• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Bedenim eskiyor

Geçmiş olsun, sağlıkçı değilim, ilaç kimyasalları konusunda biraz bilgim var sadece. Bende güneşe karşı hasasımdır ama sabah güneşi en masumudur, bilginiz olsun.
Ben de ilaclar konusunda meraklıyımdir, eczacılık okumayi istemistim bir dönem :) kullandigim ilaçlar konusunda da, prospektusunu okuduklarim.hakkinda da az da olsa bilgi sahibiyim diyebilirim :)
 
Canım bu konulards bilgi sahibisin galiba ben geçen ay d vitamini kullandım sıvı olanlardan tekrar kullanmama gerek varmı yaz da geldi balkona çıkıp 15 dakka güneşleniyorum hergün
D vitamini ölçümü yaptirirsaniz daha iyi olur. Sıvı derken kasiga döküp icilen mi yoksa ampul seklinde mi? Ampuller yüksek doz D vitamini iceriyor, bir tahlil yaptırıp degerinize baktirirsaniz daha sağlıklı bir netice alabilirsiniz.
Mesela bana o ampuller yasak, yuksek doz oldugu icin. Ama damla seklinde günlük kullaniyorum suya damlatarak diyor ama ben çay kasigina döküp ardindan bir bardak su iciyorum.
 
Canım bu konulards bilgi sahibisin galiba ben geçen ay d vitamini kullandım sıvı olanlardan tekrar kullanmama gerek varmı yaz da geldi balkona çıkıp 15 dakka güneşleniyorum hergün
Böyle konuşmam doğru değil, ben yaz aylarında d vitamini kullanmam, çocuklara da vermem, kısa kollu ile gezseler yeter
 
Ben 40 ıma geldim.Bu gün aynı şeyi düşünüyordum.Konunuz denk geldi.
Herşey stresten gerçekten.Stres kemirgen gibi bitiriyor insanı..Vücudu değilde kafayı değiştirebilsek..
Artık üzülmiyicem diyorum ama elde değil.
 
D vitamini ölçümü yaptirirsaniz daha iyi olur. Sıvı derken kasiga döküp icilen mi yoksa ampul seklinde mi? Ampuller yüksek doz D vitamini iceriyor, bir tahlil yaptırıp degerinize baktirirsaniz daha sağlıklı bir netice alabilirsiniz.
Mesela bana o ampuller yasak, yuksek doz oldugu icin. Ama damla seklinde günlük kullaniyorum suya damlatarak diyor ama ben çay kasigina döküp ardindan bir bardak su iciyorum.
Yok canım ampul şeklinde değildi normal küçük kutudaydı doktoruma söyledim tahlil yapmadan direk verdi kadın doğum doktoru yoğurda 4 damla ekleyip tükettim bende
 
Bel ağrılarım vardi, doktorum kemik ölçümü istedi. O sekilde çıktı, o zaman baslangic deniyordu ama aslinda kemik yoğunluğunda azalma diye geçiyor tıbbi acidan. Zamanla artti tabii. Artik bel agrilarimi eskisi kadar hissetmiyorum, var ama alistim. Eklemlerim arada ağrır, cabuk yorulurum ama bununla yasamaya da alistirdim kendimi. Ben kucuk yaslarda kortizon tedavisi gördüğüm icin o yaşta çıktı yani benimkisi ilaclara bagli bir durum.
Allah yardımcınız olsun inş daha fazla ilerlemez Rabbim şifanızı versin 🧡
 
Zaten riski yok iyi huylu ki biliyorsunuzdur sizde.
Bence problem 32 yil boyunca basi agirisini bile bir elin parmaklari kadar ceken (5) sizin sonrasinda Myom'la tanismaniz ve bunun bir baslangic (ki bu mental) oldugunu dusunmeniz.Myom pms'e d+1 ekler yani kansizliga neden olabilir.Kansiz olunca yorulma,halsizlik ve buna bagli olarak surekli uyuma ihtiyaci hissettir.Yani abartmiyorsunuz teshis zaten bunu gerekli kiliyor.Yorulmaniz,yorgun hissetmeniz dogal Myom tanisi konmussa.
 
Arkadaşlar normal hastalıklarımızın, atıyorum eskiden hiç grip olmazdım, şimdi hemen yataklık oluyorum, cart curt otoimmun sıkıntıları hasıl ettiği dediğimiz şeylerin %90'u bağırsak kaynaklı.

Afedersiniz mok gibi besleniyoruz, üzerine antibiyotikler içiyoruz, yetmedi bol bol koruyuculu paketli gıdalar tüketiyoruz, çoğusunu doğum sırada anneden aldığımız, sonra yıllarca zar zor azıcık çoğalttığımız yararalı bağırsak kültürümüz mefta oluyor. 30'a kadar bize dayanmaları mucize zaten bu şartlarda. Sonra bağışıklık elbette diplerde. Hoşgeldin hastalıklar! Unlu şekerli, sütlü beslenmeye devam...bağırsak çepherimiz de ziyan. Oldu mu geçirgen bağırsak sana... emilmesi ya da atılması gerekilen şeyler kana karışsın, zavallı vücud onu temizleyeceğim diye uğraşsın, her yer inflamasyon tabi bu süreçte. Onun devamı da sizi ömür boyu ilaca mahküm edecek otoimmun hastalıkları.

Temiz beslenen, fermente gıdalar, prebiotik takviyeler tüketen, biraz da hareket eden herkesin hayat kalitesi mutlaka artar
 
D vitamini ölçümü yaptirirsaniz daha iyi olur. Sıvı derken kasiga döküp icilen mi yoksa ampul seklinde mi? Ampuller yüksek doz D vitamini iceriyor, bir tahlil yaptırıp degerinize baktirirsaniz daha sağlıklı bir netice alabilirsiniz.
Mesela bana o ampuller yasak, yuksek doz oldugu icin. Ama damla seklinde günlük kullaniyorum suya damlatarak diyor ama ben çay kasigina döküp ardindan bir bardak su iciyorum.
Canım yağ ile alsan emilimi garanti olur. Bir de kemik öncelikli kullanıyorsan D3 + k2 damlaları tercih et. Her 10 kg ya 1 damla, atıyorum 50 kg'san 5 damla gibi
 
Arkadaşlar normal hastalıklarımızın, atıyorum eskiden hiç grip olmazdım, şimdi hemen yataklık oluyorum, cart curt otoimmun sıkıntıları hasıl ettiği dediğimiz şeylerin %90'u bağırsak kaynaklı.

Afedersiniz mok gibi besleniyoruz, üzerine antibiyotikler içiyoruz, yetmedi bol bol koruyuculu paketli gıdalar tüketiyoruz, çoğusunu doğum sırada anneden aldığımız, sonra yıllarca zar zor azıcık çoğalttığımız yararalı bağırsak kültürümüz mefta oluyor. 30'a kadar bize dayanmaları mucize zaten bu şartlarda. Sonra bağışıklık elbette diplerde. Hoşgeldin hastalıklar! Unlu şekerli, sütlü beslenmeye devam...bağırsak çepherimiz de ziyan. Oldu mu geçirgen bağırsak sana... emilmesi ya da atılması gerekilen şeyler kana karışsın, zavallı vücud onu temizleyeceğim diye uğraşsın, her yer inflamasyon tabi bu süreçte. Onun devamı da sizi ömür boyu ilaca mahküm edecek otoimmun hastalıkları.

Temiz beslenen, fermente gıdalar, prebiotik takviyeler tüketen, biraz da hareket eden herkesin hayat kalitesi mutlaka artar
Kesinlikle katılıyorum.

Peynir ve süt tüketmediğim zamanlar kendimi çok daha iyi hissediyorum. Bunun yanında günde bir bardak kefir ve bir porsiyon yoğurt muhakkak tüketiyorum. Gerçekten çok faydası oluyor.
 
Arkadaşlar normal hastalıklarımızın, atıyorum eskiden hiç grip olmazdım, şimdi hemen yataklık oluyorum, cart curt otoimmun sıkıntıları hasıl ettiği dediğimiz şeylerin %90'u bağırsak kaynaklı.

Afedersiniz mok gibi besleniyoruz, üzerine antibiyotikler içiyoruz, yetmedi bol bol koruyuculu paketli gıdalar tüketiyoruz, çoğusunu doğum sırada anneden aldığımız, sonra yıllarca zar zor azıcık çoğalttığımız yararalı bağırsak kültürümüz mefta oluyor. 30'a kadar bize dayanmaları mucize zaten bu şartlarda. Sonra bağışıklık elbette diplerde. Hoşgeldin hastalıklar! Unlu şekerli, sütlü beslenmeye devam...bağırsak çepherimiz de ziyan. Oldu mu geçirgen bağırsak sana... emilmesi ya da atılması gerekilen şeyler kana karışsın, zavallı vücud onu temizleyeceğim diye uğraşsın, her yer inflamasyon tabi bu süreçte. Onun devamı da sizi ömür boyu ilaca mahküm edecek otoimmun hastalıkları.

Temiz beslenen, fermente gıdalar, prebiotik takviyeler tüketen, biraz da hareket eden herkesin hayat kalitesi mutlaka artar

ya konu sahibine ayy ben de ben de dememek için zor tutuyorum kendimi
resmen benim leş beslenme tarzım
her seferinde böyle beslenip uykudan ölür şekilde yatıp uykumu alamamış şekilde kalkıyorum.
güzel beslenmeye başlasam düzelir mi çeperciğim nolur düzelsin.
otoimmum hastalığım pek yok belki yorgunluk da bir hastalıktır ama ben eminim hareketsizlik/ sporsuzluk /rezil beslenme şekilden 10 yaş yaşlandım. Cildim bile kötü, kilo aldım. Depresyondayım
 
ya konu sahibine ayy ben de ben de dememek için zor tutuyorum kendimi
resmen benim leş beslenme tarzım
her seferinde böyle beslenip uykudan ölür şekilde yatıp uykumu alamamış şekilde kalkıyorum.
güzel beslenmeye başlasam düzelir mi çeperciğim nolur düzelsin.
otoimmum hastalığım pek yok belki yorgunluk da bir hastalıktır ama ben eminim hareketsizlik/ sporsuzluk /rezil beslenme şekilden 10 yaş yaşlandım. Cildim bile kötü, kilo aldım. Depresyondayım
Bacım deneyim konuşuyor, 30 dan sonra yaptım test ettim, yeniden 18 oluyorsun, sindirim olsun, uyku düzenin, moralin olsun.. mesele yaşda değilmiş, yıllarca hoyratça tükettiğimiz bağışıklığa hiç destek vermemekmiş.

Bak dinle sen beni, 45 gün dene şu dediğimi, sıfır gluten, sıfır rafine şeker, patates, pirinç, paketli gıda yok... yerine koy yeşilliği, elma sirkeli suları, turbunu, turşunu, kaliteli proteini... değişen bişey olmadı dersen, gel beni burada bul :D
 
Bacım deneyim konuşuyor, 30 dan sonra yaptım test ettim, yeniden 18 oluyorsun, sindirim olsun, uyku düzenin, moralin olsun.. mesele yaşda değilmiş, yıllarca hoyratça tükettiğimiz bağışıklığa hiç destek vermemekmiş.

Bak dinle sen beni, 45 gün dene şu dediğimi, sıfır gluten, sıfır rafine şeker, patates, pirinç, paketli gıda yok... yerine koy yeşilliği, elma sirkeli suları, turbunu, turşunu, kaliteli proteini... değişen bişey olmadı dersen, gel beni burada bul :KK70:

kız gluten diyeti yaparım da patates de yok pirinç de
ne yiycem. Hiç mi oluru yok ikisinin. Bak diğerlerini yapabilirim annem gluten hastası zaten aşinayım da...
 
cart curt otoimmun sıkıntıları hasıl ettiği dediğimiz şeylerin %90'u bağırsak kaynaklı.
Aynen, bağışıklık bağırsak florasının ne kadar sağlıklı olduğuna bağlı. Flora bozulursa bağışıklık zayıflar hatta çökebilir bile.

Herkesin beslenme şekli ya da nasıl desem herkes aynı şeyleri yese dahi vücutlarının verdiği tepki farklıdır, kimi süt ve süt ürünlerine tepki gösterir kimine iyi gelir, yalnız temelde olması gereken doğal beslenmektir, paketli hazır gıdalardan, hormonlu gıdalardan, boyalı katkılı kimyasallı yiyecek ve içeceklerden uzak durmak şart.

Ve tabii ki günümüzde çok mümkün olmasa da stresten de olabildiğince uzak durmak lazım, stres de bağırsakları etkiliyor dolayısıyla vücudumuzu.

Güneşe çıkması yasak olmayanlar lütfen her gün 11-15 saatleri arasında en azından 15 dakika güneşlenin, koruyucu sürmeden balkona terasa veya direkt açık havaya çıkın kollarınızın bacaklarınızın güneş görmesini sağlayın, güneşten yalnızca doğal D vitamini almıyoruz, bağışıklık sistemimizi de güçlendiriyor, ruhumuzu da güçlendiriyor, tabii çıkıp saatlerce durmayın fazlası yarar değil zarar getirir ama 15-20 dakika güneşlenmek vücudumuzun ihtiyaçlarını karşılar.
 
Aynen, bağışıklık bağırsak florasının ne kadar sağlıklı olduğuna bağlı. Flora bozulursa bağışıklık zayıflar hatta çökebilir bile.

Herkesin beslenme şekli ya da nasıl desem herkes aynı şeyleri yese dahi vücutlarının verdiği tepki farklıdır, kimi süt ve süt ürünlerine tepki gösterir kimine iyi gelir, yalnız temelde olması gereken doğal beslenmektir, paketli hazır gıdalardan, hormonlu gıdalardan, boyalı katkılı kimyasallı yiyecek ve içeceklerden uzak durmak şart.

Ve tabii ki günümüzde çok mümkün olmasa da stresten de olabildiğince uzak durmak lazım, stres de bağırsakları etkiliyor dolayısıyla vücudumuzu.

Güneşe çıkması yasak olmayanlar lütfen her gün 11-15 saatleri arasında en azından 15 dakika güneşlenin, koruyucu sürmeden balkona terasa veya direkt açık havaya çıkın kollarınızın bacaklarınızın güneş görmesini sağlayın, güneşten yalnızca doğal D vitamini almıyoruz, bağışıklık sistemimizi de güçlendiriyor, ruhumuzu da güçlendiriyor, tabii çıkıp saatlerce durmayın fazlası yarar değil zarar getirir ama 15-20 dakika güneşlenmek vücudumuzun ihtiyaçlarını karşılar.

bu da katılıyorum
aman aman muhakkak çıkmamalısın denilenler hariç güneşe biraz maruz kalmak lazım
hep yasaklar masaklar ev iş derken temiz havasızlık güneşsizlik yüzünden de çöktük
 
kız gluten diyeti yaparım da patates de yok pirinç de
ne yiycem. Hiç mi oluru yok ikisinin. Bak diğerlerini yapabilirim annem gluten hastası zaten aşinayım da...
Pirinç ve patates basit şeker, direkt kana karışıp şekerini fırlatıyor, sofra şekerinden çok farkı yok. Bir de araştırın pirinç de arsenik yüksek, patates ise tarım ilaçlarını sünger gibi çekiyor... fzararı faydasını 4 'e katlar. inan yemezsen bir süre hiç de aramıyorsun.

Bunların yerine ben hayatıma karabuğdayı kattım, dolmada çorbada salata da efsane...kendisi hem prebiyotik, hem de tahil değil. Kısırdı, sebzeli pilavdı canım çeker diyorsan kinoa diye bişey var, 1 kase ye tüm gün tok kal ;)
 
bu da katılıyorum
aman aman muhakkak çıkmamalısın denilenler hariç güneşe biraz maruz kalmak lazım
hep yasaklar masaklar ev iş derken temiz havasızlık güneşsizlik yüzünden de çöktük
Aslında sağlıklı kalmak, bazı hastalıklarımız olsa da en azından yaşam kalitemizi arttırmak istiyorsak doğadan yararlanmamız gerekiyor.
Güneş doğal bir şifa kaynağıdır, 5 saat güneşte kalınmamalı ama her gün kendinize şöyle yarım saat kadar zaman ayırın, balkona çıkın veya dışarı çıkın hem yürüyüş yapın hem güneşten yararlanın, doğada yetişen şeyleri tüketin, su içmeyi asla ihmal etmeyin, ruhla bedenin koordineli olduğunu düşünüyorum, bedeninizi yanlış beslerseniz ruhunuzda etkileniyor, mesela hiç güneş görmeyen ülkelerde depresyon güneş gören ülkelere göre fazla görülür, beslenme şeklinize göre de hastalıklarınız olur.

Hastalandığımızda elbette doktor kontrolünde ilaç kullanmalıyız ama aklımıza estikçe çerez gibi ilaç tüketmemizde vücudumuzun dengesini bozuyor, örneğin her baş ağrısında ağrı kesici almak bir süre sonra o ilacın bize etki etmemesine sebep oluyor.

Başım ağrıdığında başa çıkabileceğim gibi bir ağrıysa buz torbası, okaliptüs yağı gibi şeyler kullanarak geçiririm, dayanamayacak ağrıda ilaç içerim ve ilacı tam içmem yarım ağrı kesici yetiyor bana çünkü vücudumu ona alıştırmadım.
Boğazım çok hafif ağrırsa limon tarçın karanfille alt ederim vs
 
çok geçmiş olsun. derdiniz bana hem hocalarımın hem büyüklerimin söylediği 'atlet giy taşa oturma çocuğun olmaz. terleyince su içme. saçını ıslak bırakma. uykusuz kalma.' tarzı öğütlerini hatırlattı. acısını yaşın ilerleyince çekersin diyorlardı. sanırım haklılarmış. çok geçmiş olsun acil şifalar dilerim.
 
Bacım deneyim konuşuyor, 30 dan sonra yaptım test ettim, yeniden 18 oluyorsun, sindirim olsun, uyku düzenin, moralin olsun.. mesele yaşda değilmiş, yıllarca hoyratça tükettiğimiz bağışıklığa hiç destek vermemekmiş.

Bak dinle sen beni, 45 gün dene şu dediğimi, sıfır gluten, sıfır rafine şeker, patates, pirinç, paketli gıda yok... yerine koy yeşilliği, elma sirkeli suları, turbunu, turşunu, kaliteli proteini... değişen bişey olmadı dersen, gel beni burada bul :KK70:
Ne kaldı geriye offf😞
 
çok geçmiş olsun. derdiniz bana hem hocalarımın hem büyüklerimin söylediği 'atlet giy taşa oturma çocuğun olmaz. terleyince su içme. saçını ıslak bırakma. uykusuz kalma.' tarzı öğütlerini hatırlattı. acısını yaşın ilerleyince çekersin diyorlardı. sanırım haklılarmış. çok geçmiş olsun acil şifalar dilerim.
Bu kesinlikle doğruymuş.
Şundan 4 sene önceye kadar(doğumlardan önce), sinüzitim olmasına rağmen kar yağarken bile su damlayan saçımla dışarı çıkardım, mont kullanmazdım elimde aksesuar tarzı dururdu.
Atlet çorap nedir bilmez, giyene gülerdim ‘yaşlı mısın sen ne atleti ya’ diye.
Yaz kış tshirt giyer, bir şalla hallederdim ısınma olayını, saatlerce yüzebilirdim, nefesimi 1,5 2 dk tutabilirdim.

Bugün evde duş aldığımda değil ıslak saçla durmak, çorap ve atletsiz şu sıcak havada bile titriyorum.
2 kat merdivenle nefes nefeseyim, 10 dk yüzsem perişanım.
Gençlik güzel şey ama kısa ömürlü, 27 den sonrası yokuş aşağı, beden ise layığıyla bakılmayı hakediyor.
 
Back
X