Babamın beklentisi

Okumanızda para kazanmanızda bir kuruş emeği olmayan babanıza bir lira bile kredi çekmeyin. Ayrıca sizi manipüle etmesine de izin vermeyin.
Gören de diyecek gece gündüz siz rahat yaşayın diye çalışmış, yoktan var etmiş bir baba var hikayede. Böyle bir baba olsa gözünüz kapalı girin derim krediye. Ama sizin babanız hiçbir şeyi haketmiyor.
 
anlamıyorum anneniz nasıl okuldan alınmanıza sessiz kaldı? neden ortalığı yıkmadı?
İşin açığını söylemek gerekirse babam annemi de bunun doğrusu olduğuna inandırmisti o zaman. Eğer okuldan almasa kocaya kacarmisim öyle demişti o zaman :) hayatımın en zor dönemiydi sanırım okul servisi görünce bile hüngür hüngür ağlardım.
 
Herkese merhaba hanımlar, uzun zamandır içimi kemiren bir konuyu paylaşıp fikir almak istiyordum sizlerden konu uzun olabilir.

Konu aslında yıllar boyunca ailemin bana zerk ettiği bir düşünce bundan dolayı tam olarak nereden başlayacağımı bilemiyorum.
Yıllardır babam atanan, mesleğe geçen her kadına (kuzenim, uzak akraba, komşu kızı fark etmeksizin) biraz ailene bak hemen evlenme işe geçer geçmez evlenilmez ailene bir faydan olsun der dururdu. Ben 10 yaşındayken bile bu lafları duydum hep, bundan dolayı erken evlenenlere hayırsız evlat iması yapardı. Lakin erkek çocukları için bu durum asla soz konusu bile değildi abim 21-22 yaşındayken bile onu evlendirmek ister bu konuyu konuşmaktan büyük keyif alırdı. Yıllardır böyle bir ortamda büyüdüm açıkçası.
Babamdan bahsetmek gerekirse, kendimi bildim bileli çok yüksek maaşlı bir işte çalışmasına rağmen hep borç yapar borç odetirdi, çocukluğuma dair hatırladığım tek şey borçlar yüzünden evde çıkan kavgalardı. Babamın işyerinde aynı pozisyonda çalışan tüm arkadaşları evler arabalar yazlıklar alırken biz hep kirada yaşadık. Muhtemelen başka kadınlar ve kumara gitti tüm paralar. Çocukluğumdan hatırladığım en keskin anım ise arkadaşlarımda olup benim de istediğim renkli atkı bere takımıydı, çok istedim aylarca ağladım ama asla sahip olamadım o bere takımına.
Babamın işine giyimine bakan bir insan asla bizim ailemizden böyle bir yaşantı beklemezdi ama durum buydu açıkçası.

Gel zaman git zaman liseye başlayınca ise hayatım bütünüyle mahvoldu diyebilirim. Bir erkek arkadaşım olduğu için babam okuldan aldı ve o günden sonra düşman gibi olduk yıllarca. Siddet, eve kapatma derken ciddi manada bozulmuştu psikolojim.
Kendi cabamla açık öğretimden liseyi bitirip kuzenlerimin eski kitapları, sahaftan aldığım ikinci el kitaplarla üniversiteyi kazandım. Bu dönem boyu azıcık bile destek görmediğim gibi daima kucumsenip şiddet gördüm.
Daha sonra okulu bitirip ikinci bir üniversite okumaya karar verdim aynı anda da işe başladım. Ordan oraya derken yoğun bir dönemi atlattım bölümümden derece ile mezun oldum.
Bu süre boyunca ailemin borçları bitti daha normal bir hayat yaşamaya başladık maddi olarak. Dedemden kalan bir miktar para ile ev aldık o kadar .

Babam ise son 5 yıldır daha sakin, daha iyi bir baba. O zamanları telafi etmeye mi çalışıyor bilmiyorum ama bir anda değişti diyebilirim. Tabi eskisi gibi değil ama kocaman kadın olduğum halde akşam eve geç gelemem, geldiysem (en geç saat 10) surat asılır. Çok bir özgürlüğüm yok yani. Tatile gitmem, arkadaşlarımla günübirlik bile şehirden çıkmam daima soruna yol açar bundan dolayı türlü bahaneler ve yalanlara başvurum hala.

Konunun asıl önemli yerine geçiyorum, gelecek sene evlenmeyi düşünüyorum ama kendimi daima aileme karşı suçlu hissediyorum arkadaşlar. Koca meraklısı bir insan miyim acaba diye düşünüp duruyorum. Evlilik konusu gectigi zaman babam "Ceylinin bize bir yardımı olmaz daha" demiş anneme. Babam bana kredi cektirip iyi bir yerden ev almayı planlıyormuş. Kredi tutarı 600 bin lira. Bir de arabayı yenileyelim diyormuş. Arkadaşlar ben bu yükün altında eziliyorum. Kendi cabalarimla ayakta durmaya çalışıp bir şeyler yapıyorum ama bunca yükün benim sırtıma yıkılmasını istemiyorum. Ben o kadar borçla nasıl evleneyim, kendime haksızlık yapılıyormuş gibi hissediyorum
Yıllardır asla alınmayan evin, yenilenmeyen arabanın ben yeni bir hayata başlamaya çalışırken benim üstüme yıkılmasından asla memnun değilim. Babamın beklentisi bu iken ben evlensem sanki kötü bir evlatmışım gibi hissedeceğim. Bir yandan kendime kızgınım bir yandan aileme. Babam şimdi ne kadar iyi de olsa geçmişi unutamıyorum. Bizim ailecek gidemediğimiz tatillere, alamadığımız kıyafetleri elalemin kadınlarına almasına biz evde fakirlik içinde yaşarken yılda 5-6 kere tatile gitmesini asla atlatamıyorum.

Bu kadar yükün altına daha girmeden eziliyor geleceğe bakamıyorum arkadaşlar. Evlilik düşüncesi bir yandan beni mutlu ederken bir yandan kendimi kötü hissetmeme sebep oluyor. Karışık yazdiysam özür dilerim bocalayıp duruyorum arkadaşlar buraya da öyle yansımış olabilir. Teşekkür ederim.
Böyle babaya değil 600bin 600₺ bile kredi çekmem ama sen bilirsin
 
Okumanızda para kazanmanızda bir kuruş emeği olmayan babanıza bir lira bile kredi çekmeyin. Ayrıca sizi manipüle etmesine de izin vermeyin.
Gören de diyecek gece gündüz siz rahat yaşayın diye çalışmış, yoktan var etmiş bir baba var hikayede. Böyle bir baba olsa gözünüz kapalı girin derim krediye. Ama sizin babanız hiçbir şeyi haketmiyor.
İnanın son birkaç senedir iyi bir baba diyebilirim bunda da benim etkim var tabii ki. Akşam çıkmıyorum sorun olmasın diye çok gezmiyorum. Bu yaşta böyle bir hayat yaşıyor olmak komik geliyor ama bizim normalimiz bu oldu. Azıcık bile o sınırları geçmeye çalışsam yine bir tartışma bir surat asma oluyor.
 
İşin açığını söylemek gerekirse babam annemi de bunun doğrusu olduğuna inandırmisti o zaman. Eğer okuldan almasa kocaya kacarmisim öyle demişti o zaman :) hayatımın en zor dönemiydi sanırım okul servisi görünce bile hüngür hüngür ağlardım.
Bir kız çocuğunu okuldan alan baba cahildir
Kötü
Niyetlidir
Kızını kocaya satma düşüncesi olan gruptandır net
İyi diye bence avutma kendini
1₺ kaptırma

Asıl kız çocukları okumalı ki kendilerini güvende hissetsinler
 
Herkese merhaba hanımlar, uzun zamandır içimi kemiren bir konuyu paylaşıp fikir almak istiyordum sizlerden konu uzun olabilir.

Konu aslında yıllar boyunca ailemin bana zerk ettiği bir düşünce bundan dolayı tam olarak nereden başlayacağımı bilemiyorum.
Yıllardır babam atanan, mesleğe geçen her kadına (kuzenim, uzak akraba, komşu kızı fark etmeksizin) biraz ailene bak hemen evlenme işe geçer geçmez evlenilmez ailene bir faydan olsun der dururdu. Ben 10 yaşındayken bile bu lafları duydum hep, bundan dolayı erken evlenenlere hayırsız evlat iması yapardı. Lakin erkek çocukları için bu durum asla soz konusu bile değildi abim 21-22 yaşındayken bile onu evlendirmek ister bu konuyu konuşmaktan büyük keyif alırdı. Yıllardır böyle bir ortamda büyüdüm açıkçası.
Babamdan bahsetmek gerekirse, kendimi bildim bileli çok yüksek maaşlı bir işte çalışmasına rağmen hep borç yapar borç odetirdi, çocukluğuma dair hatırladığım tek şey borçlar yüzünden evde çıkan kavgalardı. Babamın işyerinde aynı pozisyonda çalışan tüm arkadaşları evler arabalar yazlıklar alırken biz hep kirada yaşadık. Muhtemelen başka kadınlar ve kumara gitti tüm paralar. Çocukluğumdan hatırladığım en keskin anım ise arkadaşlarımda olup benim de istediğim renkli atkı bere takımıydı, çok istedim aylarca ağladım ama asla sahip olamadım o bere takımına.
Babamın işine giyimine bakan bir insan asla bizim ailemizden böyle bir yaşantı beklemezdi ama durum buydu açıkçası.

Gel zaman git zaman liseye başlayınca ise hayatım bütünüyle mahvoldu diyebilirim. Bir erkek arkadaşım olduğu için babam okuldan aldı ve o günden sonra düşman gibi olduk yıllarca. Siddet, eve kapatma derken ciddi manada bozulmuştu psikolojim.
Kendi cabamla açık öğretimden liseyi bitirip kuzenlerimin eski kitapları, sahaftan aldığım ikinci el kitaplarla üniversiteyi kazandım. Bu dönem boyu azıcık bile destek görmediğim gibi daima kucumsenip şiddet gördüm.
Daha sonra okulu bitirip ikinci bir üniversite okumaya karar verdim aynı anda da işe başladım. Ordan oraya derken yoğun bir dönemi atlattım bölümümden derece ile mezun oldum.
Bu süre boyunca ailemin borçları bitti daha normal bir hayat yaşamaya başladık maddi olarak. Dedemden kalan bir miktar para ile ev aldık o kadar .

Babam ise son 5 yıldır daha sakin, daha iyi bir baba. O zamanları telafi etmeye mi çalışıyor bilmiyorum ama bir anda değişti diyebilirim. Tabi eskisi gibi değil ama kocaman kadın olduğum halde akşam eve geç gelemem, geldiysem (en geç saat 10) surat asılır. Çok bir özgürlüğüm yok yani. Tatile gitmem, arkadaşlarımla günübirlik bile şehirden çıkmam daima soruna yol açar bundan dolayı türlü bahaneler ve yalanlara başvurum hala.

Konunun asıl önemli yerine geçiyorum, gelecek sene evlenmeyi düşünüyorum ama kendimi daima aileme karşı suçlu hissediyorum arkadaşlar. Koca meraklısı bir insan miyim acaba diye düşünüp duruyorum. Evlilik konusu gectigi zaman babam "Ceylinin bize bir yardımı olmaz daha" demiş anneme. Babam bana kredi cektirip iyi bir yerden ev almayı planlıyormuş. Kredi tutarı 600 bin lira. Bir de arabayı yenileyelim diyormuş. Arkadaşlar ben bu yükün altında eziliyorum. Kendi cabalarimla ayakta durmaya çalışıp bir şeyler yapıyorum ama bunca yükün benim sırtıma yıkılmasını istemiyorum. Ben o kadar borçla nasıl evleneyim, kendime haksızlık yapılıyormuş gibi hissediyorum
Yıllardır asla alınmayan evin, yenilenmeyen arabanın ben yeni bir hayata başlamaya çalışırken benim üstüme yıkılmasından asla memnun değilim. Babamın beklentisi bu iken ben evlensem sanki kötü bir evlatmışım gibi hissedeceğim. Bir yandan kendime kızgınım bir yandan aileme. Babam şimdi ne kadar iyi de olsa geçmişi unutamıyorum. Bizim ailecek gidemediğimiz tatillere, alamadığımız kıyafetleri elalemin kadınlarına almasına biz evde fakirlik içinde yaşarken yılda 5-6 kere tatile gitmesini asla atlatamıyorum.

Bu kadar yükün altına daha girmeden eziliyor geleceğe bakamıyorum arkadaşlar. Evlilik düşüncesi bir yandan beni mutlu ederken bir yandan kendimi kötü hissetmeme sebep oluyor. Karışık yazdiysam özür dilerim bocalayıp duruyorum arkadaşlar buraya da öyle yansımış olabilir. Teşekkür ederim.
yani şu anlatılanlardan sonra üstüne ‘hayırsız evlat’ yazan pankartla dolaşmaya bile hakkın var sanki. hoş senin eğitim hayatına katkıları olsa da huna hakkın var.
 
İnanın son birkaç senedir iyi bir baba diyebilirim bunda da benim etkim var tabii ki. Akşam çıkmıyorum sorun olmasın diye çok gezmiyorum. Bu yaşta böyle bir hayat yaşıyor olmak komik geliyor ama bizim normalimiz bu oldu. Azıcık bile o sınırları geçmeye çalışsam yine bir tartışma bir surat asma oluyor.
Bakın o iyi baba olsun diye bile siz çabalıyorsunuz. Yine babanızın bir çabası yok. Belki babanız surat asmasın diye erkek arkadaşınıza mahçup oluyorsunuzdur. Ama babanızın umrunda değil.
 
Herkese merhaba hanımlar, uzun zamandır içimi kemiren bir konuyu paylaşıp fikir almak istiyordum sizlerden konu uzun olabilir.

Konu aslında yıllar boyunca ailemin bana zerk ettiği bir düşünce bundan dolayı tam olarak nereden başlayacağımı bilemiyorum.
Yıllardır babam atanan, mesleğe geçen her kadına (kuzenim, uzak akraba, komşu kızı fark etmeksizin) biraz ailene bak hemen evlenme işe geçer geçmez evlenilmez ailene bir faydan olsun der dururdu. Ben 10 yaşındayken bile bu lafları duydum hep, bundan dolayı erken evlenenlere hayırsız evlat iması yapardı. Lakin erkek çocukları için bu durum asla soz konusu bile değildi abim 21-22 yaşındayken bile onu evlendirmek ister bu konuyu konuşmaktan büyük keyif alırdı. Yıllardır böyle bir ortamda büyüdüm açıkçası.
Babamdan bahsetmek gerekirse, kendimi bildim bileli çok yüksek maaşlı bir işte çalışmasına rağmen hep borç yapar borç odetirdi, çocukluğuma dair hatırladığım tek şey borçlar yüzünden evde çıkan kavgalardı. Babamın işyerinde aynı pozisyonda çalışan tüm arkadaşları evler arabalar yazlıklar alırken biz hep kirada yaşadık. Muhtemelen başka kadınlar ve kumara gitti tüm paralar. Çocukluğumdan hatırladığım en keskin anım ise arkadaşlarımda olup benim de istediğim renkli atkı bere takımıydı, çok istedim aylarca ağladım ama asla sahip olamadım o bere takımına.
Babamın işine giyimine bakan bir insan asla bizim ailemizden böyle bir yaşantı beklemezdi ama durum buydu açıkçası.

Gel zaman git zaman liseye başlayınca ise hayatım bütünüyle mahvoldu diyebilirim. Bir erkek arkadaşım olduğu için babam okuldan aldı ve o günden sonra düşman gibi olduk yıllarca. Siddet, eve kapatma derken ciddi manada bozulmuştu psikolojim.
Kendi cabamla açık öğretimden liseyi bitirip kuzenlerimin eski kitapları, sahaftan aldığım ikinci el kitaplarla üniversiteyi kazandım. Bu dönem boyu azıcık bile destek görmediğim gibi daima kucumsenip şiddet gördüm.
Daha sonra okulu bitirip ikinci bir üniversite okumaya karar verdim aynı anda da işe başladım. Ordan oraya derken yoğun bir dönemi atlattım bölümümden derece ile mezun oldum.
Bu süre boyunca ailemin borçları bitti daha normal bir hayat yaşamaya başladık maddi olarak. Dedemden kalan bir miktar para ile ev aldık o kadar .

Babam ise son 5 yıldır daha sakin, daha iyi bir baba. O zamanları telafi etmeye mi çalışıyor bilmiyorum ama bir anda değişti diyebilirim. Tabi eskisi gibi değil ama kocaman kadın olduğum halde akşam eve geç gelemem, geldiysem (en geç saat 10) surat asılır. Çok bir özgürlüğüm yok yani. Tatile gitmem, arkadaşlarımla günübirlik bile şehirden çıkmam daima soruna yol açar bundan dolayı türlü bahaneler ve yalanlara başvurum hala.

Konunun asıl önemli yerine geçiyorum, gelecek sene evlenmeyi düşünüyorum ama kendimi daima aileme karşı suçlu hissediyorum arkadaşlar. Koca meraklısı bir insan miyim acaba diye düşünüp duruyorum. Evlilik konusu gectigi zaman babam "Ceylinin bize bir yardımı olmaz daha" demiş anneme. Babam bana kredi cektirip iyi bir yerden ev almayı planlıyormuş. Kredi tutarı 600 bin lira. Bir de arabayı yenileyelim diyormuş. Arkadaşlar ben bu yükün altında eziliyorum. Kendi cabalarimla ayakta durmaya çalışıp bir şeyler yapıyorum ama bunca yükün benim sırtıma yıkılmasını istemiyorum. Ben o kadar borçla nasıl evleneyim, kendime haksızlık yapılıyormuş gibi hissediyorum
Yıllardır asla alınmayan evin, yenilenmeyen arabanın ben yeni bir hayata başlamaya çalışırken benim üstüme yıkılmasından asla memnun değilim. Babamın beklentisi bu iken ben evlensem sanki kötü bir evlatmışım gibi hissedeceğim. Bir yandan kendime kızgınım bir yandan aileme. Babam şimdi ne kadar iyi de olsa geçmişi unutamıyorum. Bizim ailecek gidemediğimiz tatillere, alamadığımız kıyafetleri elalemin kadınlarına almasına biz evde fakirlik içinde yaşarken yılda 5-6 kere tatile gitmesini asla atlatamıyorum.

Bu kadar yükün altına daha girmeden eziliyor geleceğe bakamıyorum arkadaşlar. Evlilik düşüncesi bir yandan beni mutlu ederken bir yandan kendimi kötü hissetmeme sebep oluyor. Karışık yazdiysam özür dilerim bocalayıp duruyorum arkadaşlar buraya da öyle yansımış olabilir. Teşekkür ederim.
bu arada.. o 600 binin taksitlerine çok güzel bir terapi ödemesi yaparsın haftalık düzenli. kesinlikle terapi almalısın, baban sana borçlu asıl..
 
Keske benim arkadasim olsaydin da seni yakandan tutup sarsa sarsa “sacmalama ceylin” diye kendine getirebilseydim. 50 kusur yasina kadar kumara zinaya para gomene kadar alsaymis evlerini yazliklarini. Diger uyguladigi mental siddete hic girmiyorum. Cebimde 200 lira olsa 50 lirasini bile vermem bu sam babasina kusura bakma.
 
İşin açığını söylemek gerekirse babam annemi de bunun doğrusu olduğuna inandırmisti o zaman. Eğer okuldan almasa kocaya kacarmisim öyle demişti o zaman :) hayatımın en zor dönemiydi sanırım okul servisi görünce bile hüngür hüngür ağlardım.
Ceylin benim babam da "ya burslu şekilde kazanır okursun ya da ilk gelen görücüye veririm gidersin" demişti yaşım 13 filandı, sokakta oyun oynuyor olduğum için suçluydum. oyun oynadığım son gün o gündür. çocukluğumun son günü. o gün bugün yetişkin bir insanım ben...

ancak yetişkin olarak kendi hayatım kendi kararlarım yani şu saatten sonra vicdan azabı çekemem. yapacağımı yapmışım.

siz de zaten yapacağınızı yapmışsınız daha neyin vicdan azabı bu?

ayrıca babam beni okumaya teşvik etmek için böyle bir yola başvurmuştu
sizinki bir de okuldan almış!

bakın biz şehirdeydik fakat benim neredeyse tüm sülalem köydeydi
ama herhangi bir baba bırakın şehri köyde çocuğunu okuldan alıp bir de şiddet uygulamaya kalksa. o köylü kadınlar bile ayağa kalkardı! erkek baskın, tamam. babalarımız tuhaf şeyler yapıyor, evet. ama o kadar da uzun boylu değil. eğitim kırmızı çizgi yani.

annenizi hiç boşuna aklamayın.
 
İnanın son birkaç senedir iyi bir baba diyebilirim bunda da benim etkim var tabii ki. Akşam çıkmıyorum sorun olmasın diye çok gezmiyorum. Bu yaşta böyle bir hayat yaşıyor olmak komik geliyor ama bizim normalimiz bu oldu. Azıcık bile o sınırları geçmeye çalışsam yine bir tartışma bir surat asma oluyor.

25 yaşından sonra iyi bir baba olması ne fayda sağlayacak sana? Babalığını asıl sen büyürken yapacaktı.
 
Sevgili Ceylin seni çok eski konularından biliyorum. Zamannda yanlş hatrlamıyorsam bi babanne faktörnzde vardı. Bunca şeyi yaşamış biri olarak hele ki eğitimime engel olmuş bir babaya zırnık koklatmazdım. Annenizde sizi manipüle ediyor malesef... net olun "evlenme niyetim var size yük olmadan evlenebilirsem ne mutlu" diyin ki beklentileri bitsin..
 
O kadar üzüldüm ki bunlari yaşamanıza hala onlari dusunmenizi asla haketmiyolar ve babaniz hala kötü biri. Insan kiz evladini boynunda borçla evlendirip elaleme karsi boynunu bükük birakir mi? Asla asla haketmiyorlar bir kez bile aklinizdan geçirmeyin kabul etmeyi. Umarim sectiginiz eş babaniza zerre benzemiyordur ve cok mutlu olursunuz.
 
Ceylin benim babam da "ya burslu şekilde kazanır okursun ya da ilk gelen görücüye veririm gidersin" demişti yaşım 13 filandı, sokakta oyun oynuyor olduğum için suçluydum. oyun oynadığım son gün o gündür. çocukluğumun son günü. o gün bugün yetişkin bir insanım ben...

ancak yetişkin olarak kendi hayatım kendi kararlarım yani şu saatten sonra vicdan azabı çekemem. yapacağımı yapmışım.

siz de zaten yapacağınızı yapmışsınız daha neyin vicdan azabı bu?

ayrıca babam beni okumaya teşvik etmek için böyle bir yola başvurmuştu
sizinki bir de okuldan almış!

bakın biz şehirdeydik fakat benim neredeyse tüm sülalem köydeydi
ama herhangi bir baba bırakın şehri köyde çocuğunu okuldan alıp bir de şiddet uygulamaya kalksa. o köylü kadınlar bile ayağa kalkardı! erkek baskın, tamam. babalarımız tuhaf şeyler yapıyor, evet. ama o kadar da uzun boylu değil. eğitim kırmızı çizgi yani.

annenizi hiç boşuna aklamayın.
Annem evet kesinlikle tepki vermeliydi ama hiçbir zaman tepki veren bir anne olmadı ne yazık ki. Ne bu konuda ne kendi için ne de bizim için. 9 yaşında dedem beni bayıltana kadar nefessiz bırakınca bile annem sadece izlemiş asla ses çıkarmamış elinden almamış. Hayatımın hiçbir alaninda sanırım annem tarafından savunulmadim ve bunu böyle kabul ettim. Benim annem pasif bir insan, inanın annemden beklentim yok hatta onu anlıyorum bir yerde..
 
O sizden istemeden önce siz isteyin bir şeyler. Benim arkadaşlarımın çoğuna babası direkt araba aldı mezuniyet hediyesi olarak. Millet kızına ev alıyor araba alıyor hatta tatile gönderiyor deyin, biraz o eksik hissetsin.
Mezuniyetimde çiçek almislardi sadece :) mezun olamayan arkadaşlarıma neler hediye edildi ben dereceyle bitirdim. Nasip mi bilmiyorum inanın, kırgınım her şeye.
 
Bu yazdıklarınızın aynısını hatta daha fazlasını yaşamış biriyim.

Evini sattı oğluna peşkeş çekti babam ama beni okutmuş benden bekledi.

Evlilik aşamasında bana kredi çektirdi araba aldı ödemedi üstüne satarken haberim bile olmadı.

Evlilik paramı anneme vermiş bir insanın ben oda yüzsüz yüzsüz alıp koluna bilezik yapmıştı.
Kendi düğünümde hiç bişey takmamışken.

Ben yıllardır kullandırdım kendimi lütfen siz yapmayın. Ne olursa olsun yaranamıyorsunuz.
 
İnanın son birkaç senedir iyi bir baba diyebilirim bunda da benim etkim var tabii ki. Akşam çıkmıyorum sorun olmasın diye çok gezmiyorum. Bu yaşta böyle bir hayat yaşıyor olmak komik geliyor ama bizim normalimiz bu oldu. Azıcık bile o sınırları geçmeye çalışsam yine bir tartışma bir surat asma oluyor.
Babanız son birkaç yılda da iyi bir baba olmamış yalnız. Hiç olamamış. Size hem üzüldüm hem de tebrik ederim o kadar zorluğa rağmen okumuşsunuz kendinizi yetiştirmişsiniz. Babanız baba değil anneniz anne değil. 5 TL bile vermeyin.
 
Bir de çok kırgın olduğum bir şeyi yazmak istiyorum, kuzenlerim. Benden 10 yaş büyük kuzenimle kiyaslandim hep. 8 yaşındayken bile onun gibi davran neden gülüyorsun neden ok konusuyorsun diyerek rencide edildim her ortamda. Benden tam 10 yaş büyük. Ailesi her şartı sağladı özel okullarda okudu dershanelere gitti özel dersler aldirildi çok iyi bir mesleği var şimdi. Bana hep o gösterildi bak o burayı kazandı buraya yerleşti sen ne yaptın dendi. Onun abisinin eski kitaplarıyla hazırlandım ben sınava 14 sene oncenin kitaplarıyla :) bunu yazdığımdan beri aklıma sürekli farklı anılar geliyor. Ne kadar çok ezilmişim rencide edilmisim zamaninda.
 
Herkese merhaba hanımlar, uzun zamandır içimi kemiren bir konuyu paylaşıp fikir almak istiyordum sizlerden konu uzun olabilir.

Konu aslında yıllar boyunca ailemin bana zerk ettiği bir düşünce bundan dolayı tam olarak nereden başlayacağımı bilemiyorum.
Yıllardır babam atanan, mesleğe geçen her kadına (kuzenim, uzak akraba, komşu kızı fark etmeksizin) biraz ailene bak hemen evlenme işe geçer geçmez evlenilmez ailene bir faydan olsun der dururdu. Ben 10 yaşındayken bile bu lafları duydum hep, bundan dolayı erken evlenenlere hayırsız evlat iması yapardı. Lakin erkek çocukları için bu durum asla soz konusu bile değildi abim 21-22 yaşındayken bile onu evlendirmek ister bu konuyu konuşmaktan büyük keyif alırdı. Yıllardır böyle bir ortamda büyüdüm açıkçası.
Babamdan bahsetmek gerekirse, kendimi bildim bileli çok yüksek maaşlı bir işte çalışmasına rağmen hep borç yapar borç odetirdi, çocukluğuma dair hatırladığım tek şey borçlar yüzünden evde çıkan kavgalardı. Babamın işyerinde aynı pozisyonda çalışan tüm arkadaşları evler arabalar yazlıklar alırken biz hep kirada yaşadık. Muhtemelen başka kadınlar ve kumara gitti tüm paralar. Çocukluğumdan hatırladığım en keskin anım ise arkadaşlarımda olup benim de istediğim renkli atkı bere takımıydı, çok istedim aylarca ağladım ama asla sahip olamadım o bere takımına.
Babamın işine giyimine bakan bir insan asla bizim ailemizden böyle bir yaşantı beklemezdi ama durum buydu açıkçası.

Gel zaman git zaman liseye başlayınca ise hayatım bütünüyle mahvoldu diyebilirim. Bir erkek arkadaşım olduğu için babam okuldan aldı ve o günden sonra düşman gibi olduk yıllarca. Siddet, eve kapatma derken ciddi manada bozulmuştu psikolojim.
Kendi cabamla açık öğretimden liseyi bitirip kuzenlerimin eski kitapları, sahaftan aldığım ikinci el kitaplarla üniversiteyi kazandım. Bu dönem boyu azıcık bile destek görmediğim gibi daima kucumsenip şiddet gördüm.
Daha sonra okulu bitirip ikinci bir üniversite okumaya karar verdim aynı anda da işe başladım. Ordan oraya derken yoğun bir dönemi atlattım bölümümden derece ile mezun oldum.
Bu süre boyunca ailemin borçları bitti daha normal bir hayat yaşamaya başladık maddi olarak. Dedemden kalan bir miktar para ile ev aldık o kadar .

Babam ise son 5 yıldır daha sakin, daha iyi bir baba. O zamanları telafi etmeye mi çalışıyor bilmiyorum ama bir anda değişti diyebilirim. Tabi eskisi gibi değil ama kocaman kadın olduğum halde akşam eve geç gelemem, geldiysem (en geç saat 10) surat asılır. Çok bir özgürlüğüm yok yani. Tatile gitmem, arkadaşlarımla günübirlik bile şehirden çıkmam daima soruna yol açar bundan dolayı türlü bahaneler ve yalanlara başvurum hala.

Konunun asıl önemli yerine geçiyorum, gelecek sene evlenmeyi düşünüyorum ama kendimi daima aileme karşı suçlu hissediyorum arkadaşlar. Koca meraklısı bir insan miyim acaba diye düşünüp duruyorum. Evlilik konusu gectigi zaman babam "Ceylinin bize bir yardımı olmaz daha" demiş anneme. Babam bana kredi cektirip iyi bir yerden ev almayı planlıyormuş. Kredi tutarı 600 bin lira. Bir de arabayı yenileyelim diyormuş. Arkadaşlar ben bu yükün altında eziliyorum. Kendi cabalarimla ayakta durmaya çalışıp bir şeyler yapıyorum ama bunca yükün benim sırtıma yıkılmasını istemiyorum. Ben o kadar borçla nasıl evleneyim, kendime haksızlık yapılıyormuş gibi hissediyorum
Yıllardır asla alınmayan evin, yenilenmeyen arabanın ben yeni bir hayata başlamaya çalışırken benim üstüme yıkılmasından asla memnun değilim. Babamın beklentisi bu iken ben evlensem sanki kötü bir evlatmışım gibi hissedeceğim. Bir yandan kendime kızgınım bir yandan aileme. Babam şimdi ne kadar iyi de olsa geçmişi unutamıyorum. Bizim ailecek gidemediğimiz tatillere, alamadığımız kıyafetleri elalemin kadınlarına almasına biz evde fakirlik içinde yaşarken yılda 5-6 kere tatile gitmesini asla atlatamıyorum.

Bu kadar yükün altına daha girmeden eziliyor geleceğe bakamıyorum arkadaşlar. Evlilik düşüncesi bir yandan beni mutlu ederken bir yandan kendimi kötü hissetmeme sebep oluyor. Karışık yazdiysam özür dilerim bocalayıp duruyorum arkadaşlar buraya da öyle yansımış olabilir. Teşekkür ederim.
bu yaştan sonra ne yapacakmış evi,arabayı yeniyleyip hâlâ millete hava atma caka satma derdinde,onun yaşındakiler biz yaşadığımızı yaşadık evimiz arabamız var çocuklarımız için biseyler yapalım geleceklerini kurmaya yardım edelim diye çabalıyorlar, bu da vicdan yaptırıp, evaldini sömürüp keyif yapicak.Zamanında millete yedirecegine yapsaymis. anne baba hakkına çok ama çok önem veren biriyim ama böyle babaya da kullandırtma kendini.Konusu açılırsa cok üstüne gelirse kredi filan cek diye direk söylersin bunları bu seferde seni aforoz edecektir hayırsız evlat diye ama yapacak bisey yok.Bence yavaş yavaş onlari kendi geleceğini kuracağına kredi cekmeyecegini laf aralarına serpiştir, umidi kalmasin.Artik kimse de kolay kolay Bi sürü borcu olan daha doğrusu ailesine ev araba alıp ödeyen kadinla da kolay kolay evlenmez, evlense de bu hep sorun olacaktır hem de çok büyük sorun emin olabilirsin bundan, aç değil açıkta değil, kimseye muhtaç değil,kir zincirlerini manipule olma
 
X