- Konu Sahibi reginaspektor
- #81
:)) kıymet bilmiyorum yani
biraz daha fazlasi var hayatim orada

Son düzenleme:
Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
:)) kıymet bilmiyorum yani
Herkese merhaba arkadaşlar boşanmayla ilgili tüm forumları okudum ama kendime benzer bir durum bulamadım malesefBiraz ilginç benim hikayem çoğunuz anlamsız bulacak belki de yine de paylaşmaya ihtiyacım var.2 yıldır evliyim aşk evliliği bizimkisi.Aile yapılarımızın farklı olmasından dolayı çok sancılı ve gözyaşılı bir nişanlılık ve düğün süreci geçirdik.Ailelerimizin kültürel ve ekonomik düzeyleri çok farklı birbirinden ve ailesini hiç bizaman sevip benimseyemedim. Onlar da beni çok benimseyemedi doğal olarak neyse ama uzak şehirlerde yaşıyoruz ve bana bi zararları da faydaları da yok.Aramızdaki güçlü aşktan dolayı o çok sıkıntılı dönemlerde nişanı atmadığım için şimdi pişmanım biçok şeyi yaşayamadım içimde kaldı ve şimdi değdi mi bunca sıkıntıya diye sorguluyorum hep.Eşim beni hala çok seviyor ,değer veriyor ,bana hayran ama ben eski ben değilim evet aşık değilim ona artık.Birlikte hiçbişey yapmaktan zevk almıyorum ve hep yalnız kalmak istiyorum. Çünkü farklıyız; yetiştirilme tarzlarımız, zevklerimiz, mizaclarımız..Hayalimdeki erkeğin o olmadığını yeni fark ediyorum.Sürekli eleştiriyorum ve onu yetersiz bulduğumu hissettiriyorum hem de çok acımasızca yapıyorum bunu
( cinsel anlamda yanıma da yaklaştırmıyorum.Her fırsatta evliliğimizn hata olduğunu söylüyorum evet gerçekten pişmanım nişanlıyken ayrılmadığıma.Beni onun kadar sevecek birini bulamam diye ayrılmadım ama şimdi görüyorum ki sadece sevilmek hayran olunmak yetmiyormuş.Ben hayranlık duyulacak biri olmak istemiyorum ,hayran olacağım biriyle evli olmak isterdim.Çok mutsuzum ve Onu da mutsuz ediyorum bu kadar yıpranmayı hak etmiyor..Çocuğumuz da yok ve anne olmayı hiç istemiyorum zaten.Bu noktada boşanmak çözüm mü bilmiyorum sadece düşünüyorum..ortada somut bi sebep yokken ??
:)) kıymet bilmiyorum yani
rica ederim canım niye kırılayım..evet sevilmek hayran olunmak tüm bayanların istediği birşey de aksinin olması daha mutlu etmez mi insanı yada ikimiz de hayran olabilsek birbirimize.. bilmiyorum aranızda bu durumd aolan yok mu hiç yani evde hep bayanın sözünün geçtiği erkeğin pasif kaldığı evlilikler ,bu bir bayanı çok mutsuz eden birşey aksi de kötü tabi keşke arası olsa..mesela basit bi örnek vereyim tatil planı yapıyoruz orda bile nerde kalıcaz nereyi gezicez her şeyi ben ayarlamak durumundayım , bilmem anlatabiliyor muyum çok yoruyor buna benzer durumlar beni ve eşime hayranlık duyamıyorum hani sanki ben bu evin reisiymişim gibi..
evet seni seveni seversin tabi ama evlilikte daha farklı şeyler de bekliyor insan yani bişeyleri hep ben düşünmeyim O yapsın o düşünsün istiyorum daha güçlü bir erkek yani..bizdeyse her şeye ben karar veriyorum hani sanki eşim değil çocuğum gibi![]()
estağfurullah çok konuşmak da ne demekpsikoloğa zaten birlikte gittik yani eşim de biliyor bu durumu ama ben mutsuzluğumu sadece mükkemeliyetçi kişiliğime bağlamıyorum tabi onun büyük payı var ama daha çok nedeni eşimde ve hayatımızda yakalayamadıklarım, eksikler..
biraz daha fazlasi var hayatim orada![]()
Reginaspector, sen ben misin acaba? Mükemmeliyetçilikten sonra bir de şizofrenik bozukluk mu başladı da önce farklı isimle yazıp sonra da gelip okuyorum diye düşündüm bir an.
o kadar aynı şeyleri yazmışsın ki, dünyada benim aynımdan bir kişi daha varmış.Benim artık durumu yazacak takatim bile yok, öyle söyleyim.
merhaba,
nerden başlasam bilemedim ...söylenecek çok şey var bnce..öncelikle hemen kestirip atmak doğru değil bnce..boşanmak kolay olanı seçmektir...eşinizle aranızdaki aşk gitmiş ama geri getirebilirsiniz..AŞK nedir ki karşındakine bakarken kalbin atar heycanlanırsın yanında olmak istersin falan e bunları kendinizde yapabilirsiniz.aşk geri gelir heycan geri gelir ama sevgi gelmez...eşinizde sizi seviyor ne güzel...mesela değişik aktiviteler düzenleyin kocanızla mekan değişikliği yapın ufak kaçamaklar yapın..şımarıklıklar yapın süprizler romantik dakikalar yapın evliliğinize heycan katarsınız bu şekilde..ama eğer mevzu heycanın gitmesi değilde mesela sizin heyecanınızın başka bir yöne kaymasıysa (yanlış anlamayın ama bu durumda olan hikayeler okudum ve bu sonuç çıkabildi) yani belki siz beklediğiniz şeyi bi başkasında gördünüz ve kocanızı gözden çıkarıyorsunuz ve bunu kendinize bile itiraf edemiyor olabilirsiniz...tekrar söylüyorum yanlış anlamayın böyledir demiyorum eğer böyleyse size tavsiyelerim daha farklı olacaktır ondan..
öyle biri yok ama tabiki iş hayatımda sosyal hayatımda gördüğüm erkeklerle kıyas yaptığım çok oluyor, hepimiz yapmaz mıyız bunu?
haklı yanların var zaten dışardan bakınca öyle gözüküyor ama hiç yaşadın mı benim eşim gibi biriyle?tamam şidet yok hakaret yok ama işte yine de mutlu olamıyor insan..
yazdıklarını okuyunca senin eşinin durumunun daha vahim olduğunu gördüm canım benim..balayını bizde de ben ayarlamıştım bak bu ortak ama onun dışında ticarete kafası iyi çalışır ,iyi pazarlık yapar ,genel kültürü benden iyidir bir çok konuda( tatil-gezi-alışveriş dışında).tatili hep ben ayarlarım.fiziğine de dikkat eder yakışıklı sayılır ama hep ne giyceğine ben karar vermek zorundayım kendi başına alışverişe çıkamaz. Ama eğlenceli değildir mesela derler ya ortam adamı değildir.Ben gezmeyi çok severim mesela o genelde benim hatırıma ben mutlu olayım diye gezer ve bu beni deli eder.Bu yüzden çok keyif almıyorum işte ben de onla bişeyler yapmaktan sıkılıyorum..Ben de ailesinden sevgi ve huzur bulamamış, bulduğu pasiflik ve gerideliği huzur sanmış, evlendikten sonra da kendi herşeyi eşinden daha çok bilir bulmuş birisiyim. Herşeyi ondan önce görürüm, duyarım, ben organize ederim, şu an onunla tatile gitmek bile istemiyorum. Balaymızı bile ben ayarlamıştım. Şimdi ilk defa ona tatili sen ayarla diye bıraktım herşeyi, 1 ay öncesinden de söyledim.Yarın izine ayrılıyor ve bizim halen nereye gideceğimiz belirsiz. İlk evlendik, çıktığı odanın lambasını söndürmez, düşün ben 5 yaşında babamdan azar yiyordum söndürmedim diye... Araba kullanmayı bilmez, evlendikten sonra benim arabamda 30 yaşında öğrendi. Kitapçılarda dolaşmaz, bi gün bi şarkı yollayıp ya da dinletip bak bugun bunu keşfettim demez, varsa liseden depresif, bi tane bile kız arkadaşı olmamış arkadaşları, yoksa televizyonu. Adamda hayat kültürü yok yani, bir kadını yaşatmayı bilmez, kendine yakışanı seçemez, tatil yerini seç dersin daha önce 5 kez gittiğimiz yerleri seçer, ot gibi bi hayat yani.
Sanırım ben de senin gibiyim. Aslında hayatta hep araştıran eden, gözü kulağı sürekli açık, öğrenmeyi, daha çok bilmeyi isteyen, herşeyin güzelinden, iyisinen anlamaya çalışan... Biz evleneceğimizde kocamın yaptığı saat pazarlığı nasıldı biliyor musun? 278 lira olan saat 275 olur di mi düz????Diye soran bir adam düşün. Saatçi bile canın sağolsun, tabii olur diyip bıyık altından gülmüştü. Hiç unutmuyorum o sahneyi. Şu anda da dış dünyayla ve satıcılarla diyalogu ya azarlar modda, ya da sesi bile duyulamayacak kadar ezik modda. Temsil yeteneği sıfırın altında yani. Bir de anladığım kadarıyla sen de kendi dış görüntünün eşininkinden daha düzgün olduğu düşünüyorsun, evlenmeden önce de insanlar böyle diyordu. İşte bu da başka bir hatamız. Bir sürü kadın erişemeyecegi ( fiziken ve beyinen) kadının hayalini kurup onu elde etmekten çekinmezken ben kendimi küçümsedim belki de, elde olanla yetinemeye çalıştım. Sonunda kısa, göbekli, potansiyel kel bir adam ve yanında 1.70 boy 55 kilo yeşil gözlü bir kadın. Ben ona o göbeği eritsin diye de neler yaptım, diyet listeleri mi bulmadım? yemeklere yağı grem gram hesaplayıp mı koymadım, baskül mü almadım, göbek egzersizleri mi bulmadım. Yoook yok , adamın içinden heyecan gelmeyince sende fırtınalar kopsun, adam sakin, adam bön![]()
Böyle bir koca hem ailesine, hem arkadaşlarına düşman ettiriyor insanı. Bakıyorum kocam yetersiz, bu sefer etrafındakilere buluyorum suçu. Arkadaşları şöyle, ailesi böyle, öğretmemişler, o imkanı vermemişler, iyi yetiştirememişler diye uzuyor liste...Ondan sonra da kavgalar boyut değiştiriyor. Sonra o sakin, çekingen, uyuz adam ne oluyor biliyor musun? Sen onu onca konuda dürtükleyip, birşeylere motive edip, herbi b.kun organizasyonunu yapmaktan bitap düşmemişsin gibi, artık pes etmiş de onla adım atasın gelmemeye başlamamış gibi seni onu sevmemekle, olumsuz insan olmakla, geçimsizlikle, mutsuzluka, mutluluk paraziti olmakla suçluyor.
Boşanmayı ben de çok ciddi düşünüyorum.
yaşadım hayatım bende aynısını yaşadım, ayrıldık çok oldu, çocuğa biraz çektirmiştim, gözüm doymadı sonunda da başka biri girdi hayatıma ve o çocuğu atıverdim bir kenara....kıymetini bilemedim...yazıklar olsun bana ki kendi ellerimle kaybettim yumurta gibi çocuğu
nerde beni öyle yüreklice sevebilecek erkek, nerde sadakat ve iyi niyet?????? yok hayatim...bulamadim bir daha.aynisi seninde basina gelecek diye korkuyorum ve konuyu da biraz icsellestirdim herhalde
![]()
<br><br><strong>Bizimki de ortam adamı. Zaten ortamda muhabbetini beğendim de kendini de beğendim. <br><br>bAK Senin bir de olumlu yönlerini görmeni sağladım. <imgyazdıklarını okuyunca senin eşinin durumunun daha vahim olduğunu gördüm canım benim..balayını bizde de ben ayarlamıştım bak bu ortak ama onun dışında ticarete kafası iyi çalışır ,iyi pazarlık yapar ,genel kültürü benden iyidir bir çok konuda( tatil-gezi-alışveriş dışında).tatili hep ben ayarlarım.fiziğine de dikkat eder yakışıklı sayılır ama hep ne giyceğine ben karar vermek zorundayım kendi başına alışverişe çıkamaz. Ama eğlenceli değildir mesela derler ya ortam adamı değildir.Ben gezmeyi çok severim mesela o genelde benim hatırıma ben mutlu olayım diye gezer ve bu beni deli eder.Bu yüzden çok keyif almıyorum işte ben de onla bişeyler yapmaktan sıkılıyorum..
Ben de ailesinden sevgi ve huzur bulamamış, bulduğu pasiflik ve gerideliği huzur sanmış, evlendikten sonra da kendi herşeyi eşinden daha çok bilir bulmuş birisiyim. Herşeyi ondan önce görürüm, duyarım, ben organize ederim, şu an onunla tatile gitmek bile istemiyorum. Balaymızı bile ben ayarlamıştım. Şimdi ilk defa ona tatili sen ayarla diye bıraktım herşeyi, 1 ay öncesinden de söyledim.Yarın izine ayrılıyor ve bizim halen nereye gideceğimiz belirsiz. İlk evlendik, çıktığı odanın lambasını söndürmez, düşün ben 5 yaşında babamdan azar yiyordum söndürmedim diye... Araba kullanmayı bilmez, evlendikten sonra benim arabamda 30 yaşında öğrendi. Kitapçılarda dolaşmaz, bi gün bi şarkı yollayıp ya da dinletip bak bugun bunu keşfettim demez, varsa liseden depresif, bi tane bile kız arkadaşı olmamış arkadaşları, yoksa televizyonu. Adamda hayat kültürü yok yani, bir kadını yaşatmayı bilmez, kendine yakışanı seçemez, tatil yerini seç dersin daha önce 5 kez gittiğimiz yerleri seçer, ot gibi bi hayat yani.
Sanırım ben de senin gibiyim. Aslında hayatta hep araştıran eden, gözü kulağı sürekli açık, öğrenmeyi, daha çok bilmeyi isteyen, herşeyin güzelinden, iyisinen anlamaya çalışan... Biz evleneceğimizde kocamın yaptığı saat pazarlığı nasıldı biliyor musun? 278 lira olan saat 275 olur di mi düz????Diye soran bir adam düşün. Saatçi bile canın sağolsun, tabii olur diyip bıyık altından gülmüştü. Hiç unutmuyorum o sahneyi. Şu anda da dış dünyayla ve satıcılarla diyalogu ya azarlar modda, ya da sesi bile duyulamayacak kadar ezik modda. Temsil yeteneği sıfırın altında yani. Bir de anladığım kadarıyla sen de kendi dış görüntünün eşininkinden daha düzgün olduğu düşünüyorsun, evlenmeden önce de insanlar böyle diyordu. İşte bu da başka bir hatamız. Bir sürü kadın erişemeyecegi ( fiziken ve beyinen) kadının hayalini kurup onu elde etmekten çekinmezken ben kendimi küçümsedim belki de, elde olanla yetinemeye çalıştım. Sonunda kısa, göbekli, potansiyel kel bir adam ve yanında 1.70 boy 55 kilo yeşil gözlü bir kadın. Ben ona o göbeği eritsin diye de neler yaptım, diyet listeleri mi bulmadım? yemeklere yağı grem gram hesaplayıp mı koymadım, baskül mü almadım, göbek egzersizleri mi bulmadım. Yoook yok , adamın içinden heyecan gelmeyince sende fırtınalar kopsun, adam sakin, adam bön![]()
Böyle bir koca hem ailesine, hem arkadaşlarına düşman ettiriyor insanı. Bakıyorum kocam yetersiz, bu sefer etrafındakilere buluyorum suçu. Arkadaşları şöyle, ailesi böyle, öğretmemişler, o imkanı vermemişler, iyi yetiştirememişler diye uzuyor liste...Ondan sonra da kavgalar boyut değiştiriyor. Sonra o sakin, çekingen, uyuz adam ne oluyor biliyor musun? Sen onu onca konuda dürtükleyip, birşeylere motive edip, herbi b.kun organizasyonunu yapmaktan bitap düşmemişsin gibi, artık pes etmiş de onla adım atasın gelmemeye başlamamış gibi seni onu sevmemekle, olumsuz insan olmakla, geçimsizlikle, mutsuzluka, mutluluk paraziti olmakla suçluyor.
Boşanmayı ben de çok ciddi düşünüyorum.
canım benim gerçekten bu kadar zor mu sevilebileceğin birini bulmak ? umarım yeniden çıkar karşına ama emin ol insan hayranlık duymayı da özlüyor
bence O mutlu olmayı fazlasıyla hak ediyor ..bilmiyorum üzülürdüm heralde yine de