O zaman bu şunun gibi bişey oldu: ben düşüncelerimi kontrol etmeliyim ki, oda bunları bilip bana karşı kullanmaya kalkışmasın:)) insanlar gerçekten birbirinin zihnini okuyabilse ne korkunç olurdu:)
gelelim düne.. aslında ben zaten dünde kaldım da diyebiliriz.. akşam 7de arkadaşıma gittik yemeğe. bütün aile hazır durumdaydı, sofrada hazırdı tabi. bizde içecek olarak kırmızı şarap götürdük. neyse merhabalaşma tanışma faslı bitti oturuyoruz salonda daha masaya geçilmedi. anne baba önce baya bi soru sormaya başladılar behlüle.. ne iş yapıyor nereli detaylar detaylar.. bizimkiler olsa anca bu kadar olur yani. oda bütün beyefendiliğiyle sohbetini etti. ne kadar uslu ne kadar tatlıydı..
çıkmadan bana sormuştu ne giyeceksin diye. bende rahat bişeyler giyicem spor tarzda dedim. tamam da ne dedi? siyah streç kadife pantolon, harley botlar vede bej kazak dedim.. neden sordu ki diye de düşünüyordum.. gelince gördüm ki oda siyah kadife pantolon giymiş:)) çok sevimli ve uslu giyinmişti..
sonra anne baba gitti, sofraya geçtik, normalde tavuk sevmez ama itiraz bile etmedi:)) biz şarap içtik o içmedi. vede bütün gece 5 bayanın arasında kaldı:)) bu arada da saat 1e kadar oturduk ve sohbetin temposu hiç düşmedi, arkadaşlarım onu çok sevdiler.. annesi babasıda aynı şeyi söylemiş bizden sonra.
eve geldik nihayet, tabi asıl heyecan şimdi başlıyor diye düşünerek. saat 1.30 olmuştu, annane hala oturuyordu. 3 ekadar bizimle oturdu ve bu sırada saçma sapan kanallar izledik.. behlüllede 1er kadeh şarap içtik. sonra yalnız kaldığımızda saat geç olmuştu.. bütün gece bana tuhaf geldi o saatte onda olabilmek. tvyi falan bıraktık döndük birbirimize karşı, bi süre sohbet ettik. sonra bi filme takıldık, ben onun dizine yattım ve filmi izledik.. ama uyumamak için direndim, bi yandan saçlarımı okşuyor üstelik, buda beni iyice mayıştırıyor. ben bi ara gittim eşofmanlarımı giydim. artık hava yavaş yavaş aydınlanmaya başladı saat kaçtı bilemiyorum.. behlül hadi uyuyalımmı artık dedi. tamam dedim, odasına geçtik.. gülerek bana istersen ben salonda uyurum dedi, saçmalama buraya gel dedim.. sarıldık birbirimize ama benim gözüme uyku girer mi, uyanık kalıp o anların tadını çıkarmak istiyordum. o ise bana ara ara uyudunmu diye soruyordu:) sabah olduğu için odada loş bi aydınlık belirdi, yani birbirimizin yüzünü görebiliyorduk.. öyle dakikalarca gözlerimin içine bakıp saçlarımı okşadı.. sonra uyuyakaldık tabi ikimizde, önce ben gittim hatta. ama benim uykum hem hafiftir hemde ilk kez yanında olduğum için sık sık uyandım. ve uyuduğumuz zaman boyunca sarılmayı hiç bırakmadı bana. ne büyük bi keyif olduğunu anlatamam. ayrıca şu da önemli ki, kendimi hiç yabancı hissetmedim. kollarında olmak çok büyük bi huzur. ve normalde daha çok öpüşürüz vs. bu sefer herşeyin dozu daha da azdı. belkide olayı tırmandırmamak için olabilir :)) yoksa durmak zor olacağı için.... saat 3 e kadar arada uyanıp konuşup yine uyuduk. bu arada annane çoktan kalktı tabiki sesini duyuyorduk. bizde kalktık ve meraklanmaya başlamıştım artık dedi:)) behlül hep en geç 8de kalkan bi tip çünkü. banada iyi oldu uyuduğunuz hem çok geç yattınız hemde zaten bulutlu karanlık bi hava var dışarıda dedi.. o odasında vakit geçiriyordu, behlül duşa girdi çıktı, kahvesini yaptı bende bu sırada bize patatesli omlet yaptım. güzel bi yemek yedik kahvaltı diyemeyeceğim.. bu arada annem aradı tabi kaçta gelicen diye, akşama gelirim dedim, 5 gibi düşünüyordum. ama behlül koçtaşa gidelim benle gel dedi, izin al 8e kadar dedi. aradım onlarda sorun çıkarmadılar, gittik. bi süredir evini yeniden yapmak istediğini söylüyordu zaten ve orada bissürü aksesuar vs. baktık.. bikaç ufak tefek şey aldı, sonra çıkınca dedi ki şimdi seni evemi bırakıcam? evet artık gitmem gerek dedim, bu sırada radyoda götür beni gittiğin yere çalmaya başladı, açtı sesini iyice, eşlik etti şarkıya... yani dönüş çok kötü bi histi.. kapının önündede sarıldık ve durduk bi süre.. zar zor, yine birbirimizin kollarından kopar gibi ayrıldık...