Bayram Arifesi - Fikirlerinize ihtiyacım var

Kimse demesin ki hastalık beni bulmayacak. Yaptıkları ayıbı kendileri hasta olduklarında anlayacaklar elbet. Siz sıkmayın canınızı. Tatil annenize iyi gelecekse gidin, sırf oraya gitmemek için program yaratmanıza gerek yok. Acil şifalar versin Rabbim annenize
 
Haklisiniz ama ben olsam esimin hatrina bir saatte olsa giderim cunku o sizin ailenize karsi cok ilgili ve duyarli bence onu bu konuda uzmeyin o sizin anneniz icin elinden geleni yapiyor bosverin
 
Esinizin ailesi hicbir seye degmez ama anladigim kadari ile esiniz herseye deger bir adam. Ben olsam esimin hatrina gonlunu kirmaz giderim.

Ama dip not belirteyim evinize geldiklerinde aa sende mi burdaydin dediklerinde ne sacmaliyorsinuz burasi benim evim derdim...
 
Eşinizi ailenize düşkünlüğü sebebiyle çok taktir ettim. Aynı evlatları gibi muamele etmiş. Allah razı olsun. Diğer yandan da bu nasıl aile ekonomisi dedim. Çocukların kreş parasını babanızın ödemesine nasıl müsaade ediyor eşiniz? Ailelerden yardım tabiki alınabilir ama bu bana bireyselleşememiş gibi geliyor. Hala aileye bağımlı gibi.

Kayınvalide konusunda da haklısınız kırılmakta. Ama ben bunun için hukukumu tamamen kesmezdim. Büyük bi mesafe koyardım, bayramlarda da kesinlikle giderdim.

Hayret ettiğim diğer konuda çocuklar. Bu çocuklar onlarında torunu. Bakmak yada para yatırmak zorunda değiller. Siz gitmiyorsunuz diye çocuklar neden babaanne ve dedesen ayrı kalsın, eksiklik hissetsin? Eşiniz ailenize gösterdiği saygıyı kendi ailesine gösterememiş.
 
Geçmiş olsun canım. Sakın eşine ailesi yüzünden kızma, anladığım kadarıyla eșin çok düşünceli bir insan ;eminim oda ailesinin hatalarının farkında ama gururundan sana birşey demiyor belki onlar ile bașbașa iken sitem ediyordur ama ailesi düşüncesizse elinden daha fazlası gelmiyordur
 
Haklisiniz
Annenize gecmis olsun acil sifa diliyorum
Benim ailem esimin ailesine boyle yapsaydi once ben gosterirdim tepkimi
Esinizin konusmasi ve mudahale etmesi gerekirdi
Uzmeyin tatli caninizi sizde bundan sonra hak ettikleri gibi davranin
 
Hakikaten kayınvalide konulardan bana fenalık geldi.
Özellikle kendi yaşadıklarım beni artık ziyadesiyle sinir ediyor ve rahatsız ediyor.
Kendi kendime bile konuşmak istemiyorum artık bu mevzuları, ancak yine de fikir almak istiyorum.
Ben kendimce kararımı verdim sayılır, fakat yufka yüreğime söz geçiremiyorum....
Biraz uzun oldu, umarım sıkılmadan okur ve bana bir akıl verirsiniz.
Bundan sonra davranışlarım nasıl olmalı? Herkese karşı içimde dindiremediğim bir öfke var, eşime karşı bile (pasif kaldığı için).

2 hafta önce annem felç geçirdi.
Eşimden Allah razı olsun hakkını ödeyemem.

Annem ile yakın oturuyoruz.
Normalde hafta arası annem çocuklara bakıyor, sabah geliyor akşam gidiyor.
Haftasonları da evinde olduğu için hem kafasını dinliyor, hem de ben ona dinlensin diye pek ellemiyorum.
Cumartesi - Pazar günleri telefonda bile nadiren konuşuruz, rahatsız etmek istemiyorum onu.

Rahatsızlandığını anlamış annem ve elim ayağım uyuşuyor benim diye bizi aradı.
Pazar günü de eşim evine gitti annemin, sonra büyük oğlum yanında olduğu için hemen eve geldi.
"Anneni hastaneye götürmem gerek, durumu hiç hoşuma gitmedi" dedi.
Eşim doktor konularında titizdir ve Allah var, bazen benden daha mantıklı olabiliyor bu konularda.
Nokta atışı yaparak annemi Bakırköy Ruh ve S.H.H. götürdü.
Annem aynı zamanda bipolar ve kullandığı ilaçlardan bir tanesi denge bozukluğu, vücütta uyuşma vs. gibi yan etkiler barındırıyor.
Orada kan tahlillerinden yola çıkarak, ilaçtan kaynaklı olmadığı anlaşılınca, hemen nörolojiye sevk edilmiş.
Tomografi çekilmiş ve beyin damarlarından bir tanesi tıkalı çıktı.
Felç sol tarafına gelmiş, sol ayağını sürüyordu, sol kolunun gücü yoktu.

Ben konuyu öğrendiğimde yemek yapıyordum.
Eşim aradığında "annenin beyin damarlarından biri tıkalı" dediğinde beynimden kaynar sular döküldü.
Ne yaptığım yemeğe odaklanabildim ne de ortalıkta koşuşturan iki çocuğuma.
Ne yapacağımı şaşırdım.
Babam yurtdışında, hemen ona mesaj gönderdim, saat farkından daha geç gördü mesajımı.

Eşim eltimi aramamı söyledi, sakin olmamı.
Eltimler gelince de beni gelip alacağını söyledi.
Ben de hemen aradım, 1 vesaitlik mesafede oturuyor olmaları da avantaj tabii.
Eltim hemen hazırlanmış çıktılar yola.
Onlar geldikten 10 dk sonra eşimin eniştesi geldi aldı beni ve hastaneye gittik, kaynım da yanımızda geldi.

Kayınvalidemler farklı şehirde, kız kardeşinin yanındaydı.
Onlar da tesadüfen ertesi gün yola çıkıyorlarmış.
Durumu eşimden öğrendiler, ancak beni o gün aramadılar.

Hastaneye vardığımızda annemin yatışı yapılmıştı (Pazar günü) .
Onu görene kadar huzursuz bir haldeydim ama görünce içim rahatladı.
Devlet hastanesi olmasına rağmen, tek kişilik oda denk geldi bahtımıza.

Hastanede kaldığımız süre boyunca bir tek eşimin teyzesi geldi yanımıza (benim arkadaşlarım ve çevrem haricinde).
Pazartesi günü eşimin teyzesi "ben durayım da sen git bir üstünü başını değiş, çocuklarını gör" dedi.
Eve gittim akşam üstüydü, kıyafetlerimi değiştirdim, kendimi bir toparladım, çocuklarımı sevdim kokladım.
Eltim kayınvalidemleri sordu, dedim konuşmadık hiç, sen konuşmadın mı?
O da dedi hiç aramadılar mı diye, dedim yok aramadılar ne beni ne de annemi.

İftar saati yaklaştığı için ve eşim de aç olduğu için, diğer evde olanlar da aç tabii ki.
Yemek sofrasını hazırladık eltim ile beraber.
O sıra kapı çaldı, gelenler kayınvalidem ve kayınpederim.
O kadar neşelilerdi ki anlatamam, zannedersiniz düğün evi ama benim evde varlığımdan haberdar değillerdi.
Kayınvalidem mutfağa yöneldiğinde gördü beni, ben "hoşgeldiniz" dedim o da "aaa Souvvenir'de buradaymış" dedi şaşırdı.
Evet, dedim, çocukları göreyim ve üstümü değiştireyim diye teyze kaldı hastanede bir kaç saatliğine dedim.
Mutfaktan çıktı, odaya girdi ve bir köşeye oturdu.
Ardından kayınpederim girdi içeriye ve mutfağa geldi, büyük oğlumu arayarak, yanımdaydı oğlum.
Beni gördü o da bir "aaa sen buradamıydın" dedi, o kadar.
Geçti eşinin yanına oturdu.

Ben şaşırdım verdikleri tepkiye.
Beklentim şuydu:
- Geçmiş olsun Souvvenir
- Annen nasıl oldu, doktorlar ne diyor?
- İyi mi? Elini kolunu oynatabiliyor mu? Durumu nasıl?

Bu kadarcık cümleleri kurmak bu kadar mı zordu?

Yemek yediler hep beraber, eşim de dahil.
Sofrayı topladım, çocuklarımı öptüm, kayınvalidemlere emanet ettim ve evden çıktım.
Arabada giderken, ağladım ve eşime şunları dedim:
"Ailene inanamıyorum, bu benim yaşadığım ve başıma gelebilecek en ağır üzüntü. Annemin beyin damarı tıkalı ve başına daha büyük bir felakette gelebilirdi, hatta şu an doktorların dediği üzere, risk altında, tekrardan bir felç yaşayabilir daha yıkıcı bir durumu olabilir, sadece yalın bir "geçmiş olsun" demek bu kadar mı zor onlar için? Neden bana böyle davranıyorlar, hadi beni geç el kızıyım, yeri geldi onlar her gün annem ile birlikte vakit geçirdiler, bu kadar mı zordu annemi dahi aramak? Bundan sonra bende bitti, kusura bakma, ailenin ne kadar vicdansız ve vurdumduymaz olduklarını çok iyi anladım. Şu zorunlu durumları atlatalım, evimin eşiğinden geçmelerini istemiyorum bilesin"

Eşim cevaben hiç birşey demedi.

Aynı hafta Cuma günü taburcu olduk hastaneden, gerekli bütün tekikler yapıldıktan sonra.
Annem çok daha iyi.
Çalıştığım için 2 hafta ücretsiz izin kullandım.
İlk haftası hastanede geçti.
İkinci haftası hem büyük oğlumu kreşe alıştırdım, hem de ufak oğlum için bakıcı buldum.
Kul darda kalmayınca, hızır yetişmez derler ya, bunu gerçekten yaşadım.
Rabbim o kadar büyük ki, herşeyim çok hızlı ve çabuk oldu.
Hemen bir bakıcı bulduk, inşallah başladığı gibi gider.
Oğlum kreşe alıştı hemen, her gün sorunsuz bir şekilde gidiyor, zaten haftanın 3 günü gidecek kısmetse.

Gelelim benim asıl sormak istediğim şeye.
Bunca süre zarfında, kayınvalidem bir kere olsun beni aramadı.
Ben eşime bu dediklerimden sonra, 2 sefer annemi farklı zamanlarda aradı.
Kısa bir görüşme geçti aralarında.

Dün akşam eşim ile aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- Sen annene gidersin bayramda, beni de anneme bırakırsın çocuklarla beraber.
- Bayramdır ya, bayramda küslük olmaz.
- Lütfen kendini benim yerime koy, farz edelim ki senin anne veya babandan bir tanesi rahatsızlandı ciddi derecede. Benim annem babam da oralı olmadılar bu konuda, sen ne yaparsın? Hadi geçtim oralı olmamalarını insanız, yanlış anladık diyelim birbirimizi, bir insan geçmiş olsun ziyareti de mi yapmaz? Bir çay içmeyi bahane eder, torun sevmeyi bahane eder çalar kapını, bunu da mı yapamaz?
- Ben sana gel demiyorum zaten.

Bu kadar bir konuşma geçti aramızda.
Siz olsanız ne yapardınız?
Bayramda ben gitmeyeceğim, o konuda kesin kararlıyım.
Diğer yanımda diyor ki "günahtır, büyüktür karşındaki insanlar, onlar hatasını anlamıyorlar, sen onların düştüğü hataya düşme" diyor...
Öncelikle anneciğinize geçmiş olsun Allah tekrarından muhafaza etsin.
Okuduklarım karşısında son derece şaşkınım, yedi kat el olsa hastalık söz konusu olunca hal hatır sorulup geçmiş olsun denir en azından biz öyle görüp öğrendik ailemizden.
Eşinizin ailesine kırılmakta yerden göğe kadar haklısınız, kapılarını açmasanız kimsenin size tek söz söylemeye hakkı yok, bu bir kenarda dursun.
Amma velakin eşiniz iyi bir adam anladığım kadarıyla ve siz de onu seviyorsunuz.
Eşim ve onunla ilişkim sözkonusuysa;
ben hissi ve fevri hareket etmezdim ,
meseleye biraz daha geniş ve akılcı bakmakta fayda var diye düşünüyorum.
Bayramda eşimle birlikte ailesini ziyaret eder ve bu esnada kırgınlığımı dile getirirdim.
Niçin bir geçmiş olsun demediklerini sorardım. İçinizde tutup kendinize dert edeceğinize açıkca sorun ki onlara dert olsun.
Sonra da ''kırgınlığım geçene kadar ben sizi ziyaret edemeyeceğim ama oğlunuzun evidir,
siz oğlunuzu ve torunlarınızı görmeye gelebilirsiniz'' der müsade ister kalkardım.
Bakın , görün , sonrasında ne eşiniz ne de ailesi bir şey söyleyebilecek mi?
-Ailesinin münasebetsizliği yüzünden ne eşinizle aranızı bozun ne de saygısız gelin olun-
derim ben ama son karar sizin tabii...
 
Herkese tek tek yorumları ve destekleri için teşekkür ederim.

Bir çok kişinin de kanaat getirdiği gibi, gerçekten yapılanlara ve harcanan emeklere değmeyecek bir kayınvalide - kayınpeder var karşımda, bunu artık net olarak görebiliyorum.

Ne yaptığıma gelince.
Normalde arife günü biz çalışıyorduk, son anda çalışılmayacağı bilgisi geldi.
Zaten otel ile konuşmuştum önceden, yerleri olduğunu biliyordum.
Arife günü kendimin, büyük oğlumun kıyafetlerini toparladım ve eşime de zarf attım:
"Ben ve oğlum ve annem tatile gidiyoruz, sen de ufaklık ile annenlerle vakit geçirebilirsin, benim verdiğim emeklere ve yapmış olduğum bütün fedakarlıklara değmediği için, bayramda burada kalmamın bir anlamı yok"
Eşim de "neden benim bayramımı zehir ediyorsun, ben çok mu istiyorum ailemle birlikte kalmayı sanıyorsun, ben neden gelemiyorum ki?"
"Eğer sen de gelmek istiyorsan o zaman toparlan, geleceğine dair bana birşey söylemedin, kaç gündür sana bu plandan bahsediyorum"
"Tamam ailece gidiyoruz o zaman"

Hemen toparlandık ve saat 11:00 suları annemi de evinden alıp yola çıktık.
Otel tabii ki bir Antalya oteli değildi ancak hakkını da yiyemem.
Gerçekten güzel konumlanmış ve çok rahat vakit geçirdiğimiz bir tatil oldu.
Çocuklar doyasına çimlerde koştular, havuza bindiler.
Yalın ayak bol bol elektriklerini attılar.

Ufaklık 16 aylık olmasına rağmen beni çok şaşırttı, beklediğimden daha rahat geçirdik zamanımızı.
Annem de çok keyif aldı, tesettürlü olduğu için havuza girmedi, ancak yeşillikler içerisinde dinlendi.
Çocukların peşinden ben ve eşim koşturduğumuz için, annemi hiç yormadık.


Kayınvalidemlere gideceğimizi eşim benim fark etmediğim bir zamanda aramış haber vermiş zaten.
Daha sonra da bayramın 1. günü eşim ailesini aradı bayramlaştı.
Ben de bir sakin vakitte, eşim de yanımdayken aradım kayınvalidemi, normal bir diyalog geçti aramızda.
Eşime de "sadece senin hatrın için arıyorum, o kadar" dedim.

Cumartesi döndük.
Pazar günü eşim "iki çocuğu da götürmek istiyorum" diye zarf attı bana.
Ufaklığı bensiz götüremez kendisi de biliyor.
Ben de dedim "iyi güzel de ben gitmek istemiyorum? mecbur büyük olanı götürebilirsin sadece" dedim.
Zaten evde yemek yap, ütü yap, çamaşır yıka, bir hayli de yorgundum.
Kaynanam görsün diye kalkıp gidemezdim yani (evlerine girmezdim!)

Ancak eş kişisi düşüncesiz olunca, ne yapsanız kar etmiyor.
Öğlen çıktılar akşam 20:00 de döndüler.


Eşimi seviyorum evet, ancak malesef ki eşim aradaki dengeyi kurabilen bir insan değil.
Hayatım yorucu geçiyor bu yüzden.
Hep birşeyler ile mücadele etmek zorundayım.
Allah yardımcım olsun...
 
Çok geçmiş olsun allah şifa versin ve beterinden korusun
allah annene uzun ömür versin inşallah
 
" Sende ufaklık ile ailenle zaman geçirebilirsin " " ufaklık bensiz gidemez , bunu biliyor " bu ikisi arasındaki farkı anlamadım.

Gidip görmeleri , torunlarını görmek istemeleri normal değil mi ? Evet can sıkıcı ama doğal olanı bu.
Bir süre sonrası siz gitmeyerek , torunlar gerek büyük bir çember kuracaklar kendi aralarında. Bundan dolayı gitmek , gitmemekten daha iyi bence.
 
Herkese tek tek yorumları ve destekleri için teşekkür ederim.

Bir çok kişinin de kanaat getirdiği gibi, gerçekten yapılanlara ve harcanan emeklere değmeyecek bir kayınvalide - kayınpeder var karşımda, bunu artık net olarak görebiliyorum.

Ne yaptığıma gelince.
Normalde arife günü biz çalışıyorduk, son anda çalışılmayacağı bilgisi geldi.
Zaten otel ile konuşmuştum önceden, yerleri olduğunu biliyordum.
Arife günü kendimin, büyük oğlumun kıyafetlerini toparladım ve eşime de zarf attım:
"Ben ve oğlum ve annem tatile gidiyoruz, sen de ufaklık ile annenlerle vakit geçirebilirsin, benim verdiğim emeklere ve yapmış olduğum bütün fedakarlıklara değmediği için, bayramda burada kalmamın bir anlamı yok"
Eşim de "neden benim bayramımı zehir ediyorsun, ben çok mu istiyorum ailemle birlikte kalmayı sanıyorsun, ben neden gelemiyorum ki?"
"Eğer sen de gelmek istiyorsan o zaman toparlan, geleceğine dair bana birşey söylemedin, kaç gündür sana bu plandan bahsediyorum"
"Tamam ailece gidiyoruz o zaman"

Hemen toparlandık ve saat 11:00 suları annemi de evinden alıp yola çıktık.
Otel tabii ki bir Antalya oteli değildi ancak hakkını da yiyemem.
Gerçekten güzel konumlanmış ve çok rahat vakit geçirdiğimiz bir tatil oldu.
Çocuklar doyasına çimlerde koştular, havuza bindiler.
Yalın ayak bol bol elektriklerini attılar.

Ufaklık 16 aylık olmasına rağmen beni çok şaşırttı, beklediğimden daha rahat geçirdik zamanımızı.
Annem de çok keyif aldı, tesettürlü olduğu için havuza girmedi, ancak yeşillikler içerisinde dinlendi.
Çocukların peşinden ben ve eşim koşturduğumuz için, annemi hiç yormadık.


Kayınvalidemlere gideceğimizi eşim benim fark etmediğim bir zamanda aramış haber vermiş zaten.
Daha sonra da bayramın 1. günü eşim ailesini aradı bayramlaştı.
Ben de bir sakin vakitte, eşim de yanımdayken aradım kayınvalidemi, normal bir diyalog geçti aramızda.
Eşime de "sadece senin hatrın için arıyorum, o kadar" dedim.

Cumartesi döndük.
Pazar günü eşim "iki çocuğu da götürmek istiyorum" diye zarf attı bana.
Ufaklığı bensiz götüremez kendisi de biliyor.
Ben de dedim "iyi güzel de ben gitmek istemiyorum? mecbur büyük olanı götürebilirsin sadece" dedim.
Zaten evde yemek yap, ütü yap, çamaşır yıka, bir hayli de yorgundum.
Kaynanam görsün diye kalkıp gidemezdim yani (evlerine girmezdim!)

Ancak eş kişisi düşüncesiz olunca, ne yapsanız kar etmiyor.
Öğlen çıktılar akşam 20:00 de döndüler.


Eşimi seviyorum evet, ancak malesef ki eşim aradaki dengeyi kurabilen bir insan değil.
Hayatım yorucu geçiyor bu yüzden.
Hep birşeyler ile mücadele etmek zorundayım.
Allah yardımcım olsun...
Problemi güzel bir şekilde çözmüş olmana sevindim. Aradığın da iyi olmuş, zaten sanırım artık kayın ailenin nasıl insanlar olduğunu anladın ve kabullenme aşamasına geçmişsin. Ben burada senin adına bir ilerleme gördüm.
Onun dışında hangimiz yorulmuyoruz ki, mücadele etmiyoruz ki.... benim kayın aile problemin yok ama yine de yorucu, mücadele dolu bir hayatım var. Eşim melek gibi ama beni zaman zaman aşırı derecede yıpratabiliyor, tekrar anne olmak istiyorum ama ikinci evlat bir türlü nasip olmuyor.
Yani hayat bu zaten, mücadele etmek. Eşinin 20.00’da gelmesini düşünmek yerine sizle tatile gelmesini düşün. Tatilinin güzelliğini düşün. Kayın aile konusunu telkin yoluyla kafandan atmaya çalışsan. Bende kendi kendime telkin çok işe yarar. Düşüncelerini yönlendirebilirsin böylece belki. Daha az önemseyerek başlayabilirsin. Sorunlar aklına gelince, problemin senden kaynaklanmadığını sürekli kendine tekrar edebilirsin.
Annene geçmiş olsun.
Selametle....
 
" Sende ufaklık ile ailenle zaman geçirebilirsin " " ufaklık bensiz gidemez , bunu biliyor " bu ikisi arasındaki farkı anlamadım.

Gidip görmeleri , torunlarını görmek istemeleri normal değil mi ? Evet can sıkıcı ama doğal olanı bu.
Bir süre sonrası siz gitmeyerek , torunlar gerek büyük bir çember kuracaklar kendi aralarında. Bundan dolayı gitmek , gitmemekten daha iyi bence.

İfade hatası olmuş.

Şöyle açıklayayım: büyük oğlum 4 yaşında olduğu için eşim arabada onunla yalnız gidebiiyor, ancak ufak oğlum 16 aylık olduğundan dolayı, onu tek başına arabada götüremiyor, en büyük sebeplerinden bir tanesi, araba tutuyor ve kusuyor. Benim de muhakkak arabada olmam gerekiyor veya herhangi birinin arabada küçük oğluma göz kulak olması gerekiyor. O yüzden bensiz tek başına ufak oğlumu götüremiyor bir yere...

Ben torunlarını hiç bir zaman kayınvalide veya kayınpederden sakınmadım. O kafa yapısında bir insan değilim zaten.
Çocuklarım dede ve babaanne sevgisi ile büyümez ise orada bir problem ararım...
Kendi şahsi sorunlarımı çocuklarıma yansıtacak bir yapıda değilim.

Diğer bir konu ise, eğer kendilerine büyük bir çember kurmak istiyorlarsa, o zaman o çemberin içine o çocukların ailesini de dahil etmeyi bilmeliler.
Ben onların her zor gününe koşarken, kendi yaşamış olduğum bir zor günde, hiç birşey yokmuş gibi davranıyorlarsa, ben o çembere kendimi dahil etmem...
Zorla güzellik olmuyor nihayetinde.

Çocuklarım her zaman torunlarıdır.
Bu değiştirilemez bir gerçek, göreceklerdir de, seveceklerdir de.
Ancak bunun da bu noktada sınırları olmak zorunda....

Evli ve çocuklu musunuz bilmiyorum, ancak hayat insanı değiştiriyor, iyi niyetler süistimal edildikçe insan başkalaşabiliyor...
 
Problemi güzel bir şekilde çözmüş olmana sevindim. Aradığın da iyi olmuş, zaten sanırım artık kayın ailenin nasıl insanlar olduğunu anladın ve kabullenme aşamasına geçmişsin. Ben burada senin adına bir ilerleme gördüm.
Onun dışında hangimiz yorulmuyoruz ki, mücadele etmiyoruz ki.... benim kayın aile problemin yok ama yine de yorucu, mücadele dolu bir hayatım var. Eşim melek gibi ama beni zaman zaman aşırı derecede yıpratabiliyor, tekrar anne olmak istiyorum ama ikinci evlat bir türlü nasip olmuyor.
Yani hayat bu zaten, mücadele etmek. Eşinin 20.00’da gelmesini düşünmek yerine sizle tatile gelmesini düşün. Tatilinin güzelliğini düşün. Kayın aile konusunu telkin yoluyla kafandan atmaya çalışsan. Bende kendi kendime telkin çok işe yarar. Düşüncelerini yönlendirebilirsin böylece belki. Daha az önemseyerek başlayabilirsin. Sorunlar aklına gelince, problemin senden kaynaklanmadığını sürekli kendine tekrar edebilirsin.
Annene geçmiş olsun.
Selametle....

Pozitif yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Gerçekten bazen böyle bir sese ihtiyacımız var, öfkeye çabuk yenik düşüyoruz.

Dediğiniz gibi, kabullenme aşamasındayım.
Haklısınız, eşimin geç gelmesine odaklanacağıma farklı birşeye odaklanabilirdim.
Benim biraz hazmedemediklerim ve kabullenemediklerim var hala.
Çünkü gün birden beri düzgün bir ilişkimiz yok kayın tarafı ile.
Ben artık düzeleceğine de inanmıyorum.
Biri gelmiş 70 yaşına diğer 65 yaşında, bu saatten sonra kimsenin huyu da değişmez, suyuda.
O yüzden uzak durmak en güzel çözüm olacak benim için.

Hala kırgınım ve eşimin de bu konuda hiç bir tepki göstermemesi, ailesi açısından o da hiç birşey yokmuş gibi davranması beni incitmiyor değil, ama içimde yaşıyorum artık. Dillendirilecek bir durum değil zaten.
Bazen birşeylerin üzerine sünger çekmek gerek diye telkinliyorum ben de kendimi.

Telkin bende de çoğu zaman işe yaramıyor değil.
Ancak, diyorum ya bazen öfkemize yenik düşdüğümüz için, insanın gözü birşey de göremiyor sanırım...
Tekrardan teşekkürler.
 
Konudan sapmış oluyor biraz ama tatile gittiğiniz oteli öğrenebilir miyim?
Çok hoş bahsetmişsiniz merak ettim. :KK48:

Sorun değil :-)

Polenezköy'de bir oteldi. (Özelden linkini atarım)

Ancak belirtmeliyim ki pahalı bir oteldi, özellikle bayrama denk geldiği için. Bayram harici fiyatlarını bilmiyorum.
Otelin konumu ve tatil köyü havasında olması güzeldi, alanı genişti çocuklar için gerçekten ideal.
Yemekleri beklentilerin altında diyebilirim, sadece arife akşamı şahane bir yemek geldi şok olduk.
İlk kaldığımız gece olduğu için dedik ki böyleyse gerçekten verdiğimiz paraya değiyor.
Ancak ertesi gün anladık ki kalan misafir sayısı az olduğundan öyle bir jest yapılmış.

Sabah - Akşam yemeği olarak, yarım pansiyon konaklaması mevcut.
Ekstralar (tüm içecekler ücrete tabii) malesef ki gereksiz pahalı.
Bir 1,5 LT su için 5 TL yazdılar. Eşim itiraz etti.
Su bence ücretsiz olmalı, hayati bir gider sonuçta, diğer içeceklerden ücret alınması anlaşılabilir bir durum olsa da, onlar da gereksiz pahalıydı.

Kaldığımız oda genişti, annem tek kaldığı için farklı bir odada kaldı ancak onun odası da küçük değildi.
Anladığım kadarıyla küçük odaları yok. En azından bizim gördüklerimiz gayet iyi büyüklükteydi.

Personel ise, tartışmasız mükemmel!
O açıdan hiç birşey diyemem. Mükemmel insanlar ve çok saygılılar.
2 çocuğum ile çok rahat ettim, en büyük sebeplerinden bir tanesi de ilgili personeldi.
Sevdiler, oynattılar, yeri geldi oyaladılar.
1 bardak sıcak çay içebildiysem personelin desteği sayesinde diyebilirim.
(En büyük desteğim eşimdi o su götürmez bir gerçek tabii... :KK39:)

:ukala: :ukala:
Çok uzattım.
Velhasıl kelam, zevkler ve renkler tartışılmaz.
Ben genel anlamda memnun kaldım.
Aç kalmadık, eğlendik, çocuklarım da güzel vakit geçirdi.
İyi bir kısa tatil oldu bizim için.
Ancak pahalı bir tatil oldu!
 
Hem çocuk hem anane ile gidip rahat ettiğinizi okuyunca öğrenmek istedim.
Ayrıntılar beni gayet güzel aydınlatmış oldu. Hem yakınmış da. İnceleyeceğim. Teşekkür ederim. :KK200:
 
Hem çocuk hem anane ile gidip rahat ettiğinizi okuyunca öğrenmek istedim.
Ayrıntılar beni gayet güzel aydınlatmış oldu. Hem yakınmış da. İnceleyeceğim. Teşekkür ederim. :KK200:

Yakın olması bizim de avantajımıza geldi...
1 saatte gittik ve 1 saatte döndük.
İstanbul içi gibi oldu...
 
İşte içimi acıtan da bu.
6 senelik evliyim.
Kayınvalideme bir gün "sensin" demedim.
Ne zaman evime geldilerse en iyi şekilde ağırlamaya çalıştım.
Hiç bir zaman "benim de şuna ihtiyacım var" demedim, bir kere kapılarını çalıp "şu sorunum var" diye evinin yolunu aşındırmadım. Kısaca evliliğimiz veya çocuklarımız veya ev geçimimiz hakkında herhangi bir derdimize şahit olmadılar.
Kendi yağımızla kavrulduk ve her daim de kayınvalideme iyi davranıp onun ruhunu okşamaya çalışmışımdır.

Ters düştüğümüz çok oldu olmadı değil ancak ben hep geri adım da attım.
Büyüktür, eşimin hatrı vardır dedim hep.
Torunları var, onların mutluluğu için dedim.
Dedim de dedim, ama sanırım hiç bir şekilde hatır bildiremedim.
böyle yaptığın için belki de bu hale geldiler canım iyilikten kimse anlamıyor maalesef senin davranışın çok doğru fakat çevremde ne kadar gözlem yaptıysam çirkef sesi çıkan gelinler daha kıymetli oluyor öyle olmak lazım
 
X