Bebeklerimiz Nasıl Büyüyorlar ?

  • Konu Sahibi Konu Sahibi febi
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
fikriyecim merveye yaptığım oyuncağı eline alınca ilk defada maaşallah hepsini doğru yerine koydu ben tesadüfen mi acaba dedim inanamadım 2. de yine doğru koydu.. ondan sonra bozdu işi.. bugün de eline veriyorum yanlış yere koymaya zorluyor.. anlamıyorum ben de.. benimle mi oynuyor.. gıcıklığına mı yapıyor.. yoksa gerçekten mi doğru yeri bilemiyor.. çok değişik bir çocuk .. her yemeği beğenmez çok yemek seçer.. oyundan hemen sıkılıyor.. işim zor .. inatlaşmaya da başladı.. canım gülüm geçiştirmeye uğraşıyorum .. büyüdükçe zorlaşıyormuş meğer..:umursamaz:
 

ay canım pek de tatalıymış,bak sen maymuncuk..canım sen rahat ol artık bakıcısını da şikayat edebilir artık.....alsanaalsanasmile
 

Canım gercekten merve zor bir çocuk..bilmiyorum dourumu akıl veriyorum ama fazla yustune gitme..sen yeni oyunlara göster ama ısrar etme canı istedikçe kendisi alıp yapar...Zaten her çocuk uzun süre bir şeyle uğraşmaz çok nadiren olur...bir oyunu hazırlamam süre onun oynamasından daha uzun sürüyor..zamnla bir aktiviteyle daha çok vakit geçirmeye başlarlar.Ben de odada çok ouncak var diye düşündüm dikkatini dağlıyor ama bugün ne yaptı ben oyuncakları topladım şekil kutuları yapalım diye..bizimki sıkıldı braktı odaya gitti açtı dolabını istediği oyuncağı aldı......ama bu da iyi
 
Diyer aktivite yineden soğuk sıcak kavramlarıile çalışmak.Kar yağdı onu kullanıyım dedim.Balkona çıktık kar topu yaptık kar diiye söyledik..içereye girdik kaloriferlere dukunduk sıcak diye söyledik.(birkaç kez tekrarladık).bu ara kar da demeye başladı ama r harfi pek duyulmuyor yani kaaa...sonra kardaki fotolarımıza baktık kar hatırladık,soğuk olduğunu hatırladık ve kardan top yapılır diye hatırladık.

bugün banyodan önce biraz su aktiviteler yapalım dedik.1 liene soğuk diyer liende sıcak su doldurdum.ilk once elle dokunmasını söyledim soğuk sacak hemn söyledi(sıcak uf diye-soğuk-uuuuu ve ellerimize krem sürüyormuş gibi yapıyoruz),Sonra ayaklarla suyun içine girmesini istedim tepki aynıydı..sanırım soğuk -sıcak iyice öğrendi




fikriyecim çok beğendim oyununuzu .. yarın mervoşla bu oyunu oynıcam .. olumunekankayizsmile

çorap eşleştirme.. çamaşır ipine bişeyler asma .. farklı kapaklı nesnelerin kapaklarını eşleştirme .. cd leri kabına yerleştirme.. tuzluğa çubuk geçirme.. süngere dizili kürdanlara makarna yerleştirmece ..

bendeki oyunlardan bazıları bir çoğunu henüz biz de oynamadık .. yarın için oyun tavsiyeleri..yerimseniben
 
hahaha delii:)) yukardaki yazıyı neden sildiğimi merak etmişsin:) yazdım yazdım sonra irem uyandı gittim aldım yatağından sonra yazımı tamamladım gönderdim.. ama iremcim bi tuşa basmış ve sona yazdığım yazı satır aralarına girmiş:)) saçma sapan bişey olmuş:) düzeltmemede fırsat vermedi bende mecburen sildim canım:) meraklı melahat:)
 
tatlım biz biliyoruz bu yarışmaları oy bile kullandık.. hayvanlarla çekilmiş fotolar yarışmasında 5 numara özloşun yeğeni beren zaten...
şarkı yarışmasındada emin değilim ama 2 numaraya verdim oyumu sanırım.. şarkısı çok güzeldi..
 

ben özlemin yeğeni olduğunu bilmeden 5 numaraya vermiştim zaten oyumuuuu ...kaydirigubbakcemile5

şarkılarda 2 şarkı yarışıyo 4 ile 9 du sanırım .. ben 4 e verdim oyumu diğeri stüdyoda çekilmiş gibi çünkü..
 
febici oyunlar çok güzel,hem not edecem.biz çorap eşleştirme yapmaya çalıştık ama yapmak istemedi.Ben de bebeğini aldım hadi çorap giyidirelim dedim 1 tane ben aldım hadi diyer çorabı giyidir dedim eşini aldı giyidrimeye çalıştı.Galiba ben,mki öyle kuru oynlardan hoşlanmıyor:))))))))))
sonra şekil yerleştirme yineden pek yapmak istemedi,ben de oyunda dedesini kaılmasını istedim.Dedesi de 4geni karede değilde mahsus yanlışlıkla 3gene yerleştirmeye çalışıyor.Ben de bak annem dede yanlış yere koydu,bizimki hemn dedesini düzelti.Dedesi her seferinde yanlış yere koymaya çalışıyor Sanberkle çok hevesle 4geni alıp doğuru yere yerleşti bide yüzerine ıııııııııı diyor herhalde böyle demek istedi:)))))))))))
 
febicim merve oyun yapıyordur yanlış yere koyarak. şevval öle yapardı çünkü. mahsus yanlış yere atmaya çalışırdı bildiği halde. sen yanlış yere atınca sinirlenme sakın.
bizde bugün urası pas geçtik :))) aldık başımızı sinemaya gittik.bir iki kitap aldım urasa birde askitonun ahşap oyuncağına benzer geçirmeli bir bultak gibi bişi. yarın fotolarını eklemeye çalışırım.
dana gün içinde ilgisiz babamızı aramaya kalkmış. beni ipleyen yok yani(
yemiycem işte diye bir kitap aldım tam bize göre febi. hemen yarın okumaya başlıyorum sanada yazarım.1-3 yaş çocuğunuz diyede kapsamlı bir kitap aldım . onuda okudukça paylaşırım.
en güzelide en sevdiğim kitap olan avatarımda kitap kapağının fotosounun yer aldığı küçük prens kitabının üç boyutlusunu aldım. aman nasıl güzel bişiiiiiii. uras yırtmaya kalktı ben bakarken hemen kaldırdım sanırım onu kendime aldım verebilecek gibi değilim...
 
Allah iyiliğini versin .. mayacım bak anlattıklarından kellim çocukluğuna inecem kız yazma böyle şeyler.. küçük prens haa :roflol: laf aramızda ben de şekerkız candy hastasıyım .. kızım da büyüyünce cd lerini bulup buluşturcam .. kızım izlesin diye tabiii boshayallersmile

merve babasıyla takıldı .. gezdiler üst katları biraz .. pek bişey yapmadık bügün .. yarına Allah kerim ..
 
Özerklik dönemi işlev oyunları ( 1-3 yaş )

Parmak Oyunları


Çal Kapıyı


Çal kapıyı çal ( Sağ elin işaret parmağıyla alna vurularak, kapı çalma öykünmesi yapılır )

Bak pencereden ( her iki elin işaret ve baş parmakları iki gözün önünde birleştirilir, gözlük gibi halka yapılır )

Çevir mandalı (Burun el ile bükülür )

Gir içeri ( sağ elin işaret parmağı, ağzın içine sokulur )

Al bir iskemle ( Kulak memelerinden biri tutulur, çekilir )

Otur şuraya ( Öteki kulak memesi tutulur, çekilir )

Nasılsın bu gün Ayşe ? ( Çene tutulur, sallanır )

( Ayşe adı, çocuğun adına göre değiştirilerek söylenir )

Ben bir ağacım ( Öykünme )

Ben bir ağacım ( Ayakta, eller yanda, dik durulur )

Dallarım var benim (kollar, başın yukarısına kaldırılır, avuçlar kapatılır )

Dallarım BİR çiçek açtı ( Bir parmak açılır )

Dallarım İKİ çiçek açtı ( ikinci parmak açılır )

Dallarım ÜÇ çiçek açtı ( üçüncü parmak açılır )

Dallarım DÖRT çiçek açtı ( dördüncü parmak açılır )

Dallarım BEŞ çiçek açtı ( beşinci parmak açılır )

Dallarım ALTI çiçek açtı ( altıncı parmak açılır )

Dallarım YEDİ çiçek açtı ( yedinci parmak açılır )

Dallarım SEKİZ çiçek açtı sekizinci parmak açılır )

Dallarım DOKUZ çiçek açtı dokuzuncu parmak açılır )

Dallarım ON çiçek açtı ( onuncu parmak açılır )

Bir rüzgar çıktı Yukarıdaki kollar, bedenle birlikte öne doğru eğilir, sağa sola sallanır ; rüzgardan sallanan ağaç öykünmesi yapılır )

Vuvvv… vuuuvvv.. vuuuuvv… ( sesle rüzgar öykünmesi yapılır )

Yağmur yağdı ; şıp şıp şıp ( parmaklarla yağmur öykünmesi yapılır )

Tüm çiçekler döküldü ( parmaklar, kollar indirilir )




On Parmak


Benim on parmağım var ( iki elin parmakları açılarak gösterilir )

Tümüyle benim ( eller, parmaklar açık olarak göğüste kavuşturulur )

Onlarla ben her şeyi yaparım.

Sımsıkı kapar ( her iki el yumulur )

Kocaman açarım ( iki elin parmakları açılır )

Birbirine kavuştururum ( eller kavuşturulur )

Arkama saklarım ( eller arkaya saklanır )

Yukarıya kaldırır ( kollar yukarıya, gerinerek kaldırılır )

Aşağıya indiririm ( kollar bedenin iki yanına sarkıtılır )

Sonra kucağımda dinlendiririm ( eller rahatça kavuşturulup kucağa konur )

Parmaklarım


Sağ elimde beş parmak ( Sağ elin beş parmağı gösterilir )

Sol elimde beş parmak ( Sol elin beş parmağı gösterilir )

Sen de istersen say bak

Say bak, say bak, sayy bak.

Bir-iki-üç-dört-beş ( Sağ elin parmakları sırayla açılarak sayılır )

Bir-iki-üç-dört-beş ( Sol elin parmakları sırayla açılarak sayılır )

Hepsi eder on parmak ( Her iki elin parmakları açılarak gösterilir )

Sen de istersen say bak

Say bak, say bak, sayy bak.

Bir-iki-üç-dört-beş-altı-yedi-sekiz-dokuz-on ( Her iki eldeki parmakların tümü sırayla açılarak sayılır )

Ali ile Ayşe


Bu oyun, iki elin baş parmakları ile oynanır. Sağ elin baş parmağı "Ali", sol elin baş parmağı "Ayşe" olur. Avuç kapalı durur.

Bir gün Ali evden çıkmış ( Baş parmak yumuk elden yukarı kaldırılır )

Sağa bakmış kimse yok

Sola bakmış kimse yok

Aşağı bakmış kimse yok

Yukarı bakmış kimse yok ( sağa, sola, aşağı, yukarı bakma işlemleri, baş parmakla yapılır )

Girmiş içeri

Biraz sonra

İkisi birden evden çıkmışlar ( iki baş parmak avuç içinden çıkartılır )

Sağa bakmışlar kimse yok

Sol bakmışlar kimse yok

Aşağı bakmışlar kimse yok

Yukarı bakmışlar kimse yok ( her iki baş parmak, aynı devinimleri yapar )

Karşılıklı bakışmışlar ( baş parmakların iç kısımları, birbirini görecek biçimde karşı karşıya getirilir )

Günaydın ALİ

Günaydın AYŞE

demişler… ( baş parmaklar birbirine değdirilir )

Oynamışlar, oynamışlar ( baş parmaklar oynama öyküntüsü yaparak, oynatılır )

Yorulmuşlar… ( parmaklar durur )

Ayşe'nin annesi çağırmış

Ali'nin annesi çağırmış

Hoşça kal ALİ

Hoşça kal AYŞE

demişler… ( baş parmaklar birbirine değdirilir )

Evlerine girmişler. ( baş parmaklar avuç içine saklanır )

Üç Topum Var


Benim üç topum var.

İşte en küçük topum ( baş parmak ve işaret parmağı birleştirilerek bu iki parmakla halka yapılır, gösterilir )

İşte ortanca topum ( iki elin baş parmakları birbirine, iki elin işaret parmakları birbirine birleştirilir, ortanca topu simgeleyen bir halka yapılır, gösterilir )

İşte bu da kocaman topum (iki kol öne uzatılır, ellerin uçları birbirine birleştirilir, halka yapılır, gösterilir)

Haydi gelin bu üç topu

Bir kez daha gösterelim ( aynı sözlerle, aynı devinimler yinelenir )





Dedemin Gözlükleri


Uyurken dedem

Gözlükleri gözündeymiş ( iki elle yuvarlak gözlük işareti yapılır ve eller gözlerin üzerine konur )

Unutmuş gözlüklerin gözünde olduğunu

Uyanınca başlamış aramaya ( sağa, sola bakılarak arama öykünmesi yapılır )

Aramış, taramış bulamamış ( eller arkaya saklanır )

Bir de bakmış ki

Gözlükler gözündeymiş ( eller gözlük gibi yapılır ve gözlere konur )

Gözüm kulağım, elim ayağım

İşte gözüm ( sağ göz, sağ elle kapatılır )

İşte kulağım Sağ kulak, sağ elle tutulur

Bu görmek için ( baş parmak ve işaret parmağı ile yuvarlak yapılır, göze yerleştirilir )

Bu duymak için ( el kulağın arkasına konularak, ses duyuyormuş gibi yapılır )

İşte elim ( sağ el gösterilir )

İşte ayağım ( sağ ayak gösterilir )

Bu tutmak için ( sağ elle bir şey tutuluyor gibi yapılır )

Bu yürümek ve koşmak için ( durduğu yerde yürür gibi, koşar gibi yapılır )

Minik Arı


Anneme minicik bir arı götürüyorum ( iki elin avuçları birleştirilip, yuvarlak yapılır. İki el içinde bir şey varmış gibi tutulur )

Çok sevinecek

Kim bilir ne diyecek ?

Ufff…soktu elimi ! ( arı sokmuş gibi yapılır, acıyla parmaklar açılır, eller silkelenir )

Sağ El, Sol El


İşte sağ elim ( sol el ile sağ ele dokunulur, sağ el gösterilir )

Bu da sol elim ( sağ el ile sol ele dokunulur, sol el gösterilir )

Bu sağ kolum ( sol el ile sağ kola dokunulur, sağ kol gösterilir )

Bu da sol kolum ( sağ el ile sol kola dokunulur, sol kol gösterilir )

İki kolumu havaya kaldırırım ( iki kol yukarıya kaldırılır )

Ellerimi, avuçlarımı birbirine vurur

İşte böyle şap şap yaparım. ( iki el havada, avuçlar birbirine vurularak ses çıkarılır )

Saat


Bir saatim var minicik ( iki elin avuçları, içinde bir şey varmış gibi birbirine çapraz olarak birleştirilir )

Kulağıma koyarım ( birleştirilmiş eller kulağa götürülür )

Tik tak'ını duyarım

Tik tak, tik tak ( denirken, dinliyormuş gibi yapılır )

Çocuklar dinleme öykünmesi yaparlarken öğretmen şunları söyler ;

"Haydi şimdi çocuklar………………oyununa başlayalım."

( bunun üzerine çocuklar da, avuçlarındaki saati bir kenara koyar gibi yaparlar. Öğretmenin adını söylediği oyuna başlanır.)

NOT : Bu parmak oyunu, bir başka oyuna başlamadan önce oynanır.

Tavşan


Bir minik tavşan varmış ( sağ elin işaret ve orta parmakları, tavşan kulakları gibi tutulur )

Bu kafeste yaşarmış ( sol el, portakal tutar gibi yuvarlak yapılır )

Gezerken bir ses duysa

Hemen diker kulaklarını ( sağ elin kulak öykünmesi yapan parmakları dimdik tutulur )

Hop… diye kafesine

Koşar atlarmış… ( parmaklardan yapılmış kulaklar, "hop" deyince, öteki elin avuç içine konur ve sıkıca tutulur )








Alıntıdır...[/b]
 
Şeker kız candy mi? ben bayılırdım ona ya. aman nasıl güzel gözlerdi onlar. oğlanlar ayrı candy ayrı güzel. dur aklıma getirdin bi netten araştırayım nerelerde buluruz. :))
oyunlar için teşekkürler yazdırdım şimdi eve gelince ezberleybilirsem oynarız. bizimki parmaklara takmış durumda şu anda.
 
Yürümeye başlayan çocuk giderek artan bağımsızlık duygusu edinmeye başlar.ve besinlerle ilişkilerini bağımsızlıklarımnı ve sizden ayrı bişr birey olduklaırını ifade etmenin bir yöntemi olarak kullabnmaya başlarlar. Hayatlarının birçok alanında daha fazla kontrolü ele alma çabasındadırlar. Giyim, tv seyretme, yıkanma vs. birçok konuda son sözü siz söyleyebilirsiniz. Mesela tvyi kapatabilir, yada bir oytuncağı elinden alabilirsiniz ama zorla yediremeyeceğinizden dolayı beslenme çocukların nihai kontrolü elinde tutacakları tek alandır.
Yemeyi reddetme bağımsızlık mücadelesinin en güçlü aracıdır.hayır en sevdikleri kelimedir yemek savaşları daha sık yaşanmaya başlar. Eğer bu konuyu ciddiye alırsanız yemeye zorlarsanız mücadeleye büyük keyifle devam eder ve 2 yaş sendromunun ne olduğunu size gösteri.
Neofobi(yeni hertür şeyin reddedilmesi) bu çağın ortak özelliğidir. Yemek zamanlarının aynı saatte olmasına aynı yerde yemek yemeye hatta aynı tabaktan yemeye ihtiyaç duyabilirler.
18 ay civarı söylediğinizin tam tersini yapmayı oldukça eğlenceli bulabilirler.davranışı başka yöne çevirmek dikkat dağpıtıcı başka şeylerle oyalamak taktik olabilir.
yemiycem işte( dr. rana conway ) alıntıdır.
 
yapacağınız beş temel kural
1. ona örnek olun
2. sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeni kurun
3.gıdalar ve beslenme konusunda çocuğu bilgilendirin
4. beraber yemek yiyin
5. rahatlayın ve çocuğunuza güvenin

yapılmaması gereken kurallar
1. zorla yedirmeyin
2.çocuğunuza lakap takmayın
3. çocuğunuza ve kendinize karşıda çok katı olmayın
4.çocuğa ödül olarak yada onları rahatlatmak için yiyecek vermeyin
5. fazla tv izlemesine izin vermeyin
 
Bloglarda gezerken bunu gördüm sizinle paylaşmak istedim,umarım ordaki arkadaş kızmaz bana.

Emici Akıl; Montessori'nin, bir bebeğin nasıl düşünen bir canlıya dönüşmesinin gizemine verdiği cevaptır. Ve duyarlılık dönemleri, nasıl temel insan yeteneklerinin sistematik olarak geliştiği hakkında Montessori teorisinin temelleridir. Fakat şimdi şunu sormalıyız. Temel bir idrak ve belli genel yeteneklerle, daha sonra belirli bilgi ve birikim edinmek için ne çocuğu hazırlamaktadır ? Emici aklın nasıl açılan, kalıtsal yapıyı beslediğini ve duyarlılık dönemlerinin genel yeteneklerinin inşası için doğru materyalleri sağlamaya yardımcı olduğunu daha önce belirtmiştim. Fakat nasıl ve ne zaman bu genel yetenekler, bilgiyle ve gerçek dünyada bu bilgiyi yararlı kılacak anlayışla entegre olur, genişler ve dolar?



2,5 veya 3 yaşlarında özel duyarlılıklar; açılımının her fazında emici aklın kalıtsal içsel yapısı tarafından ihtiyaç duyulan belirli etkiler bilinçli şekilde ifade edilmeye başlanır. Bunlar, çocukda merak ve ilginin ifadeleri ve amaçlı aktiviteleri olarak belirmeye başlar. Örneğin, çocuk kendisine mutfakda ne yaptığımızı göstermemizi, blokları bir hizaya nasıl dizeceğini göstermemizi, telefon alıcısından hangi seslerin geldiğini dinletmemizi ve banyoda su akıp kaybolduğunda nereye gidiyor keşfetmeyi ister. Bu yaş genel olarak "öğrenme" dediğimiz hamleyi işaretler.



"Öğrenme" tam olarak anlamını bilmeden kullandığımız sözcüklerden biridir. Bir insan bir yeteneğe sahip değilken bir sonraki anda bu yeteneği gösterebiliyorsa, biz buna "öğrendi" deriz, ve "öğrendi" derken o insana yeni yeteneği yükleyen bir çeşit operasyon oldu anlamında kullanırız.



Fakat nasıl bir operasyon bunun üstesinden gelir ve bunu nasıl yapar? Tekrarlamanın çoğu zaman öğrenmeye yol açtığını biliriz, fakat öğrenmenin tamamıyle tekrardan ibaret olduğunu söylemek istemeyiz. Hatta öğrenen biz olsak bile, o anlama anında - eğer varsa veya uzun zaman pratik yaptıktan sonra - kafamızda tam olarak neler olduğunu tanımlamakta zorluk çekeriz. Tek bildiğimiz, daha önce yapamadığımız birşeyi artık yapabiliyor veya düşünebiliyor olduğumuzdur.



Montessori'nin açısından, öğrenme eylemi herhangi birşeyin elde edilmesini içermez. Basitçe dünyaya uyanık olarak, emici akıl küçük çocuk tarafından öğrenilen herhangi birşeyin içeriğini devamlı olarak elde eder. "Öğrenme"'nin kendisi bu daha önceki kazançlara bağlanma ve katılma eylemidir ki bu şu şekilde olur: Bunlar birbirine kullanım veya anlam olarak bağlanır ve daha büyük bir kullanım veya anlamlar sisteminde bir yerleri olur. Şimdi herne öğrenildiyse, (her önceki kazanç gibi) daha sonraki öğrenme hareketlerinde başka parçalara bağlanabilecek herbir bilgi parçası halini alır.



Öğrenme; (daha önce emilenlerle birlikte bağlanma) uzun zamandır eğitimcilerin gözlemlerine göre 3 aşamada oluşur. Montessori'nin teorilerine göre, bu aşamalar aşağıdaki gibi tanımlanır.



Birinci faz, emici akıl tarafından yapılan"emmek", daha sonra katılacak çeşitli ayrı tüm bileşenlerin bir tam etkisidir. Bu aşama doğal olarak birçok ayda oluşabilir veya isteyerek birkaç dakikada sağlanabilir. Çocuğun hareket eğilimi nedeniyle bu; bir pasif karşılama olmasından daha çok herzaman çocukta bir katılımcı olaydır. Aynı zamanda, bir tüm emmenin gerçekleşmesi için, bir konsantrasyon çabası gereklidir ve çocuğun dikkati dağıtılmışsa gerçekleşmeyecektir. Bu ilk aşamada ne emilmişse, kalıtsal içsel yapısı mirasından işlendiği için, çocuğun aklının arkasında gevşekçe birleşmiş olmaya çoktan başlamaktadır. Sonuç olarak, çocuk bu birleşenleri tamamlamak ve güçlendirmek için bir motivasyon hisseder. Kısaca, bu ilk aşama eğer tamamlanırsa, öğrenme için bir motivasyon yaratan belirli bileşen fenomenin emilmesidir.



Öğrenmenin ikinci aşaması; emilen fenomen arasındaki (ki bu küçük çocuk için fiziksel aktiviteyi içerir) bağlantıların tekrar tekrar yerine getirilmesidir. Bu, ilk aşamada sadece gevşekçe birleşmiş olan emilen fenoneme kesin olarak bir köprü olur. Tekrar ederek, çocuk sonunda değiştirilmez şekilde katılsınlar diye bileşen fenomen'in birbirine uyması için tüm farklı yolları keşfeder ve yerine yerleştirir.



Alfabenin bir harfi ve sözcüksel bir ses gibi iki şey arasında bağlantı kurmak için, çocuk neyin bağlandığını ve neyin bağlanmamış kaldığını açıkça algılamalıdır. Benzer olarak, çivi çakmak gibi herhangi bir bilinçli aktivitenin ilk görünüşü her etki üstünde kesin kontrolüdür ve ne etki olmadıysa katılımcının aklında birbirinden ayrılır. Daha sonra işin aslı, öğrenmenin bu ikinci aşaması, tekrarlanan ve dikkatlice kontrol edilen aktivitede, daha önce emilen belirli fenomen yoluyla iyice bağ kurar ve bunların çevresinde, bunları birleşmiş bir konsept yaparak açık ayrımlar çizer.



Öğrenmenin üçüncü aşaması, çocuğun dünyasında ona anlamlı bir yer veren durumlar ve görevlere çevresi çizilmiş konsept ve şimdiki sınırın bilinçli bir uygulamasıdır. Bu, örneğin çocuğun yarattığı bir hikayede bir sözcük yazmak için bir yeni ses-harf kombinasyonu kullanması veya çocuğun bahçesinde bir "Cindy Evi" yapmaya yardım etmek için çekiç ve çivi kullanması anlamına gelebilir. Bir soyut matematiksel ilişki gibi bir konseptin açık pratik bir uygulaması olmadığında, çocuk yeni konseptin kullanıldığı bir oyun icat ederek bir uygulama yaratabilir. Bazen, konsepti dilin içine koymak çocuğun aklında anlamlı bir yer yaratmak için yeterlidir. Alternatif olarak, çocuk başkasına öğretmeyi deneyerek yeni konsepte bir uygulama getirebilir. Nasıl yapılırsa yapılsın bu son aşamanın anlamı; konsepti, buna çocuğun günlük yaşamında bir amaç ve çocuğun öğrendiği diğer konseptlere bir ilişki vererek çocuğa anlamlı kılmaktır.



Yani öğrenmek esasen bağlanmaktır. Montessori'nin çocuk gelişimindeki daha geniş bakışına dönersek, emici aklın 2. fazındaki bir çocuğun şimdi nasıl ilk fazda yaratılan yetenekler ve becerileri genişletip, entegre edebildiğini ve gerçek bilgi ve beceriler yaratmaya başladığını açıklayabiliriz.



Daha önce belirttiğimiz gibi, 3 yaş çocuğunun aktiviteleri daha amaçlı olmaya başlar çünkü çocuğun gelişimi şimdi iradeyi uyandıran bir noktaya ilerlemiştir. Amaçlı aktivite, çocuğun yeteneklerini dünyayla kişisel yönetilmiş bir ilişkiye getirerek entegre etmeye başlar. Aynı zamanda, hareketin koordinasyonu için duyarlılık dönemi bu aktiviteleri sürdürmek için gerekli fiziksel yetenekleri geliştirmektedir.



Yani şimdi bu noktada, 3 aşama öğrenme çalışmasına başlar: Çocuğun konsantrasyonunun yeni güçleri ilk aşamayı destekler, koordinasyon için olan duyarlılık döneminin karakteristikleri olan kontrol için tekrarlama ve mücadele, ikinci aşamanın yürütülmesine yardım eder ve istek tarafından yol gösterilen amaçlı aktivite 3. aşama için temel olur. Hepsi birlikte çocuğun "bağlantıyla öğrenmesi" (anlamak ve bilgi ile erken temel becerilerle dolan 3 aşamalı süreç) için uygulama yapmasına olanak sağlar.
 
çok vaktim olmadığı için giremiyorum bilgiler için çok teşekkürler a.s.

Duruyla dün bakliyat ayırma oyununu 3'lü yaptık fasulye,makarna ve kuru üzümle :) ve hiç şaşırmadı mantığı anladı sanırım.ama bi ara makarnadan bi tane ağzına attı kıtır kıtır yemeye başladı pişiricez kızım deyince başka almadı allahtan:)

pek bi aktivite yapamıyoruz şu aralar zaten kuzenleri bizde onlarla zaman geçiriyor aktiviteye fırsat kalmıyor.
 
arkadaslar paylasiminiz icin tesekkurler,
ben sadece okumakla yetiniyom...

yusuf aaktivite olarak, meyve suyu kutusunun ortasina eli sigacak kadar delik actim ..ve kutunun kapagini cikartarak ordan mandallari atmasini istedim..cok guzel yapti ..mandallari almak icinde eliyle devirmek istedi kutuyu,bende ortadaki deligi gosterdim ve elini ordan sokup almasini istedim..guzelce oynadi sevdi...tabiyki bir sure sonra slklldi..mandallar yollarda gezdi..


kavonozlara, nohut , fasulye, makarna ayri koymasini istedim ama hepsini karistirdi,oyle oynadi...
bende onu kizdirmak icin surekli kavonoz kapaklarini kapattim tam dokecegi zaman..bu sefer offleye pufleye kapaklari acti doktu, ben kapadim, o acti..oyle oynadik..

boyama kitabi aldim ona, onu karaladi...haftasonu babanesi geldi kalmaya kumandali kopek almis, muzikli genlde onunla oynadi..

corap eslestirme oyununu hic sevmedi..puzzle ve legolari daha sevmiyor..

bol bol kitap bakiyoruz, dergi bakiyoruz..onlari daha cok seviyor..evde arabalariyla kosusuturuyor..


bebek budu muzu yikayalim dedim..kovanin icinde yikadik, yusuf da girdi icine sonra beraber yikandilar masucuktan...

bizden bu kadar bakalim sonra neler yapoicaz...haftasonu ona yatak,masa ve sandalya alicaz...odasini yeniden duzenlicez..artik buyuduk dime teyzeleri..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…