bana çok kızacaksınız...

Memlekette adam mı kalmadı kızım evli olduğunu artık biliyorsun. Hiç mi gururunuz yok sizin ya. Benım bir arkadaşımın başına geldi aynı şey. Karımı sevmiyorum vs cinsel haytları yokmuş ama geceleri aynı yatakta yatarken arkadasıma mesaj atıyormuş meğersem. Kendinize gelin Allah aşkına. Evdeki kadının yerine koy biraz da kendini. Lütfen
 
Memlekette adam mı kalmadı kızım evli olduğunu artık biliyorsun. Hiç mi gururunuz yok sizin ya. Benım bir arkadaşımın başına geldi aynı şey. Karımı sevmiyorum vs cinsel haytları yokmuş ama geceleri aynı yatakta yatarken arkadasıma mesaj atıyormuş meğersem. Kendinize gelin Allah aşkına. Evdeki kadının yerine koy biraz da kendini. Lütfen
Konu eski 😂😂
 
Cümleleri bu kadar suslemeniz suçunuzu ortmüyor bilesiniz. Ortada küçücük bir bebek var ve hala süslü romantik cümleler .. Adam inanclıymis bir de nasıl bir inancsa karısını aldatıp baska kadınlarla sevisebiliyor. Siz de bakireyim diyorsunuz gercekten cok önemli bir detay. Zaten sevisme var bakire olunca tamamen masum mu oldunuz şimdi? Ne olursa olsun adam evli ve küçücük bebegini babasız bırakıyor buna hakkı yok. Bosansın o kadın da kurtulsun böyle iğrenç bir adamdan.
O küçücük bebek dediğiniz şu an 13-14 yaşında yalnız konu 12 yıllık shshsh
 
O kadar güzel anlatmışsınız ki sanki ben yaşadım ve bir o kadar üzüldüm. Allah yardımcınız olsun, çok zor bir durum. Ne desem bilemedim😔
 
Neden kızalım sana ya ben çok üzüldüm gercekten hepimizin basına gelebilir allah yardımcın olsun ama senın yerınde olsam kendımden sogutmsya çalısırım çünki ne kdr ayrılsada ilerde bu dönüp dolaşıp sana gelebilir laf olarak belkı o ayrılır siz evlenırsınız aılesı ilerde der senın yüzünden veya onun cevresındekiler senin cevtendekıler daha bir çok sorun yanı birde ortada çocuk var yanı çok cok zor ama yinedesen bilirsin saglık lı bir ilişki olmaz bence ağlıyorum demısskn bence şimdi bi kez agla ilerde hergün ağlamakdan iyidir
 
Kaç senelik konu yahu, günlerdir neden güncel.
12 sene olmuş, eminim konu sahibi evlenmiştir başkasıyla. Gayet de unutmuştur o muhteşem (!) aşkını.
 
Buraya yazmadığına göre mutlu olduğunu düşünüyorum, umarım öyledir🙏
 
Bir gün bir seminere katılacaktım. Seminerin başlamasını beklerken bankaya uğradım. Bankada bi çocukla gözgöze geldik ve gözlerimizi anında kaçırdık. Ama içimde bişiler aktı gitti o bir saniyeden bile kısa bakışmada. Daha sonra seminer salonunun önünde tekrar karşılaştık. Onun beklediği tarafa doğru yaklaştım. O da bana seminerin saat kaçta başlıyacağını sordu. Nerde çalışıyorsunuzlar, nerelisinizler... Aynı memleketli çıkmıştık. Şehrimizden km.lerce uzakta bulmuştuk birbirimizi. Kartımı verdim. Farklı şehirlerde ama rakip şirketlerde çalışıyorduk. Seminerde farklı yerlerde oturdk.Seminerden sonra tekrar karşılaştık. Vaktiniz varsa bi kahve içelim, konuyu tartışırız dedi. Ben de "biraz işlerim var, zannetmiyorum" dedim. İlk anda atlamak istemedim. Ama onu tekrar görebilmeyi de istedim. Hani biz bayanların "hayır" demesi aslında "evet" anlamına gelir ya ...Ayrıldıktan sonra gözüm hep telefondaydı. Dayanamıyacaktım. Yarım saat geçmişti ve dayanamadım, ben arıyacaktım.. Tam o sırada telim çaldı. İşiniz bittiyse kahve içelim mi, dedi. Karşı koyamadım. Benimle aynı şehirde yaşamıyormuş. Benim seçtiğim bir yere gittik. O kadar iyiydi ki.. Kendimi prensesler gibi hissediyordum. Aşık olmamıştım ama çok etkilenmiştim. Onunla kahve içip işyerime döndüm. İşçıkışı beni aldı. Çok güzel bir yere yemeğe gittik. Sonra da beni evime bıraktı. Gitmeni istemiyorum, hadi bi yerlere gidelim eğlenmeye dedi. Güvenemedim yeni tanıştığımız için. Hayır dedim; içim EVET derken. Eve çıktım. Aşağıda bekliyorum dedi. Hazırlandım gece için, ama kararsızdım. En sonunda kalbim mantığımı yendi ve o gece onunla çıktım. Çok güzel bi club'a gittik. Dans etmeyi çok seviyordu, ben tedirgin olduğumdan dolayı dans etmedim. İçki içmedi. Ben bir kadeh şarap içtim. Bana "banka-seminer bir tesadüf, bu seminerde olmam, seni görmem çok büyük bir şans"dedi. Beni tanımadığını ama ilk gördüğü anda hoşlandığını söyledi. Kız arkadaşı olmamı istediğini çok güzel cümlelerle söyledi. Clubdan eve doğru gelirken elimi tuttu... İzin verdim tutmasına. Evin önüne geldiğimizde saat çok geç olmuştu. O saatte otele gitmesini istemedim. Eve davet ettim. Ona misafir odamdaki yatakta yatabileceğini söyledim. Ben de odama çekildim. Gece uyandığımda üstü açık soğuktan büzüşmüş bir şekilde uyuyordu. Dayanamadım saçını okşadım yanağından öptüm. Uyandı ve sarıldı.. O gün sarılarak uyuduk.
Ertesi gün vazgeçmiştim herşeyden. Kendime çok kızmıştım tanımadığım birini evime aldığım için. Çünki şu yaşıma kadar kalbim hiç konuşmamıştı. Kalbimin dili yoktu. Mantığımın çenesi çok düşmüştü ve dominant olandı...
Sabah beni işe bıraktığında devam etmesini istemediğimi söyledim. Ayrıldık. Ama o gün tesadüfen tekrar karşılaştık.Kader bi şekilde karşılaştırıyordu koca şehirde.
Ayrılamadım.. Devam ettik. Çok güzel 2,5 ay geçirdik. Bu şehirde yaşamadığı için 10 gün kalıyor 3-4 gün gidiyor ve tekrar geliyordu. Prensesler gibiydim. Kapris yaparsam çekiyor, gezmekten eğlenmekten zevk alıyordu. Her haftasonu başka şehirleri gezmeye görmeye gittik. Arkadaşlarımla tanışmak istiyordu, tanıştırdım. Herkes onu çok sevdi.

Mükemmel giden bu ilişkide bir gariplik vardı..

Bazen telefonları çalıyor, benden uzaklaşıp konuşuyordu. Sıkıcı bunaltıcı sevgili olmak istemedim: Kimdi arayan hım? Çabuk söyle, diyen biri olmak istemedim...
Ama bir gün dayanamadım? Başka biri mi var, diye sordum. Hayır,işimle ilgili konuşmalar dedi.
Yine bigün arabada giderken telefonu çaldı. Arabayı sağa çekti, indi ve konuşmaya başladı. ben de müziği kıstım ve camı açtım konuşmalarını dinledim. İşle ilgiliydi gerçekten de. Rakip şirketlerde çalıştığımız için bu davranışını normal karşıladım.

Aşık olmuştum. Gülüşüne, konuşmasına, temizliğine, çatalı tutuşuna, peçeteyle ağzını silişine, sinirlenişine, öpüşüne, sevişmesine..Herşeyine..O kadar anlayışlıydı ki...Ah keşke sevgilim şöyle olsa böyle olsa dediğim özelliklerin 1000 kat fazlası vardı onda...

Ben bakireyim ve erkeklere güvensiz yaşamış bir kız olduğum için kimsenin bana dokunmasına izin vermemiştim. Daha önce 3 yıl süren bir ilişkim olmuştu ama o ilişkide bile arkadaş gibi davranmasına izin vermiştim. Ama yeni sevgilimin bana dokunması, sarılması, beni öpmesi o kadar çok hoşuma gidiyordu ki. 10 gün bizi yatağa bağlasalar öylece sarılıp kalabilirdik. İkimiz de bu düşüncedeydik. O işlerini uzaktan hallediyordu. Ama mutlaka her sabah kalkıp beni işime bırakıyordu. Akşam alıyordu.. Evde yemek yapmamı kesinlikle istemiyordu-zaten beceremiyorum da :)

Bi kere gereksiz bir sebepten dolayı benden ayrılmak istedi. Herşeyden vazgeçerim ama gururumdan asla diyen ben; yalvardım ayrılmasın diye..Çok seviyorum seni ama ayrılalım dedi.. Yalvardım.. Ayrılmadık....Gereksiz bir sebepten dolayı ruh ikizimden ayrılamazdım..Harcayamazdım bu ilişkiyi bu kadar kolay.. O farklıydı. Herkesten farklı,benimle aynı. Espri anlayışı, yaratıcı fikirli olması, eğlenmeyi gezmeyi sevmesi...

2,5 ay sonra bir haftasonu şehirdısı gezimizden dönüyorduk. O hafta bende kalacaktı. Ama dönüş yolunda yine o telefonlardan geldi. İndi konuşmaya başladı.. Çok uzaklara gitti...
Döndüğünde: İşlerde terslik olmuş, benim gitmem gerekiyor dedi.
Başka biri vardı anlamıştım...
Peki, dedim...
Eve bıraktı. Mahvolmuş, yıkılmıştım. İnternetten adını soyadını yazdım. Bir araba satış sitesinde adı vardı. Mail adresi de adının yanında bir bayan ismiyleydi. Şimdi isim yazamıyorum ama: ÖR: aliayse@hotmail.com gibi... ilan 2005te verilmişti. Acaba eski sevgilisi miydi. Yoksa evli miydi....
Aradı..
-Kusura bakma nolur, İşleri yoluna koyar koymaz gelicem dedi.
-Evlisin diil mi? (Zarf attım)

Tamamen bir zarftı. Hayır demesini bekliyordum.
-Evet dedi...

Düşüp bayılacaktım sanki...Aşık olduğum, günlerini benimle geçiren çocuk evliydi.

-1.5 yaşında da bir çocuğum var...

Yıkılmıştım... Mahvolmuştum. O benim bebeğimdi, onun nasıl bir bebeği olabilirdi?? Şaka mıydı?

-Evet ne kadar kızsan haklısın. Çok söylemek istedim, ayrılacağını bildiğim için söyleyemedim. Ayrılmak istedim, gerçek sebebi bilmediğin için sen istemedin.Ben de senden vazgeçemedim dedi....

Ayrıldık...

Böğüre böğüre ağladım.. Yastıkları ısırdım... İnanamadım.. Uyuyım, uyanıyım rüya olsun istedim... Uyuyamadım .. Günlerce ağladım..

Oysa gitmemişti. Arıyordu sürekli. İşyerimi gören bir otele yerleşmişti. Beni izliyordu. Bana ne kadar aşık olduğunu anlatıyordu...Konuşmak istiyordu.. Ama bitmişti... O, benim bebeğim, aslında başkasınınmış...

Bir gün iş çıkışı konuştuk.

Daha 22 yaşındayken, üniversite biter bitmez, babasına inat, artık büyüdüğünü, erkek olduğunu, koca adam olduğunu ispatlamak için o zamanki kız arkadaşıyla evlenmiş.İlk başlarda seviyormuş eşini. Ama çocuk olduktan sonra 4 ay yurtdışına çıkması gerekmiş. Ve geri döndüğünde eşini kendini tamamen dine vermiş, sohbetlere giderken bulmuş. O ise inançlıdır ama kapalı biriyle yapabilicek yapıda diildir. Ama kapanmak isteyen eşine "sen bilirsin" demiş. Eşi kapandıktan sonra ne sevdiği clublara gidebilmişler, ne denize girebilmişler. Evde sürekli ilahiler çalmaya başlamış. Eve alınan gazete değişmiş. İzlenen kanallar değişmiş. Yatak değişmiş...

Hayata bakışları değişmiş. Tek ortak noktaları çocukları olmuş. Eşi de artık onu eskisi kadar umursamıyormuş. Sevgileri bitmiş, saygıları kalmış.

Dayanamadım ve nolcaksa olsun dedim.. Benim hayatımın tek anlamı oydu..En iyi arkadaşım, süpermenim, üzüntümde sevincimde ilk aradığım oydu.En umutsuz anlarımda, en çıkmaz zamanlarımda inanılmaz çözümler sunan, yardımcı olan oydu.. Aşıktım..
Daha önce laf olsun diye "seni seviyorum" dediğim, terkettiğim çocuklar bana beddua etmişlerdi sanırım... "umarım bir gün aşık olursun" demişlerdi... VE AŞIKTIM.HEM DE EVLİ ÇOCUKLU BİR ERKEĞE....

1 yılı geçti. Hala aşığım. Üstelik eskisinden de çok. Boşan demedim, ama ayrılalım diye çok dedim. Ayrılamıyoruz, yapamıyoruz. Hele ben hiç yapamıyorum, mahvoluyorum.
Çok denedim...
Unutamadım...
İçkiye vurdum kendimi. Uyumak, ağlamamak için.. Çözüm değildi onun aşkını unutmama... Yeniden barıştık...
Çivi çiviyi söker dedim. Başka sevgili buldum. Yenii sevgilimle tatile gittim. Gittiğimiz yerde bi kaç saat içinde daraldım. Yeni sevgilimi sürekli onunla kıyaslıyordum O'nun gibi diildi işte..
O aradı. nerdesin? dedi. Hayatımda yeni bir var dedim. Olamaz dedi, izin veremem buna dedi. Olduğum şehre anında atladı geldi kaç km uzaktan. Kaçak gelin gibi; kaçtık ordan..Kaçırdı beni..Evime getirdi..Sen başkasının olursan ben her gün ölürüm dedi.

O başkasınındı ve ben de hergün ölüyordum...

Belki 500 kez ayrıldım. Her telefon görüşmemizde: Beni özledin mi, seviyor musun? dediğinde HAYIR dedim. Ama karşıma çıkmaktan vazgeçmedi. Benden vazgeçmedi. Ben de ondan vazgeçemedim.
Karına dön, onunla konuş, mutlu olmaya çalış dedim. Yapmadı. Eşiyle yaptığı telefon görüşmlerini yanımda yapmasını söyledim. Günde 1 veya 2 kere araşıyorlardı.Birbirleriyle nasılsın dışında bişiy konuşmuyorlardı.Çocuğuyla konuşuyordu; her gün yeni bir kelime öğrenmeye başlayan bebeğiyle ..
Eşine boşanmak istediğini söylemişti. İnanamadım, beni kandırma dedim. Yanımdan eşini aradı. Boşanma isteğinde kararlı olduğunu söyledi. Kadın: İntihar ederim bu çocuk babasız büyürse dedi. Yurtdışına kaçırırım dedi.. Ayrılmayalım benimle hiç konuşma ama boşanmış aile çocuğu olmasın çocuğumuz dedi.
Bana: Boşanırsam benimle evlenirmisin? dedi. Hayır, benim için boşanma sakın dedim.
Senin için boşanmıyorum, ben bu şekilde yaşayamam, onunla sevgimiz bitti, düşüncelerimiz farklılaştı, eve sadece çocuğumu görmek için gidiyorum, sürekli kavga var dedi.Çocuğun kavga ortamında büyümesi, sevgisiz ortamda büyümesini de istemiyorum dedi.
Eğer boşanacaksanız bu aşamada benimle olmanı istemiyorum,, dedim. Benim için yıkma yuvanı, o düşüncelere kapılmayalım, boşan, ondan sonra görüşelim dedim...
Ama eşi tehditlere , çocuğu kaçırırım, intihar ederimlere devam ediyor. O da çocuğunu görmemeye dayanamıyacağını söylüyor. Ayrılamıyor...Ne benden.. ne de eşinden...
Bense ona hergün bitti artık diyorum. Ayrıldık arama diyorum. Ama kalbim hala onun hala ona aşık...
Başka birisini nasıl sevicem bilemiyorum. Herkeste onu arıyorum.
Evlilikten korkuyorum.. Ya benim eşim de beni aldatırsa diye... Çünki evli bir erkeğin söyliyebileceği yalanları biliyorum artık. Anlarım evlenip de aldatılırsam.
Empati kurmaya çalışıyorum...
Eşinin yerinde olsam diyorum.. Bu kadar başıboş bırakmazdım.Aldatıldığımı anlar ona göre davranırdım. Ayda bi kaçgün eve giden bir eşim olsun istemezdim...
Aşkımın yerinde olsam...Bir orta yol bulur ayrılırdım...
Dışardan bakan biri olsam.. Bana çok kızardım
Kendi yerimde olsam...Hayata bir kez geliyorum, bir daha gelsem yine ona aşık olurdum.Ve elimde olsa her anımı ona sarılarak geçirirdim...
Ayrıyız tabi ki de yine...Arama beni dedim. Ama ayrılık içimizi acıtıyor. Canımızı yakıyor..Ben aramadan dursam da, o duramıyor. Merak ediyor, nerdeyim, nasılım. Yine yeni biri mi var hayatımda, diye...

Hala ilk öğrendiğim günki gibiyim...Böğüre böğüre ağlıyorum... Ve uyusam uyansam rüya olsa diyorum....
Gerçek mi diye düşünüyorum canım yaa ne acı sizin yerinizde olmak istemem ama burda tek bi suçlu var o da adam kendine engel olabilirdi evliyken sizle bakit geçirmesi yanlış bnve siz zaten habersiz aşık olduğunuz adamla birlikte yıkılan bi taraf ne yapmayı düşünüyprsunuz
 
Kusura bakmayin ama ne ayip sey ya niye oyle diyosunuz.başta bilmeden aşik olmuş herkesin basina gelebilir gunumuz erkeklerinin hic mi sucu yok.zaten yaptiginin ne kadar yanlis oldugunun farkindaymis
Öğrendikten sonra ilişkiye devam etmiş ve hatasının gerçekten hata olduğuna yürekten inanmış olsaydı böğüre böğüre evinde ağlar yine de bir yuvanın yıkımına sebep olmazdı. Gelip geçici çiftleşme isteklerine aşk deyip de bir yavrunun gelişimi esnasında önemli figür babayı yok etmezlerdi. Konu sahibi büyümüştür artık inşallah daha iyi anlamıştır
 
Bir gün bir seminere katılacaktım. Seminerin başlamasını beklerken bankaya uğradım. Bankada bi çocukla gözgöze geldik ve gözlerimizi anında kaçırdık. Ama içimde bişiler aktı gitti o bir saniyeden bile kısa bakışmada. Daha sonra seminer salonunun önünde tekrar karşılaştık. Onun beklediği tarafa doğru yaklaştım. O da bana seminerin saat kaçta başlıyacağını sordu. Nerde çalışıyorsunuzlar, nerelisinizler... Aynı memleketli çıkmıştık. Şehrimizden km.lerce uzakta bulmuştuk birbirimizi. Kartımı verdim. Farklı şehirlerde ama rakip şirketlerde çalışıyorduk. Seminerde farklı yerlerde oturdk.Seminerden sonra tekrar karşılaştık. Vaktiniz varsa bi kahve içelim, konuyu tartışırız dedi. Ben de "biraz işlerim var, zannetmiyorum" dedim. İlk anda atlamak istemedim. Ama onu tekrar görebilmeyi de istedim. Hani biz bayanların "hayır" demesi aslında "evet" anlamına gelir ya ...Ayrıldıktan sonra gözüm hep telefondaydı. Dayanamıyacaktım. Yarım saat geçmişti ve dayanamadım, ben arıyacaktım.. Tam o sırada telim çaldı. İşiniz bittiyse kahve içelim mi, dedi. Karşı koyamadım. Benimle aynı şehirde yaşamıyormuş. Benim seçtiğim bir yere gittik. O kadar iyiydi ki.. Kendimi prensesler gibi hissediyordum. Aşık olmamıştım ama çok etkilenmiştim. Onunla kahve içip işyerime döndüm. İşçıkışı beni aldı. Çok güzel bir yere yemeğe gittik. Sonra da beni evime bıraktı. Gitmeni istemiyorum, hadi bi yerlere gidelim eğlenmeye dedi. Güvenemedim yeni tanıştığımız için. Hayır dedim; içim EVET derken. Eve çıktım. Aşağıda bekliyorum dedi. Hazırlandım gece için, ama kararsızdım. En sonunda kalbim mantığımı yendi ve o gece onunla çıktım. Çok güzel bi club'a gittik. Dans etmeyi çok seviyordu, ben tedirgin olduğumdan dolayı dans etmedim. İçki içmedi. Ben bir kadeh şarap içtim. Bana "banka-seminer bir tesadüf, bu seminerde olmam, seni görmem çok büyük bir şans"dedi. Beni tanımadığını ama ilk gördüğü anda hoşlandığını söyledi. Kız arkadaşı olmamı istediğini çok güzel cümlelerle söyledi. Clubdan eve doğru gelirken elimi tuttu... İzin verdim tutmasına. Evin önüne geldiğimizde saat çok geç olmuştu. O saatte otele gitmesini istemedim. Eve davet ettim. Ona misafir odamdaki yatakta yatabileceğini söyledim. Ben de odama çekildim. Gece uyandığımda üstü açık soğuktan büzüşmüş bir şekilde uyuyordu. Dayanamadım saçını okşadım yanağından öptüm. Uyandı ve sarıldı.. O gün sarılarak uyuduk.
Ertesi gün vazgeçmiştim herşeyden. Kendime çok kızmıştım tanımadığım birini evime aldığım için. Çünki şu yaşıma kadar kalbim hiç konuşmamıştı. Kalbimin dili yoktu. Mantığımın çenesi çok düşmüştü ve dominant olandı...
Sabah beni işe bıraktığında devam etmesini istemediğimi söyledim. Ayrıldık. Ama o gün tesadüfen tekrar karşılaştık.Kader bi şekilde karşılaştırıyordu koca şehirde.
Ayrılamadım.. Devam ettik. Çok güzel 2,5 ay geçirdik. Bu şehirde yaşamadığı için 10 gün kalıyor 3-4 gün gidiyor ve tekrar geliyordu. Prensesler gibiydim. Kapris yaparsam çekiyor, gezmekten eğlenmekten zevk alıyordu. Her haftasonu başka şehirleri gezmeye görmeye gittik. Arkadaşlarımla tanışmak istiyordu, tanıştırdım. Herkes onu çok sevdi.

Mükemmel giden bu ilişkide bir gariplik vardı..

Bazen telefonları çalıyor, benden uzaklaşıp konuşuyordu. Sıkıcı bunaltıcı sevgili olmak istemedim: Kimdi arayan hım? Çabuk söyle, diyen biri olmak istemedim...
Ama bir gün dayanamadım? Başka biri mi var, diye sordum. Hayır,işimle ilgili konuşmalar dedi.
Yine bigün arabada giderken telefonu çaldı. Arabayı sağa çekti, indi ve konuşmaya başladı. ben de müziği kıstım ve camı açtım konuşmalarını dinledim. İşle ilgiliydi gerçekten de. Rakip şirketlerde çalıştığımız için bu davranışını normal karşıladım.

Aşık olmuştum. Gülüşüne, konuşmasına, temizliğine, çatalı tutuşuna, peçeteyle ağzını silişine, sinirlenişine, öpüşüne, sevişmesine..Herşeyine..O kadar anlayışlıydı ki...Ah keşke sevgilim şöyle olsa böyle olsa dediğim özelliklerin 1000 kat fazlası vardı onda...

Ben bakireyim ve erkeklere güvensiz yaşamış bir kız olduğum için kimsenin bana dokunmasına izin vermemiştim. Daha önce 3 yıl süren bir ilişkim olmuştu ama o ilişkide bile arkadaş gibi davranmasına izin vermiştim. Ama yeni sevgilimin bana dokunması, sarılması, beni öpmesi o kadar çok hoşuma gidiyordu ki. 10 gün bizi yatağa bağlasalar öylece sarılıp kalabilirdik. İkimiz de bu düşüncedeydik. O işlerini uzaktan hallediyordu. Ama mutlaka her sabah kalkıp beni işime bırakıyordu. Akşam alıyordu.. Evde yemek yapmamı kesinlikle istemiyordu-zaten beceremiyorum da :)

Bi kere gereksiz bir sebepten dolayı benden ayrılmak istedi. Herşeyden vazgeçerim ama gururumdan asla diyen ben; yalvardım ayrılmasın diye..Çok seviyorum seni ama ayrılalım dedi.. Yalvardım.. Ayrılmadık....Gereksiz bir sebepten dolayı ruh ikizimden ayrılamazdım..Harcayamazdım bu ilişkiyi bu kadar kolay.. O farklıydı. Herkesten farklı,benimle aynı. Espri anlayışı, yaratıcı fikirli olması, eğlenmeyi gezmeyi sevmesi...

2,5 ay sonra bir haftasonu şehirdısı gezimizden dönüyorduk. O hafta bende kalacaktı. Ama dönüş yolunda yine o telefonlardan geldi. İndi konuşmaya başladı.. Çok uzaklara gitti...
Döndüğünde: İşlerde terslik olmuş, benim gitmem gerekiyor dedi.
Başka biri vardı anlamıştım...
Peki, dedim...
Eve bıraktı. Mahvolmuş, yıkılmıştım. İnternetten adını soyadını yazdım. Bir araba satış sitesinde adı vardı. Mail adresi de adının yanında bir bayan ismiyleydi. Şimdi isim yazamıyorum ama: ÖR: aliayse@hotmail.com gibi... ilan 2005te verilmişti. Acaba eski sevgilisi miydi. Yoksa evli miydi....
Aradı..
-Kusura bakma nolur, İşleri yoluna koyar koymaz gelicem dedi.
-Evlisin diil mi? (Zarf attım)

Tamamen bir zarftı. Hayır demesini bekliyordum.
-Evet dedi...

Düşüp bayılacaktım sanki...Aşık olduğum, günlerini benimle geçiren çocuk evliydi.

-1.5 yaşında da bir çocuğum var...

Yıkılmıştım... Mahvolmuştum. O benim bebeğimdi, onun nasıl bir bebeği olabilirdi?? Şaka mıydı?

-Evet ne kadar kızsan haklısın. Çok söylemek istedim, ayrılacağını bildiğim için söyleyemedim. Ayrılmak istedim, gerçek sebebi bilmediğin için sen istemedin.Ben de senden vazgeçemedim dedi....

Ayrıldık...

Böğüre böğüre ağladım.. Yastıkları ısırdım... İnanamadım.. Uyuyım, uyanıyım rüya olsun istedim... Uyuyamadım .. Günlerce ağladım..

Oysa gitmemişti. Arıyordu sürekli. İşyerimi gören bir otele yerleşmişti. Beni izliyordu. Bana ne kadar aşık olduğunu anlatıyordu...Konuşmak istiyordu.. Ama bitmişti... O, benim bebeğim, aslında başkasınınmış...

Bir gün iş çıkışı konuştuk.

Daha 22 yaşındayken, üniversite biter bitmez, babasına inat, artık büyüdüğünü, erkek olduğunu, koca adam olduğunu ispatlamak için o zamanki kız arkadaşıyla evlenmiş.İlk başlarda seviyormuş eşini. Ama çocuk olduktan sonra 4 ay yurtdışına çıkması gerekmiş. Ve geri döndüğünde eşini kendini tamamen dine vermiş, sohbetlere giderken bulmuş. O ise inançlıdır ama kapalı biriyle yapabilicek yapıda diildir. Ama kapanmak isteyen eşine "sen bilirsin" demiş. Eşi kapandıktan sonra ne sevdiği clublara gidebilmişler, ne denize girebilmişler. Evde sürekli ilahiler çalmaya başlamış. Eve alınan gazete değişmiş. İzlenen kanallar değişmiş. Yatak değişmiş...

Hayata bakışları değişmiş. Tek ortak noktaları çocukları olmuş. Eşi de artık onu eskisi kadar umursamıyormuş. Sevgileri bitmiş, saygıları kalmış.

Dayanamadım ve nolcaksa olsun dedim.. Benim hayatımın tek anlamı oydu..En iyi arkadaşım, süpermenim, üzüntümde sevincimde ilk aradığım oydu.En umutsuz anlarımda, en çıkmaz zamanlarımda inanılmaz çözümler sunan, yardımcı olan oydu.. Aşıktım..
Daha önce laf olsun diye "seni seviyorum" dediğim, terkettiğim çocuklar bana beddua etmişlerdi sanırım... "umarım bir gün aşık olursun" demişlerdi... VE AŞIKTIM.HEM DE EVLİ ÇOCUKLU BİR ERKEĞE....

1 yılı geçti. Hala aşığım. Üstelik eskisinden de çok. Boşan demedim, ama ayrılalım diye çok dedim. Ayrılamıyoruz, yapamıyoruz. Hele ben hiç yapamıyorum, mahvoluyorum.
Çok denedim...
Unutamadım...
İçkiye vurdum kendimi. Uyumak, ağlamamak için.. Çözüm değildi onun aşkını unutmama... Yeniden barıştık...
Çivi çiviyi söker dedim. Başka sevgili buldum. Yenii sevgilimle tatile gittim. Gittiğimiz yerde bi kaç saat içinde daraldım. Yeni sevgilimi sürekli onunla kıyaslıyordum O'nun gibi diildi işte..
O aradı. nerdesin? dedi. Hayatımda yeni bir var dedim. Olamaz dedi, izin veremem buna dedi. Olduğum şehre anında atladı geldi kaç km uzaktan. Kaçak gelin gibi; kaçtık ordan..Kaçırdı beni..Evime getirdi..Sen başkasının olursan ben her gün ölürüm dedi.

O başkasınındı ve ben de hergün ölüyordum...

Belki 500 kez ayrıldım. Her telefon görüşmemizde: Beni özledin mi, seviyor musun? dediğinde HAYIR dedim. Ama karşıma çıkmaktan vazgeçmedi. Benden vazgeçmedi. Ben de ondan vazgeçemedim.
Karına dön, onunla konuş, mutlu olmaya çalış dedim. Yapmadı. Eşiyle yaptığı telefon görüşmlerini yanımda yapmasını söyledim. Günde 1 veya 2 kere araşıyorlardı.Birbirleriyle nasılsın dışında bişiy konuşmuyorlardı.Çocuğuyla konuşuyordu; her gün yeni bir kelime öğrenmeye başlayan bebeğiyle ..
Eşine boşanmak istediğini söylemişti. İnanamadım, beni kandırma dedim. Yanımdan eşini aradı. Boşanma isteğinde kararlı olduğunu söyledi. Kadın: İntihar ederim bu çocuk babasız büyürse dedi. Yurtdışına kaçırırım dedi.. Ayrılmayalım benimle hiç konuşma ama boşanmış aile çocuğu olmasın çocuğumuz dedi.
Bana: Boşanırsam benimle evlenirmisin? dedi. Hayır, benim için boşanma sakın dedim.
Senin için boşanmıyorum, ben bu şekilde yaşayamam, onunla sevgimiz bitti, düşüncelerimiz farklılaştı, eve sadece çocuğumu görmek için gidiyorum, sürekli kavga var dedi.Çocuğun kavga ortamında büyümesi, sevgisiz ortamda büyümesini de istemiyorum dedi.
Eğer boşanacaksanız bu aşamada benimle olmanı istemiyorum,, dedim. Benim için yıkma yuvanı, o düşüncelere kapılmayalım, boşan, ondan sonra görüşelim dedim...
Ama eşi tehditlere , çocuğu kaçırırım, intihar ederimlere devam ediyor. O da çocuğunu görmemeye dayanamıyacağını söylüyor. Ayrılamıyor...Ne benden.. ne de eşinden...
Bense ona hergün bitti artık diyorum. Ayrıldık arama diyorum. Ama kalbim hala onun hala ona aşık...
Başka birisini nasıl sevicem bilemiyorum. Herkeste onu arıyorum.
Evlilikten korkuyorum.. Ya benim eşim de beni aldatırsa diye... Çünki evli bir erkeğin söyliyebileceği yalanları biliyorum artık. Anlarım evlenip de aldatılırsam.
Empati kurmaya çalışıyorum...
Eşinin yerinde olsam diyorum.. Bu kadar başıboş bırakmazdım.Aldatıldığımı anlar ona göre davranırdım. Ayda bi kaçgün eve giden bir eşim olsun istemezdim...
Aşkımın yerinde olsam...Bir orta yol bulur ayrılırdım...
Dışardan bakan biri olsam.. Bana çok kızardım
Kendi yerimde olsam...Hayata bir kez geliyorum, bir daha gelsem yine ona aşık olurdum.Ve elimde olsa her anımı ona sarılarak geçirirdim...
Ayrıyız tabi ki de yine...Arama beni dedim. Ama ayrılık içimizi acıtıyor. Canımızı yakıyor..Ben aramadan dursam da, o duramıyor. Merak ediyor, nerdeyim, nasılım. Yine yeni biri mi var hayatımda, diye...

Hala ilk öğrendiğim günki gibiyim...Böğüre böğüre ağlıyorum... Ve uyusam uyansam rüya olsa diyorum....
Duyguların, böğüre böğüre ağlaman, hislerin aşkınız gerçeği değiştirmiyor maalesef. Yuva yıkanın yuvası olmaz. Boşanmamış iyi yada kötü devam eden bir evlilik var ve yerinde olsam buna sebep olmak istemezdim. Hayat görüleri değişsede şimdiye kadar boşanmamış bi şekilde devaö etmiş evlilikleei. Yani kimse aşktan ölmüyor kusuta bakma. Yaptığınız yanlış. Aldatılan bir annenin çocuğu olarak söylüyorım bunu. Herkes duygularına kapılıp kensini frenlemese evlilik kurumu diue bişey kalmaz. Aştan ölmezsiniz ama gerçekten vicdanınız varsa vijdan azabından ölebilitsiniz. Değmez.
 
Bu hortlatılan konulara o dönem yorum yapan üyeler ne kadar minnoş, romantik, sevgi kelebeği tipler oluyor böyle. O zamanlar Kk da genel üslup öyleydi demek ki.
Şimdi olsa ciğerini sökeriz bunları yazanın :KK70:

Şimdi aynısını düşündüm son sayfaya bakmadan :KK70:
 
X