asla karışmazlar. Babam da eşekler gibi çalışıp bize orta seviye bir hayat sağladı. Hatta kardeşim doğduktan sonra ekonomik durumumuz iyiye gitti, kendisi benim gördüğüm yokluğu hiç görmedi ve istediği her şey yapıldı diyebilirim.
Ama kardeşim küçüklükten beri dünyanın en kötü hayatını yaşıyormuş gibi depresif. Hep mutsuz. Derslerine önem vermediği ve okula dahi gitmek istemediği için dersleri berbat. Kolunda jilet izleri yakaladık, zevk için yaptığını söylüyor ve "sanki kendimi mi öldürdüm abartmayın ya" gibi gevşek cevaplar verip bizi çileden çıkarttı. Annemle arası her daim kötü ve annemden nefret ediyor gibi. Evdeki tek bir şeye elini sürmez, yardım etmez, yediği tabağı bile uyarılarımıza rağmen yıkamaz.
Geçen "Ne seni mutlu ederdi?" dedim, sonsuz uykuya dalmak diye cevap verdi. Her gün sabah uyandığında ölmek istiyormuş.
Bunların yalnızca ergenlik olduğunu düşünmüyorum kardeşimin hakikaten psikolojisi iyi değil ve ben artık sabrımın son noktalarını yaşıyorum. "Ne yaşadın sanki" diyip tokatlayasım geliyor çocuğu. Yani bazılarınız kızacak hatta "korkunç abla" yaftalaması yapacak ama umrumda değil, çünkü tükeniyorum annemin perişan olduğunu gördükçe ve kardeşime daha da kinleniyorum. Hatta kardeşime baktıkça çocuk sahibi olmak istemediğimi düşünüyorum.
Kızlar çok yoruldum. Cumartesi gününe psikoloğa götüreceğiz. Daha önce psikiyatriste götürdük ama verilen ilacı kullanmadı uyuyamıyorum diye.
Lütfen bu çocuk düzelecek deyin... Artık bu evden kaçmak istiyorum.
Size katılıyorum. Piyanoya kemana dökülen para ergen psikiyatriste verilmeliydi. Müzik aleti çalmak istiyorsa kursa yazdırabilirlerdi. Tam ergenliğin başlarında farketselerdi bu noktaya gelmezdi belki. Israrla savunduğum bir şey var. Biz çocuklarımızı besleyip temiz ve güvende tutabiliriz. İyi okullara gönderip düzgün eğitim verebiliriz ama psikolojik yönden faydasız olabiliriz. Sadece anne babayız, çocuk gelişimi, psikiyatri uzmanı değiliz. Nasıl hastalanınca doktora götürüyoruz, ruhsal sıkıntıları olunca da hemen bir uzmandan yardım almalıyız.İlk hatanız çocuğu psikiyatriste götürmeniz olmuş.
Gitmesi gereken kişi ergen psikoloğu ve terapi alması lazım.
Her ergen ilaç kullanacak olsa ortada aklı yerinde insan kalmazdı.
Herkesin ergenligi farklı , çocuk belki evinde ailesinde sorun yasamadi ama okulunda yaşadı , arkadaşlarından zorbalık gördü ya da hayatında herşey iyi ama dünyanın hali ne olacak deyip kafaya takıyor , onun iç dünyasını bilemezsiniz , gerçekten eğer şu konuda yazdığınız şekilde yaklaşıyorsaniz kıza size açılması da mümkün değil.
Acilen ergen psikologuna götürün