Çalışıyorum bir çocuğum var 7 yıllık mutlu bir evliliğim var. Eşimin ailesi ve benim ailem birbirlerine yakın oturuyorlar. Biz başka şehirdeyiz. Babam camide parkta eşimin babası ile annem de arkadaş grubunda kayınvalidem ile sürekli birbirlerini görüyorlar. Görüyorlar diyorum çünkü samimiyetleri yok. Neyse konu şu. Babam varlıklı aslında 4-5 dairesi, arsaları ve birikmiş parası var. Babam cimri bunu biliyorum zaten dibine kadar da yaşadım. Ama bazı şeyler ağırıma gidiyor. Mesela sahibi o an olmayan meyve ağaçlarına dadanıyor. Ben niye aldın ki sahibine sordun mu diyorum ne var o benim komşum diyor. Üstü başı çok çok eski. Yani bunu nasıl anlatayım hani kargalar cevizi yukarıdan atar ya babam koşup o cevizi alır yer. Buna gülersiniz ama çok üzülüyorum. Eşimin ailesi de görüyor bunları. Annem de çok fesattır mesela kendisi bir kavga çıkartıyor benimle tartışıyor ben mesafe koyunca bunu kayınvalidemin üstüne yıkıyor sen dolduruyorsun halbuki sorun tamamen annemden kaynaklı. Beni evlenirken çok incitmişti ben paranı yiyemedim onlar yiyecek diye. Anneme ev eşyası falan alırım arada sevinsin diye. Hemen sende de var mı benimki niye öyle değil diye sorar. Annemi de anlatsam bitiremem. Annem de ben yokken kayınvalidemi darlıyor mesela çok yakınında oturup suratına ters ters bakıyormuş hiçbir şey söylemeden. Eşim artık bize gelmeyeceğini söyledi annen her gittiğimde bir sorun çıkartıyor dedi. Eşimin ailesi aileme zaten saygı duymuyor ama bana da bir şey demiyorlar. Kendimi geçtim. Ben zaten hiç kendi hayatımı yaşamadım hep onları idare etme üzerine bir yaşantım oldu. Ama şimdi başkalarına mahçup oluyorum. Anlatamazsın ki bunları kimseye
Gerçekten ele karıştıktan sonra, psikolojisi bozuk, nerede ne söyleyeceğini, nasıl davranacağını bilmeyen bir veya birden fazla aile ferdi varsa, hayat daha da zorlaşıyor.
Bekarken bir şekilde idare ediliyor, nihayetinde anne, babadır diyorsun.
Sonuçta beni yetiştirdi, büyüttü bu yaşa getirdi. Ben cekmezsem kim çeker ki kahrını diyorsun;
Diyorsun da evlenince o işler öyle olmuyor değil mi ? Çok iyi anlıyorum seni,
Hayatından tamamen çıkarıp atamıyorsun.
Görüşme, muhatap olma demek dile kolay, sen görüşmek istemesen de onlar bir sekilde iletişime girmeyi becerebiliyor; arada mesafeler ( her iki anlamda da) olsa bile.
Sonra işler raydan çıkıyor, istesen de düzeltemeyecegin bir duruma geliyorsun.
Bir bakmışsın, o kendi açısından, kendi kafasında kurduğu sorunlar, problemler kayınvalideye kayınbabaya gitmiş.
Öyle bir noktaya gelmiş ki; kv ve kb ;
Yeter , biz böyle şeylerle ugraşamayiz, olmuyorsa boşansınlar noktasına getirilmiş.
Çünkü gelinden yana bir şikayetleri yoksa da, artık bu boşu boşuna çıkarılan kaos ve gerginlikten bıkmışlar.
Sen o arada, neden boyle oluyor, neyi paylaşamıyorlar, neden kimse mutlu değil, ben miyim suçlu diye diye düşünmekten kafayı sıyırma noktasına gelmişsin.
Yani artık iş senden çıkmış, hoş hiç sende olmamıştı ya, kimseyi senin ne düşündüğün, ne hissettiğin ilgilendirmiyor.
Ortaya atılan küçük bir hazımsızlık, yönetememenin verdiği kıvılcımla, herkes Kendi boş egosunu, boş öfkesini yarıştırmaya başlamış, sen öylece bir seyirci gibi izliyorsundur.
Arada " ya bir dk, ne oluyor, ben de buradayım demeye çabalıyorsun. Ama nafile, kimse seni duymaz oluyor, eşin de dahil. Çünkü o da erkek ya, bir aile şerefi var ya sözüm ona, sinirle, öfkeyle onu kurtarmaya çalışıyor, kimse benim ailemi huzursuz edemez diye.
Hadi bakalım, anlamayan , anlamak istemeyen taraf birken iki oluyor, biri seni doğuran kadın, biri eşin.
İki tarafı da keskin bir kılıç..
Ne yaparsan yap, yine senin canın yanacak..
Çünkü senin kalbin kırık mı? Kimse için bunun önemi yok..
Senin canın mı yanmış? Önemli değil..
Arada kalmaktan artık , intihar etmeyi düşünecek noktaya mı gelmişsin? Zaten öfkeden seni gözleri görmedikleri için, bunu da görmüyorlar.
Ama sen kendi canından doğurdugun canın için, saçmalama kızım neler düsünüyorsun böyle? Sen bir annesin, kendine gel diyorsun.
Yine kendini , sen kaldırıyorsun..
Araya küslük giriyor ( buna şükür diyorsun, çünkü küs olmaları, görüsmelerinden daha az zarar veriyor sana )
Annen, baban, eşin, abin , kardeşin, kayınvalide, kayınbaba fark etmez,
Herkes seni görmezden geldiği o zor durumları unutup, saydığım her bir birey hiç bir şey olmamış gibi gayet samimi, iyi, normal bir davranış bekliyor senden..
Ama sorun şu ki sen artık, içinden sökmek zorunda kaldığın o iyi niyeti, o saflığı, o polyannacılığı bulamıyorsun..
Bunu kendi elleriyle yok ettiler çünkü, ama hiç bir zaman kabul etmezler, etmeyecekler..
Hayat böyle;
hayatı sorunlu yaşamaktan zevk alıp, buna yatkın insanları da kendi yakınlarına çeken insanlar;
Hayat mottosu;
ben huzurlu bir hayat, mümkün olduğunca sorunsuz bir yaşam istiyorum, çevreme de öyle davranacagim çerçevesinde olan iyi niyetli insanları bir şekilde ya yok ediyorlar, yada silik ve gölge gibi yaşamaya mahkûm ediyorlar..
Çok uzun oldu, biliyorum, ister bir iç dökme deyin, ister bir hikaye..
Okuyana sevgiler,
Uzun diye okumayana saygılar..
Hayat, iyi insanlar çıkarsın karşınıza..
