- Konu Sahibi inceuclusarjiolanvarmi
-
- #61
Aha köşeye sıkıştım :) Hımm aklıma ilk gelen birçoğunuzun aklına gelen olurdu. Derdi yok, sıkıntısı yok. Şımarıklıktan kendine dert arıyor derdim.Ancak ısrarla durumun bundan ibaret olmadığını olağanca sakinliğiyle vurguluyorsa (bu durumun gerçek olması halinde insanlar gerilir ve aşırı tepkiler verir genelde) anlatamadığı ve anlatmak istemediği türlü sıkıntıları olduğunu düşünürdüm. Demek ki kendi içinde o sıkıntıların artık çözülemeyeceğine kanaat getirmiş. Elinden gelen her şeyi yapmış ve kabullenmiş onları derdim. Sadece zihninde ve ruhunda tüm o sıkıntıların sonrasında oluşmuş hasarı düzeltmek için yardım istiyor derdim. Ya da birinin belki de nokta atışı yapacağını, akabinde o atışın yapıldığı yerin üzerine gidip sorunu çözebileceğini umuyor herhalde derdim.
Ya da bu kadar düşünmez, sadece yazmak ve paylaşmak istemiş. Muhtemelen birkaç güne çok daha farklı bir ruh haline bürünecek. Bambaşka bir insan olacak. Ancak bu sürecin uzamaması için paylaşmak istemiş derdim. Bu sefer üstünü örtmek yerine meydana çıkarmak istemiş derdim.
Hepsi. Zira bulduğum tek çözüm bu. Bir arada yapamıyorsam hiçbiriyle, ardımda kalmalılar belki de. Sorun sizde değil bende klişesine sığınmak insanları rahatlatmıyor. Belki de bencillikle suçladıkları beni, kendi bencillikleriyle daha da karanlığa sürüklüyorlar. Neşeli, güçlü biri sevecekleri ve yanında olmak isteyecekleri kişidir zira.
Ben buradakilerin aksine dert anlatmayacağım. Zira neresinden başlasam, hangisine mana yüklesem bilemiyorum. Açıkçası dertlerden değil kendimden kurtulmak istiyorum. Yıllardır dönem dönem içine girdiğim bu halden bir şekilde sıyrılmayı başardım. Bazen aylar sürdü, bazen birkaç gün. Ancak illa ki ayağa kalktım. Bu kez farklı, bu kez mecalim kalmadı...
Dün sabaha karşı anlamsız bir şekilde, aldığım kilolardan kurtulursam belki bir değişiklik olur diye konu açmıştım. Sonradan aman kilo alsam ne fark eder ki deyip caydım bu fikirden. 1 ay önce bir anda karar verip saçımı kestirip boyattım hiç aklımda olmayan, ilgimi de çekmeyen bir renge. Belki işe yarar diye. Yaramadı. Bu kez kararlıyım beyaz önlüklülerin reçetelerine muhtaç olmayacağım. Kendime bu kötülüğü yapmayacağım. Ancak aklım yetmiyor dirilmeye, ruhum can çekişirken yeniden ayağa kalmak istemiyorum belki de.
2 ay öncesine kadar özel bir kurumda çalışıyordum. Sırf içimdeki bitmek bilmeyen bezginlikten dolayı tüm maaşımı taksi şoförlerine verdim. Zira evden çıkıp yürümek, insanların olduğu bir toplu taşıma aracında bulunmak zulüm geliyordu. Ne birikim yaptım ne de kendime ait olacak herhangi bir nesneye para harcadım. Sadece eve kapanmamak, yine aynı buhrana sürüklenmemek adına çalışmaya devam ettim. Aldığım parayı da taksiye verdim. Sonra dönem tatili oldu ve yatağıma kavuştum. Ölmemek için yemek yediğim, sigaranın dibine vurduğum bir döneme daha merhaba dedim. Çalan telefonları açmama sebebim sorulduğunda verecek cevabım yoktu. "İSTEMEDİM". Herhangi bir canlı ile iletişim kurmak, işkenceden farksız benim için.
En çok da annemi üzüyorum bu dönemlerde. Sesine bile tahammül edemiyorum, bana hiçbir zararı dokunmuyorken bile. Kendi kendine pek yakında gerçekleşeceğini düşündüğü evliliğimle ilgili planlar yapıyor, susuyorum ben de. Evleneceğim zat ise bana tahammül göstermek için sabrının son demlerinde. Vazgeçmiyor, ben olsam vazgeçerdim benden...
Masanın üzerinde yığılmış kıyafetlere bakıyorum. Bundan birkaç ay önce belki düzelirim diye alınmış yeni eşyalara. Hiçbirinin bir kifayeti yok benim bezgin dünyamda. Tembellik mi? Belki. Ancak tembelliği bile sorgulamayacak bir haldeyim şimdi. Yeni değil bu hal, alışkınım aslında. Sadece dirildiğimi sandığım bazı zamanlar var hatıramda. Sonrası yine karanlık...
Mış gibi yapmayı da beceremiyorum artık. Gülemiyorum zorla da olsa. En yakın arkadaşım evleniyor bana ne? Kardeşim üniversite kazanmış kime ne? Evlenecekmişim meğersem, iyi de niye? Başarısızlık değil beni bu hale iten. Elimi neye attıysam başarmanın akabinde hasıl olan değersizlik hissiyle baş başa kaldım. Sonra her şeye yaptığım gibi onları da yarım bıraktım. Belki dedim çoğunluğun normalliğine dahil olmalıyım. Dizi izlemeye başladım. Türk dizilerinin bir bakışmaya dakikalar ayırmasının manasızlığına tahammül edemedim ve yabancı dizilere meylettim. Sayamadığım kadar yarım kalmış dizinin akabinde bundan da vazgeçtim. Merak edemedim hiçbirinin sonunu. Onları da yarım bıraktım...
Sadece sigara. Çare olduğunu düşündüğümden değil, bilmiyorum niye. Yarım bırakamadığım tek şey olduğundan belki de.
Bu kez tek başıma arınamıyorum göğsüme bağdaş kurmuş bezginlikten. Bu kez yapamıyorum. Ancak diğer insanların yardım taleplerine yahut seslerine de yok tahammülüm. Dertleri anlatıp çözüm arayacak kadar dahi yok isteğim. İçimde kalan son umut parçasını da hayata dönmek için harcamaya meylettim. Ne yapmalıyım da arınmalıyım bu durumdan, inanın bilmiyorum. Ya ölmeli ya da dirilmeliyim. Başka türlü yaşamama tahammülü yok diğerlerinin.
Depresyon diyeceksiniz, ne olur demeyin. Beyaz önlüklülerin ruhumu sıradanlaştırmasına yoktur müsaadem. Denedim, o da işe yaramadı. Bir amacım kalmadı ancak dirilmek için bir sebep arıyorum. Sebep bulamasam da zihnimin bana bahşedemediği yöntemlere talibim. Yazmak iyi gelirdi eskiden, şimdi ona bile yok gayretim.
Haftalardır erteliyorum iş başvurularını. Haftalardır erteliyorum yaşamayı. Biliyorum bencillik, biliyorum ötekilerin hayatlarını da kendi karanlığımla yok etmeye hakkım yok. Ancak ölümün önünde duran bir inanç var. O yok olmadan vasıfsız varlığım yer işgal etmeye devam edecek dünyada. Madem seçeneğim yok yaşamak için, diğerlerinin tahammülünü daha fazla zorlamamaktır niyetim.
Ne yapmak lazım, nasıl dirilmek lazım bilmiyorum. Kendime dahi yetemezken buraya yazarak belki çözüm bulmak ne kadar doğru bilmiyorum ama yazmak istedim yine de. Teşekkürler tahammül gösterip okuduğunuz için.
Bu ne zamadir böyle??
Yalnız değilsin :) En azından senin yapacak bir işin var. Paranı kazanıyorsun. Benim o da yok. bir senedir işsizim. hiç birşeyden tat alamaz oldum. kendi anneme ve babama tahammül edemiyorum. etrafımda insan istemiyorum. bazen ağlama krizlerine giriyorum. sevgilimde var ama evlenesim yok yaş olmuş 28. Allah kurtarsın cümlemizi ne diyim.
Yazdıklarını okudum yorumları herşeyi okudum resmen aynada kendimi gördüm...Bu hale gelmemizdeki tek neden benim fikrimce geçmişte yaşananlar belki çok büyük belki çok küçük ama geçmişte yaşanan hayal kırıklıklarının, korkuların ,endişelerin ve bunun gibi yaşanmış olumsuz duyguların birikmesi ve ruh dengemizi bozması...Hele birde hayat hala sana anca g..tyle gülüyorsa tadından yenmez...
Doktorlara sıra gelince gerçekten işinde iyi bir psikolog ve pskiyatris bulamadığın müddetçe ve iki koldan hastalığını yenmeye çalışmadıkça ne kadar hap içersen iç istersen yıllarca iç sonra bitti de bırak en ufak sıkıntılı dönemde yine patlak verir bu durum bozuklukları.Bende sıkıldım kendimden kendimi geç en başta bu hayattan sevmiyorum zorla değil ya sevemiyorum zorla katlanıyorum resmen.Ben şahsi olarak zaten mutsuzum bir çok sebepten ama benim hayatım tam rayında bile gitse herşey güllük gülistanlık dahi olsa hayatta o kadar çirkin şeyler oluyorki insan onları görünce bile yaşama şevki gidiyor kırılıyor bu ne rezillik diyor...Bilmiyorum çok ince düşünmeye gelmiyor bu dünya ancak gamsızlara göre herşey çok güzel bu hayatta ancak birşeylere gözünü kapatıp kulağını birşeylere sağır edersen mutlusun...ama ben bunu beceremeyenlerdenim yazıkki...
Babanın evleneceğin kişi hakkındaki tutumuda sinir bozucu tabiki ama baba baba işte atsan atılmaz satsan satılmaz keşke herkes herşeyi önce bi kendinde düşünüp öyle karşı tarafa lanse etse ama nerdeeee o ince düşünce...
Bir adet derdim yok. Yüzlerce derdin her biri beni bu hale getirecek vasfa sahip değildir diye düşünüyorum. Değiştirilemeyecek şeyler var insanın hayatında. Değiştirildiği takdirde birçok insanı geride bırakmanı gerektirecek şeyler. Sırf sen gibi düşünmüyorlar diye. O yüzden anlatmama gerek yok tüm yaşadıklarımı. Sadece kabullenip ileriye bakmaktır isteğim. Ona da yok mecalim. Ne istiyorum sizlerden diye sorarsanız, ne bileyim.. Belki de benim bulamadığım bir cevap.
Geçmiş zaten geleceğin önündeki en büyük engel. Arsız ve de gamsız olmak gerek evet. Başka türlü katlanmak imkansız oluyor insanların varlığına. Pembe panjur için evlenebilen zatlar, yerini tek taş için evlenen zatlara bıraktı. Mutluluk onlar için o kadar kolay ulaşılabilen bir yerde ki. Özeniyorum bazen. Yahut maddiyatı bir kenara bırakırsak, iç güzelliğiyle yetinen insanların sofi huzuru da özendiriyor beni. Ah keşke...
Aman bırak iç güzellik bilmemne benim içim güzeldide neoldu karşına çıkanların içi lağım çukuruna benzedikten sonra.Bu zamanın insanı kişiyi kendinden eder sendeki iç dış güzelliğinide süpürür gider ki öyle yaptı çoğunluk...Yok ben hep iyi oldum ama ne zaman kazandın diye sorarsan ? Hiçbir zaman belki bundan sonra kazanıcam bilemiyorum ama bundan sonra kazansamda eskilerin açtığı güvensizlik hep ensemde olacak.Bitsede gitsek modundayım Azrail gelse aaaa senmi geldin bende seni bekliyodum 5 dk ya çıkarız derim :) öyle yada böyle tüketicez bu hayatı ama iyi ama kötü birde bakıcaz girmişiz bile toprağa şimdilik istemesekte elimizden gelen en iyi şekilde yaşamaya çalışmayız.Allahın verdiği canı almak bize düşmez çünki birşeylere sabredip dediğin gibi birazda arsız ve gamsız olmaya da gayret ederek iyi kötü bizde tüketicez bize verilen ömrü Yoknaz...
belki okumuşsunuzdur ama yine önereyim okuduysanız bir kere daha okuyun SERDAR ÖZKAN ''Hayatın Işıkları Yanınca''
Konu sahibi ben değilim fakat okurum okumayı severim çünki...Teşekkür ederim kendi adıma.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?