- 15 Aralık 2013
- 1.714
- 2.585
- 333
- 35
gerçek aileni bulmak ile başlayabilirsin. baba dedigin adamı da bakım evine. zaten oradaki diger yaşlıları gördügünde seni unutur.Nereden başlayacağımı neleri anlatıp neleri anlatmayacağımı kestiremiyorum. o kadar karmarışık haldeyim.
Ben 1987 yılında doğmuşum. zengin bir ailenin çok fakir bir aileye dönüştüğü sırada dünyaya geldiğim için ailem beni para karşılığı başka bir aile ye vermiş . umutları olayım çocuk hasretlerini benimle gidersinler diye.
( yani ben alınıp verilebilen bir şeyim )
hayatım 15 yaşımdan itibaren hiçbir zaman kolay olmadı. kan kustum kızılcık şerbeti içtim hesabı hep ayakta durmaya çalıştım ama şimdi baktığımda aslında ayakta durmamış sürünmüş olduğumu görüyorum..
beni alan aile çocukları olmadığı için beni kötü günlerinin güvencesi olarak büyüttüler.
bunu anne dediğim insanın ölmesi üzerine kocasıyla son 10 yılımı hastanelerde geçirince anladım.
öncesinde de tartışmalarda '' tabi bize bakacaksın sana baktık yedirdik içirdik o kadar .. '' tarzında cümleler duyan bir çocuktum ama bu gerçekle yüzleşmem 10 yılımı aldı.
ben hayatta kimsesizim. ailem , eşim , dostum , kardeşim yok benim.
danışacak, sığınacak, ağlayacak şikayet edecek ya da nazlanacak hiç kimsem olmadı bugüne kadar.
ve son 10 yıldır bana verilenlerin karşılığını ödüyorum.
70 yaşında hasta bir adama bakıyorum.
yemeğini yapıyorum , evi temizliyorum. bir ev kadının genel olarak yapacağı her şeyi yapıyorum.
ama sorun şu ki ben ev kadını değilim.. ben kadın bile değilim aslında ben hala çocuğum..
hala içimde çocuk kaldım . sanki ruhumu almışlar başka bir bedene sıkıştırmışlar zorla başka bir hayat yaşatıyorlar gibi hissediyorum. Ve bu his beni canlı canlı çürütüyor.
bütün bu ruhani debelenmelerin yaraların arkasında hayata devam etmeye çabalıyorum. kendi kendime üniversite okudum. uzaklarda okumam kalmam yasak olduğu için her gün 5 saat yol giderek okudum öyle ve ya böyle üniversite bitti.. bitirdiğim bölümle uyumlu olmadığımı anladığım için farklı iş deneyimlerim oldu. ama baba dediğim insan sürekli hastalanınca iş hayatımda kısa sürede bitti. tabir-i caizse 10 yıl süründük hastanelerde.. ne ablası ne kardeşi ne dostu hiç kimse yardımcı olmadı bu süreçte.
İnsanlardan yardım istediğimde '' sen bakacaksın tabi biz mi bakıcaz boşuna mı seni aldılar ''tarzı cevaplar aldım. baba denilen insan da onlara hep destek verdi.. Haklı buldu kendi ailesini. Bütün bu yaşananlar beni çok kırdı, yıprattı çok ağlattı ama vefa borcu diyerek hep yanında kaldım. Kalmak zorunda hissettirildim.
Şimdi baktığım da çok aptal akılsız bir insan olduğumu görüyorum. bana değer vermeyen sürekli aşağılayan, hakaret eden beni küçük gören kendisine bakmak mecburiyetinde olduğumu söyleyip bana vicdanı azaplar çektiren bir insan için yıllarımı hayatımı feda ettiğim düşüncesi beni deli ediyor artık.
bu düşünceyle yanında kalamıyorum. yüzünü dahi görmek istemiyorum..
Hiçbir zaman '' Allah senden razı olsun '' iyi ki varsın , sağol kızım '' tarzı sözleri işitmemiş kulaklarım artık o'nun sesini işitmek dahi istemiyor.. beni evladı olarak gördüğüne inanmıyorum. yaşadığımız süre boyunca da zaten benden hiçbir zaman memnun olmadı ve bunu hep dile getirdi. hiçbir yaptığımla o'na yaranamadım.
Teşekkür alamadım, takdir edilmedim. sevilmedim de.. hep eleştirildim. salak oldum, akılsız oldum. başarısız oldum müslümanlığımdan insanlığıma kadar hep hakarete uğradım.. İlk başlarda cevap vermeyen sadece köşeye sinip ağlayan bir insanken son yıllarda deli gibi bağaran söylenen en ufak kötü söze bile tahammül edemeyen biri oldum. Bu durum bizi daha aşağıya çekti. daha kötü durumlara getirdi tabi..
ve ben de artık gitmek istiyorum. bulunduğum şehirden , bu evden , ortamdan , insanlardan gitmek istiyorum..
gidemezsem de ölmek istiyorum.
başka yol, çıkış bulamıyorum kendime..
EE o zaman sorun ne git ? diyeceksiniz .. ya da önceden gitseydin ?
çok denedim gitmeyi.. cebimde üç kuruşum yokken bile her şeyi göze alıp denedim.
her seferinde '' ölümü bulursun '' '' ölürüm o zaman ben '' '' Allah sana soracak bana yaptığın eziyetleri ''
'' sen nankörsün '' '' yazıklar olsun '' tarzında sözlere maruz kaldım ve hala da kalıyorum ..
kendi hayatımı kurmak istediğimi , zamanın geçip gittiğini hepimizin ölümlü olduğunu , Allah korusun o gittikten sonra benim hayatta sıfır ve yapayalnız kalacağımı güzellikle defalarca anlatmama rağmen aldığım cevap hep '' benim ölmemi umursamıyorsan defol git '' tarzında oldu.
Ben ciddi adımlar atıp gitmeye kalkıştığımda ise karşımda ki insan direk hastalandı.
gerçek mana da hastalandı. Kalp,şeker , tansiyon gibi hastalıklarını artık kullandığını düşünüyorum
bunlarla benim gitmeme izin vermiyor..
Ve artık yemin ediyorum yangın var diye bağarıp sokaklarda kurtarın beni diye ağlamak istiyorum..
kurtarılmaya çok muhtacım. ama kendini nasıl kurtaracağımı bilmiyorum.
Şuan bir işim yok. annemden kalan para var kenarda sadece ama hepsi bir yere kadar sorun..
benim asıl sorunum beni kendisinin teminatı olarak gören bu adam..
Ne yapayım ben ? gözümü kapatıp bavulumu alıp çıkıp gideyim mi ? arkama hiç bakmadan ?
Hayallerime yürüyeyim mi daha fazla geç olmadan ? geç kalmadan.. zira çok geç kalmış hissediyorum yaşam'a
kendi kendime ev de ki imkanlarla yabancı dil çalışıyorum. yurt dışında okumak gibi ütopik hayallerim vardı hala var yaşadığım bu hayata bakmadan.
Kalan ömrünü geç bile kalmış olsam kendi isteklerim doğrultusunda yaşamak en azından denemek istiyorum.. Ama bu evden nasıl ayrılacağımı bilemiyorum. Ayrıldığım zaman bir şey olursa diye çok korkuyorum. gerçekten ölürse ya da yine hastalanırsa ne yaparım diye düşünmekten uyuyamıyorum artık..
fikirlerinize gerçekten ama gerçekten çok ihtiyacım var.
belki ben olayın içinde olduğum için bir şeyleri doğru görmüyorum. doğru yapamıyorum.
Siz ne dersiniz ? Doğru olan hangisi ?
Siz olsaydınız ?
Ne yapardınız ?
edit : evlen tarzı bir çözüm bulmayın ne olur .. ben zaten 17 yaşımdan beri evli gibi yaşıyorum. daha fazla böyle bir hayata tahammülüm yok..
Tatlım hayatının farkına varmışsın. Kırılma noktan yakındır. Tüm Geçmişini sileceksin. Yeniden başlayacaksın. Biten hersey başlayanlara yol açar. Vicdan yapma. Kimseye bakmak zorunda değilsin. Gidersen emin ol ölmez. Mutlaka akrabaları bakar. Ama sen kendine bak. Is ara. Bul. Kimseye Geçmişini anlatma. Yeniden sıfırdan başla. Allah garibana sahip çıkar. Allaha Sığın ve Bismillah deyip başla. Herşey senin kalbinde başlar. Insanin kaderi çabasına bağlıdır. O yaşlı ya harcadığın emeği kendine harca. Ona acıma kendine acı. Kendine bak. Allah yolunu açık etsin. Hatta gel yanımda ise başla. Kimse senin Nerede olduğunu bilmesin.Nereden başlayacağımı neleri anlatıp neleri anlatmayacağımı kestiremiyorum. o kadar karmarışık haldeyim.
Ben 1987 yılında doğmuşum. zengin bir ailenin çok fakir bir aileye dönüştüğü sırada dünyaya geldiğim için ailem beni para karşılığı başka bir aile ye vermiş . umutları olayım çocuk hasretlerini benimle gidersinler diye.
( yani ben alınıp verilebilen bir şeyim )
hayatım 15 yaşımdan itibaren hiçbir zaman kolay olmadı. kan kustum kızılcık şerbeti içtim hesabı hep ayakta durmaya çalıştım ama şimdi baktığımda aslında ayakta durmamış sürünmüş olduğumu görüyorum..
beni alan aile çocukları olmadığı için beni kötü günlerinin güvencesi olarak büyüttüler.
bunu anne dediğim insanın ölmesi üzerine kocasıyla son 10 yılımı hastanelerde geçirince anladım.
öncesinde de tartışmalarda '' tabi bize bakacaksın sana baktık yedirdik içirdik o kadar .. '' tarzında cümleler duyan bir çocuktum ama bu gerçekle yüzleşmem 10 yılımı aldı.
ben hayatta kimsesizim. ailem , eşim , dostum , kardeşim yok benim.
danışacak, sığınacak, ağlayacak şikayet edecek ya da nazlanacak hiç kimsem olmadı bugüne kadar.
ve son 10 yıldır bana verilenlerin karşılığını ödüyorum.
70 yaşında hasta bir adama bakıyorum.
yemeğini yapıyorum , evi temizliyorum. bir ev kadının genel olarak yapacağı her şeyi yapıyorum.
ama sorun şu ki ben ev kadını değilim.. ben kadın bile değilim aslında ben hala çocuğum..
hala içimde çocuk kaldım . sanki ruhumu almışlar başka bir bedene sıkıştırmışlar zorla başka bir hayat yaşatıyorlar gibi hissediyorum. Ve bu his beni canlı canlı çürütüyor.
bütün bu ruhani debelenmelerin yaraların arkasında hayata devam etmeye çabalıyorum. kendi kendime üniversite okudum. uzaklarda okumam kalmam yasak olduğu için her gün 5 saat yol giderek okudum öyle ve ya böyle üniversite bitti.. bitirdiğim bölümle uyumlu olmadığımı anladığım için farklı iş deneyimlerim oldu. ama baba dediğim insan sürekli hastalanınca iş hayatımda kısa sürede bitti. tabir-i caizse 10 yıl süründük hastanelerde.. ne ablası ne kardeşi ne dostu hiç kimse yardımcı olmadı bu süreçte.
İnsanlardan yardım istediğimde '' sen bakacaksın tabi biz mi bakıcaz boşuna mı seni aldılar ''tarzı cevaplar aldım. baba denilen insan da onlara hep destek verdi.. Haklı buldu kendi ailesini. Bütün bu yaşananlar beni çok kırdı, yıprattı çok ağlattı ama vefa borcu diyerek hep yanında kaldım. Kalmak zorunda hissettirildim.
Şimdi baktığım da çok aptal akılsız bir insan olduğumu görüyorum. bana değer vermeyen sürekli aşağılayan, hakaret eden beni küçük gören kendisine bakmak mecburiyetinde olduğumu söyleyip bana vicdanı azaplar çektiren bir insan için yıllarımı hayatımı feda ettiğim düşüncesi beni deli ediyor artık.
bu düşünceyle yanında kalamıyorum. yüzünü dahi görmek istemiyorum..
Hiçbir zaman '' Allah senden razı olsun '' iyi ki varsın , sağol kızım '' tarzı sözleri işitmemiş kulaklarım artık o'nun sesini işitmek dahi istemiyor.. beni evladı olarak gördüğüne inanmıyorum. yaşadığımız süre boyunca da zaten benden hiçbir zaman memnun olmadı ve bunu hep dile getirdi. hiçbir yaptığımla o'na yaranamadım.
Teşekkür alamadım, takdir edilmedim. sevilmedim de.. hep eleştirildim. salak oldum, akılsız oldum. başarısız oldum müslümanlığımdan insanlığıma kadar hep hakarete uğradım.. İlk başlarda cevap vermeyen sadece köşeye sinip ağlayan bir insanken son yıllarda deli gibi bağaran söylenen en ufak kötü söze bile tahammül edemeyen biri oldum. Bu durum bizi daha aşağıya çekti. daha kötü durumlara getirdi tabi..
ve ben de artık gitmek istiyorum. bulunduğum şehirden , bu evden , ortamdan , insanlardan gitmek istiyorum..
gidemezsem de ölmek istiyorum.
başka yol, çıkış bulamıyorum kendime..
EE o zaman sorun ne git ? diyeceksiniz .. ya da önceden gitseydin ?
çok denedim gitmeyi.. cebimde üç kuruşum yokken bile her şeyi göze alıp denedim.
her seferinde '' ölümü bulursun '' '' ölürüm o zaman ben '' '' Allah sana soracak bana yaptığın eziyetleri ''
'' sen nankörsün '' '' yazıklar olsun '' tarzında sözlere maruz kaldım ve hala da kalıyorum ..
kendi hayatımı kurmak istediğimi , zamanın geçip gittiğini hepimizin ölümlü olduğunu , Allah korusun o gittikten sonra benim hayatta sıfır ve yapayalnız kalacağımı güzellikle defalarca anlatmama rağmen aldığım cevap hep '' benim ölmemi umursamıyorsan defol git '' tarzında oldu.
Ben ciddi adımlar atıp gitmeye kalkıştığımda ise karşımda ki insan direk hastalandı.
gerçek mana da hastalandı. Kalp,şeker , tansiyon gibi hastalıklarını artık kullandığını düşünüyorum
bunlarla benim gitmeme izin vermiyor..
Ve artık yemin ediyorum yangın var diye bağarıp sokaklarda kurtarın beni diye ağlamak istiyorum..
kurtarılmaya çok muhtacım. ama kendini nasıl kurtaracağımı bilmiyorum.
Şuan bir işim yok. annemden kalan para var kenarda sadece ama hepsi bir yere kadar sorun..
benim asıl sorunum beni kendisinin teminatı olarak gören bu adam..
Ne yapayım ben ? gözümü kapatıp bavulumu alıp çıkıp gideyim mi ? arkama hiç bakmadan ?
Hayallerime yürüyeyim mi daha fazla geç olmadan ? geç kalmadan.. zira çok geç kalmış hissediyorum yaşam'a
kendi kendime ev de ki imkanlarla yabancı dil çalışıyorum. yurt dışında okumak gibi ütopik hayallerim vardı hala var yaşadığım bu hayata bakmadan.
Kalan ömrünü geç bile kalmış olsam kendi isteklerim doğrultusunda yaşamak en azından denemek istiyorum.. Ama bu evden nasıl ayrılacağımı bilemiyorum. Ayrıldığım zaman bir şey olursa diye çok korkuyorum. gerçekten ölürse ya da yine hastalanırsa ne yaparım diye düşünmekten uyuyamıyorum artık..
fikirlerinize gerçekten ama gerçekten çok ihtiyacım var.
belki ben olayın içinde olduğum için bir şeyleri doğru görmüyorum. doğru yapamıyorum.
Siz ne dersiniz ? Doğru olan hangisi ?
Siz olsaydınız ?
Ne yapardınız ?
edit : evlen tarzı bir çözüm bulmayın ne olur .. ben zaten 17 yaşımdan beri evli gibi yaşıyorum. daha fazla böyle bir hayata tahammülüm yok..
Yaşadıklarınıza çok üzüldüm
Ben olsam ne yapardım diye düşündüm
Daha fazla orada durmazdım sanırım
Anne babalık böyle bir şey değil
Size yapılan anne babalık değilmiş
Daha fazla vicdan azabı çekmeyin ve oradan ayrılın
Bir iş bulur çalışırsınız üniversite mezunusunuz
Allah yardımcınız olsun
gerçek aileni bulmak ile başlayabilirsin. baba dedigin adamı da bakım evine. zaten oradaki diger yaşlıları gördügünde seni unutur.
müge anlıya cıkıp gercek aileni bul. ayrıca sana anlatılan hikaye bile yalan olabilir. sana bakanlara inanma derim.
gercek aileni kötü göstermek için seni bize verdiler diyebilirler. etraflarına da bunu böyle anlatabilirler.
bakım evi de korkunc bir yer degil. istanbul da KASEV'İ şiddetle tavsiye ederim. kadir has vakfının bir yeri.
Herifi huzurevine koy, evine sen kon.
Olmazsa çık git.
Bence de git kur hayatını
Ada'mda parasıyla ya kadın tutsun ya evlensin ya da huzurevine gitsin
Ölsün diye beklerken ya ölmezse ya 20 yıl daha yaşarsa ne olacak
Gitmek istediğini söyleme olunca herşey netleşince haber ver ve bırak git ağlar eder sonra alışır oda
Size anlatılan hikaye yalan olabilir gidin gerekirse öz anne babanızı bulun derim. Maddi imkanınızda varsa üvey babanıza bakıcı tutun ve ailesine haber verin gittiğinizi ki gözleri üstünde olsun üvey babanızın. Sizde devletimizin kadınlar için sağladığı kadın konuk evlerine gidip işinize yaşantınıza oradan devam ettirebilirsiniz ayrı ev tutmadan önce birrikim yada bir süre yalnız kalmak istiyorsanz karar aşamasında kafanızı dinlersiniz derim.
Emeklisi vs yok mu
Babam da 70 yaşında tansiyon vs yüksek
Kalbi falan durup geri geldi
Annem var benim ama gayet de iyi idare ediyor babam
Babaya ait hayat kur gerekirse evlendîr sen de kendine hayat kur
Nereye kadar başını bekleyeceksin ki bu öz baban olsa da böyle şimdi de böyle
Benim anlamadığım bende 1985 doğumluyum ve kendimi yetişkin olarak görüyorum siz nasıl çocuksun onu anlamadım. .belki vefa borcunu tarzında söylenmiş olabilir ama yapılan şeyin karşılığını beklemek kötü bence çalışmaya falan başlayın zenginlere de günlük bakıcı tutun kendinize zaman ayirin
Is bulmadan kendine duzen ayarlamadan gitme bir yere sokaklarda kalma sakın...
Dayanacak gucun yoktur buna eminim ama bu kadar dayanmissin be güzelim, az daha kulaklarıni tikasan? Allah rizasi icin yapsan ne bileyim baksan ona...
Sonra oradaki evi satip yeni ev alirsin, ondan kalan maasla daha kolay gecinirsin en azindan is bulana kadar..
Simdi niye cek bu hayirsiz huysuz adami diyor bu kadin, deli mi dersiniz ama bu kadar emek vermişsin; gidersen hersey gider, miras vs.. Kimsesizim diyorsun ne yapacaksin yalniz basina, parasiz?
Tutunacak bir dalin olsa derim ki git bakma arkana ama diyemiyorum. Kadin icin hayat zor yalnizken.. cok iyi dusun...
Tatlım hayatının farkına varmışsın. Kırılma noktan yakındır. Tüm Geçmişini sileceksin. Yeniden başlayacaksın. Biten hersey başlayanlara yol açar. Vicdan yapma. Kimseye bakmak zorunda değilsin. Gidersen emin ol ölmez. Mutlaka akrabaları bakar. Ama sen kendine bak. Is ara. Bul. Kimseye Geçmişini anlatma. Yeniden sıfırdan başla. Allah garibana sahip çıkar. Allaha Sığın ve Bismillah deyip başla. Herşey senin kalbinde başlar. Insanin kaderi çabasına bağlıdır. O yaşlı ya harcadığın emeği kendine harca. Ona acıma kendine acı. Kendine bak. Allah yolunu açık etsin. Hatta gel yanımda ise başla. Kimse senin Nerede olduğunu bilmesin.
Evet çocukluğumuzda takıldım çünkü değilsiniz çocuk olmadığınızı farkederseniz daha güçlü olursunuz
Çocuk kalabilmek için hayatın düzenli olması lazım malesef hayatınıza yön veremeden yani güçlü olmadan çocuk kaçamazsınız isteseniz hayat buna müsade etmez.. söylediklerim sert gelebilir ama gerçekler bunlardaha fazla guclu olmak ıstemıyorum. zayıf olmak ıstıyorum cocuk kalmak ıstıyorum hanı ınsanların evrilme süresi var ya ben o sureyı yasamadıgım ıcın bunları yasamak ıstıyorum demek ki..
Üvey olmasa dahi sirf ileride bakilsin diye cocuk doguranlar bile var.. o yüzden bu duruma üzülmeyin her nekadar cirkin bile olsa eski generasyonun böyle sacma düsünceleri olur. Böyle gelismis artik üzerinden yillar gecmis o yüzden bitmis seyleri sorun etmeyin önünüze bakin. Sizi güclü kilmasi lazim daha cok.. sizin durumunuzda ben olsam calisirdim evi terk etmez yinede bakardim ilgenirdim onunla. Ama bir yandan kendi hayatimi unutmazdim. Hayatinizin odak noktasina babanizi koymayin kendinizi ikinci plana atmayin. O duygu sömürüsü yapiyor ama herkes kendinden sorumlu. Annelik yapmayin kimseye.. eli ayagi olan insana sakat muamelesi yapmayin..cogu seyi kendi yapabilir hatta yapsin yataklik olmadiktan sonra biraz sorumluluk yükleyin kendisine. Öncelik sizsiniz herzaman ama yine destek olun ona gerekli yerlerde. Herseyin bir hayiri vardir..akisa birakin kabullenin ama kendinizi unutmayin ve fazla yipratmayin.
Seni sana sorarakmi almışlar?sen mi dedin minicik bir bebekken alın beni büyütün besleyin diye?bunu kendileri istedi..bir evlat değil bir bakıcı almışlar anlaşılan. .bence sen fazlasıyla odemissin bedelini..artık arkana bile bakma git.çok kötü olursa yine ilgilenirsin ama yaşadığın yer o ev olmaz.Nereden başlayacağımı neleri anlatıp neleri anlatmayacağımı kestiremiyorum. o kadar karmarışık haldeyim.
Ben 1987 yılında doğmuşum. zengin bir ailenin çok fakir bir aileye dönüştüğü sırada dünyaya geldiğim için ailem beni para karşılığı başka bir aile ye vermiş . umutları olayım çocuk hasretlerini benimle gidersinler diye.
( yani ben alınıp verilebilen bir şeyim )
hayatım 15 yaşımdan itibaren hiçbir zaman kolay olmadı. kan kustum kızılcık şerbeti içtim hesabı hep ayakta durmaya çalıştım ama şimdi baktığımda aslında ayakta durmamış sürünmüş olduğumu görüyorum..
beni alan aile çocukları olmadığı için beni kötü günlerinin güvencesi olarak büyüttüler.
bunu anne dediğim insanın ölmesi üzerine kocasıyla son 10 yılımı hastanelerde geçirince anladım.
öncesinde de tartışmalarda '' tabi bize bakacaksın sana baktık yedirdik içirdik o kadar .. '' tarzında cümleler duyan bir çocuktum ama bu gerçekle yüzleşmem 10 yılımı aldı.
ben hayatta kimsesizim. ailem , eşim , dostum , kardeşim yok benim.
danışacak, sığınacak, ağlayacak şikayet edecek ya da nazlanacak hiç kimsem olmadı bugüne kadar.
ve son 10 yıldır bana verilenlerin karşılığını ödüyorum.
70 yaşında hasta bir adama bakıyorum.
yemeğini yapıyorum , evi temizliyorum. bir ev kadının genel olarak yapacağı her şeyi yapıyorum.
ama sorun şu ki ben ev kadını değilim.. ben kadın bile değilim aslında ben hala çocuğum..
hala içimde çocuk kaldım . sanki ruhumu almışlar başka bir bedene sıkıştırmışlar zorla başka bir hayat yaşatıyorlar gibi hissediyorum. Ve bu his beni canlı canlı çürütüyor.
bütün bu ruhani debelenmelerin yaraların arkasında hayata devam etmeye çabalıyorum. kendi kendime üniversite okudum. uzaklarda okumam kalmam yasak olduğu için her gün 5 saat yol giderek okudum öyle ve ya böyle üniversite bitti.. bitirdiğim bölümle uyumlu olmadığımı anladığım için farklı iş deneyimlerim oldu. ama baba dediğim insan sürekli hastalanınca iş hayatımda kısa sürede bitti. tabir-i caizse 10 yıl süründük hastanelerde.. ne ablası ne kardeşi ne dostu hiç kimse yardımcı olmadı bu süreçte.
İnsanlardan yardım istediğimde '' sen bakacaksın tabi biz mi bakıcaz boşuna mı seni aldılar ''tarzı cevaplar aldım. baba denilen insan da onlara hep destek verdi.. Haklı buldu kendi ailesini. Bütün bu yaşananlar beni çok kırdı, yıprattı çok ağlattı ama vefa borcu diyerek hep yanında kaldım. Kalmak zorunda hissettirildim.
Şimdi baktığım da çok aptal akılsız bir insan olduğumu görüyorum. bana değer vermeyen sürekli aşağılayan, hakaret eden beni küçük gören kendisine bakmak mecburiyetinde olduğumu söyleyip bana vicdanı azaplar çektiren bir insan için yıllarımı hayatımı feda ettiğim düşüncesi beni deli ediyor artık.
bu düşünceyle yanında kalamıyorum. yüzünü dahi görmek istemiyorum..
Hiçbir zaman '' Allah senden razı olsun '' iyi ki varsın , sağol kızım '' tarzı sözleri işitmemiş kulaklarım artık o'nun sesini işitmek dahi istemiyor.. beni evladı olarak gördüğüne inanmıyorum. yaşadığımız süre boyunca da zaten benden hiçbir zaman memnun olmadı ve bunu hep dile getirdi. hiçbir yaptığımla o'na yaranamadım.
Teşekkür alamadım, takdir edilmedim. sevilmedim de.. hep eleştirildim. salak oldum, akılsız oldum. başarısız oldum müslümanlığımdan insanlığıma kadar hep hakarete uğradım.. İlk başlarda cevap vermeyen sadece köşeye sinip ağlayan bir insanken son yıllarda deli gibi bağaran söylenen en ufak kötü söze bile tahammül edemeyen biri oldum. Bu durum bizi daha aşağıya çekti. daha kötü durumlara getirdi tabi..
ve ben de artık gitmek istiyorum. bulunduğum şehirden , bu evden , ortamdan , insanlardan gitmek istiyorum..
gidemezsem de ölmek istiyorum.
başka yol, çıkış bulamıyorum kendime..
EE o zaman sorun ne git ? diyeceksiniz .. ya da önceden gitseydin ?
çok denedim gitmeyi.. cebimde üç kuruşum yokken bile her şeyi göze alıp denedim.
her seferinde '' ölümü bulursun '' '' ölürüm o zaman ben '' '' Allah sana soracak bana yaptığın eziyetleri ''
'' sen nankörsün '' '' yazıklar olsun '' tarzında sözlere maruz kaldım ve hala da kalıyorum ..
kendi hayatımı kurmak istediğimi , zamanın geçip gittiğini hepimizin ölümlü olduğunu , Allah korusun o gittikten sonra benim hayatta sıfır ve yapayalnız kalacağımı güzellikle defalarca anlatmama rağmen aldığım cevap hep '' benim ölmemi umursamıyorsan defol git '' tarzında oldu.
Ben ciddi adımlar atıp gitmeye kalkıştığımda ise karşımda ki insan direk hastalandı.
gerçek mana da hastalandı. Kalp,şeker , tansiyon gibi hastalıklarını artık kullandığını düşünüyorum
bunlarla benim gitmeme izin vermiyor..
Ve artık yemin ediyorum yangın var diye bağarıp sokaklarda kurtarın beni diye ağlamak istiyorum..
kurtarılmaya çok muhtacım. ama kendini nasıl kurtaracağımı bilmiyorum.
Şuan bir işim yok. annemden kalan para var kenarda sadece ama hepsi bir yere kadar sorun..
benim asıl sorunum beni kendisinin teminatı olarak gören bu adam..
Ne yapayım ben ? gözümü kapatıp bavulumu alıp çıkıp gideyim mi ? arkama hiç bakmadan ?
Hayallerime yürüyeyim mi daha fazla geç olmadan ? geç kalmadan.. zira çok geç kalmış hissediyorum yaşam'a
kendi kendime ev de ki imkanlarla yabancı dil çalışıyorum. yurt dışında okumak gibi ütopik hayallerim vardı hala var yaşadığım bu hayata bakmadan.
Kalan ömrünü geç bile kalmış olsam kendi isteklerim doğrultusunda yaşamak en azından denemek istiyorum.. Ama bu evden nasıl ayrılacağımı bilemiyorum. Ayrıldığım zaman bir şey olursa diye çok korkuyorum. gerçekten ölürse ya da yine hastalanırsa ne yaparım diye düşünmekten uyuyamıyorum artık..
fikirlerinize gerçekten ama gerçekten çok ihtiyacım var.
belki ben olayın içinde olduğum için bir şeyleri doğru görmüyorum. doğru yapamıyorum.
Siz ne dersiniz ? Doğru olan hangisi ?
Siz olsaydınız ?
Ne yapardınız ?
edit : evlen tarzı bir çözüm bulmayın ne olur .. ben zaten 17 yaşımdan beri evli gibi yaşıyorum. daha fazla böyle bir hayata tahammülüm yok..
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?