Ben az biraz sivri dilliyim. Mesela bu örneği yaşasam "nüfusuma da alayım mı?" derdim. Çünkü niye demeyeyim. Iyi olmak, kalp kırmamak güzel özellikler elbette, lakin biri arı kovanına çomak sokuyor ise arının da karşılık vermesi arıyı kötü yapmaz.
Ben durduk yere kimsenin hayatına müdahale etmem (kocam hariç ajsjsj) eleştirmem, karışmam, yorum yapmam, sormadan fikir vermem. Bu yüzden iyi, en azından zararsız bir insan olduğumu düşünüyorum. Ancak biri haddi olmadan bana laf sokar, eleştirir, sormadığım halde hayatım hakkında fikir vermeye kalkışırsa da susmam. Savunmam da gayet nettir. Lafı dolandırmadan "iyi de bundan sana ne" demenin yüzlerce alternatifi var.
Atanma ile ilgili söylenen benim de birlikte geyik yapacağım bir mevzu. Zira bu sizin değil, ülkenin şartları ile alakalı. Bunu kişisel algılamam ben. Sevgililik ile ilgili sokulan laflarda da çeşitli zorluklar yaşayan kuzeni kırmak istememişsiniz ama onun belli ki öyle bir gayesi yok. Kişi dilinden çıkanın bedelini ödemeyi de göze almıştır. "ilişkiler konusunda yorum yapabilecek son kişi olabilirsin abla" deseniz, bir daha böyle bir şey yapmaya cesaret edemez. Belki o an üzülür ama üzdüğünü de anlar.
Sizin sınırlarınızı belirleyecek olan yine sizsiniz. Odaya gidip ağladığınızda kimse anlamaz o sınırları. Kendinizi üzdüğünüz ile kalırsınız. Daha kaba tabirle, ben üzüleceğime hadsizce beni üzenler üzülsün der çatır çatır da cevap veririm. Siz de öyle yapın. Sınırlarınızı hatırlatmak, kalp kırmak değil kendi kalbinizi kırılmaktan korumaktır.