nasıl oldu peki bir yerde mi karşılaştınız ?
Aileler arkadaş bizim, ailecek görüşülürdü çocuktan beri. Bi bize gelinirdi, bi onlara gidilirdi.
Bize geldiğinde, ansiklopedileri okurduk birlikte, ona bildiğim şeyleri anlatırdım. Hani çocuklarda olur ya, "Yaa öyle miymişş. Aaa o balon böyle mi uçuyormuuuş" filan :) O sırada bilgiç hallerimden ve ilgimden bi hayranlık oluşmaya başlamış kendisinde.
Ergenlik çağına doğru, ben gitmez oldum onlara... Malum, ergen kız tripleri, odamda müzik dinlemeceler, kimseyi tınlamamacalar. Ancak, o ortaokullu, liseli bir genç olduğunda dahi, bize gelmeye devam etti. Ancak ben odamdan çıkmayan bi kız haline gelmiştim. Öyle aşk meşk kafam basmazdı, anlamazdım belki tuhaf ama. Bi de annemlerin arkadaş ya, ondan yan gözle bakılmaz, kardeş gibidir diye yazmışım herhalde kafama. :)
Bakmış ki ben odamdan çıkıp yanlarında oturmuyorum, pek kale almıyorum, benden ufak ufak ümidi kesmeye başlamış.
Sonra ikimizin de ayrı şehirlerde üniversite macerası oldu. Kafadan 4 sene hiç karşılaşmadık desem yeridir.
Sonra, okulumun son senesinde, yarı genetik yarı psikolojik sayılan bir rahatsızlığa yakalandım. Olacağı varmış. Aşırı stres, duyguları bastırma, insanlara tepki vermeyip içime ata ata, genlerimde olan durumu tetiklemişim işte, karman çorman buhran halleri, bilirsiniz. Bunun biraz daha ağırı.
Okulu o ara dondurmak durumunda kaldık, sağlık her şeyden önemli... Doktor doktor gezdik, 2 sene tedaviyi reddettim, konduramadım kendime. Sonra kabullendim. Çevremde neredeyse kimse kalmadı, bir de o hasta halimle cahil insanların konuşmaları... Neyse, uzun mevzu.
Kendimi eve kapattım. Kimse ikna edemiyor dışarı çıkarmaya...
O sırada geldi işte. O odadan çıkardı beni :)
Zaten annemin güvendiği nadir insanlardandır, "Ben gezdireyim izin verirseniz" dedi, annemlere, annemler de bi ona emanet etti.
Gezdik birlikte çocukluğumuzun geçtiği şehri. Yaptığı fedakarlıklar, gülmem için halden hallere sokması kendini... Bilmiyorum, hani Selvi boylum al yazmalım filminde -sevgi emekti- deniyor ya... Beni sevişini sevdim önce...
Yine bir gün geziyoruz, motorun arkasında oturuyorum. Başım döndü kullandığım ilaçlardan dolayı bir anda. Düşmemek için ilk kez o zaman beline sarıldım arkadan. İçimin bi tuhaf olduğunu hissettim :) O kadar motorla gezerdik, hızlı da kullanırdı (Bilerek hızlı kullanırmış korkup sarılayım diye, onu da sırıta sırıta anlattı), arkaaki çıkıntı demirlere tutunur, yine de belinden tutunmazdım. İlk kez orada öyle beline sarılınca kalbimin atışını kulaklarımda hissettim. O kadar net ki o an :)
Akşamına dayanamadım, "Ya x... Bir şey diyeceğim... Galiba ben senden hoşlanıyorum" diye mesaj attım.
Cevap geldi: "Ah be canım, neredeydin senelerdir"
Sonra itiraf... Yavaş yavaş anladım. Gerçekten bir arkadaştan isteseniz, yapmayacağı her şeyi yapmış benim için. Salak kafam dedim, o kadar körmüşüm. Sevdiğini göstermek için adamın benzin döküp bi kendini yakmadığı kalmış. :)
Öyle işte... Sonra 4 ay bile sürmeyen sevgililik, söz, düğün bla bla.
Şimdi karşı koltukta oturuyor, dizisini izliyor
