Ben bu kadarda bırakmam diyen kitle hadi koşun hemen feyZbokunuza.

Analar ağlamasın…
Bir “baba” göndermiş:
“Oğlum orada. Korkar mı? Bilmiyorum. Ateşlendiğinde başında nöbet tutardım, hasta olursa revire çıkabiliyor mu acaba? Akşam biraz gecikse, evhamlanırdık, gözümüz yollarda kalırdı. Şimdi, haftada bir telefon edebilirse, ne mutlu bize; kötü bir haber gelir mi korkusu ile… Sahi, neden telefon etmek yasak bu kadar? Vatan için ölmesi beklenen evlatlarımız casus mu? Sevdiği kız var mıydı… Bilmiyorum. Hiç söylemedi. Kimbilir, yüreğinde hangi fırtınalar esiyor oralarda… Babalar Günü’nde aradı en son… İyiyim dedi. Her şey güzel, merak etme dedi. Teselli etti. O mu evlat, ben mi, bilemedim. Bildiğim şu… Güle oynaya, seve seve gitti. Oğlumu gönderdiğim gibi canlı, sağ salim geri isterim.”

*

“Bedelliler evlat…
Bizimkiler zayiat mı?”

*

“Bırakın bize insan muamelesi yapmalarını, tekerlekli sandalyemizi yürütecek kaldırım bile yapmıyorlar. Çarşıda, alışveriş merkezinde dolaşan… Dolaşabilen gazi gördünüz mü siz hiç?”

“Mücadele et dediler, mücadele ettik. Bize mücadele et diyenler, mücadele ediyor mu?”

*

Bir astsubay yazmış…
Her okuduğumda ve size aktarırken bile tüylerimi diken diken eden, mizahi kahrediciliğe, kahraman cesaretine dikkatinizi çekerim: “Bülent Arınç, teröristlerin silahları vardı diyor. Protezime bakarak endişeleniyorum: İster misin bana ateş etsinler!”

*

“Hava Kuvvetleri’nden emekli kurmay yarbayım. Eşimin babası, Kore gazisi… Kendi toprakları için savaşmış gazilerin torunlarına bile sahip çıkıyorlar. İki çocuğumuz var, Güney Kore firmasının gazi torunlarına verdiği bursla okuyorlar. Kore Hükümeti, Türk gazilerin torunlarını her sene yaz kampına götürüyor. Kore üniversitelerinde, burslu, master ve doktora imkânı tanıyorlar. Geçenlerde, Muharip Gaziler Derneği’ndeydim, Kore ve Kıbrıs gazileriyle sohbet ettim. KKTC büyükelçilerimiz bir kez bile gelmemiş. Güney Kore Büyükelçisi ise, eşi ve askeri ataşesiyle birlikte sürekli ziyaret ediyor.”

*

“Eşim askerdeyken bileğini kırdı. Hastane odamızda, bacakları olmayan, yüzünde derin yaralar bulunan bir genç vardı; Cemil… Dokuz ay komada yatmış. Ölür demişler, uyanmış. Öylesine hayat doluydu ki, bileğimizdeki kırıktan utanıyorduk. Boşverin, vatan sağolsun diyordu. İş bulmuştu, çalışıyordu. Zaman zaman yaraları nüksediyor, açılıyormuş… Anacığına tedaviye gittiğini söylemiyor, eğitime gidiyorum diyormuş. ‘Anam yaşlı, üzülmesin, şekeri var’ diyordu.”

*

“Askeri hastanede nöbetçiydim. Gün ağarmak üzere, santral aradı, mayın vakası geliyor. 40 dakika mesafede, kan grubu A RH pozitif… Ameliyat ekibine haber verin, aynı kan grubuna sahip 10 kişi bulun dedim. Helikopter indi. Koşarken, bir er gördüm, çökmüş duvar dibine, hüngür hüngür ağlıyor. Arkadaşın mı oğlum? Değil komutanım, benim kanımı almıyorlar, B miymiş neymiş benimki.”

*

“Bölgede, askerlerin tedavisinde çalışan bir annenin kızıyım ben… Onlarla büyüdüm. Hayatta kaldığına şükretmez, ölmediğine üzülmez, arkadaşlarıyla dağlarda olamadığına ağlar onlar.”

*

“Gelmeseler de olur, bayramda arasalar yeter.”

“Kafasına isabet eden kurşunla, iki defa kalbi duran, üç defa beyin ameliyatı geçiren, 111 gün komada kalan gazimiz Fırat’a, ev yaptırıyoruz. Kastamonu Tosya’da kampanya başlattık, iki senede 103 bin lira topladık. İnşaatta kullanmak üzere, manevi temsil için, 81 şehrimizden birer kavanoz toprak getirdik, nihayet temeli attık. Protokolümüz en öne kuruldu, bağışçılara teşekkür bile edilmedi.”

*

“Apo’yu eve çıkarmaya çalışanlar, lütfedip önce bize birer tek göz oda versinler, Apo’nun villasını bahçesini sonra düşünsünler.”

“Eşim ve kızımla beraber, Bodrum’daki kampa gittik, emekli hekim asker arkadaşlarımızı ziyarete… Tekerlekli sandalyeyle gazileri gezdiriyorlardı. Rehabilitasyon için getirilmişlerdi. Fiziki görünümlerini anlatmama dilim varmaz ama… Bana en çok dokunan, çok istememe rağmen, onlarla iki kelime konuşamamak oldu. Konuşmuyorlardı. Günaydın’larımıza bile cevap vermiyorlardı. Onları gezdiren arkadaşları, üstelemeyin lütfen diyorlardı, bizimle bile konuşmazlar. Bir insanın, konuşmayarak bu kadar çok şey anlatabildiğini o gün, orada anladım.”

*

“Vatani görevimi mayın arama dedektörü kullanarak yaptım. Mayına basmadım. Çatışmaya girmedim. Hiç yara almadım ama… Sivil hayatıma normal insan gibi devam edemediğimi söyleyebilirim. Aradan üç sene geçti. Yürürken yerinden oynayan bir kaldırım taşının, yüreğimdeki anlamını size tarif edemem.”

“Kuş sesleri, hatta sinek vızıltıları bir anda kesilir, makasın kâğıdı kestiği gibi, bir anda… Sırtüstü yapışırsın yere, uğultuların arasında mayın kelimesini ayırt edersin sadece… Masmavi gökyüzüne bakarken bulursun kendini, arkadaşların bi şeyin yok diye bağırır, bilirsin ki, bacağın yok… Hep o soru çınlar aklında, tekrar tekrar, neden ben, neden ben?”

*

“Bastım… Bayılmışım. Helikopterde ayıldığımda dedim ki kendime, kızıma nasıl söyleyeceğim?”

*

Faturayı ödeyemediği için elektriği kesilen mi ararsın, üç kuruş kredi borcundan icralık olan, eşyaları haczedilen mi.

*

Şarapnel gibi yağıyor mesajlar, sağanak şarapnel gibi… Bilmiyorum artık, vicdanımızın neresine denk gelirse.

Mehmetçiklerin anaları,babaları,gazilerimizin mesajları bunlar.

Üzerine yorum yapamıyorum ki......ÇOK ACI
 
KAZEN Abi,

Sanıyorum ben yanlış anlaşılmaya sebebiyet verdim özür dilerim...

Ben anlamadım,Kazen bey bize mi ''''BİR AVUÇ ZAVALLI ''' demiş.

Eğer öyleyse ben burda Kazen Beyin ortalığı karıştırmaya çalıştığını düşünürüm.

Konuyu açan o.

Çok zeki bir adam olduğu için bu konun içine siyasetin karışacağını da çok iyi bildiğinden de eminim.

Ortaya bir yem atıp sonrada tartışanlara hakaret ediyorsa farklı niyetler ararım ben.

Kaldı ki konunun gidişatından rahatsız olan uyarı gönderir,yada konuyu kapatır.

Eğer o laf bizeyse kendisine aynen iade ediyorum.

Değilsede özür dilerim.
 



Terörün beslendiği kaynak siyasidir ve çözümü de siyasi olacaktır.
Bazı siyasiler döneminde terör tavan yapıyorsa,
Verilen haklar!!! terör örgütünün sözde aradığı haklara karşılık geliyor ama yetmiyorsa,
Kendilerinin siyasi arenadaki temsilcileri sürekli eylemleri ile ilgili açıklama yapıyorsa,
Askeri operasyonlar bir başarı sağlamıyorsa bu sorun siyasidir...

Terör örgütü iddia ettiği gibi yöre halkının hakkını aramıyor, kendine dünyanın
siyasi görüntüsünde yer arıyor... Siyasi bir sınır, siyasi bir harita istiyor...

Benim gibi bir çok insan için zaten Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni vs ayrımı yok.
Eminim sizin için de yoktur. Yani biz kucaklaşabiliyoruz aslında. Siyasilerin
oturup ayrışmaya neden olan unsurları çözümlemesi gerekli. Ama tabi bu
sadece iktidarın görevi değil, oradaki 550 kişinin görevi . Biz onları oraya
sesimize ses olsun diye gönderiyoruz. Öncelikle onların uzlaşmacı olup, dayatmacı
siyaseti bırakmaları gerekiyor. Herkes kendi borusu ötsün istiyor. Durup dinleyen,
çözüm için üreten yok. Çünkü oraya giden vekillerin hiçbir ama hiçbiri halk refahı
için gitmiyor. Giden, kendi geleceğini garanti altına almak derdinde. Kızı, oğlu,
damadı, amcası, halası daha rahat yaşasın, sınırsız haklara sahip olsun diye...
Amacı gerçekten halkın derdine derman olmak olan zaten ikinci bir defa girmiyor
o seçime. Bulup böyle kişilerin anılarını, görüşlerini, röportajlarını okuyabilirsiniz.
Köşe bucak kaçıyorlar siyasetten...
 
Siyasetle ilgilenmeyen aydınlari bekleyen sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktir.

Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden, içerideki cephenin suskunluğudur...

...Demiş Atatürk. Yeterli ve düşündürücü bir cevap değil mi?
 
Adamlar, 109 düsman askeri öldürüldü gerillanin kaybi 15
diyor. Ha birde 4 tane helikopterimizi düsürmüsler.vs. vs.

Nerelerinden salladiylarsa, sallamislar.
Ama yok canim o kadar da degil.
Böyle BEYİNSİZLER yüzünden milletimiz kiskirtilamaz.

Türkiye böyle insanlik disi yasayan zavallilarami kalacak.
Hayir! yirtinsinlar daha.
Bizim şerefli askerlerimiz şehitlik mertebesine yükselirken.
O sefiller ne bu dünyada rahat yasayacaklar ne öbür tarafta
huzur icinde uyuyacaklar.
İlahi adalet birgün tecelli edecek.
 


hea hatta o gerilla(!) ları şu an Ankara' yı işgale gidiyorlardır :)) ne içiyolarsa bayağı iyi kafa yaptığı kesin :) ya da domuz eti dozaşımından olabilir bu kafa :)
 
hea hatta o gerilla(!) ları şu an Ankara' yı işgale gidiyorlardır :)) ne içiyolarsa bayağı iyi kafa yaptığı kesin :) ya da domuz eti dozaşımından olabilir bu kafa :)

Ömürleri dağda geciyor, sefil bir hayat yasiyorlar!
Kendi akillarini bile kullanamayan sefiller bunlar.

Herkes satılık olmuş, olan bizim güzel mehmetcigimize oluyor.
Ama bizim askerimiz 1 ölür 1000 dogar
Rabbim onlarin yardimcisi olsun.
 

Ne de güzel söylemiş... Bizler hayatımızın kocaman bir bölümünde
siyaset ile ilgili yorum yapmaktan alıkonuluyoruz... Üniversitede
siyasi görüş beyan etmek yasak, oysa benim en bilinçli dönemim,
neden siyasi konuşmalar yapamayayım arkadaşlarım veya hocalarımla...
Bunun nedeni tahammülsüzlük. Çocukken de aile siyasi konuları
çocukların yanında konuşmaz, siyasi içerikli bir konuşmaya sağdan soldan
duyduğu bir cümle ile katılmaya çalışan çocuk hemen susturulup başka
odaya paketlenir... Oysa nasıl ki elinde gitar alıp tıngırdatan çocuk için
müziğe ilgisi var yorumu yapılıyorsa siyasi konuşamalarda bulunmak isteyen
çocuk için de siyasete ilgisi var denip okumaya yönlendirilebilir...

Böylece çekirdekten bilinçli, siyasi olmayı holiganlıktan ayıran, aydın bir
politik yapılanma ortaya çıkar. Osmanlı'da sancak sistemi vardı ve
çocuk yaştaki şehzadeler eğitim ve yönetim tecrübesi için eğitmenleri ile
birlikte sancağa gönderiliyordu, aynı şey. Ağaç yaşken eğiliyordu. Sancakta
yetişen padişahlar Osmanlı'nın yükşeliş dönemi padişahlarıdır. Duraklama yıllarında
kafes sistemi uygulanmış olup şehzadeler sancağa gönderilmemiştir. Eğitim
ve yönetim tecrübesinden mahsun kalan bu padişahlar dedeleri gibi akilane kararlar
veremeyip duraklama ve gerileme sürecine girmeye neden olmuşlardır.

Günümüzde de meclise, seçilebilmek için harç yatırabilecek, geniş bir çevresi
olan nüfuzlu kimseler giriyor. Siyasi eğitim almış ya da kendini bu yönde çok iyi
yetiştirmiş kimseler değil... Hal böyle olunca gözü yaşlı analar sadece seçim
dönemi oy sağlamak için siyasilerin dillerine konu oluyor...
 
Ya bizim gazetecilerde de 1 gr beyin yok genel kurmay başkanına soruyorlar kandile neden girmiyoruz diye.
Ordumuz her zaman için kandile girebilecek donanımımız var diyor zaten.Ama bunun için meclisin onayı gerekiyor.

Genel kurmay başkanının yanıtı:
‘Elbette gireriz. Eğer siyasi irade bunun için karar verir, uluslararası alandan gelecek baskıyı göze alır ve karar verirse, biz Kandil’e kadar gider, içine gireriz. Bir zayiat olmaz mı? Askeri harekat bu, elbette olur. Az mı olur, çok mu olur bunu kimse bilemez. Ama siyasi irade bunu da dikkate almak zorunda. Bizim işimiz en az zayiat vermeyi sağlamaktır.’

Sonra da siyaseti karıştırmayın diyoruz.
Şu anda ordumuz en zor şekildeki savaşlardan birini veriyor.Heron falan denmiş önceki mesajlarda da.Heron istihbarat toplayan insansız araçlar değil mi.Onunla gelen istihbaratda görülen kişinin köylü mü kaçakçı mı terörist mi olduğu ayırt edilebilir mi.Normal bir savaş olsaydı tamam önüne gelen herkesi vur ama bu öyle değil.Ölen kaçakçılar için ülkede kaç aydır yer yerinden oynatılmadı mı.Askerlerimiz terörist gibi gösterilmedi mi görülmedi mi? hem de sadece terör örgütü yandaşları tarafından değil sözde hümanist geçinenler tarafından da.
Allah kolaylık versin hem mücadelelerinde hem de oturduğu yerden bik bik öten böylelerine gösterdikleri sabırda.
 

kufur yemek zoruna gitmis... bide benim babamin askeri lise'de okurken ki yedigi dayaklari kufurleri ve cezalari babamin kucuk yasta tuttugu gunlukten okusaymis hepten nefret edicekmis demek o komutan komutan olana kadar ne cekmis bide onu bilseymis keske asker dedigin dayanikli olacak bu yuzden herkes asker olamaz zaten. allah korusun pkk nin eline dusse ne biliyim savas ciksa dusmanin eline dusse ne kadar iskence gorurse gorsun konusmamalari gerekir. bunlar da hep ordan geliyo bence. senin arkadas da mizmizlanmissa yemistir kufuru keske komando olaymis

benim eski sevgilim de giderse komando olacak yani hem kendisi istiyo hemde hayvansi bir vucut var sporcu oldugu icin izmirden de kesin doguya gidecek... universiteyi kazanamadigi yil gidecekmis aslinda (bi sehit haberi duysa butun gun boylee duruk duruk olur cok uzulur o neyse) benimle tanisinca vazgecmis uni'den sonra giderim diye. dusunuyorum da gitse sehit olsa naparim diye... vatan sagolsun diyen anne babalari dusunuyorum bide bir hic ugruna oluyo gencecik ogullariniz... savas degil bisey degil bu. bu arada yuruyuse davetli olan insan sayisi 58000 kadar katilim 5000. korkularimda hakli oldugumu gordum birkez daha kimsenin umrunda degil.. varsa da bizim gibi bi kac tane var.. bizi de kendilerine benzetirler yakinda.
 

80 den sonra yaratılan ve hala değiştirilmeyen apolitik nesil eseridir...ortaokul lise yıllarında duyardım "gençlik cola-hamburger ve pop müzik arasına sıkıştırılıyor" diye...büyüdükçe ne demek olduğunu çoook daha iyi anlıyorum...siyaseti siyasetçiler yapsın demek sorumluluktan kaçmaktır...birileri benim yerime karar versin ben de başıma geleni kabul edeyim demektir...o zaman başa gelene razı olmaktan başka yapacak şey yoktur...hep söylüyorum asıl güç halktır...ankaradaki 550 kişi sadece bize hizmet etmekle yükümlüdür...tabi biz bunun farkına vardığımızda..."ben bilmem büyüklerimiz bilir" diyorsak başımıza herşey gelir....ve ben nefret ediyorum "aman biz ne yapabiliriz ki" tavrından, yapabileceğimiz çok şey var ... sadece oy vermek yetmez...
 
Bana göre terörün beslendigi kaynaklardan biride ülke icinde ki kurumlara yerlesmis vatan hainleri. Bu vatan hainleri yakalananip temizlenmedikce de terör bitmeyecek.
Ama bircogu terörün bitirilememesini siyasete bagladi.
Yani halk kendi kendini suclu ilan etti bir nevi.
Cünkü siyasete yön veren halktir.
Demek ki 30 yildir su terörü bitirecek bir siyasetciye oy vermemisler, yada öyle bir siyasetci yok.

Ama bakiyorsun en büyük suc bu dönem hükümetine oy veren halka kesiliyor suan.
Oy veren halk, cahillikle,satilmislikla, bidon kafalilikla, vatanhainligi ile suclaniyor.
Nedir bu mahalle baskisi, nedir bu insanlarin özgür iradesine saygisizlik.
Türkiye de degilim ama olsaydim, bu saygisizliklarin inadina verirdim oyumu.
Bende bu saygisizliklari yapanlara diyorum hadi bakalim, sizsiniz satlik, sizsiniz cahil, sizsiniz vatanhaini.

Hadiiii. Hadiiiiiiii.
Hakaretle halledecegiz ya herseyi.
Bende , oda, suda hakaret etsin herkes.

Su son 10 yila yakindir istikrar var ülkede.
bundan önce bu halk 80 yilda 57 secim yapmis.
Her birbucuk yilda bir secim.
Giden paralarin haddi hesabi yok.
Kime oy vermisse ortalama 1,5 yil sonra yine secim yapmak zorunda birakilmis.
Hep aramis bu halk.
Bugün bu hakaretlere maruz birakilan halk kadar, sabirli, cefakar, mazlum bir halk tanimiyorum ben.
Kime güvenmisse vurmus sirtina. Biri cikmis " yüzüme dosya atti " demis, Ülke bir gecede %200 fakirlemis.
Bankalar hortumlanmis, saglik sektörü acinasi, millet cocuklarina her sene yenilenen kitaplari alacagim diye anasi agliyor.
Niye her sene kitap yenilenir?
Cünkü her sene secim yapilir, A partinin MEB bakaninin bastirdigi kitaplari sirf giciklik olsun diye B partini MEB bakani bir iki degisiklikle tekrar bastirir ve o sene o kitaplar alinmak zorunda kalinir.
Milletin sirtina gelen vurur giden vurur.
Oysa bu millet istikrar istiyor.
Bu millet huzur istiyor.
Bu millet gece yatarken 100 lira parasi varsa sabah uyandiginda bir süzprizle o 100 liranin degerinin 5 liraya düstügünü görmek istemiyor.

Hakaret ederek mi insanlara birseyler anlatacaksiniz?
Hkaret ederek mi insanlari kararindan vazgecireceksiniz.
Satilikmis? Madem öyle ötekilerde satin alsin öyle satilik oy varsa.
Paralari yok demesin kimse daha gecen gün bir parti kendisine ayrilan bütceyi zimmetine gecirmekten cezalandirildi hemde milyon TL ler sömürmüsler.
Madem öyle o paralarin birazi ilede oy alsin.
Ayrica bir insana al sana 100 lira oyunu bana ver dedikten sonra " hee veririm" der ama o kabine girince istedigine verir oyunu. Nerden bileceksin.
Artik insanlara hakaret etmekten vazgecin, insanlara mahalle baskisindan vazgecin, insanlar satilik demekten vazgecin.

Madem bu ülkeyi bugünkü halinden daha iyi yerlere tasiyacak, daha istikrarli, daha güvenilir, daha cok hizmet edecek birileri varsa, halka hakaret etmeyi birakip, alternatifiniz kim onu söyleyin.
Bu halk ne badireler altlatmis, bu halkin kendi askeri evlerinden cocuklarini alip iskence ile öldürüp atmis kapisina, bu halk ac kalmis, bu halk bir gecede hortumlanmis yeter artik birde özgür iradesini kullandi diye kendisi gibi secmen olanlarin hakaretini dinleyecek hali yok
Birakin artik sunun bunun üzerinden rant icin su halka saldirmayi. Yaziktir, Günahtir.
 
Son düzenleme:
Terörün bitirilememesini siyasete bağlamak en doğru fikir.Çünki siyasi bir olay,meclisde seçilmiş milletveklleri var.Siyasi olmaması için bu milletvekillerini meclise sokmamak lazımdı ama kahretsinki oldu.

Terör yıllardır kanayan bir yara fakat son 10 yılda hiç ulaşamadığı emellerine ulaşabildiler,bunu kimse inkar etmesin.Açılımlar,saçılımlar,haburlar ve müzakereler...en çok bu dönemde yapıldı ve bana göre poh pohlandılar.Bu nedenle yorumlar elbette siyasi olacak..sadece ah,vah edip başsağlığı dilemekle,ağlamakla olmuyor bu işler.Bilinçlenmeli...

Forumda siyasi içerikli konular yasaktı ama Kazen sağolsun bugünlerde bize bu imkanı sağladı.Devamınında gelmesini diliyorum ,böylece medenice fikir tartışması yapabilmeyi öğreneceğiz.Kimse kimseyi ötekileştirmeden fikrimizi savunabiliriz sanıyorum.
 
Ben alim degilim, ben müneccim degilim ama olaylari gözlemlemekte, arastirmakta, konusmakta ve düsünmekte kendimi takdir ederim.
Son 10 yilda elbette terör olayi artacak.
Bu ülke ilk kez istikrari yakalamis.
Bu halk ilk kez secim yapmaktan kurtulmus olaylari nasil cözerim diye düsünmeye vakti kalmis.
Konusmaktan kimseye zarar gelmez.
Silahla bitecek olsaydi bu olay, tarihta kandil dagini bombalamayan hükümet yok nerdeyse.
Demek ki doguda ki halkimiz nasil kandiriliyor, cocuklari hangi vaadlerle daga cikariliyor, aceba ülkeye geri getirip onlari bu yoldan cevirebilirmiyiz diye denemenin hicbir mahzuru yok.
Amac kanin durmasi ise, o örgüte katilimi konusarak engelleyebileceksek konusalim.
Bu terörü bitirmek icin her yol denensin.
Ama sunuda biliyorum ki mikrop kapmis yeri temizlemeden bu is bitmeyecek.
Ama birgün olacak, inaniyorum, inancim tam.
Birgün o mikrop kapmis yer temizlenecek.
Birgün bu halkin ANALARININ gözyaslari dinecek.
 
Son düzenleme:


 
Delikiz yapma canim kardesim.
Rahatsiz olanlar var, bende hakli buluyorum onlari.
Begen butonuna bas yeter.
Biz propaganda yapmiyoruz konusuyoruz.
 
Bu ülkeye 10 yıl önce kimsenin kabusunda bile göremeyeceği habur rezaletini yaşatan,2001 de sıfırlanan şehit sayısı grafiğini 'istikrarlı' bir şekilde yükselten,apoya sayın diyen ,şehitlere kelle diyen,askerlik yan gelip yatma yeri değildir tabi ölecekler diyen,kahraman komutanları hiçbir suçlama bile bulamadan hapislere tıkan,hainleri ,teröristleri meclise doldurtan,başka zaman halk diye sömürdükleri şehit ailelerini şehit cenazelerinde kendilerini protesto ettiler diye hapse atan bir hükümetin bir numaralı avukatlığını yapıp da sonra ben bu şehitlere üzülüyorum ,bu ülkedeki herkesi çok seviyorum,asıl suçlu olan hükümet değil ordudur diyenlerin samimiyetine asla inanmıyorum.
 
Yapılan müzakerelerde bu çocuklar nasıl kandırılıyor,onları getirip kurtaralım diye mi konuşuluyor sence weis :))


Temizlenecek ama nasıl acaba,mikroplarmı temizlenecek yoksa mikroplu yer koparılıp atılacakmı?Bunları düşünmek lazım.


He istikrar diyorsunda ...göstermelik,boyanmış süslenmş istikrar var evet.Yarın gümlemessek iyidir.



 
Ayrica bir insana al sana 100 lira oyunu bana ver dedikten sonra " hee veririm" der ama o kabine girince istedigine verir oyunu. Nerden bileceksin.

Sadece buna cevap vermek istiyorum. Bu bir tartışmaya davette değildir.

Öyle güzel bilinir ki ,

Birinci yol ferdi ; Öncelikle kimse peşin para almıyor, oyunu belgeledikten sonra para alıyor. Bunu test etmek için sandığa elim kolum boş sadece cep telefonumla gittim. Telefonumda cebimdeydi, ne kimse telefon dedi, ne üstüm arandı gittim oyumu verdim çıktım. Fotoğraflamak istesem fotoğraflardım. Bu en basit yol.

2. yol ise daha basit ve kütleseldir , bir sandığa kimin oy atacağı bellidir ( ki ben bile yıllardır aynı sandığa oy atarım) O bölgedeki potansiyelde bellidir. Sayılan oy, çıkan oy bellidir, partilere giden oy hep bellidir. Eğer o sandık hedef altı kaldıysa konuşulan vaatte bulunan kimseye birşey ödenmez.

Herkesin kameralı cep telefonu olmadığından yola çıkarak, kullanılan yolun 2. si olduğunu bilmek için müneccim olmak gerekmiyor.

Yani siz minareyi çalında, kılıfı her zaman bulunur.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…