- 21 Ekim 2014
- 6.805
- 5.035
- 248
Yinede soruyorum kızlar; BİR İNSAN DEĞiŞİR Mİ?
İte kaka giden bir evlilik sonrası açtığım boşanma davası
Sebepler sizinkilerle benzer: Psikolojik şiddet, kompleksleri, fiziksel şiddet ve aldatmayı gördüğü aile ortamı, saygısızlık, merhametsizlik, ailemi hiçe sayma.
Davadan sonra aklı başına geldi(!), yalvardı, yakardı, ailemden özürler diledi. "Ben değiştim"i ispatlama çalıştı.
2 ay iyiydi. Boşanma davasını geri aldım.
2 ay sonra eski tas eski hamam.
Her erkeğe genellenebilir mi bilmiyorum ama benimki değişmedi. Yeniden dava açtım 1 sene sonra.
Cok gecmis olsun, hakkinizda hayirlisi olsun. Benzer seyleri yasamisiz. Su an nasilsiniz peki?
Ben korkuyorum gelecegimden. Bir sans versem, sizinki gibi hica saydigi ailemi elimin tersiyle ailemi itip ona dönecegim, ya sonrasi? Orasi mechul. Evlilik nasil bir risk ise bosanmakta su an bütün yasananlara ragmen bir risk. Risk almaktan, hata yapmaktan, daha kötüsü olacak düsüncelerinden korkuyorum. Hayatimda hic böyle caresiz kalmamistim. Caresizim, carem kendimim, ama kendime care olamiyorum. Karsimda bana zamaninda deger vermeyen adam hatalarimi anladim diyor, yalvariyorum diyor, göz yaslarina boguluyor. Zayiflamis, erimis aksim, bir saat önce is yerime geldi. Hickirmalari kulaklarimdan silinmiyor. Delirecek gibiyim. Parfümünün kokusu üzerime sinmis, burnumun diregi sizliyor. Ne vardi üc günlük dünyayi bana zehir edecek?
Evliliğini sürdürme kararı alırken ailenle eşin arasındaki buzların erimesini sağlamalısınız Sensible.Cok gecmis olsun, hakkinizda hayirlisi olsun. Benzer seyleri yasamisiz. Su an nasilsiniz peki?
Ben korkuyorum gelecegimden. Bir sans versem, sizinki gibi hice saydigi ailemi elimin tersiyle ailemi itip ona dönecegim, ya sonrasi? Orasi mechul. Evlilik nasil bir risk ise bosanmakta su an bütün yasananlara ragmen bir risk. Risk almaktan, hata yapmaktan, daha kötüsü olacak düsüncelerinden korkuyorum. Hayatimda hic böyle caresiz kalmamistim. Caresizim, carem kendimim, ama kendime care olamiyorum. Karsimda bana zamaninda deger vermeyen adam hatalarimi anladim diyor, yalvariyorum diyor, göz yaslarina boguluyor. Zayiflamis, erimis aksim, bir saat önce is yerime geldi. Hickirmalari kulaklarimdan silinmiyor. Delirecek gibiyim. Parfümünün kokusu üzerime sinmis, burnumun diregi sizliyor. Ne vardi üc günlük dünyayi bana zehir edecek?
Eşimle bir kere ayrılık noktasına geldik. Şiddetli bir tartışmanın ardından ben gideceğim demişti, biletimi al dedi. Kredi kartımı vermiştim gideceksen blōf yapma biletini al kendin git demiştim. Almadı tabi. O gün babamlada konuşmuşlardı, gideceğini söylemişti babama. Sonra o gece barışmıştık. Fakat evden ayrılışım ilk defa oldu. Çok gelgitlerim var. Aslında ayrılmak istemiyorum, ama eşimlede olmuyor. Anlaşamıyoruz. Ben sevgi bekledim, saygı bekledim, o ise kendi ağzıyla söylediği gibi sensible beni bırakmaz düşüncesiyle çok rahat davrandı. O kadar özlüyorum ki aslında, beni bu kadar yıpratmasına rağmen sarılıp mutlu olmak istiyorum, ama eşimin samimiyetinden emin olamıyorum. Boşanma davasını ben açtığım halde hiç istemeyerek boşanmak zorunda hissediyorum kendimi. Sevgi mi benimki yoksa alışkanlık mı bilmiyorum ama evimi özledim, yuvamı özledim hiç huzurum olmasada, huzurlu olduğum günlerin hayaliyle kahroluyorum. Niye böyle oldu, keşke böyle olmasaydı - işte bu soru ve bu istek, bu iki şey beni mahvediyor. Annemle, babamla, kardeşimle ve sevdiğim arkadaşımla konuşuyorum devamlı aynı şeyleri. Tek bir adım ileri gidemedim. Üzgünüm çok. Kalp acısı bu, yanıyor sanki. Herşey çok güzeldi, kendi elleriyle bilinçli olarak, ama işinde bu raddeye geleceğini tahmin bile etmeyerek yıktı yuvamızı. Şimdi pişmanlıklar içindeyim diyor. Ayrılan bir çok bayanın eşleri gibi barışmak için herşeyi deniyor, her yola başvuruyor. Çabalıyor, çabalayıp benden karşılığını alamadığı için ona dahi üzülüyorum. Kafamın içi hiç bu kadar dolu olmamıştı. Dönsem çocuk yapmaya bile korktuğum bir yuvam olacak, acabalarla yürüyecek belki bir süre belki hep. Dönmesem acaba pişman olur muyum diye düşünüyorum onca şeye rağmen. Hepsine bir çizik atıp hadi birdaha deneyelim desem, arkamda yine eşim tarafından bilerek ve bilmeyerek ezilmiş ve bu evliliğin felakete doğru ilerlediğini düşünen çok değerli bir ailem var. Çare arıyorum. Yolumu bulamıyorum, hangi taraftan gideceğimi bilemiyorum.hep bu tarz sorunlarda boşanmanın doğru olduğunu düşünürüm.ama sizin yazdıklarınızı okurken nedense acaba diye düşündüm.eşinizle hiç bu kadar ciddi bir şekilde boşanma aşamasına gelmiş miydiniz? eğer sürekli böyle sorunlar yaşayıp ayrılma durumlarına geldiyseniz boşuna uğraşmayın derim.ama ilk kez tamam boşanıyoruz durumuysa bu eşinizle son kez konuşun derim çünkü belli ki çok seviyorsunuz eşinizi aynı şekilde o da sizi seviyor.bazı insanlar psikolojik olarak sorunlu olunca aşkından ölse de saçma sapan davranışlarla karşılarındaki kişiyi hayattan bezdirebiliyorlar.o yüzden sizi kaybetme korkusu yaşayıp aklı başına gelmiş olabilir.aldatma gibi çok ağır şeyler olmadıkça herkes 2. bir şansı hak edebilir diye düşünüyorum.tabiki konuşurken de çok kırgın olduğunuzu ve artık gücünüzün kalmadığını bundan sonra en ufak bir hatada hayatından tamamen çıkacağınızı da söyleyin.
Canim 25 yilin ustunde tecrubemle kac kurtul derim.Degismez ve degismezler diyorum.Bende sans vermistim.Bir ayligina degismisti.Onca yildirda cekiyorum.KOCAMAN DEGMEEEEZZZZZZ!!!!!!!!! diyorum.Eşimle bir kere ayrılık noktasına geldik. Şiddetli bir tartışmanın ardından ben gideceğim demişti, biletimi al dedi. Kredi kartımı vermiştim gideceksen blōf yapma biletini al kendin git demiştim. Almadı tabi. O gün babamlada konuşmuşlardı, gideceğini söylemişti babama. Sonra o gece barışmıştık. Fakat evden ayrılışım ilk defa oldu. Çok gelgitlerim var. Aslında ayrılmak istemiyorum, ama eşimlede olmuyor. Anlaşamıyoruz. Ben sevgi bekledim, saygı bekledim, o ise kendi ağzıyla söylediği gibi sensible beni bırakmaz düşüncesiyle çok rahat davrandı. O kadar özlüyorum ki aslında, beni bu kadar yıpratmasına rağmen sarılıp mutlu olmak istiyorum, ama eşimin samimiyetinden emin olamıyorum. Boşanma davasını ben açtığım halde hiç istemeyerek boşanmak zorunda hissediyorum kendimi. Sevgi mi benimki yoksa alışkanlık mı bilmiyorum ama evimi özledim, yuvamı özledim hiç huzurum olmasada, huzurlu olduğum günlerin hayaliyle kahroluyorum. Niye böyle oldu, keşke böyle olmasaydı - işte bu soru ve bu istek, bu iki şey beni mahvediyor. Annemle, babamla, kardeşimle ve sevdiğim arkadaşımla konuşuyorum devamlı aynı şeyleri. Tek bir adım ileri gidemedim. Üzgünüm çok. Kalp acısı bu, yanıyor sanki. Herşey çok güzeldi, kendi elleriyle bilinçli olarak, ama işinde bu raddeye geleceğini tahmin bile etmeyerek yıktı yuvamızı. Şimdi pişmanlıklar içindeyim diyor. Ayrılan bir çok bayanın eşleri gibi barışmak için herşeyi deniyor, her yola başvuruyor. Çabalıyor, çabalayıp benden karşılığını alamadığı için ona dahi üzülüyorum. Kafamın içi hiç bu kadar dolu olmamıştı. Dönsem çocuk yapmaya bile korktuğum bir yuvam olacak, acabalarla yürüyecek belki bir süre belki hep. Dönmesem acaba pişman olur muyum diye düşünüyorum onca şeye rağmen. Hepsine bir çizik atıp hadi birdaha deneyelim desem, arkamda yine eşim tarafından bilerek ve bilmeyerek ezilmiş ve bu evliliğin felakete doğru ilerlediğini düşünen çok değerli bir ailem var. Çare arıyorum. Yolumu bulamıyorum, hangi taraftan gideceğimi bilemiyorum.
Eşimle bir kere ayrılık noktasına geldik. Şiddetli bir tartışmanın ardından ben gideceğim demişti, biletimi al dedi. Kredi kartımı vermiştim gideceksen blōf yapma biletini al kendin git demiştim. Almadı tabi. O gün babamlada konuşmuşlardı, gideceğini söylemişti babama. Sonra o gece barışmıştık. Fakat evden ayrılışım ilk defa oldu. Çok gelgitlerim var. Aslında ayrılmak istemiyorum, ama eşimlede olmuyor. Anlaşamıyoruz. Ben sevgi bekledim, saygı bekledim, o ise kendi ağzıyla söylediği gibi sensible beni bırakmaz düşüncesiyle çok rahat davrandı. O kadar özlüyorum ki aslında, beni bu kadar yıpratmasına rağmen sarılıp mutlu olmak istiyorum, ama eşimin samimiyetinden emin olamıyorum. Boşanma davasını ben açtığım halde hiç istemeyerek boşanmak zorunda hissediyorum kendimi. Sevgi mi benimki yoksa alışkanlık mı bilmiyorum ama evimi özledim, yuvamı özledim hiç huzurum olmasada, huzurlu olduğum günlerin hayaliyle kahroluyorum. Niye böyle oldu, keşke böyle olmasaydı - işte bu soru ve bu istek, bu iki şey beni mahvediyor. Annemle, babamla, kardeşimle ve sevdiğim arkadaşımla konuşuyorum devamlı aynı şeyleri. Tek bir adım ileri gidemedim. Üzgünüm çok. Kalp acısı bu, yanıyor sanki. Herşey çok güzeldi, kendi elleriyle bilinçli olarak, ama işinde bu raddeye geleceğini tahmin bile etmeyerek yıktı yuvamızı. Şimdi pişmanlıklar içindeyim diyor. Ayrılan bir çok bayanın eşleri gibi barışmak için herşeyi deniyor, her yola başvuruyor. Çabalıyor, çabalayıp benden karşılığını alamadığı için ona dahi üzülüyorum. Kafamın içi hiç bu kadar dolu olmamıştı. Dönsem çocuk yapmaya bile korktuğum bir yuvam olacak, acabalarla yürüyecek belki bir süre belki hep. Dönmesem acaba pişman olur muyum diye düşünüyorum onca şeye rağmen. Hepsine bir çizik atıp hadi birdaha deneyelim desem, arkamda yine eşim tarafından bilerek ve bilmeyerek ezilmiş ve bu evliliğin felakete doğru ilerlediğini düşünen çok değerli bir ailem var. Çare arıyorum. Yolumu bulamıyorum, hangi taraftan gideceğimi bilemiyorum.
Benim hislerim de böyleydi. Korktum geleceğimden,daha çok üzüleceğimden. Ağlamalarına,bana ol keseden attığı yalanlara kandım. Şimdi her şey sil baştan. Ben yine boşanıyorum. Ver şans ver de boşanma kapısı açıldı mı kapanmıyor bunu bil. Onlarca hikaye var burda, hep aynı. Hep aynı. Keşke değişin de sen mutlu ol.Cok gecmis olsun, hakkinizda hayirlisi olsun. Benzer seyleri yasamisiz. Su an nasilsiniz peki?
Ben korkuyorum gelecegimden. Bir sans versem, sizinki gibi hice saydigi ailemi elimin tersiyle ailemi itip ona dönecegim, ya sonrasi? Orasi mechul. Evlilik nasil bir risk ise bosanmakta su an bütün yasananlara ragmen bir risk. Risk almaktan, hata yapmaktan, daha kötüsü olacak düsüncelerinden korkuyorum. Hayatimda hic böyle caresiz kalmamistim. Caresizim, carem kendimim, ama kendime care olamiyorum. Karsimda bana zamaninda deger vermeyen adam hatalarimi anladim diyor, yalvariyorum diyor, göz yaslarina boguluyor. Zayiflamis, erimis aksim, bir saat önce is yerime geldi. Hickirmalari kulaklarimdan silinmiyor. Delirecek gibiyim. Parfümünün kokusu üzerime sinmis, burnumun diregi sizliyor. Ne vardi üc günlük dünyayi bana zehir edecek?
Of of aynı ben. Ne biçim bi kalbimiz var? Adamlar sayıp sövüyor biz de hala acıyoruz saf saf! Kendimize verdiğimiz değere bak!Eşimle bir kere ayrılık noktasına geldik. Şiddetli bir tartışmanın ardından ben gideceğim demişti, biletimi al dedi. Kredi kartımı vermiştim gideceksen blōf yapma biletini al kendin git demiştim. Almadı tabi. O gün babamlada konuşmuşlardı, gideceğini söylemişti babama. Sonra o gece barışmıştık. Fakat evden ayrılışım ilk defa oldu. Çok gelgitlerim var. Aslında ayrılmak istemiyorum, ama eşimlede olmuyor. Anlaşamıyoruz. Ben sevgi bekledim, saygı bekledim, o ise kendi ağzıyla söylediği gibi sensible beni bırakmaz düşüncesiyle çok rahat davrandı. O kadar özlüyorum ki aslında, beni bu kadar yıpratmasına rağmen sarılıp mutlu olmak istiyorum, ama eşimin samimiyetinden emin olamıyorum. Boşanma davasını ben açtığım halde hiç istemeyerek boşanmak zorunda hissediyorum kendimi. Sevgi mi benimki yoksa alışkanlık mı bilmiyorum ama evimi özledim, yuvamı özledim hiç huzurum olmasada, huzurlu olduğum günlerin hayaliyle kahroluyorum. Niye böyle oldu, keşke böyle olmasaydı - işte bu soru ve bu istek, bu iki şey beni mahvediyor. Annemle, babamla, kardeşimle ve sevdiğim arkadaşımla konuşuyorum devamlı aynı şeyleri. Tek bir adım ileri gidemedim. Üzgünüm çok. Kalp acısı bu, yanıyor sanki. Herşey çok güzeldi, kendi elleriyle bilinçli olarak, ama işinde bu raddeye geleceğini tahmin bile etmeyerek yıktı yuvamızı. Şimdi pişmanlıklar içindeyim diyor. Ayrılan bir çok bayanın eşleri gibi barışmak için herşeyi deniyor, her yola başvuruyor. Çabalıyor, çabalayıp benden karşılığını alamadığı için ona dahi üzülüyorum. Kafamın içi hiç bu kadar dolu olmamıştı. Dönsem çocuk yapmaya bile korktuğum bir yuvam olacak, acabalarla yürüyecek belki bir süre belki hep. Dönmesem acaba pişman olur muyum diye düşünüyorum onca şeye rağmen. Hepsine bir çizik atıp hadi birdaha deneyelim desem, arkamda yine eşim tarafından bilerek ve bilmeyerek ezilmiş ve bu evliliğin felakete doğru ilerlediğini düşünen çok değerli bir ailem var. Çare arıyorum. Yolumu bulamıyorum, hangi taraftan gideceğimi bilemiyorum.
Benim hislerim de böyleydi. Korktum geleceğimden,daha çok üzüleceğimden. Ağlamalarına,bana ol keseden attığı yalanlara kandım. Şimdi her şey sil baştan. Ben yine boşanıyorum. Ver şans ver de boşanma kapısı açıldı mı kapanmıyor bunu bil. Onlarca hikaye var burda, hep aynı. Hep aynı. Keşke değişin de sen mutlu ol.
aslında ben de bir konu açtım. zaten sadece bir konum var. istersen bakabilirsin. ama özetle seninkine benzediğini söyleyebilirim. benim eşim içinde iki insan barındırıyor. biri bana aşkında ölüyor, biri de benden nefret ediyor. ortası yok ama. öfke kontrolsüzlüğü 2. karakterinin belirgin yanı. eli kolu durmaz. en ağır hakaretler benle ilgili her şeye gelir. her kötü söylediğimi (ona göre kötü) hatırlar, hiç unutmaz, temcit pilavı gibi hep gündeme gelir her kavgada alakalı alakasız ve ve ve ailesine aşırı düşkün! en küçük bir ima (ki ona göre ima) benim ailesine saygısızlığım olarak görülür. en küçük kavga büyür böyle çığ gibi ve üzerinden aman zaman geçmesin sıcağı sıcağına hoooop adliyeye zorla sürüklenilir. böyle bi tip işte. ilkinde de aynısını yaptı, 2.ci de biraz daha ağır ama sistem olarak aynı davranışlar yani.Tam olarak neydi problemleriniz?
ayy aynıı yaa hiç unutmazdı benimki de ben unuturdum ama bi bakardım ki o unutmamışş,aslında ben de bir konu açtım. zaten sadece bir konum var. istersen bakabilirsin. ama özetle seninkine benzediğini söyleyebilirim. benim eşim içinde iki insan barındırıyor. biri bana aşkında ölüyor, biri de benden nefret ediyor. ortası yok ama. öfke kontrolsüzlüğü 2. karakterinin belirgin yanı. eli kolu durmaz. en ağır hakaretler benle ilgili her şeye gelir. her kötü söylediğimi (ona göre kötü) hatırlar, hiç unutmaz, temcit pilavı gibi hep gündeme gelir her kavgada alakalı alakasız ve ve ve ailesine aşırı düşkün! en küçük bir ima (ki ona göre ima) benim ailesine saygısızlığım olarak görülür. en küçük kavga büyür böyle çığ gibi ve üzerinden aman zaman geçmesin sıcağı sıcağına hoooop adliyeye zorla sürüklenilir. böyle bi tip işte. ilkinde de aynısını yaptı, 2.ci de biraz daha ağır ama sistem olarak aynı davranışlar yani.
Allah ıslah etsin bunları. niyeyse bu modelden çok! havadan mı sudan mı neden bunlar sürüyle ya? lütfen biri bana anlatsın.ayy aynıı yaa hiç unutmazdı benimki de ben unuturdum ama bi bakardım ki o unutmamışş,
işte unutmamak kindar fesat insanların işi
her yorumumu yanlış anlardı,hep ben de şeytanlık varmış gibi dşünürdü
aynı bunlar valla aynıııı
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?