İlk defa kendime yakın hissettiğim bi konu ile başbaşayım
Kelimler tükeniyor ben bu konuyu okurken ben bekarım 3,5 yıllık bir ilişkim var ve sevgilim sürekli kapanmamı istiyor ben ise yapamayacağımı belirtiyorum içimden gelmiyor diyorum ama malesef hiç anlayışlı değil bu konuda çok canımı yakıyor sanırım sonunda bu bizim ayrılık sebebimiz olacak derken senin konuna rast geldim evlenince zorlarmı diye düşünüyordum hep demekki zorluyorlarmış şu an öyle canım yanıyor ki sende kendimi gördüm çok acı bi insanın zorla kapatılmak istenmesi herkesin din i kendine ve bu kıskançlık değil hastalık TIP KI benim sevgilim gibi
Ve şimdi daha iyi görüyorum ki bizim sonumuz YOK
insan madem yapabiliyomuş kandine bukadar güveniyomuş şimdiye kadar niye yapmamış diye düşünmektan kendini alamıyor.hani olmasa gücü yetmese napsın yapamadı der geçersin.pek güzel bir şekildede herşeyin doğrusunu nasıl düzelteceğini bilen biri bu.hatasının da farkında ama boşanana kadar yapmamış.patafix şimdi buna üzülmeli mi sevinmeli mi bilemedim yani.hakkınızda hayırlısı
Vallahi cok ilginc, koca kendisini namaza cemmate vermis, ama istersen seninle gece kulüplerine bile gelirim demesi cok ilginc. Bir insan nasil böyle iki ayri kutup olabiliyor onuda anlamadim.
Peki Patafix sen nasil yasiyacaksin, ikinizde cok degisiksiniz, bir evlilikte ayni yöne bakmak lazim.
Nerde bunun zevki eger kocan senin icin, sen istedigin icin aslinda istemedigi seyleri yapacak.
Sende onun icin ama aslinda istemedigin seyleri yapacaksin, bunun adida ayni cati altinda evlilikmi?
Ben seni anlamadim arkadasim, gercekten anlamadim....neyi deniyeceksin? sana neyi ispatlayacakda sende seyir halinde olacaksin...
Acaba gerçekten bir evlilikte aynı yöne mi bakmak önemli, yoksa çeşitlilik mi? Anlayış sürekli devrede olursa aşılamayacak gibi gelmiyor bana ama bilemiyorum. Zaten bir kaç gündür en çok kullandığım kelime bu. "Bilmiyorum"
Hay Allah! Ne diyeyim şimdi bilemedim. Ama ben şunu söyleyebilirim ki asla eşim için kapanmam. Bunu yüreğimde hissetmeden asla! Kimi kandırabilirim? Yaradanı mı? Hayatımdaki adamın egoları okşanacak diye, kıskançlıklarıyla başedemiyor diye ben mutsuz olmak zorunda mıyım? Öyle şartlı şurtlu olmaz bu işler. Ha nedir belki biraz daha uyumlu olmaya çalışabilirim ama eğer istersem. Gerekirse ayrılmalısınız. Mutsuz mutsuz bir evliliğe başlamaktansa, ya kişisel özgürlüklere saygılı olacak sevgiliniz, ya da yolu açık olsun. Siz kimsenin istediği gibi giydirebileceği bir oyuncak bebek değilsiniz!
Yorumunuzun özünde oğlumu görebildiğim için samimiyetinize yürekten inandım ve gerçekten teşekkür ediyorum vakit ayırmanızdan dolayı. Ama beni eleştirirken acıttığınız "bencillik" konusunda özellikle bir şeyler yazmak istedim. Binbir hayal kurarak evlendiğim adam, yalvar yakar çocuk istediği için planladığım zamandan önce hamile kaldım ama aldatıldım. Öyle bir hançerdir ki aldatılmak, saplandığı andan itibaren bambaşka bir insanla tanışırsınız içinizde ve asla memnun kaldığınız bir tanışma değildir bu, yaşayan bilir ancak. Oğlum için asla sineye çekemediğim bu durumu yutkundum durdum. Bencil miyim ben sizce? Eşimin defalarca kez söylediği ve hayatta en sevmediğim şeylerin en başında gelen "yalanlar" sevgimi azalttıkça azalttı, "oğlum için" dedim mücadele ettim bu adamı düzeltmek için. Düzeldi evet gördüğüm kadarıyla, ya da iyice profesyonelleşti bilemem. Güvenmemek nasıl paranoyak eder bilir misiniz? Huzurumdan vazgeçtim. Sizce yine bencil miyim? Giyinmeye kuşanmaya, lüks içinde yaşamaya, en kaliteli mekanlara alışkın biri olarak, yine oğlum için, ısınamadığım, doymadığım, tek odalı, banyosu evin dışında ve mutfaksız bir evde, çeyizim bir tavan arasında çürürken, dışardaki yaşamdan soyutlanıp, kazandığım parayı borçlar için eşimin avucuna koyarken de bencillik mi ettim dersiniz? Bu standartlarda yaşadığım için belki huysuzluk edip biraz fazla şefkat ve ilgi beklediğim adam bana "hiç birşeyden mutlu olmuyorsun sen, artık hiç birşey senin istediğin gibi olmayacak" diye çemkirdiğinde paramparça olan kalbimi, keşke bencil olsaydım da "bencilliğimle" onarabilseydim. "Ben bu adama ne verdim ki, hangi özveri biçimini gösterdim ki, haklı böyle konuşmakla" diyebilseydim keşke. Asabi, dengesi çabuk bozulan ve sinirlendiğinde bambaşka birine dönüşen bir "eş", sonrasında binlerce kez özür dilediğinde, "sensiz olamam ben" diye ağladığında, çocuk gibi yalvardığında, ayaklarınıza kapandığında evet yumuşuyorsunuz insanlığınız duruyorsa hala. Ama inanın kendinizi bir sonraki kırgınlık için yeterince onaramıyorsunuz. "Ben bu filmi defalarca gördüm" diyorsunuz. Ve kendinize yakıştırdığınız en son kelime bile olamıyor "bencillik". Aksi gibi özlediğiniz, özünüze katmak istediğiniz bir sıfat oluyor. Diyorsunuz ki "keşke bencil olabilsem"!
ama sizin başlığınızda anllatığınız boşanma sebebi bambaşka yani ona dayanarak yazılmış bir yorum bu ama saygı duyuyorum belkide özelinizi o kadar deşifre etmek istemişsinizdir.
ancak o msjda bile sizin bu yorumunuzun cvbı vardı bakın şu cümle
eğer dayak yeseydin, aç bırakılsaydın,karı kız aldatılma olayların olsaydı asla sana çocuk için otur çek demezdim asla.
yani olayın bambaşka boyutları varmış o yüzden o yorum konunun başındaki boşanmış kadınaydı o sebeple boşanmış kadına ama sen o değilmişsin bambaşka sebeplerin varmış bunu söylemeden bilemedik tabi.hakkını helal et
bu durumda ben ne yapardım bilmem? inan bunun cvbını vermek çok zor burda atar tutarız yok boşardım yok şöyle yok böyle ama.... insan yaşadığını bilir ve ben aldatılmayı yaşamadığım için birşey diyemiyceğim arkadaşım sana karşı haksızlık etmiş olurum.
sadece şunu düşünmeni tavsiye ederim. tekrar denemeye değermi bu evlilik? artısıyla eksisiyle yaz bir kağıda maddelerden en büyüğü olan oğluşunuda koy. bak bakalım değermi değmezmi? hangisi daha fazla?bu da sadece tavsiye canım Allah yardımcın olsun
Diyorum ya ben ona hep eğer bu içimden gelirse yaparım asla senin için yapmam dedim ama şimdi düşünüyorum ki bana şimdi peki deyip ( gerçi imkansız peki ) demesi ama evlenince baskı yaparsa ne anladım ki hem ben zaten ona uyumlu giyiniyorum kapalı giyiniyorum bunu kabul edip susması lazım ama yok illa kapanacakmışım
Çok bunaldım yaklaşık bir kaç aydır bu sorunla ugraşıyorum beynim cok yorgun ve kalbim halen onu seviyor
Kardeslikle evlilik birmi?
Tabiki kardeslikte ayni yöne bakmiyorsunuz, bir elin parmaklari gibidir kardeslik.
Ama evlilik öylemi? Hayir. Evlilikte ayni seylerden zevk alma, ayni seylerden mutlu olma, ayni seyleri paylasma, ayni seyler hakkinda anlasma, kisacasi ayni sizin gibi bakis acisi olan bir insanla hayati paylasmak istersiniz.
Cünkü hayatinizi paylasmak istediginiz insani secme hakkiniz var. Bunu ailede yapamazsiniz, ailenin icine dogarsiniz.
Madem öyle, neden kapanmasini istiyor esiniz? Madem birbirinize saygili olacaksaniz neden size saygi duymadi basindan beri...Neden bu zorlama...
Demekki ayni benim gibi düsünüyor esinizde...ayni yöne bakmak istiyor, cünkü bu her zaman bir evliligi kolaylastiriyor. Hatta bir türk atasözümüz var:" davul bile dengi dengine calar" demis...
Tabiki hic kimse burda ayriligi tasvip etmiyor ama zorlama diye bir seyde olmamasi lazim bir evlilikte.
Tatlım, ayrılık aşamasanı gelene kadar kim bilir ne büyük tartışmalar yaşadınız, herşeyden evvel bir çocuğunuz var ve bu çocuğun sessiz sakin huzurlu bir ortamda büyümeye ihtiyacı var bunu sakın unutma.Eğer barışırsanız aynı şeyleri yeniden yaşayacak ve yine yorulacaksın, bu defa boşanmak bu kadar kolayda olmayacak çünkü çevreye karşı da bir nebze mahçup olacaksınız yine mi boşanıyorlar dedirtmemek için...Bu kadar yol birlikte olduğunuza göre insan olarak onu çok sevdiğine eminim ama bu demek değildirki bu kadar yıprandıktan sonra aşk tazeleyebileceksiniz...inan bana bir çok erkek ayrıldıktan sonra boşlupa düştükleri için yeniden eşlerine kavuşmak isterler ama kavuştuklarında ayrılığa sebep olan şeylere devam ederler.Eğer bu evliliği yürütebilecek kapasitede bir insan olsa, eğer seni duygusal manada tatmin etse zaten boşanmazdınız, peki ne değişecek? Madem bu kadar seviyorsu o zaman kıymet bilseydi ve sizi ayrılığa sürükleyen sebepleri ortadan kaldırsaydı...Kendne içinde onun olmadığı bir hayat kur tatlım...
Öncelikle bu samimi yorumunuz için çok teşekkür ediyorum. İnanır mısınız bilemem ama beraber olduğumuz süre boyunca oğlumun yanında bir defa bile tansiyon yükselmedi aramızda. Hep çok dikkat ettik. Dediğiniz gibi sessiz sakin bir ortamın, ve birbirine dokunmaktan çok hoşlanan bir anne babanın çocuğu benim oğlum. Aksi gibi o kıskanır gelir aramıza otururdu :) Son ayrılık kararını aldığımız dönem, işlerinden dolayı eve çok geç gelirdi. Belki de birbirimize vakit ayıramadığımız için o kadar fevri davranıldı. Düşünün eve gece 12 gibi gelen bir eş, ben de çalışıyorum ve sabah erken kalkıyorum. Ama uykumdan feragat edip gece 2'ye 3'e kadar otururdum. Uykumu alamadan işe gitmek de stres yaratıyordu bende. Ayrıca borçlar ve kaldığımız dairenin yaşam standartlarının çok düşük olması da büyük bir etken. Şu an borçlar yarıya düşmüş durumda. Ve eşim akşamları normal bir saatte gelebileceği bir iş arıyor şimdi. Yani tekrar bir araya gelirsek daha uygun şartlar oluşacak ilişkinin sağlıklı yürümesi açısından. İşte bu yüzden "acaba tekrar mı denesem" diye düşünmüyor değilim. Geleceğimizi zaman şekillendirecek ve tabii ailemin kararı. Hayırlısı ne ise o olsun...
Peki bu şartların yeniden bozulmayacağını garanti edebilir mi sana ve çocuğuna? önemli olan bütün gün yapış yapış ilgi göstermek değil, az görüştüğünüz zamanı kaliteli olarak kullanabilmek tatlım, eğer devam etmeyi düşünüyorsan senin artık bazı şeyleri eşine öğretmen gerek, ona karşı açık ol ihtiyaçlarını anlamasını bekleme açık açık anlet ve talep et belki bu durumda daha iyi bir sonuç alırsınız.ve asla içinde tutma, olayları anında çözün içinize atmayın...
Aslında aynen sizler gibi düşünüyorum. Umudum yok ama oğlumun, bir başkasına "baba" demenin ne gibi riskler doğuracağını bilmediğim için, yani sadece onun için bu kadar kararsız kaldım. "Ya bir gün pişman olursam denemediğime" diye.
Yorumunuzun özünde oğlumu görebildiğim için samimiyetinize yürekten inandım ve gerçekten teşekkür ediyorum vakit ayırmanızdan dolayı. Ama beni eleştirirken acıttığınız "bencillik" konusunda özellikle bir şeyler yazmak istedim. Binbir hayal kurarak evlendiğim adam, yalvar yakar çocuk istediği için planladığım zamandan önce hamile kaldım ama aldatıldım. Öyle bir hançerdir ki aldatılmak, saplandığı andan itibaren bambaşka bir insanla tanışırsınız içinizde ve asla memnun kaldığınız bir tanışma değildir bu, yaşayan bilir ancak. Oğlum için asla sineye çekemediğim bu durumu yutkundum durdum. Bencil miyim ben sizce? Eşimin defalarca kez söylediği ve hayatta en sevmediğim şeylerin en başında gelen "yalanlar" sevgimi azalttıkça azalttı, "oğlum için" dedim mücadele ettim bu adamı düzeltmek için. Düzeldi evet gördüğüm kadarıyla, ya da iyice profesyonelleşti bilemem. Güvenmemek nasıl paranoyak eder bilir misiniz? Huzurumdan vazgeçtim. Sizce yine bencil miyim? Giyinmeye kuşanmaya, lüks içinde yaşamaya, en kaliteli mekanlara alışkın biri olarak, yine oğlum için, ısınamadığım, doymadığım, tek odalı, banyosu evin dışında ve mutfaksız bir evde, çeyizim bir tavan arasında çürürken, dışardaki yaşamdan soyutlanıp, kazandığım parayı borçlar için eşimin avucuna koyarken de bencillik mi ettim dersiniz? Bu standartlarda yaşadığım için belki huysuzluk edip biraz fazla şefkat ve ilgi beklediğim adam bana "hiç birşeyden mutlu olmuyorsun sen, artık hiç birşey senin istediğin gibi olmayacak" diye çemkirdiğinde paramparça olan kalbimi, keşke bencil olsaydım da "bencilliğimle" onarabilseydim. "Ben bu adama ne verdim ki, hangi özveri biçimini gösterdim ki, haklı böyle konuşmakla" diyebilseydim keşke. Asabi, dengesi çabuk bozulan ve sinirlendiğinde bambaşka birine dönüşen bir "eş", sonrasında binlerce kez özür dilediğinde, "sensiz olamam ben" diye ağladığında, çocuk gibi yalvardığında, ayaklarınıza kapandığında evet yumuşuyorsunuz insanlığınız duruyorsa hala. Ama inanın kendinizi bir sonraki kırgınlık için yeterince onaramıyorsunuz. "Ben bu filmi defalarca gördüm" diyorsunuz. Ve kendinize yakıştırdığınız en son kelime bile olamıyor "bencillik". Aksi gibi özlediğiniz, özünüze katmak istediğiniz bir sıfat oluyor. Diyorsunuz ki "keşke bencil olabilsem"!
Acaba gerçekten bir evlilikte aynı yöne mi bakmak önemli, yoksa çeşitlilik mi? Anlayış sürekli devrede olursa aşılamayacak gibi gelmiyor bana ama bilemiyorum. Zaten bir kaç gündür en çok kullandığım kelime bu. "Bilmiyorum"
Öncelikle bu samimi yorumunuz için çok teşekkür ediyorum. İnanır mısınız bilemem ama beraber olduğumuz süre boyunca oğlumun yanında bir defa bile tansiyon yükselmedi aramızda. Hep çok dikkat ettik. Dediğiniz gibi sessiz sakin bir ortamın, ve birbirine dokunmaktan çok hoşlanan bir anne babanın çocuğu benim oğlum. Aksi gibi o kıskanır gelir aramıza otururdu :) Son ayrılık kararını aldığımız dönem, işlerinden dolayı eve çok geç gelirdi. Belki de birbirimize vakit ayıramadığımız için o kadar fevri davranıldı. Düşünün eve gece 12 gibi gelen bir eş, ben de çalışıyorum ve sabah erken kalkıyorum. Ama uykumdan feragat edip gece 2'ye 3'e kadar otururdum. Uykumu alamadan işe gitmek de stres yaratıyordu bende. Ayrıca borçlar ve kaldığımız dairenin yaşam standartlarının çok düşük olması da büyük bir etken. Şu an borçlar yarıya düşmüş durumda. Ve eşim akşamları normal bir saatte gelebileceği bir iş arıyor şimdi. Yani tekrar bir araya gelirsek daha uygun şartlar oluşacak ilişkinin sağlıklı yürümesi açısından. İşte bu yüzden "acaba tekrar mı denesem" diye düşünmüyor değilim. Geleceğimizi zaman şekillendirecek ve tabii ailemin kararı. Hayırlısı ne ise o olsun...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?