Haklı olabilirsiniz. Üst üste özgüven ve gurur kırıcı olaylarla, ümit verip ortada bırakan gereksiz tiplerle karşılaşmasam ben de çok normal bir insanım. Eğlenceliyim ve çok eğlendiririm hatta. Evet, yine çok ağlarım ama sokaktaki kediye, yaşlı bir amcaya bakınca ağlarım. Uğradığım haksızlıklar için, bahtım için üzülmem.Bu vesveseler ile bir yere varamazsınız yazık etmeyin kendinize ben hiç de kendinizi ifade ettğiniz şekilde bir kişi olduğunuzu sanmıyorum
Haklısın. Mutsuzluğunu bile istememen lazım umrumda olmamalı böyle bir yaratık. Bu hislerden kurtulurum inşallah birkaç güne. Dua ederken kendimi ona bela okuyarak bulmak istemiyorum. Kendimden utanıyorum zaten o an.Eğer geçmiste takili kalirsan mutsuz olan tek kişi sen olursun. Ve karşina aynen öyle bir adam daha çıkar burada psikologlar var onlar bu durumu daha iyi anlatabilirler. Onun mutluluğu ya da mutsuzluğu seni ilgilendirmesin sen hayatina ve içsel yolculuğuna bakmalisin.
Bende benzer seyleri evliligimde yasadim önce deli gibi sevildim sonra asagi birakiödim.. ama birseyimi hic bozmadim 1. önce kendini sev kendine saygi duy.. 2. kimseyi onsuz yapamazmis gibi hava verme.. 3. hep bakimli güzel ol... ben cogu zaman evde haykira haykira aglar süslenir disari cikardim.. kendine deger ver önce sonra emin adimlarla ilerle birak senle olmak isteyen senle gelsin.. o ask konusuna gelince bende o inancimi yitirdim hatta bi konu actim dün... hakkimizda hayirlisi duamizi eksik etmeyelim Allah büyüktür sevgiyle kalBu kez bu çok aşina olduğum kelimeleri duyma sebebim işten çıkarılmam ve bir ay içinde yeni işe giremediğim için fazla uyumam, sorumluluk duymamam, ev hanımlığına heveslenmemmiş. Bu laflar üzerine korkma ben iş bulur çalışırım. Bir erkeğe kendimi besletecek yaaşatacak biri değilim gururum kaldırmaz bi kere dedim diye bir ay konuşmadık. Bir ay boyunca enkaz şeklinde ders çalıştım ve dün çok önemli bir sınavım vardı. Nasıl geçti diye mesaj atınca da pişman oldu sanıp döndü dedim ama duyduğum söz artık sevilmediğim oldu.
Kalan ömrümde kaç kişiden daha bu sözü duyacağım artık kestiremiyorum. Dünyanın tüm sevgisiyle önce göklere çıkaran, sonra bir anda aşağıya bırakıp "ağlıyo musun?? neden ki? Ağlanacak bir durum yok" diyen erkeklerini bulma kurumu oldum.
Erkeklere zerre güvenim yok, hiç inanmadım tam manasıyla zaten sözlere, eylemlere ama hep vazgeçilmek, sevilmediğimi duymak beni değersiz, çirkin, asfalt hissettiriyor yere yapışmış gibiyim. Yemek yiyemiyorum. Mecbur kalmasam hiçbir hayati ihtiyacımı bile gidermek istemiyorum. Benim yaşam motivasyonum sevdiğim insanın beni sevdiğini 'sanmak'. Başka türlü değil mutlu, normal bile hissedemiyorum, basit ve sığ biriyim belki de..
Sevildiğimi hissetmeden bir saniyem bile iç huzuruyla geçmiyor. Hep aklımda acil durumda ilk terk edilecek kız olduğum dönüp duruyor. Sevgisizlikten içten içe ölüyorum. Herkes eşini bulmak zorunda değil, ondan çocuk sahibi olmak, ortak bir hayat yaşamak zorunda değil. Hatta herkes mutlu bile olmak zorunda değil, farkındayım. Zaten bu farkındalıklarım yüzünden artık bu sözlerden etkilenmemek, yaşama dönebilmek istiyorum.
Agziniza saglik aynen öylebence olay tam da bu,mutluluğunuzu başkalarına bağlamışsınız,siz önce kendinizi sevin isterse başkaları hiç sevmesin,önce en sevdğiniz huylarınızı,kendinizde en beğendiğiniz yerleri yazın,her gün ayna karşlısına geçip kendinizi övün,yavaş yavaş kendinizi sevmeye başlıycaksınız...başka birinin varlığı yokluğu sizi etkilemesin
çoğu şeyin neden içimizde kaldığını neden bize dert olduğunu sanki anlar gibiyim... asıl neden ayrılırken içimizde bizi acıtan bize zarar veren her ne yaptılarsa bunu o esnada şöyle okkalı bi tokat gibi yüzlerine PATLATAMADIĞIMIZ için böyle böyle içimizde patlıyo herşey galiba ... o kuyruğu diK tutma muhabbeti yüzünden içimde öyle şeyler kaldı ki dönüp dolaşıp beynimi yiyoo.. neden o esnada suratlarına YILDIZLARI SAYDIRACAK CİNSTEN tokat patlatmıyoruz kiiii yada elimize geçen her ne varsa atıcaksın kafasına gözüne içinde bişi bırakmıycaksın şerefsizse şerefsiz diyceksin vs.vs. beddua edeceksen yuzune edeceksin , edeceksin ki bu ayrılışı o düşünecek kafasından o atamıycak İÇİNDEN ...kendini suçlayan o olacak ... ama bizler oyle yapmıyoruz ayrılık esnasında pisikolojik olarak kendimizi suçlu bulduğumuz için söylenmesi gerekenleri söyleyemiyor bide kuyruğu dik tutmaya çalışıyoruz ... sonra kafamızda bize yapılanlar söylenenler dönüp dönüüüüp dönüüüüp duruyoooorr hazmedemiyoosuuuun bi türlü ... bence önce kendi içini rahatlatmalısın içindekileri bi kusmalısıııınn bence ... seninle "sen bu işlerden anlarsın kurumda bi kız dik dik bakıyo ne yapmam lazım " diye değil pişkince sormak seni gördüğünde yerin dibine girmeli , girecek delik aramalı onun gururu kırılmalı kendini o sorgulamalı ... sonucta sana evlenelim diye umit verdi hayal kurdurdu güvendirdi ve sonra artık bitti sevmiyorum diye yarı yolda bıraktı .. insanın duygularıyla böyle böyle kolay oynanmamalı ..Konuşmayı sonlandırırken "hadi sana da bana da geçmiş olsun" demesi beynimde dönüp duruyor. Bunu nasıl dedirtiyorum bir zamanlar bana yalvaran birine, nerede yanlış yapıyorum bilmek istiyorum. Sevinç içinde seke seke uzaklaştı benden.. Kendime çok üzülüyorum. Aklıma getirmemeye çalışıyorum başka şeylerle ilgileniyorum hep.
Bir de laf arasında "sen bu işlerden anlarsın, kurumda bi kız dik dik bakıp duruyo nasıl yaklaşmam lazım" demişti. Çünkü ona iyi benim de umrumda değil şeklinde konuşup kuyruğu dik tutmuştum. Ah etmek, mutsuzluğunu görmek istiyorum.
Basit ve sığ değilsin. Ben nasıl sevilmiyorum bir bilsen... Dersin ki bir insandan ancak bu kadar nefret edilebilir. Yüzüme yüzünü ekşiterek bakıyor daha ötesi olabilir mi? Senin konuna gelince insan sosyal varlık sevgiye muhtaç bir varlık. Bu anne baba aile sevgisi olduğu gibi tabiki karşı cinsin sevgisi de dahildir. Elbet seni seven hayırlı biri çıkacak. Sabır dua dua dua...ama hep vazgeçilmek, sevilmediğimi duymak beni değersiz, çirkin, asfalt hissettiriyor yere yapışmış gibiyim. Yemek yiyemiyorum. Mecbur kalmasam hiçbir hayati ihtiyacımı bile gidermek istemiyorum. Benim yaşam motivasyonum sevdiğim insanın beni sevdiğini 'sanmak'. Başka türlü değil mutlu, normal bile hissedemiyorum, basit ve sığ biriyim belki de..
çoğu şeyin neden içimizde kaldığını neden bize dert olduğunu sanki anlar gibiyim... asıl neden ayrılırken içimizde bizi acıtan bize zarar veren her ne yaptılarsa bunu o esnada şöyle okkalı bi tokat gibi yüzlerine PATLATAMADIĞIMIZ için böyle böyle içimizde patlıyo herşey galiba ... o kuyruğu diK tutma muhabbeti yüzünden içimde öyle şeyler kaldı ki dönüp dolaşıp beynimi yiyoo.. neden o esnada suratlarına YILDIZLARI SAYDIRACAK ,CANININ ACISINI UNUTAMYACAĞI cinsten tokat patlatmıyoruz kiiii yada elimize geçen her ne varsa atıcaksın kafasına gözüne içinde bişi bırakmıycaksın şerefsizse şerefsiz diyceksin vs.vs. beddua edeceksen yuzune edeceksin , edeceksin ki bu ayrılışı o düşünecek kafasından o atamıycak ...kendini suçlayan o olacak ... işi rast gitmediğinde "aldığımı beddua yüzünden mi "" diye o düşünüp hatta dövünüp duracak ...
ama bizler oyle yapmıyoruz ayrılık esnasında pisikolojik olarak kendimizi suçlu bulduğumuz için söylenmesi gerekenleri söyleyemiyor bide kuyruğu dik tutmaya çalışıyoruz ... sonra kafamızda bize yapılanlar söylenenler dönüp dönüüüüp dönüüüüp duruyoooorr hazmedemiyoosuuuun bi türlü ... bence önce kendi içini rahatlatmalısın içindekileri bi kusmalısıııınn bence ...
seninle "sen bu işlerden anlarsın kurumda bi kız dik dik bakıyo ne yapmam lazım " diye değil pişkince sormak seni gördüğünde yerin dibine girmeli , girecek delik aramalı onun gururu kırılmalı kendini o sorgulamalı ... sonucta sana evlenelim diye umit verdi hayal kurdurdu güvendirdi ve sonra artık bitti sevmiyorum diye yarı yolda bıraktı .. insanın duygularıyla böyle böyle kolay oynanmamalı ..
dolayısıyla hazmedememen çook doğal ve kolay değil ama suç sende değil umut verip yarı yolda bırakanda ..bence o pisliğe iyi bi ders vermeliymişsin canım ...sonra böyle hazmedemezsin işte...asıl içini acıtan şeyler bunlar zaten ; içinde söylemek isteyip de kendini suçlu gördüğün sevilmeyi haketdiğini düşündüğün için söyleyemediklerin ve kuyruğu dik tutmaya çalışman ....
Basit ve sığ değilsin. Ben nasıl sevilmiyorum bir bilsen... Dersin ki bir insandan ancak bu kadar nefret edilebilir. Yüzüme yüzünü ekşiterek bakıyor daha ötesi olabilir mi? Senin konuna gelince insan sosyal varlık sevgiye muhtaç bir varlık. Bu anne baba aile sevgisi olduğu gibi tabiki karşı cinsin sevgisi de dahildir. Elbet seni seven hayırlı biri çıkacak. Sabır dua dua dua...
Benim sorunum biraz da burada başlıyor aslında. Kendimle çok iyiyim hatta aşık olduğum adamlarla olmadığım kadar iyiyim kendimle. Ama ben yalnızlıkla baş edebiliyorum diye hep mi böyle yaşayacağım? Bunun sonu yok ki.. Sevileyim iki kişilik yaşayalım hayatı biriyle diye diretiyorum ben. Bilsem ki böyle bir ihtimal ortada yok belki dünyanın en mutlu insanı yine ben olurdum. Ama ümit ediyorum hala mutlu bir beraberlik beklentim var.kendinizle mutlu olmayı öğrenin. ömür boyu sevgi garantili kişi-adam bulamazsınız ki.
Aslında ben bunu yaptım. Geçmiş ilişkilerimden edindiğim tecrübeler yüzünden artık kim bana ne yaşattıysa çatır çatır yüzüne söylüyorum bitirirken. Bana yalan söyledin, demek hep rol yaptın, duygularla oynamak basit bir günah değil korkmalıydın, seni başka kim çeker acaba vs. ne varsa saydırıyorum yani. Can acıtmaya ve biraz olsun suçlu hissettirmeye çalışıyorum ama bunları yapan adamların ne canı yanar ne suçlu hisseder. Ben bunları söyleyip rahatladım sanırken sabaha kadar ağladım. Ama o bunları duyup dönüp kıçını fosur fosur uyumuştur.çoğu şeyin neden içimizde kaldığını neden bize dert olduğunu sanki anlar gibiyim... asıl neden ayrılırken içimizde bizi acıtan bize zarar veren her ne yaptılarsa bunu o esnada şöyle okkalı bi tokat gibi yüzlerine PATLATAMADIĞIMIZ için böyle böyle içimizde patlıyo herşey galiba ... o kuyruğu diK tutma muhabbeti yüzünden içimde öyle şeyler kaldı ki dönüp dolaşıp beynimi yiyoo.. neden o esnada suratlarına YILDIZLARI SAYDIRACAK CİNSTEN tokat patlatmıyoruz kiiii yada elimize geçen her ne varsa atıcaksın kafasına gözüne içinde bişi bırakmıycaksın şerefsizse şerefsiz diyceksin vs.vs. beddua edeceksen yuzune edeceksin , edeceksin ki bu ayrılışı o düşünecek kafasından o atamıycak İÇİNDEN ...kendini suçlayan o olacak ... ama bizler oyle yapmıyoruz ayrılık esnasında pisikolojik olarak kendimizi suçlu bulduğumuz için söylenmesi gerekenleri söyleyemiyor bide kuyruğu dik tutmaya çalışıyoruz ... sonra kafamızda bize yapılanlar söylenenler dönüp dönüüüüp dönüüüüp duruyoooorr hazmedemiyoosuuuun bi türlü ... bence önce kendi içini rahatlatmalısın içindekileri bi kusmalısıııınn bence ... seninle "sen bu işlerden anlarsın kurumda bi kız dik dik bakıyo ne yapmam lazım " diye değil pişkince sormak seni gördüğünde yerin dibine girmeli , girecek delik aramalı onun gururu kırılmalı kendini o sorgulamalı ... sonucta sana evlenelim diye umit verdi hayal kurdurdu güvendirdi ve sonra artık bitti sevmiyorum diye yarı yolda bıraktı .. insanın duygularıyla böyle böyle kolay oynanmamalı ..
tabiki hazmedemezsin ama suç sende değil umut verip yarı yolda bırakanda ..bence o pisliğe iyi bi ders vermeliymişsin canım ...sonra böyle hazmedemezsin işte...asıl içini acıtan şeyler bunlar zaten ; içinde söylemek isteyip de kendini suçlu gördüğün sevilmeyi haketdiğini düşündüğün için söyleyemediklerin ve kuyruğu dik tutmaya çalışman ....
Teşekkür ederim :) Tek isteğim geçmesi zaten. Ve hakkım olan biriyle mutlu olabilmek..Bir şey ifade eder mi bilmiyorum ama hepimiz sizi çok sevdik.
Size sımsıkı sarılıp "Geçecek, inanmıyorsun ama geçecek." demek geldi içimden.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?