Aldatıldım:(

bir şeyi savunuyorsam mutlaka onu yaşamam gerekmez.

gözlemlerim ,etrafımda yaşananlar,okuduklarım,vede en önemlisi değerlerim bunu bana söyletiyor.
çocuğa bir ömür boyu bunun yansıtılmayacağını düşünmek fazla iyimserlik olmaz mı??.
bir kadın nereye kadar rol yapabilir ki. çocuğuyla aynı evde 24saat yaşayan bir kadının bunu nereye kadar sürdüreceğini düşünüyorsunuz. mutlaka bir yerde kendini belli edip o gömdüğü acıları çıkarmayacakmı ortalığa, sanıyorsunuz.
ütopya
buyrun inanın bunlara
.
 
bencede yeni bir düzen kurmak daha zor...gerekirse yasadigin ortami terkediyorsun tasinma durumun oluyo..maddi ve manevi yönden zor günler basliyo..hem annelik hem babalik yapmak zorunda kaliyo anne...ben mesela...sabah kalkardim cocuklari kreje verirdim..ordan calismaya kostururdum...calistiktan sonra iki cocugu krejten al .bazen otobüsü kacirirdim ter kan icinde kalirdim kosturmaktan....yorgun argin eve gel yemek temizlik cocuklar..bütün sorumluluk annenin sirtinda...eskisi bir kurus yardim etmiyordu bile...3 sene icinde calisip ehliyetimde yaptim..birde kadinsan bekar isen.baska sahizlardanda korunmak zorumumlugunda olacaksin.eskisinin erkek arkadaslari bana cikma teklifleri etmeler .....sabahlara kadar telefon terörleri ,birde eskisi 3 sene boyunca rahat birakmadi ayri sehire tasinmayi planliyordum....daha neler neler.tam o sirada esimle tanistim...ha ayrilmasayydim bu zorluklari cekecemiydim hayir..dizimi kirip oturacaktim..eskisinin eline bakacaktim..ona mahkum olacaktim..o kadar zorluklara ragmen hic bir zaman pismanda olmadim...iyiki ayrilmisimki..su anki esimle tanisip evlendim..cokda mutluyum..
 
aldatılmak berat bi durum. yaşayamayan anlamaz.ama asla unutulmaz ben daha nişinlıyken aldatıldım affettim ama unutmadım

Haddimi aştıysam şimdiden peşinen özür dilerim.. Ama.. nişanlıyken aldatan adam "ben evliliğe hazır değilim, bu sorumluluğu alamayacağım, daha özgürlüğüme doyamadım" demiş oluyor.. Yani buna rağmen evleniyor musunuz.. Şu an tüm ilginiz onun üzerindeyken yapıyorsa bunu... Yarın vaktinizin önemli bir kısmını evlatlarınıza ayırmak zorunda kaldığınızda, yıllar estetik olarak sizde olumsuz izler bırakmaya başladığında.. O zaman ne olacak.. bilmiyorumkismile
 
Ben kendi adıma , empati bile kurmaya gerek duymuyorum, çünkü yaşadım. Bir zamanlar çok sevdiğim erkek arkadaşım tarafından aldatıldım ve ayrıldım. Sanmayın ki , evli olmayınca ve çocuk olmayınca, bu insanı daha az yaralıyor. Çok üzüldüm, ölücem sandım, yıllarca hayatımda kimse olmadı, evlenmeyi bile düşünmedim, psikolojık yardım aldım, yıllarca aradı beni, 10 yıl dile kolay, aradı. Ama kabullenemedim, kabul etmeye bile çalıştım ama yapamadım. Bu çok ağırdı. Çocuğum olsa daha mı hafif olurdu, yok yine kabul edemem, inanın gözlerinin içine bile bakamam.

Bunun yanı sıra yine empati yapmama bile gerek yok, şunuda yaşadım. Mutsuz, sorunlu bir ailede büyüdüm. Dayakta vardı anneme karşı ve nice sorumsuzluklar, annem bizi ne zoruluklarla büyüttü bilirim. Ama asla hak vermem. Çünlü tek olsa gerçekten çok daha iyi büyürdük biz. Maddi ve manevi. Çünkü babamın bize maddi birşeyide yoktu zaten. Yaralı bir anneyle büyümesini asla istemem bir çocuğun. Babasız büyüsün daha huzurlu olur eminim. Keşke şimdiki aklım olsa, kesinlikle ayrılsınlar diye elimden geleni yapardım.

Devam etme kararına kimsenin asla kızmıyorum. Ama çocuk dediğiniz noktada , çocuk bir neden olarak görülmemeli. Elbette çok önemli sorumluluktur çocuk. Öyle ki, mutsuz, aldatma olan, şiddet olan, bir evliliğin içinde harcanmayacak kadar önemliler.
 
Son düzenleme:

Katılıyorum...Şuraya yazan her bayanın evliliği de, kocasının kişiliği de, ihanetten (eğer yaşamışsa) önce yaşadığı evliliğin kalitesi de, boşanmaya bakış açısı ve boşandıktan sonra kendisini bekleyen hayat da farklı. Bu nedenle aldatıldıysak affeder miyiz sorusunun tek bir doğru yanıtı yok, fiks bir reçete hazırlamak doğru değil. Kimse kendi gözlüğünü karşı tarafa uzatmasın, çünkü uymaz.. Hele ki herhangi bir karar için "onursuzluk, kolaycılık" vs gibi sıfatlar yazan arkadaşlar zaten aşmışlar, onlara hiç ama hiç yorumum yok...
 
Son düzenleme:


Zorluk diye yazdığınız yukarıdaki satırlar ben dahil birçok çalışan annenin rutin hayatı zaten.. Yani çalışmak, kocanın eline bakmamak, dizini kırıp oturmamak, ter içinde her işe koşturmak falan....
 
geri kalan yazısını görmemezliğe geldik demekki:roflol::roflol:...
 
geri kalan yazısını görmemezliğe geldik demekki:roflol::roflol:...

çok da her yazdığınızı yanıtlamak istemiyorum sizin ama...mesela hangisini görmezlikten gelmişim acaba..

Boşanıp, çocuklu bir kadın olarak hayatını sürmenin zorlukları olarak ben çok başka şeyler düşünürüm.. Çocukların baba eksikliği hissetmemesini sağlamak, yeni eş ile dialoglarını dengelemek, çocuklara güzel bir gelecek planlamak ve kimseye muhtaç ettirmemek (boşanmayan anneler için de geçerli), çocukların babası ile en azından çocuklar için ılımlı bir iletişimi sürdürmeyi başarabilmek ve daha birçok konu.. O mesajda yazan her satır, çalışan kadınların yaşadığı şeyler. Eksiği var, fazlası yok. Bilmem ki acaba size birşeyler anlatabildim mi..:sm_confused:

baklava rumuzlu arkadaşım, ben sizin şahsınıza yönelik tek satır bile yazmıyorum, genel konuşuyorum. Sizi incitecek tek kelime etmem. Siz de evlatlarınız da bugün sahip olduğunuz huzuru her daim artarak yaşarsınız dilerimki.a.s.
 
yok.
yinede bu bahsettiğinizin geri kalan yazısıyla alakası yok:))
tekrar okuyun isterseniz geri kalanları:))
vermek istemiyorsanız yanıt vermemelisiniz bu arada.
böyle bir zorunluluğunuz yok değilmi:))
 
yok.
yinede bu bahsettiğinizin geri kalan yazısıyla alakası yok:))
tekrar okuyun isterseniz geri kalanları:))
vermek istemiyorsanız yanıt vermemelisiniz bu arada.
böyle bir zorunluluğunuz yok değilmi:))

ben de onu anlatmak istiyorum, az kaldı, iletişim kurabileceğiz, hissediyorum bunu..hihoyyythihoyyyt
bu yazdıklarımın, o yazı da bahsedilen zorluklar ile kesişim noktası yok. Ben de tam onu kastediyorum, asıl zorluklar bunlar olabilir ancak diyorum ve kastettiklerimi sıralıyorum.. Yoksa orada yazılanları evli kadınlar da değişen oranlarda yaşıyorlar.. Evli kadınlar da çevredeki erkekler tarafından rahatsız edilebiliyor, sapık mı arıyorsunuz, öyle çok ki.. Evli de olsan bekar da olsan, kendini koruyan kendinsin her zaman. Çalışmak, koca eline bakmamak,çocukları kreşe bırakmak vs konusuna hiç girmiyorum zaten. O gerçekten rutin..
 

azminize hayran kaldım.işte güçlü kadın budur alkisalkisalkis
 

sizin için çalışmak , kendi hayatını idame ettirip kimseye muhtaç olmadan yaşamak rutin olabilir.bu konuda keşke herkes sizin gibi olabilse.ama burada bunu yapamayan özgüveni düşük koca eline bakan , sırf rahat olanaklardan vazgeçmemek için aldatılmaya şiddete maruz kalan kadın o kadar çok ki.sözümüzde bunlara zaten.
 
bakın
evliyken bu arkadaşa bu tarz telefonlar teklifler olmuşmu.. olmamış.
ayrıldığı an başlamış. buda insanı gerçekten çok rahatsız eden bir durum değilmi.
evet.
evli bir kadına bu davranışlar olabilirmi.
çok ender.
ama eşinden ayrılana çok daha fazla.
kıyas kabul etmez..
.
ayrıca eski eşin verdiği rahatsızlığı
.baklava bundanda bahsetmiş.
buda çok zor..
siz çalışan bir bayan olabilirsiniz.
ama çalışmayan ev hanımı olan ve birden ortada kalan, boşanan bir kadının öyle iş bulmması,yeni bir hayata adapte olması,yeni bir düzen kurması öyle çok kolay değil..buda büyük cesaret ister.
savunduğum bu işte.
cesaret budur.
..

Boşanıp, çocuklu bir kadın olarak hayatını sürmenin zorlukları olarak ben çok başka şeyler düşünürüm.. Çocukların baba eksikliği hissetmemesini sağlamak, yeni eş ile dialoglarını dengelemek, çocuklara güzel bir gelecek planlamak ve kimseye muhtaç ettirmemek (boşanmayan anneler için de geçerli), çocukların babası ile en azından çocuklar için ılımlı bir iletişimi sürdürmeyi başarabilmek ve daha birçok konu..
bakın şu yazdıklarınızda kolay şeyler değil.işte birde bunlar biniyor o kadının yük olarak üstüne..
birde hiç çalışmayıpta çocuklarına bakabilmek için iş aramak.
işte buda çok zor.
herkesin ekonomik bağımsızlığı yok bu ülkede maalesef.,
hiçbir donanımı olmadan aldatmayı sadece affetmediği için ayrılan,ortada kalan(bazen ailelerde geri kabul etmiyor kızlarını.) ama yinede cesur olan kararından caymayan nice kadın var bu ülkede.,
apartman temizleyen,bir bankada çaycılık yapan, ve bunlar daha önce çalışma hayatı yaşamayan insanlar...
gelelim sadede
bence sizlerin savunduğu sav ,yani,affeden kişinin cesur olduğu bana göre tamamen yanlış..
ama demin saydığım aldatmayı asla kabul etmeyen ,ve herşeyi göze alarak boşanan kişi işte bence cesur olan o.
 

Önceki mesajlarıma göz atma fırsatınız oldu ise, ben ikinci şansın (eğer yasak ilişkide cinsellik ve aşk yok ise) sadece çocukların hatırı için verilebileceğini; ancak eğer kadının içinde kocasına karşı aşk-sevgi-saygı bitmiş ise bu şansın zaten anlamsız olduğunu ve tarafları daha da mutsuz edeceğini (çocuklar dahil) savunuyorum. Yani aldatma söz konusu ise ve sırf maddi rahatım bozulmasın diye bir kadın buna katlanıyorsa, o kadınlar benim yaptığım yorumların kapsamına girmezler zaten.. Onları Allah kurtarsın.. :1no2::1no2:
Ve şiddet zaten apayrı bir konu, onun şansı mansı olmaz. :umursamaz:Benim nazarımda o ilişki orada, o saniyede sona ermiştir. Gönül nikahı bitti ise, resmi nikahta bitiversin, zaten formalitedir sadece..
 
işte benim anlamadığım bir kadının aldatıldığı halde kocasını hala nasıl sevebildiği.
işte ben bunda tıkanıyorum.
yok bana ters geliyor.
yada ben uzaylıyım:))
 
Sn okypete,
Affeden kişinin cesur olduğunu kim yazdıysa, onun mesajından alıntı yaparak yanıt verin lütfen..
Ben aksine, bu konuda tek bir doğru olamayacağını, bu nedenle kimseyi "korkak,ahlaksız" vs gibi nitelememek gerektiğini yazmıştım.. Ülkemizin gerçeklerini de çok ama çok iyi biliyorum. Eşinden ayrılan bir kadının ve onun çocuklarının yaşadıklarını da kendi çocukluğumdan biliyorum. Annem meslek sahibi bir insan da değildi, evli iken çalışma hayatı da yoktu.

Yazdıklarınızın hepsi doğru, ama yazılan yer hatalı. Ben sadece hanımefendinin mesajında yazılanların, çalışan kadınların da hayatında değişen oranlarda (sanırım bu ifadeyi de kaçırdınız) varolduğunu belirttim. "Boşanmanın kolay bir eylem olduğu" gibi bir yorum yapmışım da siz bunun üzerine bana ülkenin gerçeklerini anlatıyorsunuz gibi bir sonuç çıkmış. Hep söylüyorum. Kimine göre boşanmak zordur, kimine göre affetmek ve katlanmak. Ben her yazdığınızı saygı ile okur ve gerekirse yanıtlarım. Ama sizden ricam, yazdığım şeyler üzerine yorum yapın, yazdığımı farz ettiğiniz şeyler üzerine değil.
Ve tüm bu yazdıklarıma rağmen (tek doğru olamaz dememe rağmen) siz-biz diye sınıfladınız ya, bravo..opuyorumnanaktan
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…