Bayram Arifesi - Fikirlerinize ihtiyacım var

Eşim iyi niyetli bir adam, o muhakkak.
Ancak annemin hastalığından sonra bende kalmasını istiyordum, çünkü her an herşey olabilir.
İkinci bir doktora götürmeden içim zaten rahat etmeyecek.
Çok fazla tomografi ve MR çekildi, filmler de cabası.
Radyasyona çok maruz kaldı ve kolları delik deşik oldu anacığımın.
Biraz dinlensin istiyorum.

Annemin farklı rahatsızlıkları da var sanırım.
İnsan bir günde 5 LT su içer mi? Annem aşırı derecede su içiyor.
Hastaneden çıkınca 1 hafta bende kaldı, zor dayandı annem.
Çünkü eşim onun çok su içmesine, geceleri durmadan uyanıp lavaboya gitmesine vb. bir çok konuya taktı.
Kızmak babında değil, ancak "niye böyle, neden böyle" ile bunalttı annemi.

Annem de evimde daha rahatım diyor, bende kalmıyor.
Benim ise aklım onda kalıyor, ya aniden bir şey olursa diye.
En azından 2. bir doktora gidene kadar bende kalsaydı içim daha rahat olurdu.
Anneme anlatıyorum eşimin kötü niyetli olmadığını, aslında annemi düşündüğünü, normal olmayan durumların onun dikkatini çektiğini ama annem de haklı.
Annemin yerinde olsam ben de haliyle rahatsız olurdum.
ama elimden de birşey gelmiyor.

Su konusu dikkatimi çekti bu tipik şeker hastalığı belirtisi...
 
Ben de aynı fikirdeyim çünkü bir defaya mahsus birşey değil.
Tek üzüldüğüm konu, aynı durumları onlarda yaşadılar.
Kayınvalidem ilk oğlumun doğum zamanına denk gelen bir dönemde, ağır bir hastalık atlattı, ameliyat oldu.
Bizim evimizde pişen yemeklerin yarısı onlara gitti hep.
Yapamıyor, kayınpederim de bir yere kadar yapabilir diye ne piştiyse haftalarca tencere tencere yemek gönderdik.
Ben lohusaydım o zaman ve yemeklerin çoğunu annem yapmıştı.

O günler geliyor aklıma, kayınvalidem için gerçekten üzülmüştüm.
Ne kadar cahilmişim diyorum şimdi ise...
Gitmezdim.
Ne kadar zor olabilir ki geçmiş olsun demek?
Komşun arkadaşın bile böyle bir durumda arar sorar,bir ihtiyacın var mı der kaldı ki bunlar akraba,düşman gibi davranmışlar.
Bu sebeple gitmezdim.
Bozulan bozulsun yani.
 
Eşin çok vefalı ki annecinle ilgilendi. Eşinin hatırına git ve eşini alıp erkenden ayrıl o evden. Hem eşinin gönlünü yaparsın hemde onları vicdanlarına başbaşa bırakırsın. Eşine de aynen söylersin senin hatırına geliyorum ama çok az durup beraber kalkariz.. bu arada çok geçmiş olsun anneniz daha iyi olur insallah
 
Bende olsam giderdim sadece eşim için eşinin ailesi ve eşin senin eiçin elinden geleni yapmış çok kötü insanlar da olabilirlerdi ailesi ama insanın değiştirme gibi bi lüksü yok napsın ailesi anlayışsız insanlıktan nasip almamışsa ama ilk ortamda da lafımı sokardım çok kırıldım size bi feçmiş olsun bile demediniz diye
 
Hakikaten kayınvalide konulardan bana fenalık geldi.
Özellikle kendi yaşadıklarım beni artık ziyadesiyle sinir ediyor ve rahatsız ediyor.
Kendi kendime bile konuşmak istemiyorum artık bu mevzuları, ancak yine de fikir almak istiyorum.
Ben kendimce kararımı verdim sayılır, fakat yufka yüreğime söz geçiremiyorum....
Biraz uzun oldu, umarım sıkılmadan okur ve bana bir akıl verirsiniz.
Bundan sonra davranışlarım nasıl olmalı? Herkese karşı içimde dindiremediğim bir öfke var, eşime karşı bile (pasif kaldığı için).

2 hafta önce annem felç geçirdi.
Eşimden Allah razı olsun hakkını ödeyemem.

Annem ile yakın oturuyoruz.
Normalde hafta arası annem çocuklara bakıyor, sabah geliyor akşam gidiyor.
Haftasonları da evinde olduğu için hem kafasını dinliyor, hem de ben ona dinlensin diye pek ellemiyorum.
Cumartesi - Pazar günleri telefonda bile nadiren konuşuruz, rahatsız etmek istemiyorum onu.

Rahatsızlandığını anlamış annem ve elim ayağım uyuşuyor benim diye bizi aradı.
Pazar günü de eşim evine gitti annemin, sonra büyük oğlum yanında olduğu için hemen eve geldi.
"Anneni hastaneye götürmem gerek, durumu hiç hoşuma gitmedi" dedi.
Eşim doktor konularında titizdir ve Allah var, bazen benden daha mantıklı olabiliyor bu konularda.
Nokta atışı yaparak annemi Bakırköy Ruh ve S.H.H. götürdü.
Annem aynı zamanda bipolar ve kullandığı ilaçlardan bir tanesi denge bozukluğu, vücütta uyuşma vs. gibi yan etkiler barındırıyor.
Orada kan tahlillerinden yola çıkarak, ilaçtan kaynaklı olmadığı anlaşılınca, hemen nörolojiye sevk edilmiş.
Tomografi çekilmiş ve beyin damarlarından bir tanesi tıkalı çıktı.
Felç sol tarafına gelmiş, sol ayağını sürüyordu, sol kolunun gücü yoktu.

Ben konuyu öğrendiğimde yemek yapıyordum.
Eşim aradığında "annenin beyin damarlarından biri tıkalı" dediğinde beynimden kaynar sular döküldü.
Ne yaptığım yemeğe odaklanabildim ne de ortalıkta koşuşturan iki çocuğuma.
Ne yapacağımı şaşırdım.
Babam yurtdışında, hemen ona mesaj gönderdim, saat farkından daha geç gördü mesajımı.

Eşim eltimi aramamı söyledi, sakin olmamı.
Eltimler gelince de beni gelip alacağını söyledi.
Ben de hemen aradım, 1 vesaitlik mesafede oturuyor olmaları da avantaj tabii.
Eltim hemen hazırlanmış çıktılar yola.
Onlar geldikten 10 dk sonra eşimin eniştesi geldi aldı beni ve hastaneye gittik, kaynım da yanımızda geldi.

Kayınvalidemler farklı şehirde, kız kardeşinin yanındaydı.
Onlar da tesadüfen ertesi gün yola çıkıyorlarmış.
Durumu eşimden öğrendiler, ancak beni o gün aramadılar.

Hastaneye vardığımızda annemin yatışı yapılmıştı (Pazar günü) .
Onu görene kadar huzursuz bir haldeydim ama görünce içim rahatladı.
Devlet hastanesi olmasına rağmen, tek kişilik oda denk geldi bahtımıza.

Hastanede kaldığımız süre boyunca bir tek eşimin teyzesi geldi yanımıza (benim arkadaşlarım ve çevrem haricinde).
Pazartesi günü eşimin teyzesi "ben durayım da sen git bir üstünü başını değiş, çocuklarını gör" dedi.
Eve gittim akşam üstüydü, kıyafetlerimi değiştirdim, kendimi bir toparladım, çocuklarımı sevdim kokladım.
Eltim kayınvalidemleri sordu, dedim konuşmadık hiç, sen konuşmadın mı?
O da dedi hiç aramadılar mı diye, dedim yok aramadılar ne beni ne de annemi.

İftar saati yaklaştığı için ve eşim de aç olduğu için, diğer evde olanlar da aç tabii ki.
Yemek sofrasını hazırladık eltim ile beraber.
O sıra kapı çaldı, gelenler kayınvalidem ve kayınpederim.
O kadar neşelilerdi ki anlatamam, zannedersiniz düğün evi ama benim evde varlığımdan haberdar değillerdi.
Kayınvalidem mutfağa yöneldiğinde gördü beni, ben "hoşgeldiniz" dedim o da "aaa Souvvenir'de buradaymış" dedi şaşırdı.
Evet, dedim, çocukları göreyim ve üstümü değiştireyim diye teyze kaldı hastanede bir kaç saatliğine dedim.
Mutfaktan çıktı, odaya girdi ve bir köşeye oturdu.
Ardından kayınpederim girdi içeriye ve mutfağa geldi, büyük oğlumu arayarak, yanımdaydı oğlum.
Beni gördü o da bir "aaa sen buradamıydın" dedi, o kadar.
Geçti eşinin yanına oturdu.

Ben şaşırdım verdikleri tepkiye.
Beklentim şuydu:
- Geçmiş olsun Souvvenir
- Annen nasıl oldu, doktorlar ne diyor?
- İyi mi? Elini kolunu oynatabiliyor mu? Durumu nasıl?

Bu kadarcık cümleleri kurmak bu kadar mı zordu?

Yemek yediler hep beraber, eşim de dahil.
Sofrayı topladım, çocuklarımı öptüm, kayınvalidemlere emanet ettim ve evden çıktım.
Arabada giderken, ağladım ve eşime şunları dedim:
"Ailene inanamıyorum, bu benim yaşadığım ve başıma gelebilecek en ağır üzüntü. Annemin beyin damarı tıkalı ve başına daha büyük bir felakette gelebilirdi, hatta şu an doktorların dediği üzere, risk altında, tekrardan bir felç yaşayabilir daha yıkıcı bir durumu olabilir, sadece yalın bir "geçmiş olsun" demek bu kadar mı zor onlar için? Neden bana böyle davranıyorlar, hadi beni geç el kızıyım, yeri geldi onlar her gün annem ile birlikte vakit geçirdiler, bu kadar mı zordu annemi dahi aramak? Bundan sonra bende bitti, kusura bakma, ailenin ne kadar vicdansız ve vurdumduymaz olduklarını çok iyi anladım. Şu zorunlu durumları atlatalım, evimin eşiğinden geçmelerini istemiyorum bilesin"

Eşim cevaben hiç birşey demedi.

Aynı hafta Cuma günü taburcu olduk hastaneden, gerekli bütün tekikler yapıldıktan sonra.
Annem çok daha iyi.
Çalıştığım için 2 hafta ücretsiz izin kullandım.
İlk haftası hastanede geçti.
İkinci haftası hem büyük oğlumu kreşe alıştırdım, hem de ufak oğlum için bakıcı buldum.
Kul darda kalmayınca, hızır yetişmez derler ya, bunu gerçekten yaşadım.
Rabbim o kadar büyük ki, herşeyim çok hızlı ve çabuk oldu.
Hemen bir bakıcı bulduk, inşallah başladığı gibi gider.
Oğlum kreşe alıştı hemen, her gün sorunsuz bir şekilde gidiyor, zaten haftanın 3 günü gidecek kısmetse.

Gelelim benim asıl sormak istediğim şeye.
Bunca süre zarfında, kayınvalidem bir kere olsun beni aramadı.
Ben eşime bu dediklerimden sonra, 2 sefer annemi farklı zamanlarda aradı.
Kısa bir görüşme geçti aralarında.

Dün akşam eşim ile aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- Sen annene gidersin bayramda, beni de anneme bırakırsın çocuklarla beraber.
- Bayramdır ya, bayramda küslük olmaz.
- Lütfen kendini benim yerime koy, farz edelim ki senin anne veya babandan bir tanesi rahatsızlandı ciddi derecede. Benim annem babam da oralı olmadılar bu konuda, sen ne yaparsın? Hadi geçtim oralı olmamalarını insanız, yanlış anladık diyelim birbirimizi, bir insan geçmiş olsun ziyareti de mi yapmaz? Bir çay içmeyi bahane eder, torun sevmeyi bahane eder çalar kapını, bunu da mı yapamaz?
- Ben sana gel demiyorum zaten.

Bu kadar bir konuşma geçti aramızda.
Siz olsanız ne yapardınız?
Bayramda ben gitmeyeceğim, o konuda kesin kararlıyım.
Diğer yanımda diyor ki "günahtır, büyüktür karşındaki insanlar, onlar hatasını anlamıyorlar, sen onların düştüğü hataya düşme" diyor...

Dip not: Çözüm bulduk. Benim, annem ve çocuklar ile birlikte tatile gitmem. Eşimin de ailesi ile vakit geçirmesi.

Ayrıca belirtmek istiyorum, geçen sene annem rahatsızlanmıştı (psikolojik olarak) çocuklara bakamadı, bu dönemde babam bakıcı parasını ödeyebilmemiz için, büyük oğlum için kreş ücretini karşılamıştı.

Şimdi yine annem rahatsızlandı, çocukların sorumluluğunu üzerinden aldık, elimizden geldiğince de anneme destek oluyoruz. Babam yine bakıcı parasını ödüyor.

İhtiyacım yok değil, elbetteki yetebilsem ödetmem babama, ancak bütün bunlara rağmen benim eşimde kalkıp kendi ailesin birgüne bir gün "benim karım bu, nasıl bu kadar umursamaz olabiliyorsunu" demiyor...

İçim eziliyor resmen...

Annenize çok geçmiş olsun. Sizin en zor zamanınızda bir geçmiş olsun demeyen insanlara bayramda küs olunur. En kötüsü de esas kocamla ayrı geçirmek istemezdim ben olsam bayramı. siz hasta annenizle çocuklarla birlikteyken eşiniz ailesinde kalacak nasıl içine sinecek?
 
sanırım sizin kvde de benim ki gibi oğlunu kayınvalidesinden kıskanıyor
Gelin kıskanan çok duydumda dünürünü kıskanan az ruh hastası var
Eşiniz benim eşim gibi iyi kalpli saygılı
Bu fesatlıkla böyle evlatlar nasıl yetişmiş onuda düşünürüm hep
Gidin yada gitmeyin demicem ama artık sizi çantada keklik görmesinler her yaptıkları yanlarına kalmasın
 
Hakikaten kayınvalide konulardan bana fenalık geldi.
Özellikle kendi yaşadıklarım beni artık ziyadesiyle sinir ediyor ve rahatsız ediyor.
Kendi kendime bile konuşmak istemiyorum artık bu mevzuları, ancak yine de fikir almak istiyorum.
Ben kendimce kararımı verdim sayılır, fakat yufka yüreğime söz geçiremiyorum....
Biraz uzun oldu, umarım sıkılmadan okur ve bana bir akıl verirsiniz.
Bundan sonra davranışlarım nasıl olmalı? Herkese karşı içimde dindiremediğim bir öfke var, eşime karşı bile (pasif kaldığı için).

2 hafta önce annem felç geçirdi.
Eşimden Allah razı olsun hakkını ödeyemem.

Annem ile yakın oturuyoruz.
Normalde hafta arası annem çocuklara bakıyor, sabah geliyor akşam gidiyor.
Haftasonları da evinde olduğu için hem kafasını dinliyor, hem de ben ona dinlensin diye pek ellemiyorum.
Cumartesi - Pazar günleri telefonda bile nadiren konuşuruz, rahatsız etmek istemiyorum onu.

Rahatsızlandığını anlamış annem ve elim ayağım uyuşuyor benim diye bizi aradı.
Pazar günü de eşim evine gitti annemin, sonra büyük oğlum yanında olduğu için hemen eve geldi.
"Anneni hastaneye götürmem gerek, durumu hiç hoşuma gitmedi" dedi.
Eşim doktor konularında titizdir ve Allah var, bazen benden daha mantıklı olabiliyor bu konularda.
Nokta atışı yaparak annemi Bakırköy Ruh ve S.H.H. götürdü.
Annem aynı zamanda bipolar ve kullandığı ilaçlardan bir tanesi denge bozukluğu, vücütta uyuşma vs. gibi yan etkiler barındırıyor.
Orada kan tahlillerinden yola çıkarak, ilaçtan kaynaklı olmadığı anlaşılınca, hemen nörolojiye sevk edilmiş.
Tomografi çekilmiş ve beyin damarlarından bir tanesi tıkalı çıktı.
Felç sol tarafına gelmiş, sol ayağını sürüyordu, sol kolunun gücü yoktu.

Ben konuyu öğrendiğimde yemek yapıyordum.
Eşim aradığında "annenin beyin damarlarından biri tıkalı" dediğinde beynimden kaynar sular döküldü.
Ne yaptığım yemeğe odaklanabildim ne de ortalıkta koşuşturan iki çocuğuma.
Ne yapacağımı şaşırdım.
Babam yurtdışında, hemen ona mesaj gönderdim, saat farkından daha geç gördü mesajımı.

Eşim eltimi aramamı söyledi, sakin olmamı.
Eltimler gelince de beni gelip alacağını söyledi.
Ben de hemen aradım, 1 vesaitlik mesafede oturuyor olmaları da avantaj tabii.
Eltim hemen hazırlanmış çıktılar yola.
Onlar geldikten 10 dk sonra eşimin eniştesi geldi aldı beni ve hastaneye gittik, kaynım da yanımızda geldi.

Kayınvalidemler farklı şehirde, kız kardeşinin yanındaydı.
Onlar da tesadüfen ertesi gün yola çıkıyorlarmış.
Durumu eşimden öğrendiler, ancak beni o gün aramadılar.

Hastaneye vardığımızda annemin yatışı yapılmıştı (Pazar günü) .
Onu görene kadar huzursuz bir haldeydim ama görünce içim rahatladı.
Devlet hastanesi olmasına rağmen, tek kişilik oda denk geldi bahtımıza.

Hastanede kaldığımız süre boyunca bir tek eşimin teyzesi geldi yanımıza (benim arkadaşlarım ve çevrem haricinde).
Pazartesi günü eşimin teyzesi "ben durayım da sen git bir üstünü başını değiş, çocuklarını gör" dedi.
Eve gittim akşam üstüydü, kıyafetlerimi değiştirdim, kendimi bir toparladım, çocuklarımı sevdim kokladım.
Eltim kayınvalidemleri sordu, dedim konuşmadık hiç, sen konuşmadın mı?
O da dedi hiç aramadılar mı diye, dedim yok aramadılar ne beni ne de annemi.

İftar saati yaklaştığı için ve eşim de aç olduğu için, diğer evde olanlar da aç tabii ki.
Yemek sofrasını hazırladık eltim ile beraber.
O sıra kapı çaldı, gelenler kayınvalidem ve kayınpederim.
O kadar neşelilerdi ki anlatamam, zannedersiniz düğün evi ama benim evde varlığımdan haberdar değillerdi.
Kayınvalidem mutfağa yöneldiğinde gördü beni, ben "hoşgeldiniz" dedim o da "aaa Souvvenir'de buradaymış" dedi şaşırdı.
Evet, dedim, çocukları göreyim ve üstümü değiştireyim diye teyze kaldı hastanede bir kaç saatliğine dedim.
Mutfaktan çıktı, odaya girdi ve bir köşeye oturdu.
Ardından kayınpederim girdi içeriye ve mutfağa geldi, büyük oğlumu arayarak, yanımdaydı oğlum.
Beni gördü o da bir "aaa sen buradamıydın" dedi, o kadar.
Geçti eşinin yanına oturdu.

Ben şaşırdım verdikleri tepkiye.
Beklentim şuydu:
- Geçmiş olsun Souvvenir
- Annen nasıl oldu, doktorlar ne diyor?
- İyi mi? Elini kolunu oynatabiliyor mu? Durumu nasıl?

Bu kadarcık cümleleri kurmak bu kadar mı zordu?

Yemek yediler hep beraber, eşim de dahil.
Sofrayı topladım, çocuklarımı öptüm, kayınvalidemlere emanet ettim ve evden çıktım.
Arabada giderken, ağladım ve eşime şunları dedim:
"Ailene inanamıyorum, bu benim yaşadığım ve başıma gelebilecek en ağır üzüntü. Annemin beyin damarı tıkalı ve başına daha büyük bir felakette gelebilirdi, hatta şu an doktorların dediği üzere, risk altında, tekrardan bir felç yaşayabilir daha yıkıcı bir durumu olabilir, sadece yalın bir "geçmiş olsun" demek bu kadar mı zor onlar için? Neden bana böyle davranıyorlar, hadi beni geç el kızıyım, yeri geldi onlar her gün annem ile birlikte vakit geçirdiler, bu kadar mı zordu annemi dahi aramak? Bundan sonra bende bitti, kusura bakma, ailenin ne kadar vicdansız ve vurdumduymaz olduklarını çok iyi anladım. Şu zorunlu durumları atlatalım, evimin eşiğinden geçmelerini istemiyorum bilesin"

Eşim cevaben hiç birşey demedi.

Aynı hafta Cuma günü taburcu olduk hastaneden, gerekli bütün tekikler yapıldıktan sonra.
Annem çok daha iyi.
Çalıştığım için 2 hafta ücretsiz izin kullandım.
İlk haftası hastanede geçti.
İkinci haftası hem büyük oğlumu kreşe alıştırdım, hem de ufak oğlum için bakıcı buldum.
Kul darda kalmayınca, hızır yetişmez derler ya, bunu gerçekten yaşadım.
Rabbim o kadar büyük ki, herşeyim çok hızlı ve çabuk oldu.
Hemen bir bakıcı bulduk, inşallah başladığı gibi gider.
Oğlum kreşe alıştı hemen, her gün sorunsuz bir şekilde gidiyor, zaten haftanın 3 günü gidecek kısmetse.

Gelelim benim asıl sormak istediğim şeye.
Bunca süre zarfında, kayınvalidem bir kere olsun beni aramadı.
Ben eşime bu dediklerimden sonra, 2 sefer annemi farklı zamanlarda aradı.
Kısa bir görüşme geçti aralarında.

Dün akşam eşim ile aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- Sen annene gidersin bayramda, beni de anneme bırakırsın çocuklarla beraber.
- Bayramdır ya, bayramda küslük olmaz.
- Lütfen kendini benim yerime koy, farz edelim ki senin anne veya babandan bir tanesi rahatsızlandı ciddi derecede. Benim annem babam da oralı olmadılar bu konuda, sen ne yaparsın? Hadi geçtim oralı olmamalarını insanız, yanlış anladık diyelim birbirimizi, bir insan geçmiş olsun ziyareti de mi yapmaz? Bir çay içmeyi bahane eder, torun sevmeyi bahane eder çalar kapını, bunu da mı yapamaz?
- Ben sana gel demiyorum zaten.

Bu kadar bir konuşma geçti aramızda.
Siz olsanız ne yapardınız?
Bayramda ben gitmeyeceğim, o konuda kesin kararlıyım.
Diğer yanımda diyor ki "günahtır, büyüktür karşındaki insanlar, onlar hatasını anlamıyorlar, sen onların düştüğü hataya düşme" diyor...

Dip not: Çözüm bulduk. Benim, annem ve çocuklar ile birlikte tatile gitmem. Eşimin de ailesi ile vakit geçirmesi.

Ayrıca belirtmek istiyorum, geçen sene annem rahatsızlanmıştı (psikolojik olarak) çocuklara bakamadı, bu dönemde babam bakıcı parasını ödeyebilmemiz için, büyük oğlum için kreş ücretini karşılamıştı.

Şimdi yine annem rahatsızlandı, çocukların sorumluluğunu üzerinden aldık, elimizden geldiğince de anneme destek oluyoruz. Babam yine bakıcı parasını ödüyor.

İhtiyacım yok değil, elbetteki yetebilsem ödetmem babama, ancak bütün bunlara rağmen benim eşimde kalkıp kendi ailesin birgüne bir gün "benim karım bu, nasıl bu kadar umursamaz olabiliyorsunu" demiyor...

İçim eziliyor resmen...
çok haklısınız ama böyle yaparak kendinizi ve çocuklarınızı cezalandiriyorsunuz.
neden birbirinizden ayrı kalacaksınız bu duygusuz vicdansız insanlar yüzünden.
bu durumun eşinizle olan ilişkinizi etkilemesine izin vermeyin bence ve çocuklarınıza sakın yansıtmayın bu durumu.
ben olsam yine giderdim bu sebeplerden dolayı. büyüklük sizde kalsin
 
Ben gitmezdim esimde gitsin gorsun aksama yanimiza gelsin isterdim tum bayram boyunca kocam niye orda olsun ? O da aile babasi degil mi ?
 
Annenizin rahatsızlığından konuya tam odaklanamadım.
Doktorlar hastalık hakkında net olarak bilgilendirdi mi sizi?
2.atağın gelme ihtimali yok artık değil mi?
Boyle bir sey diyemez doktorlar benim babamda gecirdi sukur bisey yok derken pat 2 ay sonra yine oldu. Cok sukur simdi iyi uzun bi sure tedavi gordu .
 
Ben olsam kesin konuşur söylerdim. Neden bu kadar düşüncesiz olduklarını sorardım. İçimdeki herşeyi söylerdim. Üstünü kapatmak Hiç bana göre değil. Bu arada geçmiş olsun.
 
Gayet güzel bir çözüm bulmuşsun bayram ile ilgili.Allah yardım etmiş evlatlarını da gayet güzel düzene sokmuşsun.Kv.ile kp.insan değiller.Kv.nin sana gelip kızım bu çocuklara annen bakıyordu.Ben ne yapabilirim senin için söyle bana sana faydam dokunsun diye insaniyet namına sorması gerekirdi.Ha sen yardım isterdin veya istemezdin o ayrı mesele.Ama o sormalıydı.Sonra onun derdi olup ta sen umursamayınca destek beklerler,yapmayınca kötü gelin olunur.Allah yardımcınız olsun,annene de şifa versin canım.
 
Öncelikle geçmiş olsun. Yetişkin insanlar ve yaptıkları düşüncesizlik. Tepki vermekle çok iyi yapmışsınız. Eşiniz ile olan konuşmanız da çok hoşuma gitti karşılıklı. Birbirinizi anlıyorsunuz gerisini umursamayın.
 
Bayram konusu çözülmüş
Ama ben yine de "haklısınız" demek istedim.
Kayınvalideniz,kayınpederiniz insan değillermiş.
Tıpkı benimkiler gibi, aynı durumu yaşasak eminim aynı şeyleri yaşardık.
Sizi çok iyi anlıyorum o yüzden.

Gitmeyin..
Size çocukların ne olacağını dahi sormamış kadının bayramını şenlendirmeyin,başka zaman da gitmeyin.
Çok büyük görgüsüzlük,terbiyesizlik.

Eşiniz biraz daha sesini çıkarabilirdi bu konuda da çok haklısınız.
Ama en azından sizi birşeye zorlamıyor,bu açıdan bakın diyeyim.
Kafanıza da takmayın
Herkes kendi kalbine göre yaşasın.
Annenize geçmiş olsun, Allah bir daha göstermesin inşallah.
Yeni düzeninizde de kolaylıklar dilerim.
 
SouvveniR SouvveniR çok güzel bir çözüm bulmussunuz.Ben de bayram sabahı geçin annenize ordan da bir yere kıpırdamayin ,bu sene annem rahatsız bayramlaşmak isteyenleri annemde karsiliycam diyin demeye gelmiştim.Ama sizin çözüm size ve annenize daha iyi gelecektir.Opun annenizin ellerinden benim için de Hoppa
 
Asla asla asla. Gitmem ayrıca programda yoksa onlar için tatile falanda gitmem. Evimde annemle vakit geçiririm. Eşim istediğini yapabilir. Annesiyle ilgileniyor gelemedi diyebilir
 
X