- 1 Nisan 2022
- 13.342
- 14.051
- 248
- 32
- Konu Sahibi pamuk musun nesin
-
- #101
Arkadaş demiş ya büyük göğüslü, geniş kalçalı, güzel falan ona cevap yazdım.Aşkı, sevgiyi tek tip görselliğe sığdıramayız ki. Herkes tarafından onaylanan güzellige aşık olunacak olsaydı herkes bekar kalırdı veya sevgilisi olmazdı.. Senin, benim beğenmeyeceğimiz birine bir başkası müthiş bir aşk duyabilir, o ona güzel, çekici vb. gelmiştir. Bunun bir standardı yok..
Şükrü Erbaş'a katılmıyorum, çok melankolik ve umutsuz bir cümle. Saçma sapan insanlarla muhatap olup çok yıprandığım dönemler oldu, hatta evlenip ayrıldım ama kendi değerimin farkında olup sınırlarımı çizdiğimde, tamamen seçici olduğumda gücümü yeniden kazandım ve sonrasında eşimle birlikte yeniden doğmuş gibi oldum, çok şükür.Ben de aşkın 1 kez yaşanılan bir şey olduğunu asla düşünmüyorum.
İnsan ömründe kaç kez doludizgin bir şey yaşayabilir ki zaten? Ortalama 25'inde evlenen insanlar 1 kez aşık olunur demişler senelerdir böyle söyleniyor. 25'ine kadar kaç kez aşık olacaksın? Elbette az olacak.
Her ilişki ayrı güzellikler barındırıyor içinde. Eski evliliğime dair aklıma gelen ufak güzellikler var. Sonraki ilişkilerimde de özlemle andığım şeyler. Şükrü Erbaş boşuna dememiş' "Her ilişkide bir parçamız kalır ve bölüne bölüne biteriz." diye.
Tamamlanmayı beklemediğimiz, huzur denizlerinde yüzdüğümüz sevmeler sevilmeler diliyorum kalbinde iyilik taşıyan herkese.
Korkma canım ben de boşandım insanın bu hayatta başına gelmez diye bir şey yok her şey geliyor önemli olan tecrübe etmek ders almak yani 21 yaşındaki ben ile 36 yaşında ben arasında dünyalar kadar fark çok zor ikinci evliliğe karar verdim çünkü bir kez hayal kırıklığına uğrayınca hep hayal kırıklığına uğrayacakmışsın gibi düşünüyorsun aslında bu çok saçma biliyorum yaralandıkça keskinleşiyorsun ama seni o Dikenlerinle sevecek olan birisi illaki çıkıyor karşına umarım çok mutlu olursun Rabbim her zaman yanında olsunHerkese merhaba, biraz önce bir videoda duyduğum bir cümle uzun uzun düşünmeme sebep oldu.
Videodaki kadın: "Ben kocamı çok sevdim. Çok severek çocuklar dünyaya getirdim ondan." diye bir cümle kurdu. Bu nasıl bir his? Onu baba yapacak, hayat boyu bir bağ kurmanı sağlayacak çocuğu doğurmak nasıl bir cesaret?
Birini çok sevmek, doludizgin bir aşk yaşamak her zaman çok da sağlıklı bir şey olmadı benim için. Mesela çok sevdiğim biri oldu ama onunla asla ciddi bir yola girip çocuk doğuramazdım. Sağlıklı bir ilişki değildi. Yani bende işler hep mantık ağır basarak ilerliyor. Bu durumda da birini çok severek bir şey yaşayamıyorum. Mantığıma uymayan bir şeyi sürdüremiyorum.
Evliydim zaten bilenler bilir. Onu da çok sevmemişim. Bana iyi davranıyor, iyi bir insan, çalışkan, meslek sahibi gibi gibi özellikleriyle evlenmişim. Ama doğru bir karar değilmiş ki boşandım.
Gelecek için yanlış bir karar vermekten korkuyorum. Yeniden yanılmaktan korkuyorum. Ama birini çok sevmek istiyorum. Hayatımın bir döneminde onunla evlenmek istiyorum. Çocuk yapamam belki ama bir sevgiyle kuşanmak birini de öyle bir sevgiyle kuşatmak istiyorum.
Bu ne kadar mümkün? Her zaman yapbozun son parçasını bulmuş olmak gibi bir tamamlanma beklemek film senaryolarına has bir şey mi?
Pozitif hikayeleriniz varsa dinlemek isterim. Sizden, çevrenizden, ailenizden...
Mesajın o kadar iyi geldi ki. Çok teşekkür ederim. Ben de kendime net sınırlar çizdim. Değerimi fark ettim. Şu anda seçiciyim ama birini bulmaktan önce kendimi bulmam gerek biliyorum.Şükrü Erbaş'a katılmıyorum, çok melankolik ve umutsuz bir cümle. Saçma sapan insanlarla muhatap olup çok yıprandığım dönemler oldu, hatta evlenip ayrıldım ama kendi değerimin farkında olup sınırlarımı çizdiğimde, tamamen seçici olduğumda gücümü yeniden kazandım ve sonrasında eşimle birlikte yeniden doğmuş gibi oldum, çok şükür.
Ben de boşandığım dönemde sürekli BDV'de takılıyordum, o kadar ümitsiz hale gelmiştim ki, dünyada mutlu bir evlilik olamaz sanıyordum, hatta bir gün burada mutlu bir hikayem olduğunu paylaşır mıyım, insanlara umut olur muyum ki diyordum hiç inanmayarak. Valla ben şok
Allah tertemiz niyetli, onu sevdikçe kendini daha çok sevdiğin, kalbine ve mantığına hitap eden, sana "yuva" olacak kişiyi çıkarsın karşına.
Çok teşekkür ederim ne kadar tatlısın NurbanuKorkma canım ben de boşandım insanın bu hayatta başına gelmez diye bir şey yok her şey geliyor önemli olan tecrübe etmek ders almak yani 21 yaşındaki ben ile 36 yaşında ben arasında dünyalar kadar fark çok zor ikinci evliliğe karar verdim çünkü bir kez hayal kırıklığına uğrayınca hep hayal kırıklığına uğrayacakmışsın gibi düşünüyorsun aslında bu çok saçma biliyorum yaralandıkça keskinleşiyorsun ama seni o Dikenlerinle sevecek olan birisi illaki çıkıyor karşına umarım çok mutlu olursun Rabbim her zaman yanında olsun
Hikayenizi bize anlatıııııınŞükrü Erbaş'a katılmıyorum, çok melankolik ve umutsuz bir cümle. Saçma sapan insanlarla muhatap olup çok yıprandığım dönemler oldu, hatta evlenip ayrıldım ama kendi değerimin farkında olup sınırlarımı çizdiğimde, tamamen seçici olduğumda gücümü yeniden kazandım ve sonrasında eşimle birlikte yeniden doğmuş gibi oldum, çok şükür.
Ben de boşandığım dönemde sürekli BDV'de takılıyordum, o kadar ümitsiz hale gelmiştim ki, dünyada mutlu bir evlilik olamaz sanıyordum, hatta bir gün burada mutlu bir hikayem olduğunu paylaşır mıyım, insanlara umut olur muyum ki diyordum hiç inanmayarak. Valla ben şok
Allah tertemiz niyetli, onu sevdikçe kendini daha çok sevdiğin, kalbine ve mantığına hitap eden, sana "yuva" olacak kişiyi çıkarsın karşına.
Sen de öylesin canım benimÇok teşekkür ederim ne kadar tatlısın Nurbanu
AynenAşk çok tehlikeli. Gözünü kırpmadan her şeyi feda edebileceğin tutkulu bir şey. Mantık vs yok, cinsel çekim çok. Beynin de yok.
aşk mantık dışı bir durum. Delilik hali.
Bunu söyleyebilen kadında çok önemli 3 şey var demektir bence. İlişkiye duyulan güven, adama duyulan güven ve hayatı ortak paylaşmaya dair cesaret.Ben kocamı çok sevdim. Çok severek çocuklar dünyaya getirdim ondan." diye bir cümle kurdu. Bu nasıl bir his
Bu da aynı şekilde mesela. Adama aşkınız var ama güveniniz yok. Duygusal paylaşım, uyum ve yoğun hisler olabilir ama mantık şunu biliyor "bu adam sorumlulukların altından kalkamaz, bununla bir gelecek kurma yanılırsın.”Mesela çok sevdiğim biri oldu ama onunla asla ciddi bir yola girip çocuk doğuramazdım.
Tamamlanma hissi gerçek hayatta da vardır ama mükemmeliyet şeklinde değil uyum şeklinde. İki insan tamamen aynı olmaz ama birbirini dengeleyen bazı ölçütler olduğunda tamamlanma hissi yaşanır. Benzer yaşam stilleri, duygusal güven, saygı, karşılıklı yatırım gibi. Böyle bir ilişkide yanında kendiniz olabildiğinizi hissedersiniz ki bu da filmlerdeki mucizevi uyumdan çok daha gerçek ve sağlıklıdır.Her zaman yapbozun son parçasını bulmuş olmak gibi bir tamamlanma beklemek film senaryolarına has bir şey mi?
Herkes deneyimlemediğini yaşamak istiyor.
Ben boşanma sürecindeyim. Eski eşimi çok ama çok sevdim hatta kendimden bile çok sevdim ki bu yaptığım en büyük hataydı. Evliliğim yürüsün diye yapmadığım kalmadı.. kendimden verdim, kişiliğimden verdim, gururumdan verdim ve sonunda çuvalladım.
İlişkide gördüm ki; bir ilişkiyi az seven yönetir. O yüzden bundan sonra bir daha evlenmeyi seçersem aşık olmadığım, aşık olmayacağım deli gibi sevmeyeceğim biriyle evlenirim. Mantık evliliği yapacağım gözüm açık olacak. Kriterlerime uyarsa benden de çocuk isterse evlenirim. Biraz da çekici bulsam yeter. Yok onsuz olamam yok onun için deliririm bitti.
Aşık olmak insanın gözünü kör ediyor. Eski eşime çok aşıkken evliliğimde neleri sineye çektiğimi hatırladığımda kendime çok kızıyorum. Nasıl bu kadar kendimi ezdirmişim diyorum. Adamın beni hiç sevmediği çok barizmiş nasıl görmemişim diyorum. İnsan aşık olunca gözüne perde iniyor. Olmayan şeyleri bile olmuş gibi düşünüyorsun.
Size naçizane tavsiyem birini sevin ama yana yakıla aşık olmayın. Her zaman mantık tarafı ağır bassın. İlişkide az seven ilişkiyi yönetir. En çok erkek sevmeli. Mutlaka erkekten az sevin. Şimdiki kafam olsa aşık olduğum ile değil bana deli gibi aşık olan bir erkekle evlenirdim.
Konuyu açarken ya acaba bu dert mi, birileri buna ne gerek vardı der mi diye açtım ama hepimize iyi geldi gerçektenKonuyu iyi ki açmışsınız. Benim de merak ettiğim bir mevzuydu. Şöyle bir hayatıma baktığımda ergenlikteki takıntılı halimi saymazsam hiç aşık olup birini çok sevmemişim. Ve sevilmemişim. Belki kendimle ilgili henüz bazı şeyleri aşamadığımdan ötürüdür ama birine güvenip bu güvenin hayal kirikligi olusturmayacagini onu sevebilecegimi ve benim de gerçekten bu kadar sevilebilecegime olan inancım maalesef her ne kadar az olsa da eşini çok sevdiğini ve çok sevildiğini yazan üyelerin yorumlarını okumak iyi geldi. Konuya dair içinizi ferahlatacak bir yorumum yok ama bdv'deki yorumlarından profiline aşina olduğum üyelerdensiniz. Umarım siz de gönlünüzden geçen çok sevip çok sevildiğiniz hem kalbinize hem mantığınıza uyan o ilişkiyle en kısa sürede karşılaşır ve uzun soluklu yaşarsınız dilediğinizce
Ben 9 yildir kocamla birlikteyim 4 yildir da evliyim hala yüzüne bakinca icim titriyor sevisirken de oyle bence cok sevmek bu demek :)Herkese merhaba, biraz önce bir videoda duyduğum bir cümle uzun uzun düşünmeme sebep oldu.
Videodaki kadın: "Ben kocamı çok sevdim. Çok severek çocuklar dünyaya getirdim ondan." diye bir cümle kurdu. Bu nasıl bir his? Onu baba yapacak, hayat boyu bir bağ kurmanı sağlayacak çocuğu doğurmak nasıl bir cesaret?
Birini çok sevmek, doludizgin bir aşk yaşamak her zaman çok da sağlıklı bir şey olmadı benim için. Mesela çok sevdiğim biri oldu ama onunla asla ciddi bir yola girip çocuk doğuramazdım. Sağlıklı bir ilişki değildi. Yani bende işler hep mantık ağır basarak ilerliyor. Bu durumda da birini çok severek bir şey yaşayamıyorum. Mantığıma uymayan bir şeyi sürdüremiyorum.
Evliydim zaten bilenler bilir. Onu da çok sevmemişim. Bana iyi davranıyor, iyi bir insan, çalışkan, meslek sahibi gibi gibi özellikleriyle evlenmişim. Ama doğru bir karar değilmiş ki boşandım.
Gelecek için yanlış bir karar vermekten korkuyorum. Yeniden yanılmaktan korkuyorum. Ama birini çok sevmek istiyorum. Hayatımın bir döneminde onunla evlenmek istiyorum. Çocuk yapamam belki ama bir sevgiyle kuşanmak birini de öyle bir sevgiyle kuşatmak istiyorum.
Bu ne kadar mümkün? Her zaman yapbozun son parçasını bulmuş olmak gibi bir tamamlanma beklemek film senaryolarına has bir şey mi?
Pozitif hikayeleriniz varsa dinlemek isterim. Sizden, çevrenizden, ailenizden...
Bunu istiyorum işte. Varlığına tahammül edemediğim insanların mimiklerini görmemek için gözünü kapatırım. Hayatımdaki adamın nefes alıp verişini bile kaçırmak istemeyecek kadar hayran olmak istiyorum.Ben 9 yildir kocamla birlikteyim 4 yildir da evliyim hala yüzüne bakinca icim titriyor sevisirken de oyle bence cok sevmek bu demek :)
o kadar hic katilmiyorum kiBen de aşkın 1 kez yaşanılan bir şey olduğunu asla düşünmüyorum.
İnsan ömründe kaç kez doludizgin bir şey yaşayabilir ki zaten? Ortalama 25'inde evlenen insanlar 1 kez aşık olunur demişler senelerdir böyle söyleniyor. 25'ine kadar kaç kez aşık olacaksın? Elbette az olacak.
Her ilişki ayrı güzellikler barındırıyor içinde. Eski evliliğime dair aklıma gelen ufak güzellikler var. Sonraki ilişkilerimde de özlemle andığım şeyler. Şükrü Erbaş boşuna dememiş' "Her ilişkide bir parçamız kalır ve bölüne bölüne biteriz." diye.
Tamamlanmayı beklemediğimiz, huzur denizlerinde yüzdüğümüz sevmeler sevilmeler diliyorum kalbinde iyilik taşıyan herkese.
su hissi evliligimde yaşıyorum. esimin tüm cocukluk anilari bana cok ilginc geliyor, tüm hikayelerini duymak istiyorum. Anlattigi basit seyler hakkinda bile uzun uzun konusuruz. o da benim cocukluk zamanimla cok ilgilenir, annemdeki fotograf kutusunu karistirmaktan cok zevk alir devamli biz gittikçe açilir o kutu, bulunur benim fotolarım. cok basit birsey bile anlatsam cocukluguma dair mutlaka hafizasina atar, yeri gelir ondan bahseder.Videodaki kadın: "Ben kocamı çok sevdim. Çok severek çocuklar dünyaya getirdim ondan." diye bir cümle kurdu. Bu nasıl bir his? Onu baba yapacak, hayat boyu bir bağ kurmanı sağlayacak çocuğu doğurmak nasıl bir cesaret?
Adamın söylediğine katılmamak birlikte ben senin söylediğine de katılmıyorum.aşk denen şey o kadar o kadar zor denk gelen birşey ki.tamam 1 defayla sınırlı değil ama senin dediğin kadar da fazla olamaz.sen hayatı diğer insanlara göre daha fazla seven ve dolu dolu yaşamak isteyen biri olduğun için beynin olumlu sonuç çıkarmak adına aşk olmayan şeyleri aşk olarak işlemek istiyor bence.yani ben kusura bakma ama zorlama buluyorum bu dediklerini.yani aman şunu da yaptım bunu da yaptım, çok fazla ilişkim de oldu, deli dolu aşklar da yaşadım, şahane bir hayat yaşadım, herkeslerden de iyiyim cart curt.bu konularda kendini yapmacık olarak motivasyon edip üste çıkmaya çalışıyormuşsun gibi.yani doğal, akişta yaşanmış, objektif olarak değerledirilmiş durumlar değil bence.toksik bir olumlu bakma durumun var bence.eee o kadar çok güzel ilişki yaşayıp, çokça da âşık olduysan niye o ilişkiler bitti o zaman? Daha fazla ilişki yaşamak içinse o da yapmacıklık oluyor işte.kendi içinde bile tribünlere oynamaya çalışıyorsun.magazin programlarındaki aşklara ne kadar inanıyorsan seninkilere de o kadar inanıyorum.bu hiç sevgi dolu, aşk dolu bir ilişki yaşamadın anlamına gelmiyor ama dediğin gibi de olamaz.bir perdenin arkasından konuşuyormuşsun gibi.he canım he deyip geçiyorum çoğu yorumunu.şimdi sen ileride 10 senedir evliyim hâlâ deliler gibi aşığım falan da diyeceksin.o kadar hic katilmiyorum ki
benim de hayatima cok insan girdi - hatta tanidigim en kabarık ask gecmisi olan insan kendimim.
hic de kimsede parçam kalmadi, bölünmedim de.
tam tersine cok sevgiyle cogaldim, bana yapilmasindan cok hoslandigim seyleri icsellestirdim ben de yapmaya basladim. ya da bana verilen bir tepkiyi oyle sevdim ki kendi hayatimda kullandım, cogaldim bence:)
hayatimda cogu kez aski hissettigime eminim, dolu dolu da yasadim ama her ask "bir omur beraber mutlu yaşayacak" bir ask degildir ki.
bazen yildirim gibidir gelir carpar sonra gider , eski hislerin de biter.
sirf bir zamanlar kalbin delice carpti diye uzatmaya gerek yok noktayi koyup önüne bakmak lazim.
su hissi evliligimde yaşıyorum. esimin tüm cocukluk anilari bana cok ilginc geliyor, tüm hikayelerini duymak istiyorum. Anlattigi basit seyler hakkinda bile uzun uzun konusuruz. o da benim cocukluk zamanimla cok ilgilenir, annemdeki fotograf kutusunu karistirmaktan cok zevk alir devamli biz gittikçe açilir o kutu, bulunur benim fotolarım. cok basit birsey bile anlatsam cocukluguma dair mutlaka hafizasina atar, yeri gelir ondan bahseder.
ikimiz ortak bir cocuk yetistirmeyi gercekten cok istiyoruz. bu hani kaşı ona benzesin burnu bana benzesin degil kesinlikle.
ama bir cocugun büyüyüp hayatindaki insanın dizine yatıp cocukluk anıları diye bizim ona kurdugumuz dunyayi anlatmasi fikri bile bize cok cilginca geliyor.
esimin ailesi fakir bir aileymis, oyle cok oyuncak- hediye falan almazmis. ama bir noelde annesi babasi elleriyle tahtadan bir sehir yapmislar advent calendar seklinde her gun birsey aciyorsun. icine de sadece cikolaya koymuslar - sonra her sene aynı kutuyu vermisler
mesela istiyoruz ki biz de cocugumuza ellerimizle onu cok heyecanlandiracak kocaman bir adventcalendar hazirlayalim, her sabah uyaninca kosa kosa bir tanesini açsın- heyecanla beklesin. bunu da hep hafizasinda hatirlasin.
gibi gibi...
Kıskançlıktan kuduruyorsun değil mi?Adamın söylediğine katılmamak birlikte ben senin söylediğine de katılmıyorum.aşk denen şey o kadar o kadar zor denk gelen birşey ki.tamam 1 defayla sınırlı değil ama senin dediğin kadar da fazla olamaz.sen hayatı diğer insanlara göre daha fazla seven ve dolu dolu yaşamak isteyen biri olduğun için beynin olumlu sonuç çıkarmak adına aşk olmayan şeyleri aşk olarak işlemek istiyor bence.yani ben kusura bakma ama zorlama buluyorum bu dediklerini.yani aman şunu da yaptım bunu da yaptım, çok fazla ilişkim de oldu, deli dolu aşklar da yaşadım, şahane bir hayat yaşadım, herkeslerden de iyiyim cart curt.bu konularda kendini yapmacık olarak motivasyon edip üste çıkmaya çalışıyormuşsun gibi.yani doğal, akişta yaşanmış, objektif olarak değerledirilmiş durumlar değil bence.toksik bir olumlu bakma durumun var bence.eee o kadar çok güzel ilişki yaşayıp, çokça da âşık olduysan niye o ilişkiler bitti o zaman? Daha fazla ilişki yaşamak içinse o da yapmacıklık oluyor işte.kendi içinde bile tribünlere oynamaya çalışıyorsun.magazin programlarındaki aşklara ne kadar inanıyorsan seninkilere de o kadar inanıyorum.bu hiç sevgi dolu, aşk dolu bir ilişki yaşamadın anlamına gelmiyor ama dediğin gibi de olamaz.bir perdenin arkasından konuşuyormussun gibi.he canım he deyip geçiyorum çoğu yorumunu.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?