Bebeklerimiz Nasıl Büyüyorlar ?

  • Konu Sahibi Konu Sahibi febi
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
 
selam kızlaarr ben döndüümmm uzuuuuun bir aradan sonra değil tabii ama bayağı yazmışınız oku oku bitmedi..

fikriye sanberki Allah korumuş cnm en çok bunu hatırladım ..

oyunlar ve oyuncaklar da süper..

fatmacım kardeşine hayırlı teskere yusuf a hayırlı kesme sana hayırlı bilgisayar isteme diliyorum ....en acilinden dön bacıımm .. yaza görüşürük olmadı artıkın ..

bizde ne var ne yok .. ne var ne de yok... hiç bir aktivitemiz yok maalesef merveyle.. yorulmuşum bunalmışım zati bi de merveye zaman ayırmak çok zor olyo.. aklsileşti hırçınlaştı yaramazlaştı çok beter oldu o da ... yeni ev yeni keşifler tabii.. her anımız ayrı heyecanlı geçiyo o önde ben arkada.. arada bi tane patlatasım geldiği çok oldu zor sabrettim walla .. ben topladım o dağıttı ruhum pek sıkılkdı .. hala düzenimiz yok .. bu durumda benim de kendime gelmem zor.. dağınıklık ve belirsizlikte katiyen kımıldayamam.. huyum kurusun .. işte böleeeeee.....
 
kızlar niye açılmıyo bilemedim,yeniden yapıyorum olmuyo,,imageden yüklüyorum,başka biyerden yükleyim tarif edinde,gerçi bana bunu anlatmak deveye hendek atlatmaktan zor ama,,,sabırlı biri aranıyor:)))
 

Yavaş yavaş birbirine alışırlar artık.Ama ne güzel birçok şey kuzeninden görüp öğrenmiş.Daha büyük çocuklarla biraraya getirmek çok çok önemlidir demekki.Dün biz de aile arkadaşlarla buluştuk onların oğlu 2.5 yaşında Sanberk de sürerekli ona taklit etmeye çalışıyordu ben de bunu fark ettim. Yemek konusunda Sanberk biraz daha iştahlı diyer çocuğa göre Ve Emirhan Sanberkten görüp yemediği şeyleri yemeye başlıyor. Keşke Sanberk de ona görüp birşeyler yese bizimki tam tersi çocuğa yedirmeye başlıyor.Neyse o da faydalı paylaşmayı öğreniyor :))))))))))))


Canım çok sağol gerçekten Allah kurumuş yavrumu..O gün aklıma geldikçe hala diken diken oluyorum çok çok korkmuştum.

Canım gerçeği söyleyim mi sen yine çok çok ama çok sabırlısın.Senin yerinde olsaydım kesin durum daha ilere gitmiş olurdu.Bilmiyorum ama bende hiçbir sabırı kalmadı açıkçası (((((((((

kızlar niye açılmıyo bilemedim,yeniden yapıyorum olmuyo,,imageden yüklüyorum,başka biyerden yükleyim tarif edinde,gerçi bana bunu anlatmak deveye hendek atlatmaktan zor ama,,,sabırlı biri aranıyor:)))

CAnım bilseydim seve seve anlatırdım. Sen doğrudan linki değilde tek link yazan yeri kopiyala,öyle de dene bakalım.Vallahi çok merak ettim tontişimizin portakal yemesini. ::::::)))))))))))))))
 
Çocuğuna "hayır" diyemeyen, böyle olunca da "parmakta oynatılan" yeni nesil anne-babalara günümüzde hayli sık rastlamak mümkün. Oysa bu tarz çocuk yetiştirme, sadece kendini önemseyen bir nesil yetişmesine neden olabilir!

Çocuğunun her davranışını büyüteç altına alan, ona sınırlarını öğretmede tutuk davranan, net ve yüksek bir ses tonu ile "dur" diyemeyen, halk arasındaki tabire göre "parmakta oynatılmaya" aday yeni nesil anne-babalar sağlıklı çocuklar yetiştirebiliyor mu? Bu tarz çocuk yetiştirmenin, abartılı özgüven şişirmesi ile benmerkezci, sadece kendisini önemseyen, insani duyarlılıkları zayıf kalacak bir nesil yaratacağı uyarısında bulunan Medical Park Fatih Hastanesi'nden Klinik Psikolog Sinem Demir; çocuklarımızı büyütürken yaptığımız "psikolojik hataları" anlattı:

Özgüven Her Koşulda İyidir
Bu bilgi, 1980 ve 90'lı yıllarda Amerika/Avrupa'daki "yeni çocuk yetiştirme açılımı"na psikoloji biliminin "katkısı" olarak ortaya sürülmüştür. Ancak yıllar, pek çok önemli kuramcının bu konuyu yeniden değerlendirmesine yol açmış, çocuklara özgüven pompalamasının, katkıdan çok zarar getirmeye başladığını göstermiştir. Çocuğa 'sen çok özelsin, farklısın' mesajlarının sıklıkla gitmesi, erken yaşta aşırı şişen bir 'benlik' duygusuna yol açabilir. Çocuğun her davranışını mercek altına almamak, sürekli ona açıklamalar yapmamak; yani hayatta "sürekli ve sadece" onun merkezde olduğu algısını ortadan kaldırmak, özgüvenden bencilliğe gidebilecek yolu kesebilir.

Çocuklara Asla Kızılmaz, Yüksek Sesle Konuşulmaz
Çocukların onurlarını kırmamak, onları ruhsal ve fiziksel olarak korumak sadece anne-babanın değil, hepimizin görevi. Ancak çocuk, kimi zaman net ve sert yönlendirmelere de ihtiyaç duyar. Örneğin; annesine herkesin ortasında tekme atan 3 yaşındaki bir çocuğa, sakince "Bu yaptığın pek hoş değil," demek yerine, sert ve net bir ses tonu ile "Yapma!" denilerek, sert ve donuk bir yüz ifadesi ile tepki verilebilir. Çünkü şiddet göstermesi neredeyse normal karşılanan bir çocuk, bu davranışı artırarak yineleyecektir.

Başkalarının Yanında Çocuğa Kızılmaz
Çocuk, bu bilgiyi kullanarak, başkalarının yanında dizginlenemez davranışlar sergiler. Örneğin; başkalarının yanında sürekli gürültü yapan bir çocuğa da sert bir şekilde "Hayır!" denilebilmelidir. Çünkü çocuk, çevreye verdiği rahatsızlığın farkında olmaz. Ona sınırlarını öğretecek olan anne-babadır. Çocuk bu sınırları ihlal etiğinde, anne-baba o anda müdahale ederek, net yönlendirmelerle bu ihlallere "dur!" diyen taraf olmalıdır.

Başkalarının Çocuğuna Asla Müdahale Edilemez
Eskiden genç annesinin başa çıkmakta zorlandığı bir çocuğu, tatlı sert bir müdahale ile hizaya getiren "teyzeler" vardı. Günümüzde ise bir kafeteryada ortalığı birbirine katan bir çocuğa çoğunluk, "Başkasının çocuğuna asla müdahale edilmez" düşüncesi ile sessiz kalabiliyor. Oysa görmezden gelmek, hatta çocuğa gülümsemek yerine; anne-babayı rencide etmeyecek şekilde çocuğa dönerek "Anneni çok zor durumda bırakıyorsun ve bağırtınla da hepimizi rahatsız ediyorsun," denilebilir.

Çocuğun Her Merakı Giderilmeli
Çocuğun her sorusu ayrıntılarıyla cevaplanırsa, düşünceleri ve hayal gücü yetişkin cevapları ile "sınırsızca" karşılık bulursa; çevrenin onun sorularına ve konuşmalarına yetişemediği ve bir süre sonra rahatsızlık vermeye başlayan bir çocuk haline gelebilir. Çocuk, bazı sorularının cevabını kendi hayal gücünden tamamlayabilir. Her şeyi ayrıntısıyla bilmek zorunda değildir. Her sorusunun ayrıntılarıyla yanıtlanması, düşünce hızını ve konuşma miktarını kontrolsüz hale getirebilir; bu da onun kaygı düzeyini artırabilir, "yetişkin dili" ile konuşan (büyümüş de küçülmüş) bir duruma getirebilir.

Her Seslenişine Cevap Verilmeli
Her seslenişine (o anda bir yetişkin ile muhabbet halinde iken bile) karşılık alan çocuk da "sınır" problemi yaşar. Bir başkası ile konuşan anne-babasını bölen çocuğa her seferinde cevap vermek; ona "Diğerlerinin birlikte yaptıkları şeyler değil, sadece senin ne istediğim önemli" mesajını gönderir. Çocuk, isteğinin anında giderilmesini ister. Bunu normal karşılamak ve diğer konuşmayı önemsememek, doğrudan bu mesajı verir.

Aile İçi Kararlar Mutlaka Çocuğa Da Sorulmalıdır
Bu bilgi de; 6 yaşında ancak hafta sonunda nereye gidileceğine karar vermesi istenen, 8 yaşında ancak eve alınacak mobilyayı seçen, 4 yaşında ancak akşam mönüsü onun seçimine göre düzenlenen çocuklara işaret eder. Demokratikliğin çocuğu da kapsaması demek, aile içindeki önemli her karara çocuğu da katmak demek değildir. Bazı kararları sadece yetişkinler vermelidir. Karar verme sistemine 'her zaman' çocuğu da katmak, hatta onu 'asıl karar verici' yapmak çocukta yük yaratır, ego şişmesine yol açar.

Yemek Yemeyen Çocuğa Asla Zorlama Yapılmaz
Bu, sadece pediatrinin değil, psikolojinin de kısmen konusudur. Bir bebeğe abartılı şekilde yemek yedirilmeye çalışılması, 7-8 yaşlarındaki çocuğun ağzına yemek tıkılması (bu, bağımlılık açısından riskli bir belirtidir) ne kadar sağlıksız ise; yapısal olarak "yememeye yatkın" çocuklara asla baskı yapmamak da gerçekçi değildir. Bu tür çocuklar, tamamen kendi inisiyatiflerine göre yemek yiyemezler. Özellikle 2 yaş civarı çocuklar, bu konuyu iyice oyuna çevirirler, yemek yerken gezerler. Gezerken ya da masadayken, çocukların ağızlarını açmak istemedikleri zamanlarda da net (ancak şiddet, aşırı öfke göstermeden) yönlendirmelerle yemek yedirilebilir.
 
--------------------------------------------------------------------------------

Dil Gelişimini Hızlandırmak İçin Öneriler
Dil gelişimin bir çocuk ve ailesi için ne kadar önemli ve yararlı olduğunu birkaç yazı önce anlatmıştım. Bazı çocuklar daha erken, bazıları daha geç konuşur, eğer çocuğunuz çevrenizdeki çocuklara göre daha yavaş ilerliyorsa bunun için endişelenmenize gerek yok. Muhtemelen içinde bulunduğunuz dönemde başka bir konuya daha yoğun konsantre olmasından kaynaklanıyordur. Yine de daha iyi konuşabilmesi için çaba sarfetmenin emeklerinizin (ve onun emeklerinin) karşılığını ödeyeceğine inanıyorum.

Aşağıda, bir erkek çocuğuna göre hiç fena konuşmayan Ilgaz sayesinde işe yaradığını tespit ettiğim bazı dil geliştirme taktiklerini sıraladım:

Okuyun, okuyun, okuyun. Okurken parmağınızla okuduğunuz objeleri gösterin. Vurgulayın, heyecan katın. Eğer özellikle ilgilendiği bir bölüm varsa, fazladan hikayeler uydurun.
Yemekleri ailecek hep birlikte yiyin. En azından bir öğünü, genellikle kültürümüzde akşam yemekleri daha sohbetli geçer, sofrada, başka işlerle ilgilenmeden ve televizyonu açmadan yemeye çalışın.
Televizyona dikkat edin. Televizyon tek yönlü iletişimi teşvik ediyor. Özellikle dil gelişiminin yavaş olduğunu düşünüyorsanız, televizyonu tamamen yasaklayın derim.
Özellikle tek tek kelimeleri söyleyebilen çocuğu cümle kurma aşamasına geçirebilmek için işe yaran bir yöntem keşfettim. Akşam uyku saatine yakın çocuğunuzla birlikte kısa bir gezi planlayın. Örneğin bakkala gidip, ekmek alıp eve dönün. Kapıyı açtığınız andan itibaren her attığınız adımı basit cümlelerle onun ağzından dillendirin. "Kapıyı açtım, kapattım. Merdivenleri teker teker iniyorum. Bir, iki, üç.. Dikkatli iniyorum. Ayağım takıldı, yaşasın düşmedim...". Sonra akşam yatırırken sana bir hikaye anlatacağım deyin. "Ali adında bir çocuk varmış. Acıkmış, yemek yemek istemiş. Ama evde ekmek yokmuş. Ekmek bitmiş. Anne'ciğim, ekmek almaya gidelim demiş. Annesiyle birlikte ekmek alıp gelmişler. Akşam babası, Ali ne yaptın bugün, diye sormuş. Baba'cığım annemle ekmek almaya gittik, demiş. Kapıyı açtık, evden çıktık. Kapıyı kapattım sonra. Merdivenleri teker teker indim. Ayağım takıldı, ama düşmedim... Bakkal amca, ne kadar, diye sordum. 2 lira dedi. Parayı verdim. Ekmekleri aldım...." Özellikle konuşmak için çaba sarfettiği bir dönemse nasıl ilgiyle dinlediğine şaşıracaksınız. Ben bunu bir akşam denedim. Henüz cümle kurmuyordu. Kulak kesildiğini farkedince uzattımi detaylandırdım. Ertesi gün tekrar olsun diye yine bakkala gittik. Ben ekmekleri alır almaz, "ne kadar, ne kadar?" diye heyecanla sordu. Sanırım öğrendikleri uykuda yerlerine yerleşiyor.
Eve misafir davet edin. Yatılı daha iyi olur. Sizin gezmeniz de iyidir, ama kendi evinizde farklı insanlarla karşılaştığında, etraftaki objeler, ortam zaten tanıdık olduğu için insanların konuşmalarına, mimik ve beden diline dikkat eder. Onlardan yeni kelimeler, ifade biçimleri öğrenir. İnsanların birbirleri ile konuşmalarını izleyerek çok şey öğrenir.
Her şeyi leb demeden anlamayın. Diyelim ki süt istiyor, siz de bunun farkındasınız. Süt mü istiyorsun, su mu? Bardağa mı koyayım, suluğuna mı? şeklinde teşvik edebilirsiniz. Ağzından yarım yamalak çıkan şeyleri onun arkasından sevinçle tekrar edin. Diyelim ki, kuşu gösterdi, "dut" dedi. Ah evet tatlım, kuş dedin değil mi, ne tatlı kuş, hadi kuş uç" falan diye abartın, sevinin :)
Yanında hiçbir şekilde olumsuz konuşmayın. Doktoruna onun yanındayken, daha iyi konuşmasına nasıl yardımcı olabiliriz diye sorup, doktorun verdiği yanıtları onunla konuşarak teşvik edebilirsiniz. Ama sakın konuşamadığı için sizi anlayamadığını yanılgısına kapılarak, yanında 3. kişilerle yerici ya da endişeli konuşmalar yapmayın.
Eğer bir şeye bir ad taktıysa, örneğin "su"ya "bu" demesi gibi, hiçbir zaman "bu" vereyim mi gibi bir şey söylemeyin. Siz olması gerekeni kullanın, o kendininkini zamanla düzeltecektir.
Onunla bir şey konuşurken göz teması kuracak şekilde, boyunun seviyesine inerek konuşun. Çok hızlı konuşmayın, anlaşılır ve vurgulu konuşun.
 
Çocuklara Öz-Disiplini Öğretmek
Thomas Gordon, Ph.D.

Bölüm I: Disiplini Anlamak

1. Tanımlar
a. Herkes disiplin'in istenen bir şey olduğunda hemfikirdir. Fakat çocuğun disiplinli olması için en iyi yolun onu disipline etmek mi olduğu pek belirli değildir.
i. Araştırmalar, çocukları cezalandırmanın onları daha hırçın ve saldırgan yaptığını göstermektedir.
b. Çocukları kontrol etmek için güç kullanmaktan vazgeçtiğinizde daha etkili olursunuz.
c. Yetişkinler otoriter kontrol ve hoşgörülü yaklaşım arasında seçim yapmaya çalışmak yerine, etki yoluyla öz-disiplin oluşturmaya odaklanmalıdır.
d. Otoritenin birden fazla anlamı vardır
i. Uzmanlığa dayalı otorite (Uzmanlık Otoritesi)
ii. Pozisyon ya da ünvana dayalı otorite (İş Otoritesi)
1. Karşılıklı olarak anlaşılmış ve kabul edilmiş iş tanımı
iii. Gayriresmi anlaşmalara bağlı otorite (Anlaşma Otoritesi)
iv. Güce dayalı otorite (Güç Otoritesi P)
1. Güç Otoritesi irade dışıdır, diğer tüm otoriteler karşılıklı anlamaya dayalıdır
2. Çocuklar, uymak zorunda olsalar bile Güç Otoritesine saygı duymazlar.
3. İyi niyetli diktatör diye bir şey yoktur

2. Geleneksel Ödül-Ceza yaklaşımı
a. Ödüller ve cezalar dış kontrollerdir; kontrolü kaldırırsanız, davranış değişikliği kaybolur

3. Ödüllerin işe yaramasına neden güvenemeyiz?
a. Davranış iyileştirmesi için ödül kullanımı zordur, ödülün istikrarlı bir şekilde ve hemen verilmesi gerekir
b. Eğer ödülün verileceği zaman sonraya kalırsa, etkisi azalır
c. Çocuğun hoş olmayan davranışları için başkaları tarafından ödüllendirilmesine engel olamazsınız
d. Çocuklar kendi ödüllerini When children can elde edebilir hale geldikten itibaren, işe yaramaz hale gelirler
e. Ödüller elde edilebilir olmazsa, çocuklar kazanmaya çalışmayı bırakacaktır
f. İstenen davranış ödüllendirilmezse, köklenmesi ve yerleşmesi uzun zaman alacaktır
g. Çocuklar içlerinden gelerek değil ödül kazanmak için düzgün davranacaktır. Ödüller kazanmak ve özellikle övgü, çocuğun bağımlı olmasına sebep olacak ve motivasyonunu azaltacaktır
h. Ödülü alamamak ceza gibi gelebilir. Fazla sık ödül almak etkisini zayıflatır.
i. Övgü her zaman işe yaramaz, özellikle bir "Sen-mesajı" içeriyorsa
i. Gordon övgüyü "Kişinin, davranışının ya da özelliğinin sözel olarak olumlu değerlendirmesi" olarak tanımlamaktadır
ii. Övgü'nün genelde gizli bir planı vardır. Eğer sürekli kullanılırsa, samimiyetini kaybeder ya da gerçekten kazanılmış olduğundan şüpheye düşürür
iii. Eğer övgü çocuğun kendi değerlendirmesi ile örtüşmezse, ona basitçe "yanlış" gelecektir ve anne-babasının dürüstlüğünü sorgulayacaktır
1. Birisi bir sorununu paylaşıyorsa, övgü yolu tıkar. Alacağınız tepki muhtemelen "anlamıyorsun" olacaktır
iv. Övgü kardeş kıskançlığı ve rekabet duygusunu azdırır
v. Övgü özgüven ve karar-verme yeteneğini tehlikeye sokar - örneğin, ebevenyleri memnun etmek için kariyer yaparlar.
j. Övgünün etkili alternatifleri
i. Pozitif "Ben-mesajı"
1. Bunu yaptığında iyi hissediyorum.
2. Şunu yaptığında çok sevinmiştim.
3. Böyle yaptığında rahatlamıştım.
4. Şöyle yaptığında çok hoşuma gitti.
5. Öyle yaptığında heyecanlandım.
6. Yine de, bunu anlık, Still have to make it spontaneous, içten gelerek ve gizli hedeflerden arındırılmış şekilde yapmalısınız ( örnek: "saçlarının bu akşamki salınmış halini her zaman topladığından çok daha fazla seviyorum")
ii. Aktif dinleme
1. Dinleyin, anladığınızı belli edecek şekilde tepki verin
2. Ben-mesajları genelde daha iyidir, çünkü çocuğun konuyu değerlendirmesine ve kendi kendine çözmesine imkan verir

4. Cezanın eksiklik ve tehlikeleri
a. Cezanın (aynı ödül gibi) etkili bir şekilde yönetimi zordur
b. Cezaların etkili olabilmeleri için katı olmaları gerekir..bu onları tehlikeli hale getirir
c. Ceza bekçi olmadığında etkisizdir (ve diğre metodlara göre daha az etkilidir)
d. Ceza saldırganlık ve hırçınlığı besler
e. Çocuğunuz büyüdükçe, daha küçükken kullandığınız cezalar işe yaramaz hale gelir

5. Çocuklar kontrole gerçekte nasıl tepki verirler
a. Başa çıkma mekanizmaları
i. Kavga
ii. Kaçma
iii. Teslim olma
b. Güç kullanılması ebeveynlerin hiç hoşlanmadığı davranışları ortaya çıkartır
c. Araştırmalar göstermiştir ki, çocuğa karşı güç kullanmanın çok olumsuz sonuçları olmaktadır
i. Suç
ii. Sinir hastalıkları
iii. Düşük öz-güven
iv. Uyuşturucu bağımlılığı
d. Güç kullanmak, etkinizi kaybetmenize yol açar
e. Güç kullanmayı bırakmak etkinizi geri kazanmanızı sağlar.
 
Ev Yapımı Yapıştırıcı Tarifi


Malzemeler:

2 çorba kaşığı mısır şerbeti (bunun yerine 2 çorba kaşığı şeker, 1 çorba kaşığı su kaynatılır)
2 çorba kaşığı elma sirkesi
3/4 bardak su
1/2 bardak mısır nişastası
3/4 bardak çok soğuk su
Hazırlanışı:

Şerbet, elma sirkesi ve oda sıcaklığındaki suyu karıştırıp, kaynayana kadar ısıtın. Başka bir kapta mısır nişastası ve çok soğuk suyu karıştırın. Mısır nişastalı karışımı, kaynamakta olan kaba çok yavaş bir şekilde karıştırarak akıtın. Homojen hale gelene kadar karıştırın. Ateşten alın ve gece boyunca dinlendirin. Hava almayan bir kapta saklayın.
 
febicim kolay gelsin sana.yeni evinizde mutlu paylaşımlar...
fikriyecim çokkk çokkk teşekkürler sanada bilgiler için. bende bugün biraz ertelediğim kitaplara göz gezdirmiştim.buna benzer yaklaşımlar vardı özgüven kazanımıyla ilgili ama teorik olarak anlamakta biraz güçlük çekiyorum yapa yapa öğreneceğiz sanırım. birçok şeyide meğer bilmeden doğru yapıyormuşum aslında.
1 yaşından iki yaşına kadar bebeğiniz adlı kitapta son aylardaki gelişim bilgileri kalmıştı orda aya göre oyunlarda bizim yaptığımız aktiviteler vardı. hatta ahşap bltaklar 20. aydan sonraydı. bizimkiler gayet iyi videolardanda gördük herkesi. bu ahşap bultakların faydasını okulda en çok göecekmişiz harfleri doğru yerleştirme kavrama olarak.
ritm çalışmaları var bide benim pek yapmadığım müzik aletleriyle yapılan. ama uras müzik aletlerinde çok sesli çalıştığından hatta piyanosunun tepesine çıkıp ayaklarıyla basdığından şimdilik hiç taraftar değilim davul dümbelek işlerine.müzik çıkınca oynuyo zaten rap yapar gibi eller yerde.
dün şevvalle urası alıp migrosa gitmiştik. arabaya binmeyen oğlum şevvalden görip bindi.sadece kitap reyonunda indiler kitapları yerle bir ettiler kendileri kitap seçti.urası görseniz koca bi kitap almış taşıyamıyor bile bırakmıyoda neyse dikkatini dağıtıp çocuk kitabıyla değiştirdik. bugün şevvali aradığımda ne yapıyor diye. hazırlanmış beni bekliyormuş attaya gidip( uras öyle diyor diye migrosa atta demeye başladı dil gelişimi negatif yönde de böyle etkileniyor)kitap seçeceklermiş urasla. çok hoşuma gitti.eve gelince urasada anlattım şaşkın şaşkın dinledi söval yok tühh tüüüü tühhh dedi:))))
 
Afferin Urasa bak annesi okumuş olcak bu çocuk.Kızlara dikkatine kaçırmayın delikanlıyı :)))))))))))))9

Bazı oyunlarla erkenci mi davraniyorum diye şüphem oluyor ama yapınca ve ilgisini çeiyorsa neden olmasın diye de düşündüm.Bu aralarda Sanberk o kadar çok sevdiği puzzeleriden sıkıldı.Ben de sakladım 1 tane braktım tekrar oynama isterse diye.Ama şuan daha çok koşma,zıplama,evi dağtmakla mecgul.


bide ne yapayım artık son 10 gün oldu bile çok değişti oyuncaklatı atıyor bize de fırlatıyor.En korktuğu da tv ye de atıyor.Sanki yapma dediğimiz için daha çok yapıyordur.
Önceden kakasını söylerdi şimdi yaptığına rağmen yapmadım diyor.
Ben nasıl davranmaıyım ne deyım hiçbir fiikrim yok.ıYilikle deniyorum kötülükle denedim hiçbir şey işe yaramıyor.Görmemezlikten geliyorum durum daha iyi sanki atar bağrırı lkendi kendi duruyor ama bu defer başka bişey buluyor.
 
saol mayacım teşekkür ederim cnm ..

fikriye yazıları okudum bu sefer .. faydalandım teşekkürler.. ben de çok mu kızıyorum diyodum merveye ama arada kızmak lazımmış ..

uras çok şeker maaş. şevval iniz de bir şans.. yeni evde benim kıza uygun yaşta birileriyle tanışırım inş. bina yeni daha üçte biri anca dolu yaza kadar dolar ama hepsi satılmış.. şansıma inş. merveyle yaşıt birini buluruz ..

fikriye bu zamanları böyle geçiyo sanırım havalar ısınsın salarız kapıya evler biraz rahat eder .. yoksa ben de kafayı yiyecem düzen kurmaya çalıştıkça farem peşimde bozuyo her tarafı.. banyoda balon yatak odasından lego çıkıyo .. ıslak mendil de baş belası .. çocukla dağınıklığın çaresi yok .. bir resim eklim durun .. sizin ev de buna benziyo mu bakeemm ...
 
merhaba arkadaşlar birkaç gündür yazamıyorum,,annem gidince bir hüzün çöktü yiğitle bana,,canımız hiçbişey yapmak istemedi,,bugün çok büyük temizlik yaptım,,perdeler,halılar,yerler vitrinler,camlar derken akşamı ettik,,sonra kardeşim geldi deepoya gezmeye gittik birde,,kollarım titredi orda gezerken,,bide yiğit üstüne delirmiş gibi koştu durdu,,3 kişi zor baktık,,

hoşgeldin febicim,,
aynı yaramazlık durumları bizdede var,bende bir odayı topluyorum,ordan çıkmadan arkamdan yiğit dağıtıyor zaten,kapı asla kapalı olmayacak,,açmak zorundayız yırtınır çünki,,haılarımızın köşesi asla kıvrılmış olamyacak çılgın gibi kendini yerlere atıp ağlar,hemen düzelmeli orası,,

fikriyecim yazılarını okudum,çok güzel teşekürler,güzel fikirler verdi
 
video süpermiş ya maşallahhhhhh benim burakta çok seviyor ama gezerek yiyyor vermiyorum ama ben dilimliyordum böyle hoşuma gitti deniycem ayşecim iyi fikir oldu

fikriyeciğim her zamanki gibi süper bilgiler paylaşmışsın çokk sağol
 
aynur söyleyince geri gidip tekrar açmayı denedim bu sefer açıldı video.Bayıldım ama çok güzel yedi maaşallah şapırdata şapırtada canım portakal çekti valla :)) bende dilimleyip veriyorum duruya böylede denemek lazım.

fikriyecim bilgiler için teşekkürler canım şu dönemde tam gerekli olan bilgiler.

feridecim hoşgeldin şekerim mucckksss..
 
Arkadaşlar umarım bu bilgiler hepimize çok yararlı olur.Gerçekten bu dönemde çocuk yetiştirmekten çok zorlanıyorum nasıl davranmam gerektiğini hiç bilmiyorum.
 
Ayşe en sonunda Yiğitin videosunu izleyebildim.Çok çok şeker ya onu gördükçe benim de portakal yiyesim geliyor. Bide ne kadar temeiz yiyor maşallah ona.Bide sana veriyor sen istemeyince kızdı biraz galiba. :))))))))))))) Hm bide portakal seviyor diye başını sağlıyor çok şeker ya. 41 kere maşallah. O tontiş yanakları öp benden.
 
teşekür ederim canımm,,bu günlerde en sevdiği şey portakal ve suyu,,1 sürahiyi içer,,çok abartmadan veriyorum,,deneyin sizde kızlar çok faydalı,tam mevsimi,,bana niye veriyor fikriyecim biliyormusun portakalın diğer yarısı ordaydı,,eski şeyleride sevmez,1 ısırık atacak bırakıp yenisini yiyecek,çok fena,,
 
Yfrog - p3041990

yiğit yapbozda ilerleme kaydetti:))
fikriyecim teşekür ederim..öpüyorum

Yfrog - p3071991

kızlar düzeltilmiş hali,,yiğitin portakal sevdası bu

maşallah yiğite ..çok güzel yemiş portakalı...
video yu da güzel olmuş..yardımcı olamadım üzgünüm...
ama yiğit süper ya...
portakalı hani karpuz gibi dilim dilim kessen belki o zaman yarısını bırakma gibi bir durum olmaz....
 

Baksen uyanığa bak,ben de annesine veriyor zanettim mer eskisi veriyormuş yenisini istiyormuş hehehee.maşallah kuzuya.Annelik ne kadar değişik bişey.Dün değilde bi önceki gün portakal kesmiştim istemedi sanberk neyse oturup ben yiyecektim çok da güzel çıktı portakal.Beni görünce özendi galiba aldı hepsini yedi ben tek 1 dilim yemiştim. Abim olsaydı kavga etmiş olrduk ama kendim çocuğum olunca bana kalmadı diye çok çok mutlu oldum :)))))))))))
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…