Anneye görüşmeyi bırakmak

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Kavuncugum ben etrafta normal insan ya da daha ozele indirgersek normal anne baba olduguna inanmayanlardanim. Her birinin baska bir sacma huyu ve sacma karakteri var. Belki birimiz daha dayanikliyiz belki bir digerimiz hemen sinirlenen bir yapiya sahibiz. Ama uc asagi bes yukari hepsinin de benzer huylari ve davranislari var bence. Kimbilir belki biz de yasimiz ilerleyince boyle olacagiz,insan inanilmaz degisiyor cunku. Kendi annemden biliyorum ozellikle menopoz evresinden sonra aciz bir insana donustu kaldi ki bu kadin mesleginde basarili,kendi ayaklari uzerinde durabilen bir kadindi, konusmayi sevmezdi simdi gunde 3 defa 1er saat telefonda sohbet edebilir :KK66: senin yasadiklarinin farkli turevlerini yasamisligim da var ben sadece oldugu gibi kabul ediyorum onu da diger insanlari da. Bilemedim sana verilecek pek bir aklim yok,az goruserek,mumkunse sadece telefonlagoruserek ya da bu kadar uzun misafirliklere engel olarak devam edebilirsin bence
 
Kesip atmak, görüşmemek en kolayı.

Neden anneni olduğu gibi kabullenip idare etmeyi tercih etmeyi düşünmüyosun! Ben aman aman bi sorun okuyamadım.

Annene karşı sen eşini, eşin de seni gazlıyo anladığım kadarıyla. Keşke eşin biraz daha ılımlı olabilseydi ve bu konuda seni sakinleştirmeye basarabilseydi.

Unutma annenin senden başka sığınacağı bi limanı yok. Ben seni haklı bulamıyorum malesef.
 
Bazı insanlar yakinimiz olsa da uzak durmak zorundayız kendi sağlığımız için senin daha tükenmen icin kaç sene lazim.yarin öbürgün yuvanı dağıtmaya kalkınca ne yapmayı düşünüyorsun?
 
Uç bir konu evet, aldatıldım, dolandırıldım, eltim şöyle, görümcem böyle gibi bir konu değil. Bir insan bu raddeye kolay gelmez, aklında bu düşünce hemen belirmez.
1 senedir benim aklımda bu fikir var.
Kendiyle ilgili konu açmak ise çok daha uzun zamandır vardı, her seferinde tuttum kendimi, yarın bir gün ölürse, başına bir şey gelirse yazdıklarına üzülürsün dedim. Ama yetti artık.

Karakter anlatımı yapmayıp, direkt olaylardan örnekler yazacağım. Hatta sadece son bir sene ile sınırlı tutayım, daha öncesine gidersem direkt görüşme dersiniz. Geçmiş geçmişte kaldı diyelim, 1 sene ile geçiştireyim.

Önce kendimdeki kabahatten bahsedeyim, sütten çıkma ak kaşık değilim. Yaşananlar, deneyimler, birikmişler nedeniyle anneme karşı tahammülsüz ve sinirliyim. Aynı cümleyi a kişisi kursa normal tepki veriyorum, annem kurduğunda farklı. Özellikle soru sormalarından hoşlanmıyorum, basit bir konu hakkında bile en az 5 soru çıkartabilir. Çıkarsın, bunda ne var tabii, ancak soruları önemsediği için değil, sağa sola sohbet konusu olsun diye soruyor. Hiç tanımadığım Müzeyyen teyze, bizim tayinimiz nereye çıktı, neredeydik, ne zaman taşındık, hangi semtteyiz, eşim göreve gidecek, nereye gidecek, ne zaman gidecek, ne ile gidecek ve ne zaman dönecek biliyor. Tanımadığımız insanlar bizim hayatımız hakkında bilgi sahibi! Bu durum nedeniyle de tartıştık kaç kere. İnsanlarla bilgilerimizi, özelimizi paylaşma dedim en az 4 kere. Her seferinde tartışma çıkardı, her seferinde devam etti. Artık bilgi vermemeye başladık, bu sefer de beni adam yerine koymuyorsunuz diye tartışma çıkardı. Uzlaşamadık. Bu da dönüp dönüp başa saran tartışma konularından biridir.

Gelelim diğer örnek olaylara (tarih olarak karışık)

- Bize geldiğinde uzun kalır, biz karışmayız geliş gidiş tarihine, canı ne istiyorsa onu yapar. Her geldiğinde olaylar sabittir. İlk 10 gün kadar yemek yapar (akşam yemeği için), sonra ben hizmetçi miyim der, her lafı buna getirir ve yemek yapmayı bırakır. Yine öyle oldu. Bildiğimiz bir davranış, yadırgamadık. Ancak bu sefer şartlar farklı. Şimdiye kadar evime çok yakın bir yerde görev yapıyordum, şimdi ise bir buçuk saat mesafedeki başka bir ilçedeyim. Akşam geliyorum, hemen köpeğimizi gezmeye çıkarıyorum, eve dönüyorum, mutfağa geçip yemek yapıyorum. (Köpek gezdirme olayına dönüş yapacağım, köpek benim köpeğim, sorumluluğu da benim ama başka bir durum daha var) Eşim benden sonra geliyor, bu yüzden bu döngüye dahil değil. Eşimin bana sağladığı kolaylık "yemek yapma, kahvaltı yapalım, dışarıdan sipariş verelim, makarna yeter" vs. Ancak annem dışarıdan yemek istemez, kahvaltı akşam mı yapılır der istemez, makarnaya hayır der. Yani bizde olmasa daha kolay geçecek, ama geçmiyor. Kendi de yapmıyor. Durumlardan biri bu.

- Nöbetten gelmişim, uzun uzun yazmayayım, nöbet yorgunluğunu bilenler vardır, 5-10 dakika oturup mutfağa geçiş yapacağım, eşim evde.
Annem: Çorba yap
Ben: Yapamam valla bu yorgunlukla, yemek var zaten 2 çeşit, bir de turşu çıkarırım tamam.
A: (Eşimi göstererek beni dürter) Çorba yap.
Eşim: Hayır hayır, çorba morba istemem ben, yorgunsun zaten.
A: (Şansını hala zorlayıp 3. kere) Çorba yap
B: (Ben bu noktada sesimi yükseltip sert konuşmaya başladım) Yapmıyorum çorba falan ya, istemiyorum dedi duymuyor musun?
A: O istemiyor olabilir, ben eşek başı mıyım!!
B: Sana inanmıyorum, bütün gün evdesin, çorba için beni mi bekledin (bu sırada söyleniyor ama ağız içi ile, anlamıyorum ne dediğini, ama yine bir ben eşek miyim gibi laflar var, yaklaşık 5 dakika falan sürdü bu) Tamam, sus, yeter ki sus, susacaksan ben 3 çeşit çorba yaparım sen yeter ki konuşma (bu kısmı bağırarak söyledim).

Çorbayı yaptım, eşimle ben yemedik. Özellikle istediği bir çorba da yoktu, hani canı çekmiş gibi düşünmeyin, adı çorba işte.

- Köpeğimiz konusuna döneyim. Gezdirmez, haftada 2-3 defa 5 dakikalığına bahçeye çıkarır, bu kadar. Köpek benim köpeğim, kimseye sorumluluğunu atacak değilim, bana acımadığını zaten biliyorum, bari hayvana acı. Acır. Ama bizim köpeğimize değil. Komşu köpeğine. Hiçbir samimiyetimizin olmadığı, hatta isimlerini bile bilmediğimiz insanlara gidip "isterseniz köpeğinizi gezdirebilirim" diyor, onlar da kabul ediyor. Bu eşek kavun mesai bitimi eve geliyor, köpeğini gezdiriyor. Yorgun olması, hamile olması, ilçeler arası gidip gelmesi önemli değil. (İlçe demişken büyük şehir ilçesi gibi düşünmeyin, yarım saatte bir araç var.) Ama komşunun köpeği önemli.

- Ayağım ve ayak bileğim şiş, doktor bana rapor veriyor, tuvalet ihtiyacın dışında kalkmayacaksın, basmayacaksın diyor. Eşim görevde, evde yok. Atıyorum bu pazartesi günü oldu, geri kalan 4 günde raporluyum, hafta sonu da var, 6 gün dinlenme imkanım var. 6 günde benim ayağım iyileşmedi, çünkü ben dinlenemedim. Çünkü benim annem o halimde benden yemek bekledi. 1 gün özellikle yapmadım, bakalım ne olacak diye. Kendine mısır kaynattı onu yedi, ben de peynir yedim. Dışarıdan yine yemek söyleyemiyorum, istemiyor. Ha diyeceksiniz ki sen söyle isteyen yer istemeyen yemez. Her bir lokma boğazınıza dizilsin istiyorsanız söylersiniz. Öyle bir durumda yine ben eşek başı mıyım, kendine yemek söylüyorsun beni düşünmüyorsun, saygısız... aklınıza ne geliyorsa işte, bağıra çağıra söylendiğini hayal edin, o olur.

Ağlaya ağlaya köpeğimi dışarı çıkardım, ağlaya ağlaya yemek yaptım. Fark ettim ki acıdan ziyade zoruma gittiği için ağlamışım.
Bunları yüzüne vurduğum zaman cevabı "sen gelip bana ayağını mı gösterdin". Evet, ona gidip ayağımı göstermemişim. Hasta olan benim, gelip "ne oldu ayağına dur bakayım" demeyen o, ama yanına gidip ayağımı göstermediğim için suçlu benim.

Zaten bu olayda bende ipler koptu, çok bağırdım, çok ağır konuştum.

B: Sokaktan birini çağırsam bana yardım ederdi, ayağı sakat ve hamile, yazık derdi. Sen n'aptın? Domuz gibi köşende kurulu oturdun, filmini izledin, oyununu oynadın, ne yemek yapılıyor diye kontrol ettin" (hayatımda ilk kez böyle hakaret ettim, daha önce tartışmamız kavgamız oldu ama benden yana böyle hakaretleri ilk kez duydu)

A: Sen benimle konuştun mu, ayağını gösterdin mi? Ben nereden bileyim?
B: Evet, doktor da zaten kaşım gözüm için verdi o raporu, 2 gün ayağımı sürüdüm, ondan sonra da topallamaya geçtim, sırf keyfimden, biraz da böyle yürüyeyim dedim, yoksa turp gibiyim."
A: Gelseydin, gösterseydin, neymiş yemek yapmamışım. Hizmetçi miyim ben? Hizmet ederken iyi, etmeyince kötü.
B: (Burada ben tamamen koptum, hizmetçi miyim lafını o kadar sık kullanır ki, yemek yaptığı için söylüyor bunu, evinde olsa yine yapacak, bizde yapınca zoruna gidiyor) Seni boğar atarım, bir daha bu lafı söyle, boğar atarım seni. Ne hizmetinden ne hizmetçiliğinden bahsediyorsun? Temizlik mi yaptırdık sana? Market alışverişine mi yolladık, çamaşır mı yıkattık ütü mü yaptırdık? Ne yaptın? Ne? Ne?

Cevap olarak yemek yapmasından bahsetti yine. Ben de ilk 10 gün yaptın, bıraktın, ben yapıyorum, bu nasıl hizmetçilik dedim. Bu tutmayınca başka şeylere geçti, vay ben seni ne zorluklarla büyüttüm, bu sefer ama ben susmadım, çocukluğumda yaptıklarından bahsettim. Beklemiyordu çünkü hiç geçmişle vurmamıştım. O yüzden o konu uzamadı.

Hiçbir şeyden memnun olmaz, sürekli surat asar, bir şeye sevinip paylaşamazsınız çünkü yine suratıyla ve negatif yorumuyla kursağınızda bırakır.
Kardeşleriyle, teyzeleriyle, halalarıyla, akrabalarıyla kimseyle görüşmüyor, daha doğrusu onlar görüşmüyor.

Bu kadar sebep size yeterli gelir mi bilmiyorum, denizde kum tanesi buraya yazdıklarım. Bunlarda ne var diyecekler için hatırlatıyorum, son 1 sene bu.

"Ne yapacaksın peki?" diye sorarsanız, bilmiyorum. Görüşmeyi kesip hayatına normal şekilde devam edebilecek vicdandan değilim. Zaten olsaydım en az 10 sene önce keserdim görüşmeyi. Ararsa konuşuruz, aramazsa konuşmayız diye düşünüyorum şu an, ama bilemiyorum ki işte. Vicdanıma yenilip bu tarz şeyleri yine yeniden yaşamak istemiyorum, çünkü gerçekten boğarım seni dediğimde hissettim, boğmayacaktım ama vuracaktım eline koluna, ittirecektim. E böyle böyle ya cinnet noktasına gelirsem? Bir yandan gerçekten korkuyorum bir yandan da vicdanım beni rahat bırakmıyor.

Bu arada başka çocuk yok, 50li yaşlarında.


Dipçe: "aayy benim annemle aram harikadır, çok garip geldi bana" gibi yorum yazacaklar yazmasın. Ne mutlu size, şanslıymışsınız, normal bir anneniz, normal bir ilişkiniz var. Ancak benim gibi durumda olanlara bunu yazmanız yardımcı olmayacağı gibi insanın daha çok bilenmesine sebep olabilir.
Baska kardesiniz olmamasi durumu zorlasa da artik tartisma ortaminin olmamasi icin hep bahanelerle uzak durun. Anne olarak dusunmeyin. Anlasamadiginiz bir komsunuzmus gibi. Boyle dusunurseniz rahatlarsiniz. Bu yastan sonra degismeyecek. Siz de ona karsi daha da hirslanacaksiniz. Evlisiniz. Esiniz simdilik anlayis gosteriyor. Ama ileride tutumu degisebilir. Onun icin olan oldu deyip kendi huzurunuz icin temiz bir sayfa acin. Yok sayin demiyorum. Artik yatili gelmesin. Ama gelme demeyin. Bahane bulun. Mumkunse hep telefonda gorusmelerinizi yapin. Ama evlat olarak da gorevlerinizi yapmalisiniz. Rabbim size hayirli evlatlar versin.
 
İçinize ata ata birikmiş şeylerin olduğu çok belli. Olayları tek tek ele alınca idare edilebilir gibi görünebilir ama hepsini üstüste koyunca sınırlarınızı ne kadar aştığını ben burdan hissettim. Ben terbiyesiz, saygısız biri olduğunuzu düşünmüyorum. Sizinki bi saldırı değil, savunma olmuş. Sürekli tahrik edilmiş ve sonunda öfke patlaması yaşamışsınız. Keşke olmasaydı ama olmuş.

Ama bu tür tartışmalar hem sizi vicdanen daha çok yaralayacak, hem annenizi haksızken haklı durumuna sokacak. Anneniz sağlıklı bi psikolojiye sahip olmayabilir. Kabul ediyorsa yardım alsın. Etmiyorsa, tamamen silmek ikiniz için de çok ağır olur, ama araya ciddi mesafe koyulabilir.
 
Annesi böyle olmayanların ya da annesi ile aşırı sorun yaşamayanların anlamasını beklemiyorum. Bir de toplumda kabul edilmeye hazır olan işte babanın sorumsuz olması olabilir, abladan abiden yana sıkıntı yaşanıyor olabilir, ama anne olamaz.
Keşke ben de bu durumu anlayamayanlardan olsaydım. Ben annesi normal olanları anlamıyorum, bir insanın annesi nasıl normal olabilir, akrabalarıyla normal normal nasıl görüşebilir, komşuluk ilişkisi nasıl kurabilir, kurmasa bile tanıdığı-tanımadığı komşularına nasıl düşman olmayabilir ben bu tarz şeyleri anlamıyorum maalesef.

Geçen apartmanın kedilerinden biri yüzünü tırmalamış. Normalde bir insan annesini öyle görünce düştü, çarptı diye düşünür, ben kimle kavga etti acaba diye düşündüm, çünkü benim annem öyle. Herkesle kavgalı, herkesle tartışmalı.

Tanışıp, ilişki kurup sonu tatsız bitmeyen bir insani ilişkisi yok. En başta insanlara aman ne cana yakın kadın diye gelir, sonra aman yine geliyor manyak denir. Bunu ben uydurmuyorum, benim fikrim değil bu. Bizzat kurulan cümle budur.
 
benim annemin yemeklerle, iş yapmamla bi sıkıntısı yoktu ama başka sebeplerden görüşmüyorum. ben en doğru kararı verdiğimi düşünüyorum. benim icinde eşim icinde en doğru karar. bu halimden cok mutluyum
Sakıncası yoksa özelden yazabilir misiniz sebepleri?
 
Allah sabır versin. Anneniz yaşlı da değilmiş ki resmen gençmiş. Belli ki aşırı mutsuz, etrafını huzursuz ederek kendini daha az mutsuz hissediyor. Aşağılık kompleksi var sürekli ben eşek başı mıyım diyor. Benim de böyle uzaktan akrabam var annemin teyzesi, görüşmüyorum, annem kıyamayıp görüsüyor cocukları artık katlanamıyor diye, her seferinde sizin gibi sinir harbi geçiriyor. Siz hamileymissiniz bi de, cocugunuz doğdugunda onun yoğunluğunu bahane edip uzak durursunuz. Sizin artık bi aileniz var. Tamam anneniz ama ben bi insana sırf yaşlı diye sırf doğurdu diye saygı duymayı doğru bulmuyorum. Saygı hak edilir. Kimsenin kimseyi bu şekilde kasten mutsuz etmeye hakkı yok.
 
anne zor biri ama sizide ben normal görmedim.bu kadar sinirlenecek birşey yok söylensin dursun kendi kendine boşver.anne bize yemek yapmak zorunda değilsin ama bu evin düzeni böyle,elimden bu kadar geliyor ya uyum sağla ya da sadece kendine yemek yapabilirsin eğer bize yapmak istemiyorsan de.ben olsam böyle derdim.çorba meselesinde dışardan çorba isteyelim istersen şuan hiç halim yok kusura bakma diyebilirdin veya yapsaydın önüne bir hazır çorba koysaydın.dediğim gibi söylensede kendi düzeninde devam et misafirliği uzatan o olduğu için umduğuyla değil bulduğuyla yetinecek.köpek meslesinde belki anneniz köpeğinizi sevmiyor olabilir.o iş sizin sorumluluğunuzda neden benim köpeğimi gezdirmiyorsun deme hakkınız yok.keşke bir işin ucundan tutup size destek olsaymış ama belliki normal bir insan değil sizde Allah rızası için idare edin artık anne sonuçta.yemek işinide kendiniz ve çocuğunuz için bir düzene sokun veya yardımcı ayarlayın yemek pişerecek çünkü dışardan yemekle makarna yemekle çocuk büyütülmez.
 
anne zor biri ama sizide ben normal görmedim.bu kadar sinirlenecek birşey yok söylensin dursun kendi kendine boşver.anne bize yemek yapmak zorunda değilsin ama bu evin düzeni böyle,elimden bu kadar geliyor ya uyum sağla ya da sadece kendine yemek yapabilirsin eğer bize yapmak istemiyorsan de.ben olsam böyle derdim.çorba meselesinde dışardan çorba isteyelim istersen şuan hiç halim yok kusura bakma diyebilirdin veya yapsaydın önüne bir hazır çorba koysaydın.dediğim gibi söylensede kendi düzeninde devam et misafirliği uzatan o olduğu için umduğuyla değil bulduğuyla yetinecek.köpek meslesinde belki anneniz köpeğinizi sevmiyor olabilir.o iş sizin sorumluluğunuzda neden benim köpeğimi gezdirmiyorsun deme hakkınız yok.keşke bir işin ucundan tutup size destek olsaymış ama belliki normal bir insan değil sizde Allah rızası için idare edin artık anne sonuçta.yemek işinide kendiniz ve çocuğunuz için bir düzene sokun veya yardımcı ayarlayın yemek pişerecek çünkü dışardan yemekle makarna yemekle çocuk büyütülmez.
Siz okuduğunuz hiçbir şeyi anlamamışsınız.
 
Bezginliğini ve tükenmişliğini burdan hissettim, ne yazık ki alışılagelen klasik annelerden değil. Hamileliliğinde sana yardımcı olacağı yerde, bir de sinirlendirip çileden çıkarıyor, acaba psikolojik bir rahatsızlığı var mı?bu postunda dengesiz ve tutarsız biri olarak izlenim aldım



QUOTE="kavun kokusu, post: 62004527, member: 649222"]
Annesi böyle olmayanların ya da annesi ile aşırı sorun yaşamayanların anlamasını beklemiyorum. Bir de toplumda kabul edilmeye hazır olan işte babanın sorumsuz olması olabilir, abladan abiden yana sıkıntı yaşanıyor olabilir, ama anne olamaz.
Keşke ben de bu durumu anlayamayanlardan olsaydım. Ben annesi normal olanları anlamıyorum, bir insanın annesi nasıl normal olabilir, akrabalarıyla normal normal nasıl görüşebilir, komşuluk ilişkisi nasıl kurabilir, kurmasa bile tanıdığı-tanımadığı komşularına nasıl düşman olmayabilir ben bu tarz şeyleri anlamıyorum maalesef.

Geçen apartmanın kedilerinden biri yüzünü tırmalamış. Normalde bir insan annesini öyle görünce düştü, çarptı diye düşünür, ben kimle kavga etti acaba diye düşündüm, çünkü benim annem öyle. Herkesle kavgalı, herkesle tartışmalı.

Tanışıp, ilişki kurup sonu tatsız bitmeyen bir insani ilişkisi yok. En başta insanlara aman ne cana yakın kadın diye gelir, sonra aman yine geliyor manyak denir. Bunu ben uydurmuyorum, benim fikrim değil bu. Bizzat kurulan cümle budur.

[/QUOTE]
 
Anneniz çok bencil ve egoist bir insan, dünya benim etrafimda donsün istiyor. Ancak belli bir yaştan sonra böyle insanlar cekilmez hale geliyor o yetmediği gibi sağlam insanı da hasta ediyor. Geçimsiz insanla uğraşmak gercekten cok zor, en yakınımdan biliyorum.
 
Üzüldüm durumunuza allah yardımcınız olsun ama eşiniz bence karışmasın bu duruma yeterince sinirli ve bunalmışsınız belliki. Annenizin psikolojik bir rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum yoksa insan tek evladına böyle davranmaz. Bir dr a götürün derim. Inanin sizin acinizdan aşırı kötü bir durum herşeyden önce hamilesiniz ama karşınızdaki anneniz tek söyleyeceğim şey bir dr desteği alması olur
 
Siz okuduğunuz hiçbir şeyi anlamamışsınız.
olabilir bana karışık geldi anlatım tarzınız anladığım kadarıyla cevapladım beğenmemiş olabilirsiniz yapabileceğim birşey yok.bıkmış bunalmış olabilirsiniz ama burada anneyle ilişkiyi kesecek kadar bir sorun görmedim.normal bir insan değil ama idare edilebilir.sizin bu kadar tepki vermenizde normal değil hepsi bu.
 
Merak ettim anneniz hep mi böyleydi ?
Çocukluğunuz nasıl geçti mesela ?
O zamanlara hiç dönmeyelim, özellikle geçmişi yazmayayım dedim. 1-2 örnek verebilirim.
Ortaokuldaydım, beni yalnız bırakıp bırakıp turlara giderdi, turistik şehir gezilerine giderdi. İlk birkaçında üzüldüm yalan yok, küçüğüm çünkü, sonra sevmeye başladım, kendi başınasın. O zamandan beri bayılırım evde yalnız kalmaya.

Sene başında okula gelir öğretmenlere "siz ne yaparsanız haklısınızdır, saygım sonsuz" der giderdi. Bunu duyan bazı öğretmencikler mezun olana kadar beni kum torbası yapardı (şiddet olmazdı da aşağılama, sebepsiz bağırma gibi şeyler olurdu). Haklı olduğum olayı anlatırdım, arkamda durmazdı. Liseden itibaren kendi hakkını kendi aramaya başlayan bir çocuk oldum, lise dediğim de işte 9. sınıf 14-15 yaş. Evlenene kadar hep böyleydi, sonra eşime sırtımı dayadım.

Liseden beri gözünde asi, ters bir insanım. Çünkü sesim çıkmaya başladı, çünkü kendimi korumaya başladım, ezdirmemeye başladım.
 
Görüşme , acıma, vicdan yapma. Çocuk doğunca ve bu kadın gelip tekrar canını sıkarsa vallahi o lohusa bunalımı ile gırtlağını sıkarsın . Biraz acımasız ve gerçekçi yazdım biliyorum benzer durumdayız . Lohusa dönemi zaten sinir sistemi sorunum vardı birde başımda mal mal konuşup abuk subuk davranan malum kişi vardı. Sinirden sütten kesildim , sakinleştirici damlalar la geçti ilk aylarım . Benim durumuma düşme. Şimdi çok az muhattap oluyorum ve mutluyum
 
Açıkçası ben de konu başlığını okuyunca çok ekstrem, anormal şeyler bekleyip korkarak okudum. Hamileliğin ve birikmişliğin etkisiyle belkide böyle düşünüyorsun ama aslında kötünün iyisi annen. Böyle bakınca belki bir nebze daha rahatlatırsın kendini.

Annemle benim de çok iyi bir ilişkimiz olmadı her zaman, ne zamanki düzelmeye birbirimizi anlamaya başladık o sene kaybettim maalesef, düzelir miydik tamamen yoksa yine eskiye döner miydik bilmiyorum ama bir kadının en büyük yarası annesi oluyor her zaman.

Belki çocukken yaşadıkların daha ağırdır onları duysam sana hak veririm, şu anda da hak vermiyor değilim ama kendin için, kendi ruh sağlığın için görüşmeyi azalt diyorum ben.

Geldiğinde o kadar uzun kalmasın mesela, bu kadar yüz göz olunmasın mesafe olsun. Belki o zaman ilişkiniz de biraz düzelir.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X